27.3.21
26.3.21
Uzun Türkçe dua
Euzu billahi minesseytanirracim. Bismillahir-Rahmanir-Rahiym.
El-hamdü lillahi Rabbil-alemiyn. Vesselatü Ves-selamü ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmaiyn.
Her şeye hayat verip onları ayakta tutan, gerçek hayatın tek sahibi olan Rabbim, senden başka ilah yoktur.
Her şeyden yüce Rabbim gizli ve saklı olan her şeyi sen bilirsin ve işitirsin. Sen en merhametlisin. Her şeyin tek yaratıcısı, ortağı olmayan ve yalnız yaratıcısı Rabbim, senden başka bir ilah yoktur.
Eşi ve benzeri olmayan, bulunmayan Rabbim. Sen yarattıklarına merhametli ve şefkatli olansın. Azameti çok büyük olan, her şeye galip gelen Rabbim senden başka bir ilah yoktur.
Her şeyi hakkı ile işiten ve bilen Allah'ım, her şeye gücü yetmekte olan Kadir Allah'ım, büyük arş ve her şeyin sahibi, tüm acizlikten, gafletten, hatalardan uzak olan Allah'ım senden başka bir ilah yoktur. Ölenleri diriltecek olan ve bütün varlıkların hak sahibi Allah'ım, senden başka bir ilah yoktur. Tüm güzel isimler ancak senindir ve senin içindir.
Ey istediğini istediğine istediği anda veren ve istediği anda alma kutretine sahip olan yüce ALLAH’ım,
Ey dualara icabet eden, bana şah damarımdan daha yakın olan, esirgeyen, bağışlayan, lütfeden ALLAH’ım.
Ey yerleri ve gökleri yaratan, gizli ve açık her şeyi hakkıyla bilen, mülkün ve saltanatın ve bütün varlıkların sahibi, gözden uzak gönle yakın, her şeye kadir olan yüce ALLAH’ım.
Ey hesap gününün sahibi, rahmeti gazabından çok, insan ve cinleri ancak ibadet etsin diye yaratan, ilk emri oku olan, alemlerin RABBİ ALLAH’ım.
Ey şekil verenlerin en güzeli olan, bağışlaması ve ihsanı sonsuz olan ALLAH’ım.
Ey yalnızların en yakını, tek başına kalanların dostu, çaresizlerin yardımcısı, fakirlerin sonsuz serveti, zayıfların kuvveti, gariplerin şikayet merci’i olan yüce RABBİM.
Ey geceyi gündüze, gündüzü geceye katan, azameti ve yüceliği olan, ihsanı bol, rahmeti bol olan RABBİM
Bütün hamd ü senalar sanadır. Övgü ve şükürler sanadır,dua ve niyazlar, yalvarış ve yakarışlar, dile getirdiğim getiremediğim her türlü eşsiz hamd ve sena ancak sana mahsustur ALLAH’ım.
Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür."
Ben ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dilerim, ancak senin için namaz kılar ve ancak sana secde ederim, yalnız sana yalvarır, ancak sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırım.
Böylece huzuruna geldim, boynumu büktüm, ellerimi sana açtım
Ey kerim ve rahim olan RABBİM, kendimi senin uçsuz bucaksız inayetine, yardımına, lutfuna, rahmetine, keremine bıraktım. Senden yardım bekliyorum.
Belki layik değilim, belki yüzüm yok, belki hakkım değil, ancak biliyor ve ikrar ediyorum ki :senden başka gidecek yolum yok, senden başka tutunacak ipim yok, senden başka sığınacak kapım yok, senden başka kimsem yok. Ben seni istiyorum, maksudum sensin, bütün istediğim senin benden razı olmandır, bana yar ve yardımcı olmandır.
Ey ol emriyle bilinen ve bilinmeyen, görünen ve görünmeyen sayısız alemleri yaratan ve yok ol emriyle de her şeyi bir anda yok etme gücüne sahip olan, rahman ve gufran olan, gerçek olarak bilir ve bildirim ki, senden başka ilah yoktur.
Seni aradım durdum gönüllerin yalnızlığında çöllerinin, menzilsiz yollarında ve bir katre Rahmetine muhtaç toprağımızda. Ah perde, ah şahdamarım. Şefkatinin gölgesine sığınıyorum Ya Rab! Hiçliğin zerresinde kavrulmaya can attığımız demdir. Vedûdsun… İltifatına muhtacım Ya Rab. Tenezzül buyur biz kullarının münacatına. Dua dua açılırmış sana giden kapılar. Hayırlı bir günde kapında yalvarmaya geldim. Bir avuç ateşböceği uçuruver ne olur zifiri yüreğime. Kararan günlerime, gecelerime… Ve “ne olursan ol gel!” diyen aşıkların hürmetine, ne olur affeyle…
Senden korkum nâr değil, kaybetme korkusudur. Dostu, en sevgiliyi, sıla-i rahimi, cânânı, canda kaybetme korkusu. Umudumsa rızan: “İlahi ente maksudi” Yüreğim ezik Ya Rab. Yüzüm yerde. Kaldırıp başımı sonsuzluğa bakmaya yüzüm yok… Layık olamadım. Pişmanlığın dehlizlerinde boğuluyorken ağlayamadım, derinden sessizce… zayıf iradelerimle, alacakaranlık yüreğimle bir damla gözyaşı getirebilseydim yürekten, ihlas adına.
Biliyorum ki, pişmanlıklara delil kabul ederdin… Yüreğin zayıf noktalarında mahkum oldun nefsime. Ya Rab çıkar kelepçelerini o aleyhillânenin… Çıkar ne olur, dostlarının hatırına. Azad et Ya Rab şüphelerin oyuncağı olmuş aklın nezarethanesinden. Kutlu sevdanın gül kokusundan doya doya içir sinelerime. Diri meyyitler gibi değil, sırat-ı müstakim üzerinde günahlardan nurunla yıkanmış olarak yürümeyi nasib eyle.
Şehirler, evler mezar oldu Ya Rab. Her evden ceset kokuları yükseliyor semaya. Bedenler değil, ruhlar ölü. Beni nurunla dirilmeyi nasib eyle. Sahte dostları, riyakar aşkları çarparak yüzüne insanlığın, sana koşmayı nasib eyle. Tevbe kapılarının ardına değin açıldığı ve meleklerin kanatlarıyla yeryüzüne kapandığı günlerin rahmetinde yüzmekteyken, ebed aşkını gönlüme nakşet.
İşte can pazarında canımızı satmaktayım, bir iltifatın uğruna… Gülistanında renksiz, kokusuz bir yaprak olmayı çok görme. Yüce kapında kıtmir olanlardan eyle. Elimden, yüreğimden katran rengi günahlar dökülüyor. Duaları semadan çevrilmeyenler adına, geceleri nurlarıyla sabahlara çevirenler adına, samimiyeti nakış nakış ömür gergefine işleyenler adına, tevbe ediyor, af diliyorum duamla.
Ey yüceler yücesi, var ve bir olan ALLAH’ım
‘’Bana dua edin, duanızı kabul edeyim’’ buyurdun.
‘’Duanız olmasa neyinize kıymet edeyim’’ buyurdun.
Bana şu acizane, halisane, salihane, duama icabet eyle,
Beni zatına kul ve kurban olanlardan eyle,
En güzel isimlerinle beni tecelli eyle.
Beni, hakk’ı bilenlerden, hakk’a tabi olanlardan ve hakk’ı yaşayanlardan eyle.
Beni, batılı batıl bilip, batıldan kaçanlardan eyle.
Beni, rızanı kazananlardan, rahmet’i rahman’a kavuşanlardan eyle.
Beni, zikrinle dolup taşanlardan, senin yolunda ölenlerden eyle.
Beni, cennetine girenlerden, cehenneminden azad olanlardan eyle.
Yalvarıyorum, beni, cemalini, rü’yetini görenlerden eyle YA RABBİ.
Ey kalplerimizi nurlandıran Rabbim! Hidayetinle iyileştir bütün vücudumu, Ebedi saadet müjdesiyle şifa ver bütün vücuduma, Yokluğun acısına bırakma kalbimi, ALLAHIM
Sensin nurların nuru, Sendendir bütün nurlar, nur ver bana, Nur üstüne Nur ver bana, Nurumu Nur eyle, Semamı Nursuz bırakma, aydınlat ufkumu Allah'ım!
Senden başka ilah yok ki beni medet eylesin, Birtek SENSİN, Birtek Sensin kurtuluşum, Birtek sensin sığındığım, İman ver bana, kurtuluş ver bana, Beni hiçliğin ateşinden kurtar, Beni senden uzaklığın cehenneminden al, Ey Rabbimiz.
Allah’ım! Sırlar semasının güneşi; nurların mazharı; Celâl dairesinin merkezi; Cemal feleğinin kudbu olan, Ehadiyete mensub Muhammed(s.a.v) ın lâtif zatına salât ve selam eyle!
Sevgili Peygamberimize salat-ü selam, vesile, üstünlük ve yüksek dereceler ikram eyle.
O’nu vaat ettiğin makam-ı mahmud’a nail eyle.
Şüphesiz sen vaadinden dönmesin.
Allah’ım! ‘O’ nun Sen’in katındaki sırrı ve ‘O’nun Sana olan manevi Yâkınlığı hürmetine, korkumu emniyete çevir. Hatalarımı sil. Hüzün ve hırsımı gider. Benim destekçim ol. Beni benden alıp kendine götür, kendine Yâklaştır. Benliğimden geçmeyi bana nasib et. Beni nefsime meftun ve hislerimle perdelenmiş kılma. Bana her gizli sırrını aç.
Ehl’i beytini, ashabını ve O’nun izinde yürüyenleri her türlü ihtirama ve muhabbete nail eyle.
Beni, iki cihan güneşinin sünneti seni yelerini yaşayanlardan eyle.
Livaü’l hamd sancağı altında toplananlardan, O’na komşu olanlardan eyle.
O’nu derdimin dermanı, karanlık gecemin meş’alesi eyle.
Gözümün nuru, gönlümün süruru eyle.
Beni, O’nun yolunda şaşırmadan yürüyenlerden eyle.
Fahri kainat mefhari mevcudat olan peygamberimizin şefa’atine beni de nail eyle.
Beni, O’na yakın eyle, beni O’na muhtaç eyle.
Beni, O’na ümmet olma şeref ve şuurunu taşıyanlardan eyle YA RABBİ.
ALLAHIM
Sen affedicisin, affı seversin, beni ve bütün inanları affeyle.
Hatayla işlemiş olduğum bütün günahları affeyle.
Beni rahmetinle, şerefinle, bereketinle muamele eyle.
Beni kereminle, ihsanınla, fazlınla ikram eyle.
Beni bağışlayarak bana merhamet eyle.
Bana nasuh bir tevbe ve hidayet ihsan eyle.
Tevbemi kabul edip beni mağfiret eyle.
ALLAH’ım !
Yalnız Senden yardım diler yalnız Sana kulluk ederim. Seni sığınak, barınak, tutanak bilir Ya ALLAH derim. Şeytandan SANA sığınır e’uzu billah derim. Her işe Seninle başlar bismillah derim. Nimet verdiğinde gönülden şükrederim. Versende alsanda elhamdülillah derim. Hayran kaldığımda maşALLAH, Pişman olduğum da estağfirullah derim. Sevindiğimde ALLAHuekber, Üzüldüğümde inna lillah derim. Canım sıkıldığında fe-subhanALLAH , Zafer kazandığımızda nasrun minALLAH, Rızık kazandığımda er-rizku ‘alALLAH derim. Bir işi arzu ettiğimde inşALLAH, Bir işi başardığımda biiznillah derim.
ALLAH’ım !
Benliğimi yaktığı ateşte yakma beni! Beni nefsime kul etme, kul et nefsimi Sana ! Bir lahza dahi bana bırakma beni! Sen bana yetersin. Bilmediğimi bildir, görmediğimi göster! Sen bildirmezsen bilemeyim, göremeyim göstermezsen,Gönlümd huzur, gözüme nur, dizime derman ver! Sen “OL” deyince olur, olmaza “OL” demezsen. Canana can, cana canan , kalbe ferman ver! Al işte ellerimi, uzattım sana! Ne olur, ne olur bırakma beni şere, ellerimi bırakma! Bırakma beni, Tut elimi Allah'ım!
Yâ Rabbî! Yedi kebairi terk, beş farz namazı kılmayı, elden geldiği kadarda Sünneti Seniyye ye uymayı sana söz veriyorum. Yapmış olduğum günahları terk, Yaptığımdan dolayı da pişmanlık duyuyorum. Pişmanım! Pişmanım! Pişmanım!
Yâ Rabbî! Şu geceler ki füyûzat hürmetine! Hastalıklarımıza şifâ-i âcili, borçlularımıza hakkıyla edayı, gurbette olanlara hayırlı vuslatı, yolcularımıza emniyet ve selameti, dertlerimize devayı nasip eyle. Fakirlik hakirlik eleminden bizi kurtar!
ALLAH’ ım ….
Bana Hz Adem in tevbesini, Hz Nuh un direncini ver, Hz. İbrahimin imanını, Hz. İsmailin teslimiyetini ver, Hz. Yakub un dirayetini, Hz. Yusuf un iffetini ver, Hz. Musa nın celadetini Hz. Harunun sadakatini ver, Hz. Davut un sedasını Hz. Süleyman ın gayretini ver, Hz. Eyyub un sabrını Hz. Lokman ın hikmetini ver, Hz. Zekeriyya nın hizmetini Hz. Yahya nın şehadetini ver, Hz. Meryem in adanmışlığını Hz. İsa nın safiyetini ver ve Hz. Muhammed(s.a.v) in muhabbetini ver, hayatımı muhabbetsiz, ahiretimi cennetsiz bırakma ya Rabbi!
ALLAHIM
Her türlü noksanlıktan uzaksın, eşin benzerinin bulunmaz ve ben ancak kendime yazık ederim.
ALLAHIM
Kur'an-ı Kerim hürmetine, O’nun bereketiyle beni affeyle.
Beni, Kur'an-ı Kerimi okuyanlardan, anlayanlardan, yaşayanlardan eyle.
Kur'an-ı Kerimi dünyada arkadaş, kabirde yoldaş, nuruyla ahiret şefaatci eyle.
Beni, Kur'an'ı Kerim'in saadetini, selametini nail eyle.
Beni, Kur'an'ı Kerim'in kerametiyle mükerrem eyle YA RABBİ.
ALLAHIM
(Bu kısmı Hatim duası veya herhangi bir süre okuduysaniz Kur'an'ı Kerim hatmi Şerif değiştirek okuyun örneğin mevlidi Şerif İzzetinde kabul eyle gibi ) Okuduğum Kur'an-ı Kerim'i ve hatmi şerifi izzetinde kabul eyle. Hasıl olan sevabı, öncelikle sevgili peygamberimizin ruhu şerifine ikram eyle. Bütün peygamberlerin ve onları yoldaş edinenlerin pak ruhlarına ikram eyle.İsimleri unutulmuş, nesilleri kesilmiş, gariplerin, acizlerin, mazlumun, masumin ruhlarınada hediye eyledim vasıl eyle YA RABBİ.Topraklar altında hak ile yeksan olmuş, dünyada kimi kimsesi kalmamışların ruhlarını da hissedar eyle.Dualar bekleyen kaffe i ehli imanın ruhlarını da haberdar eyle.Bu duayı okuyan kardeşlerimizin, mevtalarını da hissedar eyle. (Buraya kadar hatim vb dualar için )
Ölen akrabalarımın Ruhlarını şad eyle.
Makamlarını cennet eyle.
Derecelerini ali eyle.
Kabirlerini cennet bahçesinden bir bahçe eyle.
Seyyi’atlarını hasenatla tebdil eyle.
Dünyada kalanlara yardım ve hidayet eyle.
Sabrı cemiller lutfeyle.
Onlara ve bana, tüm iman edenlere bol bol rahmet eyle YA RABBİ.
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
Verme dünyaları aslanda bu cennet vatanı.
diyerek vatan, millet, memleket, bayrak, ezan ve mukaddes değerler için kanlarını akıtan, canlarını veren, evladım yaşasın diyerek bu vatanı, güzelim memleketimizi, bizlere armağan eden aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin de ruhlarına ayrı ayrı hediye eyledim vasıl eyle. Ya Rabbi!
ALLAHIM!
Beni, son nefesimde, iman ile, İslam ile, Kur’an ile, göçenlerden eyle.
Kelime’i şehadet, kelime’i tevhid’i söyleyerek ruhlarını teslim edenlerden eyle.
( EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN RESULULLAH ).
Dar’ı bekaya aşk ile, vecd ile, heyecan ile, neş’e ile gidenlerden eyle.
Beni, ve sevdiklerimi güzel ölümler lutfeyle.
Beni, ölmeden önce ölenlerden eyle YA RABBİ.
ALLAHIM
Hayatta iken yaptığım bütün ibadet taatlerimizi, ihsan ile makbul eyle.
Hoşnutluğunu kazandıracak, kusursuz kullukta bulunma imkanlarını lutf eyle.
Beni, rızanı kazanmak için acele edenlerden, amel’i Salih işleyenlerden eyle.
Hakiki iman edenlerden, yoluna yönelenlerden, emrine kulak verenlerden eyle.
Birbirine karşı hakkı ve sabrı tavsiye edenlerden, zikredenlerden, şükredenlerden eyle.
İyilik ve güzellikten yana olan, hayır ve hizmetten geri durmayanlardan eyle.
Bahtiyar kullarının amellerini işleyenlerden, maksuduna muradına erenlerden eyle.
Böylece beni, razı olduğun sevgili ve seçkin kullarından eyle YA RABBİ.
ALLAHIM
Dinim, dünyam, ailem, doğacak çoluk çocuklarımla ve malım içinde sağlık ve afiyetle yaşamamı nasip eyle. Allah’ım, kusurlarımı ört, beni korktuklarımdan emin eyle.
ALLAHIM
Beni, ailemi, eşimi ve doğacak çocuklarımı namazı devamlı kılanlardan eyle, dualarımı kabul eyle, hesap günü beni, annemi babamı ve bütün Müslümanları bağışla. Müslümanları dinlerinde daim eyle, hayat şartlarını kolaylaştır. Onlara güven ver, borçlarını ödemede kolaylık ver. Hastalarına şifa ver. Uzakta olanlarına selamet ver. Gönüllerine ferahlık ver. Kalplerindeki kin ve nefreti gider. Onları birbirine ısındır. Peygamberlerinin yolunda sabit kıl. Düşmanlarına karşı onların yardımcısı ol.
ALLAHIM
Beni, Annemi, babamı ve kardeşimi dünyada ve ahirette iyilik ve güzellik ihsan eyle, Cehennem ve ahiret azabından ve dünyadaki bütün kötülüklerden ve şerlerden muhafaza eyle. Bizi kötülükten uzaklaştıran ve kendisi de kötülükten uzak duranlardan eyle.
ALLAHIM
Nefsime takvâ ver, onu temizle, nefsi en iyi temizleyen sensin. Nefsimi velisi ve mevlâsı sensin. Beni, nefsimin çılgın istek ve arzularından muhafaza eyle. Yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.
ALLAHIM
Bana daima helal olan şeyleri nasib et ki, harama düşmeyeyim. İbadet ve taatınla meşgul olmayı nasib et ki, günah ve isyana düşmeyeyim. Lütuf ve ihsanını esirgeme ki, senden başkasına muhtaç olmayayım.
ALLAHIM
Beni, iyilik yaptığında sevinen, kötülük işlediğinde pişman olup af dileyenlerden eyle.
Beni, nimetlerin karşısında nankörlük edenlerden değil, bol bol hamd edenlerden eyle.
Beni, hidayete erenlerden, muttaki, muvahhid, mücahüd olan güzel kullarından eyle.
Beni, cihad edenlerden, şehit olanlardan eyle.
Beni, huzurundan boş çevirme, lutfunu nail eyle YA RABBİ.
Allâh'ım! kıldığım namazlarımı mukaddes eyle Rabbi. Muhammed (s.a.v.)'e vesîleyi ve fazîleti ihsan et ve O'nu, vaat buyurmuş olduğun Makâm-ı Muhmûd'a eriştir.
ALLAHIM
Beni, küfre açık kapı bırakmayan bir iman nasip eyle.
Beni, hayırlı ve huzurlu ömürler ihsan eyle.
Umduklarıma nail eyle, korktuklarımdan emin eyle.
Ayıplarımı ört, kalbimi pak eyle.
Hayırları feht eyle, şerleri def eyle, sonumu hayır eyle.
Kulluk edenlerden, affına erenlerden eyle.
Doğruyu söyleyenlerden, yanlışa düşmeyenlerden eyle.
Hakikatten şaşmayanlardan, doğru yolu bulanlardan eyle.
Ya Rab beni ana babamı bütün müminleri hesap gününde himayen de eyle ya Rab.
Ben nefsimi zulmettim. Eğer sen affetmezsen lutfetmezsen ebedi ziyanda kalanlardan olurum ya Rab.
Ya Rab gönlümü sana bağlandıktan sonra senden ayırma. Sen bağışlayan Mevlasın, kulun dileği çoğaldıkça lutfu, bağışı çoğalan mevlasın.
Ya Rab affedicisin affetmeyi seversin beni de affeyle Ya Rab.
Ya Rab Recep ve Şabanı mübarek eyle beni Ramazan'ı şerife kavuştur. Yâ Erhamerrâhimin beni bitmez tükenmez nimetler ihsan eyledin sana hamd olsun. Havanı suyunu verdin. Canlıları cansızları hizmetine ram ettin. Kitap indirdin. Peygamber gönderdin. Varlığına kudretine binlerce delil koydun ki sana iman edeyim, sana ittihat edeyim, merhamet edeyim diye. Ama Ya Rab ben bu görevimi yapamadım beni affeyle lutfeyle Ya Rab.
Ya Rabbi! Rızık ve nimet veren sensin! Sen kapına yönelenleri boş çevirmezsin. Ben aciz kullarındanım, Senin sonsuz ikram ve ihsanına muhtacım. Bana dünya ve âhirette güzel nimetler ihsan eyle!
Ya Rabbi! Helâl gıdaların şükrünü eda edebilmeyi ve Sana kullukta bulunabilmeyi bana nasip eyle!
Ya Rabbi, faydasız ilimden, makbul olmayan ibadetten ve kabul edilmeyen duadan, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve her çeşit hastalıktan, gece ve gündüz gelecek kötülüklerden, sıkıntılardan kötü arkadaştan ve kötü komşudan sana sığınırım! Bildiğim bilmediğim bütün iyilikleri ver, bildiğim bilmediğim bütün kötülüklerden muhafaza et,her işimi sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahiret azabından koru!
Ya Rabbi! Mülkün sahibi sensin, dilediğine mülkü verir, dilediğinden alırsın. Dilediğini aziz, dilediğini zelil edersin. Beni; aziz kıldığın ve nimet verdiğin kullarından eyle!
Ya Rabbi! Beni koyduğun yasalar çizgisinde kazanan, kullanan, yatırıma yönelten, bölüşen ve bölüştüren kullarından eyle.
Ya Rabbi! Beni sevdiğin, Sana seni görür gibi ibadet eden, yaptığı her işi Kur'ân çizgisinde güzel yapmaya çalışan kullarından kıl. Görevlerini yapan ama yalnızca sana güvenen ve sabır gösteren kullar arasına kat. Sevdiğin yürekten tövbeler ederek arınan kullarından eyle. Sevdiğin hak sever, hayır sever, sosyal adaletçi kullarına kat. Bütün zalimlere karşı tüm mazlumlardan yana kaleler gibi saf tutarak mücadele veren kullarından eyle. Beni sevdiklerini sevdirt. Rahman ve Rahim olan Mevlam.
Ya Rabbi! Beni, toplumumuz için de çalışanlardan kıl. Beni dosdoğru konuşan, sözleri ve sözleşmelerinin gereğini yapan güvenilir kullarından eyle. Kardeşlik duygularımı pekiştir. Danışma ve dayanışma içinde olan ve de yardımlaşan kullarından kıl.
Ya Rabbi! Bütün nimetleri Sen'den bilen kullarından eyle. Şımarıklıktan, lüks harcama düşkünlüğünden ve gösteriş budalalığından koru.
Ya Rabbi! Benu insanların temel haklarını ve özgürlüklerini ve maddi menfaatlerini gözetenlerden kıl. Yasakladığın faizden, içki-kumar fuhuş işletmeciliğinden, karaborsacılıktan, emeği sömürüden, hırsızlık türlerinden, kamu mallarını yağmalamak ve yağmalatmaktan ve haram paradan uzaklaştır. Gereksiz ve kalitesiz üretime yönelmekten, faydasız tüketimi teşvikten ve aldatıcı reklamlar yapmaktan beni koru.
Beni dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan ve sabreden ve şükredenlerden eyle!
Ya Rabbi! İşinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan, doğru konuşanlardan eyle. Sıhhat afiyet ve güzel ahlâk ver. Kaza ve kaderine rıza gösterenlerden eyle. Kulağıma, gözüme sıhhat ver! Küfürden, fakirlik ve kabir azabından,zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım. Kusurlarımı ört, korkulardan emin kıl ve borçlarımı ödememi nasip eyle. Ölünceye kadar ibadet etmemi, ömrümün hayırlı amellerle sona ermesini nasıp et ve Cennetini ihsan eyle!
Yâ Rabbî! Bana sarsılmaz bir iman, güzel bir ahlâk, şükredici bir kalb, sabredici beden, zikredici dil, kaza ve kaderine rıza gösteren hayırlı ömür, salih evlât, dünya ve ahirette güzellik ihsan et! Ana ve babamı da mağfiret eyle!
Yâ Rabbî! Dinine severek hizmet etmeyi, kul borçlarını ödemeyi ve şehit olarak ölmemi nasip eyle!
Ya Rab darda olanlara genişlik, sıkıntıda olanlara ferahlık, hastalara şifalar borçlulara edalar lutfeyle.
Ya Rabbi! Rüzgârların getirdiği âfetin şerrinden sana sığınırım! gözümde bir nûr, kulağımda bir nûr, kalbimde bir nûr yarat! göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır!
Ya Rabbi! Kalbe vesvese veren şeytandan, işlerin karışıklığından, kabir fitnesinin şerrinden, gecenin getirdiği şeylerin şerrinden, gündüzün getirdiği şeylerin şerrinden, korkunç rüzgârların getirdiği âfetlerin şerrinden, zamanın nöbet nöbet gelen mihnet ve belâlarının şerrinden sana sığınırım!
Hatırlayamadığım fakat kabul edilse de "Amin" deseydim diye gönlümden geçirdiğim duaları da kabul eyle, korktuklarımdan emin umduklarımdan nail eyle ya Rab.
Allah’ım, kederden, tasadan,âcizlikten, tembellikten,cimrilikten, korkaklıktan, borç altında ezilmekten, düşmanlara yenilmekten sana sığınırım.
Ey Rabbim! İbadetlerimi, taatlerimi kabul et. Şüphesiz ki sen dualarımı işiten, niyetlerimi bilensin, tevbelerimi kabul et. Şüphesiz Sen, tevbeleri çokça kabul edensin.
Ey Rabbim! Beni katından bir rahmet ver içimde bulunduğum şu durumda beni kurtuluşa ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır.
Ey Rabbim! Üzerime sabır yağdır, beni müslüman olarak öldür ve kelime-i şehadet getirmeden canımı alma ya Rabbim.
Allah’ım, dinim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve afiyetle yaşamamı nasip eyle. Allah’ım, kusurlarımı ört, beni korktuklarımdan emin eyle.
Allah’ım, önümden, arkamdan, sağımdan solumdan, üstümden ve altımdan gelecek tüm kötülüklerden sana sığınırım. Allah’ım, vücuduma sağlık ver. Kulağıma sağlık ver, Senden başka ilâh yoktur..
Allah’ım, küfürden, fakirlikten, kabir azabından sana sığınırım. Senden başka ilâh yoktur.
Allah’ım, benim Rabbim sensin. Senden başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın, ben Senin kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum.Senden başka günahları bağışlayacak yoktur.
Allahım! Şüphesiz ben bilerek herhangi bir şeyi şirk koşmaktan sana sığınırım.Bilmeyerek işlemiş olduğum senden bağışlanmasını dilerim. Şüphesiz ki bütün gizli şeyleri ancak sen bilirsin. Beni affet ya Rabbim. Rahmet kapılarını sonuna kadar aç.
Allah'ım! Her nefsin kendisiyle uğraştığı, her ferdin, her uzvunun kendisinden hesap sorulacağı, dünyada işlemiş olduğu her şeyin gelip karşısına dikileceği günde rahmetinden, merhametinden ve Resulü’nün şefaatinden beni mahrum etme Ya Rabbi!
Allah’ım! ben; oldukça muhtaç, gücü az, günahları çok ve senden başka ihtiyacını giderecek, güçsüzlüğünü güçlendirecek ve günahlarını bağışlayacak birini tanımayan biri olarak senden rahmetini dileniyorum.
Allah’ım, Muhammed ve âl-i Muhammed’e salat eyle ve canımı doğruluk üzere al; dünyadan ihtiyacımı kes (dünyaya ihtiyacım kalmasın); katındakini arzu etmeye ve sana kavuşmaya müştak kıl beni ve gerçek anlamda sana güvenmeyi nasip et bana.
Allah'ım! Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama benim ona ihtiyacım hissettiklerimden de çoktur. Bütün dualarımı kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanıma duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalbimi iman ve itminanla doyur.
Allah'ım! Önümdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, beni kendi idrak ve ihsaslarımı darlığıyla başbaşa bırakma; aklımı inhiraf ve sürçmelerden, nefisimi cismanîliğin baskılarından, gönlümü de heva ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, gurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bana kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi!
Allah'ım! Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı kalışımı ruhuma renk attırdı; nefsanîlik ve gaflet, ibadetlerimin mana ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerim bomboş, düşüncelerim tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarım beni yere sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen beni ben etmeseydin ben bu duyduklarımı duyamaz ve bana imanın neşesini tattırmasaydın şu söylediklerimi mırıldanamazdım. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyorum, bana yakınlığını duyur ve benliğimde Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar.
Allahım! Kıldığım namazımı, eksik ve kusurları ile birlikte kabul eyle.
Allah'ım! Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun. Sana yönelenlere hep “Gelin, gelin” diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur “Ben de geldim” diyeyim. Geldim ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevanın imansızlığını, benim de dermansızlığımı şikayet ediyorum. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, masiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimi Sana şikayet ediyorum. Sen beni nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!
Allah’ım, dileklerime olan rağbetimi, dostlarının dileklerine olan rağbeti gibi; korkumu da dostlarının korkusu gibi kıl. Hoşnutluğun doğrultusunda beni öyle bir amele muvaffak et ki, artık yaratıklarından herhangi birisinin korkusuyla dininden hiçbir şeyi terketmeyeyim.
Allah’ım, kim senden başkasına güveni veya ümidi olarak sabahlarsa sabahlasın, ben, tüm işlerde sana güvenerek ve sana ümidim olarak sabahlamışımdır. Şu halde, işlerin sonuç bakımından en iyi olanını benim hakkımda mukadder eyle ve rahmetinle beni saptırıcı fitnelerden kurtar.
İslam gibi dinim var. Muhammed gibi şahım var. Allah dedim, dostum dedim, 99 ismine mühür vurdum, üstüne. Sırrım sübhanım Allah, derdim dermanım Allah, gafil kuluna gam düşmüş, yetiş imdadıma ya Muhammed.
Kulhüvellahü ehad, bin bir kere ya samed, ya Allah, ya Muhammed umarız senden şefaat.
Lailahe illallahtır özüm, Muhammed Mustafadır sözüm, ihlas-ı şerif ile yıkadım yüzüm. Ayetel kürsü için sen kabul eyle sözüm. Dinim İslam dinidir. Dinimin İslam dini olduğuna, yetmiş binin nısfına, mühürledim üstüne.
Lailahe illallah üç muradım var, biri cennet, bir ırmak diyarını görmek. Aç cemalini göster diyarını. Ya Resullullah! Aman yarabbi ya rabbena her halimiz malumdur sana, gece gündüz yalvarırım sana. Her zaman sana muhtacım, cemalini göster bana. Cennetine davet et Allahım kabrimde rahatlık, sıratta selamet, tatlı canım sana emanet, son nefesimiz selametler ihsan eyle. Kabir suallerimi ahsan eyle, cennetinle cemalini cümleyle beraber bana da nasip eyle.
Elif Allah, Nur Muhammed tez selamet. Ya Celil, etme zelil, gönder delil. İlahi Yarabbi hacetimi rahmet deryasını ulaştır, duaya açılan elleri icabete eriştir. Allahım senden başka kimsem yoktur. Lailahe illallah arşı alaya Muhammedün Resullullah şükür Mevlaya. Yarabbi yarabbena her halim malumdur sana, cenneti alada cemalini göster bana.
Lailahe illallah ve cellehü edası ile, Rabbim muradımı ver melekler duası ile. Lailahe illallah kalbimi karartma, rızkımı azaltma, kabrimi daraltma, senden başka kapı aratma, muhannete muhtaç etme.
Lailahe illallah imanla sabır, Muhammedün Resullullah azapsız kabir. Allahım beni af eyle, her derdimi def eyle, rızkımı bol eyle, kabrimi nur eyle, sual meleklerinin cevabını muktedir eyle. şeytanın şerrinden, kabirdeki yılanlardan, çıyanlardan, ölümün dehşetinden, kabirin azabından, sıratın zulmetinden muhafaza eyle Allahım.
Ölümün hayırlısını, üç ayların birisini, Yasinin yarısını okurken ölmeyi nasip eyle . Allahım beni af eyle, her derdimi def eyle, rızkımı bol eyle, kabrimi nur eyle, sual meleklerinin cevabını muktedir eyle.
Evvelim Allah, ahirim Allah, kalbimde beytullah Lailahe illallah Muhammedün Resullullah. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü” diyerek çene kapatmak nasip eyle Ya Rabbi!
Yüce Kur’anı Kerim de “İçinizden bekârlarınızı evlendirin” buyurdun ve “ey insanlar biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık” buyurdun. Âdemi yarattın ama yalnız bırakmadın, Havva’yı da yarattın ki Aile yuvası kursunlar, birbirlerini sevsinler, mutlu olsunlar, üresinler, çoğalsınlar, hayatı iyi günde, kötü günde birlikte paylaşsınlar diye.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) Nikâh benim sünnetimdir, Yani benim yolumdur, Kim benim sünnetimden, benim yolumdan yüz çevirir de nikâhsız birliktelik yaşarsa benden değildir. Buyuruyor.
Allah'ım! Hayırlı bir eşle nikâhlanarak senin ilahi emrini eda edecek, Peygamberimizin sünnetini icra edecek bir evlilik nasip eyle. ya Rabbi!
Allah'ım! İffetini muhafaza ederek yaşamayı,namazını kılan ,orucunu tutan, Kur'an'ı Kerim okuyan ve sana itaat eden bir hayırlı bir eş nasip eyle ya Rabbi!
Allah'ım Gelecekte kuracağım yuvama dirlik ve düzenlik ihsan eyle, birlik ve beraberliğimizi daim eyle. Ömür boyu mesut eyle, mutlu eyle, bahtiyar eyle. Nikahımızı ve Evliliğimizi kolay kıl, Dünyamızı kolay kıl, hayatımızı kolay kıl, Ahiret işlerimizi de kolay kıl Ya Rabbi!
Allah'ım! Evleneceğim nasip edeceğin Eşim ile birbirimizi, Hz. Adem ile Havva validemizin arasına koyduğun sevgi gibi sevgi var eyle. Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v) ile Hz. Hatice validemizin birbirlerini sevdikleri gibi sevmeyi nasip eyle. Hz. Ali Efendimiz ile Fatıma validemiz gibi birbirlerini sevdikleri gibi sevmeyi nasip eyle. Ya Rabbi!
Allah'ım! Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) ile Hz. Hatice Radıyallahu anha validemiz arasındaki sevgiyi, saygıyı, muhabbeti, meveddeti, sadakati ve karşılıklı anlayışı nasip eyle. Ya Rabbi!
Allah'ım! Birbirimize karşı kalplerimizi ısındır ve fitneden, fesattan, nefretten ve düşmanlıktan muhafaza eyle. Ona anne olmayı ve anne şefkatini nasip et. Evimizi; Kur'an okunan , islam konuşulan ve meleklerin ziyaret ettiği bir yuva olmasını nasip eyle. Eşimle birlikte senin rızana uygun olarak hareket etmeyi nasip eyle. Bize Tertemiz bir nesil lutfeyle.
Allahım ! Bana hayırlı evlatlar ihsan eyle , onların başkalarına karşı faydalı olmalarını nasib et, Sana itaat etmeye muaffak kıl, iyilikleriyle beni rızıklandır;
Ey Hz. Musa ve Hz. Ademin muallimi olan ve Hz Süleyman’a anlama kabiliyeti ihsan eyleyen Allahım ! Onlara anlayış kabiliyeti ver. Ey Hz Lokman’a hikmet ve güzel konuşma yeteneği bahşeden Allahım onlarada hikmet ve güzel konuşma yeteneği bahşeyle;
Allahım! Doğacak Çocuklarımı bilmediklerini öğret, unuttuklarını hatırlat, onlara göğün ve yerin bereketlerini aç , sen duyan ve duaları kabul edensin. Onlara ezberleme kuvveti, çabuk anlama kabiliyeti ve zihin açıklığı ver Onları sapanlardan ve saptıranlardan değil; doğru yolu gösteren ve doğru yola uyanlardan eyle; Onlara imanı sevdir ve onu gönüllerine yerleştir , fıskı ve isyanı onlara çirkin göster , onları doğru yolda olanlardan eyle. Onları önlerinden ve ve sağlarından amellerinin nurları akıp giden, korku ve üzüntü çekmeyen veli ve has kullarından eyle; Onları kitabını ezberleyenlerden, Senin rızan için camilere çağrılanlardan; Senin yolunda cihat yapanlardan ve Rasulünün tebliğcilerinden eyle. Ya Rabbi!
Allah’ım, Bana geçimin en genişini, ömrün en mutlusunu, rızkın en bol olanını nasip et! Affınla beni bağışla, fazl ve kereminle bana karşı yumuşaklıkla muamele et! Bana nimet olarak verdiklerinin şükrünü yapmamı nasip eyle!
Allah'ım! Kötü arkadaş ve kötü komşudan uzak eyle. Kötü insanların şerrinden,fitnesinden ,iftira ve kıskançlıktan ve her türlü şer ve belalardan muhafaza eyle ya Rabbi!
Allah’ım, Oburluktan, kıtlıktan, haddini aşmaktan, geçim sıkıntısından, kötü zandan, sarhoş edici içkilerden, bolluk içinde oyalanmaktan, şerirlikten, zanla hükmetmekten, karanlık fitnelerden ve geçim darlığından, kederden, tasadan, âcizlikten, tembellikten,cimrilikten, korkaklıktan, borç altında ezilmekten, düşmanlara yenilmekten sana sığınırım. Allah’ım, bu günün önünü salah, ortasını felâh, sonunu başarılı kıl.
Bana dünya ve ahiret iyiliği ver. Ey Merhametlilerin en merhametlisi Allah’ım! Haksızlık etmekten, haksızlık edilmekten, saldırmaktan, saldırılmaktan, hata işlemekten, bağışlamayacağın bir günaha düşmekten sana sığınırım.
Allah’ım, beni en güzel amellerle en güzel ahlâk sahibi olmaya ilet, senden başka güzel ahlâka götürecek yoktur. Allah’ım, beni kötü amel ve kötü ahlâktan uzaklaştır.
Allah’ım, Dinimi düzelt, evimi genişlet, bana verdiğin rızkı mübârek eyle. Allah’ım, kalb katılığından, gafletten, zillet ve meskenetten, sana sığınırım.
Allahım, her türlü pislikten ve pis olan şeylerden sana sığınırım.
Allah’ım, Küfürden, fısktan, nifak ve ayrıcalıktan, gösterişten sana sığınırım. Sağırlıktan, dilsizlikten, cüzamdan, kötü hastalıklardan sana sığınırım.
Allah’ım, nefsime takvâ ver,onu temizle, nefsi en iyi temizleyen sensin. Nefsimi velisi ve mevlâsı sensin. Allah’ım, faydasız ilimden,korkusuz gönülden, doymayan nefisten, kabul edilmeyen duadan sana sığınırım. Allah’ım, yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.
Allah'ım! Seni her türlü noksanlıklardan tenzih eder, hamdimi sana takdim ederim. Senden başka hiçbir ilah bulunmadığına şehadet ederim. Senden mağfiret diliyor ve sana tevbe ediyorum.
Allah’ım, üzerimde bulunan nimetlerin gitmesinden, sağlığımın ters dönmesinden, ansızın bastıracak öfkenden ve her türlü gazabından sana sığınırım.
Allah’ım, yıkıntı altında kalmaktan, düşmekten, boğulmaktan, yanmaktan, ihtiyarlıktan,ölüm sırasında şeytanın beni şaşırtmasından sana sığınırım.
Allah’ım, kalbimin mühürlenmesine sebep olacak tamahtan sana sığınırım. Allah’ım, kötü huy ve amellerden, heveslerden ve hastalıklardan sana sığınırım. Borç altında kalmaktan, düşman kahrından, düşmanların gülmesinden ve kınamasından sana sığınırım.
Allah’ım! İslam’a ve Müslümanlara yardım et! Dinimi, Devletimi ,Ülkemi ve milletimi her türlü tehlikelerden koru! Bize dünya ve ahirette iyilik, güzellik ve nimetler ihsan eyle!
Beni,anamı, babamı ve bütün mü’minleri bağışla! Şüphesiz sen dualarımı işitir ve kabul edersin!
Allah’ım Bana yardım eden, içimi sinen, bol, faydalı her tarafı kaplayan ,her tarafa akıp giden her tarafı sulayan bir yağmur ihsan buyur. Kuraklıkla sınama ya Rabbi!
Allah’ım her işimin koruyucusu olan dinimi düzelt. Geçim yerim olan dünyamı düzelt. Ahiretimi düzelt. Hayatta iken daha çok iyi işler yapmamı nasip eyle. Ya Rabbim! bana yardım et, beni ezme, ezdirme, bana zafer ver, yenilgiye uğratma. Bana doğru yolu göster, doğru yolda yürümemi kolaylaştır.
Allah’ım, Seni zikreden, Sana şükreden, itaat eden, Sana boyun eğen, yalvaran bir kul eyle. Ey Allah’ım, Tevbelerimi kabul buyur, beni günahlarımdan arındır, duamı kabul et, hüccetimi sağlam yap, kalbimi sana yönelt, dilimi gönlümü aydınlat.
Allah’ım, Bana işimde sebat, doğru yolda kararlılık ver. Nimetine şükür ve sana güzel kulluk etmeyi nasip eyle. Bana sağlam bir kalb, doğru konuşan dil ver. Bana Senin bildiğin tüm iyilikleri vermeni, ve bildiğin tüm kötülüklerden beni korumanı dilerim.
Allah’ım! Seni ve Seni sevenleri sevmeyi ve beni sana yaklaştıracak işleri sevmeyi nasip eyle. Allah’ım! Duaların en hayırlısını, başarıların en üstününü, sevapların en mükemmelini ihsan buyur.
Allah’ım, ayaklarımı doğru yolda sağlamlaştır. Sevap tartılarımı ağırlaştır. Hatalarımı bağışla, Cennetin en yüce derecelerine ermemi nasip eyle.
Allah’ım, Adımı yükselt, günahımı at, kalbimi temizle, namusumu koru. Ruhuma yaratılışıma, ahlâkıma, âileme, yaşamıma, işlerime kutluluklar ver iyi amellerimi kabul buyur.
Allah’ım, belanın sıkıştırmasından, bedbahtlıktan, kötü kazadan, düşman şerrinden sana sığınırım. Ey kalbleri evirip çeviren Rabbim ! kalbimi senin dinin üzerinde sağlam tut, kalbimi sana itaate döndür.
Allah’ım! Kalbimi nifaktan, amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü hiyanetten temizle. Şüphesiz sen gözlerin hain bakışlarını ve gönüllerin gizlediğini bilirsin.
Allah’ım, bana zâtından korku ver ki günah işlememe engel olsun. Bana cennetine ulaştıracak her türlü söz, fiil ve ameli nasip eyle. Cehennemden ve ona götürecek her türlü söz, fiil ve amelden de sana sığınıyorum.
Allah’ım! Peygamber’im Hz.Muhammed (sav) ’in senden istediği bütün hayırları ben de istiyorum, Sana sığındığı bütün şerlerden ben de sana sığınıyorum.
Allah'ım! İbadeti Salih olan, niyeti halis olan, ameli makbul ve mebrur olan, İslam’ı gerçekten anlayarak yaşayan, Sünneti Seniyye’ye tam bağlı kalan, Ashabı Kiram ve Selefi Salihin gibi gerçek hayatı bulan, Hakkın rızasını arayan ve hoşnutluğuna eren zümreye beni de ilhak eyle Ya Rabbi!
Allah’ım, Beni haksızlık edenlerden öcümü al, düşmanlık edene karşı bana zafer ver, beni dünyanın peşinden koşturma. Dünyayı, en çok düşündüğüm, tasasını çektiğim bir varlık haline getirme. Günahlarımızdan ötürü beni belalara düşürme ve Senden korkmayan kimseleri üstüme salma.
Allah’ım, Senden doğru iman, güzel huy, âfiyet ve sağlık ihsan buyurmanı diliyorum.
Allah’ım, senden yardım ve kurtuluş dileyen ve huzurunda korkudan titreyerek günahlarını itiraf eden zavallı bir yoksulum. Bir zavallı kulun olarak sana yalvarıyor, boynu bükü bir aciz olarak sana sığınıyor, huzurunda zilletle eğilmiş bir biçare olarak sana yalvarıyorum.
Ey Rabbim! beni dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver ve beni cehennem azabından koru.
Allah’ım, beni, ailemi ve çocuklarımı namazı devamlı kılanlardan eyle, Ey Rabbim, dualarımı da kabul eyle, hesap günü beni, annemi babamı ve bütün Müslümanları bağışla. Müslümanları dinlerinde daim eyle, hayat şartlarını kolaylaştır. Onlara güven ver, borçlarını ödemede kolaylık ver.
Hastalarına şifa ver. hastalıkları gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin . Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakma.
Uzakta olanlarına selamet ver. Gönüllerine ferahlık ver. Kalplerindeki kin ve nefreti gider. Onları birbirine ısındır.Peygamberlerinin yolunda sabit kıl. Düşmanlarına karşı onların yardımcısı ol Allah’ım!.
"Lebbeyk,Allahümme lebbeyk,Lebbeyke la şerike leke lebbeyk,İnnel hamde venniğmete leke vel mülk. la şerike lek" Diyerek Kabeyi tavaf edip Hacer’ul- Esvede yüz sürmeyi nasip eyle Ya Rabbi!
Safa ile Merve’ de Sa’y edip, Zemzem suyundan kana kana içmeyi nasib eyle Ya Rabbi!
Öbür alemde Cennet ve cehennem fırkaları ayrılacağı zaman bizleri cennet fırkasına dahil eyle Ya Rabbi!
Kur-'an-ı Kerim’in yolundan bizleri ayırma Ya Rabbi !
Var eden, yaşatan, büyüten, öldüren, dirilten sensin. Halik’sın, Hay’sın, Kayyım’sın, Malik’sin, Rahman ve Rahim olan sensin. Beni ve bütün ölmüşlerimize merhametinle muamele eyle. Ya Rabbi!
Terbiye edicisin, Rab’sin, beni azabınla değil, ihsan, ikram ve merhametinle terbiye et. Ya Rabbi.
Afuv’sun, Gafur’sun, beni affeyle. Cümle ölmüşlere rahmet eyle. İnsanlık alemini tabii afetlerden muhafaza eyle. Ya Rabbi!
Ya Rabbel Alemin veya Erhamer-Rahimin! Sen mülkün sahibisin, İsmi Azam’ın hürmetine, Azameti zatın hürmetine, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) hürmetine, şu dünyanın ahlaksızlığından, kavgalarından, gürültülerinden, nefsani ihtiraslarından uzak, manevi bir hayat yaşamamı nasib eyle Ya Rabbi.
Beni ümmeti Muhammed olarak yarattın, ümmeti Muhammed olarak yaşamamı, ümmeti Muhammed olarak çene kapamamı nasib eyle. Ya Rabbi.
Yaptığım hayırlı ve yararlı işlerimi katında kabul eyle. Beni yalnız senin buyruklarına uyan inanan kullarından eyle. Tövbelerimi ve dualarımı katında kabul eyle. Kalbimi doğru yola ilettikten sonra bir daha eğriltme. Ya Rabbi.
Aileme bolluk ve bereket ihsan eyle,Ailemin ve sülalemin birlik ve beraberliği,kardeşlik ve dostluğu, saygı ve sevgiyi kat kat arttır Allah’ım
Müslüman kullarının arasındaki fitne ve fesatları kaldır, müslüman kullarına birlik, beraberlik ve dirlik ihsan eyle. İnsanlığın hidayeti, huzur ve selameti için gönderdiğin, hükümleri kıyamete kadar devam edecek olan İslam nizamını hayatımıza hakim kıl Ya Rabbi.
Yüzümü ak, alnımı açık eyle. Kabirimi geniş, Kabirimi pürnûr eyle, Kabirimi cennet bahçesi eyle, Kabirimde namazlarımı, oruçlarımı, ibâdetlerimi, tâatlerimi yoldaş eyle, Kabri cehennem çukuru olanlardan etme yâ Rabbi!
Doğacak Çocuklarımı edepli, ahlaklı, faziletli, anasına-babasına, hocasına saygı gösteren, Allah'ına-peygamberine hürmet ve tazim edenlerden, Vatanına, milletine, din ve mukaddesatına gönülden bağlı olanlardan eyle. Ya Rabbi!
Kıyamete kadar baki kalacağını vaat ettiğin Din-i mübin-i İslamı ülkemizde payidar eyle. Ya Rabbi !
Namazı niyazı bırakan, içki ve kumarla evinin yolunu unutan, çeşit çeşit fenalıklara koyulan Müslüman kardeşlerimize de hidayetler nasip eyle Ya Rabbi !
Şu mübarek günde Toprak altında çürümüş, isimleri unutulmuş, nesilleri kesilmiş, bir fatiha okuyacak kimseleri kalmamış müslüman kardeşlerimizin de taksiratlarını affeyle Ya Rabbi !
Ey Rabbim! Beni, doğacak çocuklarıma ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!
Rabbimiz! Beni sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. İbadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.
Ya Rabbi! Beni kötülükten uzaklaştıran ve kendisi de kötülükten uzak duranlardan eyle. Daima helal olan şeyleri nasib et ki, harama düşmeyeyim. İbadet ve taatınla meşgul olmayı nasib et ki, günah ve isyana düşmeyeyim. Lütuf ve ihsanını esirgeme ki, senden başkasına muhtaç olmayayım.
Yâ Rabbi! Ben hangi bir mü’mine onu üzecek ve gönlüne ağır gelecek bir söz söylemişsem kıyamet gününde o sözü onun için Sana kurbiyyet eyle; yani o sözden müteessir olduğu kadar onu sana yaklaştır.
Ya Rabbi! Helâl kıldıklarını bana kâfi kılarak haram kıldıklarından beni muhafaza et, beni fazlınla Senden başkalarından müstağni kıl!
Ya Rabbi! Beni kazana razı kıl. Bana takdîr olunanı benim için bereketlendir, o hâle geleyim ki te’hir olunanın ta’cilini, ta’cil olunanın da te’hirini istemeyeyim.
Ya Rabbi! Her şeye mutlak gâlib ve mutlak büyük ancak sensin, ben de senin zayıf ve düşkün bir kulunum. Her türlü kudret kuvvet ancak seninledir.
Ya Rabbim! Fir’avn’i Musa’ya musahhar kıldığın gibi filânı da bana musahhar kıl ve Davud’un elinde demiri yumuşattığın gibi onun da kalbini bana karşı yumuşat. O senin iznin olmadan bir şey konuşamaz, onun nâsiyesi de, kalbi de senin kabza-i kudretindedir. Senin zâtının senâsı yücedir ey merhamet edicilerin merhamet edicisi!
Ey mülkün mâliki olan Allahım! Sen mülkü dilediğine verirsin, mülkü dilediğinden çeker alırsın. Dilediğini azîz kılarsın, dilediğini zelîl kılarsın. Hayır senin elindedir. Muhakkak sen herşeye kadirsin.
Ey dünyâ ve âhiretin Rahmanı! Sen onları dilediğine verirsin, dilediğine vermezsin. Beni, senden başkasının acımasından müstağnî kılacak bir rahmet ile bana rahmet eyle.
Allah’ım! Sana malımı, nefsimi ve dinimi emanet ediyorum. Allah’ım hükmüne beni razı kıl, bana mübarek etki, tehir ettiğinin acelesini, acele ettiğinin de tehirini istemeyeyim. Nefsimin isyanına engel ol, teslimini sağla. Ya Rabbi!
Allah’ım! yapacağım her işte bana hayırlı olanı nasip et. Benim hakkımda hayırlı olanı bana seç ve en hayırlısını nasip eyle. Ya Rabbi!
Allah’ım, Bana helâl rızık ver. Eğer rızkımı semada ise onu indir. Eğer yerde ise onu çıkar, Uzakta ise onu yaklaştır, Yakın ise kolaylaştır,Az ise çoğalt. Çok ise onu bereketlendir. Ya Rabbi!
Allah'ım! Elde edeceğim mal ve serveti israf etmeden, senin razı olacağın yerlere kendim, ailem ve insanlık için en hayırlı şekilde değerlendirebilmeyi nasip eyle!
Allah'ım! Menkul ve gayrimenkullerimi, işyerimi, malımı, canımı her türlü afetten, yangından, soygun ve benzeri tehlikelerden muhafaza eyle!
Allah'ım! Göğsümü ve gönlümü genişlet, işimi kolaylaştır. Dilimin bağını çöz, sözümü anlaşılır eyle. Ya Rabbi!
Ey Gani, Ey Hamid, Ey icad edici ve ey iade edici, ey merhamet sahibi ve ey muhabbet eden Allah’ım. Helalin ile beni haramdan sakındır, taatın ile mâsiyetinden beni uzaklaştır. Fazlü keremin ile senden gayrısını bana unuttur.
Allah’ım, devletinden bize devlet, kudretinden bana kudret, nimetlerinden bana nimet, rızkından bana rızık, malından bana mal, hazinelerinden bana hazine, sırrından bana sır, perdenden bana perde ve bereketinden bana bereket ver.
Allah’ım! senin razı olmadığın şeyden ve işlediğim günahlarımdan dolayı beni affet. Yapmadıklarımı da bana yapabilmeyi nasip eyle. Senden başka hiç bir ilah yoktur. Sen her zaman dirisin ve her yerde kullarını görensin. Azim olan Allah’a istiğfar ederim. İşlediğim günahlardan dolayı pişmanlık duyar ve sadece Allah’a sığınırım.
Allah'ım! Dünyada hasta olanların hastalığını gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakma.
Allah’ım! Bedenime sağlık ver, gözüme sağlık ver, sağlığı benim varisim kıl. Son nefesime kadar beni sağlıklı eyle. Halîm ve kerim olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Ulu Arş’ın sahibi Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Allah'ım! Senden sağlık, sıhhat ve afiyet diliyorum. Emanete hıyanet etmemek, güzel ahlaktan ve kaderden razı olmak istiyorum. Ey merhamet sahiplerinden en merhametlisi, merhametin hakkı için bunları bana nasip et.
Allah’ım! Öfkenden rızana; cezandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.
Allah’ım! Her türlü âfetlerden, musibetlerden, hastalıklardan, tehlikelerden. zarar ve ziyanlardan, Hassaten günah hastalıklarından, haramlardan, ahlaksızlıklardan, yalandan, gıybetten, riyadan, hasetten ve kibirden sana sığınıyorum. Muhafaza eyle. Ya Rabbi!
Allah’ım! Kendi ilminden beni nasiplendir ve bana öğrendiklerimi bir daha unutmamak üzere zihin açıklığı ver. Kitabın olan Kur'an-ı Kerim ile gözlerimi nurlandır. Kitabın ile dilimi aç ve aklımı genişlet. Göğsümü ferahlat. Doğruyu bulmam da bana yardım et. Ya Rabbi!
Allahım! Kalblerin tıbbi ve şifası olan, bedenlerin afiyeti ve şifası olan, gözlerin nur ve ziyası olan efendimiz Muhammed (S.A.S.)’e rahmet et.
Allah’ım! Kovulmuş Şeytan’ın vesveselerinden, hile ve düzenlerinden, sözlerine aldanıp tuzaklarına düşmekten, beni itaatinden çıkarıp saptırmaya yeltenmesinden, beni sana isyan ederek alçaltmaya göz dikmesinden, bana güzel gösterdiğini güzel görmekten, bana için hoşlanmadığı şeylerin bize ağır gelmesinden sana sığınırım. Sana kulluk etmekle onu bizden kovup uzaklaştır. Senin sevgini elde etme gayretimizle onu hor ve zelil kıl. Bizimle onun arasında yırtıp parçalayamayacağı bir perde, delip geçemeyeceği bir engel oluştur. Ya Rabbi!
Allah’ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve Şeytan’ı bir kısım düşmanlarınla meşgul ederek benden alıkoy. Güzel denetiminle beni ondan koru. Haince davranışlarına karşı bana kifayet et. Sırtını bana çevirerek benden uzaklaşmasını sağla; bir daha çevremde ayak izlerine rastlamayım.
Allah’ım! Onun azdırmasına karşın beni takvayla donat. Beni onun helâk yolunu değil, (senin) rüşt yolunu katetmeye muvaffak kıl. Onun kalbime girişini engelle; sahip olduğum şeylerde onun için bir yer ayırma.
Allah’ım! Onun güzel göstermeye çalıştığı batılı bana tanıt. Tanıttıktan sonra da beni ondan koru. Onu nasıl kandırabileceğimi bana öğret. Ona karşı nasıl hazırlıklı olabileceğimi bana ilham et. Beni ona güvenme gafleti uykusundan uyandır. Yardımını esirgemeyerek beni ona karşı muvaffak eyle.
Allah’ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve babamı, annemi, kardeşimi, doğacak çocuklarımı, gelecek deki eşimi, yakınlarımı, akrabalarımı, komşularımı ve tüm mümin erkek ve kadınları Şeytan’a karşı sağlam bir yere, koruyucu bir kaleye ve ulaşılmayacak bir sığınağa al. Onlara, kendilerini ondan koruyacak zırhlar giydir. Onlara, ona karşı etkili olacak silâhlar ver.
Allah’ım! Rububiyetine tanıklık eden, vahdaniyetinde kuşkusu olmayan, ubudiyetin (kulluğun) hakikatiyle Şeytan’a düşmanlık eden ve Rabbanî (İlâhî) ilimleri öğrenmekte ona karşı senden yardım isteyen herkesi bu duamın kapsamına al.
Allah’ım! Onun düğümlediğini çöz; bitiştirip birleştirdiğini yar, ayır; tedbirini boz; azmettiği zaman ona engel ol; sağlamlaştırdığını yık. Onun ordusunu hezimete uğrat; düzenini boz; kalesini yık ve burnunu yere sür.
Allah’ım! Kederden ve üzüntüden, zinadan, acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç yükünden ve insanların kahrından sana sığınırım.
Allah’ım! Fakirlikten, yokluktan ve zilletten sana sığınırım; zulmetmekten ve zulme uğramaktan da sana sığınırım
Allah’ım! Senin iznin ve yardımınla sabahladım ve akşamladım. Yine senin izin ve yardımınla yaşar ve ölürüm. Sonunda dönüş yalnız sanadır.
Ey bağışlaması bol rabbim! Beni bağışla Şüphesiz Sen çok affedicisin. Affetmeyi seversin. Beni affet.
Allah’ım! Senden dinde sebat etmemi istiyorum.Senden doğrulukta kararlı olmak istiyorum. Senden nimetlerine şükretmek ve ibadetlerini en güzel biçimde yapmak istiyorum. Senden doğru söyleyen bir dil, sağlıklı ve sana teslim olan bir kalp istiyorum. Bildiğin her zararlı şeyin şerrinden sana sığmıyorum. Bildiğin her hayırlı şeyi istiyorum. Bildiğin her günah için bağışlamanı diliyorum.
Bütün şeytanlardan ve bütün muzır şeylerden ve her bir isabet edici gözden Allah’ın tam kelimeleriyle Kelâmullah ile, tam, kâmil, şâfî ve fâideli olan kelimeleriyle Allah’a sığınırım.
Allah'ım! Vatanımızı koruyan ve hizmet eden bu heyecan,iman ve vatan sevgisi içinde görevlerini yapmalarını onlara nasib eyle, onlara güç, kuvvet, sabır ve sağlık vererek vatanı güzel koruma azmini nasib eyle. Vücutlarına sıhhat ve afiyet, kalplerine sarsılmaz bir iman,ihsan eyle. Her türlü görünür görünmez kaza ve belalardan felaketlerden afetlerden ,Merhametinle muhafaza et Ya Rabbi!
Allah'ım Kahraman ordumuzu havada karada ve denizde daima Mansur ve muzaffer eyle Ya Rabbi!
Allah'ım! Din ve Vatan uğruna ciğerpare evladını feda eden,’’Ölürsen şehid, kalırsan gazi;haydi yolun açık olsun’’diyerek uğurlayan anne-babaları iki cihanda aziz eyle Ya Rabbi!
Allah'ım! Ezan ile yoğrulan bu yurdu ezansız bırakma Ya Rabbi. Kur’an ile yoğrulan bu yurdu Kur’an-sız bırakma Ya Rabbi. Kur’an-a hizmet ve yardım edenlere sen de yardım et Ya Rabbi. Türk kardeşlerime, İslam’a ve Müslümanlara yardım et! Dinimizi, diyanetimizi, milletimizi, memleketimizi, her türlü tehlikelerden koru. Müslüman kullarının arasındaki fitne ve fesatları kaldır, müslüman kullarına birlik, beraberlik ve dirlik ihsan eyle ya Rabbi!
Yüce dinimize ve aziz vatanımıza göz diken dahili ve harici düşmanlarımıza fırsat vermeyip, onların islahları mümkünse islah eyle, İslahları mümkün değilse KAHHAR ism-i şerifinle kahr u perişan eyle Ya Rabbi !
Şu cennet vatanımın her karış toprağı senin uğrunda canlarını veren, şehit kardeşlerimin kanlarıyla sulanmış, bu vatana sahip çıkmak için tarih boyu canlarımızı vermişler, bugün vatanım tehlikeye girdiğinde 7’den 70’e kadınıyla erkeğiyle canlarımızı feda etmek üzere ebrehenin ordusunun karşısında ebabil kuşlarının attığı taşlar misali hiçbir güç kuvvet yetiremez, silahların tankların önüne başlarını koyan ve ta Türk ve İslam'ın doğuşundan İstiklal savaşı zamanına kadar vatanımız kurtarmaya çalışan başta Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere günümüze kadar tüm şehit, gazi ve mücadele veren kardeşlerimizin ruhlarını şad eyle.
Ya rabb vatanımı düşman çizmeleriyle çiğnetme, beni vatansız bırakma, beni bayraksız bırakma, benim ve ülkemizin hürriyet ve istiklalimize musallat olanlara fırsat verme ya rabbi. beni ve ülkemi hürriyet ve istiklalimizden mahrum bırakma ya rabbi. Minarelerimizde okunan ezanı Muhammedileri dindirme, Ayyıldızlı bayrağımızı gönderlerden indirme ya Rabbim, indirme ya Rabbim, düşmanlarımıza fırsat verme ya Rabbi. özellikle yeryüzünde ebu cehiller, ebu lehepler, ebreheler olduğu gibi firavunlar, Karunlar, nemrutlar olduğu gibi onlar tarihin hiçbir devrinde eksik olmadılar, bugünkü firavunların, bugün ki Karunların, bugünkü ebu cehillerin ebu leheplerin şerrinden muhafaza eyle .
Ya Rabbi . ya Rebbel alemin bedirde, uhutta, Çanakkale'de, kurtulus savaşında, günümüze kadar vatanlarını milletlerini dinlerini inançlarını korumak için savaşan kardeşlerimizi ya rabbi can veren şehitlerimizi okunan Kuranlar hurmetine Yasinler hurmetine, aşırlar hurmetine ruhlarını şad eyle makamlarını cennet eyle, bedir şehitleri ile haşr eyle. Uhut şehitleri ile beraber haşr eyle.
Ya rabbel alemin beni ve tüm iman kardeşlerimi bedirden uhuttan sağ olarak dönen kardeşlerimizle haşr eyle. Burada toplandığımız gibi yarın mahşer gününde peygamberimizin sancağı altında toplanmayı haşru cem eyle. Peygamberim vatan sevgisi imandandır buyuruyor vatan uğruna şehit olan tüm şehitlerimize merhamet eyle.
Beni rahmetinden mahrum bırakma beni her türlü tehlikelerden kötülerden kötü insanların şerrinden iblis kılıklı hainlerden, ebu cehil kılıklıların şerrinden, özellikle hürriyet ve istiklalimden tasallut eden beni ve ülkemi köleleştirmek, diz çöktürmek, emir verildiğinde emirlerini yerine getirtmek isteyenlere ya rabbi fırsat verme, bana ve ülkeme güç ve kuvvet nasip eyle , beni ve ülkemi kendinden başka hiç kimseye muhtaç etme ya rabbi.
Ya rabbel alemin şu güzel cennet vatanımda ayaklarımın bastığı her yerde şehitlerimizin kanları ve kemikleri var.Ve onların kanlarını ve kemiklerini sızlatacak yanlış işler yapmaktan beni muhafaza eyle. O şehit kardeşlerimizin uğrunda şehit oldukları davalarına sahip çıkacak ihlaslı imanlı vatanını ve milletini seven nesiller yetiştirmeyi nasip eyle ya rabbi.. beni kendinden başkasına muhtaç etme. Dualarımı ve okuduğum kuranları kabetüllah, ravzai mutahharada yapılan dualar zümresine dahil eyle.
Bu necip bu asil millete şu cennet vatanımıza hizmet etmek isteyenlere güç ve kuvvet nasip eyle. Onların ömürlerini hayırlı bereketler ihsan eyle. Amellerini ve amellerimi makbul eyle..Onları beddua edenlerin beddularından koru ya rabbi. Onların beddualarını kendi başlarına makus eyle ya rabbi. ya rabbi cehennem ateşlerini onların başlarına makus eyle. Makus eyle ya rabbi. Makus eyle ya rabbi. Onları kahhar ismi şerifin hurmetine kahru perişan eyle ya rabbi.
Yüce huzûrunda boynunu bükmüş, senin için gözlerinden yaşlar boşanan, senin uğrunda bütün varlığını zelîl eden, senin için burnunu topraklara sürten bir kulun sana nasıl duâ ederse, ben de öyle duâ ediyorum!
Salat sana, selam sana, Ey Allah'ın elçisi
Salat sana, selam sana, Ey Allah'ın sevgilisi
Salat sana, selam sana, Ey gelmişin ve geleceğin bir tanesi. Hayırların fethi, şerlerin defi duamın kabulu Rabbim'ın rızası için,
Hastalara acil şifalar için , dertli olanlara deva için, tüm dualarımın kabulü için,
Şehitlerimizin,Gazilerimizin ve Bütün ölmüşlerimin ve Sevgili Peygamberim'in (s.a.v) ruhu için, Allah Teala’nın rızası için
Âmin. Amin.
Allahümme bi cahi nebiyyikel Mustafa. Ve Rasülikel Murtaza. Tahhir kulubena min külli vasfin yübaidüna an müşahadetike ve mehabbetik. Ve emitna alessünneti vel-cemaati veşşevki ila likaike ya zel-celali vel-ikram. Subhane Rabbike Rabbil izzeti amma yesifun Ve selamün alelmürselin.
Bi-hurmeti Taha ve Yasin, Velhamdülillahi Rabbil Alemin.
El- Fatiha...
Hz. Harun (as) peygamberin hayatı
Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi yerde adı geçmekle birlikte hayatı ve faaliyetiyle ilgili fazla bilgi bulunmayan Hz.Hârûn umumiyetle Hz. Mûsâ ile beraber zikredilmektedir. Hz.Hârûn Tevrat’ta da fazla yer almamakta ve Hz. Mûsâ’nın yanında ikinci planda kalmaktadır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Miraç'a çıktığı zaman 5.semada Hz. Harun(a.s) peygamber ile selamlaşmıştır.
Tevrat’taki bilgilere göre Levi ailesinden Amram ile Yokebed’in oğlu olan Hârûn Hz. Mûsâ’nın erkek kardeşidir. Mûsâ’dan üç yaş büyük, kız kardeşi Miryam’dan (Meryem) küçüktür (Çıkış, 6/20; 7/7). Mısır’da İsrâiloğulları’na baskı uygulayan Firavun (muhtemelen II. Ramses’in babası I. Seti) zamanında ve İsrâiloğulları’nın erkek çocuklarının öldürülmesi emrinden önce dünyaya gelmiştir (DB, I/1, 2). Tevrat’ta hayatının ilk dönemleriyle ilgili bilgi yoktur. Elişeba ile evlenmiş; Nadab, Abihu, Eleazar ve İtamar adında dört oğlu olmuştur (Çıkış, 6/23; Sayılar, 3/2). Hz. Mûsâ’nın Medyen’deki ikameti döneminde Hârûn Mısır’da kalmıştır.
Hz. Mûsâ, Medyen dönüşü Horeb dağında Tanrı’nın ilk vahyine muhatap olarak İsrâiloğulları’nı Mısır’dan çıkarmak için Firavun’un yanına gitme emrini alınca, “ağzı ve dili ağır bir kişi” olduğunu söyleyerek görevi yerine getiremeyeceğinden kaygılandığını belirtir. Bunun üzerine Rab, “Senin kardeşin Levili Hârûn yok mu? Bilirim ki o iyi söyler... ve vâki olacak ki o senin için ağız olacak ve sen onun için Allah gibi olacaksın...” der (Çıkış, 4/14-16). Böylece Hârûn, gerek İsrâiloğulları’na gerekse Firavun’a karşı (Çıkış, 7/1-2) Mûsâ’nın sözcüsü olarak görevlendirilir. Daha sonra Tanrı Hârûn’a Mûsâ’yı karşılamak için çöle gitmesini emreder. “Allah’ın dağı”na giden Hârûn Mûsâ ile karşılaşıp kucaklaşır (Çıkış, 4/27). Beraberce Mısır’a dönerek İsrâiloğulları’nın yaşlılarını toplarlar. Hârûn, Rabb’in Mûsâ’ya söylemiş olduğu bütün sözleri onlara duyurur, ayrıca kavmin gözleri önünde mûcizeler gösterir. Bunun üzerine kavim onların Tanrı tarafından gönderildiğine ikna olur (Çıkış, 4/29-31). Rab Mûsâ’ya, “Seni Firavun’a Allah gibi yaptım ve kardeşin Hârûn senin peygamberin olacak; sana emrettiğim bütün şeyleri kardeşin Hârûn Firavun’a söyleyecek” diyerek her ikisini Firavun’a gönderir (Çıkış, 7/1-2). Mûsâ ile Hârûn birlikte Firavun’a giderek İsrâiloğulları’nı serbest bırakmasını isterler, fakat Firavun kabul etmez. Onunla görüştüklerinde Hârûn seksen üç yaşındadır (Çıkış, 7/7). Firavun onlardan bir mûcize göstermelerini isteyince Hârûn asâsını yere atar ve asâ yılan olup sihirbazların yılanlarını yutar (Çıkış, 7/8-13). İsrâiloğulları’nın salıverilmemesi üzerine Firavun ve Mısır halkına Tanrı tarafından on musibet gönderilir. Bu musibetlerden bazılarında Hârûn da rol alır. Meselâ Firavun’la mücadele esnasında Hârûn asâsını ırmağın sularına vurur ve sular kana dönüşür (Çıkış, 7/19-20); asâsını uzatır ve Mısır diyarı kurbağalarla dolar (Çıkış, 8/1-7). Başka bir zamanda da Hârûn’un asâsı ile gerçekleştirdiği bir mûcize üzerine Mısır diyarını tatarcık sineği istilâ eder (Çıkış, 8/16-17).
Tevrat’ta çeşitli mûcizelere vesile olan asâ bazan Mûsâ’ya, bazan da Hârûn’a nisbet edilmiştir. Bazı yerde de Mûsâ’nın asâsını Hârûn kullanmaktadır. Yılana dönüşen asânın Mûsâ’ya ait olduğu belirtilmiş (Çıkış, 4/2-4), fakat Firavun’un huzurunda yılana dönüşen asâ Hârûn’a nisbet edilmiştir (bk. ASÂ).
Mısır halkının başına gelen musibetlerden sonra Tevrat’ta Hârûn’dan pek söz edilmez. Kızıldeniz’i geçerek Sînâ çölüne ulaştıktan sonra açlık baş gösterince İsrâiloğulları Mûsâ’ya ve Hârûn’a karşı söylenmeye başlarlar. Mûsâ ve Hârûn, Rabb’in onlara bıldırcın eti ve ekmek vereceğini müjdeler ve Mûsâ’nın emri üzerine Hârûn kavimle konuşur (Çıkış, 16/2-10). İsrâil’in Amalek’e (Amâlika) karşı verdiği savaş sırasında Hz. Mûsâ mûcizeli asâsını yukarı kaldırdığında İsrâil üstünlük sağlarken yorulup aşağı indirdiğinde Amalek baskın geliyordu. Bu olayda Hârûn ile Hur, Mûsâ’nın ellerini yukarıda tutmasına yardımcı olmak suretiyle İsrâil lehine mûcizenin devamını sağlamışlardır (Çıkış, 17/12). Yine Tevrat’ta anlatıldığına göre Hz. Mûsâ Sina’da ilâhî vahyi aldıktan sonra Allah, İsrâil’in yaşlılarından yetmiş kişiyle birlikte Hârûn ile iki oğlu Nadab ve Abihu’yu da çağırmış ve bunlar “İsrâil’in Allahı”nı görmüşlerdir (Çıkış, 24/1-11). Hz. Mûsâ, Allah ile görüşmek üzere dağa çıktığında yerine Hârûn ve Hur’u bırakmış (Çıkış, 24/14), fakat dönüşü gecikince kavmi Hârûn’a gelerek kendileri için bir ilâh yapmasını istemişler, Hârûn da ziynet eşyasından dökme bir buzağı heykeli yapmıştır (Çıkış, 32/2-6). Bu sebeple Rab Hârûn’a çok öfkelenmiş ve onu helâk etmek istemişse de Mûsâ’nın yalvarması üzerine bundan vazgeçmiştir (Tesniye, 9/20). Ancak İsrâiloğulları’nın altın buzağı yapıp ona tapmaları konusunda Hârûn’un rolüyle ilgili Tevrat kıssasında çelişkiler vardır. Çıkış’a bakılırsa (32/21, 25, 35) buzağı yapımında esas rol Hârûn’undur. Başka yerlerde ise buzağı yapımını talep eden ve Hârûn’u bu iş için tehdit edenin (Çıkış, 32/1), ayrıca buzağıyı tanrı kabul edenin (Çıkış, 32/4) halk olduğu belirtilmektedir. Öte yandan Hagada’da Hârûn buzağıyı yapma suçundan aklanmaya çalışılmaktadır. Hagada’ya göre Hârûn insanlar arasındaki anlaşmazlığı barışla çözme yanlısıdır. Buzağı hadisesinde de onun bu duygusu hâkim olmuştur. Esasen Hârûn da Mûsâ gibi buzağıya tapanları şiddetle cezalandırabilirdi, fakat iyi kalpliliği sebebiyle onları affetmiştir. Diğer bir yoruma göre ise Hârûn’un buzağı konusunda bu şekilde davranmasının sebebi Hur’un başına gelenlerin kendi başına gelmesinden korkmasıdır. Zira Midraş’a göre Hur karşı çıktığı halkı tarafından öldürülmüştür (EJd., II, 7).
Sînâ’dan hareket edildikten sonra Hz. Hârûn ile kız kardeşi Miryam, Habeşli bir kadın aldığı için Hz. Mûsâ’ya karşı çıkmaları yüzünden Rabb’in öfkesine sebep olmuşlardır (Sayılar, 12/1-12). Çöl hayatı boyunca Hârûn her zaman Mûsâ’nın yanındadır. Rabb’in emrine karşı gelen İsrâiloğulları arz-ı mev‘ûda girmek istemezler ve Mûsâ ile Hârûn’a isyan edip liderliklerine itiraz ederler (Sayılar, 14/4-5). Korah’ın (Kārûn) ve diğerlerinin isyanı sadece Mûsâ’ya değil Hârûn’a da yöneliktir. Kâhinlik görevinin meşruluğunu ispat etmek için Hârûn’un asâsı tomurcuklanıp çiçek açar (Sayılar, 17/8). İsrâiloğulları, çöldeki yolculuklarının sonuna doğru ikinci defa Kadeş’te konakladıklarında susuzluk sebebiyle baş kaldırınca Rab, Mûsâ ve Hârûn’a asâ ile kayaya vurmalarını söylemiş, kayadan su fışkırmıştır (Sayılar, 20/2-11). Fakat bu arada davranışları ve sözleriyle Rabb’e karşı suç işleyen İsrâiloğulları’nın arz-ı mev‘ûda girmeleri yasaklanmıştır (Sayılar, 20/12). Kadeş’ten göç eden kavim Hor dağına geldiğinde Rab Mûsâ’ya Hârûn’un ecelinin geldiğini ve ölen atalarına katılacağını bildirerek onu ve oğlu Eleazar’ı Hor dağına götürmesini istemiş, Mûsâ da Rabb’in emri doğrultusunda Hârûn’un elbisesini çıkararak Eleazar’a giydirmiş ve Hârûn Hor dağının tepesinde ölmüştür (Sayılar, 20/7-29; 33/38; Tesniye, 32/50). Tevrat’ın bir başka yerinde Hz. Hârûn’un Mosera’da öldüğü belirtilmektedir (Tesniye, 10/6). Vefat ettiğinde onun 123 yaşında olduğu zikredilir (Sayılar, 33/39).
Hor dağının veya Mosera’nın nerede bulunduğu tartışmalıdır. G. L. Robinson, Hor ile Moserah’ı (Jebel Madra) aynı dağ kabul eder ve bunun Kadeş ile Arabah arasındaki güzergâh üzerinde bulunduğunu söyler. F. M. Abel, “vâdî Hârûniyye” adına dayanarak Hor dağını Aynülkudeyrât’ın (Kadeş Barnea) 17 km. kuzeybatısına yerleştirmiştir. Hor dağının Kadeş Barnea’daki tepeler veya Kadeş yakınındaki İmâretü’l-Hureysa dağı olduğu da rivayet edilmektedir. Yaygın geleneğe göre ise Hor dağı, Petra’nın batısında Cebelihârûn denilen 1400 m. yüksekliğindeki dağdır (EJd., VIII, 971-972). Hz. Hârûn’un kabrinin nerede bulunduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte bu dağın en yüksek tepesinde onun kabri olduğuna inanılan bir yapı vardır (DB, I/1, s. 8).
Yahudi kutsal kitabında, Hz. Mûsâ’nın kardeşi ve arkadaşı olup onunla birlikte İsrâiloğulları’nı Mısır’dan çıkaran ve onlara liderlik yapan Hârûn ayrıca kâhinler sınıfının atası ve başkâhin olarak da gösterilir. Ahd-i Atîk’in bazı bölümlerinde (I. Samuel, 12/68; Mika, 6/4) Hârûn’dan, Mûsâ ile birlikte İsrâiloğulları’nı Mısır’dan çıkaran lider olarak bahsedilmekte, kâhinliğine hiç temas edilmemektedir. Tevrat ve Yeşu’da ise Hz. Mûsâ ile liderliği paylaşan Hârûn’un yanında tamamıyla farklı bir Hârûn daha ortaya çıkmaktadır ki bu ikincisi her ne kadar Mûsâ’nın kardeşi ise de sadece kâhindir ve kâhin ailesinin atasıdır. Tevrat’ın Levililer bölümünün bütünü, ayrıca Çıkış (25-31; 35-40) ve Sayılar (1-10/25; 15-19; 25-35) bölümünün büyük kısmı kâhin olan Hârûn’a ve onun görevlerine tahsis edilmiştir. Tevrat’ta Hârûn’un kâhinliğini ön plana çıkaran bölümler Ruhban metnine ait olduğu gibi, iki farklı Hârûn’a işaret eden veya iki Hârûn’un birlikte bulunduğu bölümlerde de Ruhban metninin tesiri açıktır (IDB Suppl., s. 1). Ruhban metnine ait olmayan ve peygamberlere nisbet edilen metinlerde Mûsâ gibi Hârûn’a da nâdiren işaret edilmekte ve buralarda onun liderliği üzerinde durulmakta, fakat kâhinliğinden söz edilmemektedir. Ahd-i Atîk’in I ve II. Krallar bölümlerinde ise Hârûn ve Hârûn oğullarına dair hiçbir bilgi mevcut değildir.
Hz. Hârûn’u kâhinler sınıfının atası olarak gösteren metinlere göre bizzat Rab Yahve, Sînâ’da Mûsâ’ya Hârûn’un liderliğinde kâhinlik müessesesini tesis etmesini (Çıkış, 28/1-2), Hârûn için elbiseler hazırlamasını emreder (Çıkış, 28; Levililer, 8/7-9). Mûsâ da Hârûn ve oğullarına göğüslük, entari, nakışlı gömlek, sarık ve kuşak gibi mukaddes giysiler hazırlar. Hârûn ve oğullarını toplanma çadırının kapısına getirip su ile yıkar, mukaddes giysileri giydirir ve mesheder (Çıkış, 29; 40/12-15). Bu seremoni ile kâhin olan Hârûn’a görevleriyle ilgili tâlimatlar bizzat Tanrı tarafından verilmiştir (Sayılar, 18). Hârûn’un kendisi başkâhin ve kâhinliğin kurucusu olduğu gibi zürriyeti de kâhindir (Sayılar, 3-4; 18). Kendisinin ve zürriyetinin kâhinliği dâimî statüdedir (Çıkış, 29/9; Siracide, 45/6-22). Dört oğlu da bizzat onun tarafından takdis edilmiştir (Çıkış, 6/23, 28-29; Sayılar, 3/2-3; I. Tarihler, 24/1). Hârûn aynı zamanda Levili’dir; Levi sıbtı ona bağlı ve onun hizmetindedir (Sayılar, 18/2-7). Takdis edilmek suretiyle kutsiyetin en üst derecesine yükselen Hârûn, en önemli kutsal işleri yapmaya yetkili olup bu görevlerinin başında kurban takdimi gelmektedir. Kurbanları o kesmekte, iç yağlarını da yine o yakmaktadır (Levililer, 9/8, 12, 15, 18). Toplanma çadırı ve ahid sandığıyla ilgili görevler onun uhdesindedir (Sayılar, 4). Halkı takdis etmek Hârûn ve oğullarının işidir (Sayılar, 6/22-27). Cüzzamlıları iyileştirmek veya onlar hakkında hüküm vermek de onun görevleri arasındadır (Levililer, 13/1-59). Hârûn ve oğulları mukaddesle bayağıyı ayırmak ve Tanrı’nın kanunlarını halka öğretmekle de görevlidirler (Levililer, 10/10-11).
Tamamen kâhin kimliğiyle ortaya konan bu ikinci Hârûn’un ilk iki oğlu Nadab ve Abihu’nun kâhinlikleri kaldırıldığı için bu görev diğer iki oğlu İtamar ve Eleazar tarafından sürdürülmüştür (Levililer, 7/1-7). Asıl kol ise Eleazar’ın soyudur (Sayılar, 25/7-13; I. Tarihler, 6/1-15; 24/4). Hârûn Hor dağında vefat ettiğinde Mûsâ onun yerine Eleazar’ı getirmiştir (Sayılar, 20/23-28; 33/37-39; Tesniye, 10/6). Kâhin Ezrâ’nın soyu Hârûn’a dayanmaktadır (Ezrâ, 7/1-5).
İlk geleneklerde ruhban sınıfına ait bir şahsiyet olarak gözükmeyen Hârûn’un nasıl olup da ruhban sınıfının lideri olduğu kesin şekilde bilinmemekle beraber (DBS, X, 1249) onun bu yönünün, kâhinliğin önem kazandığı ve Ruhban metninin yazıldığı Bâbil esareti sonrası dönemde ortaya çıktığı anlaşılmaktadır (IDB Suppl., s. 1-2).
Hz. Hârûn Hıristiyanlık’ta Mesîh’in bir örneği olarak kabul edilir. O kurban takdim etmekte, Tanrı ile insanlar arasında aracılık ve Kudsü’l-akdes’te dinî görev yapmaktadır. Bu bakımdan Mesîh’e benzemekle birlikte aralarında bazı farklar da vardır. Meselâ Hârûn’un uyguladığı şeriatta hayvan kurban edildiği halde Îsâ Mesîh kanlı kurbanı teşvik etmemiş, en mükemmel kurban olarak kendini takdim etmiştir. Hârûn Eski Ahid’in başkâhini, Îsâ ise Yeni Ahid’in başkâhinidir (İbrânîler’e Mektup, 5/2-5; 7/11-12; 8).
Kur’ân-ı Kerîm’de Hârûn’a vahiy geldiği, hidayete erdirildiği (en-Nisâ 4/163; el-En‘âm 6/84), lutufta bulunulduğu (es-Sâffât 37/114), güzel konuştuğu (el-Kasas 28/34), Mûsâ ile beraber ona da furkan verildiği (el-Enbiyâ 21/48) belirtilmektedir. Hz. Mûsâ, Firavun’a gitmekle görevlendirilince kardeşi Hârûn’un kendisine yardımcı olarak verilmesini, görevine onun da ortak edilmesini Allah’tan istemiş, bu isteği kabul edilerek ona peygamberlik verilmiştir (Tâhâ 20/29-36; el-Furkān 25/35; Meryem 19/53). Daha sonra Hz. Mûsâ ile birlikte âyetler ve gerçek bir delille Firavun’a gönderilmiş (Yûnus 10/75; el-Mü’minûn 23/45), Firavun’un sihirbazları mağlûp olunca Mûsâ ve Hârûn’un rabbine inandıklarını açıklamışlardır (el-A‘râf 7/121-122; Tâhâ 20/70; eş-Şuarâ 26/48). İsrâiloğulları Mısır’dan çıktıktan sonra Hz. Mûsâ, ilâhî vaad gereği kırk günlük bir süre için Sînâ’ya giderken, “Yerime geç, ıslah et, bozguncuların yoluna uyma” diyerek kendi yerine Hârûn’u vekil bırakmıştır (el-A‘râf 7/142). Mûsâ Tûr’da iken kavminin, Sâmirî’nin iğvâsıyla (Tâhâ 20/85) buzağı heykeli yapıp ona tapmaya başlaması üzerine Hârûn Tevrat’ta kaydedildiğinin aksine, “Ey kavmim! Andolsun siz bununla fitneye düşürüldünüz. Rabbiniz çok esirgeyendir, siz bana uyun, emrime itaat edin” diyerek onları uyarmış (Tâhâ 20/90), fakat sözünü dinletememiştir.
Hz. Mûsâ, Tûr dönüşü kavminin buzağıya taptığını görünce Hârûn’a, “Ey Hârûn, onların saptıklarını gördüğün zaman sana ne engel oldu? Neden bana uymadın? Emrime karşı mı geldin?” demiş, saçından sakalından tutarak onu çekip sarsmış, bunun üzerine Hârûn, “Ey anamın oğlu, saçımı başımı tutma! Ben senin, İsrâiloğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın diyeceğinden korktum” diyerek gerekçesini açıklamış (Tâhâ 20/92-94), daha sonra Hz. Mûsâ Sâmirî’ye kızarak onu kovmuştur (Tâhâ 20/95-98). Diğer bir âyette de (es-Sâffât 37/120) Mûsâ ve Hârûn’un hep hayırla yâdedilecekleri belirtilmektedir.
Hz. Hârûn’un vefatıyla ilgili olarak İslâmî kaynaklarda çeşitli rivayetler vardır. Bunlara göre Allah Hz. Mûsâ’ya, “Hârûn’un ruhunu kabzedeceğim, onu şu dağa getir” diye vahyeder. Bunun üzerine Mûsâ ile Hârûn o dağa giderler. Dağa vardıklarında orada benzeri görülmemiş bir ağaçla bir ev ve üzerinde yataklar bulunan bir sedir bulurlar. Hârûn burada yatmak istediğini söyleyince Hz. Mûsâ “yat ve uyu” der. Hârûn’un isteği üzerine kendisi de yatar, ardından Hârûn’un ruhu kabzedilince ev ve yatak semaya yükseltilir. Hz. Mûsâ İsrâiloğulları’nın yanına döndüğünde kavmi Hârûn’u göremeyince onu Mûsâ’nın öldürdüğünü iddia ederler. Fakat Mûsâ’nın iki rek‘at namaz kılıp Allah’a dua etmesi üzerine Hârûn’un üzerinde vefat ettiği yatak semadan iner ve böylece İsrâiloğulları gerçeği görüp kabul ederler (Sa‘lebî, s. 187-188). Başka bir rivayete göre ise kavminin ithamı üzerine Hz. Mûsâ onları Hârûn’un kabrine götürür ve Hârûn’a seslenir. Hârûn başından toprakları silkeleyerek kabrinden kalkar. Hz. Mûsâ’nın, “Seni ben mi öldürdüm?” sorusuna “hayır” cevabını verince Mûsâ ona, “Yatağına geri dön” der, Hârûn da tekrar ölüm uykusuna yatar (Taberî, I, 434).
Agartha: Yeraltında Gizemli Dünya mı var ?
- Kayıp Dünya teorisini anlamak için Agartha ve Shamballa'yı bilmek gerekiyor. Efsaneye göre; çok eski zamanlarda uzaysal kökenli üstün bir ırk, Himalaya Dağları'nın altında yer alan sonsuz mağaralar ülkesine yerleştiler. Bu uzaylı ırkın insanları, daha sonra ikiye ayrıldılar. Agartha sağ el, iyilik, dürüstlük yolunu; Shamballa ise sol el, yani karanlık yolu simgeler. Agartha dünya toplumlarından uzak kalmayı tercih ederken, Shamballa dünyayı ele geçirmek ister. Budizm, bu efsaneyi kabul etmiştir.
- Yeraltı ülkesinin giriş yolu Kuzey ve Güney Kutbu'nda olduğuna inanılan (ve uydu fotoğraflarıyla kanıtlanan) büyük deliklerdir. Ayrıca dünyanın birçok noktasında bulunan tüneller ile bu dünyaya ulaşılabilir. Tibet’in başkenti Lhasa’nın İç Dünya’ya bir tünel ile bağlandığını iddia edilir Bu tünelin girişi, sırrı saklamak için yemin eden Lamalar ya da Tapınak Şövalyeleri tarafından korunur. Benzer bir tünelin Giza’daki Büyük Piramit’in tabanındaki gizli odaları Agartha’ya bağladığına inanılır. Ülkemizde Nevşehir, Niğde, Göreme gibi bölgelerdeki mağaralar ve tüneller ağının bu teoriyi desteklediği düşünülmektedir.Antik Yunan mitolojisinde Hyperborea olarak geçen bu ülke, Kuzey Trakya'da bulunan hayali bir bölgededir. Burada her şey mükemmeldir, günde 24 saat güneş parlar. Bu Güneş, bizim Güneş'imiz değil, Dünya'nın içindeki bir Güneş'tir. İç Dünya’ya Mısır, Tibet, Yucatan, Bermuda Üçgeni, Rusya ve Afrika’dan girişler vardır.Yerli Amerikalı insanlar arasında Navajo efsaneleri, insanın atalarının Dünya’nın altından geldiğini öğretir. Kadim insanların doğaüstü güçleri vardı, ama büyük bir tufan tarafından büyük mağaralardan dışarı sürüldüler. Yüzeye çıktıklarında, kendi büyük tapınaklarını bir kez daha aramadan önce, büyük bilgilerini insan ırkına aktardılar. Pueblo Yerlilerinin mitolojisi de kendi tanrılarının kaynağını da iç dünyaya yerleştirir. İç Dünya Kuzey’deki bir delik ile yüzeydeki insanlara bağlanıyordu.Çin, Mısır ve Eskimo yazıları Kuzey’deki büyük bir açıklıktan ve Dünya’nın kabuğunun altında yaşayan insan ırkından bahseder. Yazılar, onların atalarının Dünya’nın içindeki cennet topraklardan geldiğini söyler.Budist gelenek Agartha’nın, binlerce yıl önce kutsal bir adam kabileyi yerin altında ortadan kaybettiğinde ilk kez kolonileştiğini ifade eder. Yeraltı krallığının şu andaki nüfusunun milyonlarca olduğuna inanılır ve insanların Dünya’nın yüzeyinde bulunan bilimlerden çok daha üstün bir bilime sahip olduğu inanılır, bunların arasında yeraltı tünellerinde muazzam hızlarla işleyen arabalar da var.Azteklerin ve Tolteklerin büyük avatarı kadim Quetzalcoatl efsanelerinde, onun sekiz gün boyunca bir uçan dairede gözden kaybolduğu ve yeraltı dünyasını ziyaret ettiği anlatılır.
- İslâm'da Kehf (yeraltı mağaralar şebekesi) inancı vardır. Kuran-ı Kerim'de Ye’cüc-Me’cüc, Tevrat ve İncil’de Gog, insana benzeyen yeraltı ırklarıdır. Özellikle Himalaya dağları altındaki geniş, çok büyük mağara-galerilerde yaşadıklarına inanılır.
- Binlerce yıllık Kayıp Dünya teorisini doğrulayan tek isim, 1947 yılında yaptığı Kuzey Kutbu seyahatinde burayı gördüğünü iddia eden Amiral Richard Byrd oldu. Yaşadıklarını da günlüğüne detaylı bir şekilde kaydetti.Amiral Byrd 19 Şubat 1947 günü Kuzey Kutbu'na bir uçuş yapmak üzere bir telsizci ile birlikte görev aldı. 7000 metre yüksekliğe çıktığında her şey yolundaydı. Ancak karşılaştığı bir türbülans sonucunda 1000 metreye kadar inmeye karar verdi. Hemen altında dümdüz uzanan bir buz alanı vardı. İnanılmaz bir manzara ile karşılaşmıştı. Kar yağıyordu ve gökyüzü kırmızıdan mora kadar tüm renklere bürünmüştü. Kısa bir uçuştan sonra dağlık bir bölgeye geldi. Yarım saat kadar sıra dağlar üzerinde uçtu. 8900 metreye çıkmıştı. Ancak bu dağları tanımlayamıyordu, haritada yer almamışlardı. Sonra birden dağların arasında ve tam ortada akan nehri gördü. Buz ve kar olması gereken yerde yeşil ormanlar göze çarpıyordu.Amiral Byrd 4000 metreye kadar indiğinde altında tamamen yeşil bir alan vardı. Işık farklıydı ve güneşi göremiyordu. Biraz daha aşağıda ise, garip hayvanlar gördü. İlk anda fil sandığı hayvanlara dikkat ettiğinde bunların inanılmaz bir şekilde mamut olduğunu fark etti. Gördüklerini üsle paylaşmak istediğinde ise çaresiz kaldı... Çünkü artık telsiz bağlantısı kuramıyordu. Dışarıdaki sıcaklık 23 dereceydi. Amiral daha ileride yer alan kent benzeri bir yere yaklaşıyordu. Uçak hafifledi, tüy gibi dalgalanarak uçuyordu. Uçak adeta bilinmeyen bir güç tarafından kontrol altına alınmıştı. Bu ağır uçuş sırasında Amiral karşıdan kendisine doğru yaklaşmakta olan bir başka uçan cismi gördü. Bu disk biçiminde parlak bir nesneydi. Ve uçan cismin üzerinde bir gamalı haç işareti vardı.Telsizden kendisine hitap eden bir ses duydu. İsveç ya da Alman aksanıyla konuşan biri, İngilizce olarak şöyle diyordu: 'Bölgemize hoş geldiniz Amiral. Sizi 7 dakika içinde indireceğiz. Güvenli ellerdesiniz, rahat olun.' Uçağın motorları durdu ve sanki garip bir gücün etkisi altındaymış gibi uçak kendi çevresinde dönüyordu. İniş başladığında Amiral kendisini görünmeyen dev bir asansörün içindeymiş gibi hissetti. Uçak şiddetle titriyordu. Kısa bir süre sonra hafifçe yere temas etti. Amiral büyük heyecan içinde kendisini karşılamaya gelen çok uzun boylu sarışın insanları gördü. Uzakta büyük parlak binaların olduğu kent vardı. Amiral ve yanındaki mürettebat, bu garip yerin ev sahipleri tarafından son derece kibar ve dostça tavırlarla karşılandılar.Şehre girmek için önce tekerlekleri olmayan düz bir platforma çıktılar ve hızla parlak şehre doğru hareket ettiler. Binalar,sanki kristalden yapılmış gibiydi. Amiral gördüklerini ancak öncü mimari eserler ya da bilim kurgu filmleriyle kıyaslayabiliyordu. Kendilerine ikram edilen içecekleri bitirdikten sonra Amiral Byrd, iki hostes tarafından bir başka mekana götürüldü. Kısa bir yürüyüş ve yer altına inen asansör yolculuğundan sonra kendisini uzun bir koridorda buldu. Duvarların içinden gelen gül kurusu renkli ışık her yeri eşit derecede aydınlatıyordu. Bir kapının önünde durdular. Üzerinde anlayamadığı bir yazı olan kapı sessizce açıldı. Hosteslerden biri Amiral'e endişelenmemesini ve Üstad'ın huzuruna çıkacağını söyledi.'İçeri giriyorum, çarpıcı renkler görüyorum, oda büyüleyici ve çok etkileyici. Karşımda çok güzel bir insan var, gördüklerimi anlatamıyorum, bildiğim sözcükler buna yeterli değil. İnsan gibi ama çok daha ötesinde, huzur ve mutluluk yayıyor. Düşüncelerim kesiliyor, melodik ve sıcak bir sesle konuşuyor; 'Yerimize hoş geldiniz Amiral. O, bir erkek, yüzünde çok uzun yılların izleri var, uzun bir masada oturuyor sonra kalkıp, bana oturmam için gösteriyor. Oturuyoruz, bana bakıp gülümsüyor ve yine o yumuşak ve melodik sesle konuşuyor; 'Sizin buraya girmenize izin verdik çünkü siz dünyanın yüzeyinde tanınan asil birisiniz.' Dünyanın yüzeyi mi? diyor ve soluğumu tutuyorum. Gülümsüyor ve; 'Evet, şu anda İç Dünya´nın Arianni bölgesindesiniz. Sizi görevinizden fazla alıkoymayacağım, güvenle yüzeye geri döneceksiniz. Ama şimdi Amiral, sizi neden buraya çağırdığımızı söyleyeceğim. Irkınızın Japonya´da Hiroshima ve Nagasaki´de patlattığı ilk atom bombalarıyla çok ilgiliyiz. Bu nedenle alarma geçtik ve uçan araçlarımızı yolladık, biz bunlara ´Flugelrad´ diyoruz. Sizi gözlüyorlar ve ırkınızın yüzeyde ne yaptığını araştırıyorlar. Bütün bunlar geçmişte kaldı Amiral ama biz devam etmek zorundayız. Irkınızın savaşlarına ve barbarlığına daha önce hiç karışmadık ama şimdi durum farklı. İnsanlık için uygun olmayan doğal bir gücü yani atomik enerjiyi öğrendiniz. Özel görevlilerimiz dünyanızdaki güçlere mesajlar veriyorlar ama henüz bir tepki vermediler. Şimdi sizi dünyamızın varlığını gören bir tanık olarak seçtik. Irkınızdan binlerce yıl daha eski olan kültürümüzü, bilimimizi göreceksiniz Amiral.'Sözünü kesiyor ve benimle ne yapacaklarını soruyorum. Üstad delici bakışlarıyla sanki düşüncelerimi okuyor ve bir zaman sonra cevap veriyor; 'Irkınız şu anda dönüşü olmayan noktaya ulaştı. Aranızda ellerindeki gücü bırakmaktansa, dünyayı yok etmeyi göze alacak olanlar var.' Başımı sallıyorum ve devam ediyor; '1945´de ve sonrasında ırkınızla ilişki kurmaya çalıştık ama düşmanca davranıldı, Flugelrad´larımıza ateş açılıp, düşürüldüler. Savaş uçaklarınız, kötü amaçlarla düşmanca davranarak bizimkileri kovaladılar. Şimdi sana şunu söylüyorum oğlum; dünyanızda çok büyük bir kötülük fırtınası oluşmakta, kara bir öfke ve şiddet yıllardır hiç eksilmeden, artarak birikiyor.Silahlanmanızın bir anlamı yok, biliminizde güvenli bir yer yok. Kültürünüzde açan her çiçek, öfke ve hiddetle ezilip, yok ediliyor, tüm insan canlılar derin bir kaosun içine düştüler. Yaşadığınız son savaş daha sonra ırkınızın başına geleceklerin sadece bir başlangıcı. Biz burada her geçen saat durumu daha açık görüyoruz. Söylediklerimde bir yanlış var mı?' Hayır, bu eskiden de oldu, karanlık çağlar geldi ama beş yüz yıl önce sona erdi, diyorum. Üstad devam ediyor; 'Evet, oğlum. Karanlık çağlar asıl şimdi ırkınızın üzerine geliyor, karanlık dünyayı bir örtü gibi örtecek ama inanıyorum ki ırkınızdan bazıları yaşamayı başaracaklar ama buna daha zaman var, fazlası söylenmemeli.Çok uzaklarda ırkınızın yıkıntıları arasından yeni bir dünya doğacak, kayıp efsanevi hazineleri arayacaklar ve oğlum bizim korumamızda güvenlikte olacaklar. Zamanı geldiğinde biz ırkınıza ve kültürünüze yardım edeceğiz, belki savaşın ve çekişmelerin boş yere olduğunu bir gün öğreneceksiniz, ancak bundan sonra ırkınız tekrar kültürü ve bilimi elde edebilecek. Şimdi oğlum, bu mesajla beraber yüzeye dönebilirsin.' Amiral, dönüşte Pentagon'daki bir toplantıda bildiklerini anlattı. Söyledikleri kayda alınsa bile kendisine bildiklerini saklaması söylendi.
- 1818'de yüzlerce önemli insana bir mektup gitti. 'Bütün dünyaya: Yeryüzünün içi boş ve yaşanılır durumda olduğunu beyan ediyorum. İçice konulmuş bir çok katı küreden meydana gelip kutuplarda bir girişi vardır. Bu söylediklerimin gerçek olduğunu ispat etmeye hazırım. Dünya bana yardım ederse yeryüzünün içini keşfedeceğim.'Cleves Symnes,Eski piyade yüzbaşısı - Ohio.Cleves Symnes belki de tüm yaşamını bu teoriyi kanıtlamaya adamıştı. Ona göre dünya iç içe geçmiş beş küreden meydana geliyordu. Yani beş ayrı dünya vardı. Bu dünyalarda yaşayanlar; hem tünelleri kullanarak diğer katlara geçebilirler, hem de kutuplarda yer alan çıkış kapılarını kullanarak iç dünyalardan dış dünyaya çıkabilirlerdi. Bu keşif o zamanlar kimsenin dikkatini çekmedi.1870 yılında yine bir Amerikalı, Cyrus Read Teed aynı teoriden yola çıkarak bir örgüt kurdu, bir dergi yayımladı ve çevresinde kendisine inanan binlerce kişi toplamayı başardı. Aradan geçen zaman içinde, yeraltı dünyası görüşü sadece gizemciler ve gizli örgütler değil, politikacılar tarafından da benimsendi. Bunların başında da Adolf Hitler geliyordu.Almanların dünya dışından gelen beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü üstün bir ırktan geldiğine inanılıyordu. Nazi Partisi'nin sembolü olan gamalı Haç (Svastika) da binlerce yıldır tüm dünyada Kayıp Dünya'yı anlatmak için kullanılan evrensel bir semboldür. Hitler döneminde birçok Nazi subayının Agartha'nın girişini bulmak üzere Tibet'i ziyaret ettiği de biliniyor. Bu anlamda Amiral Byrd'in Nazi Almanyası devri sona erdikten sadece iki yıl sonra yaşadığı bu tecrübe manidar.
- Günümüzde yeraltı ülkelerine ulaşmak için çalışmalar yapılmaya devam ediyor. Mısır'da piramitlerin altındaki tünellerin uzun süredir araştırıldığı bilinmektedir. New York Central Park'ın altında ve Afganistan'da da yeni karmaşık tüneller bulunduğu söyleniyor.Dünya'nın yapısı da tekrar ele alınıyor. Örneğin yapılan coğrafi deneylerde 10 km derinliğe ulaşıldığında sıcaklığın artması beklenirken, aniden ısının düştüğü gözlemlenmiştir. Bunun dışında 7 km' den fazla derinde fosil mikro organizmalara rastlanmıştır ki bu, bugüne kadar Dünya'mızın yapısıyla ilgili olarak ortaya atılan bütün teorilere ters düşmekte.Dünya'nın içindeki ısının kaynağı ya başka bir şey, ya da içi sanıldığı gibi çok sıcak değil. Kolombiya Üniversitesinden Paul G. Richards ve Xiao- dong Song adlı sismologların tespit ettiklerine göre, dünyanın içi, gezegenin geri kalan kısmından daha hızlı hareket ediyor. Araştırmalara göre, içteki katı çekirdek dıştaki sıvı dış kabuğun içinde dönebiliyor. Dünya'nın çekirdeği daha hızlı hareket edebildiğine göre, ya yer çekim gücü ile ortada bağımsız bir şekilde salınabiliyor ya da onu çevreleyen kütle ona basınç uygulayamıyor. Bu çekirdeğin İç Dünya teorisine göre, İç Güneş olabileceği düşünülüyor.Ayrıca bugüne kadar geçerli olan, dünyanın kabuğunun 60 km. kalınlığında ve altında sıvı kaya tabakası mevcut olduğu teorisinin, yanlış olduğu ortaya çıkmıştır. California’lı ve Illinois’li Jeofizikçiler bir deprem analizi sırasında 400 km. derinlikte dünyanın kabuğunu oluşturan sert kaya tabakalarına rastladılar.
24.3.21
Ses nasıl oluşur ?
Ses kelimesinin sözlükte geçen anlamı; işitme organlarının duyabildiği titreşimlerdir. Sesin oluşması için mutlaka titreşim hareketi gereklidir. Mevcut ses tellerinin boyu ise havanın ses tellerine çarpmasıyla dışa çıkan sesin kalınlığını göstermektedir. Kadınlarda bulunan ses tellerinin mevcut uzunluğu erkeklere oranla daha uzundur. Dünya üzerinde yaşayan insan dışında hiç bir canlının sesi dinlenerek cinsiyeti belirlenemez.
Ses, akciğer organlarından gelen havanın ses tellerine çarpmasıyla oluşan, hassas aletlerle veya kulakla algılanabilen titreşimlerdir. Titreşen cisimlerin başlatmış olduğu titreşim dizisine ses denmektedir. Ses oluşabilmesi için mutlaka titreşim hareketi olmalıdır. Titreşim oluşturan sesin kaynakları mevcut havayı titreştirir ve titreşen hava dağılarak kulağımıza ulaşır ve etki oluşturur. Bu oluşan etki sonucu ses işitilmiş olur.
Akciğerlerden gelen havadan, kulağımızın işittiği sese kadar oluşan bu süreç aslında bir titreşimler dizisidir. Kulağa ulaşan ses kulak zarını etkiler ve titremesini sağlar. Titreme gerçekleştikten sonra kulak, ses titreşimini iç taraflara gönderir. Bu şekilde gerçekleşen titreşimler beyne ulaşır ve ses işitilmiş olur.
Genel olarak yorumlandığında insanda ses oluşumu, ağzımızı açtığımız zaman ses çıkmasıdır. Toplum içerisinde bu şekilde biliniyor olsa da durum bu kadar basit değildir. Vücudumuz bir araya gelmiş olan bir sistemler bütünüdür. Ses sistemleri de konuşabilmemizi, tepki verebilmemizi sağlan bir dizi olaylar bütünüdür. Genel olarak bakılırsa, akciğer organından çıkan havanın, gırtlağın hemen aşağısında yer alan karşılıklı dizilmiş olan ses tellerinin arasında sıkışması ve ses tellerinin birbirlerine yaklaşıp uzaklaşması hareketiyle gerçekleşen titreşim olayına insanda ses oluşumu denmektedir.
Akciğerler solunum olayında vücut içine alınan havayı dışarı verirken gırtlağa doğru iter ve gırtlağın 2 cm alt kısmında yer alan ses telleri havayı sıkıştırarak sesi oluşturur. Oluşan bu ses, dil, ağız boşluğu, dişler, sinüsler ve burun aracılığı sayesinde konuşma diline dönüşür.