instagram twitter linkedin github youtube

6.10.15

Hafıza birimleri nelerdir?

Temel KavramlarHepiniz daha önce RAM, bellek, hafıza vb kavramların aynı şeyi; yani bilgisayarın ana hafızasını ifade etmek için kullanıldığını duymuşsunuzdur.
Öncelikle temel kavramların aslında neyi ifade ettiğini bilmelisiniz.
Hafıza veya bellek kelimeleri daha üst düzey ifadelerdir.
Bilgisayarın ana hafızası olan RAM’in, sadece bir hafıza türü olduğunu unutmayın.
Elbette bilgisayar bünyesinde daha bir çok hafıza birimi vardır. Daha önceki eğitimlerde anlattığımız CMOS, ROM, EPROM, Flash gibi kavramların hepsi birer hafıza türüdür.
Günlük kullanımda, RAM, hafıza ve bellek kelimeleri yoğunlukla aynı kavramı ifade etmekte kullanılır.
Hangi kavramı kullandığınız çok önemli olmayabilir, ancak doğru sınıflandırmayı bilmeniz önemlidir.
Bu bölümde diğer hafıza birimlerine değinecek olsak da asıl konumuz elbette bilgisayarın ana hafızası olan RAM’dir.
Hafıza TürleriAsıl konumuz olan RAM’e geçmeden önce, hafıza türlerine kısaca bir göz atalım.
RAM yani “Random Access Memory” üzerindeki veriler, enerji kesildiği anda silinirler. Kalıcı bir depolama alanı değildir.
CMOS, yani “Complementary Metal Oxide Semiconductor” da, RAM gibi geçici depolama yapar.
ROM yani “Read Only Memory” ise, adından anlaşılabileceği gibi, kalıcı veri ve komutları depolayan hafıza çipidir.
ROM’lar üzerinde bulunan veri özel işlemler uygulanmadan değiştirilemez ve veriyi elektrik bağlantısı kesilse de saklar.
ROM’un altında bulunan 3 hafıza türü de aslında birer ROM’dur. Bu üçü arasındaki ayrım, üzerindeki verilerin değiştirilme yöntemine göredir.
Flash kavramı ise, ilerleyen bölümlerde daha detaylı olarak incelenecek bir konudur.
RAM Nedir?RAM, İngilizce “Random Access Memory”, yani rastgele erişimli hafıza kelimelerinin kısaltılmasından oluşmaktadır.
RAM, işlemcinin işleyeceği verilerin tutulduğu geçici bir depolama alanıdır.
Elektrik kesildiğinde içerindeki veriler kaybolmaktadır. Bu yüzden bilgisayarda kalıcı depolama alanı olarak kullanılmaz.
Bilgisayar üzerinde işlem yaparken en önemli noktalardan birisi yeterli ve kaliteli RAM’lere sahip olmanızdır.
Yeterli RAM alanına sahip değilseniz düşük performansın yanında birçok yazılımı çalıştıramama gibi problemlerle de karşılaşabilirsiniz.
RAM Nasıl Çalışır ?RAM’ler hesap çizelgesi yani bir excel tablosu gibi organize edilmiştir.
RAM bölümü adreslenerek, adresten okuma yada adrese yazma işlemleri yapılabilir.
Bu konuda işlemcileri bölümünde öğrendiklerinizi hatırlamaya çalışın…
Programlar ve veriler kullanımda olmadıkları zamanlarda yığın depolama alanında tutulur
Bu genellikler sabit disk olmakla beraber, USB bellek veya CD DVD gibi optik ortamlar da olabilir.
Talep olduğunda programlar yığın depolama aygıtından RAM'e kopyalanır ve ardından çalışırlar.

Program Komutları ve RAMSabit disk üzerinde yüklü bir programın çalışabilmesi için öncelikle işlenecek kısmının RAM’e transferini biraz daha inceleyelim.
İlk olarak bilgisayarı açtığınızda belirli işletim sistemi dosyaları sabit diskten RAM’e yüklenir ve işletim sistemi ekranda kullanıcı ara yüzünü gösterir.
Daha sonra internet tarayıcı yazılımınızı açtığınızı varsayalım. Bu durumda ilgili program komutları RAM’e yüklenecek ve yazılım ekranda görüntülenir.
Üçüncü adım olarak Word yazılımını açalım. Word yazılımı ile ilgili komutlar da aynı şekilde RAM’e yüklenecek ve hem Word, hem de internet tarayıcı yazılımı ekranda olacaktır.
Programın birisinden çıktığınızda ise; örneğin internet tarayıcısını kapattığınızda , ilgili program komutları RAM’den atılır ve yazılım ekranda artık görülmez.

RAM’e KopyalamaProgramların çalışabilmesi için öncelikle RAM’e aktarılması gerektiğini söyledik.
Bu işlemin temel amacı, CPU tarafından işlenecek veri ve komutlara çok daha hızlı bir şekilde erişilme ihtiyacıdır.
CPU RAM’e sabit disklerden çok daha hızlı erişir
Eğer çağırdığınız program sahip olduğunuz RAM’den daha büyük boyutta ise, belirli aralıklarla sabit diskinizden transfer yapılması gerekmektedir.
Bu özellikle büyük bilgisayar oyunları ve çok RAM kullanan tasarım programlarında karşınıza çıkabilir.
RAM’in bu tarz yetersiz kalması durumlarına karşın Windows işletim sistemi PageFile servisi ile sabit diskin bir kısmını RAM gibi kullanmaya çalışır.

Sanal Bellek / Disk Belleği DosyasıŞimdi PageFile, yani sanal bellek veya disk belleği dosyası özelliğine kısaca göz atalım.
Sanal bellek uygulaması, windows işletim sistemini bir özelliğidir.
Bu dosya Windows tarafından sabit diskin bir bölümünün RAM gibi kullanılması için tasarlanmıştır.
Sanal bellek kullanımın yüksek olduğu durumlar bilgisayarınız daha yavaş çalışacaktır. Çünkü sabit diskin hızı, RAM’lere göre oldukça düşüktür.
Bu bellek ayarı windows tarafından otomatik olarak ayarlı gelmekte, ancak daha sonradan değiştirilebilmektedir.
Veriler fiziksel ve sanal RAM arasında hareket edebilirler. Bu veri hareketinin çok sık olması, “disk thrashing” yani aşırı disk kullanımına neden olur.
Yüksek miktarda, yeterli RAM’iniz olsa dahi, windows sanal bellek olmadan düzgün çalışmamaktadır.
Tamamen kapatsanız dahi windows daha sonradan da hata verir ve kendisi tekrar bir miktar bölüm ayırıp kullanır.
RAM Ölçüm BirimleriRAM modülleri Byte cinsinden ifade edilirler. Güncel olarak çoğunlukla 256 MB, 512 MB ve 1 GB’lık modüller halinde satılırlar.
Burada hafıza büyüklük ölçülerini tekrar hatırlayalım…
8 bit, 1 byte’dır.
1024 byte, 1 KB…
1024 KB, 1 MB…
1024 MB, 1 GB…
1024 GB ise 1 TB olarak ifade edilir.
Çok daha büyük değerler için de ifadeler vardır. Ancak şu anda güncel kullanılan en büyük birim TB’dır.
Adres ve Veri YoluAdres yolu, işlemcinin hangi adresten okuma isteği gönderdiğini RAM’e iletir, yani RAM’i adresler.
Adres yolundaki hat sayısı, kullanılabilecek maksimum RAM miktarını belirler.
Veri yolu (external data bus) ise, adreslenmiş verinin işlemciye gönderilmek üzere konulduğu yoldur.

RAM Kapasitesi
Daha önce RAM’lerin hesap çizelgesi yani bir excel tablosu gibi organize edildiğini söylemiştik.
Bu örnekten yola çıkarsak bu tablodaki sütun sayısını RAM genişliği, bu tablodaki satır sayısını da RAM derinliği olarak düşünebiliriz.
Genişlik ve derinlik kavramları bitler türünden ölçülür.
Program ve veriler, 8 bit’lik, yani 1 byte’lık bellek parçaları halinde depolanır.
Fiziksel boyut ile yonganın iç organizasyonu doğrudan bağlantılı değildir.
Yani DRAM modülü üzerindeki bellek yongalarının sayısı veya büyüklüğü, daha büyük veya küçük kapasitede oldukları anlamına gelmez.
RAM genişliği ile derinliğinin; yani satır ve sütun sayısının çarpımı, o RAM’in yoğunluğunu verecektir.
RAM yoğunluğu, kapasitenin bit cinsinden ifade edilmesidir.
Program ve verilerin, 8 bit’lik parçalar halinde depolanmasından dolayı, yoğunluk değerinin 8’e bölünmesi, bize aşina olduğumuz klasik RAM kapasitesini verecektir.
RAM Yongaları
Üretim teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak, RAM çipleri veya yongaları, zamanla değişmiştir.
İlk olarak DIP entegreleri ile başlayan süreçte daha sonraları SOJ yapısı, daha sonra da yüzey montaj TSOP çiplere geçilmiştir.
Günümüzde üretilen yongalar ise bacakları altta olacak şekilde CSP yapıdadır.
Dikkat ederseniz yonganın çevresinde bağlantı bacakları bulunmamaktadır.

RAM ModülüBellek yongaları, genelde küçük bir PCB üzerindedir.
Görsel olarak genelde yeşil bir PCB yüzeyin dizilmiş ufak siyah modüller halindedirler
Ekrandaki figürler tipik bir bellek yapısını ve bellek modülünün önemli noktalarını içermektedir.
Bellek modülleri tür ve kullanım alanına göre farklı boyut ve biçimlere sahip olabilir.

RAM Modülünün YapısıRAM modülünün yapısına daha detaylı bakalım.
PCB…
PCB üzerine yerleştirilmiş DRAM yongaları…
SPD yongası...
Bu yongasının işlevini ilerleyen slaytlarımızda ele alacağız.
Kondansatörler…
Bağlantı PIN’leri…
Ve yanlış bağlantı yapmanızı engelleyen çentik.

SIMM RAM PaketiSIMM, Single inline memory module, yani tek sıralı hafıza modülü, artan RAM ihtiyacına karşın PCB üzerine RAM yongalarının yerleştirildiği ilk çözümdür.
SIMM modülleri 32 bit dış veri yoluna sahiptir. Bu sebeple modern 64 bit dış veri yoluna sahip sistemlerde, veri yolunun tamamının kullanılabilmesi için modüllerden en az 2 adet kullanılması gerekiyordu.

Dinamik ve Statik RAMŞimdi dinamik ve statik RAM kavramlarını inceleyelim.
Dinamik RAM, düşük maliyet, küçük mimari yapı ve makul derecede hız sunar.
Bu özellikleri sayesinde genellikle sistem hafızası olarak kullanılır.
Uygun maliyetlerle yüksek kapasiteli ve esnek çözümler sunabilir.
Statik RAM’ler ise, daha yüksek hıza karşın, daha yüksek maliyetlidir ve daha büyük mimari bir yapı kullanır.
Bu sebeple genellikle küçük boyutlu olarak, ön bellek amacıyla kullanılır.
Daha çok devreye entegre durumdadır ve yenisi ile değiştirilmesi zordur.
Teknik olarak aralarındaki en önemli fark ise, SRAM’in periyodik olarak yenilenmesi gerekmezken, DRAM için periyodik yenileme gerekiyor olmasıdır.

DRAMDRAM terimi, “Dynamic Random Access Memory” kelimelerinin kısaltılmasından oluşur.
Mikroskobik kapasitörler ve transistorlar sayesinde 1 ve 0’ları saklayan özel bir tür yarı iletkendir.
Tek bir yonga bu kapasitör transistor kombinasyonundan milyonlarca içerebilir.
DRAM, şu anda en popüler bellek türüdür.

Asenkron ve Senkron DRAM’lerKlasik DRAM’ler, asenkrondur. Yani sistem saati ile senkron değildir. Veriye erişim ve okuma için uygun zaman kullanılır.
SDRAM, DRAM in senkron versiyonudur.
SDRAM’in sistem saati ile senkron olması, işlemci veya MCC’nin, verinin ne zaman alınmaya hazır olduğunu bilmesini sağlar.
Veriye ulaşım bir ya da daha fazla saat darbesi içersinde gerçekleşir.
SDRAM’ler, asenkron DRAM’lerden daha hızlıdır.

DIMM RAM PaketiHatırlarsanız ilk gördüğümüz RAM paketi SIMM, yani tek sıralı hafıza modülü idi.
DIMM, Dual inline memory module, yani çift yönlü hafıza modülü ise göreceğimiz ikinci tür RAM paketidir.
SDRAM’ler başlangıcını DIMM modülleri olarak yapmıştır.
Günümüzde halen kullanılan en popüler RAM paketidir.
DIMM modüllerinin buffering ve ECC gibi bazı ilave fonksiyonları gerçekleyebilmesi için ekstra pinleri vardır.
Dizüstü bilgisayarlar için SO-DIMM olarak adlandırılan bir türevi bulunmaktadır.

Single/Double Sided DIMMDIMM RAM yongaları PCB üzerindeki tek bir yüzeyde bulunur ise, bu modül “Single Sided” olarak adlandırılır.
Modül PCB’sinin her iki yüzeyinde de RAM yongaları varsa, bu DIMM modülü “Double Sided” bir RAM olarak ifade edilir.
Çift yüzeyli DIMM modülleri doğal olarak biraz daha kalındır ve bazı anakartlarda diğer slotların da dolmasına neden olabilir.
Anakartın desteklediği RAM türleri kapsamında, single veya double side DIMM modüllerinden hangilerini desteklediği de genelde kitapçıklarda belirtilmiştir.
Anakartınızın “Double Sided” bir DIMM modülünü kabul etmeyebileceğini unutmayınız.

RDRAM: Rambus DRAMRDRAM, Rambus firması tarafından geliştirilen bir DRAM türüdür.
SDRAM’lerden daha hızlıdır ve bir dönem Intel tarafından desteklenmesiyle beklenenden büyük bir ilgi görmüştür.
Intel tarafından DRAM teknolojisinde büyük atılım olarak seslendirilen RDRAM, 800 MHz'e kadar hızlara çıkarak Pentium 4'ün geliştirilmesinde yeni kapılar açmıştır.
RDRAM modülleri RIMM ve SO-RIMM olarak adlandırılmıştır.
Hatırlarsanız ilk olarak SIMM, daha sonra DRAM ile DIMM ve SO-DIMM yapılarını tanımıştık.
RDRAM’de kullanılmayan slotların CRIMM denilen özel bir modül ile doldurulması gerekmektedir. Bu süreklilik RIMM’i olarak da bilinir.
Firmaya özel bir RAM türü olması, yüksek maliyet ve lisans sorunlarına sebep olmuştur.
Endüstri standardı olmaması ve alternatif gelişmeler sebebiyle Intel desteğine rağmen yerini DDR DRAM’e bırakmıştır.
Bir süre sonra Intel de RDRAM’i terk etmiştir.

DDR: Double Data RateDDR, SDRAM’den sonra hız artışını sağlamak için yapılmış bir geliştirme olup, RDRAM’deki iyi yönler alınarak geliştirilmiştir.
Double data rate, yani iki kat veri transfer oranı sağlar. Yani aynı saat sinyalinde iki kat veri gönderebilmektedir.
DDR SDRAM’ler RDRAM’den daha yavaş olsa da, ciddi fiyat avantajı ile endüstri standardı olmuştur.
Gelişmiş versiyonları gelmiş olsa da, halen kullanılmaktadır
DDR ile birlikte farklı bir isimlendirme kullanılmaya başlanmıştır.
DDR400, 200 MHz saat frekansında çalışan 400 MHz DDR SDRAM’i ifade eder.
DDR SDRAM Hızları
Burada örnek bir DDR SDRAM adlandırma tablosunu görmekteyiz.
DDR hız adlandırmasında 2 ile çarpılmasının sebebi, DDR SDRAM’lerin her saat darbesinde 2 misli veri göndermesidir.
Her bir döngüde ise 8 byte veri gönderildiğinden dolayı bu DDR hızı da 8 ile çarpılmaktadır.
Baz üreticilerin DDR hız değerini PC hız adlandırması üzerinden verdiğine denk gelebilirsiniz.

DDR2 SDRAMDDR2 de saat hızlarında bir artış ile çıktı iki katına çıkarılmıştır. Burada iki katına çıkarılan giriş çıkış hızıdır ram hızı değil.
Okuyoruz...

DDR2 SDRAM HızlarıBu slaydımızda da DDR2 için adlandırmaları görmekteyiz.
DDR adlandırması ile kıyasladığımızda en önemli değişim, I/O, yani giriş çıkış hızının 2 kat artmasından dolayı DDR ve PC hız adlandırmalarının değişmesidir.
Adlandırma konusunda DDR RAM’ler için söylediklerimiz, DDR2 RAM’ler için de geçerlidir.

DDR3 SDRAM
DDR3 SDRAM’lere geldiğimizde yine RAM çekirdeğinin hızında bir değişim olmadığını görürüz.
Değişen yine veri transfer hızıdır. Veri giriş çıkış hızı DD2’nin 2 katına çıkmış ve adlandırmalar da buna göre düzenlenmiştir.
DDR2’de olduğu gibi DDR3 DIMM yapısı da geriye dönük uyumlu değildir.
Şu ana kadar yalnızca RAM modülleri arasındaki saat hızı gelişmelerini inceledik. Ancak üretim teknolojisi geliştikçe, RAM modülleri başka birçok konuda da gelişmiştir.
Örneğin her değişimde daha düşük güç tüketimi söz konusudur.
Buradaki tabloda DDR2 ile DDR3’ün bir karşılaştırmasını görmekteyiz.

DDR3 SDRAM HızlarıDDR ve DDR2’de gördüğümüz gibi, adlandırma konusun
Saat Hızı × 4 = DDR I/O Hızı
DDR I/O Hızı x 2 = DDR Hız Adlandırması
DDR Hız Adlandırması x 8 = PC Hız Adlandırması
da öğrendiklerimizi aynen geçerlidir.

DDR3 DIMM Yapısı ve UyumlulukŞimdi daha güncel ve birbirine çok benzer olmalarından dolayı DDR2 ve DDR3 DIMM yapısı uyumluluğu konusunu daha detaylı inceleyelim.
Az önce belirttiğimiz gibi DDR3 modüller DDR modüllerle geriye doğru uyumlu değildir.
Üreticiler yanlış RAM kullanımını önlemek için modüllerin üzerinde “module key” yani çentik bulundururlar.

SDRAM Teknolojisinin Gelişim GrafiğiBu grafik, 2001 – 2008 yılları içerisinde DDR teknolojisinin yaşadığı değişimi grafiksel olarak göstermektedir.

RAM Türleri ve Modül YapılarıRAM türlerini ve bunların kullandıkları modül yapılarını tekrarlarsak.
Şu ana kadar SRAM, yani statik RAM…
DRAM, yani dinamik RAM…
SDRAM, yani senkron DRAM…
RDRAM, yani Rambus DRAM…
DDR SDRAM, yani çift veri transferli SDRAM…
Ve bunun 2 ve 3. versiyonu olarak niteleyebileceğimiz DDR2 ve DD3 türlerini öğrendik.
Tabloda, bu RAM türlerinin kullandığı modül veya diğer bir ifadeyle stick yapılarının isimlerini de görebilirsiniz.

Erişim Zamanı / Access TimeErişim zamanı, yani access time, işlemcinin bellekten veriyi okumak için gerekli olan minimum zamanı ifade eder.
Bu süre nanosaniye, yani saniyenin milyarda biri ile ifade edilir.
Örneklemek gerekirse, bir insanın gözünün bir kez kırpılması minimum saniyenin 10’da 1’i içinde olabilir.
Aynı zaman içinde bir bilgisayar milyonlarca işlemi gerçekleştirebilmektedir.
Ekrandaki tabloda saniyeden küçük zaman kavramlarını görmektesiniz.

Gecikme / LatencyGecikme veya latency kavramı, RAM’in ne kadar yavaş olabileceğinin ölçümüdür.
Düşük gecikmeli RAM’ler yüksek gecikmeli RAM'den daha hızlıdırlar; çünkü işlemciye daha hızlı cevap verirler.
CL, “Low Latency” yani düşük gecikme seviyesini ifade eder.
Örneğin CL2 düşük gecikmeye sahip, hızlı bir RAM’i ifade ederken, CL3 daha yüksek gecikmeye sahip, daha yavaş bir RAM’i ifade edecektir.
CL ifadesinin yanındaki rakam, RAM’in veriyi almak için ihtiyaç duyduğu “clock cycle” a, yani saat darbesinin gösterir.
Yani CL5 bir RAM’de, işlemcinin veriyi alabilmesi için 5 saat darbesi beklemesi gerekir.
Günümüzde işlemciler RAM modüllerine göre çok hızlı çalıştığından daha düşük gecikmeye sahip RAM modülleri daha fazla performans sunar.

SPD (Serial Presence Detect)RAM PCB’si üzerinde bulunan bir önemli bileşen de, SPD, yani “Serial Presence Detect” yongasıdır.
Bu çip, sistem BIOS’una RAM hakkında bilgi verir.
RAM’in desteklediği çalışma hızları, erişim zamanları ve gecikmeler, burada profiller halinde kayıtlıdır.
Ayrıca üretici, üretim tarihi, seri numarası gibi bilgileri de barındırır
BlackBox ve CPU-z gibi üçüncü parti yazılımlar ile bu bilgiler okunabilir.

Eşlik / Parite KavramıParity yani eşlik, bellek hatalarını algılamaya yarayan bir sistemdir.
Yüksek hızlara çıkıldığında RAM’in düşük de olsa kötü veri döndürme ihtimali vardır.
RAM, herhangi bir sebeple 1 yerine 0 döndürebilir. Ancak bu nadiren karşılaşılan bir durumdur.
Bu sebeple PC kullanıcıları tarafından çoğunlukla fark hissedilmez.
Ama sunucu ve iş istasyonlarında bu konu daha fazla önem taşır.
Eşlik (Parity) özelliği, veride hata olup olmadığını algılar ve bu özelliği barındıran RAM’ler, hata algılamalı RAM’ler olarak bilinirler.
Eşlik kavramı sadece hata olup olmadığı algılar; veride düzeltme yapılmaz.

ECC / Hata Düzeltme KoduHata algılamalı RAM’lere bir süre sonra hata düzeltme mekanizması da ilave edilmiştir
ECC yani “Error Correction Code” olarak adlandırılan bu sistem, algılanan RAM hatalarını onarır.
Daha çok sunucu sistemlerinde kullanılırlar.
ECC RAM’ler için ECC uyumlu bir anakart kullanılmalıdır.
Hata algılama ve düzeltmenin elbette bir bedeli olacaktır.
ECC RAM’lerin en önemli dezavantajları yüksek maliyet ve daha yavaş çalışmadır.

Buffered/Registered DRAMOrtalama bir PC anakartında genelde 4 adet RAM slotu bulunur.
Çünkü modüller için dört fiziksel yuvadan fazlası anakart üreticilerine bazı ciddi elektriksel sorunlar çıkartır.
Ancak çok miktarda RAM modülü kullanan özel anakartlar da vardır. Bunlar genellikle iş istasyonları ve sunuculardır.
Bu durumlarda elektriksel zorluğu aşmak için RAM ile CPU (veya MCC) arasında aracı olarak davranan tampon (buffer) yonga bulunur.
Bu özel DRAM'ler buffered veya registered olarak adlandırılır.
ECC'de olduğu gibi, bu tür bir DRAM kullanmak için tasarlanmış anakarta sahip olmalısınız.
Buffered/Registered RAM, ECC RAM kadar olmasa da nadirdir ve onu tipik bir PC sistemde görmezsiniz.

RAM İhtiyacının Tespit EdilmesiGenelde daha fazla RAM, daha fazla performans anlamına gelir
Daha fazla RAM’in gerekli olduğunu gösteren 2 belirti vardır
Özellikle birden fazla program açıkken genel sistem yavaşlığı
Aşırı sabit disk kullanımı veya “disk thrashing”…
Disk thrashing, PageFile kullanımının aşırı fazla olması, özellikle de program geçişlerinde yavaşlama ile beraber aşırı disk kullanımıdır
Kontrol etmeniz gereken iki nokta vardır
RAM boyutu önerilen düzeyde mi?
PageFile kullanımı uygulamalar açık ve kapalı olması durumunda nasıl değişiyor?
Windows İşletim Sistemi RAM Önerileri
RAM Miktarının Öğrenilmesi
Windows içinde, bir çok yerden sistemin RAM bilgisini elde edebilirsiniz.
En kolay şekilde masaüstünde yer alan “Bilgisayar” simgesinin üzerine sağ tuş menüsünden “Özellikler” seçeneği ile ulaşabilirsiniz.
Ayrıca bu pencereleri açan klavye kısayolları da vardır.

Doğru RAM’e Sahip OlmakAnakartın desteklediği RAM türü ve kapasitesini öğrenmek
Kaç adet RAM modülü takılabiliyor ve kaçı boş durumda?
Desteklediği RAM hızları neler?
Önerilen marka ve modeller (QVL) listesi var mı?
Bunun için en önemli kaynak anakart kitapçığıdır
BlackBox ve CPU-Z gibi üçüncü parti yazılımları da deneyin
Tüm yuvalar doluysa düşük kapasiteli modül değiştirilebilir
Örneğin 256 MB’lık çıkarılıp 512 MB’lık modül takılabilir
Dengeli bir sistem için slotlardaki modüllerin her anlamda dengeli olması tavsiye edilir
1 adet 512 MB, 1 adet 256 MB yerine, 2 adet 512 MB tavsiye edilir
RAM Seçiminde HızlarBirden fazla RAM modülü kullanıldığında, dengeli bir sistem için modüllerin de her anlamda dengeli olması tavsiye edilir
Farklı hızlarda RAM modülleri teknik olarak kullanılabilir
Ancak sistem kilitlenmesi ve veri bozulmasına neden olabilir
Kritik sistemlerde asla böyle bir şey denemeyin
Anakartın önerdiğinden daha hızlı RAM kullanabilirsiniz
RAM’ler yine de anakartın belirlediği hızda çalışır
Performansta bir artış olmaz

RAM’le Çalışmak ve Temel PrensiplerRAM modülleri aşırı elektrostatik duyarlı bileşenlerdir
PIN ve konektörlere asla direkt olarak dokunmayın
Modülleri her zaman köşelerinden tutun
Elektrostatik boşalmaya karşı gereken tedbirleri alın

DIMM Modüllerinin Takılması
DIMM modüllerini takmak için öncelikle slotun 2 tarafında bulunan kenar sabitleyicilerini açık duruma getirin.
Yönlendirme çentiklerine dikkat edin. DDR2 bir slota DDR RAM’i takamazsınız. Slot üzerindeki ayırıcı ve RAM üzerindeki çentik birbiri ile tam uyumlu olmalıdır.
Bu çentik aynı zamanda RAM’i takacağınız yönü de kolaylıklar bulmanızı sağlar.
PIN’ler slotlara denk geldiğinde aşağıya doğru kuvvetlice itin.
Modül slota tam olarak yerleştiğinde, kenar sabitleyicileri eski halini alarak otomatik olarak kapanmalıdır.

SO-DIMM Modüllerinin TakılmasıSO-DIMM modüllerinin, yani notebook RAM’lerinin takılması, temel olarak aynı olmasına rağmen, birkaç farklı nokta bulunur.
Öncelikle antistatik boşalma ve diğer temel yaklaşımlar aynen geçerlidir.
Yine DIMM montajında olduğu sistemin kapalı olduğundan emin olun. Sadece AC bağlantısının değil, bataryaların da çıkartılmış olması gerekir.
Notebook RAM’leri çoğunlukla 2 bölgede bulunur. Bunlar klavyenin veya arka panelde bulunan özel bir kapakçığın altıda yer alır.
RAM slotlarına ulaştığınızda, slotların DIMM slotlarındaki anakart yüzeyine dikey değil yatay olduğunu görürsünüz.
Bunun için önce RAM’i 45 derecelik bir açı ile slota yerleştirmeniz, sonra da aşağıya doğru bastırarak sabitlemeniz gerekmektedir.

RAM Sayacı
Yeni RAM’i taktıktan sonra, bilgisayarı açın ve açılma işlemlerini dikkatle izleyin.
Eğer RAM’i düzgün taktıysanız, POST ekranındaki RAM sayacı yeni bir değer gösterecektir.
Ekrandaki RAM miktarının taktığınız RAM ile uyumlu olup olmadığına bakın.
RAM sayımı kafa karıştırıcıdır. Farklı anakartlar, aynı RAM’i farklı şekillerde gösterebilir.
Burada biraz sağduyunuzu kullanın ve ekrandaki rakamın ifade ettiği olası RAM miktarını tahmin edin.
Ekrandaki rakamların bazı durumlarda yaklaşık olabileceğini sakın unutmayın.
Ekran kartı paylaşımı veya sistem uyumunun zorlaması gibi sebeplerden dolayı RAM miktarı, toplam değerin altında görülebilir.
Ekran Kartı Paylaşımlı BelleklerEkran kartı paylaşımlı bellekler, onboard ekran kartı bulunması durumunda karşılaşılan bir durumdur.
Daha çok dizüstü bilgisayarda karşımıza çıkmakla birlikte, bazı PC anakartlarında da ekran kartı onboard bulunabilir.
Ekran kartı için anakart üzerinde özel bir bellek bulunmaz ise, sistem RAM’lerinin bir kısmı ekran kartının kullanımı için ayrılmaktadır.
Bu durumlarda paylaşılacak bellek miktarı BIOS’dan ayarlanabilmektedir.
Paylaşımlı kullanım durumunda Windows işletim sistemi ve bazen de POST ekranı, RAM miktarını paylaşılan RAM miktarı kadar az gösterecektir.
Bu endişe etmeniz gereken bir durum değildir.
Ayrıca çok nadir olsa da, onboard olmayan bazı ekran kartlarının da, sistem belleğinin bir kısmını kendisi için ayırabildiği olmaktadır.

“Dual Channel” Mimarisi
Dual channel mimarisi, RAM performansının 2 katına çıkması anlamına gelmez.
İlk olarak rambus firması tarafından geliştirilen bir özelliktir.
Sadece 2 veya 4 slot gibi “çift” sayıda RAM modülü kullanıldığında aktif olur.
Çoğu anakartta 3 adet modül bulunması, “Dual Channel” ı bozacaktır.
Bu amaçla RAM slotlarında renk yönlendirmesi yapılmaktadır.
Dual Channel mimarisinin özellik ve avantajları anakart chipset’ine göre değişir.

RAM Hatası BelirtileriRAM hataları çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir;
Bilgisayarın hiç açılmaması…
Sistem kilitlenmeleri ve sayfa hataları…
Eşlik ve ECC hata mesajları…
Mavi ekranlar…
Özellikle yeni bir RAM montajı yaptığınız zaman bilgisayar hiç açılmıyor ise, RAM modülü doğru şekilde takılmamış veya arızalı olabilir.
Burada unutulmaması gereken en önemli husus, bu hataların RAM ile tamamen ilgisiz bir şeye işaret etme ihtimalinin her zaman bulunmasıdır.

Sistemin AçılmamasıÖzellikle yeni bir RAM montajı yapıldığını zaman sistemin açılması ile ilgili problem yaşanıyor ise RAM’lerinizle ilgili sorun olduğunu düşünmelisiniz.
POST sırasında meydana gelen işlemler ve olası hata mesajları ile ilgili önceki eğitimlerde verilen bilgileri hatırlayınız.
Sistemin açılışında sorun sistemin hiç açılmaması olabileceği gibi, POST ekranında RAM kontrolünce önce yaşanan tıkanma şeklinde de olabilir.
Eğer sisteminiz hiç açılmamış ise muhtemelen bip sesleri ile uyarı verilmektedir.
Böyle bir durumun olası sebepleri RAM modüllerinin slotlara düzgün yerleştirilmemiş olması olabilir.
Eğer modüllerin düzgün şekilde yerleştirildiğinden emin iseniz, üretim hatası veya ESD gibi sebeplerden dolayı RAM’in bozuk olduğundan şüphelenebilirsiniz.

Hata BildirimleriWindows’taki sistem kilitlenmeleri ve sayfa hataları çoğu zaman birlikte oluşurlar.
Windows uzun 16 basamaklı sayı zincirleriyle dolu, korkutucu hata mesajları verebilir.
Ancak hata mesajında bellek adresi olması illa RAM’inizde bir sorun olduğu anlamına gelmez.
Bu adresi not alın. Eğer bundan sonraki hata mesajlarında tekrar ortaya çıkıyorsa muhtemelen RAM modülünde bozukluk vardır.
Eğer Windows değişik bellek yerleri gösteriyorsa, suçluyu başka bir yerde aramalısınız.
Gerçek eşlik hataları ise, eşlik yada ECC yongalarından tespit edilen hatalardır.
İşletim sistemi hata mesajında sorunu örnekteki gibi rapor eder.
Eğer bunun gibi bir hata mesajıyla karşılaşırsanız, sayfa hatalarında olduğu gibi bu değeri bir yere not edin.
Gerçek bir eşlik/ECC hatası her seferinde belleğin aynı yerinde ortaya çıkacaktır.
Hayali eşlik ya da ECC hataları sürekli olarak farklı adresleri gösterecektir.
Yazılım sorunları, ısı yada toz, kıvılcım veya güçte yaşanan bir dalgalanma hayali eşlik hatalarına neden olabilir.

Mavi EkranlarPC’nin içinde potansiyel olarak faciaya neden olabilecek bir durum olduğunda devreye giren bir “panik” mekanizması vardır.
NMI, yani maskelenemez iş kesme talebi olarak bilinen bu talep işlemciye ulaştığında, bu göz ardı edilemez bir durumdur.
NMI müdahalesi, “Blue Screen Of Death” yani “Ölümün Mavi Ekranı” olarak da adlandırılan, mavi ekran hatalarını ortaya çıkarır.
Mavi ekran görünmesi sorunun kaynağı RAM olabileceği gibi, bozuk RAM dışındaki etkenler de bu mekanizmayı tetikleyebilir.
Sayfa ve eşlik hatalarında olduğu gibi, bu mesajlarda da hata mesajı alınan RAM adresinin aynen tekrarlaması durumunda RAM hatası olma olasılığı güçlenecektir.

RAM Hatalarının GiderilmesiRAM’de bir sorun olabileceğini keşfettikten sonra, üç seçeneğiniz vardır.
Birincisi, bazı firmaların ürettiği RAM test etme cihazlarıdır. Ancak bunlar ortalama bir teknisyen için çok pahalıdır.
İkincisi ise “deneme - yanılma” yönetimidir. Olası arızalı RAM’lerin, sağlam RAM’lerle değiştirilerek denenmesidir.
Üçüncüsü ise, yazılım temelli bir RAM testi yapmaktır. Bu yazılımlar bellek modüllerine yazma ve okuma yaparak her birimini kontrol ederler.

GDDR: Ekran Kartı BellekleriBilgisayar oyunları, daha güçlü ekran kartları ve bunların üzerinde yer alan güçlü ekran belleklerine gereksinim duyar
Her ekran kartının üzerinde DRAM bulunur.
Bu bellekler, saat hızı, bant genişliği ve güç yönetimi açısından farklılıklar gösterir ve GDDR; yani “Graphics DDR” olarak tanımlanırlar.
Pek çok DDR DRAM teknolojisi henüz PC’ler için popüler sistem RAM’leri hale gelmeden ekran kartlarında kullanılmıştır.
Şu anda piyasada GDDR4 ve GDDR5 kullanan ekran kartları bulunmaktadır.

DDR Teknolojisinin Geleceği: DDR4 ve DDR5DDR4’lerin 2012 yılında PC’lerde kullanılması beklenmektedir
İlk DDR4’lerin 2133 MHz hızında olması ve 1.2 V gerilime sahip olması bekleniyor
2013 yılında 2.667 MHz ve 1.0 V gerilime sahip RAM’ler ile tanışma olasılığımız bulunmaktadır

Bellek hafıza memory nedir?

Bellek bilgisayarı oluşturan 3 ana bileşenden biridir. (merkezi işlem birimi – bellek – giriş/çıkış aygıtları). İşlemcinin çalıştırdığı programlar ve programa ait bilgiler bellek üzerinde saklanır. Bellek geçici bir depolama alanıdır. Bellek üzerindeki bilgiler güç kesildiği anda kaybolurlar. Bu nedenle bilgisayarlarda programları daha uzun süreli ve kalıcı olarak saklamak için farklı birimler (sabit disk - CD - DVD) mevcuttur.

Belleğe genellikle random access memory (rastgele erişimli bellek) ifadesinin kısaltması olan RAM adı verilir. Bu ad bellekte bir konuma rastgele ve hızlı bir şekilde erişebildiğimiz için verilmiştir. RAM'de sadece işlemcide çalışan program parçaları tutulur ve elektrik kesildiği anda RAM'deki bilgiler silinir. Bilgilerin kalıcı olarak saklandığı yer teker(disk)’dir. Bu iki kavram bilgisayarı kullanmaya yeni başlayan insanlar tarafından genellikle karıştırılır. Bu kavramları açıklamak için en güzel benzetme; bir dosya dolabı ve çalışma masası olan ofistir. Bu örnekte dosyaların kalıcı olarak saklandığı tekeri dosya dolabı, üzerinden çalışılan verilerin bulunduğu belleği ise çalışma masası temsil etmektedir. Bir ofiste dosyalar dosya dolapları içinde saklanır ve çalışanlar üzerinden çalışmak istedikleri dosyayı dolaptan alarak kendi çalışma masaları üzerinde çalışırlar. Bilgisayarda da işlemci üzerinde çalışacağı veriler tekerden belleğe getirilir. Dosya dolabınız ne kadar büyükse, o kadar çok dosyayı saklayabilirsiniz ve masanız ne kadar büyükse aynı anda o kadar çok dosyayı masaya alıp üzerinde çalışabilirsiniz. Bilgisayar ortamında da işler tam olarak böyledir. Teker kapasitesi ne kadar büyükse o kadar çok veri saklayabiliriz ve bellek kapasitesi ne kadar büyükse işlemci o kadar çok dosya üzerinde çalışabilir. Bu benzetmenin bilgisayarın çalışma şeklinden farkıysa belleğe getirilen dosyaların tekerdeki dosyaların bir kopyası olmasıdır. Gerçek dosyalar tekerde saklanmaya devam eder. Bunun sebebiyse belleğin güç kesildiği anda verileri kaybetmesidir. Eğer bellekteki dosya değiştirilirse değişiklerin kaybolmaması için teker üzerinde değişikliklerin kaydedilmesi gerekir.

Geçmişten Günümüze Bellekler

Son 20 yılda bellek teknolojisindeki gelişim
İlk bilgisayarlarda bellek yoktu. Onun yerine süngü ve röle ile katot lambaları kullanılmakta idi. Yazılımlar ve veriler tamamen diğer medyalara geçirilmekte idiler. Teleteks şeritleri veya delikli kartlar gibi. İlk dijital bilgisayarlarda röleler bellek için kullanılmış. Daha sonra katot lambaları yanında yüzük şeklinde olan manyetik demir (ferrit) çekirdekler kullanılmış. Teker düzeninde tellere geçirilen bu demir yüzükler akımı aldığında mıknatıslaşmakta ve bu durumu kaybetmemekte idiler. Ama her okuma sürecinde hafıza bilgisini kaybetmekte idiler. Yapısal özelliği nedeni ile büyük mekanlara ihtiyaç vardı. Tipik bir büyük bilgisayar olan Telefunken TR440'nın 1970 senesinde belleği 48 bit lik 192.000 kelime yani bir Megabyte'a eşit idi.

1985'te satın alınan bir PC (Commodore PC10) de 64 KByte belleğe sahip iken 1990 da alınan bir PC de 1 MB'ye belleği bulunabiliyordu. 2005 de ise bu 512 Megabyte veya daha çok olabilir. Günümüzün PC'lerinde kullanılan işletim sistemleri (Windows, Linux, BeOs vs) bellek canavarları olup, yukarıya doğru sınır tanımamaktadırlar (tabii bu sınır var olup şu an pratik olarak ulaşılamamakta). Anakartlarda bulunan Chipset (yonga) tipine göre üst sınır olup bunların açıklamaları üreticinin İnternet sayfasında veya kılavuzunda bulunmaktadır.

Transistörün bulunuşu ile birlikte büyük atılımlar olmuş. Bugün tümleşik devre imkânları ile en modern bilgisayar sistemleri donatılmaktadır.

Günümüzde amaç büyük, ucuz ve hızlı bellek üretmektir. Ama hayatın gerçeği şudur ki; bellek büyüdükçe yavaşlar, hızlandıkça da küçülür. Bu sorunu aşıp büyük, hızlı ve ucuz bellek tasarlamak için aşamalı bellek yapısı ve koşutluk (paralellik) kullanılmaktadır.


Aşamalı Bellek Yapısı

Bellek aşamaları
Bellekler, aşamaları kullanılarak, en ucuz teknolojinin sağlayabileceği boyutla en pahalı teknolojinin sağlayabileceği hız sunulmaya çalışılmaktadır. Yazmaçlar işlemcinin içindedir ve işlemci yazmaçlara doğrudan erişebilir. Yazmaçlara erişim için geçen süre bir nanosaniyenin altındadır. Yazmaçlarda sadece birkaç bitlik veri tutulabilir. Bir GB veri saklayabilecek yazmaçlar üretmek için milyonlarca dolar harcamak gerekir. Birinci düzey önbellek birkaç kilobaytlık veri tutabilir ve erişim süresi birkaç nanosaniyedir. Erişim süresi ikinci düzey önbellekte birkaç on nano-saniyeye, ana bellekte de yüzlerce nano-saniyeye çıkar.
Bu yapıda yazmaçlar ve bellek arası iletişim derleyiciler; önbellek ve bellek arasındaki iletişim donanım; bellek ve teker arasındaki iletişim de işletim sistemi, donanım ve kullanıcı tarafından yönetilir.




Rastgele Erişimli Bellek (RAM)

2.1 Bellek hücresi
Rastgele erişimli bellek ifadesindeki rastgele kavramı, bellekteki her veriye bellekteki konumundan bağımsız olarak aynı sürede erişilebildiği anlamına gelir.[1] Şekil 2.1 de sıradan bilgisayarlarda kullanılan RAM hücresinin fonksiyonel davranışını gösterir.
Fiziksel uyarlama tam olarak şekildeki gibi olmak zorunda değildir, ama çalışma şekli böyledir. Bir bellek hücresini uyarlamanın birçok yolu vardır. Şekildeki gibi flipfloplar üzerine kurulu RAM yongaları (çipleri) statik RAM’lerdir (SRAM) ve her konumun içeriği güç kesilene kadar saklanır. Dinamik RAM (DRAM) yongalarında bir miktar enerji depolayan kapasitörlerkullanılır. Bu kapasitörlerdeki enerji seviyesi 1 ya da 0’a karşılık gelir. Kapasitörler flipfloplardan çok daha küçüktür, bu yüzden aynı boyutlardaki bir DRAM, SRAM’den çok daha fazla veri saklayabilir. DRAM üzerindeki hücrelerde, kapasitör boşaldıkça hücredeki veri düzenli olarak değiştirilmeli ya da yenilenmelidir.
DRAM’ler ortamdaki gama ışınlarıyla etkileşim içine girerlerse, üzerilerindeki kapasitörler zamanından erken deşarj olabilir. Fakat bu çok nadir gerçekleşen bir durumdur. Açık bırakılan bir sistem günlerce hata vermeden çalışabilir. Bu yüzden ilkkişisel bilgisayarlarda (PC) hata algılayıcı devreler bulunmazdı. Bilgisayarlar gün sonunda kapatılırdı ve bu sayede hatalar yığılmazdı. Hata algılayıcılarının olmaması, DRAM fiyatlarının uzun bir süre daha düşük seyretmesini sağladı. Ancak gelişen teknolojiyle DRAM fiyatlarının en düşük seviyeye gelmesi ve bilgisayarların açık kalma sürelerinin artmasıyla beraber, hata algılayıcılar bilgisayarların olağan parçaları haline geldiler.

RAM Çeşitleri

RAM’ler silikon üzerine yerleştirilmiş birçok transistörün, ağırlıklı olarak veri erişiminin kontrolü ve verinin saklanmasıyla ilgili belli işlevleri yerine getirmesi için birbirine bağlanmış elektronik yapılardır. RAM teknolojilerinde güdülen hedef daha küçük transistörler üretmek, böylece bir silikon parçasına daha fazla transistör yani daha fazla işlev sığdırmak ve bu sayede silikonun daha hızlı çalışmasını sağlamaktır. Bu hedefe giderken karşılaşılan engellerin çoğu gelişen teknolojiyle daha üretim aşamasındayken aşılıp geri kalan kısım ise geliştirilen algoritmalar ve protokollere çözülmektedir. RAM çeşitleri ise bu protokoller tarafından belirlenmektedir.
Kısaca hatırlamak gerekirse iki çeşit RAM olduğunu söyledik, DRAM ve SRAM. Kapasitörlerin şarjını periyodik olarak yenilemek gerektiği için DRAM’lara dinamik bellek, elektrik kesilmediği sürece bilgiyi sakladığı için SRAM’lara statik bellek adı verilir. DRAM’ın SRAM’a karşı avantajı ise yapısal basitliğidir. SRAM’da her bit için altı transistör gerekirken DRAM’da bir transistör ve bir kapasitör yeterlidir. Ekonomik nedenlerden ötürü kişisel bilgisayarlar, çalışma istasyonları ve Playstation – Xbox gibi küçük olmayan oyun konsollarında genel olarak büyük olan DRAM kullanılırken önbellek ve teker tamponu gibi diğer kısımlarda SRAM kullanılır.
SRAM ile ilgili ayrıntılar SRAM'de; SDRAMRDRAMDDR SDRAM gibi DRAM ile ilgili ayrıntılar DRAM'de bulunabilir.

Salt Okunur Bellek (Read Only Memory) - ROM

Üzerindeki verileri kalıcı ya da yarı kalıcı olarak saklayan rastgele erişimli belleklere ROM denir[2] Bir program belleğe yüklendiğinde, üzerine başka bir veri yazılana ya da güç kesilene kadar bellekte kalır. Bazı uygulamalar içinse veriler hiç değişmez. Bilgisayar oyunlarıhesap makinelerimikro dalga fırınlar üzerindeki kontrol programları gibi değişmeyen programlar ROM üzerinde saklanır.
ROM basit bir cihazdır. Bir kod çözücü, birkaç mantık kapısı ve veri çıkışlarından oluşur. Flipflop ya da kapasitörlere ihtiyaç duymadan çalışır.
Yüksek hacimli uygulamalarda ROM'lar fabrikalarda programlanır. Buna alternatif olarak küçük uygulamalar ve prototipler için, içerikleri PROM yazıcı olarak bilinen ve kısmen ucuz olan cihazlar kullanılarak kullanıcı tarafından yazılabilen Programlanabilir ROMlar (PROM) kullanılır. Maalesef oyun endüstrisinin oluşmaya başladığı ilk dönemlerde, PROM yazıcıların PROMların içeriğini okuma kabiliyeti de vardı. Bu sayede oyunların korsan kopyaları yeni PROM'lara kaydediliyor, hatta içlerindeki veri deşifre edilerek karşı mühendislik için kullanılıyordu.
PROM’lar programcıya kodunun sürekli olarak saklanması imkânını verse de, PROMların üzerine sadece bir kez yazılabilir. Silinebilir ROMlara (Erasable PROMs – EPROM) ise üzerlerindeki veri kızılötesi ışınlarla silinerek tekrar tekrar yazma işlemi yapılabilir. Elektrikle silinebilir PROMlarsa (Electrically Erasable PROMs – EEPROM) içeriklerinin elektrik gücüyle yazılıp silinebilmesine izin verirler. Günümüzde kullanılan flaş belleklerin çoğunda bu teknoloji kullanılmaktadır. EEPROMlar üzerine on binlerce kez veri yazma ve silme işlemi yapılabilir.

Yonga Yapısı

Basit bir bellek yongası 0 dan m-1’e kadar sıralanmış m bit adres girişi (A0-Am-1), yonga seçici (YS ) ve okuma (K) – yazma (K~) kontrolünden oluşur. 5.1'de YS ve K’nın üzerindeki çizgiler yonganın YS=0 iken seçildiği ve K=0 iken bir yazma işlemi gerçekleşeceğini gösterir. T kadar bir zaman sonra yongadan veri okunacağında w bitlik veri, D0-Dw-1 veri çıkışlarında hazır olur. Veri hattı burada da olduğu gibi birçok yongada çift yönlüdür.
Şekildeki yongadaki adres satırları, gelen m bitlik veriden, her biri w-bit sözcükle ilişkilendirilmiş olan adreslerden hangisinin kullanılacağını belirler. Yonga üzerinde de 2mxw bitlik veri saklanabilir.
RAMler yazmaçlar derlemi olarak düşünülebilir. RAM yongaları üzerinde sözcükleri saklamak için yazmaçlar kullanılır ve hangi sözcüğün okunacağına ya da yazılacağına karar vermek içinde adresleme mekanizmaları oluşturulur.
Küçük RAM modülleri birleştirilerek daha büyük modüller elde edilebilir. Farklı tasarım yolları kullanılarak hem sözcük boyutu hem de modül başına düşen sözcük sayısı arttırılabilir. Örneğin sekiz adet 16M x 1-bit RAM kullanılarak bir adet 16M x 8-bit RAM yapılabilir. (16M=224 )

Bit & Byte Nedir?

Anlamları bilinmediği zaman bir biri ile karıştırılması çok kolay olan bu iki kelimenin bir biri ile olan ilişkisini, ve yanlış kullanımdaki farkın ne olduğunu anlatacağım.

Bilgisayar dünyasının en çok karıştırılan iki kelimesi olmalarının nedeni aynı şeyi temsil ediyor olmaları ve okunuşlarının “bit” ve “bayt” olması olabilir. Okunuşları o kadarda karıştırılacak gibi değil diyebilirsiniz, fakat tam olarak ne anlama geldiklerini bilinmeden kullanıldığında, 8 katı fark oluşturduğunu belirteyim.

Bit’in bilgisayar dilinde 0 ve 1’i temsil eder.

Byte, 8 Bit’ten oluşur ve 0’dan 255’e kadar olan sayıları ifade edebilir.

Sizleri daha fazla teknik bilgi ile boğmadan önce, nasıl yazıldıklarını ve nerelerde nasıl karşınıza çıkabileceğini göstermek istiyorum. Byte kısaca büyük B ile gösterilir, Bit ise küçük b ile.

Mb Megabit’i temsil ederken MB Megabyte’ı temsil eder.

Örnek vermemiz gerekecek olursa internetten indireceğiniz 1 GB’lık bir dosya 8 Mbps (ps’nin anlamı burada Per Second yani Saniye başına) bir bağlantı ile 1GB = 1024MB(Byte) = 8192 KB(bit).

Diğer bir şekilde söylemem gerekirse, söylerken “Sekiz megabayt’lık bağlantı” yanlış bir telaffuz olacaktır. Doğrusu “Sekiz megabit’lik bağlantı” ‘dır.