instagram twitter linkedin github youtube

30.11.19

Influencer Nedir ?

Son zamanlarda her yerde karşımıza influencer kişilikler çıkmaya başladı. Birçok sosyal medya platformunda profiline “influencer” yazan kişiler görüyoruz. Aynı zamanda markalar da influencer’larla işbirlikleri yaparak başarılı ve büyük ses getiren viral kampanyalara imza attılar.  Peki ortalığı kasıp kavuran, milyonları peşinden sürükleyen bu influencer’lar kimlerdir? Nasıl influencer olunur? Influ
Influencer; kelime anlamı ile “etkileyen” demektir. Genel anlamıyla ise influencer; toplumu etkileyen, insanların düşünce ve davranışlarını şekillendirme gücü olan kişidir. Tarihsel kişilikler, ünlüler, günümüz sosyal medya fenomenleri de aslında birer influencer’dır. Düşünceleri, eylemleri ve sözleriyle kitleleri etkileyerek peşlerinden sürükleyebilirler. Martin Luther King Jr., Hz. Muhammed, Che Guevara, Mahatma Gandhi, Nelson Mandela, Rahibe Teresa, Sigmund Freud, Bill Gates, Steve Jobs ve Charlie Chaplin gibi tarihsel kişilikler kendi dönemlerinin influencer’larıdır; düşünce ve davranışları ile kitleleri peşlerinden sürükleyip kendi alanlarında çığır açmışlardır. Günümüzde de her alanda influencer’lar cesur eylemleri ile kendilerini takip edenlere yeni dünyanın kapılarını açarlar. Teknoloji liderleri başarıları ile girişimcileri şevklendirir, celebrity’ler giydikleri ile moda trendlerini belirler ve fenomenler etkin oldukları alanda özellikle genç kesimin hayata bakış açısını yeniden şekillendirirler. Dijital dünyanın influencer’ları da tarihsel kişiliklerinkine benzer şekilde internet kullanıcılarının hayatına dokunur.
Sosyal medya influencer’ları markaların dijital stratejilerinde rol alarak marka elçiliği görevini üstlenebilirler. Influencer’lar Instagram, Youtube ve Snapchat gibi popüler sosyal medya ağlarında moda, gezi, güzellik ve bakım gibi belirli konularda internet kullanıcılarının ilgisini çekerek milyonlarca kişiye hitap ederler. Influencer’lar markalarla satış ortaklıkları yaparken kendi kişisel markalarını korumak zorundadırlar. Markalara dair yaptıkları ürün paylaşımlarında takipçi kitlesinin alışık olduğu çizginin dışına çıkmadan, ürünleri gönderilerine tabiri caizse yedirirler. Yaptıkları işbirliklerinin karşılığı her zaman para olmak zorunda değildir; ücretsiz ürün ve servislerin kullanımı, seyahat masraflarının karşılanması vb. anlaşmalar da yapılabilir. Tabii ki bu influencer’ın kendi inisiyatifine kalan bir şey. Dünyaca ünlü influencer’lar özellikle lüks markaların on binlerce doları aşan ürünlerini ya da dünya turu masraflarının karşılanmasını ödeme olarak kabul edebiliyorlar. Influencer’ların marka elçilerinden en büyük farkı; kendi kişisel marka çizgilerini ve takipçileri ile aralarındaki güven ilişkisini muhafaza etmeleridir. Marka elçileri influencer’lara kıyasla markalarla çok daha uzun soluklu işbirlikleri yaparlar. Tüm dijital kanallarda markanın ürünlerini kullanır ve duyurularını yaparak marka tarafından verilen bilgileri paylaşırlar. Marka elçileri adeta ünlülerin bir markanın yüzü olması gibi sadece tek bir markaya sadık kalmak zorundadır, muadil markaların ürünlerini kullanamaz ve tanıtımlarını yapamazlar. Sosyal medya influencer’ları ise kendi deneyimlerini paylaşan kişiler oldukları için, aynı anda birçok marka ile işbirliği yaparak farklı kategorilerden çeşitli ürünlerin tanıtımını yapabilirler.

Geleneksel ünlüler; sanat, politika, müzik, film, televizyon ya da modellik gibi belli bir alanda yaptıkları işlerle topluma mal olmuş kişilerdir. Markaların yüzü olan ünlüler marka elçilerine benzer şekilde muadil markaların ürünleri ile toplum içinde gözükemezler. Bu gibi hataları yaparak adına dava açılan ünlüleri duymuşsunuzdur. Markalarla işbirliği yapan bir ünlünün yüzünü televizyonda, online ve basılı medyada, outdoor reklamlarda kısacası her yerde görebilirsiniz. Ünlülerin tanıtımını yaptığı ürün hakkında herhangi bir yetkinliğe sahip olması beklenmez. Dünyaca ünlü bir şarkıcı bir kozmetik firmasının yüzü olabilir. Fakat aynı durum sosyal medya influencer’ları için geçerli değildir. Sosyal medyadaki influencer’lar genellikle belli bir alanda uzman gözüyle bakılan, takipçileri tarafından “bilirkişi” olarak kabul edilen fikir liderleridir. Bir makyaj influencer’ı eğer yeni çıkan bir rimeli tavsiye ediyorsa, o ürün takipçileri tarafından işe yarayan, güvenilir ve faydalı olarak kabul edilerek satın alma davranışlarını yönlendiren bir etkiye sahiptir. Geleneksel ünlüler herhangi bir marka ile anlaşması bittiğinde başka bir markanın yüzü olabilir. Bu da hayran kitlesinin güvenini zedeler. Bir önceki ürün için “Bu en iyisi!” diyen ünlü kişi, kısa bir süre sonra “Hayır, bu en iyisi, en yenisi!” diyerek kaygan bir zeminde ilerler. Marka elçileri de her zaman olmasa da yaptıkları bazı işler ile benzer etkiyi oluşturabilirler. Sosyal medya influencer’ları ise markalarla yaptıkları işbirliklerinde o ürün, servis ya da hizmeti gerçekten deneyimlerler ve iyi – kötü tüm yönleri ile gerçek fikirlerini paylaşırlar. Takipçilerine duydukları saygı ile sarsılmaz bir güven ortamı oluşturarak milyonları etkilerler. Ayrıca sosyal medya influencer’ının deneyip beğendiği bir ürünü paylaşması için marka ile işbirliği yapmasına da gerek yoktur. Influencer’ların asıl amacı aile gibi gördükleri takipçilerine faydalı olmak ve karşılıklı iletişimi sürdürülebilir kılmaktır.

Influencer pazarlamayı  fenomen pazarlama, hatrı sayılır pazarlama, hatırlı pazarlama, etkin pazarlama gibi aslında kavramı tam olarak karşılamayan ifadelerle tanımlayanlar oluyor. Biraz daha etimolojik açıdan yaklaşırsak bu tanımların hiçbirinin yeterli olmadığını görebiliriz. Hatırlı pazarlama denince sanki bir lütfetme varmış gibi bir algı oluşuyor. Mikro influencer’ların da olduğunu hesaba katarsak, milyonlarca kişinin dikkatini çekerek bir şekilde ünlü olan anlamındaki fenomen kavramı da bu pazarlama anlayışını tam olarak karşılamıyor. Etkin pazarlama tüm bu tanımlara kıyasla daha doğru denilebilir. Eğer ki bir olgu sizin ürettiğiniz, var ettiğiniz bir şey değilse onu orjinal hali ile kullanmak anlamsal boşluğu da önleyecektir. Influencer pazarlama ülkemizden çıkmadığına göre, her ne kadar Türkçe’nin doğru ve düzgün bir şekilde kullanılmasını her zaman savunsam da, bence kavramları içini dolduran orjinal hali ile kullanmak dilimizi bozmayacaktır. Bu biraz da kendi isminizi yabancı birine söylerken o dile çevirmek kadar gereksiz bir uğraş. Kavram felsefesini bir yana bırakırsak, influencer’ların fenomenlerle eş değerde olmadığını söyleyebiliriz. Fenomenler de influencer’lar gibi milyonlara hitap eder ama aynı güveni oluşturamazlar. Fenomenler belli bir alanda uzman kabul edilen kişilerden ziyade yaptıkları ile viralleşmiş kişilerdir. Herhangi biri sıra dışı bir şey yaparak da sözde fenomen olabilir. Influencer’lar ise ilgi alanlarına yönelik kendi hayat deneyimlerini paylaşarak takipçilerinin belli bir konuya dair güvenini kazanmışlardır. Elbette milyonlarca kişiye ulaşan influencer’lar fenomenleşebilirler. Netleştirmemiz gerekirse; her fenomen influencer olamaz ama her influencer fenomen olma potansiyeline sahiptir.
Dünyaca ünlü markalar her yıl başka bir ürünün tanıtımını yapan ünlüler yerine yüz binden fazla takipçili makro influencer’lar ya da çok daha az takipçisi olan mikro influencer’lar ile işbirlikleri yapmaya başladılar. Bunun en büyük sebebi ise influencer’ların takipçileri ile aralarındaki güven ve sadakat ilişkisinin sağlam temelde olması, samimi bir iletişim dilinin kullanılması ile hedef kitlenin daha fazla ilgisini çekmesinde yatıyor. (Bkz: İçecek Devi Coca Cola Marka Farkındalığını Influencer’lar İle Nasıl Arttırdı? ) Sosyal medya influencer’larının etkileşimi ile organik büyüme yolunu seçen markalar, geleceğin pazarlama anlayışını benimseyerek kullanıcılar tarafından oluşturulmuş içerik (User-Generated-Content) stratejisini kullanıyor ve büyük başarılara imza atıyorlar. (Bkz: Tek Bir Influencer İle 500 Milyon Dolarlık Marka Haline Nasıl Gelinir?)  2017 yılı itibariyle dünya influencer pazarlama sözleşmeleri 1.5 milyar doları aştı. Türkiye’de ise pazar payı 30 milyon TL’ye ulaştı. CreatorDen influencer pazarlama platformu da 2017 yılında 2000’den fazla influencer ile markaları buluşturarak, influencer’lara toplamda 1 milyon TL‘den fazla ödeme yaptı

Ben de Influencer Olabilir Miyim?

Direkt cevap vereyim; neden olmasın? Hayatın ilk kuralı limitin olmaması, disiplinli ve tutkuyla çalışarak her şeyi başarabileceğinizdir. Öncelikle kendinize şu soruyu sorun: Neden Influencer olmak istiyorum? Diyelim ki sağlıklı yaşam konusuna çok ilgilisiniz. Her gün özel yemek tariflerini ve spor programlarını araştırıyor, uygularken çevrenizdeki kişilere de anlatıyorsunuz. Instagram’da ya da Youtube’da gördüğünüz yabancı lifestyle influencer‘larını ilgiyle izliyorsunuz. “Ben de bir şeyler yapmalıyım!” demeye başladıysanız öncelikle kendi kişisel markanızı gerçek bir kişi gibi hayal ederek ona bir isim bulun. Sonra bu isimle sosyal medya hesapları oluşturarak kaliteli görseller ve samimi görüşlerinizin yer aldığı metinlerle paylaşımlar yapmaya başlayın. Takipçi sayınızı arttırmak için sahte takipçi satın almayın. Zaten sıra dışı fikirlerinizi samimi bir şekilde aktardıkça internet kullanıcılarının ilgisini de çekeceksiniz. Gerçek ve güvenilir olun. Bu süreçte blogger’larla ya da diğer influencer’lar ile iletişime geçerek network’ünüzü geliştirebilirsiniz. Daha fazla takipçi kazanmak için network’ünüzü kullanabilirsiniz. “Ama ben markalarla da işbirliği yapmak, insanlara faydalı olmak istiyorum.” diyorsanız da benim tavsiyem bir ajansla anlaşın. Geçenlerde yabancı basında, bir otele “Tanıtımınızı yapayım, siz de bana bedava tatil verin” diyen Instagrammer’ı hatırlarsınız. Muhtemelen bu utanç veren krizden sonra markalar bir daha kendisi ile işbirliği yapmak istemeyecektir. Ajanslar aracılığıyla markalarla işbir birliği yapmanın birçok avantajı var

29.11.19

Dijital Nedir?

Verilerin bir ekran üzerinde elektronik olarak gösterilmesidir
Dijital terimi Avrupa dillerindeki Dijital teriminin okunuşu olup Türkçe karşılığı Sayısaldır. Elektronik sistemler “ analog ” ve “ sayısal ” olmak üzere ikiye ayrılır. Analog sistemlerde elektrik sinyalleri sürekli olarak değişir ve belli sınırlar içinde her değeri alabilirler. Sayısal sistemlerde ise elektriksel sinyaller olduğu gibi iletilmez. Bu sinyallerin yerine bunlara karşı düşen rakamlar iletilir.

Elektronik sistemlerde genel olarak giriş ve çıkış sinyalleri “analog” yapıdadır. Bunların sayısal olarak işlenebilmesi ve iletilebilmesi için “Analog/Sayısal Dönüştürücü” (Analog-to-Digital Converter, ADC) ve “Sayısal/Analog Dönüştürücü” (Digital-to-Analog Converter, DAC) kullanılır.


Başlangıçta elektronik devrelerin hemen hemen tamamı “analog” olarak gerçekleştiriliyordu. Fakat zaman içinde “sayısal” devreler çoğalmaya ve analog devrelerin yerini almaya başladı. Bu gün bütün elektronik sistemler sayısallaşmaya başlamıştır. Çünkü sayısal elektronik devreler:

Daha güvenilirdir.
Devreler ve sistemler aynen tekrarlanabilir (Her benzer sistem tıpatıp aynen çalışır ).
Sinyal kalitesi değişmez. Bu kalite istenildiği kadar iyi yapılabilir.
Çok geniş çapta tümleştirilebilir .
Gürültü ve dış etkilerden çok az etkilenir .
Daha ucuzdur ( Pek çok uygulamada ).
Kopyalama ve iletim sırasında bozulmaz. ( İlk kopya ile yüzüncü kopyanın kalitesi aynıdır )
TV ve bilgisayar sistemleri “Multimedia” adı altında birleşerek tek bir sisteme dönüşmektedir.

Dijital sinyal işleme teknikleri hızla gelişmektedir .
Geniş çaplı tümleşik devreler (VLSI: Very Large Scale Integrated Circuits ) halinde bütün sistemin tek bir kırmık (chip) olark imalata uygundur .
Sayısal veri ( dijital veri ), girişteki verinin saklanma veya aktarılma şeklinin değiştirilmesiyle elde edilir.


Sayısal veri ile analog veri arasındaki en büyük fark, analog verinin sürekli (İngilizce continuous) olan bir ölçekte, sayısal verinin ise rakamlarla sınırlı olan, sürekli olmayan (İngilizce discrete) bir ölçekte var olmasıdır.

Sayısal veri, rakamların arka arkaya dizilmesi ile elde edildiği için üzerinde biçim değişikliği işlemi yapılabilir. Bu biçim değiştirme, birçok alanda karşımıza çıkabilir:

Sayısal ses alanında, WAV biçimindeki ses MP3 biçimine çevrilebilir
Sayısal resim alanında, PNG biçimindeki bir resim JPEG biçimine çevrilebilir
Herhangi bir veri, RSA kullanılarak şifrelenebilir
Buna ek olarak, bir sayısal veriye hata düzeltme kodları eklenerek verinin bozulsa bile tamir edilebilmesi sağlanabilir. Ayrıca, sayısal veri gönderilirken başka bir sayısal veri ile aynı ortama konulup gönderilebilir. Tüm bu avantajlar doğrultusunda, sayısal veri birçok alanda (hem karasal hem de mobil telekomünikasyon, İnternet, film ve müzik saklaması gibi) analog verinin yerini almaktadır.
Başlangıçta elektronik devrelerin hemen hemen tamamı “analog” olarak gerçekleştiriliyordu. Fakat zaman içinde “sayısal” devreler çoğalmaya ve analog devrelerin yerini almaya başladı. Bu gün bütün elektronik sistemler sayısallaşmaya başlamıştır. Çünkü sayısal elektronik devreler:

Daha güvenilirdir.
Devreler ve sistemler aynen tekrarlanabilir (Her benzer sistem tıpatıp aynen çalışır ).
Sinyal kalitesi değişmez. Bu kalite istenildiği kadar iyi yapılabilir.
Çok geniş çapta tümleştirilebilir .
Gürültü ve dış etkilerden çok az etkilenir .
Daha ucuzdur ( Pek çok uygulamada ).
Kopyalama ve iletim sırasında bozulmaz. ( İlk kopya ile yüzüncü kopyanın kalitesi aynıdır )
TV ve bilgisayar sistemleri “Multimedia” adı altında birleşerek tek bir sisteme dönüşmektedir.

Dijital sinyal işleme teknikleri hızla gelişmektedir .
Geniş çaplı tümleşik devreler (VLSI: Very Large Scale Integrated Circuits ) halinde bütün sistemin tek bir kırmık (chip) olark imalata uygundur .
Sayısal veri ( dijital veri ), girişteki verinin saklanma veya aktarılma şeklinin değiştirilmesiyle elde edilir.
Sayısal veri ile analog veri arasındaki en büyük fark, analog verinin sürekli (İngilizce continuous) olan bir ölçekte, sayısal verinin ise rakamlarla sınırlı olan, sürekli olmayan (İngilizce discrete) bir ölçekte var olmasıdır.

Sayısal veri, rakamların arka arkaya dizilmesi ile elde edildiği için üzerinde biçim değişikliği işlemi yapılabilir. Bu biçim değiştirme, birçok alanda karşımıza çıkabilir:

Sayısal ses alanında, WAV biçimindeki ses MP3 biçimine çevrilebilir
Sayısal resim alanında, PNG biçimindeki bir resim JPEG biçimine çevrilebilir
Herhangi bir veri, RSA kullanılarak şifrelenebilir
Buna ek olarak, bir sayısal veriye hata düzeltme kodları eklenerek verinin bozulsa bile tamir edilebilmesi sağlanabilir. Ayrıca, sayısal veri gönderilirken başka bir sayısal veri ile aynı ortama konulup gönderilebilir. Tüm bu avantajlar doğrultusunda, sayısal veri birçok alanda (hem karasal hem de mobil telekomünikasyon, İnternet, film ve müzik saklaması gibi) analog verinin yerini almaktadır.

28.11.19

Dijital Pazarlama Nedir?

Dijital pazarlama, elektronik ortamda ürün ve hizmetinizi tanıtabileceğiniz, günümüz teknoloji dünyasında geleneksel medyaya göre daha avantajlı ve tercih oranı yüksek pazarlama yöntemidir. Dijital pazarlama yöntemi bir firmanın ya da markanın dijital ortamdaki pazarlama sürecine verilen addır. Günümüzde en yeni en geliştirilmiş açık pazarlama yöntemidir. Dijital kanalları kullanan bu verimli pazarlama yönteminin önde gelenleri internet, sosyal medya ve mobil platformlardır.

Son yapılan araştırmalara göre Türkiye nüfusunun %50 aktif olarak interneti kullanmakta bu da güncel satış tekniklerindeki dönüşümün sebebini açıkça ortaya koyuyor. E-ticaret ve mobil pazarlama güncel olarak tüketiciler tarafından alternatif yöntemleri seçerek ürünün satışını yapar. Dijital pazarlama geleneksel pazarlama yöntemlerine göre daha güncel ve yeni dünyaya uyum sağlıyor.

Dijital pazarlamayı önemsemeyen bütçe ayırmayan büyük ve orta ölçekli işletmeler satış konusunda rekabette pazardaki rakiplerine göre daha geri plana düşebilir. Dijital pazarlama ve dijital kanallar aracılığıyla kendinizi gösterip, markanızı tanıtabilir satışlarını arttırabilir, müşterilerinizle sistematik bir ilişki kurabilirsiniz.

Dijital Pazarlama Nerelerde Kullanılır?

İnternet sitelerinde
Sosyal medya kanallarında
Blog postlarında
İnfografiklerde
Online PR çalışmaları
Online broşür ve katalogları
Logo, font ve renk gibi marka değerlerinde
Etkileşimli araçlarda

Dijital Pazarlama Teknikleri


Dijital pazarlamada içerik pazarlama aslında markanızın için hikaye anlatımıdır. İçerik açık mesaj içeren her şey olabilir dikkat çekici resimler videolar yada haberler. İyi bir hikaye, etkili bir içerik barındırırken, özgün, dinamik ve paylaşılabilir olmalıdır. İçerik pazarlama birebir ilişkiniz bulunmayan farklı tüketici grupları için hikayenizi veya mesajınız için daha geniş kitlelere ulaşabilmenize büyük bir olanak sağlar. İçerik ne kadar iyi etkili olursa olsun, sık görülme gerçekleşmiyorsa etkili olmayacaktır.

Sosyal Medya Araçları



Sosyal medya, markanızı insanlaştırmak, eş zamanlı olarak hedef kitleyle iletişim kurmak için en iyi pazarlama araçlarından biri haline gelmiştir. Etkili ve güçlü dijital pazarlama stratejisi Facebook, Twitter, LinkedIn, Google, Pinterest ve Instagram olmak üzere pazarlama için uygun tüm sosyal medya mecralarını içerir. Bu araçların her birinin etki alanı ve amacı farklıdır. Bundan dolayı pazarlamada sosyal medya hayati önem taşır.

Mobil Araçlar



Akıllı telefon, tablet vb. gibi çeşitli mobil formatlı araçlar için tasarlanmış web sitenizin olması işletmeniz için rekabet ortamını sağlar. Hedef kitlenin istek ve davranışlarının ne anlama geldiğini anlamak, gerekli olanı en üst düzeye çıkarmak için hedef oluşmayı sağlayan hareketli pazarlama tekniği size olanaklar sağlar.

Site İçi Kampanya, Promosyon


Kullanıcıları tetikleyen ve harekete geçirip alışveriş yapmasını sağlayan kampanya ve promosyonlar iyi bir dijital pazarlama tekniğidir. Siteniz aracılığıyla hedef kitlenize ve potansiyel müşterilerinize sunacağınız kampanyalarla satışınızı arttırabilir müşteri ziyaretlerini kara dönüştürebilirsiniz.

Hedefleme


Potansiyel hedef kitlenin zihninde markanızı ve ürününüzü tutmak için basit güçlü bir yol olan pazarlama tekniği çerez yerleştirme yoluyla müşterileri izleyip onlara web site ağı üzerinden ürün reklamı göstermeye yarayan hedefleme yöntemidir.

27.11.19

Türkiye deprem riski

FAY HATTI NEDİR?

Yer kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu oluşan gerilme ve sıkışmalar, yer kabuğunun bazı bölümlerinde yüzyıllar boyunca enerji biriktirir. Bu enerjiler zaman zaman ortaya çıkar. Yer kabuğundaki bu hareketli kesimlere "fay" adı verilir.

Birbirlerinin hareketini engelleyen levhalar arasında sürtünme başlar. Levhaların birbirlerine sürtünmesi sırasında, büyük kaya kütlelerinin arasında kalan "fay" adını verdiğimiz zayıf yerler zorlanırlar ve buralarda gerilme enerjisi birikir.

Zorlanma ve sürtünmenin etkisiyle kısa bir zaman içerisinde çok şiddetli bir kırılma ve hareket ortaya çıkar. Oluşan ilk harekete "deprem" (ana şok), şiddetli sarsıntının etkisiyle o bölgedeki yer kabuğunun zayıf diğer kısımlarının kırılmasına da "artçı depremler" (artçı şoklar) denir.

Acil toplanma alanları herhangi bir afet sonrasında toplanılmaya uygun güvenli alanlardır.

ACİL TOPLANMA ALANI BİLGİSİ SORGULAMA :

Acil durum toplanma alanları ile ilgili bilgi almak isteyenler E-Devlet'e (https://www.turkiye.gov.tr) giriş yaparak "Acil Toplanma Alanı Sorgulama" başlığından ikametlerine en uygun toplanma alanları bilgilerini öğrenebileceklerdir.
TÜRKİYE DEPREM TEHLİKE HARİTASI HAKKINDA AÇIKLAMALAR*

En son 1996 yılında yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası, AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından yenilenmiş, 18 Mart 2018 tarih ve 30364 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır. Yeni harita 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Yeni harita en güncel deprem kaynak parametreleri, deprem katalogları ve yeni nesil matematiksel modeller dikkate alınarak çok daha fazla ve ayrıntılı veriyle hazırlanmıştır. Yeni haritada, bir önceki haritadan farklı olarak deprem bölgeleri yerine en büyük yer ivmesi değerleri gösterilmiş ve “deprem bölgesi” kavramı ortadan kaldırılmıştır.

Deprem tehlike haritası RİSK haritası değildir. RİSK haritası olması için bu tehlike haritası üzerinde yapıların, nüfusun deprem anında etkilenme durumunu bilmek, ekonomik kayıpları saptamak ve depremin çevreye vereceği zararları hesaplayıp bu zarar ve kayıp sonuçlarını gösteren harita oluşturmak gerekir.

Yeni harita, AFAD Ulusal Deprem Araştırma Programı (UDAP) tarafından desteklenen Türkiye Sismik Tehlike Haritasının Güncellenmesi başlıklı proje ile kamu ve üniversite işbirliği kapsamında hazırlanmıştır.

 Kaynak; AFAD


Web 3.0 Web 4.0 nedir ? Web nedir ?

Web 1.0

İnternetin ilk dönemlerindeki teknolojiye denir. Kullanıcılar bu dönemde interneti sadece bilgi alma amaçlı kullanır. Siteye girer bilgiyi okur, alır ve ortamdan çıkar. Günümüzde olduğu gibi renkli bir internet yoktur. İnternette vakit geçirmek için yapılacak çok bir şey yoktur. Düşünün ki bilgi edindiği web sitesinde yorum daha yapamaz ya da herhangi bir
ortama bilgi dahi kaydedemez. Web sitesinde ne varsa –statik bir şekilde – onu okuyabilirdi sadece. Ancak internet ortamındaki pasif bilgi bir yere kadar yetti, teknoloji gelişti derken, insanların daha çok bilgiye ihtiyacı oldu, bilgi alışverişine duyulan ihtiyaç arttı ve bu bilgi ihtiyacının giderilmesi için kullanıcıların internet ortamına bilgi aktarabilmesi önemliydi. Etkileşim önemliydi…Derken Web 2.0 teknolojilerinin zemini hazırlanmış oldu…

Web 2.0

O’Reilly Media tarafından 2004’te kullanılmaya başlayan bir kelimedir. Kelime anlamı bakımından tanımının net yapılamadığı görülmektedir.

İkinci nesil internet hizmetlerini, toplumsal iletişim sitelerini, vikileri, iletişim araçlarını, internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemleri kapsamaktadır.

Tim O’Reilly’e göre Web 2.0’ın kısmen tanımı şöyledir: “Web 2.0 bilgisayar endüstrisinde internetin bir düzlem olarak ilerlemesiyle bir işletme devrimi ve bu düzlemin kurallarını başarı için anlamaya çalışmaktır. Bu kurallar arasında başlıcası şudur: Ağ etkilerini daha çok insanın kullanabilmesi için programlar kurmak.”

Aslında Web 2.0 yeni bir teknolojiye verilmiş isimdir.  Bu teknolojilerin ortaya çıkmasıyla birlikte yeni bir çağ başlamıştır.

Neden yeni bir çağ başlamıştır? Çünkü insanlar artık Web 1.0 teknolojilerinde olduğu gibi tasarımla, teknikle uğraşmak zorunda kalmadan sahip olduğu fotoğrafları, anlatmak istedikleri teknik ya da sosyal içerikleri, ziyaret ettikleri siteleri(bookmark) vs. milyonlarla çok rahat bir şekilde paylaşır hale gelmişlerdir.

İnternet bazlı programların gelişmesi ve kullanıcıların hizmetine sunulmasıdır.

Web 2.0, özde sosyal ağ sitelerini, blog ve vikileri temsil etmektedir.

Pek çok web sitesinde kullanılan “Etiket bulutu” uygulaması da Web 2.0 ile gerçekleşmiştir. Etiket Bulutu oluşturmak için bloglara, resimlere ve çeşitli paylaşımlara etiketler yapıştırarak daha sonradan başka kullanıcıların da bu yazılara ulaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Günümüzde gençler arasında #(hashtag) olarak iyi bilinir J

Web 2.0 ile “açık kaynak” mantığı gelişmiştir.

Email, mesajlaşma uygulamaları, çeşitli telefon uygulamaları da Web 2.0 teknolojileri olarak adlandırılmaktadır.

Web 1.0’dan sonra internet ortam tasarımlarının gelişmesi, bilginin etkileşimli hale gelme ihtiyacı Web 2.0’ geliştirmiş ve Web 2.0 ile birlikte bilginin depolanması, paylaşılması, bilgiye ulaşım hız kazanmış ve bilginin önemi artmıştır. Şimdi ise semantik web olarak adlandırılan Web 3.0 teknolojilerinin konuşulduğu bir dönem. Peki, nedir bu Web 3.0? Hangi ihtiyaçların bir sonucudur?

Web 3.0

Web 3.0 bireyselleştirilmiş web olarak düşünülebilir. Aradığımızı çok daha kolay bulabileceğimiz bir dönemmiş bu “Semantik Web”…Yapay Zeka…

“Semantik” en temel hali ile bir kelimenin içerdiği anlam demektir.

Web 3.0′la beraber artık bir dökümanın sadece içerdiği kelimeler değil, aynı zamanda içerdiği “anlam” da anlaşılabilecek. Bu sayede arama motorları daha akıllı olacak, bizim aslında ne aramak istediğimizi, web sayfaının da aslında ne anlatmak istediğini anlam olarak da anlayabilecek. Örneğin, Google üzerinde karşılaştığımız birseyselleştirilmiş arama sonuçları bu teknolojinin bir sonucu. Artık x kişisi ile y kişisi arama motorlarında “yemek” kelimesini arattığında aynı sonuçları almıyor. Çünkü bu tip siteler sizin web geçmişinizi analiz ederek yani internette bıraktığınız izlerden yola çıkarak, sizlere uygun arama sonuçları getiriyor.

Buna bir diğer örnek de Facebook sitesi verilebilir. Facebook’ta bir fotoğraf eklediğiniz de “yüz tanıma özelliği” sayesinde fotoğraftaki kişileri hemen ya otomatik etiketliyor ya da etiketlemede kişi önerileriyle kolaylık sağlıyor.

Yazı ve fotoğraf örneklerini verdim. Peki ya videolar?? Evet videolarda da semantik web teknolojisinden nasibini almış durumda. Google ürünlerindeki yapay zeka kullanımını artırmaya devam ediyor. Bu ürünler arasında en heyecan verici olanı ise “Video Zekası Uygulaması Programlama Arayüzü (Video Intelligence Application Programming Interface)”adlı uygulama.  Bu uygulama ile kullanıcılar videolar içinde spesifik nesneleri arama imkanına sahipler. Bugüne kadar kullanıcılar Google Görseller’de resimlere verilen isimler ve görselin içinde bulunan objeler yardımıyla istedikleri dosyalara ulaşabiliyorlardı. Bundan böyle geliştirilen yeni teknoloji ile işimize yarayacak videoları içinde geçen objeleri arama barına yazarak bulabileceğiz. Uzun süreli bir güvenlik kamerası görüntüsü içindeki hareketleri belli başlı etiketler girerek kontrol etmenin mümkün olacağı bu hizmette, video içinde medya arama dışında güvenlik konusu da çok yaygın bir şekilde kullanılacak. (https://cloud.google.com/products/machine-learning/?hl=tr)

Web 4.0

Peki ya Web 4.0 nedir?

Fiziksel disklerden uzaklaşıp, tamamen sanal networkler üzerinde kurulu olan teknolojidir…

Bir Saniyede 100 gigabit bağlantı ve bant aralığı olan her şeyin artık online networklar üzerinden kurulduğu ve bilim kurgu filmlerinde rastladığımız gibi   yapay zekaya sahip işletim sistemi ve web teknoloji mimarisidir. Web 4.0 özellikle kodlanan yapay zeka ile sorunları tespit edebilir ve çözümler üretebilir.

Günümüzde web üzerinden hizmet veren YouOS, G.ho.st, Glide, Goowy, DesktopTwo ve çevrimiçi ofis için Google Docs & Spreadsheets gibi bazı WebOS uygulamaları Web 4.0 uygulamalarıdır. Bu uygulamaların şuan için sunduğu en önemli özellikler, bireye zaman ve mekan bağımsız, bilgisayarına hiçbir program kurmaya gerek kalmadan web üzerinden çalışan ofis uygulamaları, html düzenleyici, içerik yönetim araçları, not defteri, dosya yükleyici, takvim, hesap makinesi, adres defteri, sohbet, belge yaratma, resim görüntüleme gibi uygulamalardır.

Kısacası, bilgisayarda yapabildiğimiz her şeyi internet ortamında yapabilmektir.

Gerçek yaşamın sanal ortama taşınmasıdır.