instagram twitter linkedin github youtube

29.2.20

Artık gün ve artık yıl nedir?

Dünyanın dönüşünü 365 gün 6 saatte tamamlamasıyla birlikte her yıl 6 saat takvimde birikiyor. Bu altı saatler 4 yıl boyunca biriktiğinde 24 saate denk geliyor yani 1 günü oluşturuyor. Biriken bu güne de “artık gün” içerisinde bulunulan yıla da “artık yıl” adı veriliyor.

ARTIK GÜN NEDEN ŞUBAT AYINA EKLENİYOR?

Şubat ayının en kısa ay olması nedeniyle artık günler Şubat ayına ekleniyor.

ARTIK GÜN HESABI NASIL YAPILIR?

29 Şubat tarihinin denk geldiği seneler olan "Artık yıl" 4 senede bir olarak takvime eklenirken hesaplanma sisteminde iki istisna kural bulunuyor. Binli yıllarda yapılan hesaplamaya göre 1700, 1900, 2100 gibi yıllar 4’e bölünebilse de artık yıla denk gelmiyor. Binli yıllardaki hesaplamada tam rakamın 400’e bölünebilme durumu göz önüne alınarak hesaplama yapılması gerekiyor. 1200, 1600, 2000 gibi yıllar 400’e tam bölünebildikleri için artık yıl olarak takvime yansıtılıyor. 1300,1400 ve 1500 gibi yıllarda ise 400’e tam bölünememeleri nedeniyle 29 Şubat tarihi takvimin içerisine denk gelmiyor.

29 ŞUBAT NE ZAMAN?

2000
2004
2008
2012
2016
2020
2024 ...

ARTIK NASIL HESAPLANIR?

Binli yıllarda değişen 29 Şubatlı artık yılların hesaplanması da 400'e bölünebilmesiyle hesaplanıyor.

400
800
1200
1600
2000
2400
2800 ...
Türkiye genelinde 35 bin civarında 29 Şubat doğumlu nüfusa kayıtlı kişi bulunuyor

27.2.20

Örgü topolojisi nedir?

Örgü topolojisi (İngilizce: Mesh Networking (Meshnet)), her bir düğümün diğerinin yerini alabildiği bir ağ topolojisidir.

Bir örgü ağı, akıntı (İngilizce:  flooding) veya yönlendirme (İngilizce: routing) yöntemiyle çalışabilir. Yönlendirme tekniği ile, gönderilen mesajlar, düğümden düğüme atlayarak (İngilizce:  hopping) hedefe ulaşana dek yol boyunca ilerler. Yönlendirme yönetimini kullanan bir ağ, yolun açık olduğunu garantiye almak için, sürekli bağlı kalmaya (İngilizce: continuous connection) izin vermeli ve öz-iyileştirme (İngilizce:  self-healing) algoritmalarını kullanarak kırık/engellenmiş yolların çevresinden dolaşabilmelidir.

Örgü ağları özel amaçlı ağ türlerinden biri olarak görülebilir. MANETler (Mobil özel amaçlı ağlar (İngilizce: mobile ad hoc networks) ile örgü ağları bu yüzden birbirine oldukça yakındır; ancak MANET'ler düğümlerin hareketliliğinden doğan sorunlarla da uğraşmak zorundadır.

Yönlendirme yöntemini kullanan ağların öz-iyileştirme yeteneği sayesinde bir düğüm çökse veya bağlantı zayıflasa bile ağ çalışmaya devam edebilir. Bunun sonucunda, bir noktadan diğer noktaya olan yol sayısı arttıkça, ağın da dayanıklılığı artar. Çoğunlukla kablosuz ağlarda kullanılsa da, kablolu ağlara da uygulanabilir.

Tam örülmüş ağların değeri abone sayısının üssü ile orantılıdır, herhangi iki uç grupların iletişimde olduğu varsayılarak uygun ve bütün son noktalar eklenerek Reed's Law kanunu ile yaklaşık olarak bulunabilir.

Tamamen bağlı
Topoloji sadece küçük bir sayıda düğüm birbirine bağlı olduğu zaman kullanılmasına rağmen, fiziksel tam bağlı örgü topolojisi pratik ağlar için genel olarak çok masraflı ve karmaşıktır.
Kısmen bağlı
Bu tip ağ topolojisinde ağda bulunan bazı düğümler, birden fazla düğüme noktadan noktaya bağlantı ile bağlıdır. Bu ağdaki her düğüm arasında gider ve karmaşıklığı olmayan fiziksel tam bağlı örgü topolojisinin bazı tekrarlarından faydalanmayı mümkün kılar.

Not
Fiziksel kısmi bağlı örgü topolojisi tabanlı en pratik ağlarda, ağda düğümler arasında iletilen bütün veriler en kısa mesafeyi (ya da yaklaşık en kısa mesafeyi) seçer, bağlantıların birinde bir başarısızlık durumu veya kaçak dışında olan durumlarda veri hedef için alternatif bir yol seçer. Doğru yolu belirli bir zamanda kullanmaya karar vermek için bu ağın düğümlerinin bazı tip mantıksal yönlendirme algoritmalarına sahip olması gereklidir.
Ağ topolojisi, bir bilgisayar ağının çeşitli öğelerinin (bağlantılar, düğümler vb.) düzenlenmesidir. Temelde bir ağın topolojik yapısı fiziksel veya mantıksal olarak tasvir edilebilir. Fiziksel topoloji, bir ağın çeşitli bileşenlerini, aygıt konumu ve kablo kurulumu da dahil olmak üzere yerleştirirken, mantıksal topoloji; fiziksel tasarımından bağımsız olarak, verilerin bir ağ içinde nasıl aktığını gösterir. Düğümler arasındaki uzaklıklar, fiziksel bağlantılar, iletim oranları veya sinyal türleri iki ağ arasında farklılık gösterebilir ancak kullandıkları topolojileri aynı olabilir.

Buna bir örnek, bir yerel alan ağıdır.(LAN) LAN'daki herhangi bir düğüm ağdaki diğer aygıtlara bir veya daha fazla fiziksel bağlantı içerir.Bu bağlantıları grafiksel olarak haritalamak, ağın fiziksel topolojisini tanımlamak için kullanılabilecek bir şekil geliştirir.Bununla beraber bileşenler arasında veri akışının haritalandırılması ise, ağın mantıksal topolojisini belirler.

Topoloji
Ağ topolojilerinin iki temel kategorisi olarak; fiziksel topoloji ve mantıksal topoloji sayılabilir.

Bazı ağ topolojilerinin diyagramı.
Aygıtları bağlamak için kullanılan kablolama düzeni, ağın fiziksel topolojisidir.Bu kablolama düzeni, düğümlerin konumları ve düğümler ile kablolar arasındaki bağlantıları ifade etmektedir.Bir ağın fiziksel topolojisi, ağ erişim aygıtlarının ve ortamların yetenekleri, kapasiteleri, arzu edilen kontrol seviyesi veya hata toleransı ve kablolama veya telekomünikasyon devreleriyle ilgili ortaya çıkacak maliyet gibi konulardan oluşmaktadır.

Bununla beraber, mantıksal topoloji, sinyallerin ağ ortamında veya verilerin ağ üzerinde dolaşımının aygıtların fiziksel ara bağlantılarına bakılmaksızın bir aygıttan diğerine geçme biçimidir. Bir ağın mantıksal topolojisi, mutlaka fiziksel topolojisi ile aynı değildir. Örneğin, tekrarlayıcı merkezleri kullanan çift bükümlü ethernet, fiziksel bir yıldız topolojisi üzerinde taşınan bir mantıksal veriyolu topolojisiydi.Token ring, mantıksal bir halka topolojisidir, ancak fiziksel bir yıldız olarak ortam erişim kontrolü(MAC adresi)'ne kablolanmaktadır.Mantıksal topolojiler genellikle ortam erişim kontrolü yöntemleri ve protokolleriyle yakından ilişkilidir. Bazı ağlar, yönlendiricilerine ve anahtarlarına yapılan yapılandırma değişiklikleri aracılığıyla mantıksal topolojilerini dinamik olarak değiştirebilir.

Ağ topolojisi çalışmaları noktadan noktaya, ortak yol, yıldız, halka veya dairesel, örgü, ağaç, melez ve papatya zinciri olmak üzere sekiz temel topolojiyi tanımaktadır

26.2.20

Halka topolojisi nedir?

Halka topolojisi, her düğümün diğer iki düğüme bağlandığı ve her bir düğüm üzerindeki sinyallerin tek bir hat üzerinden iletildiği bilgisayar ağı topolojisidir. IBM tarafından geliştirilmiştir. Halka topolojisinde, UTP ve STP kablolar kullanılmaktadır. İlk halka topolojileri: 4 mbps(Cat3 Utp), daha sonra 16 mpbs(Cat4 ve üstü ya da STP Tip 4)çalışmaktadır.

Veri, paketler halinde ve her paketin bir düğümden diğerine geçmesi ile taşınır. Veri iletimi tek yönlüdür (saat yönünde ya da saat yönünün tersine). Yıldız topolojisindeki hub yerine burada MAU ya da MSAU kullanarak gelen sinyalin halka şeklinde tek yönde iletilmesi sağlanır. Düğümlerden herhangi birindeki hata ya da kablodaki bir sorun tüm düğümleri etkileyecektir.

Avantajları
Bilgisayarlar arasında bağlantı yönetmek için ağ sunucusu gerektirmez.
Token Ring kullanılarak daha büyük ağ oluşturulabilir.
Yoğun ağ yükü altında yıldız topolojisinden daha iyi performansa sahiptir.

Dezavantajları
Hatalı bir iş istasyonu veya MAU'daki kötü bir port tüm ağ için sorun yaratabilir.
Cihazların taşınması,eklenmesi ya da değiştirilmesi ağı etkileyebilir.
Ağ bağdaştırıcısı kartları ve MAU, ethernet kartlarından ve hublardan çok daha pahalıdır.
Normal bir yük altında ethernet ağlarından daha çok yavaştır.

25.2.20

Windows klavye kısayolları

klavyenizde Num Lock'a basıldığından emin olun. Bu sembolleri yazabilmek için Alt tuşunu basılı tutun ve sayıyı sayısal tuş takımını (Numpad) kullanarak yazın. Alt tuşunu bıraktığınızda sembol ortaya çıkacak.
AltGr + T
₺ (Türk Lirası işareti)

Alt + 0169
© (telif hakkı işareti)

Alt + 0174
®  (kayıtlı işareti)

Alt + 0153
™ (ticari marka işareti)

Alt + 0137
‰ (binde işareti)

Alt + 21
§ (bölüm işareti)

Alt + 0151
— (uzun çizgi)

Alt + 0150
œ (bir harf)

Alt + 0140
Π(bir harf)

Alt + 145
æ

Alt + 146
Æ

AltGr + Ü
~ (tilde / yaklaşık işareti)

veya Alt + 126
Türkçe ve diğer dillerdeki yerel harfleri yazmak için buradaki listeye göz atabilirsiniz.
Diğer semboller (6 kısayol)
Alt + 1
☺ (gülen yüz işareti)

Alt + 2
☻ (gülen yüz işareti)

Alt + 3
♥ (kalp işareti)

Alt + 13
♪ (nota işareti)

Alt + 14
♫ (bağlı sekizlik nota işareti)

Daha fazla klavye işareti için bu web sitesine göz atabilirsiniz.
Matematik işaretleri (8 kısayol)
Alt + 0247
÷ (bölme işareti)

Alt + 0215
× (çarpma / çarpı işareti)

Alt + 171
½ (bir bölü iki kesir işareti)

Alt + 172
¼ (bir bölü dört kesir işareti)

Alt + 248
° (derece sembolü)

Alt + 157
Ø  (çap işareti)

Alt + 253
²

Alt + 0179
³

F1
Yardımı Görüntüle


F2
Seçili öğeyi yeniden adlandırır


F3
Dosya veya klasör ara


F10
Etkin programdaki menü çubuğunu etkinleştir


Ctrl + A
Bir belge veya penceredeki tüm öğeleri seç


Ctrl + C
Seçili bir öğeyi kopyala

Ctrl + D
Bir web sayfasını sık kullanılanlara ekle


Ctrl + J
İndirme Yöneticisini Aç


Ctrl + L
Adres çubuğunda metni seçili duruma getir

Ctrl + V
Seçili öğeyi yapıştır

Ctrl + X
Seçili öğeyi kes

Ctrl + Z
Bir eylemi geri al

Ctrl + Y
Bir eylemi yinele

Ctrl + P
Yazdır

Ctrl + Esc
Başlat menüsünü aç

Ctrl + Sağ ok
İmleci sonraki kelimenin başına taşı

Ctrl + Sol ok
İmleci önceki kelimenin sonuna taşı

Ctrl + Alt ok
İmleci sonraki paragrafın başına taşı

Ctrl + Üst ok
İmleci önceki paragrafın sonuna taşı

Ctrl + Shift + herhangi bir ok tuşu
Bir metin bloğunu seç

Ctrl + herhangi bir ok tuşu + boşluk
Bir penceredeki veya masaüstündeki birden fazla öğeyi teker teker seç

Ctrl + Fare kaydırma tekerleği
Masaüstündeki simgelerin boyutunu değiştir


Ctrl + Alt + Sekme
Ok tuşlarını kullanarak açık öğeler arasında geçiş yap

Ctrl + Shift + Escape
Görev yöneticisini aç

Alt
Menü çubuğunu göster. Bir seçim yaptıktan sonra, menü çubuğu kaybolur.

Alt + Home
Ana sayfaya git


Alt + C
Sık kullanılanları, beslemeleri ve tarama geçmişini görüntüle

Alt + F4
Etkin öğeyi kapat veya etkin programdan çık

Alt + Boşluk
Aktif pencere için kısayol menüsünü aç

Alt + Sekme
Açık programlar arasında geçiş yap


Shift + Delete
Seçili öğeyi geri dönüşüm kutusuna göndermeden kalıcı olarak sil


Shift + herhangi bir ok tuşu
Penceredeki veya masaüstündeki birden fazla öğeyi seç veya bir belgedeki metni seç

Shift + F10
Seçili öğeler için bir kısayol menüsü açar (fareyle sağ tıklama gibi)


Windows logosu tuşu
Başlat menüsünü açar

Windows logosu tuşu + D
Her şeyi göz önünden kaldır ve masaüstünü göster

Windows logosu tuşu + E
Windows Gezgini'ni Aç


Windows logosu tuşu + F
Dosyaları veya klasörleri bul


Windows logosu tuşu + M
Tüm pencereleri simge durumuna küçült


Windows logosu tuşu + Aşağı Ok
Pencereyi simge durumuna küçült


Windows logosu tuşu + Yukarı Ok
Pencereyi ekranı kaplama boyutuna getir


Windows logosu tuşu + L
Bilgisayarı kilitle (ctrl + alt + delete kullanmadan)


Shift + Windows logosu tuşu + M
Tümünü simge durumuna küçültme işlemini geri al


Windows logosu tuşu + Sekme
Görev çubuğu düğmeleri arasında geçiş yap


Windows logosu tuşu + F1
Yardımı Aç

24.2.20

Yıldız Topolojisi nedir?

En basit haliyle, bir Merkezi anahtarı, hub veya mesaj iletimi için bir araç davranan bilgisayar yıldız ağ oluşur. Bu diğer tüm düğümlerle bağlandığı merkezi bir düğümünden, oluşur; Bu orta düğüm hub'ı üzerinden tüm düğümler için ortak bir bağlantı noktası sağlar. Yıldız topolojisinde her düğümü (bilgisayar iş istasyonu veya herhangi bir diğer periferik) hub veya anahtar adı verilen Merkezi düğüme bağlı. Anahtar sunucu ve ikincil istemcileri. Yani, Merkez ve yaprak düğümlerin ve aralarında, iletim hatları bir yıldız topolojisi ile birlikte grafik oluşturur. Orta düğüm pasif ise, kaynak düğümü çift yönlü iletim zaman (yani ve orta düğüm) gecikmiş kendi iletim artı orta düğüm üretilen herhangi bir gecikme yankı alımı tahammül gerekir. Etkin bir yıldız ağ genellikle yankı ile ilgili sorunları önlemek için bir araç olan aktif bir merkez düğümü vardır.

Yıldız topolojisi tüm sistemleri merkezi bir düğüme bağlanılarak ağ hata olasılığını azaltır.bus tabanlı ağa uygulandığında, bu merkezi hub tüm yayınlar, bazen kaynak düğümü dahil olmak üzere ağdaki tüm periferik düğümlere periferik herhangi bir düğümden alınan rebroadcasts. Tüm periferik düğümleri, için gönderme ve alma Merkez düğümünün, tarafından böylece tüm diğerleri ile iletişim kurabilir. Periferik düğüm Merkezi düğüme bağlantı bir İsale Hattı yetersizliği diğer aygıtlardan periferik düğüm izolasyonu neden olur, ama belgili tanımlık sistem dinlenme etkilenmeyecektir. Bu da doğrudan bir merkezi ağ hub, anahtar veya yoğunlaştırıcısına bağlı her düğüm (dosya sunucular, iş istasyonları ve çevre birimleri) ile tasarlanmıştır. Star ağ üzerindeki hub, anahtar veya yoğunlaştırıcı hedefine devam etmeden önce geçer. Hub, anahtar veya yoğunlaştırıcı yönetir ve ağ tüm fonksiyonlarını kontrol eder. Ayrıca veri akışı için bir Tekrarlayıcı olarak görür. Bu yapılandırma bükümlü çift kablo ile yaygındır. Ancak, bu aynı zamanda koaksiyel kablo veya optik fiber kablo ile kullanılabilir.

Avantajları
Daha iyi performans:Yıldız topolojisinde düğümler aşırı sayı üzerinden veri paketleri geçişini engeller. En 3 cihazları ve 2 Golf Sahası her iki cihaz arasında herhangi bir iletişim katılıyor. Her ne kadar bu topoloji büyük bir ek yük merkezi hub'ı yeterli kapasiteyle yerleştirir, hub Diğerlerini etkilemeden bir aygıt tarafından çok yüksek kullanım işleyebilir.
Cihazların izolasyonu:Her cihaz doğal olarak hub'ına bağlı bağlantı ile izle. Bu izolasyon bireysel aygıtların kolay ve miktarları her aygıtın bağlantısını kesme diğerleri için yapar. Bu yalıtım da herhangi bir merkezi olmayan hata ağ etkilemesini önler.
Merkezi olmasının faydaları:Merkezi hub performans sorunu olduğundan, kapasitesini artırmak veya ek aygıtlar, bağlantı ağ boyutu çok kolay artar. Merkeziyetçilik de üzerinden ağ trafiği denetimi sağlar. Bu trafiği analizi ve şüpheli davranışlar olarak algılanmasını kolaylaştırır.
Kolay hataları tespit etmek ve bölümleri kaldırılacak.
Kurulum ve yapılandırma her bir aygıtı yalnızca bir bağlantı gerektirir ve bir giriş/çıkış için herhangi bir diğer aygıtları bağlamak için bağlantı noktası kolaydır.

Dezavantajı
Merkez Merkezi işleyişi üzerinde yüksek bağımlılık sistemi. Merkezi hub yetersizliği ağ çalışmasını olumsuz etkiler.
Maliyeti yol topolojine göre daha yüksektir.
Kablo gereksinimi fazladır.

23.2.20

Ağaç topolojisi nedir ?

Ağaç topolojisi ya da hiyerarşik topoloji. Bu ağ topolojisinde bir merkezi kök düğüm (hiyerarşinin en üst seviyesinde), hiyerarşide bir alt seviyede (ikinci seviye) bir veya daha fazla düğüm ile bağlıdır, merkezi düğüm ile ikinci seviyedeki her bir düğüm arasında noktadan noktaya bağlantı vardır. İkinci seviyedeki her bir düğümde bir alt seviyedeki (üçüncü seviye) bir veya daha fazla düğüm ile bağlı ise merkezi düğüm ile de noktadan noktaya bağlantı ile bağlıdır. Hiyerarşide sadece en üst seviyedeki merkezi kök düğümün üstünde başka bir düğüm yoktur.(Ağaç hiyerarşisi simetriktir). Ağda bulunan her bir düğüm bir sonraki alt seviyedeki düğümlere bağlayan sabit değişmez bir numaraya sahiptir. Bu numara "dallanma faktörü" olarak anılacaktır.

Özellikleri


  • Fiziksel hiyerarşik topoloji tabanlı bir ağın ağaç hiyerarşisinde olması için en az üç seviye bulunmalıdır. Eğer ağda merkezi kök düğüm altında sadece bir seviye hiyerarşik düzen var ise o bir yıldızın fiziksel topolojisini gösterir.
  • Fiziksel hiyerarşik topoloji tabanlı bir ağı bir dallanma faktörü ile fiziksel doğrusal topoloji olarak sınıflandırılır.
  • Dallanma faktörü ağdaki toplam düğüm sayısından bağımsızdır ve bu nedenle eğer ağda bulunan düğümler diğer düğümlerle iletişim için portlar istiyorsa,her bir düğümün toplam port sayısı,toplam düğüm sayısı büyük olsa bile küçük tutulabilir. Bu her bir düğüme port eklemenin maliyet etkisini dallanma faktörüne bağımlı yapar, bu nedenle mümkün olan düğüm sayısı üzerinde hiçbir etki yapmadan gerekenden düşük tutulabilir.
  • Fiziksel hiyerarşik topoloji tabanlı ağ üzerinde bulunan noktadan noktaya bağlantıların toplam sayısı, ağda bulunan toplam düğüm sayısından bir eksik olabilir.
  • Eğer fiziksel hiyerarşik topoloji tabanlı ağ üzerinde bulanan bir düğüm,ağdaki düğümlerin arasında yayınlanan veri üzerinde herhangi bir işlem gerçekleştirme gereği duyarsa,hiyerarşide daha üst seviyede bulunan düğümler hiyerarşide daha alt seviyede bulunan diğer düğümler adına daha fazla işlemleri işleme gereksinimi duyacaktır. Böyle bir tip ağ topolojisi çok kullanışlıdır ve önemle tavsiye edilir.

21.2.20

DNS nedir ?

DNS (İngilizce: Domain Name System, Türkçe: Alan Adı Sistemi), internet uzayını bölümlemeye, bölümleri adlandırmaya ve bölümler arası iletişimi organize etmeye yarayan, bilgisayar, servis, internet veya özel bir ağa bağlı herhangi bir kaynak için hiyerarşik dağıtılmış bir adlandırma sistemidir.

İnternet ağını oluşturan her birim sadece kendine ait bir IP adresine sahiptir. Bu IP adresleri kullanıcıların kullanımı için www.site_ismi.com gibi kolay hatırlanır adreslere karşılık düşürülür. DNS sunucuları, internet adreslerinin IP adresi karşılığını kayıtlı tutmaktadır.

Katılımcı kuruluşların her birine atanmış alan adları çeşitli bilgileri ilişkilendirir. En belirgin olarak, insanlar tarafından kolayca ezberlenebilen alan adlarını, dünya çapında bilgisayar servisleri ve cihazlar için gerekli sayısal IP adreslerine çevirir (dönüştürür). DNS, çoğu internet servisinin işlevselliği için temel bir bileşendir, çünkü Internetin temel yönetici servisidir.

Alan Adı Sistemi DNS her alan için yetkili ad sunucuları atayarak alan adlarını atama ve bu adların IP adreslerine haritalanması sorumluluğunu verir. Yetkili ad sunucuları desteklenen alanları için sorumlu olmakla görevlidirler ve diğer ad sunucuları yerine alt alanlara yetki (otorite) verebilirler. Bu mekanizma dağıtılmış ve arızaya toleranslı servis sağlar  ve tek bir merkezi veri tabanına ihtiyacı önlemek için tasarlanmıştır.

DNS aynı zamanda özünde (çekirdekte) bulunan veritabanı servisinin teknik işlevselliğini de belirtir. DNS protokolünü – DNS’de kullanılan veri yapılarının ve veri iletişim alışverişinin (değiş tokuş) detaylı tanımlaması- İnternet Protocol Suite’in bir parçası  olarak tanımlar. Tarihsel olarak DNS’ den önceki yönetici servisleri orijinal olarak metin dosyalarına ve belirgin bir şekilde HOSTS.TXT çözücüsüne dayandığı için büyük veya küresel yöneticilere göre ölçeklenebilir değildi. DNS 1980’ den bu yana yaygın olarak kullanılır olmuştur.

İnternet hiyerarşi alan adı ve İnternet Protokol (IP) adres boşluğu olmak üzere iki ana ad boşluğunu sağlar. DNS sistemi alan adı hiyerarşisi sağlar ve onunla adres boşluğu arasında çeviri servisi sağlar. İnternet adı sunucuları ve iletişim protokolü Domain Name Sistemini etkin kılar. Bir DNS ad sunucusu, alan DNS kayıtlarını alan adı için depolayan bir sunucudur; DNS ad sunucusu veri tabanına karşı sorulara cevaplarla karşılık verir.

DNS veri tabanında depolanan en yaygın kayıt türleri; DNS bölgesinin yetkisi otoritesi  (SOA), IP adresleri (A ve AAAA), SMTP posta değiştiriciler (MX), ad sunucuları (NS), ters DNS aramaları için işaretçiler (PTR) ve alan adı takma isimleridir (CNAME).

Genel amaçlı bir veri tabanı olmak için tasarlanmamasına rağmen, DNS diğer veri türleri için DNSSEC kayıtları gibi şeyler için otomatik makine aramalarını  ya da Sorumlu kişi (RP) kayıtları gibi insan sorularını da depolayabilir. DNS kayıt türlerinin tam listesi için, DNS kayıt türlerinin listesi bakın. Genel amaçlı veritabanı olarak, DNS veri tabanında saklanan gerçek zamanlı kara delik listesi kullanılarak istenmeyen e-posta (Spam) ile mücadelede kullanımında da DNS görülebilir. İnternet adlandırma için veya genel amaçlı kullanımlar için olsun, DNS veritabanı, yapılandırılmış bölge dosyasında geleneksel olarak depolanır.

İnternette bulunan her nesnenin, etkileşime giren her sunucu ve ucun bir internet sitesi olması gerekir. Bu adres, protokol seviyesinin IPv4 ve IPv6 olmasına göre 32 bit ya da 128 bit uzunluğundadır. Alan adı, bu 32 ya da 128 bit uzunluğundaki sayı yerine insanların anlayacağı, akılda tutacağı, kurumsal kimlik ve marka ile özdeşleştirebileceği isimlerin kullanılmasını sağlar.

İnsan dostu bilgisayar sistem adlarını IP adreslerine çevirerek İnternet için telefon rehberi hizmeti sunan sitem, DNS i tanımlamak için sıkça kullanılan bir benzetmedir. Mesela, alan adı www.example.com, 93.184.216.119 (IPv4) ve 2606:2800:220:6d:26bf:1447:1097:aa7 (IPv6) adreslerine çevrilir. Bir telefon rehberi aksine DNS aynı ana bilgisayar adını kullanmaya devam eden son kullanıcıları etkilemeden ağdaki servisin konumunun değişmesine izin vererek çabuk bir şekilde güncellenebilir. Kullanıcılar anlamlı bir Değişmeyen Kaynak Konum Belirleyici (URL) ve bilgisayarın servisleri nasıl yerleştirdiğini bilmek zorunda kalmadan e-mail adresi kullandıklarında bundan avantaj sağlarlar.

Alan Adı Sistemi'nin yarattığı ilişkiler birebir ilişki olmak zorunda değildir. Bir alan adına birden fazla IP adresi atanabilir. Bu yoğun talep olan hallerde geçerlidir. Wikipedia.org, yahoo.com, google.com gibi adreslerde bu çok olur. Ama daha yaygını, birçok alan adı tek bir IP'ye atanabilir. Buna da "Sanal Evsahipliği" (Virtual Hosting) denir.

Alan Adı Sistemi hiyararşik bir yapı gösterir. En üste .com, .org, .net, .int, .edu, .info, .biz, .aero, .travel, .jobs, .gov, .mil gibi "jenerik" üst düzey alanlarla (gTLD) .tr, .us, .de, .uk, .jp, .az gibi ülke alanlarından (CcTLD) oluşur. Buna son olarak .eu ve .asia gibi bölgesel birkaç üst düzey alan adı daha eklenmiştir.

DNS sistemi, isim sunucuları ve çözümleyicilerinden oluşur. İsim sunucuları olarak düzenlenen bilgisayarlar, host isimlerine karşılık gelen IP adresi bilgilerini tutarlar. Çözümleyiciler ise DNS istemcilerdir. DNS istemcilerde, DNS sunucu ya da sunucuların adresleri bulunur.

Bir DNS istemci bir bilgisayarın ismine karşılık IP adresini bulmak istediği zaman isim sunucuya başvurur. İsim sunucu, yani DNS sunucu da eğer kendi veritabanında öyle bir isim varsa, bu isme karşılık gelen IP adresini istemciye gönderir. DNS veritabanına kayıtların elle, tek tek girilmesi gerekir.

İnternet adresleri, ilk önce ülkelere göre ayrılır. Adreslerin sonundaki tr, de, uk gibi ifadeler adresin bulunduğu ülkeyi gösterir. Örneğin tr Türkiye'yi, de Almanya'yı, uk İngiltere'yi gösterir. ABD adresleri için bir ülke takısı kullanılmaz çünkü DNS ve benzeri uygulamaları oluşturan ülke ABD’dir. Öte yandan, ABD'ye özel kuruluşlar için us uzantısı oluşturulmuştur. İnternet adresleri ülkelere ayrılıdıktan sonra com, edu, gov gibi daha alt bölümlere ayrılır. Bu ifadeler DNS'te üst düzey (top-level) domain'lere karşılık gelir. Üst düzey domain'ler aşağıdaki gibidir.

Resolving (Çözümleme) - Aranılan bir kaydı bulma işlemi
Mesela http://google.com.tr adresine karşılık gelen IPv4 adresinin olmasının bulunması. Çözümleme yapan yazılımlar iki çeşit işlem yaparlar; özyineli çözümeme ve özyineli olmayan çözümleme. Sorgularda gönderilen RD (recursion required - özyineli gerekli) bitlerine göre sorgunun türü belirlenir. Özyineli olmayan sorgulara cevap veren sunucular cevap olarak ardışık isim sunucuları verirler. Sonuç olarak yapılan bir sorgu özyineli değil ise http://google.com.tr için doğrudan 8.8.8.8 IP'si ya da "makine bulunamadı" cevabı verilebilir. Fakat özyineli bir sorguda cevabı bulmak için başka bir isim sunucusunun IP'sini verebilir.

Authoritive Nameserving (Yetkili İsim Sunumu)
Bir alan hakkında bilgi bulunduran sunucudur. Mesela yildiz.edu.tr alanının MX (Mail eXchanger), NS (Name Server), A (Address)(Bunlar - Resource Record - Özkaynak Kaydı olarak bilinir) kayıtlarının tutulduğu isim sunucusudur.

DNS; mail sunucuları, domain isimleri ve IP adresleri gibi bilgileri tutan hiyerarşik bir yapıdır. Bir DNS istemcisi, ad çözümlemesi yapmak için DNS sunucularını sorgular. DNS hizmetleri; kullanıcının girdiği bir DNS adını çözüp, IP adresi gibi o ad ile ilişkili bilgileri oluşturur.

DNS sorgulaması yapmadan önce yapılan bir tarama sonucunda, DNS bilgileri 'name servers(NS)' ya da 'domain servers' olarak görülür. Bu bilgiilerin erişiminden sonra DNS sorgulamasıyla daha fazla bilgiye ulaşılır.

Yanlış yapılandırılmış bir DNS sunucusu sonucunda 'Bölge Transferi(Zone Transfer)' olarak bilinen atak yapılabilir. Bölge transferi ile DNS sorgusu yapılan hedefle ilgili birçok bilgiye ulaşılabilir. Bölge transferi; DNS sunucusunun çalıştığı domain ile ilgili bütün verileri içerir. Bu önemli bilgilerin içinde e-posta sunucusunun ismi, IP adresi, kullanılan işletim sistemi ile ilgili bilgiler vardır.

Bölge transferlerine karşı bir önlem olarak güvenlik duvarında(firewall) veya ağ geçitlerindeki yönlendiricilerde 53 numaralı TCP portu gelen tüm yetkisiz bağlantılara karşı kapalı tutulmalıdır.

DNS sorgulasından bir korunma yöntemi olarak alan adı bir domain değilse, -.tr uzantı ile sonlanmıyorsa 'private domain' haline getirmek bazı tehlikelerden korur. Private domain olan alan adlarında kişisel bilgiler 'Private' halini alır. Yani gerçek bilgiler gizlenir. Ama, private domain her domain sağlayıcıda yoktur.

DNS bilgileri önemli bilgilerdir. DNS sunucuları ayarlanırken sistemle ilgili çok az bilgi verilmelidir. Sunucuya isim verilirken işletim sistemini çağrıştıracak bir isim verilmemelidir. Ayrıca kulanılan işletim sistemiyle ilgili yer boş bırakılmalıdır.
Güvenlik duvarı kullanılmalıdır ya da yetkisiz bağlantıları önlemek için ağ geçitlerindeki yönlendiricilerdeki port durumlarına dikkat edilmelidir. DNS, UDP ile 53 numaralı portu; bölge transferi(Zone Transfer) ise TCP ile 53 numaralı portu kullandığından bunun önlemleri alınmalıdır. Bu portlar yetkisiz bağlantılara karşı kapatılmalıdır.
İç ağ için ayrı, internet için ayrı bir DNS sunucusu kullanmak. Kullanıcı internete çıkmak isterse iç DNS sunucusu bu isteği alıp proxy sunucusu gibi davranarak isteği dış DNS sunucusuna iletir. Böylece ağ dışından olan biri sadece dış DNS'teki isimlere erişir.

com : Ticari kuruluşları gösterir.
edu : Eğitim kurumlarını gösterir.
org : Ticari olmayan, hükûmete de bağlı bulunmayan kurumları gösterir.
net : Internet omurgası işlevini üstlenen ağları gösterir.
gov : Hükümete bağlı kurumları gösterir.
mil : Askeri kurumları gösterir.
num : Telefon numaralarını bulabileceğiniz yerleri gösterir.
arpa : Ters DNS sorgulaması yapılabilecek yerleri gösterir.
Bu isimlere yakın zaman önce biz gibi uzantılar da eklenmiştir. Alan isimleri, ağaç yapısı denilen ve belli bir kurala göre dallanan bir yapıda kullanılmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri haricinde, internete bağlı olan tüm ülkelerdeki adresler, o ülkenin ISO3166 ülkekodu ile bitmektedir. Türkiye'deki tüm alt alan adresleri, .tr ile bitmektedir. Örneğin; marine.ulakbim.gov.tr adresinde;

tr Türkiye'yi,
gov alt alanın devlet kurumu olduğunu
ulakbim bu devlet kurumunu
marine bu kurumda bulunan bir makineyi göstermektedir.

20.2.20

ISDN nedir ?

ISDN, Integrated Services Digital Network sözcüklerinin baş harflerinden oluşmuştur ve Bütünleştirilmiş sayısal ağ hizmetleri olarak Türkçeleştirilmiştir.

ISDN, mevcut analog telefon şebekesinin sayısal alternatifidir. Normal bir telefon hattı gibi bir telefon numarası çevirip hem sayısal, hem de analog hatlara ulaşım sağlanabilir. ISDN teknolojisini alışılmış analog hatlardan ayıran en önemli özellik tamamen sayısal temiz bir ses kanalı sağlamasının yanında, aynı anda veri (data) iletişimine de izin verebilmesidir. Ses, görüntü, veri gibi her türlü bilginin sayısal bir ortamda birleştirilip aynı hat üzerinden iletilmesinin sağlandığı bir haberleşme ağıdır.

ISDN aynı anda ses, veri, resim ve görüntü aktarma olanağı veren ve temelde bulut teknolojisine dayanan sayısal bir ağ sistemidir; Tümleşik Hizmetler Sayısal Şebekesi olarak adlandırılan bu teknoloji ile kullanıcılara çevrimli sayısal bağlantı kurma olanağı sunulur. Telefon şebekesinde olduğu gibi, ISDN’de de numarası bilinen başka bir aboneye, iletişimden önce çağrı yapılarak bağlantı kurulur ve iletişim gerçekleştirildikten sonra bağlantı koparılır. Birisi BRI, diğeri PRI olarak adlandırılan iki çeşit ISDN hizmeti vardır. Daha küçük band genişliğine sahip olan BRI hizmeti küçük ofis ve ev kullanıcıları için uygun olurken daha yüksek band genişliğine sahip PRI, kurumsal çözümlerde kullanılmaktadır. Sayısal yapısı ve sunduğu hizmet türleri açısından ISDN hem WAN bağlantılarında ana hat veya yedek bağlantı olarak kullanılabilir; hem de küçük ofis/ev kullanıcıları için çevrimli uzak bağlantı olanağı sağlar. ISDN esnek, başarımı yüksek ve kaliteli bir bağlantı ortamı sunmaktadır. ISDN hizmetleriyle kurumsal çözümlerde ses ve veri aktarım gereksinimleri tek bir bağlantı aracılığıyla karşılanabilmektedir; ve tek bir bağlantı ile birden çok kanala sahip iletişimler kotarılabilir. Yaklaşık 2 Mbps band genişliğine sahip PRI hizmeti, Avrupa standardında (E1 PRI) 30 tane 64 Kbps’lik kanala sahiptir ve her bir kanal bağımsız olarak kullanılabilir. Daha az kanala sahip olan BRI hizmetinde ise 2 tane 64 Kbps’lik veri kanalı, 1 tane de 16 Kbps’lik D olarak adlandırılan kanal vardır. D kanalı daha çok kontrol amaçlı kullanılmaktadır. ISDN hizmetlerinde birden çok kanallar aynı anda farklı gereksinimler için kullanılabilirler. Örneğin E1 PRI hizmetinde 30 tane telefon konuşması yapılabilir veya aynı anda kanallardan bir kısmı ses, bir kısmı veri aktarımı için kullanılabilir. ISDN ağ, analog telefon şebekesi, GSM şebekesi ve X.25 arayüzlü paket anahtarlamalı ağ ile bütünleşik yapıda kurulur. Böylece farklı teknolojilerdeki ağ kullanıcıları ile ISDN arasında geçiş sağlanır. ISDN ağa doğrudan bağlantı yapılabilmesi için sistemlerin, ISDN arayüzlere sahip olmaları gereklidir. Bir bilgisayarın ISDN ağa bağlanması için ona ISDN kart takılmalıdır.

ISDN abonesi olmanın faydası nedir?

Evde veya işyerindeki bilgisayar, faks, telefonun hepsi aynı hat üzerinden kullanılabilir. Ayrıca ISDN sayesinde görüntülü telefon, arayan numarayı görme, görüşme süresi, kontör sayısını öğrenme, video konferans vb. özelliklerden yararlanılabilir, Internete hızlı bir şekilde bağlanılabilir.

ISDN hatlarında kullanılan hat teknolojilerinin adı PRI ve BRI olarak geçmektedir. BRI hatlarda 2 adet 64Kbps veri veya ses kanalının tek bir fiziksel kanal üzerinden iletilmesini sağlar. PRI hatlarda 30 adet 64 Kbps veri veya ses kanalı bant genişliği 2048 Kbps olan tek bir fiziksel kanal içerisinden taşınır. Veri iletimi senkron ve simetriktir. Veri iletiminin simetrik olmasından dolayı uzak mesafelere taşınması gereken PRI hatlar fiber kablolar üzerinden SONET, SDH veya PDH devreleri ile taşınır, bakır kablo üzerinden taşınacak PRI hatlar SHDSL modemler üzerinden taşınır.

ISDN Kanalları

ISDN’de her birinin kullanım amacı ve band genişliği farklı 3 iletişim kanalı vardır: B, D ve H olarak adlandırılan bu kanallar ISDN abonesine uçtan uca sayısal iletişim ortamı sunar; her birinin farklı kullanım amacı vardır:

B Kanalı; ses, veri ve görüntü bilgisi gibi kullanıcı verisi aktarımı için kullanılır; iletişimin kotarılması için gerekli işaretleşme ve senkronizasyon bilgilerin aktarılmasında kullanılmaz. Tam-çift yönlü modda, senkron olarak 64 Kbps band genişliğine sahiptir. B kanalı, kullanıcı verisini taşınması için saydam bir yol sunar; bu nedenle IP, IPX gibi protokol paketleri giydirilerek bu ortamdan aktarılabilir. Hata sezme, yeniden gönderme gibi işlevlere sahip değildir. Eğer iletimde hata olursa üst katmanlarda sezilmeli ve düzeltilmelidir. B kanalı üzerinden devre anahtarlamalı, paket anahtarlamalı ve yarı-sabit bağlantı olarak adlandırılan üç farklı şekilde oturum kurulabilir.

D Kanalı; iletişimin sağlıklı bir şekilde kotarılması için gerekli işaretleşme ve senkronizasyonun sağlanması ve iletişimden önce yapılan çağrıların yönetimi için kullanılır. Tam-çift yönlü modda 16 Kbps veya 64 Kbps band genişliğine sahiptir. İki ISDN abonesi arasında bir bağlantı kurulmadan önce, birisi bağlantı için çağrı gönderir ve karşı taraf bu çağrıyı kabul ederse, aktarım için gerekli oturum kurulur; böylesi tüm haberleşmeler D kanalı üzerinden yapılır.

H Kanalı; B kanalından daha büyük band genişliğine sahip ve B kanalı gibi gerçek bilginin taşınmasında saydam bir yol sağlar; H0, H1, H2 ve H4 olarak adlandırılan 4 farklı türde H kanalı vardır. Bunlardan H0, 384 Kbps (6 tane B kanalı); H1, 1.920 Mbps (30 tane B kanalı); H2, 44.164 Mbps (690 tane B kanalı) ve H4, 135 Mbps düzeyinde band genişliklerine sahiptirler. Tam çift yönlü modda çalışır.

19.2.20

OSI Modeli nedir ?

Open Systems Interconnection (OSI) modeli ISO (International Organization for Standardization) tarafından geliştirimiştir. Bu modelle, ağ farkındalığına sahip cihazlarda çalışan uygulamaların birbirleriyle nasıl iletişim kuracakları tanımlanır.

İlk OSI standartları 1970'lerin sonlarında ve 1980’lerin başlarında ISO’nun TC 97 (Technical Committee 97), Enformasyon İşlemesi tarafından ortaya çıkartılmıştır. ISO, son OSI standardını 1984’te çıkartmıştır. Bu model kısa sürede kabul görerek yaygınlaşmış ve ağ işlemleri için bir kılavuz olmuştur.


OSI modeli öncesinde, işletmelerce kullanılan ticari ağların çoğunluğu belirli bir işletme tarafından belirli standartlara oturtulmamış teknolojiyle oluşturulmaktaydı. Örneğin IBM'in SNA ile DEC'in DECnet'i gibi. Bu ağların özellikleri, çoğunlukla yalnızca o üreticinin donanımının kullanılmasına izin verecek (ya da en azından başka ürünlerin bağlanmasını zorlaştıracak) biçimde tanımlanmıştı. Onlardan ayrı olarak OSI, çeşitli üreticilerin ürünlerinin bağlanabileceği bir ağ için, bir sektör etkinliği olarak ortaya çıkmıştır.

OSI Modeli herhangi bir donanım ya da bilgisayar ağı tipine göre değişiklik göstermemektedir. OSI'nin amacı ağ mimarilerinin ve protokollerinin bir ağ ürünü bileşeni gibi kullanılmasını sağlamaktır.

ISO standartlarının ağ üzerindeki iletişimi sağlarken karmaşık bir yol izlediği bir gerçektir. ISO standardı yedi katmana (alt göreve) ayrılmıştır. OSI modeli olarak bilinen bu yedi katman üstte gösterilmiştir.

OSI modeli sayesinde bir cihazın ağ içinde veya ağ dışında nasıl görevlendirildiği kolaylıkla anlatılabilir. Gerek ağ içinde gerek ağ dışında veri iletimi için verinin mutlaka her katmandan geçmesi gerekir. Geçtiği her katmanda da veriye belli görevler yüklenir.

OSI katmanlarında veri iletimi için uygulama katmanından donanım katmanına(fiziksel katman) doğru giderken veriye her bir katmanda ayrı bir başlık eklenir. Veri karşıdaki bilgisayara ulaştığında donanım katmanından(fiziksel katman) uygulama katmanına doğru bu başlıklara göre gider. En son uygulama katmanına ulaştığında veri karşı bilgisayara ulaşmış olur.

Katmanları

1. Katman: Fiziksel Katman
Fiziksel katmanın başlıca özellikleri şunlardır:

Veri bağlantısının elektriksel ve fiziksel özelliklerini ve bir cihaz ile cihazın fiziksel aktarım aracı( örneğin: bakır, fiber optik kablo, radyo frekansı) arasındaki ilişkiyi tanımlar.
Aktarım modlarını(örneğin: simplex, half duplex, full duplex) tanımlar.
Çok yaygın olan bazı ağ topolojilerini(bus, mesh veya ring) tanımlar.
Bitlerin çözümlenmesi bu katmanda yapılır.
Çözülen bitlerin, dijital ya da analog sinyal halinde gönderileceğinin kararının verildiği katmandır.
Çoğunlukla ham veriyle ilgilenir.
2. Katman: Veri Bağlantısı Katmanı
Veri bağlantısı katmanı uç düğümler arası veri transferi sağlar. Fiziksel katmanda meydana gelebilecek hataları tespit eder ve bu hataları mümkün olduğunca düzeltir. Veri bağlantısı katmanı, fiziksel olarak bağlı iki cihaz arasında bağlantı kurmayı ve bu bağlantıyı sonlandırmayı sağlayan protokolü tanımlar. Ayrıca bu cihazlar arasındaki veri akış kontrolü için de protokol tanımlar.

IEEE 802, veri bağlantısı katmanını iki alt katmana ayırır:

Media Access Control (MAC) katmanı - Ağdaki cihazların ağ ortamına(Örneğin: Kablo ) erişiminden ve veri iletim izninden sorumludur.
Logical Link Control (LLC) katmanı - Ağ katmanı protokollerinin tanımlanması daha sonra çözülmesi ve hata kontrollerinin sağlanmasından sorumludur.
3. Katman: Ağ Katmanı
Ağ katmanı, değişken uzunluklu veri dizilerinin(datagram) bir ağ düğümünden aynı ağa bağlı başka bir ağ düğümüne aktarımını sağlar. Mantıksal ağ adresini fiziksel makine adresine çevirir. Ağ, birden fazla düğümün bağlanabildiği bir ortamdır. Her düğümün bir adresinin olduğu, bağlı olan düğümlerin başka düğümlere veri iletimine izin veren ve sadece verinin içeriği ile hedef düğümün adresinin var olması koşuluyla başka düğümlere yönlendirilir. Eğer ağ katmanında çalışan bir düğümden, veri bağlantısı katmanında çalışan bir başka düğüme iletilen verinin boyutu fazla büyükse, ağ veriyi birkaç parçaya ayırır, parçaları ayrı ayrı gönderir ve gönderdiği düğümde bu parçaları tekrar birleştirir. Aynı zamanda böyle bir işlem yapmayıp hata raporu da gönderebilir.

Ağ katmanında veri iletiminin güvenli bir şekilde gerçekleştirileceğinin garantisi verilmez. Ağ katman protokolü güvenli veri iletimi sağlayabilir ama böyle bir zorunluluğu yoktur.

4. Katman: Taşıma/iletim Katmanı
Taşıma/iletim katmanı değişken uzunluklu veri dizilerinin(datagram) kaynaktan cihazdan hedef cihaza bir veya daha fazla ağ üzerinden servis kalitesini de koruyarak göndermeyi sağlar. Taşıma katmanı protokolüne örnek olarak, Internet Protocol(IP) üzerine inşa edilmiş olan Transmission Control Protocol(TCP) verilebilir.

Taşıma/iletim katmanı protokolü verilen bağlantı üzerinden gerçekleştirilen akış kontrolünü, paketlerin parçalara bölünüp birleştirilmesini ve hata kontrolünün güvenliğinden sorumludur. Taşıma katmanındaki bazı protokoller(Örneğin: TCP) bağlantıya dayalıdır. Protokolün bağlantı temelli olması sayesinde taşıma katmanı, parçalara bölünerek gönderilmiş olan paketlerden karşı tarafa ulaşamamış olanların yeniden gönderilmesini sağlar. Taşıma katmanı ayrıca karşı tarafa iletilen veriden sonra eğer bir hata oluşmamışsa başarı mesajı verir ve sonraki veriyi gönderir. Taşıma katmanı, uygulama katmanından aldığı veriyi paket haline getirir. Paketleme, büyük verileri küçük verilere bölme işlemidir.

5. Katman: Oturum Katmanı
Oturum katmanı, cihazlar arasındaki bağlantıları kontrol eder. Yereldeki ve uzaktaki bağlantıları kurabilir, yönetebilir ve sonlandırabilir. Oturum katmanı mesajlaşma kurallarından(full-duplex, half-duplex, simplex), uygulamalar arasındaki mesajlaşma kontrolünden, farklı birimlere gidecek verilerin gruplanmasından, mesajlaşmaya kalınan noktadan devam edilmesinden ya da yeniden alınmasından sorumludur. Oturum katmanı çoğunlukla uzak yordam çağrısını kullanan uygulama ortamlarında kullanılır.

6. Katman: Sunum Katmanı
Sunum katmanı, uygulama katmanındaki varlıkların arasındaki ortamı kurar. Bu katman eğer sunum servisi varlıklar arasında büyük bir veri eşleme sağlıyorsa uygulama katmanındaki varlıklar farklı sözdizimi(syntax) ve semantik kullansa bile bu ortamı sağlayabilir. Eşleme mevcutsa sunum servisi verileri sarmalayarak oturum protokolü verilerine dönüştürülür ve protokol yığınına iletir.

Bu katman uygulama ve ağ formatları arasındaki dönüşüm sayesinde verinin temsil edilme biçiminden(örn: şifreleme) bağımsızdır. Sunum katmanı, verileri uygulamaların kabul edeceği hale dönüştürür. Bu katman veriyi biçimlendirip şifreleyerek ağda gönderilmesini sağlar. Bu yüzden bu katmana sözdizim(syntax) katmanı da denildiği olur.

7. Katman: Uygulama Katmanı
Uygulama katmanı son kullanıcıya en yakın olan OSI katmanıdır. Yani hem OSI uygulama katmanı hem de kullanıcı doğrudan yazılımla,uygulamayla etkileşimde bulunur. Bu katman iletişim bileşenini yürüten uygulamayla etkileşime girer. Bazı uygulamalar OSI modelin kapsamı dışına çıkabilir. Uygulama katmanı sayesinde iletişim kuran kişiler tanımlanır, kaynak kullanılabilirliğine karar verilir ve senkronize iletişim gerçekleştirilir. İletişim kuran kişiler tanımlanırken kişilerin bir uygulama üzerinden veri göndermek için gereken kimliğine ve kullanılabilirliğin yeterli olup olmadığına karar verir. Kaynak kullanılabilirliğine karar verirken, uygulama katmanı ağın yeterli olup olmadığına ya da istenilen bağlantının var olup olmadığına karar vermelidir. İletişim senkronize edilirken uygulamalar arasındaki tüm iletişim, uygulama katmanı tarafından sağlanan iş birliğine ihtiyaç duyar. Bu katman uygulama ve son kullanıcı işlemlerini destekler. İletişimde bulunan kişiler ve servis kalitesi tanımlıdır, kullanıcı yetkilendirme ve gizlilik dikkate alınır ve de verinin sözdizimi ile ilgili kısıtlamalar da yine tanımlıdır. Bu katmandaki her şey uygulamaya özgüdür.

TCP/IP ile OSI arasındaki Farklar


TCP/IP haberleşme görevini karmaşık bir iş olarak niteleyerek daha basit alt görevlere böler.Her bir alt görev diğer alt görevler için belirli servisler sunar ve diğer alt görevin servislerini kullanır. OSI modeli de aynı kavramı kullanır ,ancak OSI modelinde her bir katmandaki protokollerin özellikleri ve birbiri ile ilişkileri kesin bir dille tanımlanmıştır. Bu özellik OSI modeli ile çalışmayı daha verimli kılar.
OSI modelinde katmanların görevlerinin kesin bir şekilde belirlenmiş olması yeni bir protokol geliştirmeyi kimi zaman güçleştirebilir.
TCP/IP ise böyle bir kısıtlama getirmediğinden,gerektiğinde yeni bir protokol mevcut katmanlar arasına rahatlıkla yerleştirilebilir.

OSI modelinde gerekmeyen bir katmanın kullanılmaması gibi esnek bir yapıya izin verilmemektedir. TCP/IP ise katı kurallarla tanımlı olmadığından gereksinim duyulmayan katmanların kullanılmamasına izin verir. Örneğin uygulama katmanında olmasına rağmen doğrudan IP üzerinden kullanılabilen protokoller mevcuttur.
TCP/IP protokollere örnek olarak, dosya alma/gönderme protokolü (FTP, File Transfer Protocol), Elektronik posta iletişim protokolü (SMTP Simple Mail Transfer Protocol), TELNET protokolü (Internet üzerindeki başka bir bilgisayarda etkileşimli çalışma için geliştirilen *login* protokolü) verilebilir. Adını sıkça duyduğumuz WWW ortamında birbirine link objelerin iletilmesini sağlayan protokol ise Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) olarak adlandırılmaktadır. TCP/IP protokolü aynı zamanda, diğer iletişim ağlarında da kullanılabilir. Özellikle pek çok farklı tipte bilgisayarı veya iş istasyonlarını birbirine bağlayan yerel ağlarda (LAN) kullanımı yaygındır.

18.2.20

İnternet iletişim kuralları dizisi nedir ?

İnternet protokol takımı (İngilizce: en:Internet Protocol Suite), bilgisayarlar ve ağ cihazları arasında iletişimi sağlamak amacıyla standart olarak kabul edilmiş kurallar dizisidir. Bu kurallar dizisi temel olarak verinin ağ üzerinden ne şekilde paketleneceğini ve iletilen veride hata olup olmadığının nasıl denetleneceğini belirlemektedir.

Ağ kavramının ortaya çıkmasından günümüze kadar geçen sürede farklı amaçlar için birçok protokol geliştirilmiştir. Bu protokoller ilk zamanlar belli bir standarda uygun olarak geliştirilmemiş, genelde bilgisayar donanımlarına bağlı olacak şekilde tasarlanmışlardır. Bu dönemde ağ yapıları donanım üreticileri tarafından kendilerine has bir biçimde geliştirilmekteydi. Bu yapılara örnek olarak IBM'in SNA ve DEC'in DECnet ağları verilebilir. Farklı markalara ait donanımlara özel tanımlanan bu tür protokollerden dolayı farklı donanımlar arası iletişimde bir ortak nokta bulunamamıştır. Bu durum, ağlar arası yazılımların geliştirilmesinde sorun oluşturmuştur. Ortaya çıkan bu sorunun çözümüne yönelik 1984 yılında ISO (International Organization for Standardization - Uluslararası Standartlık Örgütü) tarafından, donanım ve ağ alt yapısından bağımsız olarak geliştirilmiş OSI (Open Systems Interconnection) başvuru modeli ortaya konmuştur.

İnternet iletişim kuralları, internet ve benzeri bilgisayar ağları üzerinde kullanılan iletişim kuralları ve bilgisayar ağ modeli ve kümesidir. Genel olarak TCP/IP olarak bilinir çünkü bunlar; İletim Kontrol Protokolü (TCP) ve Internet Protokolü (IP) olarak bu standartta tanımlanmış internet iletişim kurallarıdır. Bunun yanında bunlar, Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı’nın bir alt kolu olan DARPA’nın finanse ettiği ağ bağlantısının geliştirilmesi nedeniyle orijinal olarak DoD olarak bilinen internet modeli olarak da tanımlanır.

TCP/IP modeli ve ilgili iletişim kuralları Internet Engineering Task Force (IETF) tarafından yapılmaktadır.

İlk mimari belge olan RFC 1122, katman üzerinde mimari ilkeleri vurgular. End to End Principle; Bu prensip zamanla gelişmiştir. Orijinal açıklaması durumun devamlılığını sağlamak ve köşelerde bulunan bilginin bir uçtan bir uca transferii sağlamak, buna ek olarak internetin kenarlara hızını ve basitliğini etkilemeyecek bir şekilde bağlı olduğunu kabul etmektir. Dünya’nın bu prensipte güvenlik duvarları, ağ adresi çevirmenleri, web içeriği önbelleklerini ve benzeri zorunlu değişikliklerden dolayı ihtiyacı vardır.

Dayanıklılık Prensibi; “Genel anlamda bir uygulama göndericisine göre korunumlu ve alıcı tarafından özgür olmak zorundadır. Yani iyi biçimlenmiş datagram göndermek için dikkatli olmak gerekir, ama aynı zamanda yorumlayabileceği herhangi bir datagram kabul etmelidir. (teknik hatalardan dolayı açıklaması hala net değildir.) Ilkenin ikinci kısmı diğerleri kadar önemlidir: Diğer bilgisayarlar üzerindeki yazılım akılsızca yasal ama karanlık protokol özelliklerini istismar edebilecek eksiklikleri içerebilir.”

İnternet protokol takımı protokolleri ve hizmetlerin soyutlama sağlamak için kapsülleme kullanır. Encapsulation genellikle genel işlevsellik katmanlarına, protokol paketinin bölümü ile uyumludur. Genel olarak, bir uygulama (modelin en üst düzeyi) her seviyede daha fazla kapsülleme olmak, katmanlar aşağı veri göndermek için bir protokol kümesi kullanır.

Protokol paketinin katmanları, alt kısımdaki katmanların veri transferine yakın olmasına rağmen, kullanıcı uygulamasına mantıksal olarak yakındır. Katmanları hizmeti sağlayan veya tüketen olarak görmek soyutlama yöntemi üzerinde bit iletilmesi ve ayrıntıları üst katman protokolleri ile izole etmektir. Örneğin Ethener ve çarpışma algılaması, alt tabakaların her ayrıntılarını ve her uygulama ve protokol bilmek zorunda olmasından kaçınmasıdır.

Katmanlar, çeşitli mimari belgeler incelendiğinde bile -ISO 7498, Açık Sistemler Bağlantısı (OSI) modu gibi tek mimari model var- OSI modelinin daha az veya daha az katı olarak tanımlanan katmanları ve bu nedenle dünya protokolleri için daha kolay bir uyum sağlar. Sık başvurulan başka bir belge ise, RFC 1958, tabakalar yığınını içermemesidir. Tabakaların vurgu eksikliği IETF ve OSI yaklaşımlar arasındaki önemli bir farkdır. Sadece bu üst tabakalar, genel olarak iletişim tabakasının varlığını ifade eder; Aslında bu belge 1996 yılının anlık mimarisi olarak düşünülmüştü. “İnternet ve mimarisi oldukça görkemli bir plandan ve daha mütevazı başlangıçtan evrimsel biçimde büyüdü. Evrim bu sürecin teknolojisinin başarısı için ana nedenlerinden biri iken yine de internet mimarisinin mevcut ilkelerin bir anlık kaydetmek için yararlı olacaktır.”

RFC 1122, Sunucu Gereksinimleri başlıklı, katmanlara atıfta olacak şekilde paragraflarda yapılandırılmıştır, ancak belge vurgulayan katmanlardan ziyade diğer pek çok mimari ilkelere hitap eder. Bahsi geçen RFC 1122 aşağıdaki gibi gevşek, katmanların sayılarını değil,  isimlerini, dört katmanlı bir model olarak tanımlar:

Uygulama katmanı uygulamaları kullanıcı verilerini oluşturmak ve başka diğer uygulamalar veya aynı ana bilgisayara bu verileri ileten bir katmandır. Uygulamalar veya işlemler, temel, alt tabakalar tarafından sağlanan hizmetlerin özellikle diğer işlemlere güvenilir veya güvenilmez komutları sağlayan taşıma katmanının kullanımını gerçekleştirir. Iletişim ortakları, istemci-sunucu modeli ve peer-to-peer network olarak, uygulama mimarisi ile karakterize edilebilir. Bu tür SMTP, FTP, SSH, HTTP gibi tüm yüksek seviyeli protokoller, faaliyet gösterdikleri tabakadır. Süreçler esas hizmeti temsil eden portlar üzerinden ele alınmaktadır.

Taşıma Katmanı ya aynı ya da farklı bilgisayarlar ve yerel ağ veya yönlendirici bulunan uzak ağlar ya da üzerinde host-to-host iletişimi gerçekleştirir Bu katman uygulamaların iletişim ihtiyaçları için bir kanal sağlar. UDP güvenilmez bir datagram hizmeti veren, basit bir temel taşıma katmanı protokolüdür. İletim Kontrol Protokolü akış kontrolü, bağlantı kurulması ve verilerin güvenilir biçimde iletilmesini sağlar.

Internet katmanı’nın ağ sınırları boyunca datagramları alışverişi görevi vardır. Bu temel ağ bağlantılarının gerçek topolojisini (düzenini) gizleyen bir üniforma ağ arabirimi sağlar. Bu nedenle, aynı zamanda internetworking'i kuran tabaka olarak adlandırılır. Aslında gerçekten de interneti kurar ve tanımlar. Bu katman, TCP / IP protokol takımı için kullanılan adresleme ve yönlendirme yapıları tanımlar. Bu kapsamda, öncelikli olan protokol IP adreslerini tanımlayan Internet Protokolü vardır. Bu protokolün amacı verileri final bağlantısına yönlendiren bir ağa sahip olan bir sonraki IP dağıtıcısına ulaştırmaktır.

Link katmanı iletişimin yerel ağ ağlantısı kapsamında ana yönlendiricilerin müdahale olmadığı ağ yöntemlerini tanımlar. Bu katman, yerel ağ topolojisini tanımlamak için kullanılan protokol ve sonraki komşu hosts internet tabakası datagramlarının iletimini gerçekleştirmek için gerekli arabirimler içerir.

İnternet İletişim kuralı ve katmanlı iletişim kuralları tasarımı OSI modeli kurulmadan önce kullanımdaydı. Bu süreçten beri TCP / IP modeli kitap ve dersliklerde, sonuç olarak karışıklık ile sonuçlanan OSI modeli ile karşılaştırılmıştır. Çünkü iki model de sıkı katman göreceli önemi de dahil olmak üzere farklı varsayımları ve amaçları kullanmaktaydı.

Bu soyutlama aynı zamanda alt tabakaların sağlayamadığı fakat üst katmanların sağladığı hizmetin sağlanmasına olanak tanır. Orijinal OSI modeli bağlantısız hizmetleri (OSI RM CL) kapsayacak şekilde genişletilmişken, IP güvenilir olarak tasarlanmamış fakat yine de en iyi veri teslimi için çaba gösteren bir protokoldür. Bu, tüm ulaşım katmanı uygulamalarının güvenirlik sağlayıp sağlayamayacağı yahut nasıl sağlayacağı konusunda seçim yapılması gerektiğini belirtir. UDP, sağlama yoluyla veri bütünlüğünü sağlar, ancak teslimini garanti etmez; bunun yanında TCP, alıcı paket alımını kabul edene kadar retransmitting üzerinde veri bütünlüğü ve dağıtım garantisini sağlar.

Bu model OSI modeli ve ilgili belgelerin formalizminden yoksundur ancak IETF bir model kullanmaz ve David D.Clark’ın bir yorumunda özetlediği gibi bunu bir sınırlama olarak da algılamaz” Bizler; kralları, başkanları ve oylamayı reddediyoruz. İnandığımız şey kabaca uzlaşma ve kod çalıştırmadır.” OSI modeline göre yapılan bu modelin eleştirisi, bu modele göre ISO’nun sonraki geliştirmelerini hesaba katmamıştır.

Adresleme sistemlerinin kendi multiaccess bağlantıları için (örneğin Ethernet) bir adres eşleme protokolü gereklidir. Bu protokoller IP’nin altında, ancak mevcut bağlantı sistemi üzerinde olarak kabul edilebilir. IETF teminolojiyi kullanmaz iken, bu durum ağ katmanı (IONL) iç organizasyonu olan OSI modeli bir uzantısına göre bir alt ağ bağımlı yakınsama kolaylığıdır.

ICMP & IGMP IP üstünde çalışır ancak UDP veya TCP gibi veri transferi gerçekleştirmez. Yine de, bu işlevselliği kendi Yönetim Çerçevesinde (OSIRM MF), OSI modeli katman yönetimi uzantıları olarak var eder.

SSL/TLS Kütüphanesi ise yukarıda belirtilen ve TCP kullanan taşıyıcı katmanlarını aşağıda belirtilen uygulama protokolleri kapsamında kullanır. Yine, OSI mimarisine uymak için, bu protokollerin tasarımlarının parçalarının hiçbir amacı yoktur.

Bağlantıya karşı kara kutuya benzer bir davranış sergilenir. IETF açık bir şekilde, OSI modeline nazaran daha az akademik fakat pratik bir alternatif olan iletim sistemlerini tartışmak niyetinde değildir.

TCP/IP modelinde, yollanan veriler her katmanda sarmallanır (encapsulation) ve bir alt katmana yollanır. Alıcı tarafında bu veriler teker teker açılıp (decapsulation) bir üst katmana gönderilir. Bu yöntemfarklı marka ve modellerdeki cihazların birlikte çalışmasını sağlar. Örneğin bir bilgisayarın ağ bağlantısınde Ethernet yerine Wi-fi kullanılması o bilgisayarın üzerinde başka bir web tarayıcı kullanılmasını gerektirmez.

OSI modelinde yedi ve TCP/IP modelinde ise dört katman bulunmaktadır. TCP/IP modelindeki katmanlar aşağıda verilmiştir:

Uygulama: Bu katmanda veriyi göndermek isteyen uygulama ve kullandığı dosya formatı bulunur. Örneğin "HTTP üzerinden HTML formatında yazılmış Wikipedia ana sayfası". OSI modelindeki gibi ağa erişmek için gerekli uygulama protokollerini içerir. OSI modelindeki uygulama katmanından farkı sunum ve oturum katmanlarının uygulama katmanı içerisinde yer almasıdır. SMTP ve FTP protokolleri bu katmanda bulunur.
Taşıma: Bu katmanda verinin ne şekilde gönderildiği gösterilir. Servis kalitesi (the quality of service), güvenli (reliable) veri aktarımı, veri akış kontrolü (flow control), hata kontrolü (error control) gibi işlemlerin yapıldığı katmandır. TCP veya UDP gibi protokoller bu katmandadır. TCP, bağlantı tabanlı (connection oriented) ve güvenilir (reliable) iletişim sağlayan bir protokoldür. Bağlantı tabanlı olması kaynak ve hedef arasında mantıksal bağlantı kurulması anlamına gelmektedir. Bu da iki bilgisayarın veri alışverişinde bulunmadan önce anlaşması demektir. Güvenilir olması; kurulan bağlantı üzerinden gönderilen verinin gönderildiği şekilde, veri kaybı olmadan ve sıralı biçimde iletimini garanti eder. UDP bağlantısız (connectionless) ve güvenilir olmayan bir iletişim sağlar. UDP'de ek bağlantı kontrolleri olmadığından dolayı UDP başlığı (header) TCP'nin başlığına göre daha kısadır. Bu nedenle UDP, TCP' ye göre daha hızlıdır.
İnternet: Bazen IP katmanı olarak da anılan bu katman, IP adreslerinin veriye eklendiği ve yönlendirmenin yapıldığı katmandır. Paketin hedefe en iyi yoldan gönderilmesi de bu katmanın sorumluluğudur. Bu katmandaki uygulamalar IP veya IPv6 gibi iletişim protokolleri olabileceği gibi ICMP veya IGMP gibi durum bildirme ve katmanlar arası bağ protokolleri de olabilir.
Veri Bağlantı: Bu katmanda Ethernet, Wi-fi, token ring, ATM gibi protokoller bulunur.

Uygulama Katmanı
Uygulama Katmanı, bünyesinde ağ yönlendirici protokolleri ve sunucu düzenleme protokolleri gibi basit ağ destekli servisleri içeren fakat düşük seviyedeki katmanlar tarafından kurulan ağ bağlantıları üzerindeki uygulama verilerinin değişimini yahut kullanıcılara servis sağlayan protokoller içerir. Uygulama katmanı protokolleri örnekleri Hypertext Transfer Protocol Köprü Metni Aktarım Protokolü] (HTTP), the File Transfer Protocol Dosya Transferi Protokolü] (FTP), the Simple Mail Transfer Protocol Basit Mail Transfer Protokolü] (SMTP) ve the Dynamic Host Configuration Protocol Aktif Sunucu Düzenleme Protokolü] (DHCP)’dür. Veri, protokol birimler halinde kapsüllü bir biçimde uygulama katmanı protokollerine göre taşıma katmanı yani gerçek veri transferi gerçekleştirilmesi için alt katman protokolleri halinde kodlanmıştır.

IP modeli biçimlendirme ve veri sunma özelliklerini dikkate almaz ve OSI modeli (Sunum ve sezon katmanları) gibi uygulama ve ulaşım katmanları arasında ilave katmanları tanımlamaz. Bu tür işlevler ise kütüphane bölümleri ve uygulama programları arayüzleridir.

Uygulama Katmanı protokolleri taşıyıcı katmana veya daha altındaki katmanlara, taşıyıcı katmanların özelliklerinden olan çıkmaz IP adresleri ve port numaraları gibi uygulamalara rağmen iletişim kurmaya yarayan ağ bağlatıları sağlayan siyah kutulara davrandığı gibi davranır. Uygulama katman protokolleri genel olarak sunucu server uygulamaları ile bağdaştırılır ve Internet Assigned Numbers Authority (IANA) tarafından rezerve edilmiş iyi bilinen port numaraları gibi servis görür. Örneğin; the HyperText Transfer Protokolü 80 numaralı portu ve Telnet ise 23 numaralı portu kullanır. Bir servise bağlanmaya müşteriler ise genellikle bağlantı noktası numaralarının rastgele veya uygulama yapılandırılmış belirli bir mesafeden işlem süresince atanan kısa ömürlü bağlantı noktalarını kullanır.

Taşıma Katmanı
Taşıma katmanı ve alt düzey katmanları uygulama katmanı protokolleri özellikleri ile ilgisizdir. Yönlendiriciler ve anahtarlar genellikle kapsüllü trafiği incelemek yerine sadece bir kanal sağlarlar. Yine de, bazı güvenlik duvarı ve bant genişliği daraltma uygulamaları, uygulama verilerini yorumlamak zorundadır. Bunun bir örneği Kaynak Rezervasyon Protokolüdür (RSVP). Bu uygulama yükü, ayrıca ağ adresi çeviricisi (NAT) geçişi için bazen gereklidir.

TCP/IP modelindeki uygulama katmanı, Open System Interconnection (OSI) modelinin beşinci (oturum), altıncı (sunum), ve yedinci (uygulama) katmanlarını kapsamaktadır.

Ayrıca, TCP/IP referans modeli kullanıcı protokolleri ve destek protokolleri arasında çeşitlere ayrılır. Destek protokolleri sisteme servis sağlar. Kullanıcı protokolleri ise kullanıcı uygulamaları için kullanılır. Örneğin, FTP bir kullanıcı protokolü ve DNS ise sistem protokolüdür.

Taşıma katmanı uygulama görevinin özel veri alışverişini kullanan bir temel veri kanalı kurar. Katman kullanıcı verisinin yapısından bağımsız olarak end-to-end servisinin sağlandığı ve herhangi belirli bir amaç için bilgi alışverişinin gerçekleştiği process-to-process bağlantısı kurar. Sorumluluğu kapsamında bağımsız temel ağın end-to-end mesaj transferini, hata kontrolünü, segmentasyonu, akış kontrolünü, tıkanma kontrolünü ve port numaraları ile birlikte uygulama adreslemesini içerir. Uçtan uca aktarım katmanındaki mesaj iletimi veya bağlantı uygulamaları bütün bunları ya TCP’de uygulanan bağlantı yönelimi ya da UDP’de uygulanan bağlantısız yönelimi olarak kategorize edebilir.

Uygulamalar için process-specific iletim kanallarını sağlamak amacıyla, katman port kavramını ortaya çıkarmıştır. Bu, bir uygulamanın ihtiyacı olan iletişim kanallarının her biri için özel olarak tahsis edilen numaralı bir mantıksal yapıdır.

TCP güvenilir bir veri akışı sağlayan güvenilirlik sorunlarını gideren bir bağlantı tabanlı (connection oriented) protokoldür:

·       Veri bir düzen içerisinde ulaşır

·       Veride minimum düzeyde hata vardır (Örneğin; hata düzeltme)

·       Kopya veri atılmıştır

·       Kayıp veya atılan paketler yok edilmiştir.

·       Trafik sıkışıklığı kontrolü içerir

Yeni olan Bağlantı Transferi Kontrol Protokolü de (SCTP: Stream Control Transmission Protocol) aynı zamanda güvenilir, bağlantı yönelimli taşıma mekanizmasıdır. Bu protokol mesaj bağlantı odaklı – TCP gibi bit bağlantı odaklı değil- ve  tek bir bağlantı üzerinden çoklu bağlantılar sağlayabilir. Aynı zamanda bir bağlantının kopması durumunda diğer bağlantının  otomatik olarak devreye girdiği çoklu IP’nin başlangıcı ile son bulan farklı bir bağlantı olan multi-homing desteği de sağlar. Bu, ilk başta telefon uygulamaları için geliştirilsede (IP üzerinden SS7’i transfer etmek için), farklı uygulamalar tarafından da kullanılabilmiştir.

UDP (Kullanıcı Datagram Protokolü) bir bağlantı tabanlı olmayan (connectionless) bir protokolüdür. IP gibi, en iyi bir çabası, "güvenilmez" bir protokoldür. Güvenilirlik, zayıf sağlama algoritması kullanılarak hata tespiti yoluyla ele alınmaktadır. UDP tipik olarak akış ortamı gibi güvenilirlikten ziyade zamanında ulaşımın önemli olduğu ya da basit bir sorgu / DNS aramaları gibi güvenilir bağlantı kurma yükünün orantısızca fazla olduğu uygulamalar için kullanılır. (ses, video, vb.)  Real-time Transport Protocol (RTP) ise bu tür akışı ses ve video gibi gerçek zamanlı veriler için tasarlanmış bir datagram protokolüdür.

Herhangi bir ağ adresindeki uygulamalar kendi TCP veya UDP bağlantı noktası ile ayırt edilir. Geleneksel olarak belli bir şekilde tanınmış portlar özel uygulamalar ile ilişkilidir.

TCP/IP modelinin ulaşım ya da host-to-host katmanı OSI modelindeki dördüncü katmana karşılık gelmektedir.

İnternet katmanı
İnternet katmanının,  potansiyel çoklu ağlar üzerinden paketleri gönderme sorumluluğu vardır. Internetworking hedef ağa kaynak ağdan veri göndermeyi gerektirir. Bu süreç yönlendirme işlemi olarak tanımlanır. Internet Protokolü iki temel işlevleri gerçekleştirir:

Host addressing and identification: Bu süreç hiyerarşik bir IP adresleme sistemi ile gerçekleştirilir

Paket Yönlendirme: Bu süreç veri paketlerinin kaynak üzerinden hedefe en yakın ağ yönlendiricisi üzerinden ulaştırılmasıdır.

İnternet katmanı sadece taşıma katmanında agnostik veri yapıları değil, bunun yanı sıra çeşitli ulaşım katmanı protokollerinin operasyonu arasında ayırım yapmaz. IP, farklı üst katman protokolleri için çeşitli veri taşır. Bu protokollerin her biri bünyesindeki benzersiz protokol sayısına göre tespit edilir. Örneğin; Internet Denetim İletisi Protokolü (ICMP) ve Internet Grup Yönetimi Protokolü (IGMP) sırasıyla 1 ve 2 numaralı iletişim kurallarıdır.

IP üzerinden taşınan bu protokollerin bazıları Tanı bilgilerini aktarmak için kullanılan ICMP gibi veya IP Multicast verileri yönetmek için kullanılan IGMP’dir. Bu, internet TCP / IP yığını ve OSI modelinin mimarisinde farklılıkları göstermektedir. TCP / IP modeli internet katmanı ağ katmanına hitap eden Açık Sistemler Bağlantısı (OSI)’nın üç katmanına tekabül eder.

Internet Katmanı potensiyel olarak aldığı verileri hedefine ulaştırmak üzere en yakınındaki yönlendiriciye gönderen ve  farklı IP’ler üzerinde yer alan sunucular arasında sadece güvenilmez bir datagram iletim tesisi sağlar. Bu işlevsellik ile internet katmanı temel olarak internet üzerine kurulu internetworking’i, farklı IP’ler üzerindeki internetworking’i mümkün kılar. Internet Protokolü İnternet katmanın başlıca bileşenidir ve ağ sunucuları bilgisayarlarını tanımlamak için iki adresleme sistemleri tanımlar ve onların ağ üzerindeki yerini belirler.  ARPANET’in orijinal adresleme sistemi ve onların arkasından gelenler ise; internet üzerindeki internet iletişim kuralları versiyon 4 (IPv4)’tür. 32 bit IP adresi kullandığından dolayı yaklaşık 4 milyar sunucuyu tanımlama kapasitesindedir. Bu sınırlama, 1998’te yayınlanan Internet Protokolü 6. sürüm standardizasyonu dahilinde elimine edildi ve 2006 yılında üretim çalışmaları başladı.

Veri katmanı
Bağlantı katmanın, sunucunun bağlı olduğu yerel ağ bağlantısına ait bir ağ kapsamı vardır. Bu kapsama literatürde, TCP / IP bağlantısı denir. TCP / IP donanım bağımsız olacak şekilde tasarlandığından dolayı bu bağlantı internet protokolleri arasındaki en yavaş bağlantı olarak tanımlanır. Sonuç olarak TCP / IP hemen hemen herhangi bir donanım ağ teknolojisi ile birlikte uygulanabilir.

Bağlantı katmanı aynı linke iki farklı türdeki internet katman ara yüzleri arasındaki paketleri taşımak için kullanılır. Belirli bir bağlantıyı paketleri gönderme ve alma işlemleri hem ağ kartı için yazılım aygıt sürücüsünde hem de software veya özel yonga setinde kontrol edilebilir. Bunlar iletim için hazırlamak için bir paket başlığını ekleme sonrasında çerçeveyi fiziksel bir ortam üzerinde iletmek gibi veri bağlantısını çalıştırır. TCP/IP modeli,  İnternet iletişim kuralları kapsamındaki Media Access Control (MAC) gibi veri yönlendirme ağları içeren özellikler içermektedir. Bu düzeyin altındaki tüm diğer yönleri ise, örtülü bağlantı katmanı var varsayılır, fakat açıkça tanımlanmamıştır.

Bu da paketlerin bir sanal özel ağ ya da diğer ağ tüneli üzerinden gönderilmek üzere seçilebilir tabakadır. Bu senaryoda, bağlantı katmanı veri başka bir IP bağlantısı üzerinden iletimi ya da alımı için IP yığını başka örneğinin erişir uygulama verileri kabul edilebilir. Böyle bir bağlantı veya sanal bağlantı, protokol kümesinin bağlantı katmanında bir tünel olarak hizmet veren bir taşıma protokolü ya da bir uygulama kapsamı protokolü ile kurulabilir. Böylece, TCP / IP modeli sıkı bir hiyerarşik kapsülleme dizisi dikte etmez.

TCP/IP modelinin bağlantı katmanı fiziksel ve veri bağlantı katmanları olan Açık Sistemler- Interconnection (OSI) modeli, katmanlar tek ve OSI modeline tekabül etmektedir.

Katmanlama, her katmana özel donanımlar yapılmasına olanak sağlamıştır: fiziksel katmanda paket yönlendirmesi switch'ler, IP katmanında paket yönlendirmesi router'lar, taşıma katmanında paket yönlendirmesi ise NAT'lar tarafından yapılır. Bu sayede, basit donanımlarla yüksek TCP/IP performansları elde edilebilmektedir.

Katmanlama, uygulamalar arası uyumu kolaylaştırdığı gibi büyük bir dezavantaja da sahiptir: her katman veriye tekrarlanan (dolayısıyla gereksiz) veriler ekler. Örneğin her katman pakete ekstra bir boy bilgisi ekleyecektir. Çoğu katman verinin doğruluğundan emin olmak için muhtelif rakamlar da ekleyebilir. Bunun, dünya internet trafiğinin %15'ini oluşturduğu tahmin edilmektedir.

Katmanlama sistemindeki ilk üç katman (yani donanım, ağ ve taşıma katmanları) arasından:

Donanım katmanı, bilgisayarın üzerindeki ağ donanımını tanıyabilmek için bir ağ kartı numarası. Bu kart numarası ağ kartına yazılı gelir (yani değiştirilemez (aslında bu yöne yönelik programlarla MAC adresini de değiştirmek mümkündür)) ve MAC adresi olarak anılır.
Ağ katmanı, bilgisayara ulaşabilmesi için verilen IP adresini kullanır.
Taşıma katmanı ise, aynı bilgisayarda çalışan değişik yazılımların aynı anda internete ulaşabilmesi için her yazılıma bir port numarası verir.
Bazı IP adresleri ve maskeleri bazı kullanımlar için ayrılmıştır. 

17.2.20

IP ve IP adresi nedir ?

IP adresi (İngilizce: Internet Protocol Address), interneti ya da TCP/IP protokolünü kullanan diğer paket anahtarlamalı ağlara bağlı cihazların, ağ üzerinden birbirleri ile veri alışverişi yapmak için kullandıkları adrestir.

İnternet'e bağlanan her bilgisayara, İnternet Servis Sağlayıcısı tarafından bir IP adresi atanır ve internetteki diğer bilgisayarlar bu bilgisayara verilen bu adres ile ulaşırlar. IP adresine sahip iki farklı cihaz aynı ağda olmasa dahi, yönlendiriciler vasıtası ile birbirleri ile iletişim kurabilirler.

IP adresleri şu anda yaygın kullanımda olan IPv4 için 32 bit boyunda olup, noktalarla ayrılmış 4 adet 8 bitlik sayıyla gösterilir. Örneğin: 192.168.10.5

Bir internet sayfası sunucusuna IP adresi yazarak da bağlanılabilir. Ancak bu rakamları yazmak pratik olmadığından IP adresine karşılık gelen bir alan adı sistemi kullanılmaktadır. İnternet servis sağlayıcıları'nda da bulunan Alan Adı Sunucuları'ndan (DNS -Domain Name System) oluşan hiyerarşik bir sistem, hangi alan adının hangi IP adresine karşılık geldiği bilgisini eşler ve kullanıcıları doğru adreslere yönlendirir.

Bu makale yalnızca IP ağ protokolü ile ilgilidir. İnternet Protokolü (IP) ağ sınırları boyunca datagramların geçişi için internet protokolü takımında temel iletişim protokolüdür. Yönlendirme işlevi sayesinde internetin çalışmasını sağlar ve internetin olmazsa olmazıdır. IP, paket teslim görevini paket başlıklarındaki IP adreslerine dayalı olarak kaynak adresten hedef adrese doğru gerçekleştirir. Bu amaçla, IP veri teslim edilecek kapsülleyen bir paket yapıları tanımlamaktadır. Aynı zamanda adresleme yöntemlerini tanımlayan bu method kaynak ve hedef bilgileri ile diyagramı etiketlemek için kullanılır. IP, 1974 yılında Vint Cerf ve Bob Kahn tarafından orijinal iletim kontrol programında bağlantısız bir datagram hizmeti olarak tanıtıldı. İnternet protokolü paketi bu nedenle sık sık TCP/IP gibi ifade edilir. IP'nin ilk büyük versiyonu İnternet Protokolü Sürüm 4'tür. IPv4 internette baskın olan bir protokoldür. Onun halefi İnternet Protokolü Sürüm 6 (IPv6)'dır.


İnternet Protokolü bir veya birden fazla IP ağındaki bir kaynaktan bir hedefe datagramların (paketlerin) yönlendirilmesinden sorumludur. Bu amaçla, İnternet Protokolü paketleme biçimini tanımlar ve iki işlevi olan adresleme sistemi sağlar.

Her datagramın iki bileşeni vardır. Bir başlık ve bir yük. IP başlık rota için gerekli kaynak IP adresi, hedef IP adresi ve diğer meta ile etiketlenir ve datagram teslim edilir. Yük taşınan veridir.

IP adresleme IP adreslerinin atamasını ve ilişkili parametrelerin arabirimlerini barındırmayı gerektirir. Adres uzayı ağlara ve alt ağlara ayrılır, ağın tanımını ve yönlendirme öneklerini içerir. IP yönlendirme bütün ana bilgisayarlardan olduğu gibi yönlendiriciler tarafından da gerçekleştirilir ve asıl işlevi ağ sınırları boyunca paketleri ulaştırmaktır. Ağın topoloji için gerektiği gibi yönlendiriciler, özel olarak tasarlanmış yönlendirme protokolleri üzerinden birbiriyle iç ağ geçidi protokolleri ve dış ağ geçidi protokolleri ya iletişim kurar. IP yönlendirme yerel ağlarda yaygındır. Örneğin, birçok ethernet anahtarları IP çok noktaya yayını destekler. Bu anahtarlar IP adreslerini kullanır ve İnternet Grup Yönetimi Protokolü çoklu yayın yönlendirmelerini kontrol eder ancak gerçek yönlendirme için MAC adreslerini kullanır.

İnternet protokollerinin tasarımı uçtan uca prensibine dayanır. Ağ altyapısı tek bir ağ elemanı veya iletim ortamı da doğal olarak güvenilmez olarak kabul edilir ve linkleri ve düğümleri kullanılabilirliği açısından dinamik varsayar. Ağın durumunu devam ettiren veya izini süren hiçbir merkezi izleme veya performans ölçüm kolaylığı yoktur. Ağ karmaşıklığını azaltma yararına, ağda istihbarat bilerek çoğunlukla veri aktarımı uç düğümleri yer almaktadır. İletim yolundaki yönlendiriciler paketleri direkt olarak sonraki bilinen ve varış adresinin girişi ile eşleşen ulaşılabilir geçide doğru yönlendirir.

Bu tasarımın bir sonucu olarak, Internet Protokolü sadece en iyi çaba teslim sağlar ve hizmet güvenilmez olarak karakterize edilir. Ağ mimari dili, bu iletim bağlantı yönelimli modlarda aksine bir bağlantısız protokoldür. Çeşitli hata durumları bu tür veri bozulması, paket kaybı, çoğaltılması ve out-of-sipariş teslimi olarak oluşabilir. Yönlendirme dinamik olduğundan, her paket anlamı bağımsız tedavi edilir ve ağ önceki paketleri yolunda dayalı halde saklar, farklı paketler farklı yollar aracılığıyla aynı hedefe yönlendirilmiş olabilir Çünkü, yönlendiriciler hep dinamiktir, yani her pakete bağımsız bir şekilde davranılır ve ağ önceki paketlerin izine dair herhangi bir durum devam ettirmediğinden dolayı, farklı paketler aynı hedefe farklı yollar üzerinden yönlendirilebilir, bu alıcının sıralamasının bozulması ile sonuçlanabilir.

Internet Protokolü Sürüm 4 (IPv4) IP paket başlığı hatasız olmasını sağlamak için önlemler sağlar. Bir yönlendirme düğümü bir paket için bir sağlama toplamı hesaplar. Sağlama kötüyse, yönlendirme düğüm paketi atar. Internet Denetim İletisi Protokolü (ICMP) Böyle bir bildirim sağlar, ancak yönlendirme düğümü, son düğümü bildirmek zorunda değildir. Aksine, performansı arttırmak için ve geçerli link tabaka teknolojisinin hata bulması varsayıldığı için, the IPv6 başlığı korumak için hiçbir kontrol sağlamaz.

Ağdaki tüm hata durumları tespit edilir ve bir iletim sonu düğümleri tarafından telafi edilmelidir. Internet protokol paketinin üst katman protokolleri güvenilirlik sorunlarını çözmekle sorumludur.

İnternete bağlanan kullanıcının dış dünyaya bağlantı sağladığı gerçek IP adresi çoğu zaman dinamiktir. Kullanıcının hizmet aldığı internet servis sağlayıcı, kullanıcıya o an boşta bulunan bir IP adresini verir. Bu yüzden internete her bağlantı yapıldığı zaman kullanıcıların dış dünyaya açıldıkları gerçek IP adresi değişebilmektedir.

Statik IP adresleri olan bilgisayarların adresleri değişmez. Sunucu görevi gören bilgisayarlar için tercih edilir.

Kullanım alanlarına göre IP Adresleri sınıflandırılır. A sınıfı 1-127, B sınıfı 128-191, C sınıfı 192-223, D,E ve F sınıfları 224-254.

Örneğin;

A Sınıfı IP Adresleri 1.aaa.bbb.ccc / 127.aaa.bbb.ccc
B Sınıfı IP Adresleri 128.aaa.bbb.ccc / 191.aaa.bbb.ccc
C Sınıfı IP Adresleri 192.aaa.bbb.ccc - 223.aaa.bbb.ccc aralığındadır.

A Sınıfı IP Adresinin ilk okteti ağ adresini (network address), kalan oktetler ise konak adresini (host address) verir. Örneğin IP adresini a.b.c.d şeklinde gösterirsek burada a ağ adresini, kalan b.c.d ise konak adresi gösterir.
B Sınıfı IP Adresinin ilk iki okteti ağ adresini, kalan oktetler ise konak adresini verir.
C Sınıfı IP Adresinin ilk üç okteti ağ adresini, kalan oktetler ise konak adresini verir.

Aşağıda yer alan üç IP adres bloğu yerel alan ağlarında kullanılmak üzere ayrılmıştır.

10.0.0.0 - 10.255.255.255 (10.0.0.0/8 - 10.0.0.0 maske 255.0.0.0)
172.16.0.0 - 172.31.255.255 (172.16.0.0/12 - 172.16.0.0 maske 255.240.0.0)
192.168.0.0 - 192.168.255.255 (192.168.0.0/16 - 192.168.0.0 maske 255.255.0.0)
Bu IP adres blokları yerel alan ağlarında kullanılmak üzere tahsis edilmiştir (Dünya üzerinde tekil değildirler) ve geniş alan ağlarında internet servis sağlayıcılar tarafından yönlendirilmezler. Bu nedenle bu IP ağlarından internete çıkarken gerçek IP adreslerine NAT yapılır.



14.2.20

Pist nedir? Pistteki meydan turu nedir ?

Pist, hava araçlarının iniş ve kalkış yapması için kullanılan dikdörtgen şeklindeki alan. Türkçeye Fransızca piste sözcüğünden geçmiştir. Asfalt, toprak veya çim gibi farklı yüzeylere sahip olabilir. Piste geliş-gidişlerde ve meydanın diğer kısımlarında hava taşıtlarının kendi motor gücü ile yerdeki hareketlerine (rule) tahsis edilmiş yollara taksi veya rule yolları denir. Pistler ve rule yolları, bir meydandaki manevra sahasını (manoeuvring area) oluşturur.

Pistler ikişer haneli iki rakam grubu ile tanımlanırlar. İki rakam grubu arasında 180 derece açı farkı olur. Örneğin 09-27 pistindeki rakamlar bahsi geçen pistin yaklaşık olarak 090-270 derece manyetik istikametlerinde olduğunu belirtir. Pist istikametleri belirlenirken en yakın 10 dereceye tamamlanırlar.

Başta rüzgâr istikameti olmak üzere çeşitli etkenlere bakılarak pistin iniş ve kalkış istikametleri belirlenir. Her meydanda en az bir adet rüzgâr tulumu olmak zorundadır.

Pist başı ile pist sonu arasındaki yükseklik farkına bağlı olarak pistler belirli bir istikamette eğimli olabilir. Kalkış yönündeki (yokuş yukarı) bir eğim uçağın kalkıştaki koşu mesafesini (ground run) azaltır. Yokuş aşağı bir eğim ise iniş mesafesini uzatır.Yokuş yukarı eğimin inişteki ve yokuş aşağı eğimin kalkıştaki faydası ise genellikle oldukça küçüktür ve uçucular tarafından bir faktörden ziyade sadece "bonus" olarak görülmelidir.

Yüksek eğim nedeniyle -rüzgâra bakılmaksızın- sürekli olarak aynı yönde kalkış veya iniş yapılan pistler mevcuttur. Bazı pistlerde içbükey veya dışbükey şekilde bombeli kısımlar olabilir. AIP AD ve benzeri havacılık yayınlarındaki pist verilerini inceleyip gerekli tedbirleri almak uçucuların sorumluluğudur.

Pist işaretleri beyaz, rule yolu işaretleri sarı renktedir. Ancak bazı eski meydanlarda hala beyaz rule işaretlerine rastlanabilir.

Pist üzerinde büyük beyaz X işaretleri ile işaretlenmiş kısımlar uçakların iniş, kalkış ve rule yapması için elverişli değildir.

Eşik berisinde bulunan ve sivri ucu pist yönünü gösteren beyaz > işaretleri eşiğin geçici olarak taşındığını belirtir.

Eşik berisinde bulunan ve pist yönünü gösteren beyaz uzun oklar, eşik berisindeki alanın rule ve kalkışa elverişli, inişe elverişsiz olduğunu belirtir

Eşik (threshold), pistin kullanılabilir kısmının başında, piyana tuşları şeklindeki beyaz işaretler ile belirtilen bölge.

RVR (runway visual range), pist orta hattındaki bir uçağın pilotunun pist yüzey işaretlerini ve ışıklarını görebildiği maksimum mesafe.

Beyan edilen mesafeler
İlgili havacılık otoriteleri tarafından herhangi bir meydandaki pistlerle ilgili beyan edilen mesafeler (declared distances) şunlardır:

TORA
TORA (take-off run available), kalkıştaki bir hava aracının kalkış süratine erişip yerden kesilebilmesi (ground run) için gerekli olan mesafedir.

TODA
TODA (take-off distance available), TORA ile kalkış istikametindeki ilk önemli maniaya (örneğin ağaçlar) kadar olan mesafenin (clearway) toplamıdır.Clearway deniz veya kara üzerinde olabilir. TODA, TORA'nın 1,5 katından fazla olamaz.

ASDA veya EDA
ASDA (accelerate-stop distance available) veya EDA (emergency distance available), TORA ile duruş bölgesi (stopway) toplamıdır.Duruş bölgesi, pist sonunda kalkış esnasında herhangi bir nedenle kalkışı iptal eden (abandoned take-off) uçakların pistten çıkması durumu için hazırlanmış yüzeydir. Stopway bulunmayan pistlerde TORA ASDA'ya eşittir.

LDA
LDA (landing distance available), bir hava aracının pist başında 50 ft yükseklikten alçalıp iniş sonrasında durabileceği (ground run) mesafedir.

Eğer kalkış için gerekli olan mesafe (TODR) TORA veya ASDA'dan fazlaysa; yük, yolcu veya yakıt azaltılarak kalkış mesafesi gerektiği kadar kısaltılmalıdır.Pist mesafesi bilinmiyorsa adımlanarak veya uzunluğu bilinen bir iple ölçülmelidir. Adımlanması durumunda her bir adım "en fazla" 0,75 metre kabul edilmelidir.

Meydan turu, herhangi bir hava meydanında görerek iniş-kalkış yapan hava araçlarının izledikleri dikdörtgen güzergah. Uçakların inişe yönelik olarak, pist etrafında yerden belirli bir yükseklikte izledikleri trafik desenidir. VFR iniş-kalkış eğitimi yapan uçaklar aynı deseni art arda yinelerler. Meydan turunun her bir aşamasına "bacak" denir.

Meydan turu -meydan koşulları aksini zorunlu kılmadıkça- neredeyse her zaman sola dönüşlü (LH) (saat yönünün aksine) yapılır. Bunun nedeni sabit kanatlı uçaklarda sol koltukta oturan pilota (sorumlu pilot) daha iyi görüş imkanı sağlamasıdır.Piste kıyasla meydan turunun yapıldığı tarafa "canlı taraf", aksi tarafa "ölü taraf" denir. Pist hattı meydanın canlı ve ölü taraflarını ikiye böler.

Meydan turunun hangi tarafta yapılacağı ve hangi piste inileceği meydan otoriteleri tarafından -bazı özel durumlar hariç- rüzgâr yönüne ve şiddetine göre belirlenir. İniş-kalkışlar genellikle rüzgâr içine (karşı rüzgâr ile) yapılır.

Uçaklar standart ve standart olmayan bazı usulleri uygulayarak trafik paternine katılırlar. Kalkış sonrasında meydan turuna katılacak olan bir uçak ise sırası ile aşağıdaki bacakları kateder:

Kalkış: Kalkış veya rüzgarüstü bacağı, kalkıştan sonra uçağın pist ile aynı istikamette tırmandığı bacaktır. Normal şartlarda uçak rüzgarı karşıdan alacağı için rüzgârüstü olarak adlandırılır.
Yan rüzgâr bacağı: Uçağın emniyetli irtifaya tırmanıp sola dönüşlü bir turda sola ilk dönüşünden sonra piste tırmanmaya devam ettiği bacaktır. Bu bacakta uçağın yerdeki iz düşümü pist istikameti ile 90 derecelik açı yapar. Normal şartlar altında bu bacakta rüzgâr uçağa tam yandan çarpacağı için yan rüzgâr (bazı kaynaklarda "rüzgâr yan") bacağı olarak adlandırılır.
Rüzgâraltı: Pistten yeterli açıklığa ulaşan uçağın sola dönüşlü bir turda ikinci kez sola dönerek düz uçuşa geçtiği bacaktır. Bu bacakta uçak iniş istikametinin tam tersi (180 derece farklı) istikamette uçar ve rüzgârı arkadan alır.
Esas bacak: Uçağın sola dönüşlü bir turda üçüncü kez sola döndüğü ve alçaldığı bacaktır. Bu bacakta uçak pist istikâmeti ile 90 derece açı yapar.
Son yaklaşma: Son yaklaşma ya da final bacağı, uçağın pisti karşıladığı ve iyice alçaldığı bacaktır. Bu bacağın sonunda iniş veya pas geçme gerçekleşir.

Meydan turu hafif uçaklar için pek çok meydanda "yerden" (AGL) 800–1000 ft yüksekte yapılır. Daha büyük ve yüksek performanslı bazı uçaklar ise genellikle yerden 1500 ft yükseklikte meydan turu yaparlar. Meydan turu irtifaları ilgili havacılık dökümanlarında bulunur.

Meydan turu esnasında altimetreye QNH veya QFE atmosfer basıncı değeri bağlanabilir. Altimetre QNH değer bağlı iken deniz seviyesinden yüksekliği, QFE değeri bağlı iken istasyondan (genellikle meydan) yüksekliği gösterir. Eğer pilot QNH değeri kullanıyorsa meydan rakımını hesaba katmalıdır. Örneğin rakımı 200 ft ve basılı meydan turu irtifası 1000 ft olan bir meydanda QNH değeri kullanan bir uçak, meydan turunu ilgili altimetreye göre 1200 ft (AMSL) irtifada yapmalıdır.

Xiaomi Mi 10 Pro özellikleri

Xiaomi Mi 10 Pro özellikleri ile ilgili detaylara baktığımızda telefonun 6.67 inçlik AMOLED ekran ile gelen telefonun ekranı 2340 x 1080 piksel çözünürlük sunuyor. 162.6 x 74.8 x 8.96 mm boyutlarına sahip Mi 10 Pro, 208 gramlık ağırlığa sahip. HDR10+ desteği ve 90 Hz yenileme hızına sahip olan ekran Corning Gorilla Glass 5 ile korunuyor.

Xiaomi’nin en yeni amiral gemisi modelleri Snapdragon 865‘ten güç alıyor. Snapdragon 855’ göre yüzde 25 daha yüksek işlemci gücü sunan Snapdragon 865, 8 çekirdekli bir yapıda. En yüksek performanslı tek çekirdek olan Kryo 585, Qualcomm’un özelleştirdiği, ARM tarafının en güçlü çekirdek tasarımı Cortex A77’den gücünü alıyor. En hızlı Kryo 585 çekirdeği 2.84 GHz hızında çalışıyor. Diğer 3 adet Kryo 585 çekirdeği ise 2.4 GHz hızında çalışıyor. Diğer 4 adet daha düşük güç tüketimine odaklanan Kryo 585 çekirdeği ise ARM Cortex A55 tabanlı ve 1.8 GHz hızında çalışıyor. İşlemci ayrıca Adreno 650 GPU grafik birimine ev sahipliği yapıyor.

Mi 10 Pro’da 8 GB RAM ve 12 GB RAM seçenekleri bulunuyor. Ayrıca 256 GB ve 512 GB dahili depolama alanı alternatifleri de mevcut.
Kameralara baktığımızda ise bizi arkada 108 Megapiksel çözünürlüğe ana kamera karşılıyor. 1/1.33 inçlik ana kameraya 20 Megapiksel çözünürlüğünde, OIS destekli ve f/2.2 diyafram değerine sahip ultra geniş açılı lens, 12 Megapiksel çözünürlüğünde ve f/2.0 diyafram değerine sahip portre lens eşlik ediyor. Ayrıca telefonda 8 Megapiksel çözünürlüğünde telefoto lens de kullanılıyor. Bu lens da 10x Hibrit Zoom ve OIS desteği ile geliyor.

Xiaomi Mi 10 Pro'nun lens özellikleri
Ana Kamera: 108MP, 1/1.33 inç, 25mm, f/1.69, OIS
Kısa telefoto: 12MP, 1/2.6 inç, 50mm, f/2.0
Uzun telefoto: 8MP, 1/4.4 inç, 94mm, f/2.0, OIS
Ultra geniş açılı: 20MP, 1/2.8 inç, 16mm, f/2.2
Dörtlü arka kamera kurulumu ile 8K çözünürlükte videolar çekmek mümkün.

Düzenlenen etkinlikte Mi 10 Pro’nun DxOMark puanı da açıklandı. Buna göre telefon 124 puan almayı başardı.

Önde ise HDR desteğine sahip 20 Megapiksel çözünürlükte tek kamera kullanılıyor. f/2.0 diyafram değerine sahip ön kamera ile 1080p 30 FPS video kaydı gerçekleştirilebiliyor.
4.500 mAh’lik batarya ile gelen Mi 10 Pro’da 50W kablolu hızlı şarj ve 30W kablosuz hızlı şarj desteğine sahip. Ayrıca 10W ters şarj desteği de bulunuyor. Telefon kutudan 65W şarj adaptörü ile çıkacak.

Mi 10 Pro’nun diğer özellikleri arasında Wi-Fi 6 desteğinin ve 5G desteğinin de yer alıyor

Xiaomi Mi 10 Pro üç farklı fiyat ile kullanıcılara sunulurken fiyatları ise;

8 GB RAM + 256 GB dahili depolama alanı 4.999 yuan yani yaklaşık 660 euro
12 GB RAM + 256 GB dahili depolama alanı 5.499 yuan yani yaklaşık 724 euro
12 GB RAM + 512 GB dahili depolama alanı 5.999 yuan yani yaklaşık 790 euro

13.2.20

Samsung Galaxy Z Flip özellikleri ve Türkiye fiyatı

Açıldığında 167,0 mm uzunluğa ulaşan telefon, bu şekilde gözlerin aşina olduğu sıradan bir telefona yakın boyutlara sahip oluyor. Katlandığında ise uzunluğu 87,4 mm’ye düşüyor. Ayrıca cihazın açık durumdaki 7,2 mm olan kalınlığı, kapalı durumdayken 17,3 mm’ye ulaşıyor. Açık konuşmak gerekirse Samsung, cihazın kalınlığı konusunda Fold’dan bu yana önemli bir değişim yapmamış gibi görünüyor.

Galaxy Z Flip’in Fold’dan bir diğer önemli farkıysa katlandığında menteşeli bölümün aralıklı şekilde açık kalmaması. Hatırlarsanız Galaxy Fold katlandığında, menteşesinin olduğu yer daha kalın, birbiriyle örtüşen iki ucu daha inceydi. Galaxy Z Flip’te ise böyle bir durum bulunmuyor.


Açık durumdaki akıllı telefon ekranı dışında Galaxy Z Flip’in, kapalı durumda saati, hava durumunu, bildirimleri kontrol edebileceğiniz küçük bir ekran bulunuyor. Bu ekran cihazın sol alt köşesinde yer alırken sadece ana ekranı açmadan temel bilgileri edinme avantajı sağlıyor. Diğer taraftan bu küçük ekranı akıllı bilekliklerde bulunan bilgi ekranlarına da benzetmek mümkün.

Galaxy Z Flip’in arka kamerasıysa iPhone 8 Plus’a kadar Apple’da yaygın şekilde gördüğümüz yatay ve oval tasarımı andırıyor. Cihazın menteşe bölümüyse tam ortadan bir kesik atarak sıradan bir telefondan çok da uzakta durmayan çizgileri destekliyor.

Tıpkı Galaxy S20 ailesinde olduğu gibi Dynamic AMOLED ekran paneline sahip olan Galaxy Z Flip, açıldığında 6,7 inçlik bir görüntü alanı sunuyor. Bu ekran boyutu ise doğrudan Galaxy S20 Plus ile birebir aynı. Ancak S20 Plus’da %90’lara çıkan ekran çerçeve oranı, Z Flip’in kenarları nedeniyle %82,2’ye geriliyor.

2636 x 1080 piksel çözünürlüğe sahip olan Galaxy Z Flip’in telefon ekranında ayırca 425 PPI piksel yoğunluğu bulunuyor. Bu açından da Galaxy S20’nin görsel kalitesinin bir tık gerisinde kalan telefon, katlanabilir ekran için ekran deneyiminden bir nebze fedakarlık etmenizi istiyor.

Kapalı durumda bulunan küçük bilgi ekranı hakkında söylenebilecek uzun uzun şeyler yok. Yine de 1,06 inç boyutunda Süper AMOLED panel ile geldiğini, 116 x 300 piksel çözünürlüğe sahip olduğunu belirtelim. Ayrıca küçük falan ama Corning Gorilla Glass 6 ile korunması da iyi bir detay.

12 MP geniş ve yine 12 MP ultra geniş açılı iki sensörden oluşan arka kamera kurulumu, Galaxy S20’lerde yakalanan standartlardan çok çok uzak görünüyor. Samsung’un iki yıl önce piyasaya sürdüğü Galaxy S9 Plus’ın kameraları, daha güncel sensörlerle desteklenerek saki Z Flip’in arkasına yatay şekilde yerleştirilmiş gibi görünüyor.

Z Flip ile 2K çözünürlükte 30 ve 60 FPS kare hızlarında video kaydı yapabiliyor, LED flaş, HDR, HDR10+ gibi desteklere sahip olabiliyorsunuz. Açık konuşmak gerekirse video cephesinde de işler pek de iyi görünmüyor. En azından kamera konusunda Galaxy Z Flip’in bir amiral gemisi olmadığı kesin. Zaten Samsung’un da böyle bir iddiası yok.

Galaxy Z Flip’in telefon modunda kullanırken açabileceğiniz ön kamerası, Galaxy S20’lerde yer alan 10 MP’lik sensörün aynısına sahip. 2K çözünürlüğünde 30 FPS video kaydetme desteği sunan bu kamera ile yapabileceğiniz pek de yeni bir şey yok. Samsung sadece temel ihtiyaçları karşılıyor.

Samsung’un açıklamalarına göre cihazda Qualcomm’un geçtiğimiz yıl piyasaya sunduğu Snapdragon 855+ bulunuyor. Bu işlemci, yeni nesil yongalar ile yarışamayacak düzeyde olsa da temel ihtiyaçları karşılayabilecek düzeyde. Zaten kendisi, Galaxy S10 ailesi başta olmak üzere 2019 model amiral gemilerde yer alan SD 855’in kardeşi.

8GB RAM ve 256 GB dahili hafızaya sahip olan Galaxy Z Flip, aslında performans olarak orta düzeyin üzerinde ama amiral seviyesinin altında bir yere konumlandırılıyor. Telefonun asıl öne çıkacacağı özellik katlanma becerisi olunca, 1 yıl önceki donanım standartlarının çoğu kullanıcı için sırıtmasını beklemiyoruz.

Kutusundan 15 Watt gücünde hızlı şarj desteğine sahip olan bir adaptör ile çıkan Galaxy Z Flip, 3.300 mAh’lik bataryaya sahip. Bu enerji kapasitesi, sürekli kapalı durmak için üretilen bir ekran ve geçtiğimiz yılın donanımlarıyla günlük kullanımda sorun yaşatmayacak gibi görünüyor.
Özellikleri sıralandığında;
  • Ekran: 6,7 inç 1080p (2636 x 1080 piksel) Dynamic AMOLED ekran
  • İkincil ekran: 116 x 300 piksel 1,06 inç Süper AMOLED ekran
  • İşlemci: Snapdragon 855+
  • RAM: 8 GB
  • Depolama: 256 GB UFS 3.0
  • Arka Kamera: 12 MP geniş açı, 12 MP ultra geniş açı
  • Ön Kamera: 10 MP geniş açı
  • Batarya: 3.300 mAh
  • Bağlantı: Wi-Fi 6, Bluetooth 5.0, USB Type-C
  • İşletim Sistemi: Android 10.0
  • Renkler: Beyaz, Siyah (netleşmedi)
  • Boyutlar: Açık durumda 167 x 73,6 x 7,2 mm, kapalı durumda 87,4 x 73,6 x 17,3 mm
  • Ağırlık: 183 gram
 Samsung'un yeni nesil katlanabilir akıllı telefonu Samsung Galaxy Z Flip'in çıkış tarihi 14 Şubat 2020 olarak açıklandı. Telefonun Türkiye'de 6 Mart 2020 tarihi ve sonrasında teslim edilmesi planlanıyor.
Samsung Galaxy Z Flip'in fiyatı ise ABD için 1.380 dolar olarak açıklandı. Türkiye'de ise bu fiyat, 13.499 TL olarak açıklandı.

12.2.20

Samsung Galaxy S20 ailesinin özellikleri ve fiyatları

Samsung’un uzun süredir beklenen Galaxy s20, s20 Plus ve s20 Ultra modelleri resmi olarak tanıtıldı! Samsung Galaxy s20 yeni tasarımı ve özellikleriyle iddialı bir çıkış yakalamayı hedefliyor. Özellikle Galaxy s20 Ultra modeliyle pazara hakimiyet kurmaya çalışan Samsung 108 MP arka kamerasıyla fotoğraf severlerin dikkatini çekmeyi başarıyor. Peki, Samsung Galaxy s20, s20 Plus ve s20 Ultra fiyatı ne kadar olacak?

GALAXY S20 ÖZELLİKLERİ

Samsung Galaxy S20, Galaxy S20+ ve Galaxy S20 ultra modelleri sırasıyla 6.2 inç, 6.7 inç ve 6.9 inç büyüklüğünde Quad HD+ çözünürlüğünde ekrana sahip. Üç modelde de Dinamik AMOLED, HDR10+ destekli ekran kullanılıyor. Ekranın yenileme hızı 120 Hz, okunmatik sensörün tarama hızı ise 240 Hz değerine sahip. Ekrandan parmak izi okuma sensörü, önceki modellerde olduğu gibi ultrasonik okuma yapıyor.
Geliştirilmiş hızlı kablosuz şarj 2.0 özelliği ile gelen S20, 4000 mAh kapasiteli bataryadan besleniyor. USB-C girişine sahip telefon, 25W hızlı şarj desteğine sahip. Bu sayede yaklaşık 1 saat içerisinde 0’dan tam şarja ulaşması mümkün olacak. Galaxy S20, bunlara ek olarak ters şarj özelliğini de destekliyor.
RAM konusunda iki alternatif karşımıza çıkıyor. Galaxy S20, Ultra ve Plus modellerine kıyasla sadece 128 GB ile geliyor. RAM kısmında ise 8 GB ve 12 GB olmak üzere iki seçenek sunulmuş durumda. İsteyen kullanıclar 1 TB kapasiteye kadar MicroSD kart takarak depolama alanını arttırabilir.

5G ve LTE seçenekleri bulunan cihazın LTE modeli 2.0Gbps’e kadar indirme, 150Mbps’e kadar yükleme hızı sunuyor.
Samsung’un yeni amiral gemileri bu yılda Snapdragon ve Exynos olmak üzere iki farklı işlemci seçeneği ile geliyor. Galaxy S20 serisine ABD ve bazı pazarlarda Snapdragon 865, ülkemizde ve Avrupa’da ise Exynos 990 işlemci güç verecek.

7nm EUV fabrikasyon süreci ile üretilen Exynos 990 sekiz çekirdekli bir işlemci. İşlemci 2 adet 2.73 GHz hızında çalışan ve yüksek performans çekirdeği olarak adlandırılan Exynos M5, 2 adet 2.6 GHz hızında çalışan ve performans çekirdeği olarak adlandırılan Cortex A76 ve 4 adet 2.0 GHz tasarruf çekirdeği olarak adlandırılan Cortex A55 çekirdeğine ev sahipliği yapıyor
Mali-G77 MP11 grafik biriminin yer aldığı işlemci, 8K çözünürlükte video kaydını desteklerken, LPDDR5 RAM teknolojisini kullanıyor.

KAMERA ÖZELLİKLERİ

Galaxy S20 Ultra arka kamera özellikleriyle diğer modellerden bir adım öne çıkıyor. Telefonun arkasında 108 MP çözünürlüğünde ana sensör, 48 MP telefoto sensör, 12 MP ultra geniş açılı sensör ve bunlara ek olarak ToF sensör bulunuyor. Samsung çıtayı bir üst seviyeye taşımış ve bu telefona 10x optik zoom, 100x dijital zoom özellikleri eklemiş.

Galaxy S20 ve Galaxy S20+ modellerinde 108 MP ana kamera yerine 64 MP çözünürlüğünde ana kamera kullanılıyor. Sensör farklılığı nedeniyle bu iki cihaz 3x optik zoom ve 30x dijital zoom yapabiliyor. Galaxy S20 modelinde ToF sensör bulunmuyor. Galaxy S serisinin önceki modellerinde bulunan değişken açılı diyafram özelliği bu modelde sonlandırılmış. Tüm kameraların diyafram değerleri sabit.

Üç modelde de 8K çözünürlüğünde video kayıt özelliği var ancak Galaxy S20 Ultra 30 fps kayıt alırken diğer modeller 25fps kayıt alıyor.

Galaxy S20 ultra modeline yerine bu modelleri tercih edince ön kamerada da megapiksel kaybı yaşanıyor. Galaxy S20 Ultra’nın ön kamerası 40 MP çözünürlüğünde, diğer iki modelin ön kamerası ise 10 MP çözünürlüğünde.

PERFORMANS ÖZELLİKLERİ

Cihaz gücünü 7nm üretim sürecinden geçen Exynos 990 yonga setinden alıyor. Galaxy S20 ve Galaxy S20+’da 8 GB ve 12 GB RAM seçenekleri bulunurken Galaxy S20 Ultra’da 12 GB ve 16 GB RAM seçeneği bulunuyor. Galaxy S20 Ultra ve Galaxy S20+ modelleri 128 GB ve 512 GB dahili depolama seçeneği ile satışa sunulacak, Galaxy S20 ise yalnızca 128 GB dahili depolama ile satılacak. Üç modelde de microSD kart desteğine yer verilmiş.

Galaxy S20 modellerinin üçünün de batarya kapasitesi farklı. Galaxy S20’de 4000 mAh ve Galaxy S20+’da 4500 mAh, Galaxy S20 Ultra’da ise 5000 mAh büyüklüğünde batarya kapasitesi bulunuyor.

GALAXY S20 ULTRA ÖZELLİKLERİ

cihaza güç veren Exynos 990, 7 nm+ fabrikasyon süreci ile üretilen sekiz çekirdekli bir işlemci. İşlemci 2.73 GHz hızında çalışan iki adet Exynos M5, 2.60 GHz hızında çalışan iki adet Cortex A76 ve 2 GHz hızında çalışan dört adet Cortex A55 çekirdeğinden oluşuyor. Grafik gücünü Mali-G77 MP11 karşılıyor.

Başlangıç modeli 12 GB RAM ve 128 GB depolama alanı ile geliyor. 16 GB RAM’e ve 512 GB depolama alanına sahip olan bir seçenekte sunuluyor. Bunun yanı sıra microSD kart ile cihazın hafızasını 1 TB’a kadar artırmak mümkün.

Ekrandan parmak izi okuyucuya sahip olan telefon, 5000 mAh bataryadan beslenecek. Cihaz 45W hızlı şarj desteğine sahip olsa da, maalesef kutudan 25W hızlı şarj aleti çıkıyor. Yani daha hızlı bir şekilde cihazı şarj etmek isteyenler şarj adaptörü satın almak zorunda. Ek olarak 15W kablosuz şarj desteğine sahip.

Cihazın 6.9 inç büyüklüğündeki devasa Dinamik AMOLED ekranı Quad HD+ çözünürlük sunuyor. Gorilla Glass 6 ile korunan, 1440 x 3200 piksel çözünürlüğe ve 511 ppi piksel yoğunluğuna sahip olan bu ekran HDR10+ desteğine sahip
Beklediğimiz gibi cihazın ekranı 120 Hz yenileme hızına sahip. Ancak, pil performansını olumsuz etkilememesi için sürekli 120 Hz modunda çalışmıyor. Buna ek olarak dokunmatik hassasiyetinin 240 Hz seviyesinde olması, kullanıcı deneyimini daha önceki modellere kıyasla çok daha iyi bir noktaya taşıyor.
S20 serisinin en gelişmiş üyesi dört arka kameraya sahip. 108 Megapiksel çözünürlüğündeki f/1.8 diyaframa ve OIS’e sahip olan geniş açılı ana kamera, 0.8 μm piksel büyüklüğüne sahip. Ancak, piksel birleştirme teknolojisi kullanılıyor ve 12 Megapiksel çözünürlüğünde 2.4 μm seviyesine ulaşılması sağlanılıyor.
12 Megapiksel f/2.2 diyaframa sahip ultra geniş açılı kamera ve DepthVision olarak adlandırılan derinlik algılama sensörünün yanı sıra cihazda 48 Megapiksel çözünürlüğünde f/3.5 diyaframa ve OIS’e sahip bir telefoto kamera yer alıyor.

Space Zoom özelliği ile donatılan telefon bu kameraların gücünden yararlanarak 10x hibrid optik ve 100x dijital yakınlaştırma yapabiliyor. Video tarafında ise Samsung ilk kez 8K video kaydetme imkanı sunuyor. Hem ön hem arka taraftaki kamerayı kullanarak 4K video çekimi gerçekleştirmek mümkün.
Cihazın ön tarafında ise 40 Megapiksel çözünürlüğünde f/2.2 diyaframa sahip kamera yer alıyor. Benzer şekilde piksel birleştirme sonucunda 0.7 μm’dan 1.4 μm seviyesine ulaşılıyor ve 10 Megapiksel çözünürlüğünde fotoğraflar sunuluyor.

S20 Ultra ile çektiğiniz 8K videoları YouTube’a yüklemeniz veya varsa 8K televizyonlarınızda izleyerek yüksek kalitedeki görüntünün tadını çıkarmanız mümkün. Samsung, Super Steady 2.0 ile “profesyonel düzeyde çekim” vaat ediyor
Single Take olarak adlandırılan tek çekim özelliği tüm kameraları kullanarak fotoğraf çekiyor ve yapay zekanın gücünden yararlanarak en iyisine karar veriyor.
167 x 76 x 8.8 mm boyutlarındaki telefon, 221 gram ağırlığında. Bu kapsamda Note 10 Plus’dan daha büyük ve daha ağır. IP68 sertifikası sayesinde suya ve toza karşı dayanıklı olan telefon, 1.5 metre su altında 30 dakika kalabiliyor.

LTE Cat 20 modem ile teorik olarak 2 Gbps indirme ve 150 Mbps yükleme hızı sunulabiliyor. Wi-Fi 802.11 a/b/g/n/ac/ax ve Bluetooth 5.0 kablosuz bağlantı teknolojileri ile karşımıza çıkan teleon, konum belirleme konusunda GPS, A-GPS, GLONASS, BDS ve GALILEO gibi oldukça zengin seçenekler ile donatıldı
• 6.9 inç Quad HD+ Dinamik AMOLED

• Dörtlü arka kamera:

-Geniş açılı:108 MP, f/1.8, OIS

-Ultra geniş açılı: 12 MP, f/2.2

-Telefoto: 48 MP, f/3.5, OIS

ToF sensör

• Ön kamera: 40 MP, F/2.2

• Exynos 990, 12 GB/16 GB RAM, 128 GB/512 GB depolama

• 5000 mAh batarya, 220 g ağırlık, IP68

• Yüz tanıma, ekrandan parmak izi okuma


GALAXY S20 PLUS ÖZELLİKLERİ

Galaxy S20 Plus 6.7 inç Dynamic AMOLED ekran ile karşımıza çıkıyor. 525ppi Corning Gorilla Glass 6 ile korunan ekran Quad HD Plus 1440×3200 çözünürlük sunuyor. Ortalanmış bir ekran deliğine ve parmak izi okuyucuya ev sahipliği yapan bu ekran, HDR10+ desteğine ve 120 Hz yenileme hızına sahip.

Galaxy S20 serisinin tamamında aynı işlemcinin kullanılacağını uzun süre önce sizlere duyurmuştuk. Bu kapsamda Galaxy S20 Plus, ABD ve bazı pazarlarda Qualcomm’un Snapdragon 865, ülkemizde ve Avrupa’da ise 7nm’lik Octa Core 64 bit işlemci Exynos 990‘dan güç alacak.


Ülkemizde satışa sunulacak cihazlarda yer alan Exynos 990‘a yakından bakacak olursak: 2 adet Exynos M5, 2 adet Cortex A76 ve 4 adet Cortex A55 çekirdeğine ev sahipliği yapacak işlemci, çekirdek çalışma frekansları ile de dikkat çekecek. Frekanslar ise sırasıyla maksimum 2.73GHz, 2.6GHz ve 2.0GHz olarak açıklandı.

Grafik tarafında ihtiyaç duyulan gücü Exynos 990’ın içerisindeki Mali-G77 MP11 GPU karşılıyor. RAM tarafında ise iki farklı seçenekle tanıtılan cihaz, 8 GB ve 12 GB LPDDR5 RAM seçenekleri ile satışa çıkmış olacak. 128 GB ve 512 GB dahili depolama alanı seçenekleriyle birlikte tanıtılan Galaxy S20 Plus ayrıca 1 TB‘a kadar artırılabilir MicroSD slotu da barındırıyor.
Samsung’un geliştirilmiş kablosuz şarj teknolojisi, Fast Wireless Charging 2.0 teknolojisini barındıracak cihaz, kablosuz şarjda bile hızlı bir şarj deneyimi sunacak. Ayrıca diğer modellerde olduğu gibi bu modelde de cihazlar arası kablosuz güç paylaşımı özelliği bulunuyor.
Batarya tarafında 45000 mAh bir bataryadan beslenen cihaz, Samsung’un geliştirilmiş hızlı şarj teknolojisiyle de 25W destekli şarj olabilecek. Kablosuz şarjda 15W desteklerken, güç paylaşımında da 9W ile şarj paylaşabilecek.

Accelerometer, Barometer, Gyro Sensor, Geomagnetic Sensor, Hall Sensor ve Proximity sensör gibi akıllı telefonlarda bulunan birçok farklı sensörü barındırıyor. Ayrıca Ultrasonic parmak izi tarayıcısı ile ekran üzerinden parmak izini daha hızlı algılayabilecek cihazda yüz tanıma özelliği de bulunuyor. Son olarak IP68 ile suya dayanıklı gelen cihazın, Android 10 ve One UI 2.0 kullanıcı arayüzü ile geldi.Ön tarafta bir arka tarafta ise dörtlü kamera kurulumu ile karşımıza çıkan Galaxy S20 Plus‘ın üç kameraya ev sahipliği yapan Galaxy S20 ile arasındaki tek fark ise Depth Vision yani diğer adıyla derinlik algılama sensörü. Bunun dışında cihazın diğer kamera özellikleri Galaxy S20 ile aynı. Galaxy S20 Plus f/1.8 diyafram açıklığına sahip 12 Megapiksel geniş açılı ve OIS destekli ana kamera, 64 Megapiksel f/2.0 diyaframlı ve OIS destekli telefoto kamera ve 12 Megapiksel çözünürlüğünde ultra geniş açılı kamera barındırıyor
Ön tarafta ise 10 Megapiksel f/2.2 diyaframa sahip geniş açılı bir kamera yer alıyor. Ayrıca kamera tarafında Space Zoom, 3x Hibrid Optik Zoom ve 30x Süper Çözünürlüklü Yakınlaştırma gibi güçlü özelliklere yer verilmiş.

Video kaydı konusunda iPhone 11 serisi ile benzer bir strateji izleyecek olan Samsung, her iki kamera ile 4K video çekimi yapma şansı sunacak. Buna ek olarak telefoto kamera sayesinde 3x optik yakınlaştırma yapılabilecek. Bununla birlikte, cihaz 8K video kaydı yapabilme özelliği ile de öne çıkıyor.
Samsung Galaxy S20 Plus tasarımı
161.9 x 73.7 x 7.8mm boyutlarındaki Galaxy S20 Plus sadece 186 gram ağırlığında. Ön tarafta geçtiğimiz yıl Galaxy Note 10’da olduğu gibi ortaya yerleştirilmiş delik kamera bulunurken, arka tarafta da dikdörtgen kenarlı dörtlü kamera kurulumu bulunuyor.

Sağ ve sol kenarları eğimli bir ekranla sunulan cihazın, ekran çerçeveleri de oldukça ince. Kozmik Siyah, Kozmik Gri ve Kozmik Mavi renkleri ile tanıtılan cihaz, geçtiğimiz yıla göre daha mat bir tasarımla karşımıza çıkıyor. Ön ve arka taraf Corning Gorilla Glass 6 camla korunurken, çerçeveler de alüminyum olarak karşımıza çıktı.
• 6.7 inç Quad HD+ 120 Hz Dinamik AMOLED

• Dörtlü arka kamera:

-Geniş açılı:12 MP, f/1.8, OIS

-Ultra geniş açılı: 12 MP, f/2.2

-Telefoto: 64 MP, f/2.0, OISToF sensör

• Ön kamera: 10 MP, F/2.2

• Exynos 990, 8 GB/12 GB RAM, 128 GB/512 GB depolama

• 4500 mAh batarya, 186 g ağırlık, IP68

• Yüz tanıma, ekrandan parmak izi okuma

GALAXY S20 ÖZELLİKLERİ

• 6.2 inç Quad HD+ 120 Hz Dinamik AMOLED

• Üçlü arka kamera:

• Geniş açılı:12 MP, f/1.8, OIS

• Ultra geniş açılı: 12 MP, f/2.2

• Telefoto: 64 MP, f/2.0, OIS

• Ön kamera: 10 MP, F/2.2

• Exynos 990, 8 GB/12 GB RAM, 128 GB depolama

• 4000 mAh batarya, 186 g ağırlık, IP68

• Yüz tanıma, ekrandan parmak izi okuma


SAMSUNG GALAXY S20 FİYATI

Galaxy s20 için 899 euro seviyesinde yer alıyor. 12 GB RAM’e sahip 5G’li versiyon için açıklanan Avrupa fiyatı ise 999 euro seviyesinde karşımıza çıkıyor.

SAMSUNG GALAXY S20 PLUS FİYATI

Galaxy s20 Plus Avrupa fiyatı normal versiyon için 999 euro , Telefonun 5G’li yani 12 GB RAM’li versiyonu ise 1.099 euro fiyat ile karşımıza çıkıyor.

SAMSUNG GALAXY S20 ULTRA FİYATI

s20 Ultra 12 GB RAM + 128 GB depolama için 1.349 euro, 16 GB RAM + 512 GB depolama içinse tam 1.550 euro ile fiyatlandırılıyor.

Türkiye fiyatı da belli oldu. Standart modellerin fiyat listesi ise şu şekilde;

Samsung Galaxy S20 – 7799 TL

Samsung Galaxy S20 Plus – 9299 TL

Samsung Galaxy S20 Ultra – 11999 TL

Ön sipariş kampanyası çerçevesinde Galaxy S20 Plus ve Galaxy S20 Ultra siparişi veren ve kampanya koşullarını sağlayan tüketiciler satış fiyatı 899 TL olan Galaxy Buds Plus’a ücretsiz bir şekilde sahip olacak.