instagram twitter linkedin github youtube

8.10.17

BALIK YAĞI NE İŞE YARAR?

Uzmanlar tarafından “Beyin gıdası” olarak görülen balık yağının başta kalp hastalıkları olmak üzere kilo kaybından, kolesterolü düşürmeye kadar sayısız faydası bulunmaktadır.
Uzmanlar tarafından “Beyin gıdası” olarak görülen balık yağının başta kalp hastalıkları olmak üzere kilo kaybından, kolesterolü düşürmeye kadar sayısız faydası bulunmaktadır.

Balık Yağının Yararları

Balık yağının faydaları arasında çeşitli kalp rahatsızlıkları, kolesterol, depresyon, anksiyete bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), zayıflamış bağışıklık sistemi, kanser, diyabet, iltihaplanma, eklem iltihabı, iltihabi bağırsak sendromu, AIDS, Alzheimer, göz bozuklukları, sarı nokta hastalığı ve ülser tedavilerine yardımcı olarak kullanılması gelir. Bunlara ilave olarak kilo kaybı, sağlıklı bir hamilelik, doğurganlık ve cilt bakımı (özellikle sedef ve akne) için faydalıdır.
Balık yağı, sağlığa olan faydasını içindeki Docosahexaenoic Acid (DHA) ve Eicosapentaenoic Acid (EPA) gibi omega 3 yağ asitlerine borçludur. Balık yağındaki diğer yağ asitleri Alpha-linolenic Acid (ALA) ve Gamma-linolenic Acid (GLA)’dir. Balık yağının birçok faydası olmasına rağmen, kullanım alanlarının hepsinin doğru olmadığı yönünde yanıltıcı bilgiler de vardır. Balık yağı üreticileri, onu her derde deva şeklinde pazarlamaya çalışmaktadırlar. Aşağıda, balık yağının bilimsel araştırmalar ışığında ve bazıları da sadece hayvanlar üzerindeki çalışmalar neticesinde ispatlanmış faydalarını bulabilirsiniz.
İyi bir balık yağı, yani omega 3 yağ asidi kaynağı olan balıklar; hamsi, uskumru, tekir, alabalık, okyanus dil balığı, ringa balığı, deniz levreği, sardalya, kılıç balığı, mersin balığı, halibut, istiridye, ton balığı, kalkan, hamsi ve somondur. Bu balıkların 100 gramında 1 gram omega-3 bulunur. Yaygın olarak, ton balığı, ringa, uskumru, sardalya, alabalık ve somondan yağ elde edilir. Balık yağının kalitesi balığın cinsine bağlıdır. Balık yağı destekleri bozulmayı önlemek için bir miktar E vitamini içerebilir ve kalsiyum, demir, A, B1, B2, B3, C veya D vitamini ile birlikte alınabilirler.

Balık Yağının Sağlık Üzerine Etkileri

Omega-3 yağ asitleri ağrıyı ve şişkinliği azaltır. Bu yüzden göz kuruluğu ve sedef hastalığına iyi gelmektedir. Bu yağ asitleri aynı zamanda kanın kolay pıhtılaşmasını engeller; kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılmasının sebebi de budur.
Kalp Sağlığı: Amerikan Kalp Vakfı’na göre, klinik çalışmalar omega 3’ün, kalp ve damar hastalıklarının oluşumunu azaltmakta etkin bir rol oynadığını ortaya koymuştur. Balık yağı zengin bir omega 3 kaynağıdır ve dolayısıyla kalp hastalıkları ve kalp ritim bozuklukları riskini azaltır. Aynı zamanda kötü kolestrolü (LDL) düşürür, iyi kolestrolü (HDL) arttırır, fazla trigliseridi düşürür. Ön araştırmalar, balık yağının damar sertliğini önlemek için de kullanılabileceğini göstermektedir. Bundan dolayı balık yağı, kalp krizini önlemekte etkindir ve düzenli kullanımı kalp krizine bağlı ani ölümlerini engellemeye yardımcı olabilir. Ancak ironiktir ki aşırı dozda balık yağı kullanmak kalp krizine neden olabilir. Amerikan Kalp Vakfı’na göre bu bulguların daha kapsamlı araştırmalarla kuvvetlendirilmesi gerekmektedir.
1. Kilo Verme
Balık yağı, kilo vermeye yardımcı bir besin desteği olarak da yaygınlaşmıştır. Güney Avustralya Üniversitesi'nden Prof. Peter Howe yönetimindeki çalışmalar, balık yağının kilo vermek için yapılan egzersizlerin etkisini artırdığını göstermiştir. Beslenmelerinde balık yağı kullanan gönüllüler, kullanmayanlara göre daha fazla kilo vermişlerdir. Egzersizin balık yağı ile birleşmesinin, vücudun şekli ve niteliği üzerinde pozitif bir etkisi vardır.
2. Bağışıklık Sistemini Güçlendirme
Düzenli balık yağı tüketmenin bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olduğuna ve bu sayede soğuk algınlığı, öksürük, grip gibi hastalıklara karşı dayanıklı olmanızı sağladığına inanılmaktadır. Balık yağı içindeki omega-3 yağ asitleri, vücuttaki sitokin ve eicosanoid’lerin miktar ve aktivitelerine etki ederek bağışıklığı güçlendirirler.
Temel olarak, balık yağının, insanlarda bağışıklığı güçlendirme potansiyeli vardır, fakat yine de insanlar üzerinde daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç vardır. Balık yağı, bağışıklık sisteminin kendi organ ve dokularına saldırısı olarak bilinen Lupus hastalığına karşı da faydalıdır. Çalışmalar balık yağının Lupus’a bağlı olarak gelişen ateş, cilt döküntüsü ve yorgunluğu azalttığını göstermiştir.
3. İltihaplanmaya Karşı Özellikler
Balık yağı, kan ve dokulardaki iltihaplanmayı azaltmakta etkilidir. Balık yağı destek ürünlerinin düzenli kullanımı kronik iltihaplanma hastalıkları olanlar için faydalıdır. Balık yağı sindirim sistemi bozuklukları, çölyak hastalığı, kısa bağırsak sendromu ve iltihabi bağırak hastalıkları (Crohn hastalığı, ülseratif kolit) tedavileri üzerinde etkilidir.
Crohn hastalığından yakınan hastalar için vitamin, yağ ve destek ürünlerinin emilimi zordur. Balık yağı takviyeleri böyle hastalar için etkilidir. Ülseratif kolit durumunda, balık yağı, kalın bağırsakta lökotrien birikimini engeller. Özellikle başka takviye ürünleri ve ilaçlarla birlikte kullanılması ile, balık yağının iltihaplanmaya karşı olma özelliğini artırabilmek için çalışmalar yürütülmektedir.
4. Balık Yağı Kullanmanın İyi Geldiği Diğer Durumlar
Göz kuruluğu, glakom, yaşa bağlı makula dejeneresansı (AMD ya da Sarınokta hastalığı); kadınlarda göğüs ağrısı ve ağrılı PMS dönemi, düşük tehlikesi, erken doğum, hamilelikte ortaya çıkan yüksek tansiyon, hamilelik ve doğum sonrası depresyon; diyabet, astım, disleksi, obezite, böbrek hastalıkları, osteoporoz, sedef hastalığı, hareket ve koordinasyon bozuklukları, kanser ilaçlarına bağlı kilo kayıpları, artrit, depresyon, anksiyete, göz bozuklukları, Alzheimer, yetişkinlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), cilt kuruluğu, saç dökülmesi, akne, pankreas kanseri hastalarında görülen hiperlipidemi (kolesterol yüksekliği), diyabet, ülser, kısırlık, kan dolaşımı, yüksek tansiyon, böbrek hasarı, damar sağlığı, ALS hastalığı.

2.10.17

Uygulamanın İnternet Erişimini Kesmek

Windows Güvenlik Duvarını açın. Gelişmiş Ayarlar deyin. Giden Kuralları bölümünden Eylem > Yeni Kural oluşturun. Program diyerek devam edin. Programın .exe uzantısını seçip Bağlantıyı Engelle diyerek kuralı aktif edin.

14.9.17

Windows 10 Disk kullanımı %100 sorun ve çözümü

ilk işlem ;

başlattaki arama kutusuna regedit yazın ve çalıstırın gelen ekrana evet tuşuna basın ve bekleyin
 ve şu adımı takip edin

HKEY_LOCAL_MACHİNE\SYSTEM\CurrentControlSet\Control\Session Manager\Memory Management\PrefetchParameters

gelen sayfada
Enable ile başlayan iki yere teker teker tıklayın ve değer verisini 1 yapın ve tamam tıklayın

ikinci işlem ;

Win+R Tuşuna basın ve çalıştır ekranı gelecektir ve gelen ekrana services.msc yazın ve tamam basın

gelen ekranda teker teker aşağıdaki yazdıklarıma tıklayın ve başlangıç türü devre dışı seçin uygula tıklayın daha sonra hizmet durumu olan yerde durdur butonu basın ve tamam basın

-arka plan akıllı aktarım hizmeti
-windows update
-windows search

üçünçü işlem ;

başlat menüsü > ayarlar > gizlilik > arka plan uygulamaları
tüm uygulamarı kapalı yapın


başlat menüsü > ayarlar>geri bildirim ve tanımlamalar
windows benden geri bildirim istesin seçeneği hiçbir zaman yapın
cihaz verileri microsoft gönderin hiçbir zaman yapın


başlat menüsü > ayarlar>güncelleştirme ve güvenlik > windows update
gelişmiş seçenekler tıklayın ve güncelleştirmelerin nasıl teslim edilceğini seç tıklayın ve kapalı yapın


başlat menüsü > ayarlar> sistem >depolama
Bu bilgisayar (c) tıklayın  açılan sayfada geçici dosyalar tıklayın ve gelen ekranda geçişi dosyalar seçin ve dosyaları kaldırın  tıklayın

dördüncü işlem


başlat menüsü aramaya dfrgui yazın ve gelen ekranda sürücü birleştir ve iyileştir tıklayın
gelen ekranda en iyi duruma getir tıklayın gelen ekrana evet deyin ve işlem bittikten sonra çözümle tıklayınve gelen ekrana tekrar evet tıklayın

besinci işlem ;

win+R tıklayın gelen çalıştır uygulamasına msconfig yazın ve tamam tıklayın
gelen ekranda başlatma tıklayın ve görev yöneticini aç yazısına tıklayın
gelen ekranda tüm uygulamarı devre dışı bırakın eğer başlangıç açılmasını istediğiniz uygulamalar varsa o uygulamara tıklamayın

daha sonra msconfig aşamasından sonraki gelen ekranda hizmetler yazan yere tıklayın
ve tüm microsoft hizmetlerini gizle tıklayın
kalan uygulamarda tümünü devre dışı bırakın tıklayın

ve tüm işlemlerden sonra bilgisayarı yeniden başlatın 

22.8.17

Sivrisinek kaşıntısı nasıl geçer ?

Sivrisinek kaşıntısı kişiye oldukça rahatsızlık veren bir durumdur. Sivrisinekler ısırdıkları bölgeyi ısırmadan iğnesiyle uyuşturucu bir madde enjekte ederler. Bu maddeyi vücuda verdikten sonra sivrisinek ısırığını bir süre hissetmezsiniz.
Uyuşturucunun etkisi geçtikten sonra ise ısırılan bölge kaşınmaya başlar. Sivrisinek kaşıntısı ise gittikçe artar ve ilerleyen zamanlarda aşıntının olduğu bölgelerde yaralar oluşmaya başlar. 

Sivrisinek kaşıntısı nasıl geçer?
Aspirin yöntemi
Bir tane aspirini biraz su ile ezerek kaşınan bölgeye uygulayın. Bir müddet sonra kaşıntı geçecektir.
Buz yöntemi 
Sivrisinek kaşıntısının olduğu bölgeye belirli aralıklarla buz uygulamak kaşıntı hissini azaltacaktır.
Limonlu tuz 
Kaşıntının olduğu bölgeye limonlu tuz karışımından sürebilirsiniz. Sivrisinek kaşıntısının hem azalmasını hem de iz kalmamasını sağlayacaktır. 
Diş macunu yöntemi 
Diş macununu sivrisinek ısırığı olan bölgeye bir miktar sürerek kaşıntının hafiflemesini sağlayabilirsiniz.
Sallama çay poşetleri 
Sallama çay poşetlerini sivrisinek ısırıklarında da kullanabilirsiniz. Kullanmış olduğunuz sallama çay poşetlerini cildinizi yakmayacak şekilde ısırık olan bölgeye uygulayarak kaşıntıyı hafifletebilirsiniz.
Kabartma tozu yöntemi 
Kabartma tozuna birkaç damla su ekleyin, bir kapta karıştırın ve direk ısırığın üzerine uygulayın. Kuruyana kadar bekleyin. Kabartma tozundaki alkaliklik, enfekte olmuş bölgenin pH dengesini nötralize ederek, kaşıntıyı azaltacaktır.

16.8.17

AMOLED Ekran Nedir?

Özellikle akıllı telefonlarda görülen teknik özelliklerin her geçen gün daha da gelişmesi, ekran teknolojisini de etkiliyor. Bu yazımızda son model akıllı telefonlarda da sıkça görülen AMOLED ekran teknolojisini ve diğer ekran teknolojilerinden farklarını inceleyerek karşılaştırma yapıyoruz.


Son zamanlarda piyasaya sürülen akıllı telefonların birçoğunda görülen ve zamanla LCD, LED ve OLED ekranların yerini alacak olan AMOLED ekranlar her ne kadar birçok markada görülse de aslında Samsung tarafından geliştirilen bir teknoloji. Açılımı İngilizce olarak “Active-Matrix Organic Light-Emitting Diode”yani “Aktif Matrisli Organik LED” olan AMOLED ekranlar adından da anlaşılacağı gibi organik LED’lerden yani OLED’lerden yapılmakta. AMOLED ekranlarda, her bir piksel ayrı ayrıaydınlatılarak görüntü oluşturuluyor. Ancak bu ekranlar diğer ekran türlerinde olan arka aydınlatmaya gerek duymuyor. Böylece özellikle koyu renklerin daha açık renktegörünmesi sorunu ortadan kalkıyor. 
Samsung’un 4 sene önce üretmiş olduğu AMOLED TV’lerde de görülebileceği gibi bu ekranlar yaklaşık 3 cm kalınlığa sahip olarak oldukça ince ve hafifler. Bunda LCD ekranlarda görülen, TFT katmanlarında cam kullanılma durumunun olmaması büyük pay sahibi. Ayrıca IPS ekranlarda da görülen, yatay-dikey 150 derece üzeri açılardan izlendiğinde bile herhangi bir renk kaybı ve herhangi bir ışık düşmesi sonucu parlaklık oluşması görülmüyor.
 AMOLED ekran ile günümüz teknolojisinde en yaygın ekran türü olan LCD’yikarşılaştırdığımızda, her bir pikseli ayrı ayrı aydınlatılan AMOLED ekranlar, LCD’ye göre daha net ve keskin renkler oluşturabiliyor. Ayrıca arka aydınlatma olmaması da bunu etkiliyor. Parlaklık açısından LCD daha önde gibi dursa da AMOLED ekranların zamanla gelişmesi ve Super AMOLED ve Full HD Super AMOLED gibi sürümlerinin ortaya çıkması, LCD ile AMOLED arasındaki parlaklık farkını azalttı
Ancak bir noktada AMOLED ekranlar geride kalıyor. Organik LED’lerden yani OLED’lerden üretilen AMOLED ekranlar, zamanla parlaklıklarını kaybettikleri için biraz daha düşük ömürlü bir ekran teknolojisi. Öte yandan, AMOLED ekranların diğer ekran türlerine göre çok daha ince olması, hatta belli bir açıya kadar kıvrılabilir olması, ekran kalınlığı açısından sadece LCD değil diğer ekranlara göre de AMOLED’i bir adım öne çıkarıyor.  
Akıllı telefonların şarj sürelerini uzun tutmak herkes için bir problem konusu. Telefon şarjını en çok tüketen birim olan ekranları bu yönden incelediğimizde AMOLED ekran yine daha avantajlı konumda çünkü AMOLED ekranda, LCD ekrana göre arka aydınlatma bulunmadığı için ve siyah bölgeleri ekranı karartmaktan ziyade o bölgedeki pikselleri kapatarak karartan AMOLED ekran, diğerlerine göre daha az enerji tüketiyor.