instagram twitter linkedin github youtube

15.10.20

Bursa ilçeleri

Bursa ilinin toplamda 17 tane olmak üzere alfabetik sırasına göre ;

  1. Büyükorhan
  2. Gemlik
  3. Gürsu
  4. Harmancık
  5. İnegöl
  6. İznik
  7. Karacabey
  8. Keles
  9. Kestel
  10. Mudanya
  11. Mustafakemalpaşa
  12. Nilüfer
  13. Orhaneli
  14. Orhangazi
  15. Osmangazi
  16. Yenişehir
  17. Yıldırım

5.10.20

Yapay zeka nedir ?

bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir robotun çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme kabiliyeti. İngilizce artificial intelligence kavramının akronimi olan AI sözcüğü de bilişimde sıklıkla kullanılır. Yapay zekâ çalışmaları genellikle insanın düşünme yöntemlerini analiz ederek bunların benzeri yapay yönergeleri geliştirmeye yöneliktir.

İdealize edilmiş bir yaklaşıma göre yapay zekâ, insan zekâsına özgü olan, algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağlama, düşünme, fikir yürütme, sorun çözme, iletişim kurma, çıkarımsama yapma ve karar verme gibi yüksek bilişsel fonksiyonları veya otonom davranışları sergilemesi beklenen yapay bir işletim sistemidir. Bu sistem aynı zamanda düşüncelerinden tepkiler üretebilmeli (eyleyici yapay zekâ) ve bu tepkileri fiziksel olarak dışa vurabilmelidir.

Bir bakış açısına göre, programlanmış bir bilgisayarın düşünme girişimi gibi görünse de bu tanımlar günümüzde hızla değişmekte, öğrenebilen ve gelecekte insan zekâsından bağımsız gelişebilecek bir yapay zekâ kavramına doğru yeni yönelimler oluşmaktadır. Bu yönelim, insanın evreni ve doğayı anlama çabasında kendisine yardımcı olabilecek belki de kendisinden daha zeki, insan ötesi varlıklar meydana getirme düşünün bir ürünüdür. Bu düş, 1920'li yıllarda yazılan ve sonraları Isaac Asimov'u etkileyen modern bilimkurgu edebiyatının öncü yazarlarından Karel Čapek'in eserlerinde dışa vurmuştur. Karel Čapek, R.U.R adlı tiyatro oyununda yapay zekâya sahip robotlar ile insanlığın ortak toplumsal sorunlarını ele alarak 1920 yılında yapay zekânın insan aklından bağımsız gelişebileceğini öngörmüştü.


Kavramının geçmişi modern bilgisayar bilimi kadar eskidir. Fikir babası, "Makineler düşünebilir mi?" sorunsalını ortaya atarak makine zekâsını tartışmaya açan Alan Mathison Turing'dir. 1943'te II. Dünya Savaşı sırasında Kripto analizi gereksinimleri ile üretilen elektromekanik cihazlar sayesinde bilgisayar bilimi ve yapay zekâ kavramları doğmuştur.

Alan Turing, Nazilerin Enigma makinesinin şifre algoritmasını çözmeye çalışan matematikçilerin en ünlü olanlarından biriydi. İngiltere, Bletchley Park'ta şifre çözme amacı ile başlatılan çalışmalar, Turing'in prensiplerini oluşturduğu bilgisayar prototipleri olan Heath Robinson, Bombe Bilgisayarı ve Colossus Bilgisayarları, Boole cebirine dayanan veri işleme mantığı ile Makine Zekâsı kavramının oluşmasına sebep olmuştu.

Modern bilgisayarın atası olan bu makineler ve programlama mantıkları aslında insan zekâsından ilham almışlardı. Ancak sonraları, modern bilgisayarlarımız daha çok uzman sistemler diyebileceğimiz programlar ile gündelik hayatımızın sorunlarını çözmeye yönelik kullanım alanlarında daha çok yaygınlaştılar. 1970'li yıllarda büyük bilgisayar üreticileri olan Microsoft, Apple, Xerox, IBM gibi şirketler kişisel bilgisayar (PC Personal Computer) modeli ile bilgisayarı popüler hale getirdiler ve yaygınlaştırdılar. Yapay zekâ çalışmaları ise daha dar bir araştırma çevresi tarafından geliştirilmeye devam etti.

Bugün, bu çalışmaları teşvik etmek amacı ile Turing'in adıyla anılan Turing Testi ABD'de Loebner ödülleri adı altında makine zekâsına sahip yazılımların üzerinde uygulanarak başarılı olan yazılımlara ödüller dağıtılmaktadır.

Turing Testinin içeriği kısaca şöyledir: birbirini tanımayan birkaç insandan oluşan bir denek grubu birbirleri ile ve bir yapay zekâ diyalog sistemi ile geçerli bir süre sohbet etmektedirler. Birbirlerini yüz yüze görmeden yazışma yolu ile yapılan bu sohbet sonunda deneklere sorulan sorular ile hangi deneğin insan hangisinin makine zekâsı olduğunu saptamaları istenir. İlginçtir ki, şimdiye kadar yapılan testlerin bir kısmında makine zekâsı insan zannedilirken gerçek insanlar makine zannedilmiştir.

Loebner Ödülü kazanan yapay zekâ diyalog sistemlerinin yeryüzündeki en bilinen örneklerinden biri A.L.I.C.E'dir. Carnegie üniversitesinden Dr.Richard Wallace tarafından yazılmıştır.Bu ve benzeri yazılımlarının eleştiri toplamalarının nedeni, testin ölçümlendiği kriterlerin konuşmaya dayalı olmasından dolayı programların ağırlıklı olarak diyalog sistemi (chatbot) olmalarıdır.

Türkiye'de de makine zekâsı çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar doğal dil işleme, uzman sistemler ve yapay sinir ağları alanlarında Üniversiteler bünyesinde ve bağımsız olarak sürdürülmektedir.Bunlardan biri, D.U.Y.G.U. - Dil Uzam Yapay Gerçek Uslamlayıcı'dır.


Gelişmiş insan zekâsı ile dil arasındaki bağlantıyı gözler önüne serdiğinde, dil üzerinden yürütülen yapay zekâ çalışmaları tekrar önem kazandı. İnsan zekâsının doğrudan doğruya kavramlarla düşünmediği, dil ile düşündüğü, dil kodları olan kelimeler ile kavramlar arasında bağlantı kurduğu anlaşıldı. Bu sayede insan aklı kavramlar ile düşünen Hayvan beyninden daha hızlı işlem yapabilmekteydi ve dil dizgeleri olan cümleler yani şablonlar ile etkili bir öğrenmeye ve bilgisini soyut olarak genişletebilme yeteneğine sahip olmuştu. İnsanların iletişimde kullandıkları Türkçe, İngilizce gibi doğal dilleri anlayan bilgisayarlar konusundaki çalışmalar hızlanmaya başladı. Önce, yine Uzman sistemler olarak karşımıza çıkan doğal dil anlayan programlar, daha sonra Sembolik Yapay Zekâ ile ilgilenenler arasında ilgiyle karşılandı ve yazılım alanındaki gelişmeler sayesinde İngilizce olan A.I.M.L (Artificial intelligence Markup Language) ve Türkçe T.Y.İ.D (Türkçe Yapay Zekâ İşaretleme Dili) gibi bilgisayar dilleri ile sentaktik (Örüntü) işlemine uygun veri erişim metotları geliştirilebildi. Bugün Sembolik Yapay Zekâ araştırmacıları özel Yapay Zekâ dillerini kullanarak verileri birbiri ile ilişkilendirebilmekte, geliştirilen özel prosedürler sayesinde anlam çıkarma ve çıkarımsama yapma gibi ileri seviye bilişsel fonksiyonları benzetimlendirmeye çalışmaktadırlar.Bütün bu gelişmelerin ve süreçlerin sonunda bir grup yapay zekâ araştırmacısı, insan gibi düşünebilen sistemleri araştırmaya devam ederken, diğer bir grup ise ticari değeri olan rasyonel karar alan sistemler (Uzman sistemler) üzerine yoğunlaştı.

Bilişim uzmanları, bir insanın hepsi aynı anda paralel olarak çalışan 100 milyar nöron bağlantısının toplam hesap gücünün alt sınırı olan saniyede 10 katrilyon  hesap düzeyine 2025'te erişeceğini düşünüyorlar.Beynin bellek kapasitesine gelince, 100 trilyon bağlantının her birine 10.000 bit bilgi depolama gereksinimi tanınırsa, toplam kapasite 10^18 düzeyine çıkıyor. 2020'ye gelindiğinde insan beyninin işlevselliğine erişmiş bir bilgisayarın fiyatının 1000 dolar olacağı tahmin ediliyor. 2030'da 1000 dolarlık bir bilgisayarın bellek kapasitesi 1000 insanın belleğine eşit olacak. 2050'de ise yine 1000 dolara, dünyadaki tüm insanların beyin gücünden daha fazlasını satın alabileceksiniz.

Yapay zekanın uygulama alanlarının bazı örnekleri şu şekildedir:

  • Önerici sistemler: Kullanıcıların geçmiş davranışlarına dayanarak yeni içerik önerilmesi. Örneğin, sosyal medya sitelerinde yeni arkadaş, mağazalarda başka bir ürün, gazetede başka bir haber önerileri.
  • Makine çevirisi: Bir dilde ifade edilen cümleyi farklı bir dile çevirmek. Örneğin, Google Translate, Microsoft Tercüman ve Yandex.Çeviri gibi çevrimiçi araçlar.
  • Sinyal işleme: Ses ve görüntü gibi sinyallerin işlenerek bilgi çıkarımı. Örneğin, yüz ve ses tanıma.
  • Prosedürel içerik üretimi: Rassal yöntemler kullanarak yapay içerik üretme. Örneğin, üretimsel müzik ve video oyunlarında prosedürel dünyalar.
  • Regresyon analizi: Geçmiş verilere dayanılarak bir değişkenin gelecekteki değerinin tahmin edilmesi. Örneğin, ekonomik öngörüler, üretim miktarı öngörüleri
Alt Dalları

  • Makine Zekâsı (Sembolik Yapay Zekâ)
  • Yapay Sinir Ağları (Sibernetik Yapay Zekâ)
  • Doğal Dil işleme (Dil ile düşünme)
  • Konuşma Sentezi (Yapay Konuşma)
  • Konuşma Anlama (Konuşma Analizi)
  • Uzman sistemler
  • Örüntü Tanıma
  • Genetik Algoritmalar
  • Genetik Programlama
  • Bulanık Mantık
  • Çoklu Örnekle Öğrenme(Multiple Instance Learning)

3.10.20

Navtex nedir?

NAVTEX (Navigational Telex), uluslararası orta frekansta gemilere olası tehlike, emniyet ve hava raporları ve uyarılarını otomatik olarak yazılı bir şekilde veren haberleşme sistemidir.

Cihaz, kıyıdan 740 km (yaklaşık 400 NM) uzaklıkta tek yönlü yayın yapan kıyı istasyonundan otomatik olarak veri alır. Navtex yayınları 4 saatte bir ücretsiz olarak yapılmaktadır. Hava raporu yayınları ise basitleştirilmiş olarak kısa formatta yayınlanır.

Navtex, Uluslararası Denizcilik Organizasyonu'nun (IMO) ve Küresel Denizde Tehlike ve Emniyet Sistemi'nin (GMDSS) bir parçasıdır.

Navtex ilanı, Navtex cihazı üzerinden yapılan bildirimleri ifade eder.

Cihaz, kıyıdan 740 km (yaklaşık 400 NM) uzaklıkta, tek yönlü yayın yapan kıyı istasyonundan otomatik olarak veri alır. NAVTEX yayınları ikili kodlama sistemi kullanılarak yapılır. yayınlar, 518 kHz ve 490 kHz orta frekansında (MF), NBDP (Narrow-Band Direct Printing) sistemiyle yapılmaktadır. Uluslararası NAVTEX frekansı 518 kHz'dir ve bu frekansta mesaj İngilizce olmak zorundadır. Ülkeler yerel dillerinde ulusal NAVTEX yayınlarını ise, yerel diller için özelleşmiş olan 418 kHz bandını kullanarak yapar.Yüksek frekansta (HF) NAVTEX tipi yayınlar 4209.5 kHz'de yapılır, fakat NAVTEX cihazı yüksek frekansta alma yapamaz, bu nedenle HF bandındaki yayını alan cihaz HF alıcısıdır.

Tüm NAVTEX yayınları, mesajın başlangıcını belirten ZCZC harfleriyle başlar, mesaj hakkında bilgiler veren B1, B2, B3 ve B4 serileri kapsamında 4 karakterle devam eder.

B1 karakteri yayın istasyonunu tanımlamak için, B2 ise mesaj içeriğini belirtmek için kullanılır. Alıcılar bu karakterleri, bazı istasyonlardan yapılan yayınları ve mesaj içeriğinin kullanıcıyı ilgilendirmediği durumlarda engellemek için kullanır.

B3 ve B4 karakterleri iki haneli sayılardan oluşur ve mesajların sıra numarasını belirtir. Alıcılar bu karakterleri, halihazırda gelmiş mesajların tekrarlamasına engel olmak için kullanır.

Örneğin, B1, B2, B3 ve B4 karakterlerini içeren "FE01", ABD'ye ait bir NAVTEX istasyonundan yapılan hava tahmin raporunu ifade eder.

Örnek bir mesaj;

(sinyal aşaması >= 10 saniye)

ZCZC FE01

(mesaj metni...)

NNNN

(mesaj sonu için sinyal aşaması >= sonraki mesajdan önce 2 saniye)


İçerik tanımlayıcı karakter, alıcı tarafından farklı tür mesajların tanımlanması ve aynı zamanda gemi için gerekli olmayan opsiyonel mesaj içeriklerinin reddedilmesini sağlar (ör: LORAN C mesajları eğer gemide LORAN C alıcısı bulunmuyorsa reddedilebilir.).

Mesaj içeriğini belirten B2 karakterleri aşağıdaki gibidir:

A Seyir uyarıları

B Meteorolojik uyarılar

C Buz raporları

D Arama - kurtarma raporları, ve korsan uyarıları

E Meteorolojik tahminler

F Pilot servis mesajları

G AIS mesajları (eskiden Decca mesajları)

H LORAN mesajları

I Kullanım dışı (eskiden OMEGA mesajları)

J SATNAV mesajları (GPS veya GLONASS)

K Diğer elektronik sistem mesajları

L Seyir uyarıları - A mesaj tipine ek olarak (Alıcıdan reddedilmemelidir)

T Test iletişimleri (Sadece Birleşik Krallık - resmi değil)

V Balıkçılara duyurular (Sadece ABD - şu anda kullanım dışı)

W Çevresel duyurular (Sadece ABD - şu anda kullanım dışı)

X Özel servisler - IMO NAVTEX Panel tarafından tahsis edilir

Y Özel servisler - IMO NAVTEX Panel tarafından tahsis edilir

Z Yayın yapacak mesaj olmadığını belirtir

Not: Bu mesajlardan A, B ve D türleri reddedilemez, diğer mesajlar ise cihaz menüsünden isteğe bağlı olarak seçilebilir. Normalde B, F ve G türleri ABD'de, Ulusal Hava Durumu Servisi (NWS) mesajlarında meteorolojik tahminleri bulundurduğundan beri kullanılmamaktadır.

B3 ve B4 karakterleri, her B2 mesaj türünün seri numarasını (sınıf) ifade eder. Seri numaraları genellikle "01" değeriyle başlar, ancak özel durumlarda bu değer "00" olur. 00 değeri, alıcıyı mesajı yazdırmaya zorunlu kılar.

Türk karasularında NAVTEX yayınları, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı tarafından Antalya, Samsun, İstanbul ve İzmir yayın istasyonlarından yayınlanmaktadır. Duyuru ve uyarılar sivil veya askeri farketmeksizin tüm gemi ve tekneler için bağlayıcı niteliktedir. Bu duyurular aynı zamanda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün internet sitesinde halka açık bir şekilde yayınlanmaktadır.

Ülkelerin Deniz Kuvvetleri, eğitim ve tatbikatların bilgisini önceden duyurarak bu sahalara girilmemesi konusunda uyarılarda bulunmaktadır.

1.10.20

Burç nedir ?

Yıldız anlamına gelen “astro” ve bilgi anlamına gelen “logos” kelimelerinden türeyen astroloji, kısaca Güneş, Ay, gezegen ve yıldızların konumlarının yeryüzündeki olaylarla ilişkilendirilmesidir. Astroloji, geçmişi yazılı tarihin çok öncesine dayanan bir kültür birikimi ve gökyüzü dili olarak tanımlanabilir.

İlk çağlardan bu yana insanlar yeryüzünde karşılaştığı pek çok sorunun cevabı için gökyüzüne bakmıştır. Işığın çok az olduğu karanlık zamanlardan bu yana, gökyüzünü aydınlatan ay ve yıldızlar pek çokları için yol gösterici olmuştur. Güneş, astrolojik haritaların en önemli göstergesidir. Dönemin ışığını, enerjisini ve motivasyon şeklini gösterir. Güneş ile birlikte Ay ve diğer tüm gezegenler kendi etraflarında ve Güneş’in etraflarında döner ve tüm astrolojik göstergeler bu hareketlere göre değerlendirilir.

Zodyak, başka deyişle burçlar kuşağı; Koç burcu, Boğa burcu, İkizler burcu, Yengeç burcu, Aslan burcu, Başak burcu, Terazi burcu, Akrep burcu, Yay burcu, Oğlak burcu, Kova burcu ve Balık burcu olmak üzere 12 burçtan oluşur. İlk 6 burç biraz daha bireysel ve kendine dönükken, diğer 6 burç ise daha toplumsal, evrensel burçlar olarak bilinir. Zodyağın ilk burcu Koç burcu en katıksız, saf, doğal ve son burcu Balık burcu ise ardındaki 11 burcun tüm özelliklerini üstüne almış ve dolu olarak bilinir.

Astroloji, Zodyağın 12 burcunu, Öncü, Sabit, Değişken olarak 3 nitelik grubuna ayrılır. Koç Burcu, Terazi Burcu, Oğlak Burcu ve Yengeç Burcu öncü niteliktedir. Bu burçlar lider, ne istediğini bilen, yolundan döndürülemeyen özellikler taşır. Boğa Burcu, Akrep Burcu, Aslan Burcu ve Kova Burcu sabit niteliktedir. Bu burçlar, kolay kolay fikir, yer, ortam, eş, arkadaş değiştirmez. İkizler Burcu, Yay Burcu, Başak Burcu ve Balık Burcu ise değişken niteliktedir. Uyum kabiliyetleri yüksektir, her türlü değişime açıktır ve kolay adapte olurlar.

Burçlar, 4 ayrı element sınıfında değerlendirilir. Koç, Aslan ve Yay burcu “Ateş” elementinden burçlardır. Ateş; ataklık, cesaret, dinamizm ve güçle ilişkilidir. Boğa, Başak ve Oğlak burcu “Toprak” elementindendir. Toprak; sağlamlık, dayanıklılık, uzun ömür ve sabırla ilişkilendirilir. İkizler, Terazi ve Kova burcu “Hava” elementinden burçlardır. Hava; akıl, zekâ, beceri, kıvraklık ve hareket getirir. Yengeç, Akrep ve Balık burcu “Su” elementindendir. Su; duygusallık, derinlik, hassasiyet, sezgi getirir.

Astroloji, gökyüzü görünümleriyle yaşanan anın genel şartlarına ışık tutar ve esaslarını “gökyüzünde ne varsa, yeryüzünde o vardır” felsefi görüşünden alır. Astroloji gerek bireysel psikoloji anlamında gerekse de toplumsal ilişkiler, meslek ve kariyer açısından önemli bir destek aracı olarak görülmektedir.

Burçların Özellikleri:

Koç (21 Mart – 20 Nisan)

Koç burçları, zeki, kendine güvenen ve hırslı olmalarıyla bilinirler. Yaptıkları her işte iddialıdırlar ve düşüncelerini ifade ederken çevrelerindeki insanlar üzerinde etki bırakırlar. Bu nedenle ikna kabiliyetleri yüksektir.

Boğa ( 21 Mart – 20 Nisan)

Boğa Burçları inatçı kişilerdir. Sabırlı ve güvenilirdirler. İlgi duydukları şeylere tutkuyla bağlanırlar. İlgili, korumacı ve tutkulu olmaları, onları ikili ilişkilerinde başarılı kılar.

İkizler (21 Nisan – 20 Mayıs)

İkizler Burcu’nun sembolündeki ‘’ikizler’’, burcun esnek ve uyumlu yapısını yansıtır. İkizler Burcu’ndan olanlar kendilerini çevrelerindeki insanların ruhsal durumuna göre adapte ederler. Bu nedenle ruh halleri ve kişilikleri bulundukları ortama göre değişkenlik gösterebilir.

Yengeç (21 Haziran – 30 Temmuz)

Yengeçler kendilerini güvence altına almayı ve bağlılığı çok önemserler. İçlerindeki çocuk nedeniyle özgür ruhludurlar. İlginç kişilikleri sayesinde eğlenceli zaman geçirebileceğiniz insanlardır. Hayal güçleri gelişmiştir. Ne kadar karmaşık duygulara sahip olurlarsa olsunlar, duygularını ve düşüncelerini kelimelere dökmek konusunda ustadırlar.

Aslan (23 Temmuz – 22 Ağustos)

Aslanlar hayata karşı devamlı pozitif oluşlarıyla ve yaptıkları her işe eğlence katmalarıyla bilinirler. Yaşadıkları her duruma olumlu tarafından yaklaştıkları için yaptıkları her işten gurur duyarlar.

Başak (23 Ağustos – 22 Eylül)

Başaklar, analitik yetenek gerektiren konularda oldukça iyidirler. Matematiksel bakış açılarını özel hayatlarından iş yaşamına kadar hayatlarının her alanında kullanırlar. Düzenli ve planlı yaşamayı severler ve bunu yaşamlarının her alanında uygularlar. Anlama kabiliyetleri ve her şeye yeterli zaman ayırabilme konusundaki üstün başarıları nedeniyle sürekli bir adım önde giderler.

Terazi (23 Eylül – 22 Ekim)

Teraziler oldukça hassas ve duygusal kişilerdir. Diğerlerinin duygusal ihtiyaçlarını iletişim kurmasalar da anlarlar ve buna göre hareket edebilirler. Teraziler diplomatik kişilerdir. Kişiler arası problemlerde, probleme iki tarafın da duygu ve düşüncelerini dahil ederek değerlendirme yaparlar.

Akrep (24 Ekim – 21 Kasım)

Akreplerin en belirgin özellikleri sezgisel duygusallıklarıdır. İnsan zihnini çok iyi anlayabilir ve ön sezileriyle çevrelerindeki insanların adımlarını önceden tahmin edebilirler. Akrepler hırslıdırlar. Kafalarına koydukları şey her neyse, ona ulaşabilmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar.

Yay (22 Kasım – 21 Aralık)

Yay burçlarının en belirgin özelliği, hayata karşı fazlasıyla pozitif bir bakış açısı geliştirmiş olmalarıdır. Değişim, hayatlarının olmazsa olmazıdır. Her durumda ve koşulda farklılık ararlar. Yaylar ahlaki değerlere çok önem verirler ve bu değerleri kendi yaşamlarında uygulamaya çalışırlar. Prensiplerinden asla ödün vermezler. Güvenilir ve açık fikirlidirler. Bu nedenle iletişim kurmakta hiç zorluk çekmezler. Bir çok farklı konuda yetenekli olabilirler, bu nedenle de farklı işlerde başarı elde edebilirler.

Oğlak (22 Aralık – 19 Ocak)

Hedef odaklılık deyince akla Oğlaklar gelir. Söz konusu hedefledikleri şeye ulaşmak olduğunda gözleri başka hiç bir şey görmez. Yaşamlarının her alanında analitik ve hedef odaklıdırlar. Yavaş ve sağlam adımlarla ilerlemeyi severler. Özeleştiri yapmaktan çekinmezler ancak başkalarını eleştirirken oldukça dikkatli davranırlar. Planlı oluşları ve sebep-sonuç ilişkisi kurmadaki yetenekleri nedeniyle yönetici sıfatını iyi taşırlar.

Kova (20 Ocak – 18 Şubat)

Kovaların en belirgin özellikleri güçlü iletişim yetenekleridir. Aşırı sosyaldirler ve çevrelerindeki insanları kendilerine çekerler. Arkadaşlarına ve ailelerine bağlıdırlar. Oldukça yaratıcı ve eğlenceli kişilerdir. Arkadaşları arasında popülerdirler.

Balık (18 Şubat – 20 Mart)

Balıklar genelde utangaç olmalarıyla bilinirler ve sosyal ortamlarda ilginç davranışlar sergileyebilirler. Sizi tanımaya başladıklarında, çevrenizdeki anlaşılması en kolay ve sevilen insan haline gelirler. Romantik olmalarıyla bilinirler ve, romantizmi herkes tarafından bilinen, geleneksel kalıplar çerçevesinde yaşamayı severler. Kibar, nazik ve ilgilidirler, bu nedenle sevildiklerini hissettiklerinde korumacı ve sevgi dolu davranırlar