instagram twitter linkedin github youtube

19.2.20

OSI Modeli nedir ?

Open Systems Interconnection (OSI) modeli ISO (International Organization for Standardization) tarafından geliştirimiştir. Bu modelle, ağ farkındalığına sahip cihazlarda çalışan uygulamaların birbirleriyle nasıl iletişim kuracakları tanımlanır.

İlk OSI standartları 1970'lerin sonlarında ve 1980’lerin başlarında ISO’nun TC 97 (Technical Committee 97), Enformasyon İşlemesi tarafından ortaya çıkartılmıştır. ISO, son OSI standardını 1984’te çıkartmıştır. Bu model kısa sürede kabul görerek yaygınlaşmış ve ağ işlemleri için bir kılavuz olmuştur.


OSI modeli öncesinde, işletmelerce kullanılan ticari ağların çoğunluğu belirli bir işletme tarafından belirli standartlara oturtulmamış teknolojiyle oluşturulmaktaydı. Örneğin IBM'in SNA ile DEC'in DECnet'i gibi. Bu ağların özellikleri, çoğunlukla yalnızca o üreticinin donanımının kullanılmasına izin verecek (ya da en azından başka ürünlerin bağlanmasını zorlaştıracak) biçimde tanımlanmıştı. Onlardan ayrı olarak OSI, çeşitli üreticilerin ürünlerinin bağlanabileceği bir ağ için, bir sektör etkinliği olarak ortaya çıkmıştır.

OSI Modeli herhangi bir donanım ya da bilgisayar ağı tipine göre değişiklik göstermemektedir. OSI'nin amacı ağ mimarilerinin ve protokollerinin bir ağ ürünü bileşeni gibi kullanılmasını sağlamaktır.

ISO standartlarının ağ üzerindeki iletişimi sağlarken karmaşık bir yol izlediği bir gerçektir. ISO standardı yedi katmana (alt göreve) ayrılmıştır. OSI modeli olarak bilinen bu yedi katman üstte gösterilmiştir.

OSI modeli sayesinde bir cihazın ağ içinde veya ağ dışında nasıl görevlendirildiği kolaylıkla anlatılabilir. Gerek ağ içinde gerek ağ dışında veri iletimi için verinin mutlaka her katmandan geçmesi gerekir. Geçtiği her katmanda da veriye belli görevler yüklenir.

OSI katmanlarında veri iletimi için uygulama katmanından donanım katmanına(fiziksel katman) doğru giderken veriye her bir katmanda ayrı bir başlık eklenir. Veri karşıdaki bilgisayara ulaştığında donanım katmanından(fiziksel katman) uygulama katmanına doğru bu başlıklara göre gider. En son uygulama katmanına ulaştığında veri karşı bilgisayara ulaşmış olur.

Katmanları

1. Katman: Fiziksel Katman
Fiziksel katmanın başlıca özellikleri şunlardır:

Veri bağlantısının elektriksel ve fiziksel özelliklerini ve bir cihaz ile cihazın fiziksel aktarım aracı( örneğin: bakır, fiber optik kablo, radyo frekansı) arasındaki ilişkiyi tanımlar.
Aktarım modlarını(örneğin: simplex, half duplex, full duplex) tanımlar.
Çok yaygın olan bazı ağ topolojilerini(bus, mesh veya ring) tanımlar.
Bitlerin çözümlenmesi bu katmanda yapılır.
Çözülen bitlerin, dijital ya da analog sinyal halinde gönderileceğinin kararının verildiği katmandır.
Çoğunlukla ham veriyle ilgilenir.
2. Katman: Veri Bağlantısı Katmanı
Veri bağlantısı katmanı uç düğümler arası veri transferi sağlar. Fiziksel katmanda meydana gelebilecek hataları tespit eder ve bu hataları mümkün olduğunca düzeltir. Veri bağlantısı katmanı, fiziksel olarak bağlı iki cihaz arasında bağlantı kurmayı ve bu bağlantıyı sonlandırmayı sağlayan protokolü tanımlar. Ayrıca bu cihazlar arasındaki veri akış kontrolü için de protokol tanımlar.

IEEE 802, veri bağlantısı katmanını iki alt katmana ayırır:

Media Access Control (MAC) katmanı - Ağdaki cihazların ağ ortamına(Örneğin: Kablo ) erişiminden ve veri iletim izninden sorumludur.
Logical Link Control (LLC) katmanı - Ağ katmanı protokollerinin tanımlanması daha sonra çözülmesi ve hata kontrollerinin sağlanmasından sorumludur.
3. Katman: Ağ Katmanı
Ağ katmanı, değişken uzunluklu veri dizilerinin(datagram) bir ağ düğümünden aynı ağa bağlı başka bir ağ düğümüne aktarımını sağlar. Mantıksal ağ adresini fiziksel makine adresine çevirir. Ağ, birden fazla düğümün bağlanabildiği bir ortamdır. Her düğümün bir adresinin olduğu, bağlı olan düğümlerin başka düğümlere veri iletimine izin veren ve sadece verinin içeriği ile hedef düğümün adresinin var olması koşuluyla başka düğümlere yönlendirilir. Eğer ağ katmanında çalışan bir düğümden, veri bağlantısı katmanında çalışan bir başka düğüme iletilen verinin boyutu fazla büyükse, ağ veriyi birkaç parçaya ayırır, parçaları ayrı ayrı gönderir ve gönderdiği düğümde bu parçaları tekrar birleştirir. Aynı zamanda böyle bir işlem yapmayıp hata raporu da gönderebilir.

Ağ katmanında veri iletiminin güvenli bir şekilde gerçekleştirileceğinin garantisi verilmez. Ağ katman protokolü güvenli veri iletimi sağlayabilir ama böyle bir zorunluluğu yoktur.

4. Katman: Taşıma/iletim Katmanı
Taşıma/iletim katmanı değişken uzunluklu veri dizilerinin(datagram) kaynaktan cihazdan hedef cihaza bir veya daha fazla ağ üzerinden servis kalitesini de koruyarak göndermeyi sağlar. Taşıma katmanı protokolüne örnek olarak, Internet Protocol(IP) üzerine inşa edilmiş olan Transmission Control Protocol(TCP) verilebilir.

Taşıma/iletim katmanı protokolü verilen bağlantı üzerinden gerçekleştirilen akış kontrolünü, paketlerin parçalara bölünüp birleştirilmesini ve hata kontrolünün güvenliğinden sorumludur. Taşıma katmanındaki bazı protokoller(Örneğin: TCP) bağlantıya dayalıdır. Protokolün bağlantı temelli olması sayesinde taşıma katmanı, parçalara bölünerek gönderilmiş olan paketlerden karşı tarafa ulaşamamış olanların yeniden gönderilmesini sağlar. Taşıma katmanı ayrıca karşı tarafa iletilen veriden sonra eğer bir hata oluşmamışsa başarı mesajı verir ve sonraki veriyi gönderir. Taşıma katmanı, uygulama katmanından aldığı veriyi paket haline getirir. Paketleme, büyük verileri küçük verilere bölme işlemidir.

5. Katman: Oturum Katmanı
Oturum katmanı, cihazlar arasındaki bağlantıları kontrol eder. Yereldeki ve uzaktaki bağlantıları kurabilir, yönetebilir ve sonlandırabilir. Oturum katmanı mesajlaşma kurallarından(full-duplex, half-duplex, simplex), uygulamalar arasındaki mesajlaşma kontrolünden, farklı birimlere gidecek verilerin gruplanmasından, mesajlaşmaya kalınan noktadan devam edilmesinden ya da yeniden alınmasından sorumludur. Oturum katmanı çoğunlukla uzak yordam çağrısını kullanan uygulama ortamlarında kullanılır.

6. Katman: Sunum Katmanı
Sunum katmanı, uygulama katmanındaki varlıkların arasındaki ortamı kurar. Bu katman eğer sunum servisi varlıklar arasında büyük bir veri eşleme sağlıyorsa uygulama katmanındaki varlıklar farklı sözdizimi(syntax) ve semantik kullansa bile bu ortamı sağlayabilir. Eşleme mevcutsa sunum servisi verileri sarmalayarak oturum protokolü verilerine dönüştürülür ve protokol yığınına iletir.

Bu katman uygulama ve ağ formatları arasındaki dönüşüm sayesinde verinin temsil edilme biçiminden(örn: şifreleme) bağımsızdır. Sunum katmanı, verileri uygulamaların kabul edeceği hale dönüştürür. Bu katman veriyi biçimlendirip şifreleyerek ağda gönderilmesini sağlar. Bu yüzden bu katmana sözdizim(syntax) katmanı da denildiği olur.

7. Katman: Uygulama Katmanı
Uygulama katmanı son kullanıcıya en yakın olan OSI katmanıdır. Yani hem OSI uygulama katmanı hem de kullanıcı doğrudan yazılımla,uygulamayla etkileşimde bulunur. Bu katman iletişim bileşenini yürüten uygulamayla etkileşime girer. Bazı uygulamalar OSI modelin kapsamı dışına çıkabilir. Uygulama katmanı sayesinde iletişim kuran kişiler tanımlanır, kaynak kullanılabilirliğine karar verilir ve senkronize iletişim gerçekleştirilir. İletişim kuran kişiler tanımlanırken kişilerin bir uygulama üzerinden veri göndermek için gereken kimliğine ve kullanılabilirliğin yeterli olup olmadığına karar verir. Kaynak kullanılabilirliğine karar verirken, uygulama katmanı ağın yeterli olup olmadığına ya da istenilen bağlantının var olup olmadığına karar vermelidir. İletişim senkronize edilirken uygulamalar arasındaki tüm iletişim, uygulama katmanı tarafından sağlanan iş birliğine ihtiyaç duyar. Bu katman uygulama ve son kullanıcı işlemlerini destekler. İletişimde bulunan kişiler ve servis kalitesi tanımlıdır, kullanıcı yetkilendirme ve gizlilik dikkate alınır ve de verinin sözdizimi ile ilgili kısıtlamalar da yine tanımlıdır. Bu katmandaki her şey uygulamaya özgüdür.

TCP/IP ile OSI arasındaki Farklar


TCP/IP haberleşme görevini karmaşık bir iş olarak niteleyerek daha basit alt görevlere böler.Her bir alt görev diğer alt görevler için belirli servisler sunar ve diğer alt görevin servislerini kullanır. OSI modeli de aynı kavramı kullanır ,ancak OSI modelinde her bir katmandaki protokollerin özellikleri ve birbiri ile ilişkileri kesin bir dille tanımlanmıştır. Bu özellik OSI modeli ile çalışmayı daha verimli kılar.
OSI modelinde katmanların görevlerinin kesin bir şekilde belirlenmiş olması yeni bir protokol geliştirmeyi kimi zaman güçleştirebilir.
TCP/IP ise böyle bir kısıtlama getirmediğinden,gerektiğinde yeni bir protokol mevcut katmanlar arasına rahatlıkla yerleştirilebilir.

OSI modelinde gerekmeyen bir katmanın kullanılmaması gibi esnek bir yapıya izin verilmemektedir. TCP/IP ise katı kurallarla tanımlı olmadığından gereksinim duyulmayan katmanların kullanılmamasına izin verir. Örneğin uygulama katmanında olmasına rağmen doğrudan IP üzerinden kullanılabilen protokoller mevcuttur.
TCP/IP protokollere örnek olarak, dosya alma/gönderme protokolü (FTP, File Transfer Protocol), Elektronik posta iletişim protokolü (SMTP Simple Mail Transfer Protocol), TELNET protokolü (Internet üzerindeki başka bir bilgisayarda etkileşimli çalışma için geliştirilen *login* protokolü) verilebilir. Adını sıkça duyduğumuz WWW ortamında birbirine link objelerin iletilmesini sağlayan protokol ise Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) olarak adlandırılmaktadır. TCP/IP protokolü aynı zamanda, diğer iletişim ağlarında da kullanılabilir. Özellikle pek çok farklı tipte bilgisayarı veya iş istasyonlarını birbirine bağlayan yerel ağlarda (LAN) kullanımı yaygındır.

18.2.20

İnternet iletişim kuralları dizisi nedir ?

İnternet protokol takımı (İngilizce: en:Internet Protocol Suite), bilgisayarlar ve ağ cihazları arasında iletişimi sağlamak amacıyla standart olarak kabul edilmiş kurallar dizisidir. Bu kurallar dizisi temel olarak verinin ağ üzerinden ne şekilde paketleneceğini ve iletilen veride hata olup olmadığının nasıl denetleneceğini belirlemektedir.

Ağ kavramının ortaya çıkmasından günümüze kadar geçen sürede farklı amaçlar için birçok protokol geliştirilmiştir. Bu protokoller ilk zamanlar belli bir standarda uygun olarak geliştirilmemiş, genelde bilgisayar donanımlarına bağlı olacak şekilde tasarlanmışlardır. Bu dönemde ağ yapıları donanım üreticileri tarafından kendilerine has bir biçimde geliştirilmekteydi. Bu yapılara örnek olarak IBM'in SNA ve DEC'in DECnet ağları verilebilir. Farklı markalara ait donanımlara özel tanımlanan bu tür protokollerden dolayı farklı donanımlar arası iletişimde bir ortak nokta bulunamamıştır. Bu durum, ağlar arası yazılımların geliştirilmesinde sorun oluşturmuştur. Ortaya çıkan bu sorunun çözümüne yönelik 1984 yılında ISO (International Organization for Standardization - Uluslararası Standartlık Örgütü) tarafından, donanım ve ağ alt yapısından bağımsız olarak geliştirilmiş OSI (Open Systems Interconnection) başvuru modeli ortaya konmuştur.

İnternet iletişim kuralları, internet ve benzeri bilgisayar ağları üzerinde kullanılan iletişim kuralları ve bilgisayar ağ modeli ve kümesidir. Genel olarak TCP/IP olarak bilinir çünkü bunlar; İletim Kontrol Protokolü (TCP) ve Internet Protokolü (IP) olarak bu standartta tanımlanmış internet iletişim kurallarıdır. Bunun yanında bunlar, Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı’nın bir alt kolu olan DARPA’nın finanse ettiği ağ bağlantısının geliştirilmesi nedeniyle orijinal olarak DoD olarak bilinen internet modeli olarak da tanımlanır.

TCP/IP modeli ve ilgili iletişim kuralları Internet Engineering Task Force (IETF) tarafından yapılmaktadır.

İlk mimari belge olan RFC 1122, katman üzerinde mimari ilkeleri vurgular. End to End Principle; Bu prensip zamanla gelişmiştir. Orijinal açıklaması durumun devamlılığını sağlamak ve köşelerde bulunan bilginin bir uçtan bir uca transferii sağlamak, buna ek olarak internetin kenarlara hızını ve basitliğini etkilemeyecek bir şekilde bağlı olduğunu kabul etmektir. Dünya’nın bu prensipte güvenlik duvarları, ağ adresi çevirmenleri, web içeriği önbelleklerini ve benzeri zorunlu değişikliklerden dolayı ihtiyacı vardır.

Dayanıklılık Prensibi; “Genel anlamda bir uygulama göndericisine göre korunumlu ve alıcı tarafından özgür olmak zorundadır. Yani iyi biçimlenmiş datagram göndermek için dikkatli olmak gerekir, ama aynı zamanda yorumlayabileceği herhangi bir datagram kabul etmelidir. (teknik hatalardan dolayı açıklaması hala net değildir.) Ilkenin ikinci kısmı diğerleri kadar önemlidir: Diğer bilgisayarlar üzerindeki yazılım akılsızca yasal ama karanlık protokol özelliklerini istismar edebilecek eksiklikleri içerebilir.”

İnternet protokol takımı protokolleri ve hizmetlerin soyutlama sağlamak için kapsülleme kullanır. Encapsulation genellikle genel işlevsellik katmanlarına, protokol paketinin bölümü ile uyumludur. Genel olarak, bir uygulama (modelin en üst düzeyi) her seviyede daha fazla kapsülleme olmak, katmanlar aşağı veri göndermek için bir protokol kümesi kullanır.

Protokol paketinin katmanları, alt kısımdaki katmanların veri transferine yakın olmasına rağmen, kullanıcı uygulamasına mantıksal olarak yakındır. Katmanları hizmeti sağlayan veya tüketen olarak görmek soyutlama yöntemi üzerinde bit iletilmesi ve ayrıntıları üst katman protokolleri ile izole etmektir. Örneğin Ethener ve çarpışma algılaması, alt tabakaların her ayrıntılarını ve her uygulama ve protokol bilmek zorunda olmasından kaçınmasıdır.

Katmanlar, çeşitli mimari belgeler incelendiğinde bile -ISO 7498, Açık Sistemler Bağlantısı (OSI) modu gibi tek mimari model var- OSI modelinin daha az veya daha az katı olarak tanımlanan katmanları ve bu nedenle dünya protokolleri için daha kolay bir uyum sağlar. Sık başvurulan başka bir belge ise, RFC 1958, tabakalar yığınını içermemesidir. Tabakaların vurgu eksikliği IETF ve OSI yaklaşımlar arasındaki önemli bir farkdır. Sadece bu üst tabakalar, genel olarak iletişim tabakasının varlığını ifade eder; Aslında bu belge 1996 yılının anlık mimarisi olarak düşünülmüştü. “İnternet ve mimarisi oldukça görkemli bir plandan ve daha mütevazı başlangıçtan evrimsel biçimde büyüdü. Evrim bu sürecin teknolojisinin başarısı için ana nedenlerinden biri iken yine de internet mimarisinin mevcut ilkelerin bir anlık kaydetmek için yararlı olacaktır.”

RFC 1122, Sunucu Gereksinimleri başlıklı, katmanlara atıfta olacak şekilde paragraflarda yapılandırılmıştır, ancak belge vurgulayan katmanlardan ziyade diğer pek çok mimari ilkelere hitap eder. Bahsi geçen RFC 1122 aşağıdaki gibi gevşek, katmanların sayılarını değil,  isimlerini, dört katmanlı bir model olarak tanımlar:

Uygulama katmanı uygulamaları kullanıcı verilerini oluşturmak ve başka diğer uygulamalar veya aynı ana bilgisayara bu verileri ileten bir katmandır. Uygulamalar veya işlemler, temel, alt tabakalar tarafından sağlanan hizmetlerin özellikle diğer işlemlere güvenilir veya güvenilmez komutları sağlayan taşıma katmanının kullanımını gerçekleştirir. Iletişim ortakları, istemci-sunucu modeli ve peer-to-peer network olarak, uygulama mimarisi ile karakterize edilebilir. Bu tür SMTP, FTP, SSH, HTTP gibi tüm yüksek seviyeli protokoller, faaliyet gösterdikleri tabakadır. Süreçler esas hizmeti temsil eden portlar üzerinden ele alınmaktadır.

Taşıma Katmanı ya aynı ya da farklı bilgisayarlar ve yerel ağ veya yönlendirici bulunan uzak ağlar ya da üzerinde host-to-host iletişimi gerçekleştirir Bu katman uygulamaların iletişim ihtiyaçları için bir kanal sağlar. UDP güvenilmez bir datagram hizmeti veren, basit bir temel taşıma katmanı protokolüdür. İletim Kontrol Protokolü akış kontrolü, bağlantı kurulması ve verilerin güvenilir biçimde iletilmesini sağlar.

Internet katmanı’nın ağ sınırları boyunca datagramları alışverişi görevi vardır. Bu temel ağ bağlantılarının gerçek topolojisini (düzenini) gizleyen bir üniforma ağ arabirimi sağlar. Bu nedenle, aynı zamanda internetworking'i kuran tabaka olarak adlandırılır. Aslında gerçekten de interneti kurar ve tanımlar. Bu katman, TCP / IP protokol takımı için kullanılan adresleme ve yönlendirme yapıları tanımlar. Bu kapsamda, öncelikli olan protokol IP adreslerini tanımlayan Internet Protokolü vardır. Bu protokolün amacı verileri final bağlantısına yönlendiren bir ağa sahip olan bir sonraki IP dağıtıcısına ulaştırmaktır.

Link katmanı iletişimin yerel ağ ağlantısı kapsamında ana yönlendiricilerin müdahale olmadığı ağ yöntemlerini tanımlar. Bu katman, yerel ağ topolojisini tanımlamak için kullanılan protokol ve sonraki komşu hosts internet tabakası datagramlarının iletimini gerçekleştirmek için gerekli arabirimler içerir.

İnternet İletişim kuralı ve katmanlı iletişim kuralları tasarımı OSI modeli kurulmadan önce kullanımdaydı. Bu süreçten beri TCP / IP modeli kitap ve dersliklerde, sonuç olarak karışıklık ile sonuçlanan OSI modeli ile karşılaştırılmıştır. Çünkü iki model de sıkı katman göreceli önemi de dahil olmak üzere farklı varsayımları ve amaçları kullanmaktaydı.

Bu soyutlama aynı zamanda alt tabakaların sağlayamadığı fakat üst katmanların sağladığı hizmetin sağlanmasına olanak tanır. Orijinal OSI modeli bağlantısız hizmetleri (OSI RM CL) kapsayacak şekilde genişletilmişken, IP güvenilir olarak tasarlanmamış fakat yine de en iyi veri teslimi için çaba gösteren bir protokoldür. Bu, tüm ulaşım katmanı uygulamalarının güvenirlik sağlayıp sağlayamayacağı yahut nasıl sağlayacağı konusunda seçim yapılması gerektiğini belirtir. UDP, sağlama yoluyla veri bütünlüğünü sağlar, ancak teslimini garanti etmez; bunun yanında TCP, alıcı paket alımını kabul edene kadar retransmitting üzerinde veri bütünlüğü ve dağıtım garantisini sağlar.

Bu model OSI modeli ve ilgili belgelerin formalizminden yoksundur ancak IETF bir model kullanmaz ve David D.Clark’ın bir yorumunda özetlediği gibi bunu bir sınırlama olarak da algılamaz” Bizler; kralları, başkanları ve oylamayı reddediyoruz. İnandığımız şey kabaca uzlaşma ve kod çalıştırmadır.” OSI modeline göre yapılan bu modelin eleştirisi, bu modele göre ISO’nun sonraki geliştirmelerini hesaba katmamıştır.

Adresleme sistemlerinin kendi multiaccess bağlantıları için (örneğin Ethernet) bir adres eşleme protokolü gereklidir. Bu protokoller IP’nin altında, ancak mevcut bağlantı sistemi üzerinde olarak kabul edilebilir. IETF teminolojiyi kullanmaz iken, bu durum ağ katmanı (IONL) iç organizasyonu olan OSI modeli bir uzantısına göre bir alt ağ bağımlı yakınsama kolaylığıdır.

ICMP & IGMP IP üstünde çalışır ancak UDP veya TCP gibi veri transferi gerçekleştirmez. Yine de, bu işlevselliği kendi Yönetim Çerçevesinde (OSIRM MF), OSI modeli katman yönetimi uzantıları olarak var eder.

SSL/TLS Kütüphanesi ise yukarıda belirtilen ve TCP kullanan taşıyıcı katmanlarını aşağıda belirtilen uygulama protokolleri kapsamında kullanır. Yine, OSI mimarisine uymak için, bu protokollerin tasarımlarının parçalarının hiçbir amacı yoktur.

Bağlantıya karşı kara kutuya benzer bir davranış sergilenir. IETF açık bir şekilde, OSI modeline nazaran daha az akademik fakat pratik bir alternatif olan iletim sistemlerini tartışmak niyetinde değildir.

TCP/IP modelinde, yollanan veriler her katmanda sarmallanır (encapsulation) ve bir alt katmana yollanır. Alıcı tarafında bu veriler teker teker açılıp (decapsulation) bir üst katmana gönderilir. Bu yöntemfarklı marka ve modellerdeki cihazların birlikte çalışmasını sağlar. Örneğin bir bilgisayarın ağ bağlantısınde Ethernet yerine Wi-fi kullanılması o bilgisayarın üzerinde başka bir web tarayıcı kullanılmasını gerektirmez.

OSI modelinde yedi ve TCP/IP modelinde ise dört katman bulunmaktadır. TCP/IP modelindeki katmanlar aşağıda verilmiştir:

Uygulama: Bu katmanda veriyi göndermek isteyen uygulama ve kullandığı dosya formatı bulunur. Örneğin "HTTP üzerinden HTML formatında yazılmış Wikipedia ana sayfası". OSI modelindeki gibi ağa erişmek için gerekli uygulama protokollerini içerir. OSI modelindeki uygulama katmanından farkı sunum ve oturum katmanlarının uygulama katmanı içerisinde yer almasıdır. SMTP ve FTP protokolleri bu katmanda bulunur.
Taşıma: Bu katmanda verinin ne şekilde gönderildiği gösterilir. Servis kalitesi (the quality of service), güvenli (reliable) veri aktarımı, veri akış kontrolü (flow control), hata kontrolü (error control) gibi işlemlerin yapıldığı katmandır. TCP veya UDP gibi protokoller bu katmandadır. TCP, bağlantı tabanlı (connection oriented) ve güvenilir (reliable) iletişim sağlayan bir protokoldür. Bağlantı tabanlı olması kaynak ve hedef arasında mantıksal bağlantı kurulması anlamına gelmektedir. Bu da iki bilgisayarın veri alışverişinde bulunmadan önce anlaşması demektir. Güvenilir olması; kurulan bağlantı üzerinden gönderilen verinin gönderildiği şekilde, veri kaybı olmadan ve sıralı biçimde iletimini garanti eder. UDP bağlantısız (connectionless) ve güvenilir olmayan bir iletişim sağlar. UDP'de ek bağlantı kontrolleri olmadığından dolayı UDP başlığı (header) TCP'nin başlığına göre daha kısadır. Bu nedenle UDP, TCP' ye göre daha hızlıdır.
İnternet: Bazen IP katmanı olarak da anılan bu katman, IP adreslerinin veriye eklendiği ve yönlendirmenin yapıldığı katmandır. Paketin hedefe en iyi yoldan gönderilmesi de bu katmanın sorumluluğudur. Bu katmandaki uygulamalar IP veya IPv6 gibi iletişim protokolleri olabileceği gibi ICMP veya IGMP gibi durum bildirme ve katmanlar arası bağ protokolleri de olabilir.
Veri Bağlantı: Bu katmanda Ethernet, Wi-fi, token ring, ATM gibi protokoller bulunur.

Uygulama Katmanı
Uygulama Katmanı, bünyesinde ağ yönlendirici protokolleri ve sunucu düzenleme protokolleri gibi basit ağ destekli servisleri içeren fakat düşük seviyedeki katmanlar tarafından kurulan ağ bağlantıları üzerindeki uygulama verilerinin değişimini yahut kullanıcılara servis sağlayan protokoller içerir. Uygulama katmanı protokolleri örnekleri Hypertext Transfer Protocol Köprü Metni Aktarım Protokolü] (HTTP), the File Transfer Protocol Dosya Transferi Protokolü] (FTP), the Simple Mail Transfer Protocol Basit Mail Transfer Protokolü] (SMTP) ve the Dynamic Host Configuration Protocol Aktif Sunucu Düzenleme Protokolü] (DHCP)’dür. Veri, protokol birimler halinde kapsüllü bir biçimde uygulama katmanı protokollerine göre taşıma katmanı yani gerçek veri transferi gerçekleştirilmesi için alt katman protokolleri halinde kodlanmıştır.

IP modeli biçimlendirme ve veri sunma özelliklerini dikkate almaz ve OSI modeli (Sunum ve sezon katmanları) gibi uygulama ve ulaşım katmanları arasında ilave katmanları tanımlamaz. Bu tür işlevler ise kütüphane bölümleri ve uygulama programları arayüzleridir.

Uygulama Katmanı protokolleri taşıyıcı katmana veya daha altındaki katmanlara, taşıyıcı katmanların özelliklerinden olan çıkmaz IP adresleri ve port numaraları gibi uygulamalara rağmen iletişim kurmaya yarayan ağ bağlatıları sağlayan siyah kutulara davrandığı gibi davranır. Uygulama katman protokolleri genel olarak sunucu server uygulamaları ile bağdaştırılır ve Internet Assigned Numbers Authority (IANA) tarafından rezerve edilmiş iyi bilinen port numaraları gibi servis görür. Örneğin; the HyperText Transfer Protokolü 80 numaralı portu ve Telnet ise 23 numaralı portu kullanır. Bir servise bağlanmaya müşteriler ise genellikle bağlantı noktası numaralarının rastgele veya uygulama yapılandırılmış belirli bir mesafeden işlem süresince atanan kısa ömürlü bağlantı noktalarını kullanır.

Taşıma Katmanı
Taşıma katmanı ve alt düzey katmanları uygulama katmanı protokolleri özellikleri ile ilgisizdir. Yönlendiriciler ve anahtarlar genellikle kapsüllü trafiği incelemek yerine sadece bir kanal sağlarlar. Yine de, bazı güvenlik duvarı ve bant genişliği daraltma uygulamaları, uygulama verilerini yorumlamak zorundadır. Bunun bir örneği Kaynak Rezervasyon Protokolüdür (RSVP). Bu uygulama yükü, ayrıca ağ adresi çeviricisi (NAT) geçişi için bazen gereklidir.

TCP/IP modelindeki uygulama katmanı, Open System Interconnection (OSI) modelinin beşinci (oturum), altıncı (sunum), ve yedinci (uygulama) katmanlarını kapsamaktadır.

Ayrıca, TCP/IP referans modeli kullanıcı protokolleri ve destek protokolleri arasında çeşitlere ayrılır. Destek protokolleri sisteme servis sağlar. Kullanıcı protokolleri ise kullanıcı uygulamaları için kullanılır. Örneğin, FTP bir kullanıcı protokolü ve DNS ise sistem protokolüdür.

Taşıma katmanı uygulama görevinin özel veri alışverişini kullanan bir temel veri kanalı kurar. Katman kullanıcı verisinin yapısından bağımsız olarak end-to-end servisinin sağlandığı ve herhangi belirli bir amaç için bilgi alışverişinin gerçekleştiği process-to-process bağlantısı kurar. Sorumluluğu kapsamında bağımsız temel ağın end-to-end mesaj transferini, hata kontrolünü, segmentasyonu, akış kontrolünü, tıkanma kontrolünü ve port numaraları ile birlikte uygulama adreslemesini içerir. Uçtan uca aktarım katmanındaki mesaj iletimi veya bağlantı uygulamaları bütün bunları ya TCP’de uygulanan bağlantı yönelimi ya da UDP’de uygulanan bağlantısız yönelimi olarak kategorize edebilir.

Uygulamalar için process-specific iletim kanallarını sağlamak amacıyla, katman port kavramını ortaya çıkarmıştır. Bu, bir uygulamanın ihtiyacı olan iletişim kanallarının her biri için özel olarak tahsis edilen numaralı bir mantıksal yapıdır.

TCP güvenilir bir veri akışı sağlayan güvenilirlik sorunlarını gideren bir bağlantı tabanlı (connection oriented) protokoldür:

·       Veri bir düzen içerisinde ulaşır

·       Veride minimum düzeyde hata vardır (Örneğin; hata düzeltme)

·       Kopya veri atılmıştır

·       Kayıp veya atılan paketler yok edilmiştir.

·       Trafik sıkışıklığı kontrolü içerir

Yeni olan Bağlantı Transferi Kontrol Protokolü de (SCTP: Stream Control Transmission Protocol) aynı zamanda güvenilir, bağlantı yönelimli taşıma mekanizmasıdır. Bu protokol mesaj bağlantı odaklı – TCP gibi bit bağlantı odaklı değil- ve  tek bir bağlantı üzerinden çoklu bağlantılar sağlayabilir. Aynı zamanda bir bağlantının kopması durumunda diğer bağlantının  otomatik olarak devreye girdiği çoklu IP’nin başlangıcı ile son bulan farklı bir bağlantı olan multi-homing desteği de sağlar. Bu, ilk başta telefon uygulamaları için geliştirilsede (IP üzerinden SS7’i transfer etmek için), farklı uygulamalar tarafından da kullanılabilmiştir.

UDP (Kullanıcı Datagram Protokolü) bir bağlantı tabanlı olmayan (connectionless) bir protokolüdür. IP gibi, en iyi bir çabası, "güvenilmez" bir protokoldür. Güvenilirlik, zayıf sağlama algoritması kullanılarak hata tespiti yoluyla ele alınmaktadır. UDP tipik olarak akış ortamı gibi güvenilirlikten ziyade zamanında ulaşımın önemli olduğu ya da basit bir sorgu / DNS aramaları gibi güvenilir bağlantı kurma yükünün orantısızca fazla olduğu uygulamalar için kullanılır. (ses, video, vb.)  Real-time Transport Protocol (RTP) ise bu tür akışı ses ve video gibi gerçek zamanlı veriler için tasarlanmış bir datagram protokolüdür.

Herhangi bir ağ adresindeki uygulamalar kendi TCP veya UDP bağlantı noktası ile ayırt edilir. Geleneksel olarak belli bir şekilde tanınmış portlar özel uygulamalar ile ilişkilidir.

TCP/IP modelinin ulaşım ya da host-to-host katmanı OSI modelindeki dördüncü katmana karşılık gelmektedir.

İnternet katmanı
İnternet katmanının,  potansiyel çoklu ağlar üzerinden paketleri gönderme sorumluluğu vardır. Internetworking hedef ağa kaynak ağdan veri göndermeyi gerektirir. Bu süreç yönlendirme işlemi olarak tanımlanır. Internet Protokolü iki temel işlevleri gerçekleştirir:

Host addressing and identification: Bu süreç hiyerarşik bir IP adresleme sistemi ile gerçekleştirilir

Paket Yönlendirme: Bu süreç veri paketlerinin kaynak üzerinden hedefe en yakın ağ yönlendiricisi üzerinden ulaştırılmasıdır.

İnternet katmanı sadece taşıma katmanında agnostik veri yapıları değil, bunun yanı sıra çeşitli ulaşım katmanı protokollerinin operasyonu arasında ayırım yapmaz. IP, farklı üst katman protokolleri için çeşitli veri taşır. Bu protokollerin her biri bünyesindeki benzersiz protokol sayısına göre tespit edilir. Örneğin; Internet Denetim İletisi Protokolü (ICMP) ve Internet Grup Yönetimi Protokolü (IGMP) sırasıyla 1 ve 2 numaralı iletişim kurallarıdır.

IP üzerinden taşınan bu protokollerin bazıları Tanı bilgilerini aktarmak için kullanılan ICMP gibi veya IP Multicast verileri yönetmek için kullanılan IGMP’dir. Bu, internet TCP / IP yığını ve OSI modelinin mimarisinde farklılıkları göstermektedir. TCP / IP modeli internet katmanı ağ katmanına hitap eden Açık Sistemler Bağlantısı (OSI)’nın üç katmanına tekabül eder.

Internet Katmanı potensiyel olarak aldığı verileri hedefine ulaştırmak üzere en yakınındaki yönlendiriciye gönderen ve  farklı IP’ler üzerinde yer alan sunucular arasında sadece güvenilmez bir datagram iletim tesisi sağlar. Bu işlevsellik ile internet katmanı temel olarak internet üzerine kurulu internetworking’i, farklı IP’ler üzerindeki internetworking’i mümkün kılar. Internet Protokolü İnternet katmanın başlıca bileşenidir ve ağ sunucuları bilgisayarlarını tanımlamak için iki adresleme sistemleri tanımlar ve onların ağ üzerindeki yerini belirler.  ARPANET’in orijinal adresleme sistemi ve onların arkasından gelenler ise; internet üzerindeki internet iletişim kuralları versiyon 4 (IPv4)’tür. 32 bit IP adresi kullandığından dolayı yaklaşık 4 milyar sunucuyu tanımlama kapasitesindedir. Bu sınırlama, 1998’te yayınlanan Internet Protokolü 6. sürüm standardizasyonu dahilinde elimine edildi ve 2006 yılında üretim çalışmaları başladı.

Veri katmanı
Bağlantı katmanın, sunucunun bağlı olduğu yerel ağ bağlantısına ait bir ağ kapsamı vardır. Bu kapsama literatürde, TCP / IP bağlantısı denir. TCP / IP donanım bağımsız olacak şekilde tasarlandığından dolayı bu bağlantı internet protokolleri arasındaki en yavaş bağlantı olarak tanımlanır. Sonuç olarak TCP / IP hemen hemen herhangi bir donanım ağ teknolojisi ile birlikte uygulanabilir.

Bağlantı katmanı aynı linke iki farklı türdeki internet katman ara yüzleri arasındaki paketleri taşımak için kullanılır. Belirli bir bağlantıyı paketleri gönderme ve alma işlemleri hem ağ kartı için yazılım aygıt sürücüsünde hem de software veya özel yonga setinde kontrol edilebilir. Bunlar iletim için hazırlamak için bir paket başlığını ekleme sonrasında çerçeveyi fiziksel bir ortam üzerinde iletmek gibi veri bağlantısını çalıştırır. TCP/IP modeli,  İnternet iletişim kuralları kapsamındaki Media Access Control (MAC) gibi veri yönlendirme ağları içeren özellikler içermektedir. Bu düzeyin altındaki tüm diğer yönleri ise, örtülü bağlantı katmanı var varsayılır, fakat açıkça tanımlanmamıştır.

Bu da paketlerin bir sanal özel ağ ya da diğer ağ tüneli üzerinden gönderilmek üzere seçilebilir tabakadır. Bu senaryoda, bağlantı katmanı veri başka bir IP bağlantısı üzerinden iletimi ya da alımı için IP yığını başka örneğinin erişir uygulama verileri kabul edilebilir. Böyle bir bağlantı veya sanal bağlantı, protokol kümesinin bağlantı katmanında bir tünel olarak hizmet veren bir taşıma protokolü ya da bir uygulama kapsamı protokolü ile kurulabilir. Böylece, TCP / IP modeli sıkı bir hiyerarşik kapsülleme dizisi dikte etmez.

TCP/IP modelinin bağlantı katmanı fiziksel ve veri bağlantı katmanları olan Açık Sistemler- Interconnection (OSI) modeli, katmanlar tek ve OSI modeline tekabül etmektedir.

Katmanlama, her katmana özel donanımlar yapılmasına olanak sağlamıştır: fiziksel katmanda paket yönlendirmesi switch'ler, IP katmanında paket yönlendirmesi router'lar, taşıma katmanında paket yönlendirmesi ise NAT'lar tarafından yapılır. Bu sayede, basit donanımlarla yüksek TCP/IP performansları elde edilebilmektedir.

Katmanlama, uygulamalar arası uyumu kolaylaştırdığı gibi büyük bir dezavantaja da sahiptir: her katman veriye tekrarlanan (dolayısıyla gereksiz) veriler ekler. Örneğin her katman pakete ekstra bir boy bilgisi ekleyecektir. Çoğu katman verinin doğruluğundan emin olmak için muhtelif rakamlar da ekleyebilir. Bunun, dünya internet trafiğinin %15'ini oluşturduğu tahmin edilmektedir.

Katmanlama sistemindeki ilk üç katman (yani donanım, ağ ve taşıma katmanları) arasından:

Donanım katmanı, bilgisayarın üzerindeki ağ donanımını tanıyabilmek için bir ağ kartı numarası. Bu kart numarası ağ kartına yazılı gelir (yani değiştirilemez (aslında bu yöne yönelik programlarla MAC adresini de değiştirmek mümkündür)) ve MAC adresi olarak anılır.
Ağ katmanı, bilgisayara ulaşabilmesi için verilen IP adresini kullanır.
Taşıma katmanı ise, aynı bilgisayarda çalışan değişik yazılımların aynı anda internete ulaşabilmesi için her yazılıma bir port numarası verir.
Bazı IP adresleri ve maskeleri bazı kullanımlar için ayrılmıştır. 

17.2.20

IP ve IP adresi nedir ?

IP adresi (İngilizce: Internet Protocol Address), interneti ya da TCP/IP protokolünü kullanan diğer paket anahtarlamalı ağlara bağlı cihazların, ağ üzerinden birbirleri ile veri alışverişi yapmak için kullandıkları adrestir.

İnternet'e bağlanan her bilgisayara, İnternet Servis Sağlayıcısı tarafından bir IP adresi atanır ve internetteki diğer bilgisayarlar bu bilgisayara verilen bu adres ile ulaşırlar. IP adresine sahip iki farklı cihaz aynı ağda olmasa dahi, yönlendiriciler vasıtası ile birbirleri ile iletişim kurabilirler.

IP adresleri şu anda yaygın kullanımda olan IPv4 için 32 bit boyunda olup, noktalarla ayrılmış 4 adet 8 bitlik sayıyla gösterilir. Örneğin: 192.168.10.5

Bir internet sayfası sunucusuna IP adresi yazarak da bağlanılabilir. Ancak bu rakamları yazmak pratik olmadığından IP adresine karşılık gelen bir alan adı sistemi kullanılmaktadır. İnternet servis sağlayıcıları'nda da bulunan Alan Adı Sunucuları'ndan (DNS -Domain Name System) oluşan hiyerarşik bir sistem, hangi alan adının hangi IP adresine karşılık geldiği bilgisini eşler ve kullanıcıları doğru adreslere yönlendirir.

Bu makale yalnızca IP ağ protokolü ile ilgilidir. İnternet Protokolü (IP) ağ sınırları boyunca datagramların geçişi için internet protokolü takımında temel iletişim protokolüdür. Yönlendirme işlevi sayesinde internetin çalışmasını sağlar ve internetin olmazsa olmazıdır. IP, paket teslim görevini paket başlıklarındaki IP adreslerine dayalı olarak kaynak adresten hedef adrese doğru gerçekleştirir. Bu amaçla, IP veri teslim edilecek kapsülleyen bir paket yapıları tanımlamaktadır. Aynı zamanda adresleme yöntemlerini tanımlayan bu method kaynak ve hedef bilgileri ile diyagramı etiketlemek için kullanılır. IP, 1974 yılında Vint Cerf ve Bob Kahn tarafından orijinal iletim kontrol programında bağlantısız bir datagram hizmeti olarak tanıtıldı. İnternet protokolü paketi bu nedenle sık sık TCP/IP gibi ifade edilir. IP'nin ilk büyük versiyonu İnternet Protokolü Sürüm 4'tür. IPv4 internette baskın olan bir protokoldür. Onun halefi İnternet Protokolü Sürüm 6 (IPv6)'dır.


İnternet Protokolü bir veya birden fazla IP ağındaki bir kaynaktan bir hedefe datagramların (paketlerin) yönlendirilmesinden sorumludur. Bu amaçla, İnternet Protokolü paketleme biçimini tanımlar ve iki işlevi olan adresleme sistemi sağlar.

Her datagramın iki bileşeni vardır. Bir başlık ve bir yük. IP başlık rota için gerekli kaynak IP adresi, hedef IP adresi ve diğer meta ile etiketlenir ve datagram teslim edilir. Yük taşınan veridir.

IP adresleme IP adreslerinin atamasını ve ilişkili parametrelerin arabirimlerini barındırmayı gerektirir. Adres uzayı ağlara ve alt ağlara ayrılır, ağın tanımını ve yönlendirme öneklerini içerir. IP yönlendirme bütün ana bilgisayarlardan olduğu gibi yönlendiriciler tarafından da gerçekleştirilir ve asıl işlevi ağ sınırları boyunca paketleri ulaştırmaktır. Ağın topoloji için gerektiği gibi yönlendiriciler, özel olarak tasarlanmış yönlendirme protokolleri üzerinden birbiriyle iç ağ geçidi protokolleri ve dış ağ geçidi protokolleri ya iletişim kurar. IP yönlendirme yerel ağlarda yaygındır. Örneğin, birçok ethernet anahtarları IP çok noktaya yayını destekler. Bu anahtarlar IP adreslerini kullanır ve İnternet Grup Yönetimi Protokolü çoklu yayın yönlendirmelerini kontrol eder ancak gerçek yönlendirme için MAC adreslerini kullanır.

İnternet protokollerinin tasarımı uçtan uca prensibine dayanır. Ağ altyapısı tek bir ağ elemanı veya iletim ortamı da doğal olarak güvenilmez olarak kabul edilir ve linkleri ve düğümleri kullanılabilirliği açısından dinamik varsayar. Ağın durumunu devam ettiren veya izini süren hiçbir merkezi izleme veya performans ölçüm kolaylığı yoktur. Ağ karmaşıklığını azaltma yararına, ağda istihbarat bilerek çoğunlukla veri aktarımı uç düğümleri yer almaktadır. İletim yolundaki yönlendiriciler paketleri direkt olarak sonraki bilinen ve varış adresinin girişi ile eşleşen ulaşılabilir geçide doğru yönlendirir.

Bu tasarımın bir sonucu olarak, Internet Protokolü sadece en iyi çaba teslim sağlar ve hizmet güvenilmez olarak karakterize edilir. Ağ mimari dili, bu iletim bağlantı yönelimli modlarda aksine bir bağlantısız protokoldür. Çeşitli hata durumları bu tür veri bozulması, paket kaybı, çoğaltılması ve out-of-sipariş teslimi olarak oluşabilir. Yönlendirme dinamik olduğundan, her paket anlamı bağımsız tedavi edilir ve ağ önceki paketleri yolunda dayalı halde saklar, farklı paketler farklı yollar aracılığıyla aynı hedefe yönlendirilmiş olabilir Çünkü, yönlendiriciler hep dinamiktir, yani her pakete bağımsız bir şekilde davranılır ve ağ önceki paketlerin izine dair herhangi bir durum devam ettirmediğinden dolayı, farklı paketler aynı hedefe farklı yollar üzerinden yönlendirilebilir, bu alıcının sıralamasının bozulması ile sonuçlanabilir.

Internet Protokolü Sürüm 4 (IPv4) IP paket başlığı hatasız olmasını sağlamak için önlemler sağlar. Bir yönlendirme düğümü bir paket için bir sağlama toplamı hesaplar. Sağlama kötüyse, yönlendirme düğüm paketi atar. Internet Denetim İletisi Protokolü (ICMP) Böyle bir bildirim sağlar, ancak yönlendirme düğümü, son düğümü bildirmek zorunda değildir. Aksine, performansı arttırmak için ve geçerli link tabaka teknolojisinin hata bulması varsayıldığı için, the IPv6 başlığı korumak için hiçbir kontrol sağlamaz.

Ağdaki tüm hata durumları tespit edilir ve bir iletim sonu düğümleri tarafından telafi edilmelidir. Internet protokol paketinin üst katman protokolleri güvenilirlik sorunlarını çözmekle sorumludur.

İnternete bağlanan kullanıcının dış dünyaya bağlantı sağladığı gerçek IP adresi çoğu zaman dinamiktir. Kullanıcının hizmet aldığı internet servis sağlayıcı, kullanıcıya o an boşta bulunan bir IP adresini verir. Bu yüzden internete her bağlantı yapıldığı zaman kullanıcıların dış dünyaya açıldıkları gerçek IP adresi değişebilmektedir.

Statik IP adresleri olan bilgisayarların adresleri değişmez. Sunucu görevi gören bilgisayarlar için tercih edilir.

Kullanım alanlarına göre IP Adresleri sınıflandırılır. A sınıfı 1-127, B sınıfı 128-191, C sınıfı 192-223, D,E ve F sınıfları 224-254.

Örneğin;

A Sınıfı IP Adresleri 1.aaa.bbb.ccc / 127.aaa.bbb.ccc
B Sınıfı IP Adresleri 128.aaa.bbb.ccc / 191.aaa.bbb.ccc
C Sınıfı IP Adresleri 192.aaa.bbb.ccc - 223.aaa.bbb.ccc aralığındadır.

A Sınıfı IP Adresinin ilk okteti ağ adresini (network address), kalan oktetler ise konak adresini (host address) verir. Örneğin IP adresini a.b.c.d şeklinde gösterirsek burada a ağ adresini, kalan b.c.d ise konak adresi gösterir.
B Sınıfı IP Adresinin ilk iki okteti ağ adresini, kalan oktetler ise konak adresini verir.
C Sınıfı IP Adresinin ilk üç okteti ağ adresini, kalan oktetler ise konak adresini verir.

Aşağıda yer alan üç IP adres bloğu yerel alan ağlarında kullanılmak üzere ayrılmıştır.

10.0.0.0 - 10.255.255.255 (10.0.0.0/8 - 10.0.0.0 maske 255.0.0.0)
172.16.0.0 - 172.31.255.255 (172.16.0.0/12 - 172.16.0.0 maske 255.240.0.0)
192.168.0.0 - 192.168.255.255 (192.168.0.0/16 - 192.168.0.0 maske 255.255.0.0)
Bu IP adres blokları yerel alan ağlarında kullanılmak üzere tahsis edilmiştir (Dünya üzerinde tekil değildirler) ve geniş alan ağlarında internet servis sağlayıcılar tarafından yönlendirilmezler. Bu nedenle bu IP ağlarından internete çıkarken gerçek IP adreslerine NAT yapılır.



14.2.20

Pist nedir? Pistteki meydan turu nedir ?

Pist, hava araçlarının iniş ve kalkış yapması için kullanılan dikdörtgen şeklindeki alan. Türkçeye Fransızca piste sözcüğünden geçmiştir. Asfalt, toprak veya çim gibi farklı yüzeylere sahip olabilir. Piste geliş-gidişlerde ve meydanın diğer kısımlarında hava taşıtlarının kendi motor gücü ile yerdeki hareketlerine (rule) tahsis edilmiş yollara taksi veya rule yolları denir. Pistler ve rule yolları, bir meydandaki manevra sahasını (manoeuvring area) oluşturur.

Pistler ikişer haneli iki rakam grubu ile tanımlanırlar. İki rakam grubu arasında 180 derece açı farkı olur. Örneğin 09-27 pistindeki rakamlar bahsi geçen pistin yaklaşık olarak 090-270 derece manyetik istikametlerinde olduğunu belirtir. Pist istikametleri belirlenirken en yakın 10 dereceye tamamlanırlar.

Başta rüzgâr istikameti olmak üzere çeşitli etkenlere bakılarak pistin iniş ve kalkış istikametleri belirlenir. Her meydanda en az bir adet rüzgâr tulumu olmak zorundadır.

Pist başı ile pist sonu arasındaki yükseklik farkına bağlı olarak pistler belirli bir istikamette eğimli olabilir. Kalkış yönündeki (yokuş yukarı) bir eğim uçağın kalkıştaki koşu mesafesini (ground run) azaltır. Yokuş aşağı bir eğim ise iniş mesafesini uzatır.Yokuş yukarı eğimin inişteki ve yokuş aşağı eğimin kalkıştaki faydası ise genellikle oldukça küçüktür ve uçucular tarafından bir faktörden ziyade sadece "bonus" olarak görülmelidir.

Yüksek eğim nedeniyle -rüzgâra bakılmaksızın- sürekli olarak aynı yönde kalkış veya iniş yapılan pistler mevcuttur. Bazı pistlerde içbükey veya dışbükey şekilde bombeli kısımlar olabilir. AIP AD ve benzeri havacılık yayınlarındaki pist verilerini inceleyip gerekli tedbirleri almak uçucuların sorumluluğudur.

Pist işaretleri beyaz, rule yolu işaretleri sarı renktedir. Ancak bazı eski meydanlarda hala beyaz rule işaretlerine rastlanabilir.

Pist üzerinde büyük beyaz X işaretleri ile işaretlenmiş kısımlar uçakların iniş, kalkış ve rule yapması için elverişli değildir.

Eşik berisinde bulunan ve sivri ucu pist yönünü gösteren beyaz > işaretleri eşiğin geçici olarak taşındığını belirtir.

Eşik berisinde bulunan ve pist yönünü gösteren beyaz uzun oklar, eşik berisindeki alanın rule ve kalkışa elverişli, inişe elverişsiz olduğunu belirtir

Eşik (threshold), pistin kullanılabilir kısmının başında, piyana tuşları şeklindeki beyaz işaretler ile belirtilen bölge.

RVR (runway visual range), pist orta hattındaki bir uçağın pilotunun pist yüzey işaretlerini ve ışıklarını görebildiği maksimum mesafe.

Beyan edilen mesafeler
İlgili havacılık otoriteleri tarafından herhangi bir meydandaki pistlerle ilgili beyan edilen mesafeler (declared distances) şunlardır:

TORA
TORA (take-off run available), kalkıştaki bir hava aracının kalkış süratine erişip yerden kesilebilmesi (ground run) için gerekli olan mesafedir.

TODA
TODA (take-off distance available), TORA ile kalkış istikametindeki ilk önemli maniaya (örneğin ağaçlar) kadar olan mesafenin (clearway) toplamıdır.Clearway deniz veya kara üzerinde olabilir. TODA, TORA'nın 1,5 katından fazla olamaz.

ASDA veya EDA
ASDA (accelerate-stop distance available) veya EDA (emergency distance available), TORA ile duruş bölgesi (stopway) toplamıdır.Duruş bölgesi, pist sonunda kalkış esnasında herhangi bir nedenle kalkışı iptal eden (abandoned take-off) uçakların pistten çıkması durumu için hazırlanmış yüzeydir. Stopway bulunmayan pistlerde TORA ASDA'ya eşittir.

LDA
LDA (landing distance available), bir hava aracının pist başında 50 ft yükseklikten alçalıp iniş sonrasında durabileceği (ground run) mesafedir.

Eğer kalkış için gerekli olan mesafe (TODR) TORA veya ASDA'dan fazlaysa; yük, yolcu veya yakıt azaltılarak kalkış mesafesi gerektiği kadar kısaltılmalıdır.Pist mesafesi bilinmiyorsa adımlanarak veya uzunluğu bilinen bir iple ölçülmelidir. Adımlanması durumunda her bir adım "en fazla" 0,75 metre kabul edilmelidir.

Meydan turu, herhangi bir hava meydanında görerek iniş-kalkış yapan hava araçlarının izledikleri dikdörtgen güzergah. Uçakların inişe yönelik olarak, pist etrafında yerden belirli bir yükseklikte izledikleri trafik desenidir. VFR iniş-kalkış eğitimi yapan uçaklar aynı deseni art arda yinelerler. Meydan turunun her bir aşamasına "bacak" denir.

Meydan turu -meydan koşulları aksini zorunlu kılmadıkça- neredeyse her zaman sola dönüşlü (LH) (saat yönünün aksine) yapılır. Bunun nedeni sabit kanatlı uçaklarda sol koltukta oturan pilota (sorumlu pilot) daha iyi görüş imkanı sağlamasıdır.Piste kıyasla meydan turunun yapıldığı tarafa "canlı taraf", aksi tarafa "ölü taraf" denir. Pist hattı meydanın canlı ve ölü taraflarını ikiye böler.

Meydan turunun hangi tarafta yapılacağı ve hangi piste inileceği meydan otoriteleri tarafından -bazı özel durumlar hariç- rüzgâr yönüne ve şiddetine göre belirlenir. İniş-kalkışlar genellikle rüzgâr içine (karşı rüzgâr ile) yapılır.

Uçaklar standart ve standart olmayan bazı usulleri uygulayarak trafik paternine katılırlar. Kalkış sonrasında meydan turuna katılacak olan bir uçak ise sırası ile aşağıdaki bacakları kateder:

Kalkış: Kalkış veya rüzgarüstü bacağı, kalkıştan sonra uçağın pist ile aynı istikamette tırmandığı bacaktır. Normal şartlarda uçak rüzgarı karşıdan alacağı için rüzgârüstü olarak adlandırılır.
Yan rüzgâr bacağı: Uçağın emniyetli irtifaya tırmanıp sola dönüşlü bir turda sola ilk dönüşünden sonra piste tırmanmaya devam ettiği bacaktır. Bu bacakta uçağın yerdeki iz düşümü pist istikameti ile 90 derecelik açı yapar. Normal şartlar altında bu bacakta rüzgâr uçağa tam yandan çarpacağı için yan rüzgâr (bazı kaynaklarda "rüzgâr yan") bacağı olarak adlandırılır.
Rüzgâraltı: Pistten yeterli açıklığa ulaşan uçağın sola dönüşlü bir turda ikinci kez sola dönerek düz uçuşa geçtiği bacaktır. Bu bacakta uçak iniş istikametinin tam tersi (180 derece farklı) istikamette uçar ve rüzgârı arkadan alır.
Esas bacak: Uçağın sola dönüşlü bir turda üçüncü kez sola döndüğü ve alçaldığı bacaktır. Bu bacakta uçak pist istikâmeti ile 90 derece açı yapar.
Son yaklaşma: Son yaklaşma ya da final bacağı, uçağın pisti karşıladığı ve iyice alçaldığı bacaktır. Bu bacağın sonunda iniş veya pas geçme gerçekleşir.

Meydan turu hafif uçaklar için pek çok meydanda "yerden" (AGL) 800–1000 ft yüksekte yapılır. Daha büyük ve yüksek performanslı bazı uçaklar ise genellikle yerden 1500 ft yükseklikte meydan turu yaparlar. Meydan turu irtifaları ilgili havacılık dökümanlarında bulunur.

Meydan turu esnasında altimetreye QNH veya QFE atmosfer basıncı değeri bağlanabilir. Altimetre QNH değer bağlı iken deniz seviyesinden yüksekliği, QFE değeri bağlı iken istasyondan (genellikle meydan) yüksekliği gösterir. Eğer pilot QNH değeri kullanıyorsa meydan rakımını hesaba katmalıdır. Örneğin rakımı 200 ft ve basılı meydan turu irtifası 1000 ft olan bir meydanda QNH değeri kullanan bir uçak, meydan turunu ilgili altimetreye göre 1200 ft (AMSL) irtifada yapmalıdır.

Xiaomi Mi 10 Pro özellikleri

Xiaomi Mi 10 Pro özellikleri ile ilgili detaylara baktığımızda telefonun 6.67 inçlik AMOLED ekran ile gelen telefonun ekranı 2340 x 1080 piksel çözünürlük sunuyor. 162.6 x 74.8 x 8.96 mm boyutlarına sahip Mi 10 Pro, 208 gramlık ağırlığa sahip. HDR10+ desteği ve 90 Hz yenileme hızına sahip olan ekran Corning Gorilla Glass 5 ile korunuyor.

Xiaomi’nin en yeni amiral gemisi modelleri Snapdragon 865‘ten güç alıyor. Snapdragon 855’ göre yüzde 25 daha yüksek işlemci gücü sunan Snapdragon 865, 8 çekirdekli bir yapıda. En yüksek performanslı tek çekirdek olan Kryo 585, Qualcomm’un özelleştirdiği, ARM tarafının en güçlü çekirdek tasarımı Cortex A77’den gücünü alıyor. En hızlı Kryo 585 çekirdeği 2.84 GHz hızında çalışıyor. Diğer 3 adet Kryo 585 çekirdeği ise 2.4 GHz hızında çalışıyor. Diğer 4 adet daha düşük güç tüketimine odaklanan Kryo 585 çekirdeği ise ARM Cortex A55 tabanlı ve 1.8 GHz hızında çalışıyor. İşlemci ayrıca Adreno 650 GPU grafik birimine ev sahipliği yapıyor.

Mi 10 Pro’da 8 GB RAM ve 12 GB RAM seçenekleri bulunuyor. Ayrıca 256 GB ve 512 GB dahili depolama alanı alternatifleri de mevcut.
Kameralara baktığımızda ise bizi arkada 108 Megapiksel çözünürlüğe ana kamera karşılıyor. 1/1.33 inçlik ana kameraya 20 Megapiksel çözünürlüğünde, OIS destekli ve f/2.2 diyafram değerine sahip ultra geniş açılı lens, 12 Megapiksel çözünürlüğünde ve f/2.0 diyafram değerine sahip portre lens eşlik ediyor. Ayrıca telefonda 8 Megapiksel çözünürlüğünde telefoto lens de kullanılıyor. Bu lens da 10x Hibrit Zoom ve OIS desteği ile geliyor.

Xiaomi Mi 10 Pro'nun lens özellikleri
Ana Kamera: 108MP, 1/1.33 inç, 25mm, f/1.69, OIS
Kısa telefoto: 12MP, 1/2.6 inç, 50mm, f/2.0
Uzun telefoto: 8MP, 1/4.4 inç, 94mm, f/2.0, OIS
Ultra geniş açılı: 20MP, 1/2.8 inç, 16mm, f/2.2
Dörtlü arka kamera kurulumu ile 8K çözünürlükte videolar çekmek mümkün.

Düzenlenen etkinlikte Mi 10 Pro’nun DxOMark puanı da açıklandı. Buna göre telefon 124 puan almayı başardı.

Önde ise HDR desteğine sahip 20 Megapiksel çözünürlükte tek kamera kullanılıyor. f/2.0 diyafram değerine sahip ön kamera ile 1080p 30 FPS video kaydı gerçekleştirilebiliyor.
4.500 mAh’lik batarya ile gelen Mi 10 Pro’da 50W kablolu hızlı şarj ve 30W kablosuz hızlı şarj desteğine sahip. Ayrıca 10W ters şarj desteği de bulunuyor. Telefon kutudan 65W şarj adaptörü ile çıkacak.

Mi 10 Pro’nun diğer özellikleri arasında Wi-Fi 6 desteğinin ve 5G desteğinin de yer alıyor

Xiaomi Mi 10 Pro üç farklı fiyat ile kullanıcılara sunulurken fiyatları ise;

8 GB RAM + 256 GB dahili depolama alanı 4.999 yuan yani yaklaşık 660 euro
12 GB RAM + 256 GB dahili depolama alanı 5.499 yuan yani yaklaşık 724 euro
12 GB RAM + 512 GB dahili depolama alanı 5.999 yuan yani yaklaşık 790 euro