instagram twitter linkedin github youtube

24.4.20

Film ve Dizi Önerilerim

Aşırı derecede tavsiye ettiğim yabancı filmler ;

  1. Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption) (1994)
  2. Matrix serisi (Matrix series)
  3. Hızlı ve Öfkeli serisi ( Fast and Furious series)
  4. Yıldız Savaşları serisi (Star wars series)
  5. Görevimiz Tehlike serisi (Mission: Impossible series)
  6. Yenilmezler serisi (Avengers series)
  7. Yıldızlararası (Interstellar) (2014)
  8. Lucy (Lucy)(2014)
  9. Jurassic Park serisi (Jurassic Park series)
  10. Salgın (Contagion) (2011)
  11. Dünya Savaşı Z (World War Z) (2013)
  12. Evrim (Transcendence) (2014)
  13. Black Mirror: Bandersnatch (2018)
  14. Avatar (Avatar) (2009)
  15. Terminatör serisi (Terminator series)
  16. Başlangıç (Inception) (2010)
  17. Zamana karşı (In Time) (2011)
  18. Transformers serisi (Transformers series)
  19. Ex Machina (2014)
  20. Açlık Oyunları serisi(The Hunger Games series) 
  21. Testere serisi (Saw series)
  22. James Bond filmleri (James Bond films)
  23. Harry Potter serisi (Harry Potter series)
  24. Karayip Korsanları (Prites Of The Caribbean Series)
  25. Ölümcül Deney serisi(Resident Evil Series)
  26. Uyumsuz serisi (The Divergent Series)

Aşırı derecede tavsiye ettiğim yerli filmler ;

  1. Tüm Kemal Sunal filmleri
  2. Dağ serisi
  3. Düğün Dernek serisi
  4. Börü (2018)
  5. Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu (2019)
  6. Arif V 216 / AROG / Gora
  7. Organize İşler serisi
  8. Recep İvedik +13 
  9. Yol Arkadaşım serisi
  10. Kolpacino serisi
  11. Çakallarla Dans serisi
  12. Çalgı çengi serisi
  13. İncir reçeli serisi
  14. Çanakkale yolun sonu (2013)
  15. Dersimiz Atatürk (2010)
  16. Dabbe serisi
  17. Ayla (2017)
  18. Bizim İçin Şampiyon (2018)
  19. Delibal (2015)
  20. Bir Küçük Eylül Meselesi (2014)

Aşırı derecede tavsiye ettiğim yabancı diziler;

  1. Sherlock
  2. La Casa De Papel
  3. Game of Thones
  4. The Flash
  5. Black Mirror
  6. Mr. Robot
  7. Stranger Things
  8. Vikings
  9. Breaking Bad
  10. Doctor Who
  11. Prison Break
  12. Fringe
  13. Spartacus
  14. The 100
  15. Agents of S.H.I.E.L.D.
  16. Criminal Minds
  17. Lost
  18. Supernatural
  19. Chernobly
  20. Altered Carbon
Bonus; Supergirl ve Arrow (The Flash dizisinin ortak bölümleri var (her sezonun 8. Bölümleri))

Aşırı derecede tavsiye ettiğim yerli diziler ;

  1. Şahsiyet
  2. Kurtlar vadisi 
  3. Çocuklar Duymasın
  4. Leyla ile Mecnun
  5. Ya İstiklal ya ölüm
  6. Kanıt 
  7. Seksenler
  8. Hakan Muhafız
  9. Atiye
  10. Avlu
  11. Dip
  12. Fi
  13. İçerde
  14. Tutunamayanlar
  15. İşler güçler / kardeş payı
  16. Börü
  17. Geniş aile
  18. Diriliş Ertuğrul
  19. Behzat Ç.
  20. Ezel
Bonus ; Arka sokaklar ve Reaksiyon

Not;

  • Bunlar benim izlediğim ve damak tadım da tat bırakan film ve diziler. 
  • IMDb puanlarını dikkate almadım ve en iyi film dizi iddaam yoktur. 
  • Sıralama rastgeledir.
  • Genelde bilim kurgu ve fütürist filmler severim. 

23.4.20

23 Nisan

23 Nisan 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 100. yılını coşku ve minnet ile anıyorum. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.

Başta Ulu Önder Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Şehit ve Gazilerimizi minnetle,saygıyla ve rahmetle anıyorum.

"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur.” Mareşal Mustafa Kemal Atatürk 

18.4.20

En Ölümcül Salgın Hastalıklar

İşte insanlık tarihini şekillendiren en ölümcül salgın hastalıklar:

1) Antoninus (Galen) salgını

MS 165-180 yılları arasında Roma İmparatorluğu'nda yaşanmış olan ve doğu seferlerinden dönen askerler tarafından getirilmiş salgın bir hastalık olan Antoninus vebası günde 2 bin kişinin ölümüne neden olmuş bilinen ilk büyük veba salgınlarından biri.Araştırmacılar yaşanan hastalığın çiçek ya da kızamık olduğundan şüphelenmiş olsa da gerçek sebebi hala belirsizliğini koruyor. Salgın, Roma İmparatorları Lucius Verus ve Marcus Aurelius Antoninus'un da hayatını kaybetmesine sebep olurken imparatorluk toplam nüfusunun yüzde 30'unu yitirmişti.

2) Jüstinyen Vebası

541 yılında Konstantinopol'de İmparator Jüstinyen tahtta otururken Avrupa'da başlayan bir salgın önce Mısır'a oradan Filistin'e, Suriyeye ve oradan da Anadolu'ya ulaştı. Jüstinyen Konstantinapol'a tüm giriş çıkışları kapattıysa da salgın hastalık askeri birliklerin şehre getirdiği malzemeler arasında yer alan fareler yoluyla girdi.Farelerin tüyleri arasına gizlenen ve bir milimetreden küçük 'Xenopsylla' isimli uçucu bir böcek, midesinde 'Pasteurella pestie' denen ölümcül veba bakterisi taşıyordu. Bu böcekler uçarak çevrede bulunan diğer farelerin tüyleri arasına yerleşip hızla üredi.İnsan vücudunun herhangi bir noktasına konup ısırarak veba mikrobunu aktaran böcekler hastalığı bulaştırdıkları kişilerin birkaç gün içerisinde ölmesine neden oldu.Bir hafta içinde veba şehirde hızla yayıldı ve ölümler başladı. Sarayın çevresi askeri birliklerce karantinaya alındı. Başlangıçta günde birkaç yüz olan ölü sayısı, kısa süre sonra binlere ulaştı. Mezar yerleri dolunca, ölüler denize atılmaya başlandı.Hastalık normal seyrini sürdürdü ve zamanla kendiliğinden yok oldu ancak o zamana kadar dönemin en kalabalık şehirlerinden olan Konstantinopol nüfusunun yüzde 40'ını kaybetti. Salgın iş gücü ve asker sayısını kaybeden Bizans'ın zayıflamasına ve saldırılara açık hale gelmesine neden oldu ki bu durum Avrupa tarihini kökten değiştiren gelişmelerin yaşanmasına vesile oldu.

3) Kara Veba
1346 - 1353 yılları arasında meydana gelen Kara Veba salgınının 75 ila 200 milyon arasında insanı öldürdüğü düşünülüyor. Tam sayıları bilmek mümkün olmasa da özellikle Avrupa nüfusunun bu yıllarda yüzde 30 ila yüzde 60 oranda azaldığı belirtiliyor.Yaşanan kıyım sonrası toplumda tanrının ve kilisenin sorgulanmasına sebep olan Kara Veba salgınının dinde reformun ve hayatın pek çok alanında rönesansın başlamasının başlıca nedenlerinden biri olduğu biliniyor.

4) Amerikan yerlilerinin suçiçeği ile karşılaşması

15. yüzyılda Avrupalılar yeni dünyayı keşfetti. Amerika kıtasındaki yerliler ile temas eden Avrupalı kaşifler beraberlerinde getirdikleri virüs ve bakterileri buradaki insanlara bulaştırdılar.Suçiçeği hali hazırda Avrupa'nın üçte birini öldürmüştü ancak bağışıklık sistemleri Avrupalılar gibi gelişmemiş olan ve ilaçları da yetersiz kalan Amerikan yerlilerinin hiçbir şansı yoktu. Milyonlarca insan öldü ve o dönem yerli nüfusun yüzde 90'ı yok oldu. Bu durum Amerika kıtasının Avrupalılarca kolonileştirilmesini son derece kolaylaştırdı.19. yüzyılın başına kadar toplamda her iki Amerikan yerlisinden biri Avrupa'dan gelen hastalıklar nedeniyle öldü.

5) Cocoliztli salgınları

16. Yüzyılda 'Yeni İspanya' adı verilen bugünkü adıyla Meksika olan bölgede görülen birkaç farklı hastalığın aynı dönemde oluşmasıyla yaşanmış salgın felaketi 'cocoliztli salgınları' olarak anılıyor.Bugün yapılan incelemeler sonucunda balıklarda bulunan salmonella bakterisi kaynaklı olduğu düşünülen salgınların 1520 - 1576 yılları arasında toplamda 15 milyona yakın insanı öldürdüğü, Maya uygarlığı için sonun başlangıcı olduğu ve yıllar içerisinde günümüz Venezuela'sından Kanada'ya kadar yayıldığı sanılıyor.

6) Yedi farklı Kolera salgını

Uygarlık tarihimizde yedi büyük kolera salgını yaşandı ancak bunlardan en ölümcül olanı üçüncüsü olan ve 1852 - 1860 tarihleri arasında meydana gelen salgındı. Koleranın başlıca sebebi içme sularının kirlenmesi ancak sebebin bu olduğu üçüncü salgına kadar anlaşılamadı.Uzun dönemler boyunca insan dışkıları ve atıkları aynı zamanda içme ve pişirme için kullanılan su kaynaklarına döküldü. Bunun büyük bir felaket haline geldiği yer ise o tarihlerde Hindistan oldu.Bugün bile dünyanın en kirli nehirlerinden biri olan Ganj nehri 2011'de yapılan bir çalışmaya göre 100 mililitresinde 1,1 milyar dışkı bakterisi barındırıyor. Bu oran içerisinde yıkanabileceğiniz en kötü suda olması kabul edilebilecek oranın 500 bin katı. Hindular bu nehirde yıkanmanın kutsal olduğuna inanıyor ve günlük işlerinde nehir suyundan azami şekilde istifade ediyorlar. Bu nedele kolera bu bölgede sıklıkla karşılaşılan bir hastalık türü.Ne var ki, 19.yy'da yaşanan büyük salgın ile kolera tüm Hindistan'a oradan Afganistan'a ve Rusya'ya yayıldı. Resmi kayıtlara göre sadece Rusya'da bile 1 milyon insanın ölümüne neden olan salgın oradan Avrupa'ya ve Afrika'ya son olarak da Amerika'ya ulaştı.Kolera bulaşan her 5 kişiden 1'inde tehlikeli derecede ishal görülüyor. Hızla tedavi edilmezse bu kişilerden yarısı hayatını kaybediyor. Yedi kolera salgınında toplamda ölen insan sayısı tam olarak bilinmese de bunu milyonlarla ifade etmek mümkün.Üçüncü salgın ile doktorlar koleranın nedenini buldu ve o tarihten sonra içme suyunun arıtılması ve kaynatılması gerektiği bilgisi dünyada yaygınlaştı.

7) Üçüncü Veba salgını

1855 - 1859 yılları arasında Çin'de başlayarak dünyaya yayılan ve sadece Çin'de ve Hindistan'da bile 12 milyon insanın ölümüne neden olan bu salgına Jüstinyen Vebası ve Avrupa'nın Kara Vebası ardından 'Üçüncü Veba' denildi.Etkileri bir asır kadar süren salgın Amerika kıtasına uzak doğudan gelen farelerle taşındı. Daha önceki vebalardan farklı olarak ilerlemiş olan tıp bilimi bu hastalığın incelenmesine ve tedavi edici ilaçlar oluşturulmasına imkan sağladı. Bunların başında da antibiyotikler geldi.

8) Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Tifüs salgını

1914 - 1918 yılları arasında Tifüs bakterisini taşıyan bitlerin neden olduğu salgın savaşın beraberinde getirdiği bir olguydu. Avrupa ve Asya'da 25 milyon kişi hastalandı ve özellikle Sovyetler Birliği ülkelerinde 3 milyona yakın insan hayatını kaybetti. Batılı ülkeler salgına neyin neden olduğunu daha hızlı anladı ve bitlerden kurtulmak üzere önlemler alındı. Doğu ülkeleri ise daha geç önlem aldı ve bu nedenle dünyanın bu kısmında çok daha fazla sayıda insan hayatını kaybetti.

9) 1918 İspanyol Gribi salgını

Birinci Dünya Savaşı'nı takip eden yıllarda 500 milyon insana bulaşan H1N1 influenza virüsü neden olduğu yüksek ateş ile dünya genelinde 50 ila 100 milyon arasında sağlıklı insanın ölümüne neden oldu. Bu sayı birinci ve ikinci dünya savaşlarında ölen insan sayısının toplamından kat kat daha fazladır.Bu virüsü diğerlerinden ayıran şey saldırdığı bünyenin bağışıklık sistemi ne kadar güçlüyse ateşin de o kadar yüksek meydana gelmesiydi. İspanyol Gribi tarihteki en büyük felaketlerden biri olarak kayıtlara geçti.100 yıl önce 100 milyon kişiyi öldüren İspanyol Gribi'nin üzerindeki sır perdesi aralanamıyor

10) 1957 Asya Gribi salgını

Çin'de başlayan Influenza-A virüsünün ördeklerde mutasyona uğrayarak insana geçen bir hastalık olduğu düşünülüyor. Asya Gribi olarak adlandırılan hastalık 4 milyona yakın insanın canına mal oldu. Aynı bulunan bir aşı ile salgının önüne geçildi. Bir yıl içerisinde 40 milyon kişi aşılandı.Asya Gribi kitlesel aşılanmanın önemini ve etkisini gösteren en önemli örneklerden biri haline geldi.

11) HIV (AIDS) virüsü20. yüzyılın ortalarında maymunlardan insana geçtiği anlaşılan HIV virüsünün saptanabilen ilk örneği 1959'da Kongo'da görüldü. Ne var ki, teşhisi ve adı ancak 1980'lerde konuldu. Son 30 yılda 36 milyon insanın hayatına mal olan virüsü kesin tedavi edebilecek bir çözüm hala bulunmuyor. Sadece önlem almak ve hastalığa yakalandıktan sonra ömür boyu ilaç tedavisi kullanmak gerekiyor.

12) Covid19 - Coronavirüsü  2019 yılının son aylarında ortaya çıkan virüs, ilk kez Çin'in Wuhan kentinde görüldü. Yaklaşık 4 ayda tüm dünyaya yayılan virüsün bulaştığı kişi sayısı şu an 2milyondan fazla ve ölü sayısı ise 160 bini geçti. 600 binden fazla insan sağlığına kavuşmuşken, tam olarak nereden yayıldığı ve tedavisi henüz bulunamadı.

14.4.20

Filyasyon Nedir ?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Filyasyon'un önemine dikkat çeken Bakan Koca, "Virüsün yayılma hızını kontrol altına almaya başladık. Bu başarımız Filyasyon sayesinde oldu. Filyasyon, temas zincirinin taranmasıdır. Vaka artış hızının düşüşe geçmesini Filyasyon yöntemi ile sağladık. Bu yöntemi hiçbir ülke uygulayamadı. 11 Mart'ta açıkladığımız ilk vakadan tespit ettiğimiz son vakaya kadar Filyasyon yöntemini uyguladık" ifadelerini kullandı.

Filyasyon kelimesi tıpta hastalığın kaynağını bulmak anlamına gelmektedir. Özellikle bulaşıcı hastalıklarda yapılan hastalığın ilk ortaya çıkış nedenini bulmak için yapılan çalışma anlamına gelmektedir.

Filyasyon, herhangi bir bulaşıcı hastalığın hangi sebeplerden ötürü kaynaklandığının tespit edilmesi işlemine verilen isimdir. Başka bir deyişle kaynak arama çalışmasıdır. Bu çalışmalar neticesinde tehlikenin hala devam edip etmediği ve başka insanların risk altında olup olmadığı gibi önemli bilgiler elde edilebilmektedir.

Filyasyon çalışmaları bulaşıcı hastalıklar mücadele etmede çok önemlidir.

8.4.20

Süleyman Çakır kimdir ?

Süleyman Çakır (d. 1964 - ö. 8 Nisan 2004), Kurtlar Vadisi isimli dizide Hekimoğlu türküsüyle özdeşleşmiş ve Oktay Kaynarca tarafından canlandırılmış KURGUSAL bir karakter.

Çocukluğu
Küçük yaştayken cami avlusunda gözü önünde babasının vurulduğunu görmüş ve bundan sonra dünyaya hep nefretle bakmıştır. Babası öldükten sonra annesinin evde yaptığı pilav ve nohudu satarak hem kız kardeşi Derya Çakır'a hem de annesi Emine Çakır'a bakmıştır. Bir gün zabıta gelip yasak yerde satış yaptığı için hem onu hem de kız kardeşini hırpalamıştır. Hırpalama sırasında zabıtanın kız kardeşine vurmasından dolayı gözü dönmüş ve zabıtayı art arda bıçaklayıp öldürmüştür. Sonrasında cinayet suçundan hüküm giyip, hapse düşmüştür. Hapise düşünce annesi ve kız kardeşi açıkta kalmıştır. Bunun için ona Duran Şatıroğlu namı diğer Duran Emmi'yi bıçaklaması için teklif etmişlerdir ve o da annesi ve kız kardeşi kötü durumda olduğu için razı olmuştur. Duran Emmi abdest alırken elinde bıçakla onu öldürmeye gitmiş ancak babasının da abdest alırken öldüğü gözüne gelince yapamamıştır. Duran Emmi sayesinde mafyaya girmiş ve önemli bir mafya babası olmuştur. Sonra Laz Ziya'nın kızı Nesrin Yılmaz ile evlenmiştir.

Mafyada yükselişi
Testere Necmi'nin hiyerarşisindedir. Konseyin istediği 3 mafya babasını öldürerek dikkatleri üzerine çekmiştir. Bu başarısından ötürü Kurtlar Konseyi, yeni kumarhane açış iznini kendisine vermiş, ancak bu kumarhane nedeniyle önce Şevko, sonra da Tombalacı Mehmet'le takışmıştır. Tombalacı Mehmet'in kumarhaneyi taratması nedeniyle hapse girmiş, bunu fırsat bilen Konsey, yaptırdığı bütün karanlık işleri Çakır'a yıkmaya çalışmıştır. Avukat Elif Eylül'ün çabaları ve ortağı Polat'ın, Aslan Akbey tarafından aldığı desteklerle gerçekleştirdiği stratejik hamleleriyle hapisten çıkmış ve Tombalacı'yla savaşmaya devam etmiştir. Bu savaş Konsey çıkarlarına zarar vermeye başlayınca bizzat Baron Mehmet Karahanlı'nın emri ve Kılıç aracılığıyla Tombalacı Mehmet'le sulh yapan Çakır, Konsey'e ve Baron'a gösterdiği bu sadakatin ödülü olarak, sadece hasmı olarak değil, çocukluktan beri abilikten çok babalık yaptığı kızkardeşinin katili olarak gördüğü Tombalacı'yı ele geçirmiş ve onu işkence yaparak öldürmüştür. Belirli bir zaman sonra Baron tarafından İstanbul Sefiri yapılmıştır. İstanbul Sefiri olması onun düşmanlarını fazlalaştırmıştır. Çünkü erken denilecek bir sürede sefirliğe getirilmesi ve fevri olması düşmanları tarafından olumsuz karşılanmıştır.

Ölümü
Çakır, Cerrahpaşalı Halit tarafından pusuya düşürülerek öldürülmüştür. Süleyman Çakır dizide 43. bölümde vurulmuş ve 45. bölümde öldüğü ilan edilmiştir. Can dostu Polat Alemdar Çakır'ın ölümünün ardından Halit'i ve altı mafya babasını bir gecede öldürerek onun intikamını almıştır. Süleyman Çakır karakteri, Kurtlar Vadisi'nde en çok ilgi çeken ve sevilen karakterlerdendir. Bu nedenle, ölümü olumsuz tepki almıştır. Örneğin, bazı izleyiciler Çakır karakteri diziden çıktıktan sonra diziyi seyretmeyi bırakmışlardır. Hatta, gıyabında cenaze namazı kılınmış, gazetelere vefat ilanı verilmiş ve de mevlit okutulmuştur. O dönemde dizinin yönetmeni olan Osman Sınav konuya açıklık getirmiştir. Sınav, Oktay Kaynarca'nın zaten diziden ayrılacağını ama bunu dizinin işleyişi bakımından daha erkene alındığını ayrıca Oktay Kaynarca ile sorunlarının olmadığını açıklamıştır.