instagram twitter linkedin github youtube

31.3.21

Bono nedir?

 Bono emre yazılı bir ödeme taahhüdüdür. Ödeme kolaylığı sağlayan ve nakit yerine geçen emre yazılı kambiyo senetlerine de, sermaye piyasaları aracılığıyla finansman sağlamak için ihraç edilen sabit getirili menkul kıymetlere de bono denir. 

Kıymetli evrak sayılan bonoyu düzenleyen borçlu (keşideci /muhatap), bononun üzerinde yazılı tutarı bononun alacaklısına (lehtar) veya emrettiği kişiye, varsa bononun üzerinde yazılı ödeme tarihinde ve yerinde, yoksa ibrazında, kayıtsız şartsız ödeme taahhüdünde bulunur. Bonolar ancak emre yazılı olarak düzenlenebildikleri ancak ciro edilerek devredilebilirler.

Borsada işlem gördükleri için menkul kıymet sınıfına giren ve risksiz veya düşük riskli ve sabit getiri sağlayan bonolar ise devletler, yerel yönetimler veya özel şirketler tarafından ihraç edilen, Hazine Bonosu, Devlet Tahvili, Banka Bonosu, Finansman Bonosu gibi çeşitleri olan borçlanma araçlarıdır. Borsada işlem gören bonoların ihraçları, alım ve satımları 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, kambiyo senedi niteliğinde olan bonolar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabidir.


Bononun Zorunlu Unsurları ve Şartları

Aşağıda belirtlen Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 776. maddesinde açıklanan özel şekil şartlarına uyularak düzenlenmeyen bono veya emre yazılı senetler bono niteliği taşımaz;

  • Bono veya Emre Muharrer Senet: Bono metninde "Emre Yazılı Senet" veya "Bono" ibaresinin bulunması zorunludur. 
  • Kayıtsız ve Şartsız Ödeme Taahhüdü: Bononun, borçlunun bono üzerinde yazılı tutarı “kayıtsız şartsız ödeyeceği” taahhüdünü içermesi gereklidir. 
  • Ödeme Tarihi: Vade tarihi içeren bonolar vade tarihinde, içermeyenler ise görüldüğünde ödenir. Vade tarihi bononun zorunlu şekil şartlarından biri değildir. 

  • Ödeme Yeri: Üzerinde ödeme yeri yazılı olmayan bonoların düzenleme yeri ödeme yeri sayılır. Ödeme yeri bononun zorunlu şekil şartlarından biri değildir.
  • Alacaklının (Lehdarın) Adı ve Soyadı: Bono hamiline düzenlenemediği için bononun üzerinde yazılı tutarın ödeneceği kişinin adı ve soyadı yazılır.
  • Düzenlenme Tarihi: Üzerinde düzenlenme tarihinin yazılı olmayan boolar geçersiz sayılır.
  • Düzenleyenin Adı Soyadı ve İmzası: Bononun borçlunun adı soyadı ve imzasını içermesi gerekir.
  • Ciro İşlemleri: Bono üzerindeki haklar ciroyla 3.kişilere kayıtsız ve şartsız devredilebilir. 2 türlü ciro yapılır;
  1. Tam Ciro: Bononun arka yüzüne ciro yapılacak kimsenin adı ve soyadı ve ünvanını ve "Ödeyiniz" ibaresini yazılarak imzalanır. 
  2. Beyaz Ciro: Bononun arka yüzünün imzalanması yeterlidir. 

Bono ve Tahvil Farkı
Bono ile tahvil arasındaki en temel fark bononun en fazla 1 yıl, tahvilin ise en az 1 yıl en çok 30 yıl vadeli olmasıdır. Ayrıca bonolar iskontolu ve kuponsuz olarak ihraç edilirken, tahviller iskontolu veya sabit ve değişken faizli kuponlu olarak ihraç edilebilirler.

Bono Türleri
  • Hazine Bonosu/Devlet Bonosu: Devletin, kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile çıkarttığı borç senedidir. Bu tip senetler T.C Hazinesi tarafından TL ya da döviz olarak çıkartılabilir, ve faizlerinin ödenmesi garanti olduğundan dolayı en güvenli bono türleridir.
  • Banka Bonoları: Kalkınma ve yatırım bankaları tarafından, borçlu sıfatı ile çıkartılan senetlere banka bonosu denir. Halka arz edilecek olan banka bonolarının vadesi 60 – 360, tahsilli satılacak olanların vadesi ise 15 – 360 gün arasındadır.
  • Altın, Gümüş, Platin Bonoları: Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası(Eski adı ile İstanbul Altın Borsası) üyesi bankalar ya da kıymetli maden aracı kurumları tarafından, kıymetli maden cinsinden çıkartılan senetlerdir. Bu borç senetlerinin, iskontolu, ya da iskontosuz olarak satılabilmesi mümkündür.
  • Finansman Bonoları: Anonim ortaklık statüsündeki bankalar, büyük firmalar, finans kuruluşları tarafından ihraç edilen borç senetleridir. Bunlar, genel olarak, işletmelerin kısa vadeli fon ihtiyacına cevap vermek amacı ile kullanılırlar. Finansman bonolarının geri ödeme süreleri, en fazla dokuz ay olarak belirlenmiştir.

Bono Nasıl Alınır ?
Bir aracı kurumda yatırım hesabı açtıran herkes Borsa İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Kesin Alım Satım Pazarı’nda (2.el piyasada) işlem gören menkul kıymet niteliğindeki bonoları alıp satabilir. Yeni ihraç edilen Hazine Bonosu, Devlet ve Şirket Tahvillerini ve diğer bono türleri ise bankalar ve aracı kurumlar kanalıya satın alınabilir. Yatırımcılar bonoları vadesinden önce 2.el piyasada her zaman alıp satabilirler. Bono yatırımı yapabilmek için bir aracı kurum veya bankada yatırım hesabı açtırmak gereklidir. Yatırımcılar, bankalar veya aracı kurumlar kanalıyla yeni ihraç edilen bonoları satın alabilecekleri gibi Borsa İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Kesin Alım Satım Pazarı’nda (2.el piyasada) işlem gören menkul kıymet türündeki bonoların hepsine yatırım yapabilirler. 100.000 TL’nin altındaki tüm bono ve tahvil emirleri Borsa İstanbul Kesin Alım Satım Pazarında (2.el sabit getirili menkul kıymet işlemleri) işlem görür.

30.3.21

CRM nedir ?

Customer Relationship Management ya da “Müşteri İlişkileri Yönetimi”, firmaların var olan veya potansiyel müşterileri ile kurdukları ilişkiyi en verimli, en etkin ve sonuçta en karlı hale getirmek için kullandıkları yöntemler bütünüdür. Müşteriyi dinleyerek satış için yeni stratejiler geliştirmek anlamına gelir. CRM yazılımları bu amaç için geliştirilen tüm yazılımlardır. Yani CRM yazılımları, var olan müşteriyi korumanın yanı sıra potansiyel müşteriye de ulaşarak yeni müşteriler kazanmak ve tüm bu müşteri kitlesini elde tutarak sonuçta markaya ve ürüne bağımlı sadık müşteriler elde etmek amacıyla yapılan tüm çalışmalara verilen genel isimdir. CRM yazılımları ile müşteri kendini özel olarak hisseder, dolayısıyla firma veya ürün için bağımlılık oluşur. En iyi CRM programı firmaların süreçlerine, ihtiyaçlarına göre değişkenlik göstermektedir.


Tipik bir CRM çözümü, müşteri adayları ile kurulan ilk temastan, satış sonrası hizmetlere kadar tüm satış aşamalarının kolay takip edilebilmesi için birçok özellik barındırır. Şirket yöneticileri, CRM çözümlerini satış organizasyonunu yönetmek, satış performanslarını ölçümlemek ve süreçleri geliştirmek için kullanılırken; satış ekipleri CRM’i teklif hazırlamak, sipariş takip etmek, geçmiş satışlara erişmek ve tüm bilgileri kayıt altına almak ve diledikleri zaman bu bilgilere kısa sürede erişebilmek için kullanır.


Sayısız e-posta, çeşitli excel dosyaları ve elle yazılmış notlarda saklı müşteri bilgileri yerine, CRM’de belli bir düzenle kaydedilen bilgiler, bir şirketin tüm çalışanlarının gerekli bilgilere ihtiyaç duydukları anda ulaşabilmelerini sağlar. CRM kullanan bir şirketin müşterisi ofisi aradığında, telefonu açan kişi müşteriyi tanımıyor olsa bile, hızlıca tüm kayıtlara ulaşarak hizmet vermeye devam edebilir, müşterinin yeni taleplerini de ekip arkadaşlarının görebileceği şekilde CRM’e kaydedebilir. Tüm ekibin müşterilerle nasıl iletişim kurulduğunu, hangi ürünleri satın aldıklarını, ne zaman satın aldıklarını ve daha fazlasını görebilmesi, şirketlerde iş birliğinin ve verimliliğin artması anlamına gelir.

29.3.21

Yeni kısıtlamalar ve risk haritası

  •  Türkiye'nin tamamında sokağa çıkma sınırlaması akşam 21.00 ve sabah 05.00 olarak haftanın her günü devam edecek.
  • Yüksek risk grubunda yer alan illerde hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, Cuma 21.00-Cumartesi 05.00 saatleri arasıyla Cumartesi günü saat 21.00'de başlayıp Pazar gününün tamamını kapsayıp Pazartesi günü saat 05.00'de bitecek şekilde uygulanacak.
  • Çok yüksek risk grubunda yer alan illerde ise hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, Cuma günü saat 21.00'de başlayıp Cumartesi ve Pazar günlerinin tamamını kapsayıp Pazartesi günü saat 05.00'de bitecek şekilde uygulanacak.
  • Sokağa çıkma kısıtlamasının uygulama biçimine göre Cumartesi ve/ veya Pazar günü market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçiler ve çiçekçiler 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacak. Yine belirtilen süre içerisinde marketler, bakkallar, manavlar, kasaplar, kuruyemişçiler ve çiçekçiler telefonla ya da online olarak aldıkları siparişleri teslim edebilecek.
  • Lokanta ve kafe gibi işletmeler renk ayrımı olmaksızın tüm Türkiye'de yüzde 50 kapasite ve belirlenen kurallara uygun şekilde çalışabilecek. 
  • Lokanta/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı işyerleri Cumartesi ve/ veya Pazar günü 10.00-20.00 saatleri arasında paket servis faaliyetlerine devam edebilecek. Online sipariş firmaları da Cumartesi ve / veya Pazar günü 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebilecek
  • Türkiye genelinde tüm okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarda, 8. ve 12. sınıflarda öğretim sürecek.
  • Yüksek ve çok yüksek riskli illerde 8. sınıf hariç ortaokul sınıfları ve 12. sınıf hariç tüm lise sınıfları kapalı olacak.
  • Ramazan ayı boyunca ülke genelinde toplu iftar ve sahur gibi etkinlikler gerçekleştirilmeyecek. 
  • Mübarek ay boyunca, ülke genelinde hafta sonları sokağa çıkma sınırlaması uygulanacak.
  • Sadece ramazan boyunca Türkiye genelinde lokanta ve kafe gibi işletmelerin hizmetleri paket servisle sınırlandırılacaktır.
Mart ayının son haftasına göre;

Düşük Riskli İller;
Şırnak. (1 İl)

Orta Riskli İller; 
Batman, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Uşak, Van. (10 İl)

Yüksek Riskli İller; 
Adana, Afyonkarahisar, Ağrı, Bingöl, Burdur, Denizli, Hatay, Kahramanmaraş, Kars, Kırşehir, Manisa, Tunceli. (12 İl)

Çok Yüksekli İller; 
Adıyaman, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Ardahan, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bayburt, Bilecik, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Isparta, İstanbul, İzmir, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Yalova, Yozgat, Zonguldak, (58 İl)

Türkiye sabit kur sistemine geçebilir mi ?

 Sabit kur rejimi: Yerli paranın dış değerinin Merkez Bankası tarafından belirli bir kurla yabancı paralara karşı eşitlenmesi rejimidir. Sabit kur, bir kez belirlendiğinde Merkez Bankası tarafından değiştirilinceye kadar aynı kalır. Sabit kur rejiminin çeşitli uygulanma biçimleri vardır. Sabitleme rejimi; yerli parayı yabancı paralara belirli bir kur ile sabitleyip orada tutmak demektir. 

Peg rejimi; yerli parayı belirli bir rezerv paraya ya da birden fazla paranın oluşturduğu bir sepete bağlamaya peg etme deniyor. Para kurulu rejimi; bu da asıl olarak peg rejimiyle aynı ilke içinde yürür, yani peg rejimi için yapılan tanımlama bu rejim için de geçerlidir. Para kurulu rejiminin belirgin farkı, yerli paranın basılmasının döviz girişine bağlanmış olmasıdır. Yani yerli para bu rejimde döviz karşılığında basılmış olur.  

Dalgalı kur rejimi: Yerli paranın yabancı paralarla ilişkisinin piyasalarda (arz ve talep kurallarına göre) belirlendiği kur rejiminin adıdır. Bu rejimde yerli paranın yabancı paralarla olan ilişkisi gün içinde sürekli olarak yeniden belirlenir. Dalgalı kur rejiminin farklı uygulanma biçimleri vardır. Tam dalgalı kur rejimi; dalgalı kur rejiminde Merkez Bankası ya da başka bir kurum paranın dış değerine müdahale etmiyorsa bu rejime tam dalgalı kur rejimi denir. Müdahaleli dalgalı kur rejimi; dalgalı kur rejiminde Merkez Bankası kurdaki değişimlere döviz alım satımı yaparak ya da başka yollarla müdahale ediyorsa bu rejime müdahaleli dalgalı kur rejimi denir. Bant içinde dalgalanma rejimi; döviz kurunun belirli bir bant aralığında dalgalanmasına bu bandın altına veya üstüne geçmesi halinde Merkez Bankası’nın müdahale etmesi biçiminde uygulanan rejime verilen addır.

TÜRKİYE 1980'LERE KADAR SABİT KUR REJİMİNDEYDİ

Türkiye 1980’li yıllara gelene kadar sabit döviz kuru rejimi uyguladı. Bu rejim, TL’nin değerinin Merkez Bankası’nca belirlenmesi ve o değerde sabit tutulması yoluyla uygulanan sabitleme rejimi biçimindeydi. TL’nin değerinde ortaya çıkan ve çoğunlukla değer kaybı biçiminde olan değişiklikler genellikle bir defada ve devalüasyon biçimindeki müdahalelerle düzeltiliyor ve bu kez yeni eşitlik yeni sabit kur olarak belirleniyordu. Türkiye 1980’lerde döviz kurlarının piyasada belirlendiği ancak Merkez Bankası’nın müdahaleleriyle yön verdiği müdahaleli dalgalı döviz kuru rejimine geçti. Bu rejim 2000’lere kadar sürdürüldü. Kur rejimindeki üçüncü değişiklik 2000’lerde yapıldı ve 2001 krizi öncesinde Türkiye bant içinde dalgalanma rejimi uyguladı. Bu rejim uzun süreli olmadı ve 2001 kriziyle birlikte çöktü. Kriz sonrasında Türkiye dalgalı kur rejimine geçti.

TÜRKİYE SABİT KURU BUGÜN UYGULAYABİLİR Mİ?

Sabit kur rejimi, sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir sistemde uygulanamaz. Yani sabit kur rejimine geçebilmek için öncelikle sermaye giriş çıkışını denetim altına almak ve dolayısıyla konvertibiliteden vazgeçmek gerekir. Bu da isteyenin istediği zamanda elindeki veya banka hesabındaki TL’leri verip istediği yabancı parayı alabilmesi olanağını kaldırır. Bu sistemde kimin ne kadar, ne zaman yabancı para alacağına devlet karar verir. Yurt dışına para göndermek veya yurt dışından döviz getirmek devletin iznine bağlı olur. Buna göre Türkiye’nin sabit kur rejimine geçebilmesi için sermaye hareketlerinin serbestliğini denetime altına alması ve TL’nin konvertibilitesini kaldırması gerekir. Türkiye’nin dış borç toplamı 466 milyar Dolar ve önümüzdeki bir yıl içinde bulması (yenilemesi) gereken döviz ihtiyacı (cari açık dahil) yaklaşık 240 milyar Dolar. Böyle bir durumda bu hamleleri yapmak Türkiye’ye döviz girişini durdurur ve döviz ihtiyacı yüksek olduğu için de anında döviz karaborsasını başlatır. Dolayısıyla Türkiye’nin böyle bir rejim değişikliğine gitmesi mümkün değildir.

Türkiye, sermaye hareketlerini denetlemeye başlamadan yani 1567 Sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu’nun en sert biçimine geri dönmeden, TL’nin konvertibilitesini kaldırmadan sabit kura geçemez. Bu yüzden devlet yetkilileri kur artışına önlem almasını gerekiyor.

Manisa ilinin ilçeleri

 Manisa ilinin toplamda 17 tane olmak üzere alfabetik sırasına göre ;


  • Ahmetli
  • Akhisar
  • Alaşehir
  • Demirci
  • Gölmarmara
  • Gördes
  • Kırkağaç
  • Köprübaşı
  • Kula
  • Salihli
  • Sarıgöl
  • Saruhanlı
  • Selendi
  • Soma
  • Şehzadeler
  • Turgutlu
  • Yunusemre

28.3.21

Serbest bölge nedir?

Ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla beraber gümrük hattı dışında sayılan, ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerlerdir. Türkiye’de Serbest Bölgeler Türkiye Gümrük Bölgesi’nin parçası olmakla beraber; Serbest Dolaşımda olmayan herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmadığı; gümrük vergisi, ticaret ve kambiyo uygulamaları bakımından Türkiye gümrük bölgesi dışında kabul edildiği ;Serbest dolaşımdaki eşyanın ise, çıkış rejimi hükümlerine tabi tutularak konulduğu yerlerdir.

Serbest Bölgelerin Kurulması ve İşletilmesindeki Temel Amaçlar:

  • Türkiye'de ihracat için yatırım ve üretimi artırmak.
  • Yabancı sermaye ve teknoloji girişini hızlandırmak.
  • Ekonominin girdi ihtiyacını ucuz ve düzenli bir şekilde temin etmek.
  • Dış finansman ve ticaret imkanlarından daha fazla yararlanmak.

Serbest Bölgelerin İşlevi:

  • Ülkeye yabancı sermaye ve teknolojilerin getirilmesine imkan sağlayacak uygun zemin yaratılması.
  • Sanayicinin ihtiyaç duyduğu bazı hammadde ve ara malların kolaylıkla, istenilen miktarda ve zaman kaybı olmadan temin edilebilmesi.
  • Sağlanan teşvik ve avantajlarla düşük maliyetli mal üretimi ve ihracı.
  • Türkiye dışından gelen malların transit olarak diğer ülkelere satımı.
  • Yeni istihdam olanaklarının yaratılması.
  • Türk ihraç ürünlerinin ihracatını kolaylaştırmak ve hızlandırmak bakımından bir basamak olması işlevlerini görmektedir.

Ülkemizde Bulunan Serbest Bölgeler:

  • Antalya Serbest Bölgesi

Türkiye’nin ilk serbest bölge olma ünvanını elinde tutan Antalya Serbest Bölgesi; 11 Mart 1985 tarihinde kurulmuş ve 14 Kasım 1987 yılında aktif şekilde çalışmaya başlamıştır. İlk olarak devlet tarafından altyapı işlerinin finansmanı sağlanmış daha sonralarda özel sektör ve yabancı yatırımcılar aracılığıyla yatırımlar gerçekleştirilmiştir.

  • Mersin Serbest Bölgesi

Bakanlar Kurulu Kararı sonucunda açılması istenen Mersin Serbest Bölgesi, 11 Mart 1985 tarihinde kurulmuş ve resmi açılışını 3 Ocak 1987 yılında yapmıştır. 776 dönümlük Mersin Serbest Bölgesi zamanla yapılan eklemelerle 836 dönüme ulaşmıştır. Ticaret Bakanlığı’na bağlı Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü yönetmektedir.

  • Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi

Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi, sahil şeridinin 5 kilometreye varması ve 4.6 milyon metre kare üzerine kurulu yapısıyla ülkemizin en büyük yüz ölçümlü serbest bölgelerinden bir tanesi konumundadır. İskenderun Körfezi’nde yer almaktadır.  Doğrudan otoyol hattına bağlantısı ve tren istasyonuna 16 kilometre yakınlığıyla bölge etrafında dış ticareti canlandırmaktadır.

  • Ege Serbest Bölgesi

Ege Serbest Bölgesi, 11 Ocak 1987 Bakanlar Kurulu Kararı ile birlikte resmi olarak kurulmuştur. 1987 yılı itibariyle bölge üzerinde planlamalar yapılmış ve 1990 sonrasında ESBAŞ olarak Ege Serbest Bölgesi faaliyete geçmiştir. Bölge yatırımları, su, doğalgaz, boşaltma, nakliye, yükleme, elektrik, yemek ve itfaiye gibi hizmetlerin tamamı ESBAŞ aracılığıyla verilmektedir. İzmir’in o döneminde nüfusun az olduğu Gaziemir ilçesinde kurularak 2.2 milyon metre kare alana yayılan serbest bölge,  havaalanı, liman, karayolu ve demiryoluna yakınlığı sebebiyle gözde serbest bölgelerimizdendir.

  • İstanbul Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesi

180 bin 152 metre kare genişliğindeki alan  ile İstanbul’da hizmet vermektedir. 1996 yılı içerisinde çalışmaya başlamış ve bugün onlarca firma ile hizmetini devam ettirmektedir.

  • İstanbul Trakya Serbest Bölgesi

İstanbul Trakya Serbest Bölgesi veya İSBAŞ, Çatalca mevkiine gelmeden 2 kilometre öncesinde yer almaktadır. Kimya, makine ve ilaç sektörüne yönelik firmalar bu bölge üzerinde çalışmaktadır.

  • Trabzon Serbest Bölgesi

Trabzon limanı iç kısmında yer alan serbest bölge, Hem güvenli hem kullanışlı depolama alanları sunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminin 5 önemli limanlarından birisine kurulmuştur. Tarihte ticaretin önemli kesişimlerinde yer alan liman, bugün dış ticaret işlemlerimize konu olan çoğu işlemin yürütüldüğü yerdir.

  • İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesi

Orhanlı, Tuzla konumunda yer almaktadır. DESBAŞ özel sektör kuruluşu olarak bölge faaliyetlere devam etmektedir. 8 Nisan 1993 Bakanlar Kurulu Kararı ile bölge resmi makamlarca kurulmuştur. 5 Mayıs 2011 yılı itibariyle DESBAŞ ünvanı bölgenin ünvanının başına eklenmiştir.

  • Mardin Serbest Bölgesi

MASBAŞ olarak ünvanı oluşturulan bölge, bölge yönetici kuruluşu tarafından gelen talep doğrultusunda 3 Kasım 2016 tarihindeki Resmi Gazete’te yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile kapatıldı.

  • Samsun Serbest Bölgesi

Samsun Serbest Bölgesi, 27 Kasım 1995 senesindeki Bakanlar Kurulu Kararı ile 73 bin 150 metre kare sınır alanına yap-işlet-devret modeliyle yapılan bölge, 30 yıl boyunca işletilmesi SASBAŞ tarafından yapılacaktır. 1998 yılının Ocak ayında aktif hizmet vermeye başlamıştır.

  • Avrupa Serbest Bölgesi

2003 yılında resmi açılış yapan Avrupa Serbest Bölgesi, yapılan güçlü yatırımlar sayesinde 2 milyar amerikan doları ticaret kapasitesini aşmış ve bölgeye önemli bir istihdam yaratmıştır. 200 kadar firmanın varlık gösterdiği bölge Çorlu/Tekirdağ mevkiinde yer almaktadır.

  • Rize Serbest Bölgesi

Rize Serbest Bölgesi’nin 23/5/1997 tarihli ve 97/9530 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen sınırları  yeniden tespit edilmiştir; Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait serbest bölge arazisinin kullanım hakkı zamanın Ekonomi Bakanlığı’na devir edilmiştir. 

  • İzmir Serbest Bölgesi

1984 yılı içinde İzmir Deri Sanayicileri Yapı Kooperatifi ile bölgenin temelleri atılmış, 1988 yılında sanayi bölgesi olmuş ve ilerleyen zamanlarda serbest bölge olarak faaliyetini sürdürmüştür. İDESBAŞ ünvanı ile çalışmaktadır.


  • Kayseri Serbest Bölgesi

Ankara yolu üstünde kurulan ve Kayseri’nin büyük 1. Organize Sanayi Bölgesi ile yan yana olan Kayseri Serbest Bölgesi düz bir arazide 1998 yılı itibariyle kurulmuştur. Türkiye’nin en geniş alanına sahip serbest bölgesidir. 4 bin üstü kişiyi istihdam etmekte ve bölgesel ticareti kalkındırmaktadır.

  • Gaziantep Serbest Bölgesi

1997 yılının son kısımlarına doğru GASBAŞ olarak işletmecisinin yetkili kılındığı serbest bölgemizdir. Gaziantep Sanayi ve Ticaret Odası’nın bölgeyi kurmak için çalışmaları oldukça fazladır. 

  • Kocaeli Serbest Bölgesi

17 Mayıs 2000 yılındaki Bakanlar Kurulu Kararı ile sınırları çizilen Kocaeli Serbest Bölgesi 30 yıl boyunca işletilebilecek serbest bölge statüsüne sahiptir. Kocaeli Serbest Bölgesi’ nin tüm işletmesi KOSBAŞ tarafından yapılmaktadır.

  • Denizli Serbest Bölgesi

Denizli Serbest Bölgesi; yabancı kaynak veya devlet yatırımlarına fazla ihtiyaç duymadan, girişimcilerinin kendi imkanları ile bugünlere kadar gelmiştir. Odak noktası tamamen ihracattır.

  • Tübitak MAM Serbest Bölgesi

TÜBİTAK’ın Gebze lokasyonunda Marmara Araştırma Merkezi içinde kurulan teknokenttir. Teknokent olarak aynı zamanda Serbest Bölge ünvanına sahiptir. Var olan şirketlerin çoğu teknoloji tabanlı çalışmalar yürütmekte ve serbest bölge avantajlarından faydalanabilmektedirler.

  • Bursa Serbest Bölgesi

Bursa Sanayi Ve Ticaret Odasının öncülüğünde BUSEB A.Ş. olarak 1998 yılı içinde kurulmuştur. 825 dönümlük geniş bir arazi üzerine yayılmıştır. 

  • Sakarya İpekyolu Serbest Bölgesi

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ile birlikte İzmirli Sanayicilerin birlikte çalışarak önerdiği Sakarya İpekyolu Serbest Ticaret Bölgesi 3 Aralık 2007 yılında Bakanlar Kurulu’ndan geçen karar ile kurulmuştu. Aradan geçen zamanla Türkiye Mimar ve  Mühendis Odaları Birliği’nin başvurusuyla birlikte Serbest Bölge’nin kurulması iptal edilmişti. Karasu Limanı ve geleceğinden bahsi geçen yatırımlarla birlikte Serbest Bölge tekrar açılması gündeme gelebilir.

  • Filyos Serbest Bölgesi

Zonguldak’a yukarıdaki konuma göre kurulan ve 1999 yılı içinde serbest bölge olarak duyurulan Filyos Serbest Bölgesi 30 Ekim 2010 yılında Serbest Bölge statüsü alınarak doğrudan sanayi bölgesi olma potansiyeline dönüştü. Günümüzde ise bu şekilde hizmet vermektedir. Bölge içi sanayide etkileşim olması beklendiği için bu karar alınmıştır.

27.3.21

Unicorn şirket nedir?

 Unicorn, Türkçe manasıyla tek boynuzlu at anlamına gelmektedir. Mitolojide, saf ve masum olduğuna, kanı içildiğinde kişiyi ölümsüz kıldığına, bu nedenle öldürmenin lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvan olduğu söylenmektedir. Latince ismi olan Unicorn; "bir-tek" anlamına gelen uni- ve boynuz anlamına gelen cornus sözcüklerinden türemiştir (Türkçe karşılığı Tekboynuz'dur). Yine bir efsaneye göre, sadece bakire kızların yanına yaklaşır ve bu şekilde yakalanabilir.

Amerikalı ünlü yatırımcı Aileen Lee tarafından girişim dünyasına kazandırılan unicorn tanımı 1 milyar doları aşan şirketler için kullanılıyor. Yani bir girişim şirketinin 1 milyar dolar ve üzeri değeri varsa o şirket unicorn oluyor. Unicorn şirketler en fazla ABD'den çıkıyor.

ABD’de Silikon Vadisi’nde kurulan Apple, Microsoft, Google gibi girişim şirketleri yatırımcılar sayesinde hızlı büyümeler yakaladılar ve bugünün devleri haline geldiler. Bunlar 80’lerin ve 90’ların sonunda yaşanan gelişmelerdi. Ancak 2000’li yıllardan bu yana girişimcilik ekosisteminde inanılmaz bir büyüme görüldü. 2010 yılından bu yana ise bu büyüme kat kat hızlandı ve milyar dolarlık girişimlerin sayısı hızla arttı.Dünyada değeri her geçen gün artan unicorn girişimlere örnek vermek gerekirse, Uber'den bahsedebiliriz. Toplumun sorununa dikkat çeken ve bir anda yükselişe geçen Uber, değerine değer katmaya devam ediyor

Unicorn, girişimcilik dünyasında da kullanılan bir tabirdir. Unicorn girişim olabilmek için en az bir milyar dolar değerlemeye ulaşmak gerekmektedir. 10 milyar dolar seviyesine ulaşan girişimler ise 'Deacorn' olarak ifade edilmektedir. Türkiye'de unicorn girişim olarak nitelendirilebilecek ikinci yatırım ise 'Getir' olmuştur. 2,6 milyar dolar olarak değerlenen Getir'den önce Peak Games 1,8 milyar dolar değerleme ile ilk unicorn olarak nitelendirilmişti.



Berat Kandiliniz Mübarek Olsun


 

26.3.21

Uzun Türkçe dua

Euzu billahi minesseytanirracim. Bismillahir-Rahmanir-Rahiym.

El-hamdü lillahi Rabbil-alemiyn. Vesselatü Ves-selamü ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmaiyn. 

Her şeye hayat verip onları ayakta tutan, gerçek hayatın tek sahibi olan Rabbim, senden başka ilah yoktur. 

Her şeyden yüce Rabbim gizli ve saklı olan her şeyi sen bilirsin ve işitirsin. Sen en merhametlisin. Her şeyin tek yaratıcısı, ortağı olmayan ve yalnız yaratıcısı Rabbim, senden başka bir ilah yoktur. 

Eşi ve benzeri olmayan, bulunmayan Rabbim. Sen yarattıklarına merhametli ve şefkatli olansın. Azameti çok büyük olan, her şeye galip gelen Rabbim senden başka bir ilah yoktur. 

Her şeyi hakkı ile işiten ve bilen Allah'ım, her şeye gücü yetmekte olan Kadir Allah'ım, büyük arş ve her şeyin sahibi, tüm acizlikten, gafletten, hatalardan uzak olan Allah'ım senden başka bir ilah yoktur. Ölenleri diriltecek olan ve bütün varlıkların hak sahibi Allah'ım, senden başka bir ilah yoktur. Tüm güzel isimler ancak senindir ve senin içindir.

Ey istediğini istediğine istediği anda veren ve istediği anda alma kutretine sahip olan yüce ALLAH’ım, 

Ey dualara icabet eden, bana şah damarımdan daha yakın olan, esirgeyen, bağışlayan, lütfeden ALLAH’ım.

Ey yerleri ve gökleri yaratan, gizli ve açık her şeyi hakkıyla bilen, mülkün ve saltanatın ve bütün varlıkların sahibi, gözden uzak gönle yakın, her şeye kadir olan yüce ALLAH’ım.

Ey hesap gününün sahibi, rahmeti gazabından çok, insan ve cinleri ancak ibadet etsin diye yaratan, ilk emri oku olan, alemlerin RABBİ ALLAH’ım.

Ey şekil verenlerin en güzeli olan, bağışlaması ve ihsanı sonsuz olan ALLAH’ım.

Ey yalnızların en yakını, tek başına kalanların dostu, çaresizlerin yardımcısı, fakirlerin sonsuz serveti, zayıfların kuvveti, gariplerin şikayet merci’i olan yüce RABBİM.

Ey geceyi gündüze, gündüzü geceye katan, azameti ve yüceliği olan, ihsanı bol, rahmeti bol olan RABBİM 

Bütün hamd ü senalar sanadır. Övgü ve şükürler sanadır,dua ve niyazlar, yalvarış ve yakarışlar, dile getirdiğim getiremediğim her türlü eşsiz hamd ve sena ancak sana mahsustur ALLAH’ım.

Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür."

Ben ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dilerim, ancak senin için namaz kılar ve ancak sana secde ederim, yalnız sana yalvarır, ancak sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırım.

Böylece huzuruna geldim, boynumu büktüm, ellerimi sana açtım

Ey kerim ve rahim olan RABBİM, kendimi senin uçsuz bucaksız inayetine, yardımına, lutfuna, rahmetine, keremine bıraktım. Senden yardım bekliyorum.

Belki layik değilim, belki yüzüm yok, belki hakkım değil, ancak biliyor ve ikrar ediyorum ki :senden başka gidecek yolum yok, senden başka tutunacak ipim yok, senden başka sığınacak kapım yok, senden başka kimsem yok. Ben seni istiyorum, maksudum sensin, bütün istediğim senin benden razı olmandır, bana yar ve yardımcı olmandır.

Ey ol emriyle bilinen ve bilinmeyen, görünen ve görünmeyen sayısız alemleri yaratan ve yok ol emriyle de her şeyi bir anda yok etme gücüne sahip olan, rahman ve gufran olan, gerçek olarak bilir ve bildirim ki, senden başka ilah yoktur.

Seni aradım durdum gönüllerin yalnızlığında çöllerinin, menzilsiz yollarında ve bir katre Rahmetine muhtaç toprağımızda. Ah perde, ah şahdamarım. Şefkatinin gölgesine sığınıyorum Ya Rab! Hiçliğin zerresinde kavrulmaya can attığımız demdir. Vedûdsun… İltifatına muhtacım Ya Rab. Tenezzül buyur biz kullarının münacatına. Dua dua açılırmış sana giden kapılar. Hayırlı bir günde kapında yalvarmaya geldim. Bir avuç ateşböceği uçuruver ne olur zifiri yüreğime. Kararan günlerime, gecelerime… Ve “ne olursan ol gel!” diyen aşıkların hürmetine, ne olur affeyle… 

Senden korkum nâr değil, kaybetme korkusudur. Dostu, en sevgiliyi, sıla-i rahimi, cânânı, canda kaybetme korkusu. Umudumsa rızan: “İlahi ente maksudi” Yüreğim ezik Ya Rab. Yüzüm yerde. Kaldırıp başımı sonsuzluğa bakmaya yüzüm yok… Layık olamadım. Pişmanlığın dehlizlerinde boğuluyorken ağlayamadım, derinden sessizce… zayıf iradelerimle, alacakaranlık yüreğimle bir damla gözyaşı getirebilseydim yürekten, ihlas adına. 

Biliyorum ki, pişmanlıklara delil kabul ederdin… Yüreğin zayıf noktalarında mahkum oldun nefsime. Ya Rab çıkar kelepçelerini o aleyhillânenin… Çıkar ne olur, dostlarının hatırına. Azad et Ya Rab şüphelerin oyuncağı olmuş aklın nezarethanesinden. Kutlu sevdanın gül kokusundan doya doya içir sinelerime. Diri meyyitler gibi değil, sırat-ı müstakim üzerinde günahlardan nurunla yıkanmış olarak yürümeyi nasib eyle. 

Şehirler, evler mezar oldu Ya Rab. Her evden ceset kokuları yükseliyor semaya. Bedenler değil, ruhlar ölü. Beni nurunla dirilmeyi nasib eyle. Sahte dostları, riyakar aşkları çarparak yüzüne insanlığın, sana koşmayı nasib eyle. Tevbe kapılarının ardına değin açıldığı ve meleklerin kanatlarıyla yeryüzüne kapandığı günlerin rahmetinde yüzmekteyken, ebed aşkını gönlüme nakşet.

 İşte can pazarında canımızı satmaktayım, bir iltifatın uğruna… Gülistanında renksiz, kokusuz bir yaprak olmayı çok görme. Yüce kapında kıtmir olanlardan eyle. Elimden, yüreğimden katran rengi günahlar dökülüyor. Duaları semadan çevrilmeyenler adına, geceleri nurlarıyla sabahlara çevirenler adına, samimiyeti nakış nakış ömür gergefine işleyenler adına, tevbe ediyor, af diliyorum duamla. 

Ey yüceler yücesi, var ve bir olan ALLAH’ım 

‘’Bana dua edin, duanızı kabul edeyim’’ buyurdun.

‘’Duanız olmasa neyinize kıymet edeyim’’ buyurdun.

Bana şu acizane, halisane, salihane, duama icabet eyle,

Beni zatına kul ve kurban olanlardan eyle, 

En güzel isimlerinle beni tecelli eyle.

Beni, hakk’ı bilenlerden, hakk’a tabi olanlardan ve hakk’ı yaşayanlardan eyle.

Beni, batılı batıl bilip, batıldan kaçanlardan eyle.

Beni, rızanı kazananlardan, rahmet’i rahman’a kavuşanlardan eyle.

Beni, zikrinle dolup taşanlardan, senin yolunda ölenlerden eyle.

Beni, cennetine girenlerden, cehenneminden azad olanlardan eyle.

Yalvarıyorum, beni, cemalini, rü’yetini görenlerden eyle YA RABBİ.

Ey kalplerimizi nurlandıran Rabbim! Hidayetinle iyileştir bütün vücudumu, Ebedi saadet müjdesiyle şifa ver bütün vücuduma, Yokluğun acısına bırakma kalbimi, ALLAHIM 

Sensin nurların nuru, Sendendir bütün nurlar, nur ver bana, Nur üstüne Nur ver bana, Nurumu Nur eyle, Semamı Nursuz bırakma, aydınlat ufkumu Allah'ım!

Senden başka ilah yok ki beni medet eylesin,  Birtek SENSİN, Birtek Sensin kurtuluşum, Birtek sensin sığındığım, İman ver bana, kurtuluş ver bana, Beni hiçliğin ateşinden kurtar, Beni senden uzaklığın cehenneminden al, Ey Rabbimiz.

Allah’ım! Sırlar semasının güneşi; nurların mazharı; Celâl dairesinin merkezi; Cemal feleğinin kudbu olan, Ehadiyete mensub Muhammed(s.a.v) ın lâtif zatına salât ve selam eyle!

Sevgili Peygamberimize salat-ü selam, vesile, üstünlük ve yüksek dereceler ikram eyle.

O’nu vaat ettiğin makam-ı mahmud’a nail eyle.

Şüphesiz sen vaadinden dönmesin.

Allah’ım! ‘O’ nun Sen’in katındaki sırrı ve ‘O’nun Sana olan manevi Yâkınlığı hürmetine, korkumu emniyete çevir. Hatalarımı sil. Hüzün ve hırsımı gider. Benim destekçim ol. Beni benden alıp kendine götür, kendine Yâklaştır. Benliğimden geçmeyi bana nasib et. Beni nefsime meftun ve hislerimle perdelenmiş kılma. Bana her gizli sırrını aç. 

Ehl’i beytini, ashabını ve O’nun izinde yürüyenleri her türlü ihtirama ve muhabbete nail eyle.

Beni, iki cihan güneşinin sünneti seni yelerini yaşayanlardan eyle.

Livaü’l hamd sancağı altında toplananlardan, O’na komşu olanlardan eyle.

O’nu derdimin dermanı, karanlık gecemin meş’alesi eyle.

Gözümün nuru, gönlümün süruru eyle.

Beni, O’nun yolunda şaşırmadan yürüyenlerden eyle.

Fahri kainat mefhari mevcudat olan peygamberimizin şefa’atine beni de nail eyle.

Beni, O’na yakın eyle, beni O’na muhtaç eyle.

Beni, O’na ümmet olma şeref ve şuurunu taşıyanlardan eyle YA RABBİ.

ALLAHIM 

Sen affedicisin, affı seversin, beni ve bütün inanları affeyle.

Hatayla işlemiş olduğum bütün günahları affeyle.

Beni rahmetinle, şerefinle, bereketinle muamele eyle.

Beni kereminle, ihsanınla, fazlınla ikram eyle.

Beni bağışlayarak bana merhamet eyle.

Bana nasuh bir tevbe ve hidayet ihsan eyle.

Tevbemi kabul edip beni mağfiret eyle.

ALLAH’ım ! 

Yalnız Senden yardım diler yalnız Sana kulluk ederim. Seni sığınak, barınak, tutanak bilir Ya ALLAH derim. Şeytandan SANA sığınır e’uzu billah derim. Her işe Seninle başlar bismillah derim. Nimet verdiğinde gönülden şükrederim. Versende alsanda elhamdülillah derim. Hayran kaldığımda maşALLAH, Pişman olduğum da estağfirullah derim. Sevindiğimde ALLAHuekber, Üzüldüğümde inna lillah derim. Canım sıkıldığında fe-subhanALLAH , Zafer kazandığımızda nasrun minALLAH, Rızık kazandığımda er-rizku ‘alALLAH derim. Bir işi arzu ettiğimde inşALLAH, Bir işi başardığımda biiznillah derim. 

ALLAH’ım ! 

Benliğimi yaktığı ateşte yakma beni! Beni nefsime kul etme, kul et nefsimi Sana ! Bir lahza dahi bana bırakma beni! Sen bana yetersin. Bilmediğimi bildir, görmediğimi göster! Sen bildirmezsen bilemeyim, göremeyim göstermezsen,Gönlümd huzur, gözüme nur, dizime derman ver! Sen “OL” deyince olur, olmaza “OL” demezsen. Canana can, cana canan , kalbe ferman ver! Al işte ellerimi, uzattım sana! Ne olur, ne olur bırakma beni şere, ellerimi bırakma! Bırakma beni, Tut elimi Allah'ım!

Yâ Rabbî! Yedi kebairi terk, beş farz namazı kılmayı, elden geldiği kadarda Sünneti Seniyye ye uymayı sana söz veriyorum. Yapmış olduğum günahları terk, Yaptığımdan dolayı da pişmanlık duyuyorum. Pişmanım! Pişmanım! Pişmanım! 

Yâ Rabbî! Şu geceler ki füyûzat hürmetine! Hastalıklarımıza şifâ-i âcili, borçlularımıza hakkıyla edayı, gurbette olanlara hayırlı vuslatı, yolcularımıza emniyet ve selameti, dertlerimize devayı nasip eyle. Fakirlik hakirlik eleminden bizi kurtar! 

ALLAH’ ım ….

Bana Hz Adem in tevbesini, Hz Nuh un direncini ver, Hz. İbrahimin imanını, Hz. İsmailin teslimiyetini ver, Hz. Yakub un dirayetini, Hz. Yusuf un iffetini ver, Hz. Musa nın celadetini Hz. Harunun sadakatini ver, Hz. Davut un sedasını Hz. Süleyman ın gayretini ver, Hz. Eyyub un sabrını Hz. Lokman ın hikmetini ver, Hz. Zekeriyya nın hizmetini Hz. Yahya nın şehadetini ver, Hz. Meryem in adanmışlığını Hz. İsa nın safiyetini ver ve Hz. Muhammed(s.a.v) in muhabbetini ver, hayatımı muhabbetsiz, ahiretimi cennetsiz bırakma ya Rabbi!

ALLAHIM 

Her türlü noksanlıktan uzaksın, eşin benzerinin bulunmaz ve ben ancak kendime yazık ederim.

ALLAHIM 

Kur'an-ı Kerim hürmetine, O’nun bereketiyle beni affeyle.

Beni, Kur'an-ı Kerimi okuyanlardan, anlayanlardan, yaşayanlardan eyle.

Kur'an-ı Kerimi dünyada arkadaş, kabirde yoldaş, nuruyla ahiret şefaatci eyle.

Beni, Kur'an'ı Kerim'in saadetini, selametini nail eyle.

Beni, Kur'an'ı Kerim'in kerametiyle mükerrem eyle YA RABBİ.

ALLAHIM 

(Bu kısmı Hatim duası veya herhangi bir süre okuduysaniz Kur'an'ı Kerim hatmi Şerif değiştirek okuyun örneğin mevlidi Şerif İzzetinde kabul eyle gibi ) Okuduğum Kur'an-ı Kerim'i ve hatmi şerifi izzetinde kabul eyle. Hasıl olan sevabı, öncelikle sevgili peygamberimizin ruhu şerifine ikram eyle. Bütün peygamberlerin ve onları yoldaş edinenlerin pak ruhlarına ikram eyle.İsimleri unutulmuş, nesilleri kesilmiş, gariplerin, acizlerin, mazlumun, masumin ruhlarınada hediye eyledim vasıl eyle YA RABBİ.Topraklar altında hak ile yeksan olmuş, dünyada kimi kimsesi kalmamışların ruhlarını da hissedar eyle.Dualar bekleyen kaffe i ehli imanın ruhlarını da haberdar eyle.Bu duayı okuyan kardeşlerimizin, mevtalarını da hissedar eyle. (Buraya kadar hatim vb dualar için )

Ölen akrabalarımın Ruhlarını şad eyle.

Makamlarını cennet eyle.

Derecelerini ali eyle.

Kabirlerini cennet bahçesinden bir bahçe eyle.

Seyyi’atlarını hasenatla tebdil eyle.

Dünyada kalanlara yardım ve hidayet eyle.

Sabrı cemiller lutfeyle.

Onlara ve bana, tüm iman edenlere bol bol rahmet eyle YA RABBİ.

Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı

Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı

Verme dünyaları aslanda bu cennet vatanı.

diyerek vatan, millet, memleket, bayrak, ezan ve mukaddes değerler için kanlarını akıtan, canlarını veren, evladım yaşasın diyerek bu vatanı, güzelim memleketimizi, bizlere armağan eden aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin de ruhlarına ayrı ayrı hediye eyledim vasıl eyle. Ya Rabbi!

ALLAHIM!

Beni, son nefesimde, iman ile, İslam ile, Kur’an ile, göçenlerden eyle.

Kelime’i şehadet, kelime’i tevhid’i söyleyerek ruhlarını teslim edenlerden eyle.

( EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN RESULULLAH ).

Dar’ı bekaya aşk ile, vecd ile, heyecan ile, neş’e ile gidenlerden eyle.

Beni, ve sevdiklerimi güzel ölümler lutfeyle.

Beni, ölmeden önce ölenlerden eyle YA RABBİ.

ALLAHIM 

Hayatta iken yaptığım bütün ibadet taatlerimizi, ihsan ile makbul eyle.

Hoşnutluğunu kazandıracak, kusursuz kullukta bulunma imkanlarını lutf eyle.

Beni, rızanı kazanmak için acele edenlerden, amel’i Salih işleyenlerden eyle.

Hakiki iman edenlerden, yoluna yönelenlerden, emrine kulak verenlerden eyle.

Birbirine karşı hakkı ve sabrı tavsiye edenlerden, zikredenlerden, şükredenlerden eyle.

İyilik ve güzellikten yana olan, hayır ve hizmetten geri durmayanlardan eyle.

Bahtiyar kullarının amellerini işleyenlerden, maksuduna muradına erenlerden eyle.

Böylece beni, razı olduğun sevgili ve seçkin kullarından eyle YA RABBİ.

ALLAHIM

Dinim, dünyam, ailem, doğacak çoluk çocuklarımla ve malım içinde sağlık ve afiyetle yaşamamı nasip eyle. Allah’ım, kusurlarımı ört, beni korktuklarımdan emin eyle.

ALLAHIM

Beni, ailemi, eşimi ve doğacak çocuklarımı namazı devamlı kılanlardan eyle, dualarımı kabul eyle, hesap günü beni, annemi babamı ve bütün Müslümanları bağışla. Müslümanları dinlerinde daim eyle, hayat şartlarını kolaylaştır. Onlara güven ver, borçlarını ödemede kolaylık ver. Hastalarına şifa ver. Uzakta olanlarına selamet ver. Gönüllerine ferahlık ver. Kalplerindeki kin ve nefreti gider. Onları birbirine ısındır. Peygamberlerinin yolunda sabit kıl. Düşmanlarına karşı onların yardımcısı ol.

ALLAHIM 

Beni, Annemi, babamı ve kardeşimi dünyada ve ahirette iyilik ve güzellik ihsan eyle, Cehennem ve ahiret azabından ve dünyadaki bütün kötülüklerden ve şerlerden muhafaza eyle. Bizi kötülükten uzaklaştıran ve kendisi de kötülükten uzak duranlardan eyle.

ALLAHIM

Nefsime takvâ ver, onu temizle, nefsi en iyi temizleyen sensin.  Nefsimi velisi ve mevlâsı sensin. Beni, nefsimin çılgın istek ve arzularından muhafaza eyle. Yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.

ALLAHIM

Bana daima helal olan şeyleri nasib et ki, harama düşmeyeyim. İbadet ve taatınla meşgul olmayı nasib et ki, günah ve isyana düşmeyeyim. Lütuf ve ihsanını esirgeme ki, senden başkasına muhtaç olmayayım.

ALLAHIM

Beni, iyilik yaptığında sevinen, kötülük işlediğinde pişman olup af dileyenlerden eyle.

Beni, nimetlerin karşısında nankörlük edenlerden değil, bol bol hamd edenlerden eyle.

Beni, hidayete erenlerden, muttaki, muvahhid, mücahüd olan güzel kullarından eyle.

Beni, cihad edenlerden, şehit olanlardan eyle.

Beni, huzurundan boş çevirme, lutfunu nail eyle YA RABBİ.

Allâh'ım! kıldığım namazlarımı mukaddes eyle Rabbi. Muhammed (s.a.v.)'e vesîleyi ve fazîleti ihsan et ve O'nu, vaat buyurmuş olduğun Makâm-ı Muhmûd'a eriştir.

ALLAHIM 

Beni, küfre açık kapı bırakmayan bir iman nasip eyle.

Beni, hayırlı ve huzurlu ömürler ihsan eyle.

Umduklarıma nail eyle, korktuklarımdan emin eyle.

Ayıplarımı ört, kalbimi pak eyle.

Hayırları feht eyle, şerleri def eyle, sonumu hayır eyle.

Kulluk edenlerden, affına erenlerden eyle.

Doğruyu söyleyenlerden, yanlışa düşmeyenlerden eyle.

Hakikatten şaşmayanlardan, doğru yolu bulanlardan eyle.

Ya Rab beni ana babamı bütün müminleri hesap gününde himayen de eyle ya Rab.

Ben nefsimi zulmettim. Eğer sen affetmezsen lutfetmezsen ebedi ziyanda kalanlardan olurum ya Rab.

Ya Rab gönlümü sana bağlandıktan sonra senden ayırma. Sen bağışlayan Mevlasın, kulun dileği çoğaldıkça lutfu, bağışı çoğalan mevlasın.

Ya Rab affedicisin affetmeyi seversin beni de affeyle Ya Rab.

Ya Rab Recep ve Şabanı mübarek eyle beni Ramazan'ı şerife kavuştur. Yâ Erhamerrâhimin beni bitmez tükenmez nimetler ihsan eyledin sana hamd olsun. Havanı suyunu verdin. Canlıları cansızları hizmetine ram ettin. Kitap indirdin. Peygamber gönderdin. Varlığına kudretine binlerce delil koydun ki sana iman edeyim, sana ittihat edeyim, merhamet edeyim diye. Ama Ya Rab ben bu görevimi yapamadım beni affeyle lutfeyle Ya Rab.

Ya Rabbi! Rızık ve nimet veren sensin! Sen kapına yönelenleri boş çevirmezsin. Ben aciz kullarındanım, Senin sonsuz ikram ve ihsanına muhtacım. Bana dünya ve âhirette güzel nimetler ihsan eyle!

Ya Rabbi! Helâl gıdaların şükrünü eda edebilmeyi ve Sana kullukta bulunabilmeyi bana nasip eyle!

Ya Rabbi, faydasız ilimden, makbul olmayan ibadetten ve kabul edilmeyen duadan, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve her çeşit hastalıktan, gece ve gündüz gelecek kötülüklerden, sıkıntılardan kötü arkadaştan ve kötü komşudan sana sığınırım! Bildiğim bilmediğim bütün iyilikleri ver, bildiğim bilmediğim bütün kötülüklerden muhafaza et,her işimi sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahiret azabından koru!

Ya Rabbi! Mülkün sahibi sensin, dilediğine mülkü verir, dilediğinden alırsın. Dilediğini aziz, dilediğini zelil edersin. Beni; aziz kıldığın ve nimet verdiğin kullarından eyle!

Ya Rabbi! Beni koyduğun yasalar çizgisinde kazanan, kullanan, yatırıma yönelten, bölüşen ve bölüştüren kullarından eyle.

Ya Rabbi! Beni sevdiğin, Sana seni görür gibi ibadet eden, yaptığı her işi Kur'ân çizgisinde güzel yapmaya çalışan kullarından kıl. Görevlerini yapan ama yalnızca sana güvenen ve sabır gösteren kullar arasına kat. Sevdiğin yürekten tövbeler ederek arınan kullarından eyle. Sevdiğin hak sever, hayır sever, sosyal adaletçi kullarına kat. Bütün zalimlere karşı tüm mazlumlardan yana kaleler gibi saf tutarak mücadele veren kullarından eyle. Beni sevdiklerini sevdirt. Rahman ve Rahim olan Mevlam.

Ya Rabbi! Beni, toplumumuz için de çalışanlardan kıl. Beni dosdoğru konuşan, sözleri ve sözleşmelerinin gereğini yapan güvenilir kullarından eyle. Kardeşlik duygularımı pekiştir. Danışma ve dayanışma içinde olan ve de yardımlaşan kullarından kıl. 

Ya Rabbi! Bütün nimetleri Sen'den bilen kullarından eyle. Şımarıklıktan, lüks harcama düşkünlüğünden ve gösteriş budalalığından koru.

Ya Rabbi! Benu insanların temel haklarını ve özgürlüklerini ve maddi menfaatlerini gözetenlerden kıl. Yasakladığın faizden, içki-kumar fuhuş işletmeciliğinden, karaborsacılıktan, emeği sömürüden, hırsızlık türlerinden, kamu mallarını yağmalamak ve yağmalatmaktan ve haram paradan uzaklaştır. Gereksiz ve kalitesiz üretime yönelmekten, faydasız tüketimi teşvikten ve aldatıcı reklamlar yapmaktan beni koru.

Beni dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan ve sabreden ve şükredenlerden eyle!

Ya Rabbi! İşinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan, doğru konuşanlardan eyle. Sıhhat afiyet ve güzel ahlâk ver. Kaza ve kaderine rıza gösterenlerden eyle. Kulağıma, gözüme sıhhat ver! Küfürden, fakirlik ve kabir azabından,zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım. Kusurlarımı ört, korkulardan emin kıl ve borçlarımı ödememi nasip eyle. Ölünceye kadar ibadet etmemi, ömrümün hayırlı amellerle sona ermesini nasıp et ve Cennetini ihsan eyle!

Yâ Rabbî! Bana sarsılmaz bir iman, güzel bir ahlâk, şükredici bir kalb, sabredici beden, zikredici dil, kaza ve kaderine rıza gösteren hayırlı ömür, salih evlât, dünya ve ahirette güzellik ihsan et! Ana ve babamı da mağfiret eyle!

Yâ Rabbî! Dinine severek hizmet etmeyi, kul borçlarını ödemeyi ve şehit olarak ölmemi nasip eyle!

Ya Rab darda olanlara genişlik, sıkıntıda olanlara ferahlık, hastalara şifalar borçlulara edalar lutfeyle. 

Ya Rabbi! Rüzgârların getirdiği âfetin şerrinden sana sığınırım!  gözümde bir nûr, kulağımda bir nûr, kalbimde bir nûr yarat!  göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır!

Ya Rabbi! Kalbe vesvese veren şeytandan, işlerin karışıklığından, kabir fitnesinin şerrinden, gecenin getirdiği şeylerin şerrinden, gündüzün getirdiği şeylerin şerrinden, korkunç rüzgârların getirdiği âfetlerin şerrinden, zamanın nöbet nöbet gelen mihnet ve belâlarının şerrinden sana sığınırım!

Hatırlayamadığım fakat kabul edilse de "Amin" deseydim diye gönlümden geçirdiğim duaları da kabul eyle, korktuklarımdan emin umduklarımdan nail eyle ya Rab.

Allah’ım, kederden, tasadan,âcizlikten, tembellikten,cimrilikten, korkaklıktan, borç altında ezilmekten, düşmanlara yenilmekten sana sığınırım.

Ey Rabbim! İbadetlerimi, taatlerimi kabul et. Şüphesiz ki sen dualarımı işiten, niyetlerimi bilensin, tevbelerimi kabul et. Şüphesiz Sen, tevbeleri çokça kabul edensin.

Ey Rabbim! Beni katından bir rahmet ver içimde bulunduğum şu durumda beni kurtuluşa ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır.

Ey Rabbim! Üzerime sabır yağdır, beni müslüman olarak öldür ve kelime-i şehadet getirmeden canımı alma ya Rabbim.

Allah’ım, dinim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve afiyetle yaşamamı nasip eyle. Allah’ım, kusurlarımı ört, beni korktuklarımdan emin eyle.

Allah’ım, önümden, arkamdan, sağımdan solumdan, üstümden ve altımdan gelecek tüm kötülüklerden sana sığınırım. Allah’ım, vücuduma sağlık ver. Kulağıma sağlık ver, Senden başka ilâh yoktur..

Allah’ım, küfürden, fakirlikten, kabir azabından sana sığınırım. Senden başka ilâh yoktur.

Allah’ım, benim Rabbim sensin. Senden başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın, ben Senin kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum.Senden başka günahları bağışlayacak yoktur.

Allahım! Şüphesiz ben bilerek herhangi bir şeyi şirk koşmaktan sana sığınırım.Bilmeyerek işlemiş olduğum senden bağışlanmasını dilerim. Şüphesiz ki bütün gizli şeyleri ancak sen bilirsin. Beni affet ya Rabbim. Rahmet kapılarını sonuna kadar aç.

Allah'ım! Her nefsin kendisiyle uğraştığı, her ferdin, her uzvunun kendisinden hesap sorulacağı, dünyada işlemiş olduğu her şeyin gelip karşısına dikileceği günde rahmetinden, merhametinden ve Resulü’nün şefaatinden beni mahrum etme Ya Rabbi!

Allah’ım! ben; oldukça muhtaç, gücü az, günahları çok ve senden başka ihtiyacını giderecek, güçsüzlüğünü güçlendirecek ve günahlarını bağışlayacak birini tanımayan biri olarak senden rahmetini dileniyorum.

Allah’ım, Muhammed ve âl-i Muhammed’e salat eyle ve canımı doğruluk üzere al; dünyadan ihtiyacımı kes (dünyaya ihtiyacım kalmasın); katındakini arzu etmeye ve sana kavuşmaya müştak kıl beni ve gerçek anlamda sana güvenmeyi nasip et bana.

Allah'ım! Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama benim ona ihtiyacım hissettiklerimden de çoktur. Bütün dualarımı kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanıma duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalbimi iman ve itminanla doyur.

Allah'ım! Önümdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, beni kendi idrak ve ihsaslarımı darlığıyla başbaşa bırakma; aklımı inhiraf ve sürçmelerden, nefisimi cismanîliğin baskılarından, gönlümü de heva ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, gurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bana kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi!

Allah'ım! Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı kalışımı ruhuma renk attırdı; nefsanîlik ve gaflet, ibadetlerimin mana ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerim bomboş, düşüncelerim tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarım beni yere sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen beni ben etmeseydin ben bu duyduklarımı duyamaz ve bana imanın neşesini tattırmasaydın şu söylediklerimi mırıldanamazdım. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyorum, bana yakınlığını duyur ve benliğimde Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar.

Allahım! Kıldığım namazımı, eksik ve kusurları ile birlikte kabul eyle. 

Allah'ım! Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun. Sana yönelenlere hep “Gelin, gelin” diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur “Ben de geldim” diyeyim. Geldim ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevanın imansızlığını, benim de dermansızlığımı şikayet ediyorum. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, masiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimi Sana şikayet ediyorum. Sen beni nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!

Allah’ım, dileklerime olan rağbetimi, dostlarının dileklerine olan rağbeti gibi; korkumu da dostlarının korkusu gibi kıl. Hoşnutluğun doğrultusunda beni öyle bir amele muvaffak et ki, artık yaratıklarından herhangi birisinin korkusuyla dininden hiçbir şeyi terketmeyeyim.

Allah’ım, kim senden başkasına güveni veya ümidi olarak sabahlarsa sabahlasın, ben, tüm işlerde sana güvenerek ve sana ümidim olarak sabahlamışımdır. Şu halde, işlerin sonuç bakımından en iyi olanını benim hakkımda mukadder eyle ve rahmetinle beni saptırıcı fitnelerden kurtar.

İslam gibi dinim var. Muhammed gibi şahım var. Allah dedim, dostum dedim, 99 ismine mühür vurdum, üstüne. Sırrım sübhanım Allah, derdim dermanım Allah, gafil kuluna gam düşmüş, yetiş imdadıma ya Muhammed.

Kulhüvellahü ehad, bin bir kere ya samed, ya Allah, ya Muhammed umarız senden şefaat.

Lailahe illallahtır özüm, Muhammed Mustafadır sözüm, ihlas-ı şerif ile yıkadım yüzüm. Ayetel kürsü için sen kabul eyle sözüm. Dinim İslam dinidir. Dinimin İslam dini olduğuna, yetmiş binin nısfına, mühürledim üstüne.

Lailahe illallah üç muradım var, biri cennet, bir ırmak diyarını görmek. Aç cemalini göster diyarını. Ya Resullullah! Aman yarabbi ya rabbena her halimiz malumdur sana, gece gündüz yalvarırım sana. Her zaman sana muhtacım, cemalini göster bana. Cennetine davet et Allahım kabrimde rahatlık, sıratta selamet, tatlı canım sana emanet, son nefesimiz selametler ihsan eyle. Kabir suallerimi ahsan eyle, cennetinle cemalini cümleyle beraber bana da nasip eyle.

Elif Allah, Nur Muhammed tez selamet. Ya Celil, etme zelil, gönder delil. İlahi Yarabbi hacetimi rahmet deryasını ulaştır, duaya açılan elleri icabete eriştir. Allahım senden başka kimsem yoktur. Lailahe illallah arşı alaya Muhammedün Resullullah şükür Mevlaya. Yarabbi yarabbena her halim malumdur sana, cenneti alada cemalini göster bana.

Lailahe illallah ve cellehü edası ile, Rabbim muradımı ver melekler duası ile. Lailahe illallah kalbimi karartma, rızkımı azaltma, kabrimi daraltma, senden başka kapı aratma, muhannete muhtaç etme.

Lailahe illallah imanla sabır, Muhammedün Resullullah azapsız kabir. Allahım beni af eyle, her  derdimi def eyle, rızkımı bol eyle, kabrimi nur eyle, sual meleklerinin cevabını muktedir eyle. şeytanın şerrinden, kabirdeki yılanlardan, çıyanlardan, ölümün dehşetinden, kabirin azabından, sıratın zulmetinden muhafaza eyle Allahım.

Ölümün hayırlısını, üç ayların birisini, Yasinin yarısını okurken ölmeyi nasip eyle . Allahım beni af eyle, her  derdimi def eyle, rızkımı bol eyle, kabrimi nur eyle, sual meleklerinin cevabını muktedir eyle.

Evvelim Allah, ahirim Allah, kalbimde beytullah Lailahe illallah Muhammedün Resullullah. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü” diyerek çene kapatmak nasip eyle Ya Rabbi! 

Yüce Kur’anı Kerim de “İçinizden bekârlarınızı evlendirin” buyurdun ve “ey insanlar biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık” buyurdun.  Âdemi yarattın ama yalnız bırakmadın, Havva’yı da yarattın ki Aile yuvası kursunlar, birbirlerini sevsinler, mutlu olsunlar, üresinler, çoğalsınlar, hayatı iyi günde, kötü günde birlikte paylaşsınlar diye. 

Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) Nikâh benim sünnetimdir, Yani benim yolumdur, Kim benim sünnetimden, benim yolumdan yüz çevirir de nikâhsız birliktelik yaşarsa benden değildir. Buyuruyor.

Allah'ım! Hayırlı bir eşle nikâhlanarak senin ilahi emrini eda edecek, Peygamberimizin sünnetini icra edecek bir evlilik nasip eyle. ya Rabbi!

Allah'ım! İffetini muhafaza ederek yaşamayı,namazını kılan ,orucunu tutan, Kur'an'ı Kerim okuyan ve sana itaat eden bir hayırlı bir eş nasip eyle ya Rabbi!

Allah'ım Gelecekte kuracağım yuvama dirlik ve düzenlik ihsan eyle, birlik ve beraberliğimizi daim eyle. Ömür boyu mesut eyle, mutlu eyle, bahtiyar eyle. Nikahımızı ve  Evliliğimizi kolay kıl, Dünyamızı kolay kıl, hayatımızı kolay kıl, Ahiret işlerimizi de kolay kıl Ya Rabbi!

Allah'ım! Evleneceğim nasip edeceğin Eşim ile birbirimizi, Hz. Adem ile Havva validemizin arasına koyduğun sevgi gibi sevgi var eyle. Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v) ile Hz. Hatice validemizin birbirlerini sevdikleri gibi sevmeyi nasip eyle. Hz. Ali Efendimiz ile Fatıma validemiz gibi birbirlerini sevdikleri gibi sevmeyi nasip eyle. Ya Rabbi!

Allah'ım! Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) ile Hz. Hatice Radıyallahu anha validemiz arasındaki sevgiyi, saygıyı, muhabbeti, meveddeti, sadakati ve karşılıklı anlayışı nasip eyle. Ya Rabbi!

Allah'ım! Birbirimize karşı kalplerimizi ısındır ve fitneden, fesattan, nefretten ve düşmanlıktan muhafaza eyle. Ona anne olmayı ve anne şefkatini nasip et. Evimizi; Kur'an okunan , islam konuşulan ve meleklerin ziyaret ettiği bir yuva olmasını nasip eyle. Eşimle birlikte senin rızana uygun olarak hareket etmeyi nasip eyle. Bize Tertemiz bir nesil lutfeyle. 

Allahım ! Bana hayırlı evlatlar ihsan eyle , onların başkalarına karşı faydalı olmalarını nasib et, Sana itaat etmeye muaffak kıl, iyilikleriyle beni rızıklandır;

Ey Hz. Musa ve Hz. Ademin muallimi olan ve Hz Süleyman’a anlama kabiliyeti ihsan eyleyen Allahım ! Onlara anlayış kabiliyeti ver. Ey Hz Lokman’a hikmet ve güzel konuşma yeteneği bahşeden Allahım onlarada hikmet ve güzel konuşma yeteneği bahşeyle;

Allahım! Doğacak Çocuklarımı bilmediklerini öğret, unuttuklarını hatırlat, onlara göğün ve yerin bereketlerini aç , sen duyan ve duaları kabul edensin. Onlara ezberleme kuvveti, çabuk anlama kabiliyeti ve zihin açıklığı ver Onları sapanlardan ve saptıranlardan değil; doğru yolu gösteren ve doğru yola uyanlardan eyle; Onlara imanı sevdir ve onu gönüllerine yerleştir , fıskı ve isyanı onlara çirkin göster , onları doğru yolda olanlardan eyle. Onları önlerinden ve ve sağlarından amellerinin nurları akıp giden, korku ve üzüntü çekmeyen veli ve has kullarından eyle; Onları kitabını ezberleyenlerden, Senin rızan için camilere çağrılanlardan; Senin yolunda cihat yapanlardan ve Rasulünün tebliğcilerinden eyle. Ya Rabbi!

Allah’ım, Bana geçimin en genişini, ömrün en mutlusunu, rızkın en bol olanını nasip et! Affınla beni bağışla, fazl ve kereminle bana karşı yumuşaklıkla muamele et! Bana nimet olarak verdiklerinin şükrünü yapmamı nasip eyle!

Allah'ım! Kötü arkadaş ve kötü komşudan uzak eyle. Kötü insanların şerrinden,fitnesinden ,iftira ve kıskançlıktan ve her türlü şer ve belalardan muhafaza eyle ya Rabbi!

Allah’ım, Oburluktan, kıtlıktan, haddini aşmaktan, geçim sıkıntısından, kötü zandan, sarhoş edici içkilerden, bolluk içinde oyalanmaktan, şerirlikten, zanla hükmetmekten, karanlık fitnelerden ve geçim darlığından, kederden, tasadan, âcizlikten, tembellikten,cimrilikten, korkaklıktan, borç altında ezilmekten, düşmanlara yenilmekten sana sığınırım. Allah’ım, bu günün önünü salah, ortasını felâh, sonunu başarılı kıl.

Bana dünya ve ahiret  iyiliği ver. Ey Merhametlilerin en merhametlisi Allah’ım! Haksızlık etmekten, haksızlık edilmekten, saldırmaktan, saldırılmaktan, hata işlemekten, bağışlamayacağın bir günaha düşmekten sana sığınırım.

Allah’ım, beni en güzel amellerle en güzel ahlâk sahibi olmaya ilet, senden başka güzel ahlâka götürecek yoktur. Allah’ım, beni kötü amel ve kötü ahlâktan uzaklaştır.

Allah’ım, Dinimi düzelt, evimi genişlet, bana verdiğin rızkı mübârek eyle. Allah’ım, kalb katılığından, gafletten, zillet ve meskenetten, sana sığınırım.

Allahım, her türlü pislikten ve pis olan şeylerden sana sığınırım.

Allah’ım, Küfürden, fısktan, nifak ve ayrıcalıktan, gösterişten sana sığınırım. Sağırlıktan, dilsizlikten, cüzamdan, kötü hastalıklardan sana sığınırım.

Allah’ım, nefsime takvâ ver,onu temizle, nefsi en iyi temizleyen sensin.  Nefsimi velisi ve mevlâsı sensin. Allah’ım, faydasız ilimden,korkusuz gönülden, doymayan nefisten, kabul edilmeyen duadan sana sığınırım. Allah’ım, yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.

Allah'ım! Seni her türlü noksanlıklardan tenzih eder, hamdimi sana takdim ederim. Senden başka hiçbir ilah bulunmadığına şehadet ederim. Senden mağfiret diliyor ve sana tevbe ediyorum.

Allah’ım, üzerimde bulunan nimetlerin gitmesinden, sağlığımın ters dönmesinden, ansızın bastıracak öfkenden ve her türlü gazabından sana sığınırım.

Allah’ım, yıkıntı altında kalmaktan, düşmekten, boğulmaktan, yanmaktan, ihtiyarlıktan,ölüm  sırasında şeytanın beni şaşırtmasından sana sığınırım.

Allah’ım, kalbimin mühürlenmesine sebep olacak tamahtan sana sığınırım. Allah’ım, kötü huy ve amellerden, heveslerden ve hastalıklardan sana sığınırım. Borç altında kalmaktan, düşman kahrından, düşmanların gülmesinden ve kınamasından sana sığınırım.

Allah’ım! İslam’a ve Müslümanlara yardım et! Dinimi, Devletimi ,Ülkemi ve milletimi her türlü tehlikelerden koru! Bize dünya ve ahirette iyilik, güzellik ve nimetler ihsan eyle!

Beni,anamı, babamı ve bütün mü’minleri bağışla! Şüphesiz sen dualarımı işitir ve kabul edersin!

Allah’ım Bana yardım eden, içimi sinen, bol, faydalı her tarafı kaplayan ,her tarafa akıp giden her tarafı sulayan bir yağmur ihsan buyur. Kuraklıkla sınama ya Rabbi!

Allah’ım her işimin koruyucusu olan dinimi düzelt. Geçim yerim olan dünyamı düzelt. Ahiretimi düzelt. Hayatta iken daha çok iyi işler yapmamı nasip eyle. Ya Rabbim! bana yardım et, beni ezme, ezdirme, bana zafer ver, yenilgiye uğratma. Bana doğru yolu göster, doğru yolda yürümemi kolaylaştır.

Allah’ım, Seni zikreden, Sana şükreden, itaat eden, Sana boyun eğen, yalvaran bir kul eyle. Ey Allah’ım, Tevbelerimi kabul buyur, beni günahlarımdan arındır, duamı kabul et, hüccetimi sağlam yap, kalbimi sana yönelt, dilimi gönlümü aydınlat.

Allah’ım, Bana işimde sebat, doğru yolda kararlılık ver. Nimetine şükür ve sana güzel kulluk etmeyi nasip eyle. Bana sağlam bir kalb, doğru konuşan dil ver. Bana Senin bildiğin tüm iyilikleri vermeni, ve bildiğin tüm kötülüklerden beni korumanı dilerim.

Allah’ım! Seni ve Seni sevenleri sevmeyi ve beni sana yaklaştıracak işleri sevmeyi nasip eyle. Allah’ım! Duaların en hayırlısını, başarıların en üstününü, sevapların en mükemmelini ihsan buyur.

Allah’ım, ayaklarımı doğru yolda sağlamlaştır. Sevap tartılarımı ağırlaştır. Hatalarımı bağışla, Cennetin en yüce derecelerine ermemi nasip eyle.

Allah’ım, Adımı yükselt, günahımı at, kalbimi temizle, namusumu koru. Ruhuma yaratılışıma, ahlâkıma, âileme, yaşamıma, işlerime kutluluklar ver iyi amellerimi kabul buyur.

Allah’ım, belanın sıkıştırmasından, bedbahtlıktan, kötü kazadan, düşman şerrinden sana sığınırım. Ey kalbleri evirip çeviren Rabbim ! kalbimi senin dinin üzerinde sağlam tut, kalbimi sana itaate döndür.

Allah’ım! Kalbimi nifaktan, amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü hiyanetten temizle. Şüphesiz sen gözlerin hain bakışlarını ve gönüllerin gizlediğini bilirsin.

Allah’ım, bana zâtından korku ver ki günah işlememe engel olsun. Bana cennetine ulaştıracak her türlü söz, fiil ve ameli nasip eyle. Cehennemden ve ona götürecek her türlü söz, fiil ve amelden de sana sığınıyorum.

Allah’ım! Peygamber’im Hz.Muhammed (sav) ’in senden istediği bütün hayırları ben de istiyorum, Sana sığındığı bütün şerlerden ben de sana sığınıyorum.

Allah'ım! İbadeti Salih olan, niyeti halis olan, ameli makbul ve mebrur olan, İslam’ı gerçekten anlayarak yaşayan, Sünneti Seniyye’ye tam bağlı kalan, Ashabı Kiram ve Selefi Salihin gibi gerçek hayatı bulan, Hakkın rızasını arayan ve hoşnutluğuna eren zümreye beni de ilhak eyle Ya Rabbi!

Allah’ım, Beni haksızlık edenlerden öcümü al, düşmanlık edene karşı bana zafer ver, beni dünyanın peşinden koşturma. Dünyayı, en çok düşündüğüm, tasasını çektiğim bir varlık haline getirme. Günahlarımızdan ötürü beni belalara düşürme ve Senden korkmayan kimseleri üstüme salma.

Allah’ım, Senden doğru iman, güzel huy, âfiyet ve sağlık ihsan buyurmanı diliyorum.

Allah’ım, senden yardım ve kurtuluş dileyen ve huzurunda korkudan titreyerek günahlarını itiraf eden zavallı bir yoksulum. Bir zavallı kulun olarak sana yalvarıyor, boynu bükü bir aciz olarak sana sığınıyor, huzurunda zilletle eğilmiş bir biçare olarak sana yalvarıyorum.

Ey Rabbim! beni dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver ve beni cehennem  azabından koru.

Allah’ım, beni, ailemi ve çocuklarımı namazı devamlı kılanlardan eyle, Ey Rabbim, dualarımı da kabul eyle, hesap günü  beni, annemi babamı ve bütün Müslümanları bağışla. Müslümanları dinlerinde daim eyle, hayat şartlarını kolaylaştır. Onlara güven ver, borçlarını ödemede kolaylık ver.

Hastalarına şifa ver. hastalıkları gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin . Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakma. 

Uzakta olanlarına selamet ver. Gönüllerine ferahlık ver. Kalplerindeki kin ve nefreti gider. Onları birbirine ısındır.Peygamberlerinin yolunda sabit kıl. Düşmanlarına karşı onların yardımcısı ol Allah’ım!.

"Lebbeyk,Allahümme lebbeyk,Lebbeyke la şerike leke lebbeyk,İnnel hamde venniğmete leke vel mülk. la şerike lek" Diyerek Kabeyi tavaf edip Hacer’ul- Esvede yüz sürmeyi nasip eyle Ya Rabbi!

Safa ile Merve’ de Sa’y edip, Zemzem suyundan kana kana içmeyi  nasib  eyle Ya Rabbi!

Öbür alemde Cennet ve cehennem fırkaları ayrılacağı zaman bizleri cennet fırkasına dahil eyle Ya Rabbi! 

Kur-'an-ı Kerim’in yolundan bizleri ayırma Ya Rabbi !

Var eden, yaşatan, büyüten, öldüren, dirilten sensin. Halik’sın, Hay’sın, Kayyım’sın, Malik’sin, Rahman ve Rahim olan sensin. Beni ve bütün ölmüşlerimize merhametinle muamele eyle. Ya Rabbi!

Terbiye edicisin, Rab’sin, beni azabınla değil, ihsan, ikram ve merhametinle terbiye et. Ya Rabbi.

Afuv’sun, Gafur’sun, beni affeyle. Cümle ölmüşlere rahmet eyle. İnsanlık alemini tabii afetlerden muhafaza eyle. Ya Rabbi!

Ya Rabbel Alemin veya Erhamer-Rahimin! Sen mülkün sahibisin, İsmi Azam’ın hürmetine, Azameti zatın hürmetine, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) hürmetine, şu dünyanın ahlaksızlığından, kavgalarından, gürültülerinden, nefsani ihtiraslarından  uzak, manevi bir hayat yaşamamı nasib eyle Ya Rabbi.

Beni ümmeti Muhammed olarak yarattın, ümmeti Muhammed olarak yaşamamı, ümmeti Muhammed olarak çene kapamamı nasib eyle. Ya Rabbi.

Yaptığım hayırlı ve yararlı işlerimi katında kabul eyle. Beni yalnız senin buyruklarına uyan inanan kullarından eyle. Tövbelerimi ve dualarımı katında kabul eyle. Kalbimi doğru yola ilettikten sonra bir daha eğriltme. Ya Rabbi.

Aileme bolluk ve bereket ihsan eyle,Ailemin ve sülalemin birlik ve beraberliği,kardeşlik ve dostluğu, saygı ve sevgiyi kat kat arttır Allah’ım

Müslüman kullarının arasındaki fitne ve fesatları kaldır, müslüman kullarına birlik, beraberlik ve dirlik ihsan eyle. İnsanlığın hidayeti, huzur ve selameti için gönderdiğin, hükümleri kıyamete kadar devam edecek olan İslam nizamını hayatımıza hakim kıl Ya Rabbi.

Yüzümü ak, alnımı açık eyle. Kabirimi geniş, Kabirimi pürnûr eyle, Kabirimi cennet bahçesi eyle, Kabirimde namazlarımı, oruçlarımı, ibâdetlerimi, tâatlerimi yoldaş eyle, Kabri cehennem çukuru olanlardan etme yâ Rabbi!

Doğacak Çocuklarımı edepli, ahlaklı, faziletli, anasına-babasına, hocasına saygı gösteren, Allah'ına-peygamberine hürmet ve tazim edenlerden, Vatanına, milletine, din ve mukaddesatına gönülden bağlı olanlardan eyle. Ya Rabbi!

Kıyamete kadar baki kalacağını vaat ettiğin Din-i mübin-i İslamı ülkemizde payidar eyle. Ya Rabbi ! 

Namazı niyazı bırakan, içki ve kumarla evinin yolunu unutan, çeşit çeşit fenalıklara koyulan Müslüman kardeşlerimize de hidayetler nasip eyle Ya Rabbi !

Şu mübarek günde Toprak altında çürümüş, isimleri unutulmuş, nesilleri kesilmiş, bir fatiha okuyacak kimseleri kalmamış müslüman kardeşlerimizin de taksiratlarını affeyle Ya Rabbi !

Ey Rabbim! Beni, doğacak çocuklarıma ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!

Rabbimiz! Beni sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. İbadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.

Ya Rabbi! Beni kötülükten uzaklaştıran ve kendisi de kötülükten uzak duranlardan eyle. Daima helal olan şeyleri nasib et ki, harama düşmeyeyim. İbadet ve taatınla meşgul olmayı nasib et ki, günah ve isyana düşmeyeyim. Lütuf ve ihsanını esirgeme ki, senden başkasına muhtaç olmayayım.

Yâ Rabbi! Ben hangi bir mü’mine onu üzecek ve gönlüne ağır gelecek bir söz söylemişsem kıyamet gününde o sözü onun için Sana kurbiyyet eyle; yani o sözden müteessir olduğu kadar onu sana yaklaştır.

Ya Rabbi! Helâl kıldıklarını bana kâfi kılarak haram kıldıklarından beni muhafaza et, beni fazlınla Senden başkalarından müstağni kıl!

Ya Rabbi! Beni kazana razı kıl. Bana takdîr olunanı benim için bereketlendir, o hâle geleyim ki te’hir olunanın ta’cilini, ta’cil olunanın da te’hirini istemeyeyim.

Ya Rabbi! Her şeye mutlak gâlib ve mutlak büyük ancak sensin, ben de senin zayıf ve düşkün bir kulunum. Her türlü kudret kuvvet ancak seninledir. 

Ya Rabbim! Fir’avn’i Musa’ya musahhar kıldığın gibi filânı da bana musahhar kıl ve Davud’un elinde demiri yumuşattığın gibi onun da kalbini bana karşı yumuşat. O senin iznin olmadan bir şey konuşamaz, onun nâsiyesi de, kalbi de senin kabza-i kudretindedir. Senin zâtının senâsı yücedir ey merhamet edicilerin merhamet edicisi!

Ey mülkün mâliki olan Allahım! Sen mülkü dilediğine verirsin, mülkü dilediğinden çeker alırsın. Dilediğini azîz kılarsın, dilediğini zelîl kılarsın. Hayır senin elindedir. Muhakkak sen herşeye kadirsin.

Ey dünyâ ve âhiretin Rahmanı! Sen onları dilediğine verirsin, dilediğine vermezsin. Beni, senden başkasının acımasından müstağnî kılacak bir rahmet ile bana rahmet eyle.

Allah’ım! Sana malımı, nefsimi ve dinimi emanet ediyorum. Allah’ım hükmüne beni razı kıl, bana mübarek etki, tehir ettiğinin acelesini, acele ettiğinin de tehirini istemeyeyim. Nefsimin isyanına engel ol, teslimini sağla. Ya Rabbi!

Allah’ım! yapacağım her işte bana hayırlı olanı nasip et. Benim hakkımda hayırlı olanı bana seç ve en hayırlısını nasip eyle. Ya Rabbi!

Allah’ım, Bana helâl rızık ver. Eğer rızkımı semada ise onu indir. Eğer yerde ise onu çıkar, Uzakta ise onu yaklaştır, Yakın ise kolaylaştır,Az ise çoğalt. Çok ise onu bereketlendir. Ya Rabbi!

Allah'ım! Elde edeceğim mal ve serveti israf etmeden, senin razı olacağın yerlere kendim, ailem ve insanlık için en hayırlı şekilde değerlendirebilmeyi nasip eyle!

Allah'ım! Menkul ve gayrimenkullerimi, işyerimi, malımı, canımı her türlü afetten, yangından, soygun ve benzeri tehlikelerden muhafaza eyle!

Allah'ım! Göğsümü ve gönlümü genişlet, işimi kolaylaştır. Dilimin bağını çöz, sözümü anlaşılır eyle. Ya Rabbi!

Ey Gani, Ey Hamid, Ey icad edici ve ey iade edici, ey merhamet sahibi ve ey muhabbet eden Allah’ım. Helalin ile beni haramdan sakındır, taatın ile mâsiyetinden beni uzaklaştır. Fazlü keremin ile senden gayrısını bana unuttur. 

Allah’ım, devletinden bize devlet, kudretinden bana kudret, nimetlerinden bana nimet, rızkından bana rızık, malından bana mal, hazinelerinden bana hazine, sırrından bana sır, perdenden bana perde ve bereketinden bana bereket ver.

Allah’ım! senin razı olmadığın şeyden ve işlediğim günahlarımdan dolayı beni affet. Yapmadıklarımı da bana yapabilmeyi nasip eyle. Senden başka hiç bir ilah yoktur. Sen her zaman dirisin ve her yerde kullarını görensin. Azim olan Allah’a istiğfar ederim. İşlediğim günahlardan dolayı pişmanlık duyar ve sadece Allah’a sığınırım.

Allah'ım! Dünyada hasta olanların hastalığını gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakma.

Allah’ım! Bedenime sağlık ver, gözüme sağlık ver, sağlığı benim varisim kıl. Son nefesime kadar beni sağlıklı eyle. Halîm ve kerim olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Ulu Arş’ın sahibi Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.

Allah'ım! Senden sağlık, sıhhat ve afiyet diliyorum. Emanete hıyanet etmemek, güzel ahlaktan ve kaderden razı olmak istiyorum. Ey merhamet sahiplerinden en merhametlisi, merhametin hakkı için bunları bana nasip et.

Allah’ım! Öfkenden rızana; cezandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.

Allah’ım! Her türlü âfetlerden, musibetlerden, hastalıklardan, tehlikelerden. zarar ve ziyanlardan, Hassaten günah hastalıklarından, haramlardan, ahlaksızlıklardan, yalandan, gıybetten, riyadan, hasetten ve kibirden sana sığınıyorum. Muhafaza eyle. Ya Rabbi!

Allah’ım! Kendi ilminden beni nasiplendir ve bana öğrendiklerimi bir daha unutmamak üzere zihin açıklığı ver. Kitabın olan Kur'an-ı Kerim ile gözlerimi nurlandır. Kitabın ile dilimi aç ve aklımı genişlet. Göğsümü ferahlat. Doğruyu bulmam da bana yardım et. Ya Rabbi!

Allahım! Kalblerin tıbbi ve şifası olan, bedenlerin afiyeti ve şifası olan, gözlerin nur ve ziyası olan efendimiz Muhammed (S.A.S.)’e rahmet et.

Allah’ım! Kovulmuş Şeytan’ın vesveselerinden, hile ve düzenlerinden, sözlerine aldanıp tuzaklarına düşmekten, beni itaatinden çıkarıp saptırmaya yeltenmesinden, beni sana isyan ederek alçaltmaya göz dikmesinden, bana güzel gösterdiğini güzel görmekten, bana için hoşlanmadığı şeylerin bize ağır gelmesinden sana sığınırım. Sana kulluk etmekle onu bizden kovup uzaklaştır. Senin sevgini elde etme gayretimizle onu hor ve zelil kıl. Bizimle onun arasında yırtıp parçalayamayacağı bir perde, delip geçemeyeceği bir engel oluştur. Ya Rabbi!

Allah’ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve Şeytan’ı bir kısım düşmanlarınla meşgul ederek benden alıkoy. Güzel denetiminle beni ondan koru. Haince davranışlarına karşı bana kifayet et. Sırtını bana çevirerek benden uzaklaşmasını sağla; bir daha çevremde ayak izlerine rastlamayım.

Allah’ım! Onun azdırmasına karşın beni takvayla donat. Beni onun helâk yolunu değil, (senin) rüşt yolunu katetmeye muvaffak kıl. Onun kalbime girişini engelle; sahip olduğum şeylerde onun için bir yer ayırma.

Allah’ım! Onun güzel göstermeye çalıştığı batılı bana tanıt. Tanıttıktan sonra da beni ondan koru. Onu nasıl kandırabileceğimi bana öğret. Ona karşı nasıl hazırlıklı olabileceğimi bana ilham et. Beni ona güvenme gafleti uykusundan uyandır. Yardımını esirgemeyerek beni ona karşı muvaffak eyle.

Allah’ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve babamı, annemi, kardeşimi, doğacak çocuklarımı, gelecek deki eşimi, yakınlarımı, akrabalarımı, komşularımı ve tüm mümin erkek ve kadınları Şeytan’a karşı sağlam bir yere, koruyucu bir kaleye ve ulaşılmayacak bir sığınağa al. Onlara, kendilerini ondan koruyacak zırhlar giydir. Onlara, ona karşı etkili olacak silâhlar ver.

Allah’ım! Rububiyetine tanıklık eden, vahdaniyetinde kuşkusu olmayan, ubudiyetin (kulluğun) hakikatiyle Şeytan’a düşmanlık eden ve Rabbanî (İlâhî) ilimleri öğrenmekte ona karşı senden yardım isteyen herkesi bu duamın kapsamına al.

Allah’ım! Onun düğümlediğini çöz; bitiştirip birleştirdiğini yar, ayır; tedbirini boz; azmettiği zaman ona engel ol; sağlamlaştırdığını yık. Onun ordusunu hezimete uğrat; düzenini boz; kalesini yık ve burnunu yere sür.

Allah’ım! Kederden ve üzüntüden, zinadan,  acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç yükünden ve insanların kahrından sana sığınırım.

Allah’ım! Fakirlikten, yokluktan ve zilletten sana sığınırım; zulmetmekten ve zulme uğramaktan da sana sığınırım

Allah’ım! Senin iznin ve yardımınla sabahladım ve akşamladım. Yine senin izin ve yardımınla yaşar ve ölürüm. Sonunda dönüş yalnız sanadır.

Ey bağışlaması bol rabbim! Beni bağışla Şüphesiz Sen çok affedicisin. Affetmeyi seversin. Beni affet.

Allah’ım! Senden dinde sebat etmemi istiyorum.Senden doğrulukta kararlı olmak istiyorum. Senden nimetlerine şükretmek ve ibadetlerini en güzel biçimde yapmak istiyorum. Senden doğru söyleyen bir dil, sağlıklı ve sana teslim olan bir kalp istiyorum. Bildiğin her zararlı şeyin şerrinden sana sığmıyorum. Bildiğin her hayırlı şeyi istiyorum. Bildiğin her günah için bağışlamanı diliyorum. 

Bütün şeytanlardan ve bütün muzır şeylerden ve her bir isabet edici gözden Allah’ın tam kelimeleriyle Kelâmullah ile, tam, kâmil, şâfî ve fâideli olan kelimeleriyle Allah’a sığınırım.

Allah'ım! Vatanımızı koruyan ve hizmet eden bu heyecan,iman ve vatan sevgisi içinde görevlerini yapmalarını onlara nasib eyle, onlara güç, kuvvet, sabır ve sağlık vererek vatanı güzel koruma azmini nasib eyle. Vücutlarına sıhhat ve afiyet, kalplerine sarsılmaz bir iman,ihsan eyle. Her türlü görünür görünmez kaza ve belalardan felaketlerden afetlerden ,Merhametinle muhafaza et Ya Rabbi!

Allah'ım Kahraman ordumuzu havada karada ve denizde daima Mansur ve muzaffer eyle Ya Rabbi!

Allah'ım! Din ve Vatan uğruna ciğerpare evladını feda eden,’’Ölürsen şehid, kalırsan gazi;haydi yolun açık olsun’’diyerek uğurlayan anne-babaları iki cihanda aziz eyle Ya Rabbi!

Allah'ım! Ezan ile yoğrulan bu yurdu ezansız bırakma Ya Rabbi. Kur’an ile yoğrulan bu yurdu Kur’an-sız bırakma Ya Rabbi. Kur’an-a hizmet ve yardım edenlere sen de yardım et Ya Rabbi. Türk kardeşlerime, İslam’a ve Müslümanlara yardım et! Dinimizi, diyanetimizi, milletimizi, memleketimizi, her türlü tehlikelerden koru. Müslüman kullarının arasındaki fitne ve fesatları kaldır, müslüman kullarına birlik, beraberlik ve dirlik ihsan eyle ya Rabbi!

Yüce dinimize ve aziz vatanımıza göz diken dahili ve harici düşmanlarımıza fırsat vermeyip, onların islahları mümkünse islah eyle, İslahları  mümkün değilse KAHHAR ism-i şerifinle kahr u perişan eyle Ya Rabbi !

Şu cennet vatanımın her karış toprağı senin uğrunda canlarını veren, şehit kardeşlerimin kanlarıyla sulanmış, bu vatana sahip çıkmak için tarih boyu canlarımızı vermişler, bugün vatanım tehlikeye girdiğinde 7’den 70’e kadınıyla erkeğiyle canlarımızı feda etmek üzere ebrehenin ordusunun karşısında ebabil kuşlarının attığı taşlar misali hiçbir güç kuvvet yetiremez, silahların tankların önüne başlarını koyan ve ta Türk ve İslam'ın doğuşundan İstiklal savaşı zamanına kadar vatanımız kurtarmaya çalışan başta Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere günümüze kadar tüm şehit, gazi ve mücadele veren kardeşlerimizin ruhlarını şad eyle.

Ya rabb vatanımı düşman çizmeleriyle çiğnetme, beni vatansız bırakma, beni bayraksız bırakma, benim ve ülkemizin hürriyet ve istiklalimize musallat olanlara fırsat verme ya rabbi. beni ve ülkemi hürriyet ve istiklalimizden mahrum bırakma ya rabbi. Minarelerimizde okunan ezanı Muhammedileri dindirme, Ayyıldızlı bayrağımızı gönderlerden indirme ya Rabbim, indirme ya Rabbim, düşmanlarımıza fırsat verme ya Rabbi. özellikle yeryüzünde ebu cehiller, ebu lehepler, ebreheler olduğu gibi firavunlar, Karunlar, nemrutlar olduğu gibi onlar tarihin hiçbir devrinde eksik olmadılar, bugünkü firavunların, bugün ki Karunların, bugünkü ebu cehillerin ebu leheplerin şerrinden muhafaza eyle .

Ya Rabbi . ya Rebbel alemin bedirde, uhutta,  Çanakkale'de, kurtulus savaşında, günümüze kadar vatanlarını milletlerini dinlerini inançlarını korumak için savaşan kardeşlerimizi ya rabbi can veren şehitlerimizi okunan Kuranlar hurmetine Yasinler hurmetine, aşırlar hurmetine ruhlarını şad eyle makamlarını cennet eyle, bedir şehitleri ile haşr eyle. Uhut şehitleri ile beraber haşr eyle.

Ya rabbel alemin beni ve tüm iman kardeşlerimi bedirden uhuttan sağ olarak dönen kardeşlerimizle haşr eyle. Burada toplandığımız gibi yarın mahşer gününde peygamberimizin sancağı altında toplanmayı haşru cem eyle. Peygamberim vatan sevgisi imandandır buyuruyor vatan uğruna şehit olan tüm şehitlerimize merhamet eyle. 

Beni rahmetinden mahrum bırakma beni her türlü tehlikelerden kötülerden kötü insanların şerrinden iblis kılıklı hainlerden, ebu cehil kılıklıların şerrinden, özellikle hürriyet ve istiklalimden tasallut eden beni ve ülkemi köleleştirmek, diz çöktürmek, emir verildiğinde emirlerini yerine getirtmek isteyenlere ya rabbi fırsat verme, bana ve ülkeme güç ve kuvvet nasip eyle , beni ve ülkemi kendinden başka hiç kimseye muhtaç etme ya rabbi.

Ya rabbel alemin şu güzel cennet vatanımda ayaklarımın bastığı her yerde şehitlerimizin kanları ve kemikleri var.Ve onların kanlarını ve kemiklerini sızlatacak yanlış işler yapmaktan beni muhafaza eyle. O şehit kardeşlerimizin uğrunda şehit oldukları davalarına sahip çıkacak ihlaslı imanlı vatanını ve milletini seven nesiller yetiştirmeyi nasip eyle ya rabbi.. beni kendinden başkasına muhtaç etme. Dualarımı ve okuduğum kuranları kabetüllah, ravzai mutahharada yapılan dualar zümresine dahil eyle.

Bu necip bu asil millete şu cennet vatanımıza hizmet etmek isteyenlere güç ve kuvvet nasip eyle. Onların ömürlerini hayırlı bereketler ihsan eyle. Amellerini ve amellerimi makbul eyle..Onları beddua edenlerin beddularından koru ya rabbi. Onların beddualarını kendi başlarına makus eyle ya rabbi. ya rabbi cehennem ateşlerini onların başlarına makus eyle. Makus eyle ya rabbi. Makus eyle ya rabbi. Onları kahhar ismi şerifin hurmetine kahru perişan eyle ya rabbi. 

Yüce huzûrunda boynunu bükmüş, senin için gözlerinden yaşlar boşanan, senin uğrunda bütün varlığını zelîl eden, senin için burnunu topraklara sürten bir kulun sana nasıl duâ ederse, ben de öyle duâ ediyorum!

Salat sana, selam sana, Ey Allah'ın elçisi

Salat sana, selam sana, Ey Allah'ın sevgilisi

Salat sana, selam sana, Ey gelmişin ve geleceğin bir tanesi. Hayırların fethi, şerlerin defi duamın kabulu Rabbim'ın rızası için, 

Hastalara acil şifalar için , dertli olanlara deva için, tüm dualarımın kabulü için,

Şehitlerimizin,Gazilerimizin ve Bütün ölmüşlerimin ve Sevgili Peygamberim'in (s.a.v) ruhu için, Allah Teala’nın rızası için

Âmin. Amin.

Allahümme bi cahi nebiyyikel Mustafa. Ve Rasülikel Murtaza. Tahhir kulubena min külli vasfin yübaidüna an müşahadetike ve mehabbetik. Ve emitna alessünneti vel-cemaati veşşevki ila likaike ya zel-celali vel-ikram. Subhane Rabbike Rabbil izzeti amma yesifun Ve selamün alelmürselin.

Bi-hurmeti Taha ve Yasin, Velhamdülillahi Rabbil Alemin.

El- Fatiha...

Hz. Harun (as) peygamberin hayatı

 Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi yerde adı geçmekle birlikte hayatı ve faaliyetiyle ilgili fazla bilgi bulunmayan Hz.Hârûn umumiyetle Hz. Mûsâ ile beraber zikredilmektedir. Hz.Hârûn Tevrat’ta da fazla yer almamakta ve Hz. Mûsâ’nın yanında ikinci planda kalmaktadır. 

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Miraç'a çıktığı zaman 5.semada Hz. Harun(a.s) peygamber ile selamlaşmıştır.

Tevrat’taki bilgilere göre Levi ailesinden Amram ile Yokebed’in oğlu olan Hârûn Hz. Mûsâ’nın erkek kardeşidir. Mûsâ’dan üç yaş büyük, kız kardeşi Miryam’dan (Meryem) küçüktür (Çıkış, 6/20; 7/7). Mısır’da İsrâiloğulları’na baskı uygulayan Firavun (muhtemelen II. Ramses’in babası I. Seti) zamanında ve İsrâiloğulları’nın erkek çocuklarının öldürülmesi emrinden önce dünyaya gelmiştir (DB, I/1, 2). Tevrat’ta hayatının ilk dönemleriyle ilgili bilgi yoktur. Elişeba ile evlenmiş; Nadab, Abihu, Eleazar ve İtamar adında dört oğlu olmuştur (Çıkış, 6/23; Sayılar, 3/2). Hz. Mûsâ’nın Medyen’deki ikameti döneminde Hârûn Mısır’da kalmıştır.

Hz. Mûsâ, Medyen dönüşü Horeb dağında Tanrı’nın ilk vahyine muhatap olarak İsrâiloğulları’nı Mısır’dan çıkarmak için Firavun’un yanına gitme emrini alınca, “ağzı ve dili ağır bir kişi” olduğunu söyleyerek görevi yerine getiremeyeceğinden kaygılandığını belirtir. Bunun üzerine Rab, “Senin kardeşin Levili Hârûn yok mu? Bilirim ki o iyi söyler... ve vâki olacak ki o senin için ağız olacak ve sen onun için Allah gibi olacaksın...” der (Çıkış, 4/14-16). Böylece Hârûn, gerek İsrâiloğulları’na gerekse Firavun’a karşı (Çıkış, 7/1-2) Mûsâ’nın sözcüsü olarak görevlendirilir. Daha sonra Tanrı Hârûn’a Mûsâ’yı karşılamak için çöle gitmesini emreder. “Allah’ın dağı”na giden Hârûn Mûsâ ile karşılaşıp kucaklaşır (Çıkış, 4/27). Beraberce Mısır’a dönerek İsrâiloğulları’nın yaşlılarını toplarlar. Hârûn, Rabb’in Mûsâ’ya söylemiş olduğu bütün sözleri onlara duyurur, ayrıca kavmin gözleri önünde mûcizeler gösterir. Bunun üzerine kavim onların Tanrı tarafından gönderildiğine ikna olur (Çıkış, 4/29-31). Rab Mûsâ’ya, “Seni Firavun’a Allah gibi yaptım ve kardeşin Hârûn senin peygamberin olacak; sana emrettiğim bütün şeyleri kardeşin Hârûn Firavun’a söyleyecek” diyerek her ikisini Firavun’a gönderir (Çıkış, 7/1-2). Mûsâ ile Hârûn birlikte Firavun’a giderek İsrâiloğulları’nı serbest bırakmasını isterler, fakat Firavun kabul etmez. Onunla görüştüklerinde Hârûn seksen üç yaşındadır (Çıkış, 7/7). Firavun onlardan bir mûcize göstermelerini isteyince Hârûn asâsını yere atar ve asâ yılan olup sihirbazların yılanlarını yutar (Çıkış, 7/8-13). İsrâiloğulları’nın salıverilmemesi üzerine Firavun ve Mısır halkına Tanrı tarafından on musibet gönderilir. Bu musibetlerden bazılarında Hârûn da rol alır. Meselâ Firavun’la mücadele esnasında Hârûn asâsını ırmağın sularına vurur ve sular kana dönüşür (Çıkış, 7/19-20); asâsını uzatır ve Mısır diyarı kurbağalarla dolar (Çıkış, 8/1-7). Başka bir zamanda da Hârûn’un asâsı ile gerçekleştirdiği bir mûcize üzerine Mısır diyarını tatarcık sineği istilâ eder (Çıkış, 8/16-17).

Tevrat’ta çeşitli mûcizelere vesile olan asâ bazan Mûsâ’ya, bazan da Hârûn’a nisbet edilmiştir. Bazı yerde de Mûsâ’nın asâsını Hârûn kullanmaktadır. Yılana dönüşen asânın Mûsâ’ya ait olduğu belirtilmiş (Çıkış, 4/2-4), fakat Firavun’un huzurunda yılana dönüşen asâ Hârûn’a nisbet edilmiştir (bk. ASÂ).

Mısır halkının başına gelen musibetlerden sonra Tevrat’ta Hârûn’dan pek söz edilmez. Kızıldeniz’i geçerek Sînâ çölüne ulaştıktan sonra açlık baş gösterince İsrâiloğulları Mûsâ’ya ve Hârûn’a karşı söylenmeye başlarlar. Mûsâ ve Hârûn, Rabb’in onlara bıldırcın eti ve ekmek vereceğini müjdeler ve Mûsâ’nın emri üzerine Hârûn kavimle konuşur (Çıkış, 16/2-10). İsrâil’in Amalek’e (Amâlika) karşı verdiği savaş sırasında Hz. Mûsâ mûcizeli asâsını yukarı kaldırdığında İsrâil üstünlük sağlarken yorulup aşağı indirdiğinde Amalek baskın geliyordu. Bu olayda Hârûn ile Hur, Mûsâ’nın ellerini yukarıda tutmasına yardımcı olmak suretiyle İsrâil lehine mûcizenin devamını sağlamışlardır (Çıkış, 17/12). Yine Tevrat’ta anlatıldığına göre Hz. Mûsâ Sina’da ilâhî vahyi aldıktan sonra Allah, İsrâil’in yaşlılarından yetmiş kişiyle birlikte Hârûn ile iki oğlu Nadab ve Abihu’yu da çağırmış ve bunlar “İsrâil’in Allahı”nı görmüşlerdir (Çıkış, 24/1-11). Hz. Mûsâ, Allah ile görüşmek üzere dağa çıktığında yerine Hârûn ve Hur’u bırakmış (Çıkış, 24/14), fakat dönüşü gecikince kavmi Hârûn’a gelerek kendileri için bir ilâh yapmasını istemişler, Hârûn da ziynet eşyasından dökme bir buzağı heykeli yapmıştır (Çıkış, 32/2-6). Bu sebeple Rab Hârûn’a çok öfkelenmiş ve onu helâk etmek istemişse de Mûsâ’nın yalvarması üzerine bundan vazgeçmiştir (Tesniye, 9/20). Ancak İsrâiloğulları’nın altın buzağı yapıp ona tapmaları konusunda Hârûn’un rolüyle ilgili Tevrat kıssasında çelişkiler vardır. Çıkış’a bakılırsa (32/21, 25, 35) buzağı yapımında esas rol Hârûn’undur. Başka yerlerde ise buzağı yapımını talep eden ve Hârûn’u bu iş için tehdit edenin (Çıkış, 32/1), ayrıca buzağıyı tanrı kabul edenin (Çıkış, 32/4) halk olduğu belirtilmektedir. Öte yandan Hagada’da Hârûn buzağıyı yapma suçundan aklanmaya çalışılmaktadır. Hagada’ya göre Hârûn insanlar arasındaki anlaşmazlığı barışla çözme yanlısıdır. Buzağı hadisesinde de onun bu duygusu hâkim olmuştur. Esasen Hârûn da Mûsâ gibi buzağıya tapanları şiddetle cezalandırabilirdi, fakat iyi kalpliliği sebebiyle onları affetmiştir. Diğer bir yoruma göre ise Hârûn’un buzağı konusunda bu şekilde davranmasının sebebi Hur’un başına gelenlerin kendi başına gelmesinden korkmasıdır. Zira Midraş’a göre Hur karşı çıktığı halkı tarafından öldürülmüştür (EJd., II, 7).

Sînâ’dan hareket edildikten sonra Hz. Hârûn ile kız kardeşi Miryam, Habeşli bir kadın aldığı için Hz. Mûsâ’ya karşı çıkmaları yüzünden Rabb’in öfkesine sebep olmuşlardır (Sayılar, 12/1-12). Çöl hayatı boyunca Hârûn her zaman Mûsâ’nın yanındadır. Rabb’in emrine karşı gelen İsrâiloğulları arz-ı mev‘ûda girmek istemezler ve Mûsâ ile Hârûn’a isyan edip liderliklerine itiraz ederler (Sayılar, 14/4-5). Korah’ın (Kārûn) ve diğerlerinin isyanı sadece Mûsâ’ya değil Hârûn’a da yöneliktir. Kâhinlik görevinin meşruluğunu ispat etmek için Hârûn’un asâsı tomurcuklanıp çiçek açar (Sayılar, 17/8). İsrâiloğulları, çöldeki yolculuklarının sonuna doğru ikinci defa Kadeş’te konakladıklarında susuzluk sebebiyle baş kaldırınca Rab, Mûsâ ve Hârûn’a asâ ile kayaya vurmalarını söylemiş, kayadan su fışkırmıştır (Sayılar, 20/2-11). Fakat bu arada davranışları ve sözleriyle Rabb’e karşı suç işleyen İsrâiloğulları’nın arz-ı mev‘ûda girmeleri yasaklanmıştır (Sayılar, 20/12). Kadeş’ten göç eden kavim Hor dağına geldiğinde Rab Mûsâ’ya Hârûn’un ecelinin geldiğini ve ölen atalarına katılacağını bildirerek onu ve oğlu Eleazar’ı Hor dağına götürmesini istemiş, Mûsâ da Rabb’in emri doğrultusunda Hârûn’un elbisesini çıkararak Eleazar’a giydirmiş ve Hârûn Hor dağının tepesinde ölmüştür (Sayılar, 20/7-29; 33/38; Tesniye, 32/50). Tevrat’ın bir başka yerinde Hz. Hârûn’un Mosera’da öldüğü belirtilmektedir (Tesniye, 10/6). Vefat ettiğinde onun 123 yaşında olduğu zikredilir (Sayılar, 33/39).

Hor dağının veya Mosera’nın nerede bulunduğu tartışmalıdır. G. L. Robinson, Hor ile Moserah’ı (Jebel Madra) aynı dağ kabul eder ve bunun Kadeş ile Arabah arasındaki güzergâh üzerinde bulunduğunu söyler. F. M. Abel, “vâdî Hârûniyye” adına dayanarak Hor dağını Aynülkudeyrât’ın (Kadeş Barnea) 17 km. kuzeybatısına yerleştirmiştir. Hor dağının Kadeş Barnea’daki tepeler veya Kadeş yakınındaki İmâretü’l-Hureysa dağı olduğu da rivayet edilmektedir. Yaygın geleneğe göre ise Hor dağı, Petra’nın batısında Cebelihârûn denilen 1400 m. yüksekliğindeki dağdır (EJd., VIII, 971-972). Hz. Hârûn’un kabrinin nerede bulunduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte bu dağın en yüksek tepesinde onun kabri olduğuna inanılan bir yapı vardır (DB, I/1, s. 8).

Yahudi kutsal kitabında, Hz. Mûsâ’nın kardeşi ve arkadaşı olup onunla birlikte İsrâiloğulları’nı Mısır’dan çıkaran ve onlara liderlik yapan Hârûn ayrıca kâhinler sınıfının atası ve başkâhin olarak da gösterilir. Ahd-i Atîk’in bazı bölümlerinde (I. Samuel, 12/68; Mika, 6/4) Hârûn’dan, Mûsâ ile birlikte İsrâiloğulları’nı Mısır’dan çıkaran lider olarak bahsedilmekte, kâhinliğine hiç temas edilmemektedir. Tevrat ve Yeşu’da ise Hz. Mûsâ ile liderliği paylaşan Hârûn’un yanında tamamıyla farklı bir Hârûn daha ortaya çıkmaktadır ki bu ikincisi her ne kadar Mûsâ’nın kardeşi ise de sadece kâhindir ve kâhin ailesinin atasıdır. Tevrat’ın Levililer bölümünün bütünü, ayrıca Çıkış (25-31; 35-40) ve Sayılar (1-10/25; 15-19; 25-35) bölümünün büyük kısmı kâhin olan Hârûn’a ve onun görevlerine tahsis edilmiştir. Tevrat’ta Hârûn’un kâhinliğini ön plana çıkaran bölümler Ruhban metnine ait olduğu gibi, iki farklı Hârûn’a işaret eden veya iki Hârûn’un birlikte bulunduğu bölümlerde de Ruhban metninin tesiri açıktır (IDB Suppl., s. 1). Ruhban metnine ait olmayan ve peygamberlere nisbet edilen metinlerde Mûsâ gibi Hârûn’a da nâdiren işaret edilmekte ve buralarda onun liderliği üzerinde durulmakta, fakat kâhinliğinden söz edilmemektedir. Ahd-i Atîk’in I ve II. Krallar bölümlerinde ise Hârûn ve Hârûn oğullarına dair hiçbir bilgi mevcut değildir.

Hz. Hârûn’u kâhinler sınıfının atası olarak gösteren metinlere göre bizzat Rab Yahve, Sînâ’da Mûsâ’ya Hârûn’un liderliğinde kâhinlik müessesesini tesis etmesini (Çıkış, 28/1-2), Hârûn için elbiseler hazırlamasını emreder (Çıkış, 28; Levililer, 8/7-9). Mûsâ da Hârûn ve oğullarına göğüslük, entari, nakışlı gömlek, sarık ve kuşak gibi mukaddes giysiler hazırlar. Hârûn ve oğullarını toplanma çadırının kapısına getirip su ile yıkar, mukaddes giysileri giydirir ve mesheder (Çıkış, 29; 40/12-15). Bu seremoni ile kâhin olan Hârûn’a görevleriyle ilgili tâlimatlar bizzat Tanrı tarafından verilmiştir (Sayılar, 18). Hârûn’un kendisi başkâhin ve kâhinliğin kurucusu olduğu gibi zürriyeti de kâhindir (Sayılar, 3-4; 18). Kendisinin ve zürriyetinin kâhinliği dâimî statüdedir (Çıkış, 29/9; Siracide, 45/6-22). Dört oğlu da bizzat onun tarafından takdis edilmiştir (Çıkış, 6/23, 28-29; Sayılar, 3/2-3; I. Tarihler, 24/1). Hârûn aynı zamanda Levili’dir; Levi sıbtı ona bağlı ve onun hizmetindedir (Sayılar, 18/2-7). Takdis edilmek suretiyle kutsiyetin en üst derecesine yükselen Hârûn, en önemli kutsal işleri yapmaya yetkili olup bu görevlerinin başında kurban takdimi gelmektedir. Kurbanları o kesmekte, iç yağlarını da yine o yakmaktadır (Levililer, 9/8, 12, 15, 18). Toplanma çadırı ve ahid sandığıyla ilgili görevler onun uhdesindedir (Sayılar, 4). Halkı takdis etmek Hârûn ve oğullarının işidir (Sayılar, 6/22-27). Cüzzamlıları iyileştirmek veya onlar hakkında hüküm vermek de onun görevleri arasındadır (Levililer, 13/1-59). Hârûn ve oğulları mukaddesle bayağıyı ayırmak ve Tanrı’nın kanunlarını halka öğretmekle de görevlidirler (Levililer, 10/10-11).

Tamamen kâhin kimliğiyle ortaya konan bu ikinci Hârûn’un ilk iki oğlu Nadab ve Abihu’nun kâhinlikleri kaldırıldığı için bu görev diğer iki oğlu İtamar ve Eleazar tarafından sürdürülmüştür (Levililer, 7/1-7). Asıl kol ise Eleazar’ın soyudur (Sayılar, 25/7-13; I. Tarihler, 6/1-15; 24/4). Hârûn Hor dağında vefat ettiğinde Mûsâ onun yerine Eleazar’ı getirmiştir (Sayılar, 20/23-28; 33/37-39; Tesniye, 10/6). Kâhin Ezrâ’nın soyu Hârûn’a dayanmaktadır (Ezrâ, 7/1-5).

İlk geleneklerde ruhban sınıfına ait bir şahsiyet olarak gözükmeyen Hârûn’un nasıl olup da ruhban sınıfının lideri olduğu kesin şekilde bilinmemekle beraber (DBS, X, 1249) onun bu yönünün, kâhinliğin önem kazandığı ve Ruhban metninin yazıldığı Bâbil esareti sonrası dönemde ortaya çıktığı anlaşılmaktadır (IDB Suppl., s. 1-2).


Hz. Hârûn Hıristiyanlık’ta Mesîh’in bir örneği olarak kabul edilir. O kurban takdim etmekte, Tanrı ile insanlar arasında aracılık ve Kudsü’l-akdes’te dinî görev yapmaktadır. Bu bakımdan Mesîh’e benzemekle birlikte aralarında bazı farklar da vardır. Meselâ Hârûn’un uyguladığı şeriatta hayvan kurban edildiği halde Îsâ Mesîh kanlı kurbanı teşvik etmemiş, en mükemmel kurban olarak kendini takdim etmiştir. Hârûn Eski Ahid’in başkâhini, Îsâ ise Yeni Ahid’in başkâhinidir (İbrânîler’e Mektup, 5/2-5; 7/11-12; 8).


Kur’ân-ı Kerîm’de Hârûn’a vahiy geldiği, hidayete erdirildiği (en-Nisâ 4/163; el-En‘âm 6/84), lutufta bulunulduğu (es-Sâffât 37/114), güzel konuştuğu (el-Kasas 28/34), Mûsâ ile beraber ona da furkan verildiği (el-Enbiyâ 21/48) belirtilmektedir. Hz. Mûsâ, Firavun’a gitmekle görevlendirilince kardeşi Hârûn’un kendisine yardımcı olarak verilmesini, görevine onun da ortak edilmesini Allah’tan istemiş, bu isteği kabul edilerek ona peygamberlik verilmiştir (Tâhâ 20/29-36; el-Furkān 25/35; Meryem 19/53). Daha sonra Hz. Mûsâ ile birlikte âyetler ve gerçek bir delille Firavun’a gönderilmiş (Yûnus 10/75; el-Mü’minûn 23/45), Firavun’un sihirbazları mağlûp olunca Mûsâ ve Hârûn’un rabbine inandıklarını açıklamışlardır (el-A‘râf 7/121-122; Tâhâ 20/70; eş-Şuarâ 26/48). İsrâiloğulları Mısır’dan çıktıktan sonra Hz. Mûsâ, ilâhî vaad gereği kırk günlük bir süre için Sînâ’ya giderken, “Yerime geç, ıslah et, bozguncuların yoluna uyma” diyerek kendi yerine Hârûn’u vekil bırakmıştır (el-A‘râf 7/142). Mûsâ Tûr’da iken kavminin, Sâmirî’nin iğvâsıyla (Tâhâ 20/85) buzağı heykeli yapıp ona tapmaya başlaması üzerine Hârûn Tevrat’ta kaydedildiğinin aksine, “Ey kavmim! Andolsun siz bununla fitneye düşürüldünüz. Rabbiniz çok esirgeyendir, siz bana uyun, emrime itaat edin” diyerek onları uyarmış (Tâhâ 20/90), fakat sözünü dinletememiştir.

Hz. Mûsâ, Tûr dönüşü kavminin buzağıya taptığını görünce Hârûn’a, “Ey Hârûn, onların saptıklarını gördüğün zaman sana ne engel oldu? Neden bana uymadın? Emrime karşı mı geldin?” demiş, saçından sakalından tutarak onu çekip sarsmış, bunun üzerine Hârûn, “Ey anamın oğlu, saçımı başımı tutma! Ben senin, İsrâiloğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın diyeceğinden korktum” diyerek gerekçesini açıklamış (Tâhâ 20/92-94), daha sonra Hz. Mûsâ Sâmirî’ye kızarak onu kovmuştur (Tâhâ 20/95-98). Diğer bir âyette de (es-Sâffât 37/120) Mûsâ ve Hârûn’un hep hayırla yâdedilecekleri belirtilmektedir.


Hz. Hârûn’un vefatıyla ilgili olarak İslâmî kaynaklarda çeşitli rivayetler vardır. Bunlara göre Allah Hz. Mûsâ’ya, “Hârûn’un ruhunu kabzedeceğim, onu şu dağa getir” diye vahyeder. Bunun üzerine Mûsâ ile Hârûn o dağa giderler. Dağa vardıklarında orada benzeri görülmemiş bir ağaçla bir ev ve üzerinde yataklar bulunan bir sedir bulurlar. Hârûn burada yatmak istediğini söyleyince Hz. Mûsâ “yat ve uyu” der. Hârûn’un isteği üzerine kendisi de yatar, ardından Hârûn’un ruhu kabzedilince ev ve yatak semaya yükseltilir. Hz. Mûsâ İsrâiloğulları’nın yanına döndüğünde kavmi Hârûn’u göremeyince onu Mûsâ’nın öldürdüğünü iddia ederler. Fakat Mûsâ’nın iki rek‘at namaz kılıp Allah’a dua etmesi üzerine Hârûn’un üzerinde vefat ettiği yatak semadan iner ve böylece İsrâiloğulları gerçeği görüp kabul ederler (Sa‘lebî, s. 187-188). Başka bir rivayete göre ise kavminin ithamı üzerine Hz. Mûsâ onları Hârûn’un kabrine götürür ve Hârûn’a seslenir. Hârûn başından toprakları silkeleyerek kabrinden kalkar. Hz. Mûsâ’nın, “Seni ben mi öldürdüm?” sorusuna “hayır” cevabını verince Mûsâ ona, “Yatağına geri dön” der, Hârûn da tekrar ölüm uykusuna yatar (Taberî, I, 434).