instagram twitter linkedin github youtube

23.5.20

Katılım Bankacılığı Nedir?

Katılım bankacılığı, faizsizlik prensiplerine göre çalışan, bu prensiplere uygun her türlü bankacılık faaliyetlerini gerçekleştiren, kar ve zarara katılma esasına göre fon toplayıp, ticaret, ortaklık ve finansal kiralama yöntemleriyle fon kullandıran bir bankacılık modelidir.

Katılım bankacılığı, faizsizlik prensiplerine göre çalışan, bu prensiplere uygun her türlü bankacılık faaliyetlerini gerçekleştiren, kar ve zarara katılma esasına göre fon toplayıp, ticaret, ortaklık ve finansal kiralama yöntemleriyle fon kullandıran bir bankacılık modelidir. Katılım bankası ise esaslara yönelik faaliyetleri icra eden bankadır.

İsimlerindeki “katılım” sözcüğü yapılan bankacılık türünün kar ve zarara katılma prensibine dayalı bir bankacılık olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu bankalar, tasarruf sahiplerinden topladıkları fonları, faizsiz finansman prensipleri dahilinde ticaret ve sanayide değerlendirerek, oluşan kâr veya zararı tasarruf sahipleriyle paylaşırlar. TL, USD ve EUR bazında vadeli hesaplarda toplanan fonlar, kurumsal finansman desteği, bireysel finansman desteği, finansal kiralama, kâr veya zarar ortaklığı yöntemleriyle değerlendirilir

Katılım bankacılığı en temel prensibi olan ‘Faizsizlik Prensibi’ esas alınarak katılımcılarına kar-zarar esasına göre gelir sağlamayı hedeflenmektedir. Kredi talep edenlere direkt olarak anaparayı ödemek yerine, leasing diye tabir ettiğimiz müşterinin ihtiyaç duyduğu malı satıcıdan peşin alıp kendisine vadeli satmak, kiralamak veya iş sahibiyle proje bazında ortaklık oluşturmaktır.

Esas itibariyle faiz, ödünç verilen paranın vade sebebiyle miktarı önceden belirlenmiş sabit bir fazlalıkla geri ödenmesinin şart kılınmasından doğar. Klasik bankalar tasarruf sahiplerinden başta belirlenen faiz oranı karşılığında para toplamaktadır. Katılım bankalarında ise toplanan fonlarınsahiplerine belli bir gelir taahhüdünde bulunulmadığı gibi yatırılan anaparanın garantisi dahi yoktur.

Diğer önemli bir fark ise, katılım bankalarında nakit kredi sistemi olmamasıdır. Reel ekonomik faaliyetlerin ve tamamıyla mal alım satımı ile faturalı ve kayıtlı işlemlerin finanse edilmesi söz konusudur.

Peki neden katılım bankacılığına ihtiyaç duyuldu?
Bilindiği üzere dünya nüfusunun %23’ünü islam dinine mensup insanlar oluşturmaktadır. Faiz hassasiyeti bulunan kesimlerin tasarruflarının değerlendirilmesi ve finansman ihtiyaçlarının karşılanması için bir alternatif gerekliliği ortaya çıkmasıyla birlikte, değişen dünya şartlarında finansal yapının dışında kalmanın mümkün olmadığından bir çok islami kuralların geçerli olduğu ülkede bu sistem benimsenmiştir. İslami bankacılığının modern anlamda ilk örneği 1963 yılında Mısırda Mit Ghamr Tasarruf Bankası ile başlamıştır  ve diğer nüfusunu müslümanların oluşturduğu ülkelerde de hızla yayılmıştır.

Muhafazakar kesimlerin daha fazla ilgi gösterdiği bu sistemde yalnızca islami kesimler değil ihtiyat sahibi bireylerin yönelmesi de muhtemeldir. Türkiyede de bu sebeplerden Albaraka Türk, Bahreynli Al Baraka Bankacılık Grubu tarafından kurulan, faizsiz bankacılık yapan özel bir finans kurumu. 1985 başında faaliyete geçti. Batılı bir çok Uluslar arası banka da bünyesinde faizsizlik prensibiyle çalışan birimler kurmuşlardır; bunlara örnek olarak; Citibank, HSCB, Union Bank of Switzerland, Kleinwort Benson, ANZ Grindlays, Goldman Sachs gibi müesseseler sayılabilir.