instagram twitter linkedin github youtube

23.2.18

Her derde defa süper Karışım

Karışım malzemeleri

1 çay kaşığı zerdeçal tozu
1 çay kaşığı zencefil tozu
1 çay kaşığı acı pul biber 
1 çay kaşığı tarçın tozu
1 çay kaşığı çörek otu
2 çay kaşığı yada 1 yemek kaşığı yulaf ezmesi 
1 çay kaşığı karanfil tozu 4 tane karanfil 
4-6 tane maydanoz yaprağı
3-4 tatlı kaşığı taze yoğurt
yarım çay bardağı elma sirkesi


Hazırlanışı:

İlk önce bir kaseye 4 tatlı kaşığı yoğurt koyun daha sonra toz olan malzemeleri üstüne miktarları şeklinde dökün daha sonra yulaf ezmesi ve üstüne de karanfilleri atın ve en son elma sirkesini üstüne dökün ve karıştırın


Yararları nedir?

Kilo Vermeye Yardımcı Olur
Zararlı Bakterileri Etkisiz Hale Getirir
Bünyeyi Kuvvetlendirir
Yüksek Tansiyonu Önleyebilir
Soğuk Algınlığından Korur
Diş Sağlığı İçin Faydalıdır:
Göz Sağlığına iyi gelir
Cildi Nemlendirir ve Ölü Hücrelerden Arındırır
Cilt Sağlığı, Sivilce ve Akne iyi gelir
Güneşin Olduğu Cilt Bozukluklarına iyi gelir
Vücudun Direncini Arttırır
Sindirim Sistemine Faydalıdır
Hazımsızlığı giderir
Sinüzit İçin Faydalıdır
Hıçkırığı Giderir
Ter ve Vücut Kokularını Giderir
Yorgunluğu Giderir
Bacak Kramplarını Hafifletir
Kötü Nefes Kokusunu alır
Diş İltihabını Giderir
Kan Şekerini Dengeler
Kolesterol Seviyesini Dengeler
Eklem Ağrıları Hafifletir
Romatizmaya iyi gelir
Eklem Sertliklerine Engel Olur
Kanser Hücreleriyle Savaşmaya Yardımcı Olur
Kansere Yakalanma Riskini Azaltır
Sedef Hastalığına İyi Gelir
Saç dökülmesini önler
Kalp Sağlığına Faydalıdır
Bağışıklık Sistemini Güçlendirir
Astım Hastalığına Faydalıdı
Damarları Koruyucu Özelliği Vardır
İdrar Yolu Enfeksiyonlarına Faydaları
Kemiklere Faydalıdır
Böbreklere Faydalıdır
Böbrek taşını düşürür
Kan Basıncını Düzenler
Kabızlığa İyi Gelir
Ruh Sağlığını ve Sinir Sitemini Korur
İdrar söktürücü özelliği vardır
Toksinleri vücuttan atar.
Enfeksiyonlara ve iltihaplara iyi gelir.
Kansızlığı giderir
Karaciğer sorunlarını düzeltir
Karaciğer yağlanması giderir
Prostat sorunlarını çözer
Karın bölgesinde oluşan şişlikleri giderir
Enerji vericidir
Doyurucu ve tok tutar
Kötü kolestrolü azaltır
Beyin ve kalp fonksiyonlarını düzeltir
Troid hastalıklarına iyi gelir
Troid bezlerine iyi gelir
Depresyon ve stresi en aza indirir
Diş Ağrılarını Giderir
Bulantı ve Kusmalara Karşı İyi Gelir
Öksürüğü Giderir
Kötü Nefes Kokusunu Giderir
Siyah lekelere iyi gelir
Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarını Giderir
Baş ağrısını giderir
Boğaz ağrılarını giderir
Tıkalı burnu açar
Kulak ağrılarına ve iltihabına iyi gelir
Gaz sorunlarını gidermede yardımcı olur.
Bağırsak parazitlerinin temizlenmesine yardımcı olur.
Yüksek Tansiyonu Önler
Radyasyon Hasarı önlemeye yardımcı olur
Morfin Bağımlılığını önler
Parkinson Hastalığı iyi gelir
Alerjik Hastalıkları iyi gelir
Hafıza Kuvvetlendirir
Hormon Dengesini Sağlar
Anne sütünün artmasına yardımcı olur
Hücreleri yeniler
Cildi nemlendirir.
Mikropları ve mantarları öldürür.
Solunum borusunu genişleterek nefes almayı kolaylaştırır.
Damar sertiliği ve tıkanıklığını giderir
Ruh sağlığını korur
Normal kan sirkülasyonunu korur
Aşırı terleme,ateş ve titremeyi önler
Soğuk algınlığına karşı korur
Mide bulantılarına iyi gelir
Hamilelik döneminde şiddetli şekilde bulantı ve kusma problemi yaşayan kadınlar için iyi gelir
Şeker hastalarına iyi gelir
Cinsel isteksizliği önler
Cinsel gücü ve isteği artırır
Bağırsak Sendromuna iyi gelir
Alzheimer Hastalığından korur
Tip 2 diyabetin başlamasını önleyebilir
Artrit hastalığına yakalanma riskini azaltır
Kan pıhtılaşmasını önler
Etkili bir antioksidan olduğundan dolayı neredeyse bütün organları korur
Maya Enfeksiyonlarına Karşı Şifadır
Ülser rahatsızlıklarına iyi gelir
Virüslere Karşı Savaşır
Sigara, alkol ve bunlara benzer ürünleri tüketen kişilerde, alkol ve sigaranın verdiği zararları azaltır
Gıda zehirlenmesine faydalı olur
İshal vakalarını önler

Yoğurt nedir?faydaları nelerdir?

Yoğurt dünya çapında belkide en fazla tüketilen süt ürünlerinin başında geliyor. Çok yaygın olarak tüketilmekte.  Yoğurt çok eski çağlardan itibaren hastalıkları tedavi amaçlı olarak kullanılmıştır ve sağlıklı yaşamın iksiri olarak tanımlanmıştır. Özellikle evde yapılan yoğurtlar sağlık açısından daha faydalıdır. Fabrikalarda üretilen yoğurtlar bir takım prosedürden geçtiği için bazı vitamin ve minerallerin değerlerini kaybetmektedirler.

Yoğurdu sağlık açısından bu kadar önemli kılan şüphesiz içerdiği besin maddeleri ve farklı elementlerdir, özellikle kemik ve iskelet sağlığına iyi gelen besinleri zengin miktarda içermektedir. C ve B 12 vitamini içerir. Bunun yanında kemik sağlığına iyi gelen potasyum, sodyum, kalsiyum, demir ve manganez içermektedir. Ayrıca vücut sağlığı için çok önemli olan omega-4 ve omega-4 yağlarını içerir.

Yoğurdun Sağlığa Faydaları
Yoğurdun en önemli özelliklerinden bir tanesi kemik yapısı için önemli olan kalsiyumu içermesidir. Kalsiyum genel anlamda bünye için enerji sağlar. Yoğurt ayrıca kilo vermek ve soğuk algınlıklarını gidermek için önemli bir şifa kaynağıdır. Yoğurt organik ise kısa sürede faydalarını hissetmek mümkün. Akşamları yatmadan önce bir kase yoğurt yemek ayrıca iyi bir uyku çekmek için faydalı olabilir. Yoğurt ayrıca cilt ve saç sağlığı için de faydalıdır. Cilt maskelerinde yoğurt çok geniş bir yelpazede kullanılmaktadır.

Yoğurt Kilo Vermeye Yardımcı Olur: Yapılan birçok bilimsel araştırma yoğurdun kilo vermeye yardımcı olduğunu ortaya koymuştur.  Yoğurdun içerdiği kalsiyum ve amino asitler bünyede bulunan fazla yağları yakarlar. Bunun yanında kasları kuvvetlendirir. Bununla birlikte gereksiz yağların dışarı atılmasında yağ hücrelerine katkıda bulunurlar.

Yoğurt Zararlı Bakterileri Etkisiz Hale Getirir: Yoğurt bağırsak enfeksiyonuna neden olan zararlı bakterilerin dışarı atılmasına yardımcı olur. Genel anlamda sindirim sistemi için faydalı bir besin kaynağıdır. Yoğurdun sindirimi kolay olduğu için özellikle diyet yapanların akşam saatlerinde tüketmesi önerilir.

Yoğurt Bünyeyi Kuvvetlendirir:  Bir porsiyon yoğurt, önemli bir miktarda potasyum, fosfor, riboflavin, iyot, çinko ve vitamin B5 (pantotenik asit) içermektedir. Yoğurt ayrıca, kırmızı kan hücreleri korur ve sinir sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olan B12 içerir. Düzenli olarak yoğurt tüketimi bu besinlerin eksikliğinden kaynaklanan açığın ortaya çıkmasını engeller.

Yoğurt Yüksek Tansiyonu Önleyebilir: Günlük olarak tüketmemiz gereken tuz miktarını aşmamız durumunda hipertansiyon, böbrek ve kalp hastalıklarına yakalanma ihtimalimiz yükselir. Yüksek tansiyonda birçok hastalığın ana sebebidir, özellikle kalp sağlığını ciddi anlamda tehdit eder. Bu yüzden günlük bir kase yoğurt tüketimi hipertansiyonu engeller ve dolaylı olarak bu genel vücut sağlığını korur.

Yoğurt Soğuk Algınlığından Korur: Bu konuyla alakalı yapılan birçok bilimsel çalışma yoğurdun soğuk algınlıklarını önlediğini ortaya koymuştur. Günlük düzenli olarak tüketilen bir miktar yoğurt hücrelerin mikroplarla savaşmasını kolaylaştırır. Ayrıca yoğurdun kan hücrelerini güçlendirme özelliği vardır. Yoğurdun hücreleri güçlendirmesi genel anlamda bağışıklık sisteminin faydasınadır. Güçlü bağışıklık sistemi kış aylarında  soğuk algınlığından kaynaklanan hastalıklara yakalanma riskini azaltır.

Yoğurt Diş Sağlığı İçin Faydalıdır: Marmara Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma sonucu, yoğurdun diş mineleri için çok faydalı bir besin kaynağı olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanında yoğurdun bol miktarda içerdiği laktik asitler diş etlerini korumada önemli görevler üstlenmektedirler. Günlük olarak tüketilen bir kase yoğurt diş ve dişe bağlı hastalıklara yakalanma riskinizi azaltır.

Yoğurdun Göz Sağlığına Faydaları: Özellikle aşırı yorgunluktan kaynaklanan göz altında şişme ve kararmalar yoğurt sayesinde giderilebilir. Yoğurdu gözün altında kararmış kısma 15 dakika kalacak şekilde uygulayın. Bu kararmaları ortadan kaldıracaktır.

Yoğurdun Cilde Faydaları: Yoğurdun cilt sağlığına birçok faydası vardır. İçerdiği çok farklı ve zengin miktardaki bileşen ve besinler cilt sağlığını korur ve cilt hücrelerinin yenilenmesine, onarılmasına yardımcı olur.

Yoğurdun içerdiği çinko ve laktik asit cilt sağlığı için önemlidir. Bu maddeler sayesinde gözenekleri açar, cildi ölü hücrelerden temizler ve cilde sağlıklı bir parlaklık sağlar. Ayrıca ciltte meydana gelen çizgilerin ve tahrişlerin ortadan kalmasında etkili olabilir.

Doğal Yoğurt Cildi Nemlendirir: Hassas ciltler için kalın bir tabaka halinde yoğurt uygulamak  cilt yorgunluğunu giderir ve sağlıklı bir görünüm kazandırır. Bu şekilde cilde yoğurt uygulayın ve 10 dakika bekleyin 10 dakika sonra ılık suyla yıkayın.

Bunun yanında yoğurda mercimek ve portakal kabuğuyla karıştırarak maksimum verim almanız mümkün. Eğer kuru bir cilde sahipseniz yoğurda bal karıştırarak cildinize uygulayabilirsiniz.

Bunun dışında 4 yemek kaşığı yoğurda bir yemek kaşığı kakaoyu karıştırın ve maske yaparak cildinize uygulayın. 20 dakika bekledikten sonra yüzünüzü ılık suyla yıkayın. Bu uygulama cildinizin sağlığına ekstra katkı sağlayacaktır.

Yoğurt Cildi Nemlendirir ve Ölü Hücrelerden Arındırır: Bu uygulama özellikle kuru ve hassas ciltlere faydalıdır. Ciltte bulunan ölü hücreleri temizler ve sağlıklı hücrelerin oluşmasına yardımcı olur.

Bunun için 2 yemek kaşığı yoğurda bir yemek kaşığı yulaf ekleyin ve iyice karıştırın, daha sonra bu karışımı elinizle daireler halinde cildinize uygulayın.

Eğer yüzünüzdeki siyah lekelerden şikayetçi iseniz, yoğurda pirinç ekleyerek karıştırabilir ve aynı şekilde dairler halinde elinizle cilde uygulayabilirsiniz.  20 dakika sonra yüzünüzü yıkayın.

Bunların dışında yukarıda da belirttiğimiz gibi, yoğurda portakal kabuğu karıştırarak siyah noktalardan, kuruluktan, tahriş ve döküntülerden kurtulabilirsiniz.

Cilt Sağlığı, Sivilce ve Akne İçin Yoğurt: Yoğurtta bulunan faydalı asitler sayesinde birçok cilt hastalığından kurtulmanız kolaylaşır,  sağlıklı bir cilt dışında akne, mantar ve mikroplardan kaynaklanan hastalılarla mücadele edebilirsiniz.

Yüzünüze kremalı yoğurdu sürün ve 30 dakika bekleyin. Bu uygula sayesinde aknelerden kurtulabilirsiniz.

Alternatif olarak, zerdeçal tozu, şeker ve sandal ağacı tozu ile yoğurt bir hamur yapılabilir. Deri üzerinde macun masajı yapın ve 15 dakika bekleyin. 15 dakika sonra cildi ılık suyla yıkayın. Bu işlem de cilt sağlığınıza birçok fayda sağlayacaktır.

Böcek Isırmalarına, Güneşin Olduğu Cilt Bozukluklarına Karşı Yoğurt: Akne ve böcek ısırmalarının neden olduğu cilt bozukluklarına da yoğurt ciddi bir çözüm üretebilir. Yoğurt, lekeleri ve yaraların ağrılarını hafifletebilir hatta bunlardan kaynaklanan birçok sorunu giderebilir.

Bunun yanında güneşin altında aşırı yanmadan dolayı meydana gelen cilt bozukluklarını da giderici özelliği vardır.

Bunun için yoğurt, un ve limon suyunu karıştırarak bir hamur yapın ve cildinize 15 dakika etkilenen yer boyunca uygulayın. Alternatif olarak yoğurda papatya yağı ekleyerek uygulamanız durumunda bahsedilen sorunları kısa sürede çözebilirsiniz.

Eğer cilt mantar veya enfeksiyon hastalıklarından etkilenmiş ise, etkilenen bölgeye 15 dakika kalacak şekilde yoğurt uygulanabilir. Daha fazla verim alabilmek için, günde 4-5 kere uygulamanızda fayda var.

Yoğurdun Zararları: Yoğurdun genel anlamada sağlık açısından bir zararının olduğunu söylemek mümkün değil, hatta ilaçlı tedavi gören hastalar için bile bir risk teşkil etmez. Rezene, karanfil gibi bazı bitkiler ve besin maddeleri ilaçlı tedavi gören hastalara zarar verebilmektedir ama bu risk yoğurt tüketiminde yok. Yalnız yoğurdun çok aşırı tüketilmesi ve zamanı geçmiş hazır yoğurt tüketimi bazı sorunlara neden olabilmektedir.

Aşırı yoğurt tüketimi sindirim sisteminde bazı gaz, ishal gibi sorunlara neden olabilir.
Hazır yoğurtların faydadan çok zarar sağladığını söyleyen sağlık uzmanları var.
Çok aşırı derecede yoğurt tüketimi bağırsaklarda bakterilerden kaynaklanan enfeksiyonlara neden olabilir.

Elma Sirkesi nedir?Faydaları nelerdir?

Elma sirkesi asırlar boyunca hastalıkları tedavi etmek için kullanılmıştır. Bugün marketlerin raflarını süsleyen elma sirkesinin sağlık açısından hiçbir faydasının olmadığını söyleyebiliriz. Sağlık için faydalı olan elma sirkesi doğal yöntemlerle evde yapılanlardır. Çünkü elma sirkesini önemli bir şifa kaynağı kılan şey, içerdiği elma asitidir.

Elma sirkesini sağlık açısından bu kadar önemli kılan şey, içerisinde bol miktarda C vitamini, potasyum, kalsiyum ve sodyum içermesidir. İçerdiği bu maddelerden dolayı elma sirkesinin kanı inceltme, ateşi düşürme gibi faydalarının yanında sinir sistemine de iyi gelmektedir.

Elma Sirkesinin Faydaları
Elma sirkesi, birçok hastalık için şifa kaynağıdır. Ayrıca hastalıklara yakalanma riskini azaltır ve metabolizmayı kuvvetlendirir. Tıp alanında da elma sirkesi doğal antibiyotik olarak hastalara tavsiye edilmektedir. Elma sirkesi, birçok organın sağlıklı çalışmasına yardımcı olduğu gibi cilt sağlığı için de önemli bir besin kaynağıdır.

Elma Sirkesi Vücudun Direncini Arttırır: Elma sirkesi iyi bir C vitamini kaynağıdır. Bunun yanında vücudun ihtiyaç duyduğu birçok vitamini içermektedir. Genel anlamda vücudun kuvvetlenmesi ve hastalıklarla mücadele etmesi yönünde önemli katkı sağlamaktadır. İçerdiği kalsiyum kemik ve iskelet yapısını güçlendirirken, C vitamini birçok hastalığa yakalanma riskini azaltır.

Elma Sirkesi Sindirim Sistemine Faydalıdır: Elma sirkesi suda çözülen petkin olarak da bilinen lifler içermektedir. Bu özelliği sayesinde bağırsaklarda oluşabilecek spazmları yatıştırır. Ayrıca ishal tedavisi için de etkilidir. Su veya meyve suyu ile karıştırılarak içildiğinde ishal sorunları için daha etkili sonuçlar alınabilir.

Ayrıca, elma sirkesinin hazımsızlığı da giderici özelliği vardır. Hazımsızlık için bir çay kaşığı bal bir bardak elma sirkesine karıştırılarak içilir. Bu karışım hazımsızlık sorununu kökünden çözebilir. Bu karışımı günde sadece bir sefer değil gün boyunca içebilirsiniz. Elma sirkesi ve bal karışımı aynı zamanda gastrit ağrılarını da giderir. Elmanın içerdiği petkin ayrıca ciddi anlamda bağırsakların hareketli olmasına yardımcı olur. Tembel bağırsak sistemini aktif hale getirerek kabızlık sorununa neden olan unsurları ortadan kaldırır.

Elma Sirkesi Sinüzit İçin Faydalıdır: Elma sirkesinin genel anlamda solunum yolları rahatsızlıklarına da faydası vardır. Özellikle sinüslerin temizlenmesinde önemli rol oynar. Sinüslerin boşalmasına yardımcı olur ve burnun temizlenmesini sağlar.

Elma Sirkesi Hıçkırığı Giderir: Mide asitinin yol açtığı protein sindirimi sorunu yüzünden hıçkırık problemi yaşanır ve genelde aşırı meyve tüketimi esnasında yaşanır. Su ile elma sirkesi karıştırılarak içildiğinde bu sorunu ortadan kaldırır. Elma sirkesi midedeki asit dengesini sağlar ve diyafram spazmlarını yatıştırır.

Ter ve Vücut Kokularını Giderir: Elma sirkesinin vücut kokularını emici özelliği vardır. Elma sirkesi vücut kokusunu emer ve koku yaratan bakterileri ortadan kaldırmak için cildin pH seviyesini ayarlar ve kötü kokuyu natüralizme eder. Ayak kokusu problemleri yaşandığında da elma sirkesini kullanarak sorun çözülebilir. Bunun için, bir kap ılık su ile doldurulur ve 2 fincan elma sirkesi eklenir. 15 dakika boyunca bu karışımda ayaklar yıkanır. Bu uygulama sonucunda ayak kokusu giderilir. Belirli aralıklarla bunu tekrar etmeniz gerekir.  Ayrıca koltuk altı kötü kokuları içinde elma sirkesi kullanılabilir. Bunun için koltuk altını elma sirkesi ile ovalayın.

Elma Sirkesi Soğuk Algınlıklarına İyi Gelir: Elma sirkesi; soğuk algınlığı, öksürük ve boğaz ağrıları için iyi gelir. Bu tür sorunlar yaşadığınızda bir bardak ılık su ile bir kaşık elma sirkesi ve balı karıştırın. Bu karışıma aynı zamanda bir miktar zencefil katın ve gargara yapın. Bu karışım boğaz ağrısı, öksürük ve göğüs tıkanıklığına iyi gelir. Aynı zamanda bu karışım içilebilir.

Elma Sirkesi Yorgunluğu Giderir: Elma sirkesi laktik asit birikimini önlemektedir. Bunu içerdiği amino asit ve enzimlerle başarmaktadır. Bunun yanında yorgunluğu ve rehaveti hafifletici etkisi olan elektrolitler ile doludur. Yorgunluk için bir bardak sebze suyuna elma sirkesi katın ve için. Bu karışım yorgunluğunuzu hafifletecektir.

Elma Sirkesi Bacak Kramplarını Hafifletir:  Yoğun kramp sorunlarını azaltmak için vücutta bulunan asit kristallerini eriterek özellikle bacaklarda meydana gelen krampları giderir. Kramp sorunlarını gidermek ve ağrıyı azaltmak için su ile seyreltilmiş elma sirkesine biraz bal karıştırarak yudumlayın.

Elma Sirkesi Kötü Nefes Kokusunu ve Diş İltihabını Giderir: Elma sirkesi asidik özelliklerinden dolayı kötü nefes kokusunu ve diş eti iltihabı ile ciddi anlamda mücadele eder ve sorunu büyük ölçüde giderir. Diş etlerine yerleşmiş bakterileri öldürür. Bunun için su ile karıştırılmış elma sirkesi ile 10 saniye gargara yapın ve 5 kez tekrarlayın. Bu aynı zamanda sarı lekeleri giderir ve dişlerin beyazlaşmasını sağlar.

Zararlı Bakterileri Ortadan Kaldırır: Vücutta bulunan zararlı bakterileri ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Bunun yanında bağırsaklarda bulunan yararlı bakterilerin sayısının artmasına katkıda bulunur. Elma sirkesinin antiseptik özelliği cilt sağlığı için de önemlidir. Cilt ve tırnaklarda meydana gelen mantar ve enfeksiyon sorunlarına karşı çok etkilidir. Eğer ayaklarınızda mantar sorunu varsa sıcak suya elma sirkesi katarak ayaklarınızı suya koyun ya da elma sirkesini doğrudan ayaklarınıza uygulayın. Bunun yanında kulak iltihabı, mesane enfeksiyonu veya kandidiyaz tedavisi için etkili bir şifa kaynağıdır. Genel anlamda farklı şekiller ve formatlarda ortaya çıkan enfeksiyon hastalıklarına karşı tedavi edici özelliği vardır.

Elma Sirkesi Kan Şekerini Dengeler: Elma sirkesinin antiglisemik özelliği kan şekeri seviyesini sağlıklı derecede tutmaya yardımcı olur. Bir bardak su içerisine 3 kaşık elma sirkesi katıldığında midenin sindirme işlemini daha sağlıklı yapmasına yardımcı olur. Bu karışım günde 3 kere tüketilerek daha etkili bir sonuç alınabilir. Ayrıca düzenli olarak alınan bu karışım, kan şekeri seviyesini dengelemeye yardımcı olur.

Kilo Vermek için Elma Sirkesi Tüketin: Elma sirkesinin içerdiği asetik asit ayrıca kilo vermek için yardımcı olur. Ayrıca bu madde vücudun daha sağlıklı ve hızlı kilo verebilmesi için metabolizmayı uygun hale getirir. Her sabah sıcak su ile veya gün boyu belirli aralıklarla elma sirkesi su ile karıştırılıp içildiğine  kilo vermeyi kolaylaştırır.

Elma Sirkesi Kolesterol Seviyesini Dengeler: Elma sirkesinin kolesterolü sağlıklı bir seviyede tutmaya yaradığı çok eski çağlardan itibaren bilinen bir şeydir. Elma sirkesinin bu özelliği aynı zamanda kalp sağlığının korunması için de önemlidir. Bu yüzden çok sağlıklı bünyeye sahip olsanız bile elma sirkesi tüketmeniz kalp sağlığı açısından önemlidir.

Ağrıları Hafifletir ve Eklem Sertliklerine Engel Olur: Elma sirkesinin içerdiği yüksek miktardaki potasyum ve kalsiyum eklem sertliğini önlemek için çok önemli besin kaynaklarıdır. Ayrıca ağrıları hafifletmek için de önemli bir görev üstlenirler. Bunun yanında kemik sağlığını koruma noktasında ciddi katkıda bulunur. Kemik sağlığını koruyan kalsiyum, fosfor ve magnezyum açısından elma sirkesi zengin bir besin kaynağıdır.

Bu besin maddeleri sadece kemikler için değil, genel anlamda iskelet yapısı için de önemli elementlerdir ve düzenli elma sirkesi tüketimiyle vücudun bu maddelerle beslenmesi gerekir.

Kanser Hücreleriyle Savaşmaya Yardımcı Olur:

Sağlıklı bir bünye sahibi olmak için vücudumuzun bir miktar alkali pH ihtiyacı vardır. Elma sirkesi kanser gibi hastalıkların ortaya çıkmasını önlemek için vücutta alkalinite miktarını arttırır.Bu vücudumuzda bulunan bazı toksinlerin giderilmesine yardımcı olur. Böylece vücut daha sağlıklı hale gelir ve özellikle kansere neden olan sebepler minimize edilmiş olur. Bunun yanında elma sirkesi kanser hücrelerinin yayılma hızını yavaşlatır.

Elma Sirkesi Cilt İçin Faydalıdır: Elma sirkesine bir çay kaşığı bal karıştırarak cilde sürün ve 10-15 dakika bekleyin. Bu uygulama, cilt sağlığınız için faydalıdır. Ciltte bulunun gözenekleri açar, ölü hücre ve yağlardan oluşan tabakayı giderir.

İltihap ve Sedef Hastalığına İyi Gelir: Elma sirkesi, iltihap ve sedef gibi deri hastalıklarının tedavisi için kullanılır. Bunun için bir miktar elma sirkesine pamuk batırın ve sedef hastalığının olduğu bölgeye sürün.

Elma Sirkesi Cilt Lekelerine Karşı Etkilidir: Elma sirkesi yaşlılıktan kaynaklanan çillenme ve lekeler ile mücadele edebilmektedir. Bu tür lekelerin tedavisinde etkili olan kükürtü bol miktarda içermektedir. Bunun yanında yaşlılıktan kaynaklanan kırışıklıkları ve çizgileri giderir. Bunun için akşam yatmadan önce yüze doğrudan elma sirkesi uygulanabilir. Sabah kalktığınızda yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Eğer hassas bir cilde sahipseniz biraz batma hissi oluşturabilir. Bunun içinde elma sirkesini biraz seyrelterek sorunu çözebilirsiniz.

Elma Sirkesi Cilt Sağlığını Korur: Elma sirkesi genel anlamda cilt sağlığı için önemli bir şifa kaynağıdır. Sivilce ve benzeri sorunlara karşı etkilidir. Ciltte bulunan aşırı yağları emme özelliği vardır ve cildin pH seviyesini dengeler. Eğer çok şiddetli akne sorunu yaşıyorsanız doğrudan hasta bölgelere uygulayabilirsiniz

Saç Bakımında Elma Sirkesi: Bir bardak suya bir çay kaşığı elma sirkesi ekleyerek tüketmeniz sağlıklı saç sahibi olmanız için önemlidir. Bu uygulama saçlarınızın gürleşmesini ve doğal bir parlaklık kazanmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda saç köklerini kuvvetlendirir ve saçların dökülmesine çözüm olabilir. Ayrıca bakteri ve mantar sorunlarını giderdiği için kafa derisi sağlığı için de önemlidir. Kaşıntılara neden olan unsurları ortadan kaldırır. Bir miktar suya seyreltilmiş elma sirkesi katarak saçlarınız yıkayın ve 10-15 dakika bekledikten sonra saçlarınızı durulayın. Bu uygulama ise sağlıklı saçlara kavuşturur ve kafa derisinden meydana gelen ve kaşıntıya neden olan enfeksiyonları da gidermiş olursunuz.

Elma Sirkesinin Hazırlanışı: Yukarıda belirttiğimiz gibi hazır satılan elma sirkelerinin faydası yok desek yanlış olmaz. Elma sirkesini mutlaka kendiniz doğal yollarla hazırlamalısınız ki hazırlanması gayet basittir.

Elma sirkesi için gerekli olan malzemeler kabuklarıyla birlikte elma, duru su bir miktar bal ve sirke anası.

Doğal yetiştirilmiş elmaları dörde bölün ve çekirdekli bölümleri kesip çıkarın. 4 parçaya bölünmüş elmaları en az 5 litrelik kavanoza koyun ve kavanozun 1/3’ünü su ile doldurun.
Daha sonra bir miktar sirke anası ve organik bal ekleyin (3-4 çorba kaşığı), petek balı da eklemeniz mümkün. Önemli olan sahte şekerli bal olmaması.
Sirkenin ağzını hava alacak şekilde kapatın. Kapakla değil , bir bez ile kapatarak hava almasını sağlayın. 2 ay bekletin, karanlık ve ılık bir mekanı tercih edin.
Bekleme sürecinde sirkenin etrafında sinekler uçuşmaya ve elma sirkesi kokusu gelmeye başladığında artık karışımın hazır olduğunu anlayabilirsiniz.
Bütün bu aşamaları geçtikten sonra hazırladığınız sirkeyi süzün ve elma posalarından arındırın. Elma posalarını attıktan sonra sirke kavanozunu yıkamadan tekrar süzdüğünüz sirkeyi içine koyun ve içine 3 kaşık bal daha ekleyin ve kapağını sıkıca kapattıktan sonra tekrar beklemeye bırakın. Yine serin bir yerde muhafaza edin. Sirkeyi ne kadar fazla bekletirseniz o kadar etkili ve sağlıklı olur. Arada bir kontrol etmeyi unutmayın, eğer koku keskinleşirse artık hazır olduğunu anlayabilirsiniz.
Bu son aşamada elma sirkesinin üzerinde beyaz bir tabaka oluşmuştur bu beyaz tabakaya sirke anası denir. Sirke anasını daha sonra tekrar hazırlamak istediğinizde kullanmak için muhafaza edin. Bu şekilde evinizde doğal yöntemlerle hazırladığınız elma sirkesini sürekli kullanabilirsiniz.
Elma Sirkesinin Zararları:
 Elma sirkesi çok aşırı kullanıldığında ve bazı ilaç kullanan hastalarda sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yüzden ilaç kullanan hastaların doktorlarına danışarak kullanmalarında fayda var. Bazı durumlarda olası zarar ve yan etkileri şöyledir:

Yüksek seviyede sitrik asit içerdiği için seyreltilmeden tüketilmesi yemek borusuna ve mideye zarar verebilir. Doku hasarlarına neden olabilir. Deri ve cilt üzerinde tahrişlere ve hasarlara neden olmaması için her kullanımında bal veya su ile seyreltilmesi gerekmektedir.
Yüksek asetik asit içerdiği için potasyum seviyesini düşürür bunun yanında bu özelliği kemiklerde minerallerin seviyesini düşürür. Bu yüzden seyreltilerek içilmesi gerekir.
Diüretikler ve insülin gibi ilaç kullananlar için yan etki yaratabilir ve bu ilaçların etkisini azaltabilir. Kan şekerine doğrudan etkisi vardır. Bu ve buna benzer hastalıklarla mücadele eden hastalar kesinlikle doktorlarına danışmadan kullanmamalıdırlar.
İçerdiği asitler yüzünden ciddi ishal, hazımsızlık ve mide ekşimesine neden olabilir. Bu yüzden sindirim yolları ile alakalı sorunlar yaşayan ve ilaç kullananların tüketmeden önce doktorlarına danışmaları gerekir.
Dişlere ve diş etlerine fayda sağlar ama fazla tüketildiği zaman işler tersine dönebilir. Mutlaka tüketmeden önce su ile seyreltmeye çalışın. Böylece olası yan etkilerini de minimuma indirmiş olursunuz.
Kullanım dozu kişi ve bünyeye göre değişmektedir. Bazı kişiler için günde yarım bardak faydalı iken bazı bünyeler için bu fazla olabilir. Bu yüzden tüketim dozunu dikkatli ayarlamanız gerekir.

Maydanoz nedir?Faydaları nelerdir?

Maydanoz, ülkemizde özellikle salatalara katılarak tüketilen, küçük ama sağlık açısından çok önemli bir Akdeniz bitkisidir. Maydanozun sağlığa faydalı olduğu en az 2000 yıldır bilinmektedir ve faydaları çoğumuzun düşündüğünden daha fazladır.

Maydanoz, inanılmaz bir A vitamini deposudur. Ayrıca zengin miktarda K ve C vitaminleri içermektedir. Sindirim sistemine çok faydalıdır. Böbrek taşı, bağırsak, idrar yolu enfeksiyonlarına iyi gelir. Ayrıca solunum yolu enfeksiyonları, bronşit ve astım hastalıklarına karşı faydalı olduğu söylenmektedir.

Yok denecek kadar yağ içerir, kalori açısından zengindir, günlük olarak düzenli tüketildiğinde vücudun gerek duyduğu demir ve kalsiyum miktarının çoğunu karşılar.

Maydanozun Sağlığa Faydaları
Maydanoz genel anlamda bağışıklık sistemini güçlendirir ve farklı nedenlerden dolayı kaynaklanan hastalıklara karşı bünyeyi önceden hastalıklarla mücadeleye hazırlar. Maydanozun en önemli faydalarından birisi kanser hastalıklarına karşı metabolizmayı dirençli hale getirmesi ve kalp sağlığını korumasıdır.

Maydanozun Kalp Sağlığına Faydaları: Bünyede yüksek miktarda bulunan amino asit, damar ve dolayısı ile kalp sağlığını tehdit eder. Maydanozda bulunan folatlar ise amino asitleri zararsız moleküllere dönüştürerek, kalp sağlığının korunmasına yardımcı olur. Bunun yanında vücudu inmelere ve koroner krizlere karşı dirençli hale getirir.

Maydanoz Kansere Yakalanma Riskini Azaltır: Düzenli olarak maydanoz tüketmek, cilt, sindirim sistemi, meme ve prostat kanseri gibi kanserin farklı çeşitlerine yakalanma riskini azaltır. Kayda değer derecede içerdiği anti kanser özelliği ile bilinen apeginen maddesi güçlü bir antioksidandır. Bu ve diğer maddeler yardımıyla iltihaplara karşı da etkili bir besin kaynağıdır.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Maydanoz içerdiği esansiyel yağlar aracılığı ile kalıcı iltihaplara karşı etkilidir.  İltihaptan kaynaklanan hastalıklara yakalanma oranını düşürür ve bağışıklık sitemini genel anlamda korur.

Astım Hastalığına Faydalıdır:  Maydanozun astım hastalığına da iyi geldiği söylenmektedir. Özellikle maydanoz suyunun astım ataklarının şiddetini azalttığı ve bronşları açtığı söylenir.

Damarları Koruyucu Özelliği Vardır: Maydanozun kalp sağlığına olan faydaları anlattığımızda, bünyede bulunan fazla miktarda amino asitlerin zararlı olduğunu söylemiştik. Amino asitler, aynı şekilde damarlar için de büyük bir tehdit oluştururlar.  Bu asitler kanda çok fazla miktarda olduklarında kalp krizi ve felç riskini arttırmaktadırlar. İşte bu tür asitlerin seviyesini maydanozda bulunan B vitamini dengeler ve damarları amino asidin oluşturacağı risklerden korur. Bol miktarda içerdiği beta karoten sayesinde ayrıca kılcal damarlar için de iyi gelmektedir.

Maydanozun İdrar Yolu Enfeksiyonlarına Faydaları: Bastyr Üniversitesi tarafından maydanoz üzerine yapılan araştırmalar sonucunda maydanozun idrar yolu enfeksiyonu için alternatif tedavi yolu olarak önerilebileceğini açıklamıştır. Maydanoz dışında bu tür enfeksiyon kaynaklı hastalıklar için başka bitkiler de belirtmişlerdir. Fakat yine de bu tür hastalıklar yüzünden ilaçlı tedavi görüyorsanız, mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Sağlıklı Cilt İçin Maydanoz: Maydanozun en çok cilt sağlığını koruduğunu söylemek yanlış bir iddia olmaz. Maydanoz, serbest radikallere karşı çok etkilidir ve özellikle akne ve sivilce sorunlarına karşı etkilidir.

Maydanoz suyunu kaliteli ve doğal zeytin yağına veya badem yağına karıştırarak cildinize uygulayın ve 30 dakika bekletin.  Daha sonra yüzünüzü yıkayın. Bu uygulama cildinizde meydana gelen lekeleri temizlemek başta olmak üzere birçok soruna derman olacaktır.

Kemiklere Faydalıdır: İçerdiği C, B12, K ve A vitaminleri kemik sağlığı için hayati derecede önemlidir. Bunun yanında bu vitaminler sinir sitemi sağlığının korunması için önemlidir.

Maydanozun Böbreklere Faydaları:  İçerdiği vitamin ve bileşenler yardımıyla böbreklerin düzenli ve sağlıklı bir şekilde çalışması için fayda sağlar. Fakat aşırı tüketmemeye dikkat etmek gerekir. Aksi durumda bazı sorunlar yaşatabilir.

Kan Basıncını Düzenler: Kan basıncının düzgün olması birçok açıdan vücut sağlığı için önemlidir. Maydanozun içerdiği folik asit kalp için çok faydalıdır. Ayrıca kan basıncı seviyesini düzenlediği için kalp krizi riskini azaltır.

Maydanoz Saç Bakımı İçin Kullanılabilir: Maydanozun içerdiği esansiyel yağlar saçlar ve kafa derisi için iyi gelir.  Maydanoz suyunun saçlara uygulanmasının saç dökülmesini engellediğini savunan uzmanlar vardır.

Romatizma ve Eklem Ağrılarına İyi Gelir: Maydanoz ile ilgili yapılan birçok araştırma, maydanozun eklem ağrıları ve romatizmaya iyi geldiğini ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra enfeksiyon ve iltihaplara karşı da etkili bir besin kaynağıdır.

Kabızlığa İyi Gelir: Genel anlamda sindirim sitemine ciddi katkı sağlar. Genelde hareketsiz kalan bağırsaklarda görülen kabızlık sorunları için önemli bir besin kaynağıdır. Kabızlık sorunu çözmenin dışında bağırsak kurtlarını döker.

Ruh Sağlığını ve Sinir Sitemini Korur: Uykusuzluk sorunlarını çözme özelliği vardır. Yatmadan önce bir yaprak tüketmeniz halinde rahat bir uyku çekmenize yardımcı olabilir. Ayıca yorgunluğu giderici özelliği vardır. Sinir sistemini korur.

Maydanoz Suyunun Faydaları:
Maydanoz suyu, maydanozdan çok daha fazla konsantre olduğu için tüketimine dikkat etmek gerekir. Özellikle düşük tansiyonlu kişilerin buna dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü maydanoz suyunun tansiyon düşürücü özelliği vardır. Bu tür sorun yaşayan kişiler mutlaka kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdırlar.

İdrar söktürücü özelliği vardır ve böbreklerin çalışmasına yardımcı olur, toksinleri vücuttan atar.
Vücudun ihtiyaç duyduğu demir eksikliğini büyük oranda giderme özelliğine sahiptir.
Enfeksiyonlara ve iltihaplara iyi gelir.
Kansızlığı giderir, karaciğer ve prostat sorunlarının çözümünde büyük oranda yardımcı olur.
B12 vitaminin yardımıyla karın bölgesinde oluşan şişlik şikayetlerinde yardımcı olur.
Yağ yakmak için kullanılabilecek en önemli besinlerden bir tanesidir.
Karaciğer yağlanmasına karşı etkilidir.
Cilt altında oluşmaya müsait enfeksiyon hastalıklarına karşı etkili bir tedavi yöntemidir.
Cilt sağlığı için önemli bir şifa kaynağıdır. Cilde sağlıklı bir görünüm kazandır ve ayrıca hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur.
Maydanozun Zararları: Maydanozun faydaları kadar yanlış ve fazla kullanılması durumunda bazı zararları ve yan etkileri olabilir. Özellikle düşük tansiyon sorunları yaşayanlar tüketimine mutlaka dikkat etmelidirler.

Aşırı tüketildiğinde baş ağrısı olabilir. Böyle bir sorunla karşılaşırsanız hemen tüketimi kesmelisiniz.
Maydanoz tüketiminden sonra bir denge sorunu yaşıyorsanız mutlaka doktora başvurmalısınız. Bunun sebebi tansiyonu düşürmesinden kaynaklanabilir.
Böbrek hastaları tüketmeden önce mutlaka dozu için doktorlarına danışmalıdırlar.
Aşırı tüketimden kaynaklanan kasılma, nöbet gibi bazı yan etkilerin olduğu söylenmektedir. Bu durumlarda doktora başvurmakta fayda var.

Yulaf ezmesi nedir?faydaları nelerdir?

Sadece zayıflamak istediğimizde ihtiyaç duyduğumuz yulafın vücudumuza faydalarını hiç düşündünüz mü?

Rafinera olarak bu yazımızda yulafın vücudumuza olan faydalarına değineceğiz.

Yulaf ezmesi iyi bir diyet lifidir ve beta-glukan kaynağıdır. Bunun yanı sıra vitamin, mineral ve anti-oksidanlar açısından oldukça zengindir.

Özellikle kış aylarında güne yulaf ezmesi ile başlamak sağlığımızı olumlu yönde büyük ölçüde etkiler. Protein ve karbonhidratlar açısından çok iyi enerji sağlayan zengin bir besin kaynağıdır.

Yulafın içerdiği vitamin ve mineraller:

Manganez : Gelişim ve büyüme için önemli olan bu mineral tüm tahıllarda az miktarda bulunur.
Fosfor : Doku bakımı ve kemik sağlığı için önemli minerallerden biridir.
Çinko : Vücuttaki kimyasal reaksiyonlarda rol oynayan bir mineraldir.
Demir : Diyetin kesinlikle esasiyel bir parçası olan demir, oksijenin kanda taşınmasını sağlayan hemoglobin proteinin bir parçasıdır.
Magnezyum : Hücre içlerinde potasyumdan sonra en çok bulunan madensel bir maddedir. İnsan vücudunda ortalama 30-40 gram kadar magnezyum bulunur.
Bakır : Enerji üretilmesinde ve protein sentezinde rol oynar. Vücut dokusunu yenileyen ve kemik yapısını sağlamlaştıran enzimler için gereklidir.
Selenyum : Bağışıklık sistemini güçlendirmede ve kanser riskini azaltmakta görevlidir.
B1 Vitamini : Vücuda enerji kaynağı olarak alınan besinlerin enerjiye çevrilmesini sağlar.
Yulaf ezmesinin en önemli faydaları:



Tek başına çok lezzetli olmayan yulaf ezmesini, doğru hazırlama ve sunumla vazgeçemeyeceğiniz yiyecekler arasına almanız mümkün.
Enerji verici besinler arasında yulaf büyük rol oynar. Bu sebeple sporcuların tercih ettiği besinler arasındadır.
Yulaf ezmesi kanser riskini azaltır. Bol miktarda lif içerdiği sebebiyle başta bağırsak kanseri olmak üzere sindirim sistemiyle ilgili kanser türlerini azalttığına inanılır.
Doyurucu ve tok tutucu özelliği sayesinde diyet yapanların tükettiği besinler arasında ilk sırada yer alır.
Bol miktarda Omega 3 ve linoleik asitler içermesi sebebiyle kötü kolestrolü azaltıp beyin ve kalp fonksiyonlarını destekler.
Troid bezlerinin doğru bir şekilde çalışmasına yardımcı olan iyotu içermesi sebebiyle hipertroidir.
Kahvaltılarda yağsız sütle veya soya sütüyle, kabuklu yemişlerle tüketirseniz kilo vermenize yardımcı olur.
Regl dönemlerinizde tüketirseniz, ani ruh hali değişiklikleri tatlı yeme arzusu ve depresyon gibi sıkıntılı durumları en aza indirecektir.
Yulaf ezmesi tüketme önerileri:

Kahvaltılarda soya sütü, yoğurt veya yağsız süt ile hazırlarsanız öğün olarak tüketebilirsiniz.
Pişirmiş olduğunuz keklerde kullanarak besin değerlerini artırabilirsiniz.
Spor öncesi yulaflı besinler tüketerek enerji seviyenizi yükseltebilirisiniz.
Tatlı ve pasta tüketimi yerine yulafla hazırlayacağınız kalorisi düşük tatlılar sayesinde formda kalabilirsiniz.
Doyurucu olması sebebiyle gün içerisinde acıktığınızda yulaflı ürünler tercih ederek kilo almamış olursunuz.
Rafinera’nın sizler için yulaf kepeği ile hazırladığı tatlı ihtiyacınıza karşılık verecek yulaf kepekli krebi evinizde deneyebilirsiniz.

Karanfil nedir?faydaları nelerdir?

Karanfil, yemeklerde çay olarak tüketilmesinin yanında farklı bir tat katması için sigaralarda da kullanılmaktadır. Bunun yanında bir antiseptik olarak tıp alanında da kullanılmaktadır. Karanfil, çok güçlü bir aromaya sahiptir.

Karanfilin sağlığa faydası da zararı da en az kokusu kadar keskindir. Bazı rahatsızlıklara anında çözüm sağlar. Birçok ürkütücü hastalık için ise ciddi anlamda koruma sağlamaktadır. Bu yüzden doğru ve düzenli olarak tüketilmesi sağlık açısından çok önemlidir.

Karanfil, çok eski çağlardan itibaren bilinen ve hastalıkların tedavisi için kullanılan bir bitkidir. A, K, E ve B6 vitaminleri açısından çok zengindir. Bunun yanı sıra çok iyi bir kalsiyum, potasyum, sodyum, manganez deposudur. İnanılmaz derecede uçucu yağlar içerir. Omega 3 ve Omega 6’nın çok bulunduğu ender bitkilerdendir.


Karanfilin Sağlığa Faydaları
Karanfilin bilinen en önemli faydası diş ağrıları karşısında çok keskin olması ve çok kısa zamanda diş ağrısını geçirmesidir. Belki de bu yüzden diş macunlarında kullanılmaktadır. Bunun dışında çok etkili bir antioksidan özelliğinin olması kanserden solunum yolları hastalıklarına, saçlardan tırnaklara kadar çok geniş bir alanda sağlığımızı korumak için hizmet etmektedir.

Karanfil Diş Ağrılarını Giderir: Karanfil, diş macunu sektöründe çok yaygın olarak kullanılan bir bitki türüdür. Karanfilin diş ağrılarına iyi geldiği çok eskilerden bilinir. Eğer çok acı verici diş ağrısı çekiyorsanız bir karanfili ağrıyan kısma koyabilirsiniz. Veyahut da karanfil yağından çok az bir miktar pamuğa dökerek ağrıyan dişin üzerine koyabilirsiniz. Çok kısa bir sürede ağrıyı geçireceğini göreceksiniz.

Karanfil Bulantı ve Kusmalara Karşı İyi Gelir: Karanfil yağının ağızdan alındığında bulantı ve kusmalara karşı çok etkili olduğu söylenmektedir. Özellikle sabah kusmaları için iyi bir çözüm olabilir. Dikkat: Yazının ilerleyen kısımlarında daha detaylı olarak açıklayacağımız nedenlerden dolayı ağızdan karanfil yağı alınmasını kesinlikle önermiyoruz. Ağızdan karanfil yağı almak yerine karanfil tozunun hurma veya bal ile karıştırılarak alınmasını daha uygun buluyoruz. Veya karanfillerden bir çay yaparak içilmesini öneriyoruz. Mümkün olduğu kadar ağızdan karanfil yağı alınmasına karşıyız.

Öksürük ve Kötü Nefes Kokusunu Giderir: Karanfil öksürük ve kötü nefes kokusuna karşı da etkilidir. Yemeklere eklenerek tüketilmesi keskin kokusunu bir nebze azaltabilir. Rahatsız edici ve özgüvene zarar veren nefes kokusu veya diş çürüklerinden dolayı oluşan ağız kokularına karşı etkilidir. Bunun için günlük olarak ara ara ağzınıza 1 tane karanfil koymanız yeterli olacaktır.

Karanfil Sinüzite İyi Gelir: Sinüzit sorunu olanlar için özellikle kış aylarında sinüzitin verdiği baş ağrılarından dolayı hayat zehir olur. Birçok uzman sinüzitleri temizleyici özelliğinin olduğunu söylemektedir. Bunun için karanfil tozunun burundan çekilmesini önermektedirler.  Fakat bunu yaparken dikkat edilmesi gerekir çünkü karanfil tozu da en az karanfil kadar etkilidir.

Karanfil Şişkinliği Giderir: Karanfil, su ile karıştırılarak veya çay olarak hazırlanıp içilebilir. Bu şekilde bağırsaklarda karın bölgesinde meydana gelen şişkinlik şikayetlerine önemli ölçüde çözüm üretir ve rahatsızlığı giderir.

Soğuk Algınlığına İyi Gelir: Soğuk algınlığına karşı karanfil yağını incelterek bal ile karıştırıp içmenin faydalı olduğu söylenir. Bunun için ılık suya bir miktar karanfil yağı karıştırılır ve bu karışıma da bir miktar bal eklenir ve bu şekilde tüketilir. Günde 2 veya 3 kere içmek öksürüğün etkisini azaltır veya tamamen geçirir.

Yorgunluğu Giderir: Karanfilin yorgunluğu giderici özelliği vardır. Özellikle kokusu sinir sisteminde etkileyici rol oynamaktadır. Yorgunluktan kaynaklanan olumsuz düşüncelerden sizi uzaklaştırır ve dolaylı olarak ruh sağlığımıza da olumlu yönde etki eder.

Karanfil Strese Karşı İyi Gelir: Karanfilden meydana gelen gevşeme ve rahatlamalar stresi de aynı zamanda azaltır. Bir aromalı çaya nane ve karanfil katarak tüketmeniz stresle mücadele açısından bünyenize inanılmaz bir katkı sağlar.

Deri İçin Karanfil Çok Faydalıdır: Karanfil tozunun deriye birçok faydası vardır ama genelde karanfil yağı kullanılmaktadır. Fakat deriye çok fazla miktarda karanfil yağı uygulamak zararlı olabilir. Karanfil yağı cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır ama kullanılmadan önce mutlaka dozajı düşürülmelidir.

Karanfil Akneleri Giderir: Özellikle karanfil yağının akne tedavisi için çok etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Karanfil yağı, etkilenen bölgeye topikal olarak uygulanır. Genelde el ve yüz kısmına uygulandığında kremlerle inceltilir. Cilde uygulandığında ise karıncalanma hissi verir. Karanfil yağının antibiyotik özelliği ile aknelerin oluşma nedenleri ortadan kalkmış olur.

Akne dışında siyah lekeleri çıkarma noktasında da gayet başarılıdır. Yara, sivilce ve benzeri deri hastalıklarına çok iyi gelir. Ayrıca karanfilin içerdiği uçucu yağlar çok önemli bir arındırma görevi üstlenir. İltihaplı ve yaralı bölgeleri iyileştirir ve mikropları kırar. Anestezik özelliğinden dolayı uyuşturucu madde görevi görür.

Karanfil yağı direkt deriye veya cilde uygulanmamalıdır. Mutlaka seyreltilmelidir. Karanfil yağının deriye direkt uygulanması durumunda cilde zarar verebilir, tahriş edebilir.

Yara İzlerini ve Lekeleri Tedavi Eder: Karanfil, yara izleri ve cilt lekeleri için kullanışlı bir kaynaktır. Profesyonel gözetim altında uygulandığında karanfil yağı hafif soyulmalara neden olabilir. Bu lekeli ve ölü deriyi soyar ve sağlıklı derinin ortaya çıkmasını sağlar.

Temizleyici Özelliği Vardır: Karanfilin içerdiği kadar uçucu yağ hiçbir bitkide bulunmamıştır. Bu yüzden mükemmel bir antioksidandır. Çok zengin içerdiği potasyum, sodyum, fosfor, demir , A ve C vitamini ve diğer önemli mineraller sayesinde genel anlamda vücudu serbest radikallerden ve zararlı mikroplardan temizler.

Karanfil Kaygıyı Giderir: Deride meydana gelen kaşıntılardan dolayı meydana gelen sinir bozukluklarını giderir. Antioksidan özelliği sayesinde sinir sistemi üzerinde de olumlu yönde etkisi vardır. Stresle mücadele eder ve stres kaynaklı hastalıklara yakalanma riskini azaltır.

Karanfil Saç Sağlığı İçin Faydalıdır: Saç sağlığına önemli katkı sağlar. Saç köklerini besler ve dökülmeye engel olur. Bunun yanında saçların koyulaşmasını sağlar, doğal ve sağlıklı görünüm kazandırır.

Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarını Giderir: Grip ve nezle hastalığına, soğuk algınlıklarına iyi gelir. Bunun yanında balgam söktürücü özelliği vardır. Boğaz ağrılarını giderir. Ağızda karanfil çayı ile gargara yapıldığında ağız içinde oluşan yara ve mikropları öldürür.

Karanfil Yağının Faydaları


Karanfil yağı özellikle diş ağrıları için çok eski çağlardan itibaren kullanılan bir tedavi aracıdır. Çok konsantre içeriği, keskin kokusu, inanılmaz etkili içeriğinden dolayı karanfil yağının tüketilmesine çok dikkat edilmelidir. Özellikle zayıflamak isteyenlerin çok tercih ettiği ve ağızdan aldığı bilinir. Karanfil yağını inceltmeden ve bilinçsiz bir şekilde yağından almak, sağlık açısından çok ciddi sorunlara neden olabilir. Karanfil yağı, yemek borusunun tahrip edilmesinden, bağırsak ve mide de geri dönülemez sorunlara neden olduğu için kesinlikle inceltilmeden ağızdan direk alınmasını önermiyoruz. Özellikle çocuklara ağızdan verilmesine de karşıyız. Bu konuyla taradığımız onlarca Amerikan, Rus, İngiliz menşeli kaynağın hiçbirinde ağızdan karanfil yağının tüketimi önerilmiyor.

Karanfil yağı, diş ağrılarını giderir, diş bakımında kullanılabilir ve kötü nefes kokuları için etkilidir.
Enfeksiyonlara karşı çok etkilidir. Böcek ısırıklarından dolayı meydana gelen enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
Yanıkları olan ve hassas ciltlere sahip insanlar karanfil yağı kullanmamalıdırlar.
Cilt hastalıklarına iyi gelir, akne ve mantar gibi sorunları ortadan kaldırma özelliğine sahiptir.
Yorgunluk ve halsizliği giderir, gerginliği azaltır ve dolayısı ile stresle mücadelede bünyeye yardımcı olur. Ruh sağlığını korur.
Baş ağrısını giderir. Kafaya masaj yapıldığında rahatlama sağlar.
Solunum yolları hastalıklarına iyi gelir, boğaz ağrılarını giderir, tıkalı burnu açar.
Sinüzit ve astım gibi alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılır, sinüsleri temizler.
Hazımsızlığı giderir.
Kulak ağrılarına ve iltihabına iyi gelir.


Karanfil Tozunun Faydaları:
Karanfilin diğer yan ürünü ise karanfil tozudur. Karanfil tozu, karanfilin ezilmesiyle elde edilir. Karanfil yağı kadar konsantre ürün değildir. Kullanımı çok yaygın değildir. Karanfil tozu genellikle salata ile tüketilir. Sigara sektöründe kullanılmaktadır.

Gaz sorunlarını gidermede yardımcı olur.
Kansere karşı koruma sağladığını savunan sağlık uzmanları var.
Diş sağlığı için faydalıdır, iltihapları giderici özelliği vardır.
Bağırsak parazitlerinin temizlenmesine yardımcı olur.
Soğuk algınlığına iyi gelir.
Sigara sektöründe kullanılır, solunum yollarına faydalı olduğuna inanılmaktadır.
Karanfilin Zararları:
Özellikle karanfil yağının kullanımına çok dikkat edilmeli. Doğru kullanıldığında sağlık açısından birçok faydası vardır fakat aşırı ve yanlış kullanım ciddi zararlara neden olabilir. Çocukların kesinlikle ağızdan karanfil yağı almalarını önermiyoruz. Bu konu hakkında uzmanlar anne babaları uyarmaktadır.

Karanfil yağının direkt ağızdan alındığında faydalı olduğuna dair herhangi bir bilimsel bulgu yok. Bu yüzden ağızdan alınmamasını tavsiye ediyoruz. Ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Karanfil yağı deriye uygulandığında sağlıklı gibi görünüyor ama aşırıya kaçılması durumunda deride tahrişe neden olabilir. Diş etlerine zarar verebilir. Mukoza zarlarını zedeleyebilir.
Sigaralarda kullanılan karanfil güven vermiyor. Çok fazla tüketildiğinde akciğer enfeksiyonuna neden olabilir.
Karanfil yağı damardan enjekte edilmemelidir. Ciddi solunum yolu problemlerine neden olabilir.
Çocukların ağızdan karanfil yağı almaları karaciğer hasarlarına, sıvı eksikliğine ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Hamile kadınların ağızdan karanfil yağı almalarını önermiyoruz. Doktora danışmadan kesinlikle karanfil yağının tüketilmemesini öneriyoruz.
Kanama bozukluğu olan kişilerde sakıncalı sonuçlar doğurabilir. Bu yüzden ağızdan karanfil yağı almak için mutlaka doktorlarına danışmaları gerekir.
Ameliyat esnasında kanamaya neden olabilir. Bu yüzden ameliyat olmadan en az 2 hafta önce tüketilmesi gerekiyor ve ameliyattan sonra 2 hafta tüketilmemesi gerekiyor.

Pul biber nedir? faydaları nelerdir?


Eğer yemeğinizin daha lezzetli olmasının yanında kilo vermeyi kolaylaştırma ve ağrıyı azaltma gibi harika sağlıklı etkiler görmek istiyorsanız yemeklerinize pul biber eklemeyi denemelisiniz. Geleneksel Çin kültüründe, Hindistan kültüründe de pul biber sindirim problemi çekenlere yardımcı olmak, dolaşım problemleri olanlara yardımcı olmak ya da enfeksiyonu olan kişileri rahatlatmak için pul biber kullanılır. Birçok pul biberin içerisinde jalapeno, ancho ya da cayenne gibi farklı kırmızı biberlerin karışımı bulunur, ki bu da lezzetlerindeki ve acılık seviyelerindeki farklılığı açıklayabilir. Acılık seviyesini artırmak için zaman zaman biberlerin tohumları da karışımın içerisinde yer alabilir..

Besinler:

Pul biber içerisinde fazla kalori, yağ ya da şeker bulunmadan birçok lezzet ve tat barındırır. Bir çay kaşığı pul biberin içerisinde 6 kalori ve 1 gram karbonhidrat bulunur. Aynı miktardaki biberin içerisinde günlük 2000 kalori alması gereken birinin ihtiyaç duyduğu A vitamini miktarının yüzde 15i de bulunur. A vitamini cildiniz, gözleriniz, tırnaklarınız ve saçlarınız için oldukça önemli bir vitamindir. Pul biber aynı zamanda C, E ve B6 vitaminlerini de içerir, içerisinde demir, potasyum, magnezyum ve fosfor gibi mineraller de bulunur.

Ağrı Kesici

Eğer vücudunuzun herhangi bir yerinde ağrı ya da iltihaplanma varsa, daha fazla pul biber tüketmek size yardımcı olabilir. Capsaicin biberlerde bulunan ve bibere acı ve baharat tatlarını veren bir içeriktir, bu içerik aynı zamanda acıyı ve ağrıyı azaltma özelliklerine de sahiptir. Yendiğinde, acı biberlerin oldukça güçlü analjezik yani ağrı kesici etkileri vardır, aynı zamanda oldukça güçlü bir iltihap sökücü özelliğe de sahiptirler. “Biyoteknoloji ve biyomedikal Dergisi” isimli bir dergide yayımlanan bir çalışmaya göre, pul biberin içerisinde bulunan karotenoidler, ağrıyı kesme ve iltihaplanmayı azaltma gibi özelliklere sahip olan antioksidanlardır. Bu çalışma aynı zamanda çok yüksek dozlarda alınsa bile pul biberin içerisindeki bu karotenoidlerin herhangi bir ters tepkisi olmadığını gösteriyor.

Kilo Kontrolü

Pul biberlerin termojenik bir yapısı vardır, bu da vücutta sıcaklık oluşturdukları ve metabolizmayı uyardıkları anlamına gelir. “Fizyoloji ve Davranış” isimli bir dergide yayımlanan bir çalışmada pul biberin enerji dengelenmesi ve iştah üzerindeki etkileri araştırılmış. Yapılan çalışmada yemekle birlikte acı pul biber yiyen kimselerin yemeyenlere oranla daha yüksek enerji seviyeleri ve daha yüksek vücut sıcaklıkları olduğu görülmüş.Yine aynı çalışmaya göre acı pul biber tüketen kişilerin diğerlerine oranla daha az kalori tükettiği ve yemeğe daha iştahsız yaklaştıkları gözlemlenmiş. Eğer iştahınızı kontrol altına almak ve sağlıklı ve güvenli bir şekilde daha fazla kalori yakmak istiyorsanız, yemeğinize biraz pul biber eklemek size yardımcı olabilir.

Hastalık Önleme:

Pul biberin içerisinde bulunan polifenoller, pul bibere güçlü bir hastalık önleyici özellik katıyor. “Besin Araştırmaları ve Çalışmaları” isimli bir dergide yayımlanan bir çalışma bol acı pul biberin yüksek kolesterol ve yüksek yağ içerikli beslenen fareler üzerindeki etkisi gözlemlenmiş, ki bu beslenme şeklinin birçok sağlık problemine ve kalp hastalıklarına yol açtığı bilinen bir şey. Araştırmacıların vardığı sonuç şu olmuş, pul biberin içerisindeki antioksidanlar farelerin bağışıklık sistemini güçlendirmiş ve oksidatif stresi azaltıp, oksidatif hastalıkların (örneğin kanser, iltihaplanma, kalp hastalıkları, zayıf bağışıklık sistemi) önüne geçmiş. Buna ek olarak pul biberin içerisindeki capsaicin kan dolaşımını destekler ve bu sayede atar damarların sertleşmesini engelleyerek kalp krizi riskini de azaltabilir.

Çörek Otu nedir? Faydaları nelerdir?

Çörek otu, binlerce yıldır bütün dünyada hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Latince Nigella Sative olarak isimlendirilen çörek otunun tedavi ettiği hastalıkları ve insan sağlığına olan faydalarını bu yazımızda detaylı olarak ele alacağız. Bu yazıyı okuduktan sonra belki de varlığından haberdar bile olmadığınız çörek otunun o muhteşem gücü karşısında siz de şaşırıp kalacaksınız. En baştan söylemeliyim ki, bu yazıda yer alan bilgiler kulaktan duyma hurafeleri içermez. Bu yazıyı onlarca yabancı kaynağı tarayarak hazırladık. Dünya çapında çörek otuyla ilgili olarak bilim adamlarının yaptığı çalışmaların sonuçlarını görünce en az benim kadar şaşıracağınızdan hiç şüphem yok.

Çörek otunu bu kadar değerli  kılan şey, tabii ki içerdiği vitamin ve minerallerdir. İnsan sağlığına şaşırtıcı şekilde sağladığı katkı ve hastalıkların tedavisinde ilaç olarak kullanılan çok zengin ve güçlü vitamin ve mineraller şu şekildedir;

Vitamin olarak A, H, C, B1, B2 ve B6 içerir. Mineral olarak ise; selenyum, çinko, magnezyum içeren çörek otunun içerdiği en önemli bileşim ise thymol türevidir.

Aktif madde olarak thymoquinon, uçucu olmayan yağlar ve nigellon içeren çörek otu bunların yanı sıra, palmitik asit, linoelik asit, oleic asit, sodyum, potasyum, kalsiyum, çinko, demir ,magnezyum, bakır, fosfor ve selenyum, A vitamini, B vitamini ve C vitamini içerir.

Thymoquinone, çörek otunun önemli bir bileşeni olarak,  birçok hastalık için şifa kaynağıdır. Bronşit, alerji, artrite, astım, romatizma gibi hastalıkların şiddetini azaltıcı, kan şekeri düşürücü ve ürik asit azaltıcı etki sağlar.

Çörek otunda ortalama %38 karbonhidrat, %35 çeşitli yağlar, %21 albümin bulunmaktadır. Geriye kalan %6’lık  kısım ise, birbirinden farklı yüze yakın maddeden oluşur.

Çörek Otunun Sağlığa Faydaları
Çörek otunun insan sağlığına faydalarını bu yazıya sığdırabilir miyim ya da bunu başaran bir makale var mı bilemiyorum. Çünkü bu konuyla alakalı taradığımız bütün kaynaklarda karşımıza çıkan bilgiler eşsiz, önemli ve çok değerli. US National Library of Medicine National Institutes of Health (Birleşik Devletler Ulusal Tıp Kütüphanesi) çörek otuyla alakalı 1964-2014 yılları arasında dünya çapında yapılan tam 625 bilimsel araştırma sonuçlarını resmi web sitelerinde yayınlamışlardır ve bilimsel çalışmanın inanılmaz sonuçları var.

Dünya çapında bütün laboratuvar çalışmaları; çörek otunun insan sağlığına faydalarını ortaya çıkarmak, hastalıkların tedavisinde nasıl kullanılacağını belirtmek için yapılmaktadır ve bu çalışmalar yardımıyla önemli sonuçlar ortaya çıkarılmıştır. Fakat son yıllarda yapılan araştırma sonuçlarını okuduğunuzda sizler bile okuduklarınıza inanamayacaksınız.

Astım: 2010 yılında yapılan bir dizi laboratuvar çalışması sonucunda çörek otunun astım hastalığına yönelik olumlu etkilerinin olduğu kanıtlandı ve bu araştırma sonucu Phytomedicine dergisinde yayınlandı. Bilim adamları tarafından yapılan diğer araştırmalar çörek otu yağının ihtiva ettiği antienflamatuar özelliğin solunum yolu adalelerini genişlettiği tespit edilmiştir, diğer bir ifade ile astım tedavisine yardımcı olmaktadır.

Astım atakları olduğu zaman bir fincan kahve ile karıştırılarak sabah ve akşam içilir. 2 gün bunu yapınca astım atağınızı geçiştirir.

Çörek otu yağı astım tedavisinde kullanılır: Çörek otu yağını göğüs ve sırt kısmına uygulayın veya kaynar suya bir tatlı kaşığı çörek otu yağı karıştırın günde iki kere buharını soluyun.

Çörek otunun kapsül halinde sabah ve akşam 2 kere yemekten 1 veya 2 saat önce alın eğer mide de ülser var ise yemekten 2 saat sonra alın.

Yüksek Tansiyon: Fundamentals of Clinical Pharmacology (Klinik Farmakolojisi’nin Temelleri) adlı dergide yayınlanan laboratuvar araştırmaları sonucu göstermektedir ki, çörek otu yüksek tansiyonu düşürme noktasında önemli bir fonksiyon üstlenmektedir. Yüksek tansiyon sorunu yaşayanlar 0.6 mg miktarda çörek otu alarak tansiyonlarının düşmesini sağlayabilir ve bu aynı zamanda idrarın sökülmesine yardımcı olur.

 Boğaz Ağrısı: Çörek otu bademcik ve boğaz iltihaplarına da iyi gelmektedir.

 Radyasyon Hasarı: Çörek otunun içerdiği thymoquinone bileşeninin radyasyon yüzünden hasar gören beyin dokularını koruduğu kısa bir süre önce yapılan bilimsel deneylerle ortaya konulmuştur. Araştırmacılar elde ettikleri sonuçlara dayanarak radyasyona bağlı nitrozatif strese karşı çörek otu ‘‘açık bir  koruma sağlamaktadır’’ açıklamasını yapmışlardır.

 Morfin Bağımlılığı ve Toksisite Önleme: Ancient Science of Life derginde yayınlanan araştırma sonuçlarında çörek otunun morfin zehirlenmesini ve bağımlılık endeksiyonunu azalttığı ortaya konulmuştur. Bazı araştırmacılar , madde bağımlığına derman olabileceğini iddia etmekteler.

Kimyasal Silahlara Karşı Korunma: İran İslam Cumhuriyeti, Meşhed Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bilimsel araştırmaların sonucu inanılmaz bir gerçeği ortaya koymuştur. US National Library of Medicine National Institutes of Health (Birleşik Devletler Ulusal Tıp Kütüphanesi) resmi web sitesinde de yayınlanan araştırma sonuçları, kimyasal saldırıya maruz kalanların hırıltı dahil, karşılaştırılırdı semptomları azaltıcı hatta tedavi edici etkileri bulundu.

 Sedef Hastalığı: Sedef inflamasyona, topikal olarak uygulanması durumunda, çörek otu, epidermal kalınlığı arttırmayı ve patlamaları yatıştırmayı başardığı bilimsel olarak kanıtlandı.

 Parkinson Hastalığı : Neuroscience Letters’da yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, thymoquinon özünün parkinsona bağlı toksisite nöronlarını koruduğu gözlemlenmiştir.

  Karaciğer Hastalığı: Halk tarafından çörek otunun karaciğeri bazı zehirlenme türlerinden koruduğu bilinmektedir. Bu konuyla alakalı olarak yapılan bilimsel araştırmalar bu bilginin doğru olduğunu ispatlamıştır. Yapılan araştırmalar, çörek otunun karaciğer üzerine karbon tetrachloridin zehirli etkisini azalttığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte çörek otunun karaciğer kanserinden korunmak için etkili bir yöntem olduğu anlaşılmıştır.

 Kolon Kanseri: 2003 yılında Nutr Cancer dergisinde yayınlanan, Mısır Tanta Üniversitesi’nde yapılan araştırma sonuçlarına göre, fareler üzerinde uygulanan deneylerin sonucunda çörek otunun kolon kanserinin oluşmasını güçlü şekilde engellediği ortaya çıkarılmıştır.

 Meme Kanseri: Birleşik Devletler Mississipi Üniversitesi’nde yapılan deneyler sonucunda meme kanserine neden olan kanser hücreleri yavaşlatmada başarılı olduğu ortaya konmuştur.

Şeker Hastalığı: Tohoku J Exp Med Dergisinde yayınlanan laboratuvar çalışmaları sonucuna göre, Türkiye 100. Yıl Üniversitesinde, araştırmacılar tarafından fareler üzerinde yapılan deneyler sonucu çörek otu yağının kan şekerini düşürme noktasında önemli rol aldığı ortaya konulmuştur. Aynı deney daha sonraki yıllarda Yeni Zelenda’da tavşanlar üzerinde yapılmış ve aynı sonuç alınmış, bununla birlikte damar sertliğinin ortadan kaldırılması noktasında da önemli faktör olabileceği ispatlanmıştır.

Alerjik Hastalıklar: Almanya’da yapılan çalışmada alerjik astım ve egzama hastası olan 152 kişiye her gün 40-80 mg çörek otu yağı içeren kapsüller verilerek tedavi edilmişlerdir.

Hafıza Kuvvetlendirir:  Bir bardak içerisinde naneye 8-10 damla çörek otu yağı damlatılır. günde iki defa içilir.

Hormon Dengesini Sağlar:  Bir ay boyunca öğütülmüş çörek otu 10-20 mg arı sütü ve 30-35 gram bal karıştırılarak ağızda eritilmek suretiyle yutulur.

Böbrek Safrataşı Eritme: Kahve fincanı öğütülmüş çörek otu ve yine bir kahve fincanı doğal bal karıştırılır ve 3 baş sarımsak bu karışıma ilave edilir ve 7 gün boyunca günde 3 defa 50-100 gram limon suyu ile birlikte tüketilir.

Çörek Otunun Kullanımı ve Dozu

Yukarıda belirttiğimiz gibi, çörek otunun kullanımı ve dozunun ayarlanması, ne zaman ve nasıl kullanılması gerektiğinin çok önemli olduğunu yazmıştık.  Bu uyarıyla birlikte hamile kadınların kesinlikle kullanmaması gerektiğini tekrar hatırlatalım.

Çörek Otu Tohumun Kullanımı: Günde 2 gram, yada 1 tatlı kaşığı şeklinde tüketilebilir.

Çörek otu yağının faydalarıÇörek Otu Yağının Faydaları:
Çörek otu, çok farklı güzel kokulu yağları, vitamini, enzim ve elementleri içerisinde barındır, bu yüzden sağlığa faydalıdır.  Bağışıklık sistemini enfeksiyon ve alerjik hastalıklara karşı güçlendirdiği için vücudu kronik hastalıklardan korur. Bütün bu faydaları sağlamasının en önemli nedeni içerdiği %58 oranındaki Omega 3 ve Omega 8 dir.

Çörek Otu Yağının Faydaları: Çörek otu yağının faydaları saymakla bitmez:

– Bağışıklık sitemini güçlendirir.

-Anne sütünün artmasına yardımcı olur.

– Hücreleri yeniler.

-Cildi nemlendirir.

– Mikropları ve mantarları öldürür.

– Solunum borusunu genişleterek nefes almayı kolaylaştırır.

– Kanser hastalığına karşı koruyucu özelliği vardır.

– Kan şekerini düzenler.

– Yorgunluğu alır ve vücudu güçlendirir.

– Damar sertiliği ve tıkanıklığını giderir.

– Kolesterol ve tansiyonun normalleşmesini sağlar.

– Savunma sistemini güçlendirir, alerjilere ve hastalıklara kaşı bünyeyi korur.

– Ruh sağlığını ve hormon sitemini korur.

– Grip, nezle soğuk algınlığı, baş ağrısına karşılık buruna 3  damla damlatılarak hastalıklar giderilir. Eğer kulak iltihabı var ise aynı işlem kulak için yapılır. Göze damlatıldığında mikropları öldürür.

–  Sinüziti olanlar için buruna sabah ve akşam iki kere 1 veya 2 damla 2 hafta boyunca damlatılır.

Çörek Otu Yağının Yapımı: Çörek otu (tohum değil) çok iyi bir şekilde kıyılır ve bir şişenin ağzına kadar doldurulur. Sonra üzerine ağzına kadar gelecek şekilde saf zeytinyağı eklenir. Daha sonra şişenin ağzı sıkı bir şekilde kapatıldıktan sonra iki hafta güneş görecek şekilde veya sıcak bir mekanda bekletilir.

Diğer bir yöntem: 200 gram zeytin yağı ile 30 gram öğütülmüş çörek otu tohumu karıştırılır ve 7 gün beklemeye bırakılır. 7 gün sonra iyice süzülür.  Süzme işlemi dikkatle yapılmalıdır, 3-4 kere ve birkaç kat tülbentte yapılması daha iyidir.  Bu şekilde hazırlanan çörek otu yağı salata ve yemeklere katılabilir veya vücudun ağrıyan kısımların uygulanabilir. Cilt ve saç sorunları yaşayanlar cilt ve saçlarına sürebilirler.


Çörek Otu Yağının Kullanımı: 5 damla halinde veya bir çay kaşığı bir miktar su ile alınır.

Tane olarak satın alınan çörek otlarının yüzey kısımları mumla kaplı olduğundan dolayı sindirilmesi çok zordur. Öğütülmüş olarak, hazır  satılan çörek otu yenilmez, bu şekilde satılan çörek otları çok zararlıdır. Günde 2 defa sabah ve akşam yemeklerden 30 dakika önce aç karınla tüketilmelidir. Ya ağızda çiğneyerek tüketilmelidir veya yeni öğütülmüş olmalıdır.

Çörek  Otunun Zararları

Çörek otunu kesinlikle bilinçsiz bir şekilde kullanmayın ve bir hastalığınız için kullanıyorsanız bunu tedavi olduğunuz doktorunuza mutlaka söyleyin. Eğer sürekli çörek otu kullanıyorsanız belirli periyotlarda tahlil yaptırmayı ihmal etmeyin.
Aşırı şekilde çörek otu tüketimi bağırsaklardaki faydalı bakterileri öldürdüğü için kabızlık veya ishale neden olabilir.
Eğer tansiyon düşürücü ve idrar söktürücü ilaçlar kullanıyorsanız ve ek olarak çörek otu tüketmeye başlarsanız ilaçların etkisini arttırmış olursunuz. Bu şekilde kullanımdan kaçının.
Çörek otu kullanıldığı zamanlar başka hastalıklardan tedavi görüyorsanız bu durum tedaviyi olumsuz yönde etkilemez ama bazı durumlarda (ışın tedavisi) çörek otu tüketimine son verilmelidir.
Çörek otunun kan şekerini düşürme özelliği olduğundan dolayı, kan şekeri sorunu olanlar çörek otunu kullanmadan önce önlemlerini almalıdırlar.
Yüksek dozda çörek otu almamaya çalışın. Aksi durumda karaciğer ve böbreklerinize zarar verebilirsiniz. Ağızdan içerek alınması gereken çörek otu yağının kokusu hoş, parlak ve sarı renkli, akıcı ve sade olmasına dikkat edilmesi gerekir aksi durumda içilmezler. Bununla birlikte çörek otu tohumları alınırken büyük olmaları önemlidir.

Zencefil nedir ? Faydaları nelerdir?

Zencefilin sağlığa faydaları  çok eski zamanlardan beri bilinmektedir ve bitkisel ilaç olarak kullanılmaktadır.  Zencefil Güneydoğu Asya kökenli bir bitki türüdür ve daha sonra Asya ve diğer tropikal  Asya bölgelerine yayılmıştır. Zencefil bir metre boyuna kadar büyüyebilen taze ya da kurutularak tüketilebilen bir bitki türüdür.

Şifa kaynağı çok yüksek olan zencefil, yemeklerde ve Asya bölgesinde turşu olarak da kullanılır. Yüksek derecede uçucu yağlar içeren zencefil aynı şekilde yüksek vitamin ve besin kaynağıdır.

Zencefilin %3’ünü uçucu yağlar oluşturur ve tadını phenylpropanoid adındaki maddelerden alır. Bunun dışında zengin bir B3, B6, demir, kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, magnezyum minerallerini içermektedir. Bunların dışında zencefil ayrıca leysin, treonin, triptofan, valin, fenilalanin gibi amino asitler içermektedir.

Zencefilin Sağlığa Faydaları
Zencefilin ilaç sektöründe kullanılmasının yanı sıra, hastalıklar esnasında kısa zamanda sonuçlar alabilmek için alternatif tıp tarafından da kullanılmaktadır. İçerdiği zengin vitamin ve besinler yardımıyla hastalıklarla mücadele ve korunma için de önemli bir bitkidir.

Zencefilin Kana Faydaları: Zencefil normal kan sirkülasyonunu korur. İçerdiği krom, çinko ve magnezyum kan akışını hızlandırdığı gibi aşırı terleme, ateş ve titremeyi önler. Ayrıca vücudun sıcaklığını dengeler.
Zencefilin Mideye Faydaları: Zencefilin mide bulantılarına ve kusmalara karşı etkili olduğu bilinmektedir. Kesin olarak nedeni bilinmiyor fakat deniz harbiyeleri üzerinde yapılan araştırmalar sonucu bu ispatlanmıştır. Mide ve pankreas enzimlerini uyarıcı özelliğinden dolayı vücutta emilimi arttırır.
Zencefilin Soğuk Algınlığına Faydaları: Zencefil Asya bölgesinde binlerce yıldır soğuk algınlığı ve gribe karşı doğal tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. University of Maryland Tıp Merkezi yaptığı araştırmalar sonucu soğuk ve grip algınlığına karşı parçalanmış 2 yemek kaşığı zencefilin çok iyi geldiğini ortaya koymuştur. Bu şekilde günde 2-3 kere tüketilen zencefil sayesinde kısa sürede grip ve soğuk algınlığından kurtulmak mümkündür.
Zencefilin Hazma Faydaları: Mide hastalıklarıyla çok iyi mücadele eder. Zencefil gıda emilimini arttırarak hazmı destekler, böylece olası mide ağrılarından korur. Zencefil inflamasyonu düşürücü özelliği vardır.
Zencefilin Kolon Kanserine Faydaları: Kolon kanserini önlemede önemli bir rol üstlenir. Modern tıp, özellikle Minnesota Üniversitesinde yapılan bir çalışmada zencefil kolorektal kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlattığı tespit edilmiştir.
Zencefilin Ağrı ve İltihaplara Faydaları: Ağrı ve iltihabı azaltır. Zencefil, bilinen en güçlü antienflamatuvar maddeler içerdiğinden dolayı doğal ve çok güçlü bir ağrı kesicidir.
Zencefilin Solunum Yollarına Faydaları: Solunum yolu hastalıklarını tedavi eder. Eğer sürekli öksürme sorununuz varsa mutlaka zencefil tüketmelisiniz. Zencefil, içerdiği besin maddelerinin yardımıyla ciğerleri genişletir, mukuslara etki eder ve daha rahat nefes alıp vermenizi sağlar. Bunun yanında doğal bir balgam söktürücüdür, balgamların gevşemesini ve atılmasını sağlar.
Zencefilin Yumurtalık Kanserine Faydaları: Yumurtalık kanseri tedavisine destek olur. Toz zencefil yumurtalık hücrelerinin ölümüne neden olan kanser hücrelerini öldürme özelliğine sahiptir.
Zencefilin Bağışıklık Sistemine Faydaları: Bağışıklık sitemini güçlendirir. Düzenli olarak günde bir miktar zencefil tüketmek arterlerde meydana gelen yağlanmaları engeller ve felç riskini düşürür. Bunun yanı sıra midede meydana gelebilecek bakteriyel enfeksiyonlara karşı bizi korur, öksürük ve boğaz tahrişlerini giderir,
Zencefilin Bulantıya Faydaları: Sabahları meydana gelen ve bazı kişilerde kronik olarak görülen mide bulantılarına iyi gelir.
Zencefilin Kusmaya Faydaları: Bulantı ve kusmaya iyi gelir. Zencefil özellikle denizlerde meydana gelen bulantı ve kusmalara karşı iyi gelir. Hamilelik döneminde şiddetli şekilde bulantı ve kusma problemi yaşayan kadınlar için iyi geldiği bilinmektedir.
Zencefilin Şeker Hastalığına Faydaları: Zencefil şeker hastalarına iyi gelmektedir ve ayrıca kandaki yağ düzeyini düşürerek damarları korur.

Zencefil Çayının Faydaları:
Zencefil çayının iki şekilde faydasını görüyoruz: Birisi hastalıkları önleme diğeri ise tedavi. Bazı hastalıklar için tedavi özelliği olan Zencefil çayı bazı hastalıklar için ise koruma görevi üstleniyor.

Zencefil Çayı Kanserle Savaşır. Yapılan araştırmalar zencefil çayının yumurtalık hücrelerini öldüren kanser hücrelerini yok ettiğini ortaya koymuştur. Hatta daha umut verici özelliği ise yumurtalık hücrelerine saldıran kanser hücrelerine karşı bir kalkan görevi üstlenir.
Bağırsak Sendromuna iyi gelir. Bağırsak sendromundan muzdarip olan kişiler yemeklerde salatalarda zencefil kökü kullanmanın yanında zencefil çayı tüketerek bu sorunu aşabilirler.
Alzheimer Hastalığından korur. Ailenizde alzheimer hastasının olması sizi endişelendirmesin.  Beyin hücrelerinin fonksiyonlarını yitirmesinden dolayı meydana gelen hastalığın en önemli korunma yöntemlerinden birisi düzenli olarak zencefil çayı tüketmektir.
Sindirim sistemine faydalıdır. Zencefil çayı sindirim ve hazım sorunu olanlar için iyi bir şifa kaynağıdır. Midenin asit üretme problemlerinde de zencefil çayının ciddi yardımı vardır. Bu özelliğinden dolayı kilo vermek isteyenlerin en önemli yardımcılarından birisi şüphesiz zencefil çayıdır.
Kasları rahatlatır. Zencefil çayı yorgun kasları güçlendirir ve kaslarda yağ oranını ayarlar.
Zencefil Çayı sinüsleri temizler. Zencefil çayının sinüsleri temizlediği çok az bilinen bir gerçektir. Fakat sürekli olarak tüketilmesi sinüs sorunu yaşayanlar için önemli bir yardımcı bitkidir.
Bağışıklık sitemini güçlendirir. İçerdiği zengin besin maddeleri ve vitaminler sayesinde hastalıklarla mücadele etmesi için bağışıklığı güçlendirir ve sürekli zinde kalmanızı sağlar.
Sakinleştirici özelliği vardır. Zencefil çayının sinirler üzerinde de  etkisi önemli derecededir. Sinir hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olurken, sinirsel hastalıklardan koruyucu özelliği vardır.
Zencefilin Sağlığa Zararları:
Genel anlamda zencefilin bir zararının olduğu söylenemez fakat bazı özel durumlarda kullanımının kısıtlanması veya tamamen bırakılması önerilir.  Özellikle bazı hastalıkların tedavi sürecinde kullanılan ilaçlarla birlikte alındığında bazı yan etkileri olabilir.

Eğer bir hastalıktan dolayı ilaç alıyorsanız mutlaka kullanmadan önce zencefil tüketimi  için doktorunuzdan bilgi alın.
Eğer kanama bozukluğu gibi sorunlar yaşıyorsanız aspirin veya warfarin gibi ilaçlarla zencefili kesinlikle almamalısınız.
Çok nadirdir ama zencefilin bazı yan etkileri vardır: Mide yanması, ishal,ağız tahrişi gibi.
 Tavsiyeler:  Zencefil kurutulabilir olduğu için uzun süre saklama imkanı vardır, bu yüzden yıl boyunca tüketmek mümkün.  Fakat zencefilin doğru muhafaza edilmesi gerekir. Serin ve kuru yerlerde saklanmalıdır, nemli ortamlarda zencefil saklanmaz, iki veya üç hafta buzdolabında saklanabilir.


Zerdeçal nedir ? Faydaları nedir?

Zerdeçalın Faydaları

Daha çok yemeklerde baharat olarak kullanılan zerdeçal, zencefilgiller familyasındandır. Ana vatanı Doğu Hindistan’dır. Diğer bir adı da Hindistan Safranı olan çok yıllık bir bitkidir. Sarı renkte olan çiçeklerinin yanında yaprakları sivridir. Safrana benzeyen boyalı bir madde çıkartılmaktadır. Bitkinin sap kısmında bulunan kökü andıran uzantılardan zerdeçal tozu yapılmaktadır. Zerdeçal yemeklere ve kumaşlara renk vermek amacı ile de kullanılmaktadır.

Demir, potasyum, B6 ile C vitamini, manganez ve değerli mineraller içermektedir.

Zerdeçalın Sağlığa Faydaları
Çok eski yıllardan bu yana şifa kaynağı olarak kullanılmakta olan zerdeçal; kolon kanseri, meme kanseri ile cilt kanserinin ve prostat kanserinin önlenmesinde önemli rol oynamaktadır. İçeriğinde yer alan kurkumin ayrıca kansere yakalanan kişilerde kanser hücrelerinin yayılmasını da geciktirmektedir. İlerleyen yaş ile birlikte gelen bunama ve alzheimera yakalanma riskini büyük oranda azaltmaktadır. Antibakteriyel özelliği sayesinde haricen uygulanarak cilt üzerindeki yaraların tedavi edilmesinde etkilidir. Antioksidan etkisi sayesinde vücutta biriken zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar. Kanı temizleyerek damar tıkanıklığını engeller. Kalp rahatsızlığı riskini azaltır.

Zerdeçalın Kanser Tedavisine Faydaları: Amansız bir hastalık olarak görülen kanserin doğal yollar ile tedavi edilmesi aşamasında ilk akla gelen zerdeçaldır. Kanserli hücreler ile mücadele ederek hücre yenilenmesini hızlı bir şekilde destekleyen zerdeçal prostat kanseri, kolon kanseri, meme kanseri gibi ülkemizde de sık sık görülmekte olan kanser türleri ile mücadele edilmesini sağlayan en etkili ve en doğal yöntemlerden birisidir.

Zerdeçal Romatizma Ağrılarını Giderir:

Zerdeçal, antienflamatuar özellikleri yardımıyla osteoartrit ve romatoid arterit sorunlarını giderebilir. Buna ek olarak, zerdeçalın antioksidan özelliği  hücrelere zarar veren serbest radikalleri yok eder. Bunun yanında hafif eklem ağrılarına, romatizma ağrılarına ve iltihaplara iyi gelir, ağrıları giderebilir.

Zerdeçal Diyabeti Dengeler: Zerdeçal orta düzey diyabet sorunların giderir, insülin görevi gördüğü için  kan şekerini sağlıklı bir seviyede tutar. Bir başka önemli yararı ise tip 2 diyabetin başlamasını önleyebilir.

Zerdeçal Kolesterol Seviyesini Dengeler: Araştırmalar gıda olarak zerdeçalın kolesterol seviyesini dengelediğini ortaya koymuştur.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Vücudun bağışıklık sistemini uyaran yardımcı lipopolisakkarit olarak bilinen bir madde içerir. Bu madde bakterilere, iltihap ve  serbest radikallere karşı etkilidir. Eğer bir soğuk, öksürük veya grip sorununuz var ise ılık bir bardak süte bir çay kaşığı zerdeçal tozu karıştırın ve için. Bu kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

Zerdeçal Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Zerdeçal doğal bir antiseptik ve antibakteriyel madde olarak değerlendirilebilir ve etkili bir dezenfekte aracı olarak kullanılabilmektedir. Kesik ve yanık yaralarının üzerine zerdeçal tozu serperek mikrop kapmasını engelleyebilir ve daha hızlı iyileşmesini sağlayabilirsiniz.

Zerdeçal Kilo Vermeye Yardımcı Olur: Zerdeçal tozu ideal vücut ağırlığının korunması için çok faydalı olabilir. Obezite ve diğer kilo ilgili hastalıkları tedavi amaçlı olarak zerdeçal çayı kullanılabilir. Yemek esnasından bir çay kaşığı zerdeçal tozu tüketmek yeterli olacaktır.

Zerdeçal Alzheimer Hastalığı Önleyebilir: Bir beyin hastalığı olan alzheimer hastalığını giderebilir. Beyinde oksijen artışını hızlandırarak hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir hatta durdurabilir.

Zerdeçal  Sindirim Sistemi Sağlığını Korur: Safra kesesine inanılmaz faydaları vardır, şişkinlik ve gaz sorunlarını giderebilir. Çiğ bir şekilde zerdeçal tüketimi sindirim sistemi sorunlarının ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.

Karaciğer Hastalıklarına İyi Gelir: Vücutta bulunan toksinlerin temizlenmesine yardımcı olur. Zerdeçal aynı zamanda kan dolaşımını hızlandırarak vücut ısısının korunmasını sağlar, bünyenin daha hızlı temizlenmesine yardımcı olur.

Zerdeçal Suyunun Faydaları:
Zerdeçalı güçlü bir kaynak yapan içerdiği 300’den fazla antioksidandır. Ham zerdeçal tüketimi sağlık açısından daha faydalıdır. Sütle seyreltilerek tüketmek de mümkün.



Artrit tıbbi müdahale gerektirebilen ağır bir kemik bozukluğu hastalığıdır. Zerdeçal suyu artrit hastalığına yakalanma riskini azaltır.
Alzheimer hastalığı kişinin kademeli hafıza kaybına uğramasına neden olur ve düzenli zerdeçal tüketimi bu hastalığa yakalanma riskini azaltır.
Zerdeçal suyunun kanseri önleyici özelliği vardır.
Sindirim sistemi rahatsızlığını giderebilir. Zerdeçal suyu bünyede metabolik oranı arttırarak hazmı kolaylaştırır.
İçerdiği zengin asitler mide sağlığı için faydalıdır. Midenin ihtiyaç duyduğu asit ve asit oranını dengeler.
Vücutta kan enfeksiyonlarına neden olan toksinlerin dışarı atılmasını sağlar.
Karaciğer sağlığını koruyan bileşen ve maddeler içerir.
Kolesterolü dengelemeye yardımcı olur.
Kanda şeker seviyesini dengeleyerek diyabet hastalığına yakalanma riskini azaltır.

Zerdeçal Çayının Faydaları
Zerdeçal çayı eski çağlardan itibaren hastalıkları tedavi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Günümüzde yapılan birçok bilimsel araştırma sağlığa faydalarını ispatlamıştır. Bunlardan başlıcalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

Etkili bir antioksidan olduğundan dolayı neredeyse bütün organları korur.
Zerdeçal çayı kan pıhtılaşmasını önler.
Bütün vücudu temizleyebilen zerdeçal çayı özellikle karaciğere çok yardımcı olur.
Mide ekşimesi, gastrit gibi sindirim sistemi sorunlarını giderir.
Çok iyi bir antidepresandır, sinirleri ve kasları güçlendirir, sakinleştirir.
Kilo vermeye yardımcı olur.


Zerdeçalin Zararları: Zerdeçal aşırı kullanılmadığı sürece sağlıklı bir besin kaynağıdır. Bunun yanında bünyeye göre yan etkileri değişebilir. Genelde tüketimine dikkat edilmesinde fayda var. Aşırı ve yanlış kullanılması durumunda şu sağlık sorunlarıyla karşılaşmak mümkün:

Baharatlara karşı duyarlı kişilerde kramp ve gaz sorunlarına neden obilir.
Aşırı kullanılması durumunda kalp çarpıntısına neden olabilir.
Çok fazla tüketildiğinde kusmaya neden olabilir.
Kanama bozukluğu olan kişilerin uzak durması gereken bir besin kaynağıdır. Kanı incelttiği için ameliyat olacak veya yeni ameliyat olmuş hastalar geçici süre uzak durmalıdırlar.
Karaciğer hastalarının doktorlarına danışarak tüketmeleri önerilir.
Diyabet hastalarına faydalıdır ama kullanımına ve dozuna dikkat edilmelidir.
Aşırı kullanım, kan hücrelerine zarar verebilir.
Warfarin ve aspirin gibi ilaçlar ile kesinlikle tüketilmemelidir.


Tarçın nedir ? Faydaları nedir?

Tarçın daha çok soğuk havalarda tüketilir. Bunun en büyük sebebi şüphesiz soğuk sonucu meydana gelen hastalıkların tedavisinden kurtulmaktır. Tarçın, aslında bütün bir yıl boyunca muhafaza edilebilir ve kullanılabilir. Tarçın içerdiği zengin vitamin ve besinlerle birçok hastalığı tedavisinde kullanılmaktadır. Aynı zamanda birçok hastalık için de koruyucu özellik taşır.

Tarçın, daha çok ağacın kabuk olan kısmından elde edilir. Çok seyrek taze yapraklarından da faydalanılır.  Tarçın bol miktarda uçucu yağ barındırır, sinamil alkol, sinnamaldehit, terpen, weiterhin, müsilaj olmak üzere uçucu yağ açısından çok zengindir diyebiliriz.

Tarçının doğru tüketildiği zaman birçok hastalığı tedavi etme özelliği vardır. Özellikle enfeksiyondan kaynaklanan hastalıklar için önemli şifa kaynağıdır. Bunun dışında önemli hastalıklar için ciddi bir kalkan görevi görür ve vücudun hastalıklarla mücadelesi için metabolizmayı güçlendirir.

Kan Şekerini Dengeler:  Birçok araştırma tarçının insülin direncini arttırdığını ve  böylece kan şekerini dengelediğini ortaya koymuştur.  Bu yüzden diyabet hastaları tarafından çok sık kullanılır. Fakat  tarçının diyabet ilaçlarına karşı bazı olumsuz etkileri olabilir, bu yüzden ilaç kullanan diyabet hastalarının tüketmeleri gereken miktarı doktorlarına danışmaları gerekir.

Maya Enfeksiyonlarına Karşı Şifadır: Tarçının mantar , maya enfeksiyonlarını durduran inanılmaz bir yeteneği vardır. Tarçının bu özelliğini sağlayan şey ise içerisinde zengin miktarda içerdiği uçucu yağlardır. Bunun yanında tarçın yağının da enfeksiyon hastalıklarıyla savaşma noktasında özelliği bilinir.

Nezle ve Karın Ağrılarını Giderir: Tarçın korkunç bir mide ağrısını bile geçirebilecek kadar etkili bir besin kaynağıdır. Bunun yanında kış aylarında soğuk algınlıkları ve salgınlar ile oluşan nezle gibi hastalıklara karşı etkilidir ve tüketilmeye başlanmasıyla birlikte etkisini gösterir.

Bağırsak Sorularını Giderir: Bir fincan tarçın bağırsaklardaki şişkinlik ve gaz sorunlarından kaynaklanan rahatsızlıkları giderir.  Bunu bağırsaklarda bulunun enfeksiyonları gidererek bağırsakların normal çalışmasını sağlamakla başarır.

Bir Japon bilim adamın tarçının ülser rahatsızlıklarına iyi geldiğine dair doğrulanmamış iddiaları vardır. Bazı uzmanlar da günde 1-2 fincan tarçının ülser hastalığından kaynaklanan ağrılara iyi geleceğini söylemektedir. İlaç kullanan ülser hastaları doktorlarına danışarak kullanabilirler.

Tarçının Kanser Önleyici Etkisi Vardır: Bazı araştırma sonuçları tarçının tümör, mide kanseri gibi bazı kanser türlerine karşı mücadelede umut verici olduğunu belgeledi. Araştırmalar vücutta şeker seviyesini dengeleyerek kanser hücrelerine karşı hafifletici etkilerinin olduğunu da ortaya koydu.

Bazı araştırmalar ise tarçın yağı gibi, farklı tarçın formalarının lösemi ve lenfoma kanseri hücrelerine karşı etkili olduğunu ortaya koydu. Ayrıca tarçının içerdiği doğal kimyasal elementlerin kolon kanseri hücrelerine karşı vücudu korur.

Zihni Açar ve Beyine Katkı Sağlar: Bazı araştırma sonuçları tarçının zihni açtığı ve belleğin fonksiyonlarını yerine getirmesine yardımcı olduğunu ortaya koymuştur. Bilimsel olarak ispatlanmamış olsa da dayanıklık ve konsantrasyon için faydalıdır.

Zayıflamaya Yardımcı Olur: Tarçının kan inceltici ve kan dolaşımını arttırıcı özelliği vardır. Artan kan hızı genellikle zayıflamaya yardımcı olur. Bunun yanında tarçının kan inceltici özelliği sayesinde, kalp sorunu yaşayan insanlar için kan pıhtılaşmasını engelleyici fonksiyonu vardır. Yalnız, kan inceltici ilaçlar kullanan kişiler doktorlarına danışmadan kesinlikle tarçın tüketmemelidirler.

Kasları Rahatlatır:Tarçının diğer bir özelliği ise ısınmaya yardımcı olmasıdır. Bir taşıyıcı yağ ile birleştiğinde, kasların rahatlamasına ve ağrıların hafiflemesine yardımcı olur. Ayrıca yorgunluğu veya ağrıyan kaslar için banyo suyuna 3-4 damla katılarak duş alınabilir.

Kolesterolü Düşürür: Şimdiye kadar yapılan bilimsel araştırmalar tarçının şeker ve yağ eritme üzerinde dolaylı etkileri olduğu ortaya konulmuştur. Fakat aynı şekilde tarçının kolesterolü düşürme noktasında direkt etkisi olduğu ortaya konulmuştur.

Diş Çürüklerine ve Diş eti Hastalıklarına Faydaları: Tarçının antibakteriyel özelliğinden dolayı diş çürüğü ve diş eti hastalıklarına karşı önemli derecede olumlu etkisi vardır. Diş eti ve dişlerde oluşan bakterileri öldürür. Bunun yanında tarçın yağı, sakız, gargaralar ve diş macunlarında antibakteriyel olarak kullanılmaktadır.

Soğuk Algınlığı, Baş Ağrısı ve Öksürüğe İyi Gelir: Soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, öksürük ve nezleye karşı etkilidir. Bu hastalıkları iyileştirme özelliği vardır. Bunun dışında düzenli olarak tüketildiğinde bu tür hastalıklardan korunma imkanı sağlar. Yine antibakteriyel özelliğinden dolayı bu tür hastalıklarla savaşmayı kolaylaştırırken kan inceltici özelliği ile kandaki oksijen seviyesini arttırarak metabolizmayı bu tür hastalılara karşı güçlendirir.

Alzheimer Hastalığını Engelleyici Özelliği Vardır:  Tarçın içerdiği besinler sayesinde,  Alzheimer hastalığına neden olan genleri engellediği bilinmektedir.  Tarçın bu hastalığa neden olan genleri yavaşlattığı gibi tahrip ettiği hücrelerin yeniden onarılmasına yardımcı olur.

Depresyon ve Sinirlilik Halini Giderir: Çağımızın önde gelen hastalıklarından olan stres kaynaklı depresyon ve sinirliliğe karşı yatıştırıcı etkisi vardır. Bu gerçeği destekleyen birçok bilimsel araştırma sonucu bulmak mümkün.  Bazı bilimsel çalışma sonuçları tarçının kokusunun rahatlatıcı bir özelliği olduğunu ortaya koymuştur. Tarçın bakteriyel kaynaklı depresyonlara karşı mükemmel bir şifa kaynağıdır.

Tarçın Virüslere Karşı Savaşır: Tarçın virüslere karşı mükemmel bir savaşçıdır.  Bazı bilimsel araştırmalar HIV virüsüne karşı etkileyici bir savaş verdiğini ortaya koymuştur. Enfeksiyonlardan kaynaklanan AIDS hastalıklarına karşı umut verici sonuçlar vermektedir.

Parkinson Hastalığını Engelleyici Özelliği Vardır: Rush Üniversitesi Tıp Merkezi’nde tarçın üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda heyecan verici sonuçlar alındı. Tarçının parkinson hastalığında tedavi yöntemi olmasa bile en azından şimdilik engelleyici özelliğinin olduğu keşfedildi.



Tarçın Çayının Faydaları:

Mutlaka hastanelere bir şekilde gitmişsinizdir, ameliyat olanlar, ağrılardan yakınanlar ve niceleri… Aslında birçok hastalıkla karşılaşmadan önce önlemler almak mümkün. Bunların bir tanesi de düzenli olarak tarçın çayı tüketmektir.
  • Antioksidan özelliği olan tarçın çayı, özellikle sigara, alkol ve bunlara benzer ürünleri tüketen kişilerde, alkol ve sigaranın verdiği zararları azaltır.
  • Bağırsak enfeksiyonlarına iyi gelir. Bağırsaklarda oluşan gaz, şişme gibi hissi giderir ve bağırsakların görevlerini maksimum derecede yerine getirmesi için yardımcı olur.
  • Hazımsızlık ve mide şikayetlerini giderir.
  • Özellikle kan şekerinin dengelenmesinde önemli rol oynar.
  • Stresle mücadelede metabolizmayı güçlendirir. Strese neden olan fiziki etkenleri azaltır.
  • Üşüme sorunu olanlar için alternatif çözümdür. Özellikle kış aylarında ayaklarında ve ellerinde aşırı üşüme hissedenler günde 1-2 fincan tüketerek sorunu çözebilirler. Tarçın çayının kan inceltici ve kan akışını hızlandırıcı özelliği olduğu için, hızlanan kan sayesinde vücudu ısıtır.

Kabuk Tarçının Faydaları:

Kabuk tarçın en az diğer varyasyonlar kadar etkilidir, özellikle doğal antibiyotik görevi üstlenmekte ve alerjik hastalıklara şifa olmaktadır.
  • Özellikle kış aylarında görülen nezle, grip gibi hastalıklara iyi gelir.
  • HİV, ağız içerisinde mantar gibi enfeksiyon hastalıklarına iyi gelir. Bir hafta boyunca günde 2-3 fincan tüketilmelidir.
  • Bağırsak enfeksiyonlarına ve mide ağrılarına iyi gelir.
  • Gıda zehirlenmesine kabuk tarçını faydalı olur.
  • Regl ağrıları için şifadır.
  • İshal vakalarında önleyici etkisi vardır,

Tarçın Suyunun Faydaları:

Tarçın suyu, öğütülmüş tarçın tozlarını suya katıp kaynatarak elde edilir. Fakat salatalara ve bazı yemeklere toz halinde katılarak da kullanılır. Tarçın tozu bir nevi doğal antibiyotik görevi görür.
  • Bağırsak iltihaplarına ve bağırsak kurtlarının dökülmesine yardımcı olur.
  • Kanı inceltip hızlandırdığı için damar tıkanıklıklarına engel olur.
  • Damarlara faydasından dolayı kalp hastalıklarından korur.
  • Öksürüğe ve ishale iyi gelir.
  • İştah açar.
  • Metabolizmayı kuvvetlendirir ve vücudun direncini arttırır.

21.2.18

117 yıldır yanan ampül

Asırlık ampül olarak da bilinen 117 yıldır yanan ampül nedir? 117 yıldır yanan ampül nerede? 117 yıldır yanan ampül ne zaman sönecek? İşte 117 yıldır yanan ampül hakkında bilmeniz gereken her şey...

117 yıldır yanan ampül

117 yıldır yanan ampül ya da asırlık ampül dünyanın en uzun süredir yanan ampülüdür. 1901 yılından bu yana açık haldedir. ABD'nin Kaliforniya eyaletinde bulunan Livermole kentinde yer alır. Ampülün bulunduğu konumun açık adresi 4550 East Avenue'dür. Livermore-Pleasanton İtfaiye Müdürlüğü, ampülün sürekli olarak açık kalmasını sağlamaktadır.

117 yıldır yanan ampül Guinness Dünya Rekorları Kitabı, Ripley's Believe It or Not! ve General Electric kayıtlarında da yerini almıştır. Ampül genellikle daha sonra üretilen ampüllerde planlı eskimenin varlığına bir kanıt olarak gösterilir.

117 yıldır yanan ampülü kim icat etti?

117 yıldır yanan ampül ilk olarak 30 ile 60 wattlık bir ampül kadar enerjiye sahipti. Fakat ampül günümüzde yalnızca 4 wattlık ışık sağlamaktadır. Bu oran gece lambalarının yaydığı ışığa eş değerdir. El üflemeli karbon filamanlı ampül 1890'lı yılların sonunda Shelby Electric Company şirketi tarafından Ohio eyaletine bağlı Shelby kentinde üretilmiştir. Zylpha Bernal Beck, ampülün babası Dennis Bernal tarafından 1901 yılında itfaiye müdürlüğüne bağışlandığını söylemektedir. Livermore Power and Water Company şirketinin sahibi olan Bernal, şirketi sattıktan sonra bu bağışı gerçekleştirmiştir. Bu anlatı, dönemin itfaiye gönüllüleri tarafından da doğrulanmaktadır.

Kanıtlar ampülün en az dört ayrı yerde bulunduğunu gösteriyor. İlk olarak 1901 yılında açılan ampül L Street'te bulunan hortum deposunda bulunuyordu. Daha sonra Livermore yakınlarında bir garaja talındı ve itfaiye ve polis müdürlükleri tarafından kullanıldı. İtfaiye müdürlüğü birleştirildiğinde ampül yeni belediye binasına taşındı.

Ampülün sıra dışı ömrü ilk olarak 1972 yılında gazeteci Mike Dunstan tarafından fark edildi. Dunstan, Livermore civarındaki insanlarla haftalar boyu süren röportajlar yaptı ve en sonunda 'Ampül dünyanın en eskisi olabilir' başlıklı yazısını Tri-Valley Herald gazetesinde yayınladı. Dunstan ayrıca Guinness Rekorlar Kitabı, Ripley's Believe it or Not ve General Electric ile iletişime geçti. Her 3 kurum da ampülün dünyanın en uzun süredir yanan ampülü olduğunu onayladı. Ampül, Charles Kuralt'ın CBS-TV kanalında yayınlanan 'On the Road with Charles Kuralt' programına konu olduktan sonra dikkat çekmeye başladı.



117 yıldır yanan ampül hiç sönmedi mi?

1976'da itfaiye müdürlüğü, itfaiye merkezi #6'ya ampülle beraber taşındı. Ampülün priz teli, ampülün zarar görmemesi için çıkarıldı. Taşınma sırasında ampül yalnızca 22 dakika süreyle kapalı kaldı. Ampül, özel tasarım bir kutu içerisinde ve bir itfaiye aracının eskortluğu ile beraber taşındı. Ampülün yeni yerine yerleştirilmesi için bir elektrik teknisyeni de hazırda bulunuyordu. Ripley's Believe It or Not, ampülün çok kısa bir süre kapalı kalmasının rekoru etkilemeyeceğini açıkladı. 2001'de ampülün 100. yaş günü barbekü ve mzik eşliğinde kutlandı. 1976 yılından bu yana 42 yıldır aralıksız yanan ampül 1937 yılında yenileme çalışması ve ara sıra yaşanan elektrik kesintileri sebebiyle de kısa sürelerle de olsa kapalı kaldı.

20 Mayıs 2013'te kamuoyu kamera yayını aracılığıyla ampülün sönmesine şahit oldu. Ertesi gün bir elektrik teknisyeni çağırıldı. Uzatma kablosu kullanılarak kesintisiz güç kaynağı sağlanınca ampülün sönmediği, özel güç kaynağının arızalandığı tespit edildi. Ampül 7 saat süre ile kapalı kaldı.

117 yıldır yanan ampül 'Centennial Light Bulb Committee' tarafından koruma altına alındı. Kurum, Livermore-Pleasanton İtfaiye Müdürlüğü, Livermore Miras Birliği, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarları ve Sandia Ulusal Laboratuvarları iş birliği ile kuruldu.

117 yıldır yanan ampül ne zaman sönecek?

Livermore-Pleasanton İtfaiye Müdürlüğü 117 yıldır yanan ampülü sönene kadar bakmayı ve bakımını sürdürmeyi planlıyor. 117 yıldır yanan ampül söndüğünde ne yapılacağı henüz bilinmiyor. Fakat Ripley's Believe It or Not!, böyle bir durumda ampülün müzelerinde sergilenmesi için başvuruda bulundu. Ampülün bu kadar uzun süredir yanmasının sebebi, düşük enerjisi, sürekli çalışır halde olması ve özel güç kaynağı bulunması şeklinde açıklanıyor.