instagram twitter linkedin github youtube

31.12.19

2020 YILBAŞI ÖZEL ÇEKİLİŞİ SIRALI TAM LİSTE

80 MİLYON TL İKRAMİYE KAZANAN NUMARALAR


1358490

8 MİLYON TL İKRAMİYE KAZANAN NUMARALAR

9976216

BİR MİLYON TL İKRAMİYE KAZANAN NUMARALAR

2375580 3038866 3323655 4812895 4846075 4970823

6437337 6728347 7635511 9383550

100 BİN TL İKRAMİYE KAZANAN NUMARALAR

0057454 0402010 0517973 1417952 1457718 2053097

2212063 2444315 2490474 2498252 2785144 2912476

3358473 3501606 4223193 4872782 4892302 4968361

5010173 5201009 5366912 5455054 5560584 6084038

6406563 6784537 7393060 7809550 8236900 9764331

10 BİN TL İKRAMİYE KAZANAN NUMARALAR

0359316 0366813 0411974 0428327 0623026 0820675

0830047 1027170 1164025 1173252 1190473 1252116

1411026 1491666 1498185 1556701 1588586 1709269

1849486 2001939 2056433 2097502 2375476 2490340

2517904 2534088 2598517 2725711 2822171 2933382

2951631 2956474 3103959 3158909 3335325 3345696

3407956 3541372 3654121 3683500 3723821 3790013

3891167 4089963 4148421 4231432 4255143 4350063

4449468 4479109 4728608 4730858 4886105 5089741

5204150 5219781 5352565 5391778 5453569 5477231

5508432 5706818 5728310 5919088 5966209 6059783

6174252 6530094 6530843 6547409 6564846 6566851

6619774 6651826 6908590 6969248 7172809 7223561

7317780 7354829 7498857 7528151 7552836 7716226

8325015 8380153 8398835 8432958 8465049 8844823

8878725 8906625 8999442 9031031 9053071 9234463

9593374 9709630 9959762 9960739

5 BİN TL İKRAMİYE KAZANAN NUMARALAR

0100031 0138218 0159570 0308085 0311568 0427369

0470569 0505333 0563464 0631528 0738245 0740130

0750261 0761600 0772226 0776232 0872689 1105044

1130333 1137768 1189791 1247335 1284375 1427572

1435070 1442371 1509015 1625944 1761510 1824405

1829264 1883337 1932421 1995437 2074203 2252723

2269565 2289891 2399720 2442163 2447797 2474095

2533524 2556076 2584509 2610585 2694146 2704833

2808222 2808903 2836385 2865486 2869082 2876942

2939501 2988825 3033006 3068130 3162219 3183291

3242225 3279824 3311548 3320357 3326169 3326299

3413404 3552247 3592674 3710731 3732023 3738796

3754391 3761123 3801714 3821323 3835016 3860586

3909019 4012098 4030392 4127613 4136190 4159970

4244946 4317150 4362749 4399238 4468627 4512434

4543642 4588747 4638914 4660798 4679415 4693899

4771717 4848366 4972824 5067166 5102365 5103698

5206194 5229935 5244019 5369877 5389884 5453499

5481823 5498905 5526315 5579627 5770365 5933495

5994950 6030530 6063325 6117188 6128665 6178414

6203754 6216574 6332897 6373482 6377398 6387322

6446184 6458527 6531882 6560170 6796006 6812665

6825026 6919171 6935842 6957237 6992847 7026436

7034984 7103254 7143607 7153290 7184690 7226487

7268179 7271006 7294943 7320368 7357403 7445134

7471486 7485653 7508221 7538077 7607670 7622402

7635068 7685008 7782355 7816068 7835783 7883310

7955316 8031476 8056003 8076964 8101520 8139954

8173182 8275762 8324004 8335017 8390343 8407011

8431835 8444110 8546626 8636279 8742261 8755195

8768657 9055215 9093425 9114083 9115982 9125677

9155876 9214743 9343346 9346038 9353165 9413153

9555343 9586570 9612724 9617419 9690545 9822567

9823329 9924547

SON ALTI RAKAMINA GÖRE BİN TL İKRAMİYE KAZANDIRAN NUMARALAR

039817 058652 067927 071444 075634 096037

102262 142288 159559 219067 222092 279908

310009 328462 328590 346176 347622 383595

385008 400317 439153 458115 473164 499015

500433 523647 547563 550189 559613 562327

575686 619730 641916 664216 671538 673826

686240 703769 711926 755123 820866 858002

874410 898225 924564 951138 967662 968943

976469 978961

SON BEŞ RAKAMINA GÖRE 400 TL İKRAMİYE KAZANDIRAN NUMARALAR

00502 01490 04729 06367 06828 07258

08018 08121 08439 09351 11683 11717

12536 13383 13412 18014 18045 18102

18508 18682 19738 20852 22180 24120

25719 25892 26645 28129 31554 31779

32057 33199 34412 34594 37607 37725

38354 40215 40358 40644 41839 41917

42910 43402 43837 43979 44124 44442

44531 45561 45817 46134 46496 49439

52412 53983 54203 55511 56427 56518

57636 58947 59308 60855 62219 62738

63229 64796 67600 69103 69376 71372

71560 73267 73531 73888 75346 76342

77758 77802 78154 78564 78618 79227

80624 82995 84089 84739 84981 85036

85993 87065 89862 92296 92995 93585

93876 96184 98760 99485

SON DÖRT RAKAMINA GÖRE 300 TL İKRAMİYE KAZANDIRAN NUMARALAR

0247 0804 0965 1238 1269 1342

1408 1488 1667 2298 2647 2703

2818 2943 3796 3900 4447 4524

4623 4962 5483 5743 5848 5877

6166 6203 6533 6534 6666 6780

6793 6968 7040 7411 7691 8317

9343 9404 9522 9773

SON ÜÇ RAKAMINA GÖRE 200 TL İKRAMİYE KAZANDIRAN NUMARALAR

025 045 063 095 127 140

178 291 307 352 405 451

468 608 650 662 779 854

905 950

SON İKİ RAKAMINA GÖRE 160 TL İKRAMİYE KAZANDIRAN NUMARALAR

01 09 45 48 69 83 96

AMORTİ

4 8

80 BİN TL TESELLİ İKRAMİYESİ KAZANDIRAN NUMARALAR

0358490 1058490 1158490 1258490 1308490 1318490

1328490 1338490 1348490 1350490 1351490 1352490

1353490 1354490 1355490 1356490 1357490 1358090

1358190 1358290 1358390 1358400 1358410 1358420

1358430 1358440 1358450 1358460 1358470 1358480

1358491 1358492 1358493 1358494 1358495 1358496

1358497 1358498 1358499 1358590 1358690 1358790

1358890 1358990 1359490 1368490 1378490 1388490

1398490 1458490 1558490 1658490 1758490 1858490

1958490 2358490 3358490 4358490 5358490 6358490

7358490 8358490 9358490

Milli Piyango İdaresinin 31 Aralık yılbaşı özel çekilişinde 80 milyon liralık büyük ikramiye, "1358490" numaralı çeyrek bilete isabet etti. Büyük ikramiyeye ait numaraların bulunduğu biletin sevk merkezleri İzmir, Gaziantep, Bursa ve İstanbul olarak açıklandı.

30.12.19

B2C nedir ?

Açılımı "Business to Consumer" olan ve "İşletmeden Tüketiciye" anlamına gelen bir e-ticaret modelidir.

B2C’de fiyatlar ve ürünler açık ve net şekilde yayınlanır. Ürünün teslim koşulları, garanti koşulları, fiyatı ve diğer özellikleri üretici veya satıcı tarafından tek taraflı belirlenir ve tüketicinin önüne sunulur. B2C'de tüketiciler şahıs da olabilir perakendeci bir satış kanalı da. Burada tek bir müşteri kriteri yoktur ancak genel olarak müşteriler şirket olduğunda "B2B", şahıs olduğunda ise "B2C" terimi kullanılır.

B2C Çeşitleri

B2C kendi içerisinde ikiye ayrılır.

Birincisi; bugün oldukça sık kullandığımız sanal alışveriş mağazalarıdır. Sanal mağaza stoklarında bulunan ürünlere ve sipariş karşılığı üretici firmadan getirteceği ürünlerin üzerine kendi kar marjını ekleyerek satışa sunar. Bu mağazalardan online alışveriş yapan tüketiciler genellikle şahıstır ve siparişlerini kredi kartı veya havale yoluyla öedemelerini gerçekleştirirler. Kredi kartı ile ödeme işlemi "VPOS" denilen, İnternet üzerinden kredi kartlı alışveriş yapma olanağı sağlayan SSL sertifikalı bir ödeme mekanizmasıyla yapılır. VPOS sistemi, günümüzde oldukça sık kullandığımız POS cihazlarının Internet'e uyarlanmış şeklidir. Sanal mağazalar VPOS kullanabilmeleri için VPOS hizmeti sunan bir bankayla e-ticaret sözleşmesi imzalaması gerekmektedir. Bu anlaşmayı imzalayan sanal mağaza ve banka müştereken tüketicinin uğrayabileceği kanuni her türlü mağduriyeti gidermek durumundadır.
İkincisi ise; üretici firmanın ürününü fabrika cıkış fiyatından sanal mağaza aracılığı ile tüketiciye veya perakendiciye satışını gerçekleştirmesidir. Burada sanal mağaza ürünün satış fiyatı üzerine belli bir yüzde koyarak satışların kendi sistemi üzerinden gerçekleşmesini sağlar. Sanal mağazanın belirleyeceği yüzde oranı genellikle %3 ila %10 arasında olur ve genellikle ithal ürünlerin yurt içinde satışına yönelik bir çalışma yapılır. Satışı yapılan ürünler belirli sektörlere aittir. Her ülkenin dış ticaret mevzuatı birbirine göre farklılık gösterdiğinden dolayı sektör çeşitlendirmesi dardır ancak ürün çeşitlendirmesi oldukça zengindir. Bu ikinci ayağında sanal mağazanın gümrük tarifelerini ve kargo maliyetlerini tam olarak online hesaplayabilen oldukça ciddi bir yazılıma ihtiyacı vardır. Sanal mağazanın dış ticaret uygulamalarına tam anlamıyla hakim ve gümrük işlemlerini takip eden bir ekibe ihtiyacı vardır.

Neden E-ticaret


Hayatın her alanında etkisini gösteren Gelişim Kavramı, ticaret hayatında da internetin yaygınlaşmasıyla ticaret kavramının sınırlarını fazlasıyla genişletti. E-ticareti geleneksel ticaret yöntemlerine ilave olarak kullanan köklü kuruluşlar olduğu gibi 100% e-ticaret kavramıyla iş yapan amazon.com, ebay.com gibi firmalar yeni nesil ticaret kavramını geliştirerek elektronik ticaretin yaygınlaşmasında öncü rolü üstlendiler.

Büyük firmaların e-ticaret işine girmesiyle beraber yeni bir sektör oluştu ve bilgisayar yazılım firmaları diğer kuruluşların da e-ticaret dünyasına girebilmesi için özel e-ticaret çözümleri geliştirmeye başladılar.

E-ticarette Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar


Sattığınız ürün veya sunduğunuz hizmet pazar ağınızın sınırlarını genişletmek ve bunu en düşük maliyetle yapmak istiyorsanız e-ticaret’le tanışmanız gerekmektedir. E-ticarete atacağınız ilk adım bir e-ticaret paketi satın almakla başlar. Satın aldığınız e-ticaret sisteminin kalitesi, size müşteri dönüşümleri olarak geri dönecektir.

Burada bilinmesi gereken en önemli nokta e-ticaretin sadece ürün satış sitesi açmaktan ibaret olmadığıdır.

Ürünün veya hizmetin pazar araştırılmasının doğru yapılması,
Doğru ürünün doğru pazarda sunulması,
Mantıklı stratejiler üreterek ürünün doğru tanıtılması
Doğru reklam stratejilerinin belirlenmesi
Hazırlanan sitenin altyapı yeterliliği ve güvenliği, site kullanıcı kolaylığı
ve bunun gibi daha birçok kıstasların planlanması doğrultusunda e-ticaret üzerinden kazanç sağlamak mümkün olmaktadır.

29.12.19

Araba nasıl sürülür?

İlk kontrol ve ayar işlemlerinden sonra arabanın kontağını açın. Debriyaja sonuna kadar basarak vitesi 1 e getirin ve ayağınızı debriyajdan çekmeyin. Ayağınızı debriyajdan çekerseniz araba viteste olduğu için stop edecektir. Boştayken böyle bir durum olmaz. Arabanın kaymaması için sol ayağınız sonuna kadar debriyajdayken sağ ayağınız da frende olmalı. Bu vaziyete geldiğinizde el frenini en aşağı kadar indirin. Artık araba kalkış için tamamen hazır durumda. Sağ ayağınızı frenden kaldırıp gaz pedalının üstüne getirin. Burada ufak bir taktik verebilirim yine direksiyon sınavı için. Normalde yeni ve sınavlarda kullanılan arabaların rölantisi yüksek olduğundan ayağınızı debriyajdan çekerken gitmeye başlar. Bir kavrama noktası vardır. Hocanız da muhtemelen bu şekilde öğretecektir. Ancak ayağınızı kaldırma esnasında biraz hızlı kaldırmanız ya da tamamen bırakmanız durumunda aracı stop ettirirsiniz. Bu sebeple sağ ayağınız ile çok az gaz verdikten sonra sol ayağınızı debriyajdan yavaş yavaş kaldırın. Araç hemen harekete geçmiyor diye acele etmeyin. Aracın yavaş kalkması, stop ettirmekten daha iyidir, unutmayın. Ve bu söyleyeceğim de önemli; araç ilerlemeye ve biraz hızlanmaya başlayana kadar ayağınızı tamamen debriyajdan kaldırmayın. Bu işlem normal kullanımda aracınızın ömrü için pek sağlıklı olmasa da ilk etapta ya da direksiyon sınavında önemsizdir. Araç yeteri kadar hıza gelip yolunuz bitmediyse 2.vitese almanız gerekiyor. Yeteri kadar hızı, arabanın bağırmaya başlamasından anlayabilirsiniz. Sol ayağınızı, yine tamamı ile debriyaja basın ve vitesi 2 ye alın. Vites yükseltirken sağ ayağınızı gazdan çekin ve vitesi yükselttikten sonra debriyajdan da yavaş yavaş çekerek gaza basmaya başlayın. Durmak için de yine sağ ayağınızı gazdan kaldırıp, sol ayağınız ile komple debriyaja basın. Sağ ayağınızı frene yavaşça basmaya başlayın. Araba yavaşlayacaktır. İyice yavaşladığında ve durmanız gereken yere geldiğinde tamamı ile frene basmış olacaksınız. Bundan sonra vitesi boşa alın, el frenini çekin ve aracın kontağını çevirerek stop edin. Stop ettikten sonra emniyet kemerinizi çözün ve sağ eliniz ile kapıyı açarak, açarken yine araba gelip gelmediğini kontrol ederek araçtan inin. Aracın yine arka tarafından dolaşın, önünden değil

28.12.19

Arabanızdaki İkaz Lambaları Ne Anlama Geliyor ?








1.Ön sis lambası açık.
2.Elektrik Kontrollü Direksiyon Sistemi Lambası (EPS). Aracınızı çalıştırdıktan sonra yanan ve kısa bir süre sonra sönen bu ışık normalden daha uzun bir süre yanıyorsa direksiyon sisteminde bir sorun olduğunu anlayabilirsiniz.
3.Arka sis lambaları açık.
4.Ön cam yıkama sıvısı az kalmış ya da bitmiş.
5.Fren balataları aşınmış.
6.Hız sabitleyici açık.
7.Sinyal açık.
8.Yağış esnasında ışığın kırılma ve yansımasını hesaplayıp kontrol ünitesine bildiren aydınlık ve yağmur sensörüdür. Arıza durumunda otomatik bir şekilde aktif olmazsa arıza var demektir.
9.Buzlu ve kaygan yollarda kullanmanız gereken kış modu butonu.
10.Mesaj uyarı lambası. Sarı ve kırmızı renkler mesajın aciliyetini gösterir.
11.Isıtma bujilerini gösterir.
12.Dışarıdaki hava durumunu gösterir.
13.Arabanın start sisteminde arıza var.
14.Anahtar arabada değil.
15.Kumanda pili düşük seviyede.
16.Takip mesafesi uyarı işareti.
17.Fren pedalına basın ki motor çalışsın.
18.Sadece otomatik vitesli araçlarda bulunur. Otomatik vites kolunun çalışabilmesi için fren pedalına basmanız gerektiğini gösterir.
19.Direksiyon kilidi uyarısı. Sarı ise aracı servise götürmeli, kırmızı ise kesinlikle kullanmamalısınız.
20.Uzun mesafeli farlar açık.
21.Lastik basıncı düşük ya da sistemde sorun var.
22.Kısa farlar, sinyaller ve stop lambaları açık ya da arızalı.
23.Park, fren, arka sis, sinyal, iç aydınlatma ve plaka lambaları ile gündüz sürüş farlarından herhangi biri arızalı.
24.Dış fren ampulü arızalı.
25.Filtre sistemi arızalı. Tıkalı ise genelde yanmaz.
26.Römork bağlanan araçlarda römorka elektrik vermek için bulunan bağlantı kesik ya da arızalı.
27.Hava süspansiyon uyarı ışığı.
28.Sinyal vermeden şerit değiştirdiniz!
29.Katalizör sistemi arızalı.
30.Emniyet kemeri takılı değil.
31.Aracınızı park edip tamamen durdurduktan sonra vitesi “Park” durumuna getirdiğinizde bu ışık yanar (otomatik vitesli araçlarda).
32.Akü boş ya da şarj sisteminde sorun var.
33.Park etme yardım sistemi.
34.Servis arıza uyarı lambası.
35.Adaptif ışık sistemi uyarı ışığı.
36.Far seviye kontrol sistemi arızalı.
37.Arka spoyler sistemi arızalı.
38.Arabanın çatısı açık.
39.Hava yastığı ve emniyet kemeri sistemi arızalı.
40.Fren sisteminde sorun var.
41.Yakıt filtresindeki su seviyesi artmış.
42.Airbag sistemi kapalı.
43.Mekanik bir sorun ya da elektrik sistemi arızası var.
44.Kısa farlar açık.
45.Hava filtresi kirli ya da eski.
46.Ekonomik sürüş yaptığınızı gösteren ECO göstergesi.
47.İniş Kontrol Sistemi (DCS) aktif ve hazır değil.
48.Motor soğutma sıvısı fazla ısınmış.
49.ABS ikaz lambası. Kontak anahtarı “ON” konumundayken yanmazsa yandıktan sonra sönmezse ve sürüş sırasında yanarsa arızalı demektir.
50.Yakıt filtresi kirli ya da arızalı.
51.Kapılardan herhangi biri açık.
52.Motor kaputu açık.
53.Yakıt azalmakta.
54.Otomatik viteste sorun var.
55.Hız sınırı aşıldı (Hız sınırı bulunan araçlar için).
56.Süspansiyon sistemi arızalı.
57.Yağ seviyesi azalmış.
58.Ön camın buz çözme özelliği aktif.
59.Bagaj kapağı açık.
60.ESP (Elektronik Stabilite Programı) kapalı.
61.Yağmur sensörü aktif.
62.Motor arızalı.
63.Arka cam buz çözücü aktif.
64.Otomatik cam sileceği aktif.

27.12.19

Yerli Elektrikli otomobilin özellikleri

Yeni nesil otomobiller ile benzer şekilde konsol tamamen ekranlar ile donatılmış durumda. Üst kısımda üç tane ekran yer alırken, hemen alt tarafta multimedya ve navigasyon ekranı yer alıyor. Analog bir gösterge olmayan araç, dijital veya halk arasında hayal gösterge olarak bilinen teknolojiye ev sahipliği yapıyor.
Aracın direksiyonu ve koltuğundaki TOGG logoları dikkat çekerken, ekranların tamamı dokunmatik. Bunun yanı sıra araçlarda standart bir ayna bulunmuyor. Her iki tarafa yerleştirilen kameralardan gelen görüntü sürücüye sunulacak.


Anahtarsız giriş özelliğine sahip olan otomobilin kapısındaki cam tuşlarının lale şekli ve hoparlör bölmesinde Türk motiflerine yer verilmesi oldukça hoş.

180 km/s azami hıza ulaşabilen otomobil geri kazanımlı frenleme sistemi ile geliyor. Özellikle Tesla kullanıcılarının yakından bildiği bu özellik, rejeneratif frenleme olarak adlandırılıyor. Frene basıldığında açığa çıkan enerji, alternatör tarafından elektriksel enerjisine dönüştürülerek tekrar depolanıyor. Bu sistemin yerli otomobilin menziline yüzde 20’ye kadar katkı sağlayabildiği belirtildi.

Tüm tekerlerden yani dört çekişli motora sahip olan model, 400 beygir gücünde ve 0 – 100 km/s hıza 4.8 saniyede ulaşıyor. Arkadan itişli motora sahip olan yerli otomobil ise 200 beygir gücünde 0 – 100 km hıza 7.6 saniyede ulaşıyor.


Li-on pillerden güç alan yerli otomobil, 300 km+ ve 500 km+ olmak üzere iki farklı menzil seçeneği sunuyor.

Yerli otomobil SUV olarak iki farklı motor seçeneği ile piyasaya çıkacak olsa da, 2030 yılına kadar 5 modele ulaşılacak.  Bu sayede SUV’dan başlayan ve Sedan’dan MPV’ye kadar uzanan geniş bir ürün gamına ulaşılacak.
Hızlı şarj teknolojisi sayesinde 30 dk içerisinde şarj olabilen otomobil, bu sayede kullanıcılara büyük bir avantaj sağlayacak. Aynı zamanda internet üzerinden güncelleme alabilen yerli otomobil, ileri sürüş destek sistemleri sayesinde 3. seviye otonom sürüş teknolojisine hazır.
İnternet üzerinden güncelleme, Tesla’nın araçlarında karşımıza çıkan bir özellikti. Yerli otomobilde IoT – Nesnelerin İnterneti’ne önem verilmesi büyük bir gurur.

Kendi segmentinde en uzun aks mesafesi ve en geniş iç hacime sahip olan yerli otomobil, toplam sahip olma maliyetinin uygunluğu ile dikkat çekiyor.
Etkinlikte yerli otomobilin adı açıklanmadı. Bu konuda çalışmaların devam ettiği ve marka lansmanının 2020 yılında yapılacağı duyuruldu. Fabrika 2021 yılında açılacak ve 2022 yılında ilk araç üretilecek. TOGG CEO’su Gürcan Karakaş açılış konuşmasında kullanıcıların en çok merak ettiği, şarj istasyonu sorununa değindi. 2020’ye kadar Türkiye’de şarj istasyonu sorunu kalmayacağını belirtti.

Maalesef, tanıtım etkinliğinde yerli otomobil fiyatı hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı. Ancak, daha önce yapılan tahminler 150 bin TL – 200 bin TL arasında olacağına işaret ediyor. Sedan ve SUV olmak üzere iki farklı tasarım ve iki farklı motor seçeneği ile karşımıza çıkan aracın ilk teslimatı 2020 yılında gerçekleştirilecek.

Otomobilin nerede üretileceği Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yayınlanan karar sayesinde ortaya çıktı. Yerli otomobilin üretim tesisi Bursa‘ya kurulacak ve TOGG tarafında yapılacak yeni yatırım 22 milyar TL olacak.


Endüstriyel Devrimler ve Endüstri 4.0 nedir ?

Endüstri 4.0, 4. Endüstri Devrimi ya da 4. Sanayi Devrimi terimi ilk olarak 2011 yılında Almanya Hannover Fuarı'nda kullanıldı. Ekim 2012 yılında ise Robert Bosch GmbH ve Henning Kagermann çalışma grubu oluşturarak hazırladıkları 4. Sanayi Devrimi öneri dosyasını Alman Federal Hükümeti'ne sunmuştur. 8 Nisan 2013 tarihinde yine Hannover Fuarı'nda çalışma grubu Endüstri 4.0 raporunu sunmuştur.

Üretim sektöründeki önemli endüstriyel devrimler sonrası ülkeler ve şirketler küresel boyutta yaşanan bu değişimlere ayak uydurmak zorunda kalmış ve artan rekabet koşulları arasında rekabet üstünlüklerini devam ettirebilmek amacıyla bazı stratejiler geliştirmişlerdir. Almanya'da gündeme gelen Endüstri 4.0 da bu stratejilerden birinin adıdır.

Endüstriyel devrimler

Tarih boyunca dört büyük endüstriyel devrim yaşanmıştır.


  1. Su ve buhar gücünün daha verimli kullanılmasını sağlayan mekanik tezgâhların bulunması.
  2. Henry Ford'un üretim bandı tasarımı ve elektriğin seri üretimde kullanılmaya başlanması, üretim hattının geliştirilmesi.
  3. 1970'lerde üretimde mekanik ve elektronik teknolojilerin yerini dijital teknolojiye bırakmasına sebep olan programlanabilir makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla oldu. Günümüz bu Endüstri devrimi içindedir.
  4. Endüstri 4.0 ise 4. Endüstriyel Devrimi başlatacağı düşünülen endüstriyel bir strateji plânıdır.

Endüstri 4.0'ın amacı


Endüstri 4.0 temel olarak Bilişim Teknolojileri ile Endüstriyi bir araya getirmeyi hedefliyor. Ana bileşenlerinden ilki Yeni Nesil Yazılım ve Donanım, yani bugünün klâsik donanımlarından farklı olarak düşük maliyetli, az yer kaplayan, az enerji harcayan, az ısı üreten, ancak bir o kadar da yüksek güvenilirlikte çalışan donanımlar ve bu donanımları çalıştıracak işletim ve yazılım sistemlerinin kaynak ve bellek kullanımı açısından tutumlu olması hedefidir. İkinci ve belki de en önemli bileşen ise Cihaz Tabanlı İnternet (İng. İngilizce: Internet of Things), yeryüzündeki tüm cihazların birbiriyle bilgi ve veri alışverişi için kullanıldığı, her türlü araç gerece entegre edilmiş, sensör ve işleticilerle donanmış, İnternet bağlantılı akıllı elektronik sistem bu sisteme kısaca Siber-Fiziksel Sistemler de diyebiliriz.
Üretim sürecinde fabrikalardaki makinelerde siber-fiziksel sistemlerin kullanılması demek insanlardan neredeyse bağımsız olarak kendi kendilerini koordine ve optimize ederek üretim yapabilecek 'akıllı fabrikalar' demektir. Eğer Endüstri 4.0 stratejisi gerçekleşirse üretim süresi, maliyetler ve üretim için ihtiyaç duyulan enerji miktarı azalacak, üretim miktarı ve kalitesi artacak.


Etkileri ve pozitif yönleri

Endüstri devrimleri, geçmişten bu yana Dünya'yı ve toplumları küresel boyutta etkilemiştir. Üretmek insanoğlu için hep bir zorunluluk olmuş ve üretimi devam ettirmek adına yeni arayışlar içinde olunmuştur. Hangi mesleğin ya da sektörün geçmişine bakarsanız bakın tarihsel gelişmelerinde hep sanayi devrimi olgusu yatar çünkü insanlar ürettiklerini aynı zamanda duyurmalı, göstermeli ki bu süreç devam edebilsin bunun sonucunda ise gelişen ulaşım ve iletişim araçları olmuş dolayısıyla bilişim teknolojileri gelişmiş yeni sektörler ortaya çıkmıştır. 4. Endüstri Devrimi de şüphesiz yeni sektörlerin açılmasına ve geride kalmış sektörlerin yok olmasına sebep olacaktır. Bu durum yalnızca sektörler için değil insanlar, şirketler, ülkeler için de böyledir yeni endüstriye ayak uyduramayan her şey bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Örnek verecek olursak ilk başlarda kol emeği ile çalışan insanlar işlerini kaybetmeye başladı, sonra teknisyenler şimdi de mühendisler işlerini kaybetmeyle karşı karşıya kalmış durumda.  Endüstri4.0'ın pozitif yönleri olumsuz etkilerini kısmen düzeltebilir her ne kadar isdihdam sorunları olacaksa da yeni iş alanları da ortaya çıkacaktır.Akıllı fabrikalarda akıllı ürünler üretmek ve bu ürünlerin hayatımızı kolaylaştırması hem de bunu az enerjiyle yapacak olması büyük bir artıdır. Akıllı ürünlerin üretilmesiyle bu ürünler ihtiyaca göre farklı alanlara uyarlanıp gelişmeler sağlanabilir. Üç boyutlu yazıcılarla basit yapıda olan ürünleri herkesin üretebilecek olması, üretenle tüketenin aynı olması günümüzde hayal edilen başka bir pozitif yöndür.


Karşılaşılan zorluklar ve sonuç

Endüstri 4.0 stratejisinin hayata geçmesinde ilk aşamada donanım ve yazılım bölümünün hayata geçmesi bir problem teşkil etmeyecek gibi görünüyor çünkü donanım ve yazılım için kullanılacak enerjinin az olacağı düşünüldüğünde ve İnternet protokolünün 6. sürümü IPv6 ile birlikte milyarlarca cihazın İnternet'e bağlanmasının yolu açıldığından başlangıç olarak bir sıkıntı olmayacak demektir. Fakat üretim süreçlerinde kullanılacak makinelerin hepsinin Endüstri 4.0'ın standartlarına uygun hale getirilmesi ve programlanmasının kolay olmadığı aşikârdır.

Riske girmek istemeyen şirketler ve paydaşları arasındaki uzlaşmazlıklar,
Değişimin maliyetli olması ve bir sorun çıktığnda yine malî sorun oluşturması,
Üretim süreçlerinin bütünlüğünün korunması gerekliliği gibi sorunlara çözüm bulmak zaman alacak gibi görünüyor.Bütün bu stratejilere planlara rağmen dijitalleşme süreci uzun bir yoldur ve bu yolun işbirliğiyle daha hızlı katedilmesi mümkün olacak.

26.12.19

SEO nedir?

SEO kelimesinin açılımı Search Engine Optimization Türkçesi ise Arama motoru optimizasyonudur.

Arama motoru optimizasyonu, web sitelerini arama motorlarının daha rahat bir şekilde anlayabilmesine "taramasına" olanak sağlayacak şekilde arama motorlarının kriterlerine uygun hale getirilerek "web sitesinin optimize edilmesi" hedeflenen anahtar kelimelere ait arama moturu aramalarında yükseltilmesidir. İngilizcede ve Türkçede kısaca SEO (Search Engine Optimization) olarak ifade edilmektedir. Arama motorları arama sonuçlarının suistimal edilmemesi için bu kriterleri yayınlamamaktadır, ancak bazı ipuçları verilerek en azından nelerin yapılmayacağı konusunda bilgi vermektedir. İnternetin günlük yaşamda ve ekonomik anlamda gücünün artması neticesinde hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. Dijital pazarlamanın bir alt koludur.

SEO işlemleri

Web sitesine yapılacak işlemler, SEO uzmanları tarafından site içi SEO ve site dışı SEO olmak üzere iki yönlü olarak değerlendirilir.

Site İçi SEO
Arama motorlarının sitenizi daha iyi tarayabilmesi ve anlaması adına bazı teknik düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Site içerisinde yapılan teknik düzenlemelere site içi seo "on-page seo" denilmektedir. Site içi düzenlemeler; arama motorlarının siteyi düzenli bir şekilde taramalarına ve anlamlandırmasına yardımcı olur. Arama motorları; herhangi bir siteyi içeriği ile değerlendirirken kullanıcı deneyimini göz önünde bulundurur ve algoritmasını o deneyimlere paralel olarak oluşturur. Zaten arama motorlarının en büyük amacı da kullanıcıların istediği sonuçları onlara sunmak.

Site içi SEO, tüm sayfa ve kategorilerin SEO uyumlu olarak arama motorlarına anlamlandırılma işlemleri yapılmaktadır. Bu sayede kullanıcılar arama motorlarında hedef kelimeleri ile alakalı en kaliteli içeriğe ulaşmış olurlar.

Site içi SEO işlemlerine örnek olarak "W3C Geçerlemesi, robots.txt, uygun başlığın kullanılması, görsellerdeki çözünürlük kalitesi, alan adı (domain) uygunluğu, özgün içerik, site hızı" gibi metodlar gösterilebilir.

Site dışı SEO
Site dışı SEO yapmak için çok sayıda farklı teknikler vardır. En popüler olanları ise sitenin kaliteli ve yüksek backlink sayısına sahip olmasıdır. Backlink, bir web sitesinin diğer bir siteye verdiği linktir. Ancak başta Google olmak üzere tüm arama motorları manipüle edilmiş backlinklere karşıdır. Öyle ki verilen backlink'in değerini kullanıcı etkileşimi belirlemektedir. İçerikle ilgisi olmayan ve içeriği ziyaret eden kullanıcıların tıklamadığı backlinkler spam olarak algınabilir. Bunun nedeni, backlinklerin arama motorları nezdinde bir referans olmasıdır. Dolayısıyla arama motorları, yapay bir referansı kabul etmeyecektir. Bu bağlamda web sitesine gelen backlinklerin gerçek kullanıcılar tarafından gerçekten verilmesi gerekmektedir. Bunun gerçekleştirilmesi de kaliteli ve insanlar tarafından gerçekten beğenilen web sitesi yapmak ve bu web sitesinde ilgi çekici içerikler yayınlamaktır. Bu sayede insanların sitenize backlink vermesini sağlayabilirsiniz.

Backlinkler dışında arama motorları; kullanıcı deneyimlerini göz önünde bulundurarak web dünyasındaki birçok sinyalden yararlanır ve algoritmalarını bu sinyaller ile dayandırır. Sosyal medyadaki etkinlik, marka bilinilirliği gibi birçok etken de arama motorlarının dikkat ettiği alanlardır. Dolayısıyla bu alanlardaki etkinliğe de önem verilmelidir.

Black Hat SEO
Çeşitli onaylanmayan yöntemlerle arama motorunun çalışmasını manipüle ederek bir sitenin ilgili veya hedef anahtar kelimede öne çıkmasını sağlamaya çalışma işlemidir. Yöntemlerden bazıları aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir.

Anahtar kelime yığınları
Çıkış sayfaları
Bilgisayar tarafından otomatik yazılan sayfalar
İkiz sayfalar
Küçük makaleler
Görünmez yazılar
Black Hat SEO teknikleri, onaylanmayan yollar olduğu için; Alan adının tamamen veya kısmen indekslerden çıkarılması ile de sonuçlanabilmektedir. Google kalite yönergelerini ihlal eden siteler manuel işlemler cezasına maruz kalmaktadır. Katma değeri düşük veya tam spam cezası uygulanmaktadır. Kalite yönergelerini ihlal eden siteler genellikle, google dizinlerinden kalıcı olarak uzaklaştırılmaktadır.

SEO işlemleri yapılan hatalar


Anahtar kelime seçimindeki yanlışlıklar
Anahtar kelimeler site ile alakalı olmalı ve sitede o kelimeye yoğunluk gösterilmeli. Doğru anahtar kelimeler üzerinden backlink çalışması yapılarak sitenin yükselişe geçmesi sağlanmalı. Anahtar kelimelerin içeriklerde abartılması spam gibi görülebilir. Ancak eksik anahtar kullanımı da sitenizin aramalarda çıkmamasını sağlar.

Yanlış site başlığı seçimi
En sık yapılan SEO hatası site başlığı seçiminin önemsenmemesi ile ilgili. Siteye ait <title> Sayfa Başlığı </title> etiketinin boş bırakılması SEO açısından oldukça kötüdür. Arama sonuçlarında çıkmak için bu tag doldurulmalıdır. Site başlığına resim konması arama motorları tarafından görünürlüğü engeller.

Javascript menü kullanımı
Javascript, menüler google arama motorlarında okunmaz ve indexlenmez. Bu durumda sitenizin sayfaları aramalarda görünür değildir. Menüdeki sayfa linkleri sitemap dosyasında belirtilirse bu SEO hatası nebze de olsa yenilebilir.

İçeriğin güncel olmaması
Siteyi güncel tutmak ve ihmal etmemek elde ettiğiniz sırayı düşürmemek adına önemli. Her gün belirli sayıda yazı yazarak sıranızı korumalı ya da öne çıkarmalısınız.

Spam Backlink
Aşırı backlink alımı alınmamalı. Yalnızca site ile konu bazlı örtüşen sitelerden backlink almak etki sağlar. Yeni siteler yavaş yavaş backlink almalı, özgün içeriklerle üst sıralara yerleşmelidir. Aşırı backlink sitenizin SandBox’a girmesine sebep olabilir.

SEO hizmetleri

SEO çalışması ufak çaplı iş yerleri için özel bir çalışan alınamayacağından dolayı genelde dışarıya yaptırılır, aslına bakılır ise büyük firma, kuruluşlarda da genellikle SEO Çalışması, Sektörde SEO Hizmeti veren SEO Firmalarına yaptırılır ve bunun için Kuruluş içerisinde birkaç SEO Uzmanı bulundurup raporları inceletir.

SEO hizmeti ile bir web sitesinin arama motorlarına en uygun ve kaliteli şekilde yayın yapmaları sağlanır. SEO hizmetleri ile gereksiz ve kötü yayın yapan web siteleri arama motorlarından arındırılmış olurlar.

SEO tarihçesi

kavram, ilk olarak 2006 yılında Rohit Bhargava tarafından ortaya atılmıştır. 2006 yılında yazdığı makalesinde Rohit, sosyal medya optimizasyonundan bahsetti ve 5 maddelik bir liste yayınladı.Bu makale; dijital pazarlamacılar tarafından fazlasıyla tartışıldı ve dikkat çekti. Daha sonra çeşitli kişilerce bu liste genişletilerek 16 maddelik bir liste oluştu. İlk makalesinin yayınında 4 yıl sonra Rohit, yayınladığı 5 maddelik listeyi revize ederek değiştirdi.

Mashup : Bir ya da daha fazla kaynaktan API ve benzeri servisler tarafından ham dataları alarak, dataları yeni bir forma dönüştürerek hizmet veren web siteleridir. Örneğin, merkez bankası sitesinden döviz kurlarının XML formatında alınarak yeni bir tasarım içinde sunularak oluşturulan web sitesi, bir "mashup"tır.

Optimizasyon süreci


Optimizasyon sürecine ilişkin aşamaların bazıları aşağıda sıralanmıştır.

Statik IP
W3C geçerlemesi
Link yapısının ve kategori kurgusunun yapılması
LSI tekniği ile eşdeğer içerikli kelimelerin içeriğe yansıtılması
Sayfalara uygun başlıklar seçilmesi (Title)
"robots.txt" dosyasının kullanımı
Meta etiketlerin kullanımı
Breadcrumbs (Ekmek Kırıntısı) kullanılmalı
Canonical Url yapısının kullanılması
Mobil uyumluluk
İçeriğin özgün olması (başka sitelerden kopyalanmamış olması)
Site içi dolaşımın düzenlenmesi
Sitenin içeriği ile alâkalı başka sitelerden bağlantı toplanması
Sitenin seçilen anahtar kelimelerin site içeriğindeki yoğunluğunun belirlenmesi
Arama motoru örümceklerinin siteyi daha hızlı taraması için site haritası oluşturmak
İlgili anahtar kelimeleri kalın veya italik şekil gibi özellikler kullanarak önplana çıkarmak
Tablo düzeni ile tasarlanmamış, CSS tabanlı sitelerin oluşturulması
Bir sayfadaki link sayısının 100'ün altında tutulması
Resim alt etiketlerinin içerik ile uyumlu hâle getirilmesi
Site açılış hızına doğrudan etki edebilecek unsurların gözden geçirilmesi
Kullanıcı dostu url yapısı tercih edilmesi
Sitedeki tüm metinlerin site geneli ile uyumlu olması
"404" sayfalarının çalışan bir sayfaya yönlendirilmesi
Site için yerel uzantılar kullanmak
Sitede güvenlik sertifikası kullanmak
Site için Favicon görseli kullanmak
Sitenin içerik-kod oranı
Sitenin güncel içerik ile beslenmesi
Sitede kullanılan resimlerin özgün olması
Sitede kullanılan resimlere yükseklik ve genişlik değeri atanması
Sitenin barındırıldığı sunucunun yerel olması (yerel arama sonuçları hedeflendiğinde geçerlidir)
Sitenin sosyal medyada bilinirliğini arttırmak
Site içinden, otoriter sitelere Dofollow veya Nofollow etiketleri ile işaretlenmiş link çıkışları vermek
Siteyi çeşitli nedenlerle oluşabilecek muhtemel yayın kesintilerinden korumak
Bir site ile ziyaretçiler arasında karşılıklı alışverişe dayalı bir ilişki oluşturmak
Gereksiz Javascript kodlardan (kullanıcının içeriğe odaklanmasını kesen uygulamalardan) siteyi arındırmak
Google Insights puanlamasında mobil ve masaüstü olmak üzere iki alanda da 70 üzeri puan elde etmek
Anahtar kelime yoğunluğu
Alan adı seçimi
Arama motoru optimizasyonu çalışmasında 'domain'in oldukça büyük etkisi vardır. Ancak anahtar kelime domain olması şart değildir. Eğer marka adında bir domain seçimi yaptıldı ise sektör ile alakalı anahtar kelimeler arama motorlarında görünmektedir. Bu faktörler:

Alan adının uzun süreden beri kaydedilmiş olması
Alan adının ilgili anahtar kelimeleri içermesi veya yayın yapılan sektör ile alakalı olması
Alan adının bir web sitesi ile yayında olması ve yeterli bilgi ve içeriği taşıması

Bazı Terimler


SEO: Arama Motoru Optimizasyonu.
Onpage: Sitenin ilk sayfası üzerinde yapılan anahtar kelime odaklı iyileştirmeler için kullanılır.
Pagerank (PR): Google’ın sayfalara verdiği sayısal değer. 2014 yılında Google bu algoritmayı kullanmayı bırakmıştır.
Backlink: Başka sitelerden, size verilen bağlantı, köprü, link.
Trustrank: Sitenin arama motorları üzerindeki güvenilirliğine verilen puan.
Outlink: Sizin başka sayfalara verdiğiniz bağlantı, köprü, link.
Link Değişimi: Karşılıklı link alışverişi / linkleme.
Google Dance: Google mühendislerinin yaptığı algoritmalar üzerindeki güncellemelerden dolayı sıralamalarda meydana gelen dalgalanmalar.
Metatag: Web sayfasını Google'a tanıtırken kullanılan kodlar.
Sandbox: Google'ın, optimizasyon uygulamalarında illegal yolları seçenleri cezalandırması.
Sesli Arama: Goole asistanı kullanarak mobil telefonlarda yapılan arama türü.
Filtre: Google'ın sandbox ya da ban cezalarından önce verdiği ufak sıralama kayıplarının oluştuğu ceza türü.
SEF: Açılımı, "Search Engine Friendly" şeklindedir. Sayfa linkini anahtar kelimelerden oluşturmayı amaçlar.
Google Panda: Google, bu uygulaması ile internet sitelerini belirli kriterlere göre sınıflandırır. Bu sınıflandırma neticesinde çıkan sonuçlara göre de sitelere arama sonuçlarında yer verir.
Search Engine Hidden: Gizli Arama Motoru optimizasyonu.
Adsense: Google’ın webmasterlara sunduğu bir reklâm sistemidir. Sayfa içeriğine göre reklâm konulur; tıklanma oranı arttığı için tercih edilir.
Adwords: Google Adsense’in reklâm verenlere yönelik bölümüdür. Ücret karşılığı reklâmınızı adsense kullanıcısı sitelerinde yayımlatabilirsiniz.
Spam: Arama sonuçlarında yükselme elde etmek için içeriklerin ve anahtar kelimelerin yüksek sayıda yinelenmesidir.
Link Tarlası: Link değişimlerinin abartılması sonucu yüzlerce linkin yer aldığı sayfa/site.
Fake PR: Pagerank değerinin sahte olması. Örneğin; gerçek pagerank değeri 2 olan bir sitenin, pagerank değeri 6 olan sitenin pagerank değerini kendine kopyalaması.
SMO: Sosyal Medya Optimizasyonu
Referans Link: Başkalarının sizin linklerinizi diğer kaynaklarda referans olarak göstermesi.
Orantılı Backlink: Siteye oluşturulan bağlantıların, orantılı bir şekilde alt sayfalara da oluşturulması.
Hacklink: Bir internet sitesinden, site yöneticisinin haberi olmadan illegal yollarla link alınma işlemidir.
Disavow: İnternet sitesine gelen zararlı backlinkleri reddetme yöntemidir.
Robots.txt: Arama motoru botlarının internet sitesinde hangi dizinlere erişip erişemeyeceğini belirleyen komut dosyasıdır.
Sitemap: Arama motoru botlarının siteyi tam anlamıyla gezinmesi için oluşturulan site haritasıdır.
Off page: İç SEO işlemlerinin tamamlanmasıyla, çalışmalara dışarıdan alınan backlinkler, sosyal medya kullanımı ve daha birçok harici işlemlerdir.
Keyword Density: İç SEO çalışmalarında kullanılan, anahtar kelimenin yoğun kullanılması işlemidir. Anahtar kelime yoğunluğu arttıkça, internet sitesinin anahtar kelimedeki otoritesi artar.
LSI: Latent Semantic Indexing (Gizli Anlamsal İndeksleme)
Core (Çekirdek Güncellemesi): Google algoritmasında Ağustos 2019 yılından itibaren başlayan büyük güncelleme

25.12.19

Deprem Anında Yapılması Gerekenler Nelerdir?

DEPREM ANINDA BİNA İÇERİSİNDEYSENİZ;

Baş iki el arasına alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap vb) malzeme ile korunmalıdır. Sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklenmelidir.

Kesinlikle panik yapılmamalıdır.

Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durulmalıdır.

Varsa sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek hayat üçgeni oluşturulmalıdır.

Güvenli bir yer bulup, diz üstü ÇÖK, Başını ve enseni koruyacak şekilde KAPAN, Düşmemek için sabit bir yere TUTUN

Merdivenlere ya da çıkışlara doğru koşulmamalıdır.

Balkona çıkılmamalıdır.

Balkonlardan ya da pencerelerden aşağıya atlanmamalıdır.

Kesinlikle asansör kullanılmamalıdır.

Telefonlar acil durum ve yangınları bildirmek dışında kullanılmamalıdır.

Kibrit, çakmak yakılmamalı, elektrik düğmelerine dokunulmamalıdır.

Tekerlekli sandalyede isek tekerlekler kilitlenerek baş ve boyun korumaya alınmalıdır.

Mutfak, imalathane, laboratuvar gibi iş aletlerinin bulunduğu yerlerde; ocak, fırın ve bu gibi cihazlar kapatılmalı, dökülebilecek malzeme ve maddelerden uzaklaşılmalıdır.

Sarsıntı geçtikten sonra elektrik, gaz ve su vanalarını kapatılmalı, soba ve ısıtıcılar söndürülmelidir.

Diğer güvenlik önlemleri alınarak gerekli olan eşya ve malzemeler alınarak bina daha önce tespit edilen yoldan derhal terk edilip toplanma bölgesine gidilmelidir.

Okulda sınıfta ya da büroda ise sağlam sıra, masa altlarında veya yanında; koridorda ise duvarın yanına hayat üçgeni oluşturacak şekilde ÇÖK-KAPAN-TUTUN hareketi ile baş ve boyun korunmalıdır.

DEPREM ANINDA DIŞ ALANDAYSANIZ;

Enerji hatları ve direklerinden, ağaçlardan, diğer binalardan ve duvar diplerinden uzaklaşılmalıdır. Açık arazide çömelerek etraftan gelen tehlikelere karşı hazırlıklı olunmalıdır.

Toprak kayması olabilecek, taş veya kaya düşebilecek yamaç altlarında bulunulmamalıdır. Böyle bir ortamda bulunuluyorsa seri şekilde güvenli bir ortama geçilmelidir.

Binalardan düşebilecek baca, cam kırıkları ve sıvalara karşı tedbirli olunmalıdır.

Toprak altındaki kanalizasyon, elektrik ve gaz hatlarından gelecek tehlikelere karşı dikkatli olunmalıdır.

Deniz kıyısından uzaklaşılmalıdır.

TOPLU TAŞIMA KULLANIYORSANIZ

Gerekmedikçe, kesinlikle metro ve trenden inilmemelidir. Elektriğe kapılabilirsiniz veya diğer hattan gelen başka bir metro yada tren size çarpabilir.

Sarsıntı bitinceye kadar metro ya da trenin içinde, sıkıca tutturulmuş askı, korkuluk veya herhangi bir yere tutunmalı, metro veya tren personeli tarafından verilen talimatlara uyulmalıdır.

DEPREM ANINDA ARAÇ KULLANIYORSANIZ;

Sarsıntı sırasında karayolunda seyir halindeyseniz;

- Bulunduğunuz yer güvenli ise; yolu kapatmadan sağa yanaşıp durulmalıdır. Kontak anahtarı yerinde bırakılıp, pencereler kapalı olarak araç içerisinde beklenmelidir. Sarsıntı durduktan sonra açık alanlara gidilmelidir.

- Araç meskun mahallerde ya da güvenli bir yerde değilse (ağaç ya da enerji hatları veya direklerinin yanında, köprü üstünde vb.); durdurulmalı, kontak anahtarı üzerinde bırakılarak terk edilmeli ve trafikten uzak açık alanlara gidilmelidir.

Sarsıntı sırasında bir tünelin içindeyseniz ve çıkışa yakın değilseniz; araç durdurulup aşağıya inilmeli ve yanına yan yatarak ayaklar karına çekilip, ellerle baş ve boyun korunmalıdır. (ÇÖK-KAPAN-TUTUN)

Kapalı bir otoparkta iseniz; araç dışına çıkılıp, yanına yan yatarak, ellerle baş ve boyun korunmalıdır. Yukarıdan düşebilecek tavan, tünel gibi büyük kitleler aracı belki ezecek ama yok etmeyecektir. Araç içinde olduğunuz takdirde, aracın üzerine düşen bir parça ile aracın içinde ezilebilirsiniz.

ve son olarak kesin uyarı Deprem sonrası "Doğalgaz vanalarını kapatın, balkona çıkmayın, asansörü kullanmayın ve sakince depremin geçtiğini anladıktan sonra binayı terk edilmelidir.

Depremle ilgili yaptığım diğer paylaşımlar;
Deprem nedir?
Türkiye de deprem riski ve fay hatları
Tarihdeki İstanbul depremleri

24.12.19

Veri Madenciliği nedir?

Veri madenciliği, büyük ölçekli veriler arasından faydalı bilgiye ulaşma, bilgiyi madenleme işidir. Büyük veri yığınları içerisinden gelecekle ilgili tahminde bulunabilmemizi sağlayabilecek bağıntıların bilgisayar programı kullanarak aranması olarak da tanımlanabilir.
Veri madenciliği deyimi yanlış kullanılan bir kavram olabileceğinden buna eş değer başka kullanımlar da literatüre geçmiştir. Veritabanlarında bilgi madenciliği (İng. knowledge mining from databases), bilgi çıkarımı (İng. knowledge extraction), veri ve örüntü analizi (İng. data/pattern analysis), veri arkeolojisi gibi . Bu terimler arasında Veritabanlarında Bilgi Keşfi (İng. VBK - Knowledge Discovery From Databases - KDD) en yaygınıdır. Alternatif olarak veri madenciliği aslında bilgi keşfi sürecinin bir parçası şeklinde kabul görmektedir. Bu adımlar:

Veri temizleme (gürültülü ve tutarsız verileri çıkarmak)
Veri bütünleştirme (birçok veri kaynağını birleştirebilmek)
Veri seçme (yapılacak olan analizle ilgili olan verileri belirlemek )
Veri dönüşümü (verinin veri madenciliği tekniğinden kullanılabilecek hale dönüşümünü gerçekleştirmek)
Veri madenciliği (veri örüntülerini yakalayabilmek için akıllı metotları uygulamak)
Örüntü değerlendirme (bâzı ölçümlere göre elde edilmiş bilgiyi temsil eden ilginç örüntüleri tanımlamak)
Bilgi sunumu (mâdenciliği yapılmış olan elde edilmiş bilginin kullanıcıya sunumunu gerçekleştirmek)

Veri madenciliği adımı, kullanıcı ve bilgi tabanıyla etkileşim halindedir. İlginç örüntüler kullanıcıya gösterilir, ve bunun ötesinde istenirse bilgi tabanına da kaydedilebilir. Buna göre, veri madenciliği işlemi, gizli kalmış örüntüler bulunana kadar devam eder.

Bir veri madenciliği sistemi, aşağıdaki temel bileşenlere sahiptir:[kaynak belirtilmeli]

Veritabanı, veri ambarı ve diğer depolama teknikleri
Veritabanı ya da Veri Ambarı Sunucusu
Bilgi Tabanı
Veri Madenciliği Motoru
Örüntü Değerlendirme
Kullanıcı Arayüzü
Veri madenciliği, eldeki verilerden üstü kapalı, çok net olmayan, önceden bilinmeyen ancak potansiyel olarak kullanışlı bilginin çıkarılmasıdır. Bu da; kümeleme, veri özetleme, değişikliklerin analizi, sapmaların tespiti gibi belirli sayıda teknik yaklaşımları içerir.

Başka bir deyişle, veri madenciliği, verilerin içerisindeki desenlerin, ilişkilerin, değişimlerin, düzensizliklerin, kuralların ve istatistiksel olarak önemli olan yapıların yarı otomatik olarak keşfedilmesidir.

Temel olarak veri madenciliği, veri setleri arasındaki desenlerin ya da düzenin, verinin analizi ve yazılım tekniklerinin kullanılmasıyla ilgilidir. Veriler arasındaki ilişkiyi, kuralları ve özellikleri belirlemekten bilgisayar sorumludur. Amaç, daha önceden fark edilmemiş veri desenlerini tespit edebilmektir.

Veri madenciliğini istatistiksel bir yöntemler serisi olarak görmek mümkün olabilir. Ancak veri madenciliği, geleneksel istatistikten birkaç yönde farklılık gösterir. Veri madenciliğinde amaç, kolaylıkla mantıksal kurallara ya da görsel sunumlara çevrilebilecek nitel modellerin çıkarılmasıdır. Bu bağlamda, veri madenciliği insan merkezlidir ve bazen insan – bilgisayar arayüzü birleştirilir.

Veri madenciliği sahası, istatistik, makine bilgisi, veritabanları ve yüksek performanslı işlem gibi temelleri de içerir.

Veri madenciliğinde üzerinde çalışılan veri farklı terimlerle sınıflandırılır. Geniş veri tek bir iş istasyonunun belleğine sığamayacak kadar büyük veri kümelerini ifade etmektedir. Yüksek hacimli veri ise, tek bir iş istasyonundaki ya da bir grup iş istasyonundaki disklere sığamayacak kadar fazla veri anlamındadır. Dağıtık veri ise, farklı coğrafi konumlarda bulunan verileri anlatır.

23.12.19

Teşhir ürün nedir ?

Herhangi bir cihaz alırken en çok dikkat ettiğimiz nokta fiyat ve özelliktir. Herkes en düşük fiyata en iyi özelliklere sahip ürünü almak ister. Bazı ürünlerde teşhir ürünü ibaresi bulunarak özelliklerine göre normal piyasa fiyatının altına satılır. Peki teşhir ürün nedir? Teşhir ürünü ne anlama gelir?

Teşhir ürünün ne olduğunu bilmeyenler için bu yazımızda aynı özellikle ve modeldeki benzerlerine göre daha uygun fiyata satılan teşhir ürünün ne anlama geldiğini açıklayacağız. Teşhir ürün demek mağazalarda tanıtım amaçlı sergilenen gelenin geçenin incelediği, elini sürdüğü ürünlerdir. Yani mağazalarda bulunan açık ürünlerdir. Detaylı olarak açıklamak gerekirse;
Teşhir ürünü; bir alışveriş merkezinde sergi görevi görmüş meraklı Türk insanlarının orasını burasını kurcaladığı ürünlerdir. Normal ürün örneğin 100 lira ise teşhir ürünü 70 lira veya 50 lira olabilir. Teşhir ürünleri satılmadan önce servis kontrolünden geçer ve ardından satılır

22.12.19

Outlet ürün nedir ?

Outlet, İngilizce bir kelime olup "dışarı çıkılacak yer, çıkış yeri" anlamına gelmektedir. Yurt dışında "Outlet Center" olarak ifade edilen ve bizde Outlet olarak ifade edilen mağazalarda yer alan ürünler mağazanın politikasına göre değişiklik gösterebilir;
Örneğin önceki sezonun ürünleri, seri sonu ürünler, vitrinde kullanılmış ürünler, hasarlı olarak belirlenmiş ürünler, iade edilmiş ürünler mağazaların politikasına göre Outlet' lerde yeralabilir.

Outlet ürün; devamı olmayan, sezonu geçmiş ürünlerdir. Bu ürünler önceki sezonlardan kalma ürünler olduğu için beden, renk gibi alternatiflerini bulmak oldukça zordur. Bu ürünlere elde kalmış ürünler olarak bakıldığı için fiyatları da uygun tutulmaktadır.

Outlet Center; seri sonu, sezon sonu veya defolu ürünlerin indirimli fiyatlara satıldığı mağazalardır. Genellikle fabrika çıkış mağazası olarak da bilinir. Her ne kadar outlet bu tarzda bir alışveriş merkezinin tanımlaması da olsa, Türkiye’de birçok alış-veriş merkezi bu türde ürünler satmasa da kendini outlet demektedir.

21.12.19

Sürücü belgesi için gerekli koşullar

1) BİYOMETRİK RESİM
2) SÜRÜCÜ OLUR SAĞLIK RAPORU
3) DİPLOMA FOTOKOPİSİ/ÖĞRENCİ BELGESİ


En az İlkokul mezunu (İlkokul 4. sınıfı bitirmek yeterlidir.)
Bunu ispatlayan orta, lise, üniversite tastikname, öğrenci belgesi veya diploma hangisi olsa olur.
Yabancı uyruklu adaylarımız da noterden türkçe tercüme yaptırarak kursa verebilir.
Artık sabıka kaydı istenmemektedir, bunun yerine beyanname alınacaktır.
Kayıtta yanlış beyanda bulunulsa da meb tc no ile otomatik kontrol yapmaktadır.
Bu cezalara dikkat: Eski Türk ceza Kanun na göre:403,404. maddeleri ile 572/2-3maddelerinden ikiden fazla ve 1918 sayılı kaçakcılığın men ve takibine dair kanunun 28 ve 29 uncu maddelerinden 6136 sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar hakkında kanunun 12 nci maddesinin 3 üncü ve takip eden fıkralarındakisuçlardan hüküm giymemiş olmak;yeni kanuna göre: >5237/188.190.191 >2918/119 >4926/6 Bu maddelerden hüküm giyenler mahkeme hüküm kararlarını kontrol etsinler mahkeme tarafından memnu haklarınız alınmamış ise buna rağmen MEB kaydınızı siler ise adalet bakanlığı işlem merkezinden düzeltebilirsiniz.

Sağlık raporu ile dikkat edilmesi gereken hususlar: Sağlık Raporu;yeni yasaya göre tek gözü görmeyenler diğer gözü10/10 görüyor ise A,B ve F sınıfı sürücü belgesi alabilirler.

Sağlık raporunu aile hekimleriniz den veya özel sağlık kuruluşlarından alabilirsiniz.

Eğitim durumu ile ilgili hususlar: Eğitim durumumuz;2918 sayılı karayolları kanununun 41 inci maddesinin (b) bendinde öngörülen A1,A2,A,B,C ve D sınıfı sürücü belgesi alacak olanlarda en az İlkokul 4. sınıfı bitirmek yeterlidir.

Ehliyet Kursu Için Gerekli Evraklar
ehliyet kursu için gerekli evraklar, ehliyet için gerekli belgeler, sürücü kursu için gerekli belgeler, ehliyet için gerekli belgeler, ehliyet için gerekli belgeler 2018, trafikten ehliyet almak için gerekli evraklar, ilk defa ehliyet için gerekli belgeler, b sınıfı ehliyet için gerekli belgeler, ehliyet gerekli belgeler, sürücü kursu gerekli belgeler

Sürücü Belgesi Başvuru Sırasında İstenilen Belgeler Nelerdir?


  1. Kimlik Belgesi
  2. Sürücü Sertifikası (Elektronik ortamda sistemden kontrol edilmektedir.)
  3. Öğrenim Belgesi, yurtdışından alınan öğrenim belgelerinin noter tasdikli tercümesi
  4. Sürücü Sağlık Raporu
  5. Sürücü belgesi değerli kâğıt ve harç bedeli, vakıf payı
  6. 1 adet biyometrik fotoğraf
  7. Kan grubunu belirtir belge veya yazılı beyan
  8. Adli Sicil Belgesi (Elektronik ortamda sistemden kontrol edilmektedir.)

Sürücü Belgesine Yeni Bir Sınıf Ekleme İşlemlerinde İstenilen Belgeler Nelerdir?
  1.  Kimlik belgesi
  2. Sürücü sertifikası (Elektronik ortamda sistemden kontrol edilmektedir.)
  3. Öğrenim belgesi, yurtdışından alınan öğrenim belgelerinin noter tasdikli tercümesi
  4. Kayıp/Çalıntı değilse mevcut sürücü belgesi
  5. Sürücü sağlık raporu
  6. Sürücü belgesi değerli kâğıt ve harç bedeli, vakıf payı
  7. 1 adet biyometrik fotoğraf
  8. Kan gurubunu belirtir belge veya yazılı beyan 
  9. Adli Sicil Belgesi (Elektronik ortamda sistemden kontrol edilmektedir.)
Sürücü Belgesinin Kayıp/Çalıntı, Yıpranma, Kimlik Bilgilerinde Değişiklik vb. Nedenlerle Yenilenmesi İşleminde İstenilen Belgeler Nelerdir?
  1. Kimlik belgesi
  2. Kayıp/çalıntı değilse mevcut sürücü belgesi
  3. Sürücü sağlık raporu
  4. Sürücü belgesi değerli kâğıt bedeli ve vakıf payı 
  5. 1 adet biyometrik fotoğraf
  6. Kan gurubunu belirtir belge veya yazılı beyan
  7. Adli Sicil Belgesi (Elektronik ortamda sistemden kontrol edilmektedir.)

Sürücü Belgesi Almak İçin Yaş Şartları Nelerdir?
1) M, A1 ve B1 sınıfı sürücü belgesi alacakların 16,
2) A2, B, BE, C1, C1E, F ve G sınıfı sürücü belgesi alacakların 18,
3) A sınıfı sürücü belgesi alacakların 20, gücü 15 kilovatı aşan üç tekerlekli motosikletler için 21,
4) C, CE, D1 ve D1E sınıfı sürücü belgesi alacakların 21,
5) D, DE sınıfı sürücü belgesi alacakların 24 yaşını bitirmiş olmaları gerekmektedir.
 
9- Sürücü Belgesi Almak İçin  Deneyim Şartlar Nelerdir?
 A sınıfı sürücü belgesi alacakların en az iki yıllık A2 sınıfı,
2C1, C, D1 ve D sınıfı sürücü belgesi alacakların en az B sınıfı,
BE sınıfı sürücü belgesi alacakların B sınıfı,
CE sınıfı sürücü belgesi alacakların C sınıfı,
C1E sınıfı sürücü belgesi alacakların C1 sınıfı,
DE sınıfı sürücü belgesi alacakların D sınıfı,
D1E sınıfı sürücü belgesi alacakların D1 sınıfı,                                                                                                                                                               Sürücü belgesine sahip olmaları,
A sınıfı sürücü belgesi alacak 24 yaşını doldurmuş adaylarda birinci fıkranın (c) bendinin birinci alt bendinde öngörülen deneyim şartı aranmaz. 
10- Sürücü Belgesi Almak İçin  Öğrenim durumu Şartları Nelerdir?
En az ilkokul düzeyinde eğitim almış olmaları gerekir.
 
11- Sürücü Belgesi Almak İçin Sağlık Şartları Nelerdir?
26.9.2006 tarihli ve 26301 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelikte belirtilen şartları taşımaları gerekmektedir.
 
12- Sürücü Belgesi Sağlık Raporlarını Nereden Alabilirim?
Sürücü Olur Sağlık Raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşlarından alınabilir.
 
13- Sürücü Belgesi Almak İçin Sertifika Gerekli midir?
Sürücü sınavlarını başararak, motorlu taşıt sürücüsü sertifikası almış olmaları gerekir.
 
14- Sürücü Belgesi Almak İçin Adli Sicil Kaydı Şartları Nelerdir?
26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188, 190 ve 191 inci maddeleri, 21.03.2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 4 üncü maddesinin yedinci fıkrası, 10.07.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 12 inci maddesinin ikinci ve takip eden fıkralarında belirtilen suçlardan hüküm giydiğine dair kayıt bulunmaması gerekmektedir.
 
15- Monoküler Nedir?
Monoküler tek gözü gören ya da tek gözü olmayan kişiler için kullanılmaktadır. “Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları İle Muayenelerine Dair Yönetmeğe” göre monoküler kişiler de sürücü belgesi alabilir. 
 
16- Monoküler Kişiler Hangi Sınıf Sürücü Belgesi Alabilir?
Bu kişiler birinci grup olarak tanımlanan sürücü belgelerini alabilir. Bu sürücü sınıfları, M, A1, A2, A, B1, B, BE ve F sürücü belgeleridir. Dolayısı ile bu kişiler, M, A1, A2, A ve B1 sürücü belgelerinin kullanabileceği motosiklet grubu araçlar ile otomobil, kamyonet ve traktör kullanabilir. 
 
17- Monoküler Sürücü Sahipleri Hangi Araçları Kullanamaz?
Birinci gurubun dışında kalan, C1,C1E,C,CE,D1,D1E,D,DE sınıfı sürücü belgeleri resmi ya da ticari araçları kullanamaz. 
Monoküler sürücü belgesinde monoküler sürücü olduğuna dair kod bulunur. Herhangi bir trafik kontrolünde bu kişilerin kurallara uyup uymadıkları denetlenir. 
Monoküler sürücü belgesi sahiplerinin kullandıkları araçların içinde sağında ve solunda olmak üzere en az 3 adet ayna bulunur.
 
18- Monoküler Sürücü Sağlık Raporu Kaç Yılda Bir Yenilenir?
Bu sınıfa sahip sürücülerin her yıl sağlık raporu yenilemesi zorunludur. 
 
19- Monoküler Sürücü İle Normal Sürücü Arasındaki Farklar Nelerdir?
Her iki sürücü belgesi almak için hiçbir fark yoktur. Her iki adayda aynı sınavlara girmektedir. Ancak sürücü belgesi alındıktan sonra farklar başlar. 
Öncelikle monoküler sürücü belgesi sahibinin kullandığı araçta monoküler olduğunu belirten ibare yer alır. 
Monoküler sürücülerin gece araç kullanamayacaklarına dair hüküm iptal edilmiştir.
 
"SÜRÜCÜ BELGESİ YERİNE GEÇEN GEÇİCİ BELGE” LERE İLİŞKİN SORU VE CEVAPLAR
 
1- ‘‘Sürücü Belgesi Yerine Geçen Geçici Belge’’ Hangi Hallerde Tekrar Düzenlenir?
​“Sürücü Belgesi Yerine Geçen Geçici Belge’’ başvurusunda başvuru nedenine bakılmaksızın talep edilmesi halinde herhangi bir nüfus müdürlüğünce yeni sürücü belgesi teslim alınıncaya kadar geçici sürücü belgesi düzenlenir. Ancak sürücü belgesinin alınması durumunda geçici sürücü belgesi geçersiz hale gelmektedir.
 
SÜRÜCÜ BELGELERİ GEÇERLİLİK SÜRELERİ
 
1- Geçerlilik Süresi Dolmadan Sürücü Belgesi Değiştirilir mi?
Geçerlilik süresi dolmadan sürücü belgesi düzenlenmesi ancak kayıp/çalıntı, üzerinde yer alan kimlik bilgilerden herhangi birinin değişmesi, kart üzerinde tahrifat, kırılma ya da sertifika bilgilerinde ekleme/çıkarma sonucu ya da kullanılmasına engel teşkil edecek bir zafiyetin tespit edilmesi gibi haklı bir nedenle sürücü belgesi değiştirilmesi mümkündür. 
 
2- Sürücü Belgeleri Geçerlilik Süreleri Kaç Yıldır?
C1,C1E,C,CE,D1,D1E,D ve DE sınıfı sürücü belgeleri 5 yıl, 
M, A1,A2,A,B1,B,BE, F ve G sınıfı sürücü belgeleri 10 yıl geçerlidir. Sürenin bitimini izleyen tarihten itibaren sürücü belgeleri geçersiz sayılır.

20.12.19

Sis farı nedir ?

Araçlarda sisli havalarda görüş uzaklığını sağlayarak görüntüyü daha net hale getiren fara “sis farı” denir. Çoğunlukla tamponun alt kısmında bulunur. Sis farlarının genel olarak 55 watt aydınlatma gücü bulunmaktadır. Sis farı kötü hava koşullarında güvenli bir sürüş için oldukça önemlidir.

Sis Farı Ne İşe Yarar?
Sis farı, sis, yağmur, kar gibi kötü hava koşullarında yol yüzeyini, tabelaları, işaretleri ve yol çizgilerini daha net görmeye yarar. Bu hava koşullarında araba kullanmak zorunda kaldığınız zamanlarda, sis farı yere daha yakın bir noktada bulunduğundan yolu daha net görmenizi sağlayacaktır. Arka sis farları sisli havalarda görülmek, ön sis farları ise yolu ve karşıdan gelen araçları görmek içindir.
Sisli, yağmurlu ve karlı havalarda tüm farlar ile beraber sis farları da açık olmalıdır. Kötü havalarda sis farını kullanmak, size güvenli ve rahat bir sürüş sağlayacaktır. Sisli havalarda daha güvenli yolculuk yapmanızı sağlayacak bazı püf noktalar vardır. Bunlar;
Yağmur ve sis yolu kayganlaştırır. Kayganlaşan yol kazaya sebebiyet verir. Sürücü bunun farkında olarak yola çıkmalısınız.
Sisli, yağmurlu ve karlı havalarda araba kullanmak, direksiyon hakimiyetini sağlamak biraz daha zor bir hal alabilir. Bunu biraz olsun kolaylaştırmak ve olası bir kazayı engellemek için muhakkak sis farlarını kullanmalısınız.
Kötü havalarda yol işaretlerini takip etmeniz oldukça önemlidir. Zaten azalan görüş gücü, yol işaretlerini takip etmediğiniz sürece güvenli sürüşünüzü tehlikeye atacaktır.
Olması gereken takip mesafesi sisli havalarda değişir çünkü, sis yolu kayganlaştırdığından aracı durdurmanız biraz daha zor bir hal alır. Bu yüzden sisli havalarda araç kullanırken önünüzdeki araçla mesafeyi biraz daha açmalısınız ki, ani bir fren durumunda kazaya sebebiyet vermeyin.

Sis Farı Nasıl Olmalı?
Sis farı sarı ile turuncu renk arasında bir renk olmalıdır, çünkü beyaz sis farı karşıdan gelen araç sürücüsünün gözünü alır ve yapması gereken işi yapmaz. Beyaz sis farı sisin ve yağmurun parlamasına neden olur. Parlama gözünüzün önünde büyük bir beyaz perde varmış hissi yaratır. Bu da sağlıklı bir sürüş gerçekleştirmenizi imkânsız kılar. Çoğu araçta beyaz sis farı bulunsa da başta da belirttiğimiz gibi, sis farı işlevsellik açısından kesinlikle sarı ile turuncu arasında bir renk olmalıdır. Kötü hava koşullarında yol aydınlatmasının daha kaliteli olması için, sis farı araçların yere en yakın noktasına monte edilmelidir.

Sis Farı Ne Zaman Açılır?
Sis farı, yağmurlu ve sisli havalarda açılmalıdır. Bu farlar kısa bir mesafeyi aydınlattığı için kötü hava koşulları dışında açılması doğru olmaz, çünkü yararlı bir aydınlatma sağlamaz. Gereksiz yakılan sis farları karşıdan ya da arka taraftan gelen sürücüleri zor durumda bırakır. Çünkü sis farının ışığı normal hava koşulları için üretilmemiştir ve amacı dışında kullanıldığında bu ışık diğer sürücüleri rahatsız eder. Sis farının amacı, sisli havalarda yolu görmenizi kolaylaştırmak olsa da karlı ve yağmurlu havalarda da kullanılmasına izin verilmiştir.

Sis Farını Gereksiz Yakmanın Cezası Nedir?
Sis farını amacı dışında kullanmanın cezası 2018 itibari ile 108 TL olarak belirlenmiştir.  Eğer sis farını gereksiz şekilde yakmış ve ceza yemiş iseniz, 15 gün içinde ödeme yapmanız durumunda %25 indirim uygulanacak ve cezanız 81 TL’ye düşürülecektir. Ayrıca sis farını gereksiz yere yakmanız durumunda para cezası ile beraber 15 ceza puanı da alırsınız. 

19.12.19

Ruam nedir ?

Hastalıktır, sakağı ya da mankafa hastalığı olarak da isimlendirilmektedir. Ruam; başta at, merkep, katır gibi tek tırnaklılar olmak üzere, insan, kedi ve hayvanat bahçelerinde yaşayan yabani hayvanlarda görülen zoonoz bir hastalıktır. Merkep ve katırlarda akut, atlarda ise akut ve kronik olarak seyreder.

Hastalığın etkeni Pseudomonas mallei’dir. Etkenin; fiziksel (ısı, ışık, kuruma) ve kimyasal ( dezenfektanlar ) maddeler ile kemoterapötiklere (antibiyotikler, sülfonamid ve çeşitli ilaçlar ) karşı direnci zayıftır. Su yalaklarında, ruam apsesi irininde, rutubetli ve karanlık yerlerde uzun süre canlı kalabilir.



RUAM HASTALIĞI İNSANLARA BULAŞIR MI?


Hayvanlarda yer alan rahatsızlıkların insanlara bulaşmasında genel olarak, insanların hayvanların etlerini tüketmesi en önemli sebep olmaktadır. Bazı kültürlerde at eti tüketiliyor olsa da ülkemizde genel olarak tüketilmeyen bir hayvandır. Bu aşamada, kaçak olarak getirilen at etlerini farkında olmadan yiyen kişilerde ruam hastalığı meydana gelebilir. Bunun yanı sıra hayvanların tımar takımlarının ya da benzeri eşyalarının temizlenmeden insanlar ile direkt temas etmesi durumunda bulaşabilmektedir. Araştırmalar, bulaşık sularının içilmesi ile de bu rahatsızlığın ortaya çıktığını göstermektedir. Bu sebeple at sahiplerinin çok dikkatli olması ve gerekli önlemleri alması gerekir.

RUAM HASTALIĞI BELİRTİLERİ NELER?


Ruam hastalığı hem atlarda hem de insanlarda farklı bölgelere hücum ederek bu bölgelerde belirtiler gösterebilmektedir. Eğer hastalık akciğerleri hedef alırsa, bu durumda hastalığa yakalananlarda solunum zorluğu başlar. Hastalar, çok çabuk yorulmaya başlarken burunda sıklıkla kanamalar görülebilmektedir. Birçok insanda zayıflama gibi belirtiler de ortaya çıkarır. Burnu hedef aldığında devamlı ancak tek taraflı bir akıntı söz konusu olmaktadır. Her geçen gün akıntı daha yoğun bir hale gelmeye başlar ve son dönemlerinde renk de değiştirebilir. Deriyi hedef aldığında ise apse oluşumunu tetiklemektedir. İlk olarak derinin alt katmanlarında modüllerin meydana gelmesi ile başlar ve sonrasında cildin en üst tabakasında apse oluşumu gerçekleşir.

18.12.19

Türkiye'nin en güvenilir kurumları

Konsensus Araştırma ve Danışma Şirketi, Türkiye'de en güvenilen kurumun hangisi olduğuna dair bir kamuoyu araştırması yaptı. Araştırma sonucunda, en güvenilir kurumlar listesinin başında Meteoroloji Genel Müdürlüğü yer aldı. Bu sonuç sürpriz olarak nitelendirildi.

Türkiye'nin en güvenilir 10 kurumu sırasıyla şöyle:


  1. Meteoroloji Genel Müdürlüğü
  2. Türk Hava Kurumu
  3. Türk Silahlı Kuvvetleri
  4. Devlet Hastaneleri
  5. Devlet Okulları
  6. Orman Genel Müdürlüğü
  7. Devlet üniversiteleri
  8. Polis ve emniyet güçleri
  9. Belediyeler
  10. Devlet kurumları

17.12.19

QLED nedir ?

QLED TV‘ler esasen LED TV olup, resim kalitesi performansını artırmak için kuantum noktaları kullanırlar. Quantum Light Emitting Diode (Kuantum Işık Yayan Diyot) açılımına sahip QLED teknolojisi isim olarak her ne kadar OLED’e benzese de çok farklı bir mantıkta çalışıyor.

Kuantum noktaları (Quantum Dot), neredeyse yalnızca LED’lerin sağlayabileceğinden daha saf bir ışık üreten bir filtre gibi hareket edebiliyor. Doğru ışıklara maruz kaldıklarında dar bir dalga boyunda parlak renkler yayınlayabilen kuantum noktaları televizyonlar için ideal hale geliyor. LED TV panelinde filtre görevini gören film parçasına yayılan kuantum noktaları, daha sonra LED arka ışıklarının bu filmden geçmesiyle birlikte ideal renk sıcaklığına rafine ediliyor. Böylece parlaklık ve renk daha belirgin ve canlı hale geliyor

Q6F, Q8C ve Q7F adlarıyla bilinen bu cihazlar, şirketin 2016’da piyasaya çıkardığı SUHD teknolojili TV’lerine çok benziyor. Yeni modeller, aslında Quantum Dot teknolojisiyle zenginleştirilmiş LED aydınlatmalı LCD TV’lerden oluşuyor. Farklılık, bu yılki Quantum Dot için kullanılan materyallerin, metal kabuk ve çekirdek ile güçlendirilmiş olması. Bu da, görüntü kalitesinde ciddi bir kazanım anlamına geliyor.

Samsung’a göre, Q7F ve kavisli Q8C’nin tepe parlaklık değeri 1.500 nit. En üst model olan Q9F ise 2.000 nite ulaşabiliyor.

Samsung, bir başka ‘dünyada ilk’ özelliğe de sahip :%100 renk hacmi. Bu, QLED TV’lerin belirli bir parlaklık düzeyinde değil, tüm parlaklık seviyeleri aralığında, geniş DCI-P3 renk skalasını kapsadığı anlamına geliyor. Parlaklığı artırdıktan sonra DCI-P3 kapsama miktarını düşürme eğiliminde olan OLED’e karşı, QLED önemli bir avantaj elde ediyor. Q9F’nin testlerine baktığımızda, amiral gemisi modeli Q9F’nin DCI-P3 renk skalasının % 99’unu görüntüleyebildiğini görüyoruz.

Görüntü teknik özellikleri bir yana, görünmez bağlantı ve boşluksuz duvara monte özellikleri de TV’nizi koyacağınız alanı derli toplu tutmak ve bu alanın estetik görünmesine yardımcı olan iki işlevsel çözüm. İlki, tüm sinyalleri One Connect çıkış kutusuna nakleden ince bir fiber optik kablodan oluşurken; ikinci özellik, parçalarının çoğunu TV kasasına gizliyor ve böylece TV’nin duvara ‘sıfır’ olarak oturmasını sağlıyor. Yazılım tarafına bakınca, QLED TV’lerde Tizen işletim sistemi kullanılıyor ve geçen yılkiyle aynı Smart Hub kullanıcı arayüzünü taşıyor. Bununla birlikte, en büyük görsel değişiklik, ana ekrandan sağa doğru sistem menülerine kadar tüm kullanıcı arayüzüne yayılan bir beyaz buzlu cam efekti.

Bu yılın akıllı uzaktan kumandası, uyumlu HDMI bağlantılı cihazları tek bir kaynaktan kontrol etmenize, sesli kontrol ile ortak menü seçeneklerine ve TV işlevlerine erişebilmeyi sağlıyor. Güncellenmiş Smart View mobil uygulaması ile artık TV’deki içerikleri mobil cihazdan da görüntüleyebilirsiniz. Bu uygulamanın üst kısmında TV’nin başlatma çubuğunu andıran bir dizi simge yer alıyor. Küçük bir dokunuş gibi gözükse de, telefonu kullanarak TV’de o anda ve yayındaki programdan sonra ne seyredebileceğinizi belirlemek, büyük kolaylık.

Dinamik modda 1,700 nit’ten yüksek bir parlaklık ile Q9F.

Yüksek parlaklık, aynı zamanda HDR içeriğine de katkı sağlıyor: Samsung’un önceki amiral gemisi TV’lerine göre renkler daha canlı duruyor. Cihazda bir VA paneli kullandığından, görüntü dondurma  endişesine de gerek kalmıyor. Düşük giriş gecikmesi sayesinde Q9F, oyun severler için de iyi bir HDR tercih olabilir. 3D isteyenleri ise hayal kırıklığına uğratacak, zira QLED TV’lerin hiçbirisi 3D desteklemiyor.

TV’nin tam karşısına oturduğunuzda, Q9F’nin siyah performansı OLED TV’lerde gördüğünüzle başabaş. Görüş açısı genellikle önceki yılın modellerinden daha iyi, renk kaymaları her iki yönden de 30°’den fazla açıdan bakıldığında ancak ortaya çıkıyor.

16.12.19

Tarih deki İstanbul depremleri

İstanbul'da 10 Temmuz 1894 Salı günü saat 12.24'te 17-18 saniyelik çok şiddetli bir deprem oldu. Resmi rakamlara göre İstanbul il sınırları içinde 474 kişi öldü, 482 kişi yaralandı. Toplam 387 dayanıklı yapı, 1087 ev, 299 dükkan hasar gördü
İstanbul bir haftada ikinci kez sallandı. Silivri açıklarında, salı günü 4.6, perşembe günü de 5.8 şiddetinde iki deprem meydana geldi. İstanbul'da korku ve endişeye neden olan bu depremleri, beklenen “büyük İstanbul depreminin ayak sesleri” olarak yorumlayan uzmanlar oldu.

Endişeyle “Büyük İstanbul depremini” beklerken geçmişte meydana gelen “büyük İstanbul depremlerini” az çok bilmek gerekir.İşte bugün, üzerinden tam 125 yıl geçen son büyük İstanbul depremini; tarihimizde “Hareket-i Arz”, “Zelzele-i Azime” ve “Zelzele-i Müthişe” diye anılan 1894 depremini anlatacağım.

OSMANLI'DA İSTANBUL DEPREMLERİ

Osmanlı'da ilk büyük İstanbul depremi 22 Ağustos 1509 Cuma gecesi meydana geldi. İstanbul'dan Edirne'ye kadar birçok şehirde hissedilen bu depreme “Kıyamet-i Suğra” (Küçük Kıyamet) adı verildi1509 depreminin artçıları 45 gün sürdü. İnsanlar evlerini terk ederek günlerce sokaklarda, bağ ve bahçelerde yaşadılar. Bu depremde 5000 civarında insan hayatını kaybetti. 10 bin kişi yaralandı. 109 cami ve 1070 ev tamamen yıkıldı. Fatih Külliyesi'ndeki bazı yapıların kubbeleri çöktü. Bayezid Cami Medresesi tamamen yıkıldı. Yedikule'nin ve Topkapı Sarayı'nın surları çöktü. Deniz yükselip İstanbul ve Galata surlarından aştı.
Ayasofya'nın sıvaları döküldü, su bentleri yıkıldı. Topkapı Sarayı zarar gördüğü için Padişah II. Bayezid Edirne'ye gitti.

1509 depreminden sonra İstanbul'daki saray, konak ve evlerin depreme dayanabilmeleri için ahşaptan yapılmasına karar verildi.

İstanbul'da 16. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında birçok deprem daha meydana geldi. İstanbul, 1557'de,1597'de, 1648'de, 1659'da, 1690'da, 1719'da, 1752'de, 1754'te, 1766'da, 1790'da, 1806'da, 1837'de, 1841'de, 1855'te depremlerle sarsıldı. Bu depremlerde çok sayıda bina hasar gördü, birçok saray, birçok cami yıkıldı. Binlerce insan hayatını kaybetti.

Osmanlı döneminde 22 Ağustos 1509 depreminden sonraki ikinci büyük İstanbul depremi 22 Mayıs 1766'da meydana geldi. Fatih Camii neredeyse tamamen yıkıldı. 4000  civarında insan  öldü.

Son büyük İstanbul depremi ise 1894'te, II. Abdülhamit döneminde meydana geldi.

Tarih: 10 Temmuz 1894, Salı.

Saat: 12.24.

İstanbul, çok şiddetli bir depremle sarsıldı.

Ertesi gün Moniteur Oriental Gazetesi depremi okurlarına şöyle aktardı: “Saat 12.24'te yaklaşık yarım dakika süren şiddetli yer sarsıntısı bütün kentte tarif edilemez bir paniğe yol açtı.Maalesef çok sayıda ölü ve yaralı bulunmaktadır. Her yerde çığlıklar, gözyaşları ağlamalar, sinir krizleri, bayılmalar, Tanrı'ya, Meryem'e yakarmalar duyuluyordu. Çok insan geceyi yıldızlar altında geçirdi. Bütün kentte bir dükkan bile açık kalmadı. İstanbul ve bazı vilayetlerde başlayan kolera vakası sebebi ile bitkin düşen halk, ardından meydana gelen deprem faciası ile iyice perişan olmuştur.”
Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis'in deprem raporuna göre 1894 depremi şöyle gerçekleşti: İlk olarak yeraltından gelen şiddetli bir gürültü duyuldu. Bu sırada başlayan hafif sarsıntı giderek şiddetlendi. Bu ilk sarsıntı 4-5 saniye sürdü. Sonra çok daha şiddetli ikinci bir sarsıntı gerçekleşti. 8-9 saniye süren bu sarsıntı çok büyük hasara neden oldu. İkinci sarsıntısının hemen ardından 5 saniye süren nispeten daha hafif üçüncü bir sarsıntı meydana geldi. Her üç sarsıntı toplam 17-18 saniye sürdü.

Depremin merkezi, Yeşilköy'ün 8 kilometre açıklarında güneydoğu Marmara Denizi'ydi.

Deprem sırasında çıkan gazlar, depremden sonraki üç gün içerisinde Büyükada'da denizin üzerinde 3 kilometre boyunca uzayan bulut şeklinde bir dumana neden oldu.

D. Eginitis, bu rapor dışında bir de deprem haritası hazırladı. Deprem bölgelerini, H. Kiepert haritasının üzerinde tespit etti. Buna göre Çatalca'dan Adapazarı'na, İzmit Körfezi boyunca uzanan tam 175 kilometrelik bir alan depremin merkez bölgesiydi. Depremin en çok etkilediği birinci bölgedeki yerleşim yerleri şuralardı: Adapazarı, İzmit, Gebze, Kartal, Adalar, Üsküdar, İstanbul, Büyük ve Küçükçekmece, Çatalca, Marmara Denizi'nin bir kısmı, Bozburun, Yalova, Karamürsel ve Sapanca…
Deprem sırasında deniz önce 200 metre kadar geriye çekildi, sonra büyük bir şiddetle karaya vurarak kıyıdaki tüm tekneleri, sandalları, kayıkları karaya sürükledi.

Deprem sırasında İstanbul'un değişik yerlerinde büyük yarıklar, çatlaklar, çökmeler meydana geldi. Ambarlı'da -biri 3 kilometre uzunluğunda- iki büyük yarık oluştu. Heybeliada'da Ruhban Okulu ile Ticaret Okulu arasında küçük bir yarık oluştu.Sirkeci iskelesi önünde yer uzunlamasına 42 metre yarıldı. Kınalıada'da, Burgazada'da, Ortaköy'de de yarıklar ve çatlaklar oluştu.

İstanbul ve civarındaki artçı sarsıntılar 8 Ağustos 1894'e kadar devam etti.

Depremde birçok bina yıkıldı veya ağır hasar gördü. Kapalı Çarşı, Bitpazarı, Mercan Çarşı tamamen yıkıldı. Camiler, minareler,medreseler, okullar, rıhtımlar, hanlar, dükkanlar, karakollar, evler yerle bir oldu. Binalardan çıkamayan yüzlerce kişi enkaz altında kaldı. Fatih, Beşiktaş, Ortaköy, Sultanahmet, Aksaray, Edirnekapı, Topkapı, Balat, Bakırköy, Silivrikapı'da hasar çok büyüktü. Resmi rakamlara göre İstanbul il sınırları içinde 474 kişi öldü, 482 kişi yaralandı. Toplam 387 dayanıklı yapı, 1087 ev ile 299 dükkân hasar gördü.1894 İstanbul depremi su kuyularına, su bentlerine ve su kemerlerine de zarar verdi. İstanbul'da temiz su sıkıntısı baş gösterdi.

Deprem sırasında telgraf hatları koptu. Telgraf ve Posta Nezareti'nin sevk ve haberleşme merkez odaları harap oldu. Bu nedenle İstanbul'un çevresindeki kazalarda ve köylerde neler olup bittiği bir süre öğrenilemedi. Deprem sırasında Çanakkale, Bozcaada ve Sakız arasındaki telgraf haberleşmesi kesildi. Denizaltı telgraf kablosunun Kartal'dan 3 mil açıkta koptuğu belirlendi. İzmir ve Selanik ile yalnız Odesa hattı ile haberleşilebildi.
1894 depremi sırasında Yıldız Sarayı'nın zemin katındaki çalışma odasında Derviş Paşa ile görüşen II. Abdülhamit, odadan bahçeye çıktı.

O akşam saraylıların ve saray çalışanlarının konaklaması için bahçeye çadırlar kuruldu. Fakat padişah, geceyi odasında geçirdi.

II. Abdülhamit, depremden sonra Yıldız Sarayı'nda ezan ve Zilzal süresini okuttu.Depremden hemen sonra II. Abdülhamit, “Şehremaneti”, “Sıhhiye” ve “Zaptiye Nezareti”ni harekete geçirerek yaralıların hemen tedavi edilmesini, arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarına başlanmasını, sokakta kalanlar için çadırlar kurulmasını, fırınlardan bol miktarda ekmek dağıtılmasını, ihtiyacı olanlara yardım edilmesini emretti. Bir yardım komisyonu oluşturdu. Yardım edenlere madalya verdi.Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis'i davet edip bir deprem raporu hazırlattı. Deprem sonrasında İstanbul Rasathanesi'ne Avrupa'dan bazı aletler satın aldırdı.1894 İstanbul depreminden sonra Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis ile İstanbul Rasathanesi Müdürü Coumbary ve yardımcısı Emile Lacoine bir deprem raporu hazırladılar.

15 Ağustos 1894'te II. Abdülhamit'e sunulan raporun bazı bölümleri şöyle:
“İstanbul'daki bu deprem çok büyük hasar yapmış, zarar görmeyen bina kalmamıştır. Depremin şiddeti Heybeliada ve Kınalıada'da daha fazladır. Burada Ruhban Mektebi yıkılmıştır. İnsanlar günlerce baraka ve çadırlarda yaşamışlardır. Arazinin durumu hasarın büyüklüğünde etkili olmuştur. Örneğin Katırlı Köyü'nün yarısı çamurdan oluşan arazi üzerinde kurulduğundan büyük hasar olmuş, diğer yarısı ise dayanıklı arazide olduğundan hasarolmamıştır. Yine Yalova'da kurulan bir çiftliğin binaları kumlu arazide olduğundan yıkılmış, diğer taraflar sağlam kalmıştır. Binalarda kullanılan malzemenin iyi olmaması, binaların eskiliği ve hepsinin merkezde olması İstanbul'da ve köylerde zararın artmasına nedendir. Yapılan incelemeler sonucu ahşap binaların ve iyi yapılan tuğladan ve demir ile bağlanan binaların depreme dayandıkları saptanmıştır.”
Osmanlı döneminde İstanbul'u etkileyen son büyük deprem 9 Ağustos 1912'de Şarköy Mürefte'de meydana geldi. 7.3 şiddetindeki bu deprem ağır hasara yol açtı. İstanbul, Cumhuriyet döneminde de 4 Ocak 1935'te ve 18 Eylül 1964'te 6.4 şiddetinde iki büyük depremle sarsıldı.
17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de merkezi Gölcük'te meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki deprem meydana geldi ve o günden bugüne küçük çapta depremler meydana gelmektedir

15.12.19

OLED nedir ?

LED ve LCD gibi bir ekran teknolojisi olan OLED ya da adının Türkçe açılımıyla Organik Işık Yayan Diyotlar, LED teknolojisinin farklı bir versiyonudur. OLED'i genel olarak diğer ekran teknolojilerinden ayıran özelliği yarıiletkenlerden geçen elektrik sayesinde ışığın oluşması ve ışığın ekranın alt katmanında yer alan yayıcı tabadaki deliklerine ışığın yöneltilmesiyle görüntü vermesidir. Bu teknoloji ilk olarak Kodak tarafından üretilmiştir.
OLED teknolojisi bu sayede ışığın kaynağını ve renk dizilişini aynı anda kontrol ederek her pikselde uygun parlaklık ve tonlarda ışık aktarılmasını sağlar. Böylelikle OLED ekrana sahip cihazlarda çok daha parlak ve gerçek tonlara yakın renklerle güzel bir görüntü oluşur. Aynı zamanda her pikselin parlaklığı farklı bir şekilde ayarlanabildiği için OLED ekranlar diğer ekran teknolojilerine göre daha az enerji tüketirler.

OLED ekranlar ne zaman yaygınlaşacak?
Aslında OLED ekran teknolojisi günümüzde yaygın olarak televizyonlarda karşımıza çıkmaya başlasa da hem üretiminin diğer ekran teknolojilerine göre biraz daha zahmetli olması hem de daha maliyetli olması OLED ekranların tam olarak yaygınlaşması için en büyük engeller. Bu nedenle piyasadaki mevcut OLED ekrana sahip cihazlar ortalamanın üzerinde fiyatlara sahipler.

Elbette her teknolojinin olduğu gibi OLED ekran teknolojisinin de büyük bir dezavantajı var. OLED ekranların mavi rengi oluştururken kullandığı madde diğer renklere kıyasla daha kolay eskidiği ve yıprandığı için bir süre sonra mavi rengin parlaklığı diğer renklere göre azalıyor ve OLED ekranlar canlı yapısını kaybediyor. Tabii şu anda OLED ekran üreticileri bu konu üzerinde çalışarak sorunun çözülmesi için ciddi bir gayret gösteriyorlar.

Daha az güç tüketmesine rağmen daha canlı ve parlak görüntü verebilen OLED ekranların daha yaygın bir şekilde birçok cihazda kullanılması beklense de önündeki engellerden dolayı tam olarak yaygınlaşması için hala süreye ihtiyacı var.

14.12.19

LED Nedir?

LED ("Light Emitting Diode", Işık Yayan Diyot), yarı-iletken, diyot temelli, ışık yayan bir elektronik devre elemanıdır. 1920'lerde Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'nde icat edildi ve 1962 yılında Amerika'da pratik olarak uygulanabilen elektronik bir bileşen haline getirildi. Oleg Vladimirovich Losev adlı bir radyo teknisyeni radyo alıcılarında kullanılan diyotların ışık yaydığını fark etti ve 1927 yılında bir Sovyet gazetesinde LED hakkında buluşlarını yayımladı.

Başlangıçta yalnızca zayıf kırmızı ışık verebiliyorlardı ama çağdaş ledler görünür ışık, morötesi, kızılötesi gibi çeşitli dalga boylarında, yüksek parlaklıkta ışık verebiliyorDüşük enerji tüketimi, uzun ömrü, sağlamlığı, küçük boyutu ve hızlı açılıp kapanabilmesi gibi geleneksel ışık kaynaklarına göre bir dizi avantajı vardır. Ancak, biraz daha pahalıdır.

LED lamba ve dijital tabela gibi çeşitli alanlarda uygulanabilmektedir.

Özellikleri
Ledler yarı iletken malzemelerdir.
Ana maddeleri silisyumdur.
Üzerinden akım geçtiğinde foton açığa çıkararak ışık verirler.
Farklı açılarda ışık verecek şekilde üretilmektedirler.
Ledlerin gerilim-akım grafikleri üsteldir. Uygun çalışma noktasındayken ledin üzerindeki küçük bir gerilim değişimi büyük bir akım değişimine neden olur. Yüksek akım nedeniyle bozulmaması için ledlere seri bir akım sınırlama direnci bağlanır. Böylece hassas olmayan gerilim aralıklarında ledin bozulması engellenir.
Ledler tıpkı bir Zener diyot gibi üzerinde sabit bir gerilim düşürür.
Ayrıca
Kırmızı LED 2,20 Volt
Yeşil LED 3,30 Volt
Mavi ve Beyaz LED 3,40 Volt gerilimle çalışır.

Bağlantı tipleri
Bağlantıların her birinde karışık led çeşitleri kullanılabilir. Her çeşidin kendine göre ileri ön-gerilimi vardır. Dolayısıyla böyle bir kullanımda tüm hesaplar ayrı ayrı yapılmalıdır.

Seri Direnç ve Led Şeması.png Seri Direnç ve Çok Led Şeması.png‎
Seri bağlantıda 20 mA altında ledin ileri ön gerilimi bilinmelidir. N tane ledi birbirine seri bağlıyorsak ledlerin üzerinde toplamda U_ledT = X * U_led (ya da U_ledT = U_led1 + U_led2 + ... + U_ledN) Voltluk bir gerilim oluşur. Elimizde muhtemelen bir gerilim kaynağı olacaktır. Devreye seri olarak bağladığımız dirençte de geri kalan gerilim düşmelidir. Yani U_direnç = U_kaynak - U_ledT Led sisteminden 20 mA geçtiği bilinmektedir. Buna göre direnç hesaplanabilir: R (K ohm)= U_direnç (V) / 20 (mA)

Kullanım yerleri

Ledlerde mavi ışığın kullanılabilmesi ile RGB (Kırmızı Yeşil Mavi) aydınlatma mümkün olmuş ve birçok sektörde uygulama alanı bulmuştur. Özellikle Aydınlatma, sinyalizasyon ve mimari aydınlatma alanlarında diğer ışık kaynaklarının yerini hızla almaya başlamışlardır. Ledlerin enerji sarfiyatlarındaki düşüklüğünün en önemli sebebi kayıplarının az olmasıdır.

Ayrıca ömürleri oldukça uzun olan bu diyotlar diğer ampuller gibi flaman taşımadıklarından dolayı hemen her koşulda sorunsuz kullanılabilirler.

Bugün ulaşılan aydınlatma değerleri beyaz renk için 140 Lümen/Watt gibi oldukça yüksek bir değerle floresant lambaları geçmiş bulunmaktadır, Bazı prototiplerde 180 lümen/watt oranına ulaşılmıştır. Boğaziçi Köprüsü'nde 2008 yılında yapılan ışıklandırmada da LED teknolojisi kullanılmıştır.

LEDler üzerlerine, yaydıkları ışığın frekansı ile aynı veya daha yüksek bir frekansta ışık düşürüldüğünde fotodiyot özelliği gösterirler. Bu özelliklerinden yararlanılarak elektronik cihazlarda tuş olarak da kullanılmaktadırlar.Makineler, TV ve monitörlerde de kullanılmaktadır.

13.12.19

LCD ekran nedir ?

LCD, liquid crystal display (sıvı kristal ekran) sözcüklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. LCD’ler sabit karakterleri gösterebileceği gibi (dijital saatlerdeki gibi), grafik LCD’ler ve hepimizin bilgisayar ve cep telefonlarında yer alan renkli LCD’ler de mevcuttur.

Elektronik projelerde çoğunlukla 16×2 karakter LCD’ler ve 128×64 piksel grafik LCD’ler tercih edilir. 16×2 karakter LCD’ler, isminden de anlaşılacağı üzere 2 satıra ve her bir satırda ayrı olarak kontrol edilebilen 16 karaktere sahiptir. Grafik LCD’lerde böyle bir sınırlama yoktur, ekranın istediğiniz konumuna piksel bazlı olarak istediğiniz bilgiyi gösterebilmeniz mümkündür.

Tüm bunların yanı sıra, Arduino gibi kartlar ile kullanılabilecek renkli LCD’ler de mevcuttur. Bu tip LCD’ler genellikle SPI iletişim arabirimine sahiptir. Arduino gibi mikrokontrolcü kartlarının gelişmiş grafikler oluşturmak için belleği yetmeyeceğinden genellikle basit  grafikler çizmede veya SD kart gibi ortamlardaki fotoğraf ve resim dosyalarını göstermede kullanılabilirler.

12.12.19

2019 yılının Türkiye de arama trendleri

Genel kategorisi

1- İstanbul Seçim Sonuçları 2019
2- Geleceğe Nefes
3- YSK
4- Deprem
5-  Sigara Fiyatları
6- Dolar Kuru
7- Askerlik Son Dakika
8- EYT
9- İstiklal Marşı 10 Kıta
10- Notre Dame Katedrali

Kişiler kategorisi

1- Emine Bulut
2-  Ekremİmamoğlu
3- Neslican Tay
4- Palu Ailesi
5- Tarık Ünlüoğlu
6- Kerimcem Durmaz
7- Dilber Ay
8- Ayşen Gruda
9- Devran Çağlar
10- Demet Akbağ

Nasıl yapılır kategorisi

1- revaninasıl yapılır
2- bekçilik başvurusu nasıl yapılır
3- kestane nasıl yapılır
4- tilavet secdesi nedir nasıl yapılır
5- limonata nasıl yapılır
6- sütlaç nasıl yapılır ev yapımı
7- yks başvuru nasıl yapılır 2019
8- kapuska nasıl yapılır
9- barbunya nasıl yapılır
10- piyaz nasıl yapılır


11.12.19

Dijital Dünya Vatandaşlığı nedir?

teknolojinin gelişmesi ile resmi işlemler , sosyal iletişim , eğitim, üretim gibi alanlarda bilgi teknolojilerini uygun ve doğru kullanma becerisine sahip kişiler bütününü ifade etmektedir. Dijital vatandaşlık kavramında birçok boyut bulunmaktadır. İşte, o boyutlardan bazıları

DİJİTAL VATANDAŞLIK NEDİR

Dijital vatandaş;

* Dijital iletişim kurabilen ,
* E devlet uygulamalarını kullanabilen,
* Dijital alışveriş yapabilen,
* Dijital ortamda üretim yapabilen,
* Dijital ortamdan eğitim alabilen ve bu davranışları yaparken etik kurallarına uyan hak ve sorumluluklarının bilincinde olan kişidir.

Bilgi teknolojilerinin gelişmesi ile bir çok işlem bilgisayar ve internet aracılığı ile yapılmaya başlanmıştır. Günlük hayatta yapılan resmi işlemler , bankacılık işlemleri, iletişim, eğitim, üretim, alışveriş gibi işlemler dijital ortamda da yapılmaya başlanınca dijital vatandaşlık kavramı ortaya çıkmıştır.

Teknoloji geliştikçe,kullanımı ile ilgili sorunlar giderek ve katlanarak artmaktadır. Bu nedenle teknolojik davranış ya da teknolojik vatandaşlık ile ilgili davranışların, değerlerin, etik kuralların ve bilincin oluşturulmasının gerekliliği açıktır.


DİJİTAL VATANDAŞLIĞIN BOYUTLARI NELERDİR?

1- Dijital Erişim (Herkes İçin İnternet):

Üretken vatandaşlar olmak için, eşit olarak teknolojik imkanlara dijital erişim sağlanması anlamına gelir.

Örneğin, cinsiyet, ırk, yaş, etnik kimlik, fiziksel ve zihinsel farklılıklara aldırış etmeden elektronik topluma tam katılımın sağlanmasıdır.

2- Dijital Ticaret:

Elektronik ortamlarda satma ve satın alma işlemlerini yapacak yeterliliğe sahip olma anlamına gelir.

3- Dijital İletişim:

İletişim biçimlerinin değişikliğe uğrayarak elektronik araçlar vasıtasıyla da yapıldığının farkında olmadır.

Örneğin, e-posta, cep telefonu, anlık mesajlaşma teknolojisi kullanıcıların iletişim yolunu değiştirmiştir.

4- Dijital Okuryazarlık:

Öğrenme – öğretme sürecinin artık teknoloji kullanılarak da gerçekleştirildiğinin farkında olmadır.

5- Dijital Etik:

Sanal dünyada gösterilen davranışın ya da işin elektronik standardının da olduğunun farkında olmadır.

Örneğin, siber zorbalık, sanal küfürleşme, gibi birçok olumsuz davranıştan kaçınmalıyız.

6- Dijital Kanun:

Sanal dünyada yapılan işlerin elektronik sorumluluğunun olduğu ve kanunlarla yaptırım altına alındığı anlamına gelir.

Örneğin, yasak yayınlar, yasadışı organ ve uyuşturucu satışı, intihara meyilli hale getiren web siteleri sanal dünyada yapılması kanunen yasaktır.

7- Dijital Haklar ve Sorumluluklar:

Herkesin sanal dünyada kendini özgürce ifade edebilecek haklara sahip olduğu ve bununda yasaklanamayacağı anlamına gelir.

Örneğin, sanal ortamda formlarda görüş bildirme, grup oluşturma, tartışma ortamlarına katılma vb. temel haklar kısıtlanamaz.
8- Dijital Sağlık:

Dijital dünyada hem fiziksel, hem ruhsal hem de psikolojik yönden sağlığı direk ya da dolaylı olarak etkileyecek etmenlerin bulunduğunun farkında olmadır.

Örneğin, göz sağlığı, tekrarlayan stres sendromu, a-sosyal yaşam, içe kapanıklık ve fiziksel bozukluklar (bel ve sırt ağrıları) yeni teknolojik dünyanın ortaya çıkardığı sağlık sorunlarıdır.

9- Dijital Güvenlik:

Bireyin sanal ortamda kendi güvenliğini sağlayacak önlemleri alması demektir.

Örneğin, başkalarının bilgilerini izinsiz kullanma, solucan, virüs veya truva atı oluşturma, spam gönderme, birilerinin bilgilerini veya mallarını çalma vb. faaliyetlerin farkına vararak gereken güvenlik tedbirlerinin alınması( virüs programları, filtreleme programları vb.)

Deprem nedir ?

Deprem bilimi sismolojidir. Gerçek anlamı ise Dünya yüzeyindeki bir kırık boyunca koparak fırlayan,sıkıştırılmış yada gerilmiş kayaların neden olduğu titreşimler ve sarsıntılar biçiminde görülen ani bir enerji boşalımıdır. Depremin sözlük anlamı yer kabuğunun derin katmanlarını kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürmesi sırsında oluşan, sarsıntı, yerin hareketidir.
Volkanlardan fışkıran lavlarda küçük sarsıntılara neden olabilir. Yılda yaklaşık bir milyon deprem olduğu tahmin edilektedir ama bunların çoğu öyle küçüktür ki farkedilmeden geçerler. Yaygın bir yıkıma yol açan gerçekten şiddetli depremler yaklaşık iki haftada bir olur. Neyse ki bunların çoğu okyanuslar altında yer aldığından insanlara zarar vermez. Yüzeyin 700km altında oluşan depremlere ne gibi nedenlerin yol açacağı bilinmemektedir.

Bir kırık boyunca kayma kırık düzlemi üstündeki sürtünme tarafından önlenir. Bu enerjiyi ortaya çıkarır, enerjide esnek bir biçim değişimi olarak biriken hareketi üretir. Mesela bir yay gerildiğinde bu sonuç elde edilir. Sonunda gerilim kritik bir noktaya erişir, sürtünme alt edilir ve kayalar birikmiş enerjilerini öne arkaya titreşerek deprem biçiminde boşaltıp birbirine çarparak fırlatırlar. Esnek biçim değişimini taşıyamayacak duruma gelen kaya büklümleri, bir kırık oluşturacak parçalandıklarında da deprem olabilir.
DEPREM TÜRLERİ

Sismik dalgalar merkezden dışarı doğru, tıpkı bir silah ateşlendiğinde ses dalgalarının yayılması gibi her yönde yayılırlar. Başlıca iki tür deprem vardır:

-Sıkıştırma dalgaları
-Makaslama dalgaları
Sıkıştırma dalgaları içinden geçtikleri kaya taneciklerinin dalga yönünde öne arkaya sallanmalarına neden olurlar. Makaslama dalgaları ise taneciklerin kendi geçiş yönlerine dik açıyla titreşmelerine yol açarlar. Her iki tür sismik dalagadada tanecikleri fiziksel olarak hareket ettirmez, yalnızca onların arkasından geçer.
Sıkıştırma dalgaları makaslama dalgalrından 1,7 kez daha hızlı hareket eder ve deprem kayıt istasyonunda önce bunlar saptanır. Bu yüzden sismologlar onlara birincil dalgalar, makaslama dalgalarına ikincil dalgalar adını verirler. Sismologlar 'Uzun dalga yada yüzey dalgası' adı verilen bir başka dalga türü daha bulmuşlardır. Uzun dalgalar en yüksek şoklara yol açan dalgalardır.

Depremin şiddetini ölçmek için Richter ölçeği ya da yerel magnitüd ölçeği kullanılır. Şiddet ölçüleri öylesine ayarlanmıştır ki, ölçekteki her birim önceki tarafından bırakılan enerjinin 30 katıdır. 2'lik şiddet çok zor hissedilir oysa 7 şiddetinde bir deprem büyük bir alanda yıkıcı etkiye sahip depremin alt sınırıdır
DEPREM NERELERDE OLUŞUR?

Deprem herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda oluşabilir. Genel olarak depremlerin kabuğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu söylenebilir. Dünyanın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gözlenmiştir.
Türkiye'nin deprem riski ulaşmak için;
 Türkiye deprem risk haritası

10.12.19

Wifi Nedir?

Wi-Fi nin açılımı wireless fidelity dir anlamı ise kablosuz bağlantı alanıdır. Wifi açılımından da anlaşılacağı gibi wifi sinyal alanıdır ve bu alanda bulunan tablet, telefon, akıllı saat, ses oynatıcıları, televizyon, oyun konsolu ve benzeri cihazlarla internete kablosuz erişebilirsiniz.

Kablosuz ağ bağlantı noktaları aslında bildiğimiz router modemlerle aynı şekilde çalışırlar ve küçük radyo dalgaları üreten sistemlerdir. WiFi standartları çeşit ve özelliklerine göre 802.11a, b,g ve n olarak ayrılmışlardır. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı 802.11b’dir ve 2.4Ghz’lik yayılma aralığına sahiptir. Ancak 802.11b ile en fazla 11 Megabit’lik bağlantı kurabilmek mümkündür. Oysa 802.11g ile saniyede 54 Mbit, 802.11n ile 140 Mbit’lik hızlara ulaşmak mümkündür. Günümüzde dizüstü bilgisayarların tamamına yakını üzerlerinde entegre Wi-Fi alıcıları bulundururlar. Bulunmayanlar ise PCMCIA kartlarla bu özelliği kolayca kazanabilirler.

Kablosuz ağ sistemleri radyo frekansları ile çalışmaktadırlar. Radyo dalgaları ile haberleşme üç çeşit olabilmektedir. Bunlar alıcı(receiver), verici(transmitter) ve alıcı-verici(trans-receiver) olarak adlandırılırlar.

Kablosuz ağbağlantısı ilk olarak acil durumlarda iletişime olanak sağlayabilecek bir sistemin geliştirilmesi üzerine bulunmuştur. Daha sonra yaygınlaşarak oldukça fazla kullanım alanı bulmuştur. Çünkü kablosuz ağ sistemi şehirlerde oldukça ucuz maliyetlerle hiçbir altyapı ve kablo bağlantısı işlemlerine gerek duymadan kesintisiz internet bağlantısı sağlanabilmektedir. Kablolu bağlantı sistemlerinde belirli sayıda her PC’ye bir kablo gidecek şekilde bağlantı sağlanır fakat kablosuz ağ sistemlerinde birçok bağlantı noktası üzerinden çok geniş bir alanda ve çok daha fazla sayıda kullanıcı özgürce bağlanabilmektedir. Kablosuz ağ bağlantı noktaları diğer ağlarla iletişime geçecek şekilde programlanmıştır. A noktasından B noktasına giden bir bilgi, bağlantı noktalarının birinden diğerine geçerek ilerler. Bu esnada bağlantı noktası en hızlı ve güvenli yolu seçer. Buna dinamik yol gösterme(dynamic routing) denir.
802.11a : 5 GHz ile veri gönderir ve saniyede 54 megabite kadar veri gönderebilme kapasitesine sahiptir. Ayrıca orthogonal frequency-division multiplexing ( OFDM ) gibi verimli bir kodlama tekniği kullanarak sinyalleri alıcıya ulaşmadan birçok alt sinyale böler. Böylece sinyal üzerindeki gürültü azaltılmış olur.

802.11b : En yavaş ve en ucuz teknolojidir. Ekonomik fiyatı nedeniyle oldukça popüler hale gelmiştir. 2.4 GHz frekans bandını kullanır. Saniyede 11 megabite kadar veri gönderebilir. Gönderim hızını arttırmak için complementary code keying ( CCK ) modülasyonunu kullanır.

802.11g : 2.4 GHz frekansıyla iletim yapar. Saniyede 54 megabit veri gönderebilir. 802.11g OFDM kodlaması kullandığı için 802.11b’ ye göre daha hızlıdır.

802.11n : Geniş bir kullanıma ulaşacağı düşünülen en yeni teknolojidir. Hız ve erim mesafesini önemli ölçüde arttırır. Örnek olarak 802.11g teorik olarak saniyede 54 megabit data gönderebilmesine rağmen gerçek hayatta ancak 24 megabit/sn bir hıza ulaşabilir. Bununla beraber 802.11n saniyede 140 megabit gönderim hızına ulaşabilir.

– Diğer 802.11 standartları araç içi WAN erişimi gibi özel kablosuz ağ uygulamalarına odaklanmıştır.

Bütün hepsi kablosuz bağlantı adaptörü olmasına rağmen birçok cihaz bağlantı için ayrıca bir routerda kullanmaktadır. Bu şekilde bağlantığı daha güvenilir olacaktır. Bununla beraber router herhangi bir nedenden ötürü durursa veya bantgenişliğinden fazla kullanıcı bağlanmaya çalışırsa bağlantıda problemler olabilir veya tamamen durabilir.

Alıcılar;

Adından da anlaşılabileceği üzere sadece radyo sinyallerini alabilen fakat gönderme özelliği barındırmayan aygıtlardır. Bunlara en basit örnek olarak FM radyoları ve televizyonları gösterebiliriz.

Vericiler;

Sadece radyo sinyalleri gönderebilen ama alma yetileri olmayan elektronik devrelerdir. Bunlara örnek olarak radyo verici istasyonları, televizyon verici İstasyonları vb. sayılabilir.

Alıcı-Vericiler;

Hem alma hem verme özellikleri olan aygıtlardır. Bunlara örnek olarak telsiz röleleri, cep telefonu baz istasyonları, cep telefonları vb. sayılabilir.

İletişim anlamında bilinmesi gereken bir diğer konu ise iletim yönüdür. İletim yönleri üçe ayrılır:

Tek Yönlü İletim(Simplex): Kurulan iletim sistemin de iletimin sadece bir yöne yapılabildiği zaman aldığı addır. Örnek olarak FM radyolar gösterilebilir.
Çift Yönlü Eş Zamansız İletişim(Yarı-Dupleks, Half-Duplex): Kurulan iletim sisteminde çift yönlü iletim yapılabildiği ancak eş zamanlı olarak sadece bir tarafın gönderim yapabildiği sistemlerdir. Örnek olarak Telsiz uygulamaları gösterilebilir. Bilgi sistemlerinde kullanılan radyo frekansı ile çalışan kablosuz iletişim sistemleri genelde bu tiptedir. Örneğin IEEE 802.11g standardı 54 Mbps’de Yarı-Dupleks iletim imkanı sunar.
Çift Yönlü Eş Zamanlı İletişim (Tam-Dupleks,Full-Duplex): Hem alıcı hem vericinin eşzamanlı iletim yapabildiği zaman aldığı isimdir. Örnek olarak cep telefonları, telsiz telefonlar gösterilebilir.
Şehrin üzerinde bağlantı noktaları arasında kusursuz bir ağ oluşturulur. Bu sayede trende, arabada, parkta, cafelerde, restaurantlarda vb. birçok yerde özgürce internete bağlanabilmek mümkündür. Şehirlerde belirli aralıklarla yerleştirilmiş bağlantı noktaları ile kesintisiz sürekli bir bağlantı sağlanılır. Bunun için genellikle saniyede 11 Mbit(1.35MB/s) hıza olanak sağlayan ve 2.4 Ghz’lik yayılma aralığına sahip 802.11b sistemi kullanılır. Bu sistem hem fazla güç tüketmediklerinden hem 2.4 Ghz gibi birçok yerde kullanılan(modemler, oyun kumandaları vs.) standart bir yayılma aralığına sahip olduklarından ve insanlara zarar vermediği ifade edilen radyo frekansı ile haberleştiğinden şehir kullanımında tercih edilmektedir.

Günümüzde adından bahsedilen yeni kablosuz ağ teknolojisi ise WiMAX’tir. Çalışma prensibi standart kablosuz ağ sistemleriyle aynıdır fakat çok güçlü mikrodalga iletimiyle sinyalleri daha uzak mesafelere taşıyabilmek mümkündür. Bu sayede birim metrekarelik alan için gereken kablosuz ağ noktası maliyeti düşmekle beraber sinyal kalitesi de arttırılmış olmaktadır. Tabi sinyal kuvveti arttıkça bunun insanlara daha da fazla zararlı olacağı gerçeği hiç düşünülüyor mu gerçekten merak ediyorum. Baz istasyonlarının sağlığımızı ve hatta hayatımızı büyük ölçüde tehdit ettiğini düşünürsek, buna kablosuz modem, oyun kumandaları, klavye, mouse, bluetooth cihazları gibi aygıtlar da eklenince oluşan manyetik kirlenmenin boyutlarını düşünmek bile istemiyorum. Teknolojinin insan sağlığını destekleyici şekilde örneğin CRT’lerden LCD monştörlere geçişte olduğu gibi ilerlemesi gerekirken, gün geçtikçe manyetik kirlenmeye çanak tutulması insanları endişelendiriyor. Bunun en son örneği ise, elektriğin e kablosuz olarak iletilmeye başlanması. Tam bir manyetik alan kaynağı olan elektrik enerjisinin dağıtımı bu şekilde desteklenir ve yaygınlaşırsa, çok daha vahim durumlarla karşılaşılacağı ve toplu beyin ölümlerinin gerçekleşebileceği aşikar. İnsan beyninin de nöronlar yani sinir hücreleri üzerinden elektriksel olarak çalıştığını biliyoruz. Manyetik alan kaynakları beynin kendi manyetik alanını bozarak beyin ısısını arttırmakta ve hücreleri yavaş yavaş öldürerek ciddi hasarlar vermekte.

Wireless Network Oluşturmak
Evinizde veya işinizde birden fazla bilgisayarınız varsa kablosuz erişim noktaları ile bir ağ kurulabilir. Bunun için kablosuz bir router gerekecektir. Tek bir ünite aşağıdaki bölümleri içerir.

1- DSL veya kablolu modeme bağlantı için bir port

2- Router

3- Ethernet hub

4- Güvenlik duvarı

5- Kablosuz erişim noktası

Kablosuz router kablosuz sinyallerin veya ethernet kablosunun bir bilgisayardan diğerine bağlanmasını sağlar. Birçok router her yöne 30.5 metre yayın yapabilir. Eğer sinyal aktarılacak mesafeler bundan uzun olacaksa daha kuvvetli vericisi olan bir ürün tercih edilebileceği gibi sinyal tekrarlayıcılarda kullanılabilir.

Kablosuz adaptörler gibi birçok routerda birden fazla 802.11 standartını destekler. 802.11b routerlar ekonomiktirler. Ancak eski bir teknolojidir ve diğer 802.11 standartlarına göre daha yavaştır. Birçok insan hız ve güvenilirliğinden ötürü 802.11g standartını tercih eder.

Router birkez takıldıktan sonra default ayarlarıyla çalışmaya başlar. Birçok router bir web arayüzüyle ayarlarına erişim imkanı tanır. Router arayüzünde yapılabilecek ayarlar :

– Ağ ismi ( service set identifier – SSID olarakta bilinir ) : Default değeri üretici firmanın ismidir.

– Routerın kullanacağı kanal sayısı : Birçok router default olarak altıncı kanalı kullanır. Apartmanınızda bir komşunuz daha aynı kanalı kullanıyorsa sinyalde bozulmalar olabilir. Farklı bir kanal seçilerek sorun çözülür.

– Router güvenlik seçenekleri : Birçok router standart güvenlik ayarlarını kullanır. Default parola ve kullanıcı adını değiştirmek faydalı olacaktır.

Güvenlik WiFi kablosuz internet ağı için büyük önem taşımaktadır. Alınan güvenlik önlemleri sayesinde ağa yabancı kişilerin yetkisiz erişimleri engellenmiş olacaktır. Ağ güvenliğini sağlamak için aşağıdaki metodlar kullanılır.

WiFi Protected Access – WPA ( WiFi Korumalı Erişim ) : Anahtar uyum protokolü şifrelemesini kullanır. WEP ile birlikte güçlendirilmiştir. Birçok yerde WPA veya 128 bit WEP teknolojisi kullanılmaktadır.

Media Access Control – MAC ( Ortam Erişim Kontrolü ) : WEP ve WPA’ dan biraz farklıdır. Bir kişiyi tanımlamak için parola kullanmaz. Bunun yerine her donanımda birbirinden farklı ve eşsiz olan MAC adreslerini kullanır.