instagram twitter linkedin github youtube

24.2.20

Yıldız Topolojisi nedir?

En basit haliyle, bir Merkezi anahtarı, hub veya mesaj iletimi için bir araç davranan bilgisayar yıldız ağ oluşur. Bu diğer tüm düğümlerle bağlandığı merkezi bir düğümünden, oluşur; Bu orta düğüm hub'ı üzerinden tüm düğümler için ortak bir bağlantı noktası sağlar. Yıldız topolojisinde her düğümü (bilgisayar iş istasyonu veya herhangi bir diğer periferik) hub veya anahtar adı verilen Merkezi düğüme bağlı. Anahtar sunucu ve ikincil istemcileri. Yani, Merkez ve yaprak düğümlerin ve aralarında, iletim hatları bir yıldız topolojisi ile birlikte grafik oluşturur. Orta düğüm pasif ise, kaynak düğümü çift yönlü iletim zaman (yani ve orta düğüm) gecikmiş kendi iletim artı orta düğüm üretilen herhangi bir gecikme yankı alımı tahammül gerekir. Etkin bir yıldız ağ genellikle yankı ile ilgili sorunları önlemek için bir araç olan aktif bir merkez düğümü vardır.

Yıldız topolojisi tüm sistemleri merkezi bir düğüme bağlanılarak ağ hata olasılığını azaltır.bus tabanlı ağa uygulandığında, bu merkezi hub tüm yayınlar, bazen kaynak düğümü dahil olmak üzere ağdaki tüm periferik düğümlere periferik herhangi bir düğümden alınan rebroadcasts. Tüm periferik düğümleri, için gönderme ve alma Merkez düğümünün, tarafından böylece tüm diğerleri ile iletişim kurabilir. Periferik düğüm Merkezi düğüme bağlantı bir İsale Hattı yetersizliği diğer aygıtlardan periferik düğüm izolasyonu neden olur, ama belgili tanımlık sistem dinlenme etkilenmeyecektir. Bu da doğrudan bir merkezi ağ hub, anahtar veya yoğunlaştırıcısına bağlı her düğüm (dosya sunucular, iş istasyonları ve çevre birimleri) ile tasarlanmıştır. Star ağ üzerindeki hub, anahtar veya yoğunlaştırıcı hedefine devam etmeden önce geçer. Hub, anahtar veya yoğunlaştırıcı yönetir ve ağ tüm fonksiyonlarını kontrol eder. Ayrıca veri akışı için bir Tekrarlayıcı olarak görür. Bu yapılandırma bükümlü çift kablo ile yaygındır. Ancak, bu aynı zamanda koaksiyel kablo veya optik fiber kablo ile kullanılabilir.

Avantajları
Daha iyi performans:Yıldız topolojisinde düğümler aşırı sayı üzerinden veri paketleri geçişini engeller. En 3 cihazları ve 2 Golf Sahası her iki cihaz arasında herhangi bir iletişim katılıyor. Her ne kadar bu topoloji büyük bir ek yük merkezi hub'ı yeterli kapasiteyle yerleştirir, hub Diğerlerini etkilemeden bir aygıt tarafından çok yüksek kullanım işleyebilir.
Cihazların izolasyonu:Her cihaz doğal olarak hub'ına bağlı bağlantı ile izle. Bu izolasyon bireysel aygıtların kolay ve miktarları her aygıtın bağlantısını kesme diğerleri için yapar. Bu yalıtım da herhangi bir merkezi olmayan hata ağ etkilemesini önler.
Merkezi olmasının faydaları:Merkezi hub performans sorunu olduğundan, kapasitesini artırmak veya ek aygıtlar, bağlantı ağ boyutu çok kolay artar. Merkeziyetçilik de üzerinden ağ trafiği denetimi sağlar. Bu trafiği analizi ve şüpheli davranışlar olarak algılanmasını kolaylaştırır.
Kolay hataları tespit etmek ve bölümleri kaldırılacak.
Kurulum ve yapılandırma her bir aygıtı yalnızca bir bağlantı gerektirir ve bir giriş/çıkış için herhangi bir diğer aygıtları bağlamak için bağlantı noktası kolaydır.

Dezavantajı
Merkez Merkezi işleyişi üzerinde yüksek bağımlılık sistemi. Merkezi hub yetersizliği ağ çalışmasını olumsuz etkiler.
Maliyeti yol topolojine göre daha yüksektir.
Kablo gereksinimi fazladır.

23.2.20

Ağaç topolojisi nedir ?

Ağaç topolojisi ya da hiyerarşik topoloji. Bu ağ topolojisinde bir merkezi kök düğüm (hiyerarşinin en üst seviyesinde), hiyerarşide bir alt seviyede (ikinci seviye) bir veya daha fazla düğüm ile bağlıdır, merkezi düğüm ile ikinci seviyedeki her bir düğüm arasında noktadan noktaya bağlantı vardır. İkinci seviyedeki her bir düğümde bir alt seviyedeki (üçüncü seviye) bir veya daha fazla düğüm ile bağlı ise merkezi düğüm ile de noktadan noktaya bağlantı ile bağlıdır. Hiyerarşide sadece en üst seviyedeki merkezi kök düğümün üstünde başka bir düğüm yoktur.(Ağaç hiyerarşisi simetriktir). Ağda bulunan her bir düğüm bir sonraki alt seviyedeki düğümlere bağlayan sabit değişmez bir numaraya sahiptir. Bu numara "dallanma faktörü" olarak anılacaktır.

Özellikleri


  • Fiziksel hiyerarşik topoloji tabanlı bir ağın ağaç hiyerarşisinde olması için en az üç seviye bulunmalıdır. Eğer ağda merkezi kök düğüm altında sadece bir seviye hiyerarşik düzen var ise o bir yıldızın fiziksel topolojisini gösterir.
  • Fiziksel hiyerarşik topoloji tabanlı bir ağı bir dallanma faktörü ile fiziksel doğrusal topoloji olarak sınıflandırılır.
  • Dallanma faktörü ağdaki toplam düğüm sayısından bağımsızdır ve bu nedenle eğer ağda bulunan düğümler diğer düğümlerle iletişim için portlar istiyorsa,her bir düğümün toplam port sayısı,toplam düğüm sayısı büyük olsa bile küçük tutulabilir. Bu her bir düğüme port eklemenin maliyet etkisini dallanma faktörüne bağımlı yapar, bu nedenle mümkün olan düğüm sayısı üzerinde hiçbir etki yapmadan gerekenden düşük tutulabilir.
  • Fiziksel hiyerarşik topoloji tabanlı ağ üzerinde bulunan noktadan noktaya bağlantıların toplam sayısı, ağda bulunan toplam düğüm sayısından bir eksik olabilir.
  • Eğer fiziksel hiyerarşik topoloji tabanlı ağ üzerinde bulanan bir düğüm,ağdaki düğümlerin arasında yayınlanan veri üzerinde herhangi bir işlem gerçekleştirme gereği duyarsa,hiyerarşide daha üst seviyede bulunan düğümler hiyerarşide daha alt seviyede bulunan diğer düğümler adına daha fazla işlemleri işleme gereksinimi duyacaktır. Böyle bir tip ağ topolojisi çok kullanışlıdır ve önemle tavsiye edilir.

21.2.20

DNS nedir ?

DNS (İngilizce: Domain Name System, Türkçe: Alan Adı Sistemi), internet uzayını bölümlemeye, bölümleri adlandırmaya ve bölümler arası iletişimi organize etmeye yarayan, bilgisayar, servis, internet veya özel bir ağa bağlı herhangi bir kaynak için hiyerarşik dağıtılmış bir adlandırma sistemidir.

İnternet ağını oluşturan her birim sadece kendine ait bir IP adresine sahiptir. Bu IP adresleri kullanıcıların kullanımı için www.site_ismi.com gibi kolay hatırlanır adreslere karşılık düşürülür. DNS sunucuları, internet adreslerinin IP adresi karşılığını kayıtlı tutmaktadır.

Katılımcı kuruluşların her birine atanmış alan adları çeşitli bilgileri ilişkilendirir. En belirgin olarak, insanlar tarafından kolayca ezberlenebilen alan adlarını, dünya çapında bilgisayar servisleri ve cihazlar için gerekli sayısal IP adreslerine çevirir (dönüştürür). DNS, çoğu internet servisinin işlevselliği için temel bir bileşendir, çünkü Internetin temel yönetici servisidir.

Alan Adı Sistemi DNS her alan için yetkili ad sunucuları atayarak alan adlarını atama ve bu adların IP adreslerine haritalanması sorumluluğunu verir. Yetkili ad sunucuları desteklenen alanları için sorumlu olmakla görevlidirler ve diğer ad sunucuları yerine alt alanlara yetki (otorite) verebilirler. Bu mekanizma dağıtılmış ve arızaya toleranslı servis sağlar  ve tek bir merkezi veri tabanına ihtiyacı önlemek için tasarlanmıştır.

DNS aynı zamanda özünde (çekirdekte) bulunan veritabanı servisinin teknik işlevselliğini de belirtir. DNS protokolünü – DNS’de kullanılan veri yapılarının ve veri iletişim alışverişinin (değiş tokuş) detaylı tanımlaması- İnternet Protocol Suite’in bir parçası  olarak tanımlar. Tarihsel olarak DNS’ den önceki yönetici servisleri orijinal olarak metin dosyalarına ve belirgin bir şekilde HOSTS.TXT çözücüsüne dayandığı için büyük veya küresel yöneticilere göre ölçeklenebilir değildi. DNS 1980’ den bu yana yaygın olarak kullanılır olmuştur.

İnternet hiyerarşi alan adı ve İnternet Protokol (IP) adres boşluğu olmak üzere iki ana ad boşluğunu sağlar. DNS sistemi alan adı hiyerarşisi sağlar ve onunla adres boşluğu arasında çeviri servisi sağlar. İnternet adı sunucuları ve iletişim protokolü Domain Name Sistemini etkin kılar. Bir DNS ad sunucusu, alan DNS kayıtlarını alan adı için depolayan bir sunucudur; DNS ad sunucusu veri tabanına karşı sorulara cevaplarla karşılık verir.

DNS veri tabanında depolanan en yaygın kayıt türleri; DNS bölgesinin yetkisi otoritesi  (SOA), IP adresleri (A ve AAAA), SMTP posta değiştiriciler (MX), ad sunucuları (NS), ters DNS aramaları için işaretçiler (PTR) ve alan adı takma isimleridir (CNAME).

Genel amaçlı bir veri tabanı olmak için tasarlanmamasına rağmen, DNS diğer veri türleri için DNSSEC kayıtları gibi şeyler için otomatik makine aramalarını  ya da Sorumlu kişi (RP) kayıtları gibi insan sorularını da depolayabilir. DNS kayıt türlerinin tam listesi için, DNS kayıt türlerinin listesi bakın. Genel amaçlı veritabanı olarak, DNS veri tabanında saklanan gerçek zamanlı kara delik listesi kullanılarak istenmeyen e-posta (Spam) ile mücadelede kullanımında da DNS görülebilir. İnternet adlandırma için veya genel amaçlı kullanımlar için olsun, DNS veritabanı, yapılandırılmış bölge dosyasında geleneksel olarak depolanır.

İnternette bulunan her nesnenin, etkileşime giren her sunucu ve ucun bir internet sitesi olması gerekir. Bu adres, protokol seviyesinin IPv4 ve IPv6 olmasına göre 32 bit ya da 128 bit uzunluğundadır. Alan adı, bu 32 ya da 128 bit uzunluğundaki sayı yerine insanların anlayacağı, akılda tutacağı, kurumsal kimlik ve marka ile özdeşleştirebileceği isimlerin kullanılmasını sağlar.

İnsan dostu bilgisayar sistem adlarını IP adreslerine çevirerek İnternet için telefon rehberi hizmeti sunan sitem, DNS i tanımlamak için sıkça kullanılan bir benzetmedir. Mesela, alan adı www.example.com, 93.184.216.119 (IPv4) ve 2606:2800:220:6d:26bf:1447:1097:aa7 (IPv6) adreslerine çevrilir. Bir telefon rehberi aksine DNS aynı ana bilgisayar adını kullanmaya devam eden son kullanıcıları etkilemeden ağdaki servisin konumunun değişmesine izin vererek çabuk bir şekilde güncellenebilir. Kullanıcılar anlamlı bir Değişmeyen Kaynak Konum Belirleyici (URL) ve bilgisayarın servisleri nasıl yerleştirdiğini bilmek zorunda kalmadan e-mail adresi kullandıklarında bundan avantaj sağlarlar.

Alan Adı Sistemi'nin yarattığı ilişkiler birebir ilişki olmak zorunda değildir. Bir alan adına birden fazla IP adresi atanabilir. Bu yoğun talep olan hallerde geçerlidir. Wikipedia.org, yahoo.com, google.com gibi adreslerde bu çok olur. Ama daha yaygını, birçok alan adı tek bir IP'ye atanabilir. Buna da "Sanal Evsahipliği" (Virtual Hosting) denir.

Alan Adı Sistemi hiyararşik bir yapı gösterir. En üste .com, .org, .net, .int, .edu, .info, .biz, .aero, .travel, .jobs, .gov, .mil gibi "jenerik" üst düzey alanlarla (gTLD) .tr, .us, .de, .uk, .jp, .az gibi ülke alanlarından (CcTLD) oluşur. Buna son olarak .eu ve .asia gibi bölgesel birkaç üst düzey alan adı daha eklenmiştir.

DNS sistemi, isim sunucuları ve çözümleyicilerinden oluşur. İsim sunucuları olarak düzenlenen bilgisayarlar, host isimlerine karşılık gelen IP adresi bilgilerini tutarlar. Çözümleyiciler ise DNS istemcilerdir. DNS istemcilerde, DNS sunucu ya da sunucuların adresleri bulunur.

Bir DNS istemci bir bilgisayarın ismine karşılık IP adresini bulmak istediği zaman isim sunucuya başvurur. İsim sunucu, yani DNS sunucu da eğer kendi veritabanında öyle bir isim varsa, bu isme karşılık gelen IP adresini istemciye gönderir. DNS veritabanına kayıtların elle, tek tek girilmesi gerekir.

İnternet adresleri, ilk önce ülkelere göre ayrılır. Adreslerin sonundaki tr, de, uk gibi ifadeler adresin bulunduğu ülkeyi gösterir. Örneğin tr Türkiye'yi, de Almanya'yı, uk İngiltere'yi gösterir. ABD adresleri için bir ülke takısı kullanılmaz çünkü DNS ve benzeri uygulamaları oluşturan ülke ABD’dir. Öte yandan, ABD'ye özel kuruluşlar için us uzantısı oluşturulmuştur. İnternet adresleri ülkelere ayrılıdıktan sonra com, edu, gov gibi daha alt bölümlere ayrılır. Bu ifadeler DNS'te üst düzey (top-level) domain'lere karşılık gelir. Üst düzey domain'ler aşağıdaki gibidir.

Resolving (Çözümleme) - Aranılan bir kaydı bulma işlemi
Mesela http://google.com.tr adresine karşılık gelen IPv4 adresinin olmasının bulunması. Çözümleme yapan yazılımlar iki çeşit işlem yaparlar; özyineli çözümeme ve özyineli olmayan çözümleme. Sorgularda gönderilen RD (recursion required - özyineli gerekli) bitlerine göre sorgunun türü belirlenir. Özyineli olmayan sorgulara cevap veren sunucular cevap olarak ardışık isim sunucuları verirler. Sonuç olarak yapılan bir sorgu özyineli değil ise http://google.com.tr için doğrudan 8.8.8.8 IP'si ya da "makine bulunamadı" cevabı verilebilir. Fakat özyineli bir sorguda cevabı bulmak için başka bir isim sunucusunun IP'sini verebilir.

Authoritive Nameserving (Yetkili İsim Sunumu)
Bir alan hakkında bilgi bulunduran sunucudur. Mesela yildiz.edu.tr alanının MX (Mail eXchanger), NS (Name Server), A (Address)(Bunlar - Resource Record - Özkaynak Kaydı olarak bilinir) kayıtlarının tutulduğu isim sunucusudur.

DNS; mail sunucuları, domain isimleri ve IP adresleri gibi bilgileri tutan hiyerarşik bir yapıdır. Bir DNS istemcisi, ad çözümlemesi yapmak için DNS sunucularını sorgular. DNS hizmetleri; kullanıcının girdiği bir DNS adını çözüp, IP adresi gibi o ad ile ilişkili bilgileri oluşturur.

DNS sorgulaması yapmadan önce yapılan bir tarama sonucunda, DNS bilgileri 'name servers(NS)' ya da 'domain servers' olarak görülür. Bu bilgiilerin erişiminden sonra DNS sorgulamasıyla daha fazla bilgiye ulaşılır.

Yanlış yapılandırılmış bir DNS sunucusu sonucunda 'Bölge Transferi(Zone Transfer)' olarak bilinen atak yapılabilir. Bölge transferi ile DNS sorgusu yapılan hedefle ilgili birçok bilgiye ulaşılabilir. Bölge transferi; DNS sunucusunun çalıştığı domain ile ilgili bütün verileri içerir. Bu önemli bilgilerin içinde e-posta sunucusunun ismi, IP adresi, kullanılan işletim sistemi ile ilgili bilgiler vardır.

Bölge transferlerine karşı bir önlem olarak güvenlik duvarında(firewall) veya ağ geçitlerindeki yönlendiricilerde 53 numaralı TCP portu gelen tüm yetkisiz bağlantılara karşı kapalı tutulmalıdır.

DNS sorgulasından bir korunma yöntemi olarak alan adı bir domain değilse, -.tr uzantı ile sonlanmıyorsa 'private domain' haline getirmek bazı tehlikelerden korur. Private domain olan alan adlarında kişisel bilgiler 'Private' halini alır. Yani gerçek bilgiler gizlenir. Ama, private domain her domain sağlayıcıda yoktur.

DNS bilgileri önemli bilgilerdir. DNS sunucuları ayarlanırken sistemle ilgili çok az bilgi verilmelidir. Sunucuya isim verilirken işletim sistemini çağrıştıracak bir isim verilmemelidir. Ayrıca kulanılan işletim sistemiyle ilgili yer boş bırakılmalıdır.
Güvenlik duvarı kullanılmalıdır ya da yetkisiz bağlantıları önlemek için ağ geçitlerindeki yönlendiricilerdeki port durumlarına dikkat edilmelidir. DNS, UDP ile 53 numaralı portu; bölge transferi(Zone Transfer) ise TCP ile 53 numaralı portu kullandığından bunun önlemleri alınmalıdır. Bu portlar yetkisiz bağlantılara karşı kapatılmalıdır.
İç ağ için ayrı, internet için ayrı bir DNS sunucusu kullanmak. Kullanıcı internete çıkmak isterse iç DNS sunucusu bu isteği alıp proxy sunucusu gibi davranarak isteği dış DNS sunucusuna iletir. Böylece ağ dışından olan biri sadece dış DNS'teki isimlere erişir.

com : Ticari kuruluşları gösterir.
edu : Eğitim kurumlarını gösterir.
org : Ticari olmayan, hükûmete de bağlı bulunmayan kurumları gösterir.
net : Internet omurgası işlevini üstlenen ağları gösterir.
gov : Hükümete bağlı kurumları gösterir.
mil : Askeri kurumları gösterir.
num : Telefon numaralarını bulabileceğiniz yerleri gösterir.
arpa : Ters DNS sorgulaması yapılabilecek yerleri gösterir.
Bu isimlere yakın zaman önce biz gibi uzantılar da eklenmiştir. Alan isimleri, ağaç yapısı denilen ve belli bir kurala göre dallanan bir yapıda kullanılmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri haricinde, internete bağlı olan tüm ülkelerdeki adresler, o ülkenin ISO3166 ülkekodu ile bitmektedir. Türkiye'deki tüm alt alan adresleri, .tr ile bitmektedir. Örneğin; marine.ulakbim.gov.tr adresinde;

tr Türkiye'yi,
gov alt alanın devlet kurumu olduğunu
ulakbim bu devlet kurumunu
marine bu kurumda bulunan bir makineyi göstermektedir.

20.2.20

ISDN nedir ?

ISDN, Integrated Services Digital Network sözcüklerinin baş harflerinden oluşmuştur ve Bütünleştirilmiş sayısal ağ hizmetleri olarak Türkçeleştirilmiştir.

ISDN, mevcut analog telefon şebekesinin sayısal alternatifidir. Normal bir telefon hattı gibi bir telefon numarası çevirip hem sayısal, hem de analog hatlara ulaşım sağlanabilir. ISDN teknolojisini alışılmış analog hatlardan ayıran en önemli özellik tamamen sayısal temiz bir ses kanalı sağlamasının yanında, aynı anda veri (data) iletişimine de izin verebilmesidir. Ses, görüntü, veri gibi her türlü bilginin sayısal bir ortamda birleştirilip aynı hat üzerinden iletilmesinin sağlandığı bir haberleşme ağıdır.

ISDN aynı anda ses, veri, resim ve görüntü aktarma olanağı veren ve temelde bulut teknolojisine dayanan sayısal bir ağ sistemidir; Tümleşik Hizmetler Sayısal Şebekesi olarak adlandırılan bu teknoloji ile kullanıcılara çevrimli sayısal bağlantı kurma olanağı sunulur. Telefon şebekesinde olduğu gibi, ISDN’de de numarası bilinen başka bir aboneye, iletişimden önce çağrı yapılarak bağlantı kurulur ve iletişim gerçekleştirildikten sonra bağlantı koparılır. Birisi BRI, diğeri PRI olarak adlandırılan iki çeşit ISDN hizmeti vardır. Daha küçük band genişliğine sahip olan BRI hizmeti küçük ofis ve ev kullanıcıları için uygun olurken daha yüksek band genişliğine sahip PRI, kurumsal çözümlerde kullanılmaktadır. Sayısal yapısı ve sunduğu hizmet türleri açısından ISDN hem WAN bağlantılarında ana hat veya yedek bağlantı olarak kullanılabilir; hem de küçük ofis/ev kullanıcıları için çevrimli uzak bağlantı olanağı sağlar. ISDN esnek, başarımı yüksek ve kaliteli bir bağlantı ortamı sunmaktadır. ISDN hizmetleriyle kurumsal çözümlerde ses ve veri aktarım gereksinimleri tek bir bağlantı aracılığıyla karşılanabilmektedir; ve tek bir bağlantı ile birden çok kanala sahip iletişimler kotarılabilir. Yaklaşık 2 Mbps band genişliğine sahip PRI hizmeti, Avrupa standardında (E1 PRI) 30 tane 64 Kbps’lik kanala sahiptir ve her bir kanal bağımsız olarak kullanılabilir. Daha az kanala sahip olan BRI hizmetinde ise 2 tane 64 Kbps’lik veri kanalı, 1 tane de 16 Kbps’lik D olarak adlandırılan kanal vardır. D kanalı daha çok kontrol amaçlı kullanılmaktadır. ISDN hizmetlerinde birden çok kanallar aynı anda farklı gereksinimler için kullanılabilirler. Örneğin E1 PRI hizmetinde 30 tane telefon konuşması yapılabilir veya aynı anda kanallardan bir kısmı ses, bir kısmı veri aktarımı için kullanılabilir. ISDN ağ, analog telefon şebekesi, GSM şebekesi ve X.25 arayüzlü paket anahtarlamalı ağ ile bütünleşik yapıda kurulur. Böylece farklı teknolojilerdeki ağ kullanıcıları ile ISDN arasında geçiş sağlanır. ISDN ağa doğrudan bağlantı yapılabilmesi için sistemlerin, ISDN arayüzlere sahip olmaları gereklidir. Bir bilgisayarın ISDN ağa bağlanması için ona ISDN kart takılmalıdır.

ISDN abonesi olmanın faydası nedir?

Evde veya işyerindeki bilgisayar, faks, telefonun hepsi aynı hat üzerinden kullanılabilir. Ayrıca ISDN sayesinde görüntülü telefon, arayan numarayı görme, görüşme süresi, kontör sayısını öğrenme, video konferans vb. özelliklerden yararlanılabilir, Internete hızlı bir şekilde bağlanılabilir.

ISDN hatlarında kullanılan hat teknolojilerinin adı PRI ve BRI olarak geçmektedir. BRI hatlarda 2 adet 64Kbps veri veya ses kanalının tek bir fiziksel kanal üzerinden iletilmesini sağlar. PRI hatlarda 30 adet 64 Kbps veri veya ses kanalı bant genişliği 2048 Kbps olan tek bir fiziksel kanal içerisinden taşınır. Veri iletimi senkron ve simetriktir. Veri iletiminin simetrik olmasından dolayı uzak mesafelere taşınması gereken PRI hatlar fiber kablolar üzerinden SONET, SDH veya PDH devreleri ile taşınır, bakır kablo üzerinden taşınacak PRI hatlar SHDSL modemler üzerinden taşınır.

ISDN Kanalları

ISDN’de her birinin kullanım amacı ve band genişliği farklı 3 iletişim kanalı vardır: B, D ve H olarak adlandırılan bu kanallar ISDN abonesine uçtan uca sayısal iletişim ortamı sunar; her birinin farklı kullanım amacı vardır:

B Kanalı; ses, veri ve görüntü bilgisi gibi kullanıcı verisi aktarımı için kullanılır; iletişimin kotarılması için gerekli işaretleşme ve senkronizasyon bilgilerin aktarılmasında kullanılmaz. Tam-çift yönlü modda, senkron olarak 64 Kbps band genişliğine sahiptir. B kanalı, kullanıcı verisini taşınması için saydam bir yol sunar; bu nedenle IP, IPX gibi protokol paketleri giydirilerek bu ortamdan aktarılabilir. Hata sezme, yeniden gönderme gibi işlevlere sahip değildir. Eğer iletimde hata olursa üst katmanlarda sezilmeli ve düzeltilmelidir. B kanalı üzerinden devre anahtarlamalı, paket anahtarlamalı ve yarı-sabit bağlantı olarak adlandırılan üç farklı şekilde oturum kurulabilir.

D Kanalı; iletişimin sağlıklı bir şekilde kotarılması için gerekli işaretleşme ve senkronizasyonun sağlanması ve iletişimden önce yapılan çağrıların yönetimi için kullanılır. Tam-çift yönlü modda 16 Kbps veya 64 Kbps band genişliğine sahiptir. İki ISDN abonesi arasında bir bağlantı kurulmadan önce, birisi bağlantı için çağrı gönderir ve karşı taraf bu çağrıyı kabul ederse, aktarım için gerekli oturum kurulur; böylesi tüm haberleşmeler D kanalı üzerinden yapılır.

H Kanalı; B kanalından daha büyük band genişliğine sahip ve B kanalı gibi gerçek bilginin taşınmasında saydam bir yol sağlar; H0, H1, H2 ve H4 olarak adlandırılan 4 farklı türde H kanalı vardır. Bunlardan H0, 384 Kbps (6 tane B kanalı); H1, 1.920 Mbps (30 tane B kanalı); H2, 44.164 Mbps (690 tane B kanalı) ve H4, 135 Mbps düzeyinde band genişliklerine sahiptirler. Tam çift yönlü modda çalışır.

19.2.20

OSI Modeli nedir ?

Open Systems Interconnection (OSI) modeli ISO (International Organization for Standardization) tarafından geliştirimiştir. Bu modelle, ağ farkındalığına sahip cihazlarda çalışan uygulamaların birbirleriyle nasıl iletişim kuracakları tanımlanır.

İlk OSI standartları 1970'lerin sonlarında ve 1980’lerin başlarında ISO’nun TC 97 (Technical Committee 97), Enformasyon İşlemesi tarafından ortaya çıkartılmıştır. ISO, son OSI standardını 1984’te çıkartmıştır. Bu model kısa sürede kabul görerek yaygınlaşmış ve ağ işlemleri için bir kılavuz olmuştur.


OSI modeli öncesinde, işletmelerce kullanılan ticari ağların çoğunluğu belirli bir işletme tarafından belirli standartlara oturtulmamış teknolojiyle oluşturulmaktaydı. Örneğin IBM'in SNA ile DEC'in DECnet'i gibi. Bu ağların özellikleri, çoğunlukla yalnızca o üreticinin donanımının kullanılmasına izin verecek (ya da en azından başka ürünlerin bağlanmasını zorlaştıracak) biçimde tanımlanmıştı. Onlardan ayrı olarak OSI, çeşitli üreticilerin ürünlerinin bağlanabileceği bir ağ için, bir sektör etkinliği olarak ortaya çıkmıştır.

OSI Modeli herhangi bir donanım ya da bilgisayar ağı tipine göre değişiklik göstermemektedir. OSI'nin amacı ağ mimarilerinin ve protokollerinin bir ağ ürünü bileşeni gibi kullanılmasını sağlamaktır.

ISO standartlarının ağ üzerindeki iletişimi sağlarken karmaşık bir yol izlediği bir gerçektir. ISO standardı yedi katmana (alt göreve) ayrılmıştır. OSI modeli olarak bilinen bu yedi katman üstte gösterilmiştir.

OSI modeli sayesinde bir cihazın ağ içinde veya ağ dışında nasıl görevlendirildiği kolaylıkla anlatılabilir. Gerek ağ içinde gerek ağ dışında veri iletimi için verinin mutlaka her katmandan geçmesi gerekir. Geçtiği her katmanda da veriye belli görevler yüklenir.

OSI katmanlarında veri iletimi için uygulama katmanından donanım katmanına(fiziksel katman) doğru giderken veriye her bir katmanda ayrı bir başlık eklenir. Veri karşıdaki bilgisayara ulaştığında donanım katmanından(fiziksel katman) uygulama katmanına doğru bu başlıklara göre gider. En son uygulama katmanına ulaştığında veri karşı bilgisayara ulaşmış olur.

Katmanları

1. Katman: Fiziksel Katman
Fiziksel katmanın başlıca özellikleri şunlardır:

Veri bağlantısının elektriksel ve fiziksel özelliklerini ve bir cihaz ile cihazın fiziksel aktarım aracı( örneğin: bakır, fiber optik kablo, radyo frekansı) arasındaki ilişkiyi tanımlar.
Aktarım modlarını(örneğin: simplex, half duplex, full duplex) tanımlar.
Çok yaygın olan bazı ağ topolojilerini(bus, mesh veya ring) tanımlar.
Bitlerin çözümlenmesi bu katmanda yapılır.
Çözülen bitlerin, dijital ya da analog sinyal halinde gönderileceğinin kararının verildiği katmandır.
Çoğunlukla ham veriyle ilgilenir.
2. Katman: Veri Bağlantısı Katmanı
Veri bağlantısı katmanı uç düğümler arası veri transferi sağlar. Fiziksel katmanda meydana gelebilecek hataları tespit eder ve bu hataları mümkün olduğunca düzeltir. Veri bağlantısı katmanı, fiziksel olarak bağlı iki cihaz arasında bağlantı kurmayı ve bu bağlantıyı sonlandırmayı sağlayan protokolü tanımlar. Ayrıca bu cihazlar arasındaki veri akış kontrolü için de protokol tanımlar.

IEEE 802, veri bağlantısı katmanını iki alt katmana ayırır:

Media Access Control (MAC) katmanı - Ağdaki cihazların ağ ortamına(Örneğin: Kablo ) erişiminden ve veri iletim izninden sorumludur.
Logical Link Control (LLC) katmanı - Ağ katmanı protokollerinin tanımlanması daha sonra çözülmesi ve hata kontrollerinin sağlanmasından sorumludur.
3. Katman: Ağ Katmanı
Ağ katmanı, değişken uzunluklu veri dizilerinin(datagram) bir ağ düğümünden aynı ağa bağlı başka bir ağ düğümüne aktarımını sağlar. Mantıksal ağ adresini fiziksel makine adresine çevirir. Ağ, birden fazla düğümün bağlanabildiği bir ortamdır. Her düğümün bir adresinin olduğu, bağlı olan düğümlerin başka düğümlere veri iletimine izin veren ve sadece verinin içeriği ile hedef düğümün adresinin var olması koşuluyla başka düğümlere yönlendirilir. Eğer ağ katmanında çalışan bir düğümden, veri bağlantısı katmanında çalışan bir başka düğüme iletilen verinin boyutu fazla büyükse, ağ veriyi birkaç parçaya ayırır, parçaları ayrı ayrı gönderir ve gönderdiği düğümde bu parçaları tekrar birleştirir. Aynı zamanda böyle bir işlem yapmayıp hata raporu da gönderebilir.

Ağ katmanında veri iletiminin güvenli bir şekilde gerçekleştirileceğinin garantisi verilmez. Ağ katman protokolü güvenli veri iletimi sağlayabilir ama böyle bir zorunluluğu yoktur.

4. Katman: Taşıma/iletim Katmanı
Taşıma/iletim katmanı değişken uzunluklu veri dizilerinin(datagram) kaynaktan cihazdan hedef cihaza bir veya daha fazla ağ üzerinden servis kalitesini de koruyarak göndermeyi sağlar. Taşıma katmanı protokolüne örnek olarak, Internet Protocol(IP) üzerine inşa edilmiş olan Transmission Control Protocol(TCP) verilebilir.

Taşıma/iletim katmanı protokolü verilen bağlantı üzerinden gerçekleştirilen akış kontrolünü, paketlerin parçalara bölünüp birleştirilmesini ve hata kontrolünün güvenliğinden sorumludur. Taşıma katmanındaki bazı protokoller(Örneğin: TCP) bağlantıya dayalıdır. Protokolün bağlantı temelli olması sayesinde taşıma katmanı, parçalara bölünerek gönderilmiş olan paketlerden karşı tarafa ulaşamamış olanların yeniden gönderilmesini sağlar. Taşıma katmanı ayrıca karşı tarafa iletilen veriden sonra eğer bir hata oluşmamışsa başarı mesajı verir ve sonraki veriyi gönderir. Taşıma katmanı, uygulama katmanından aldığı veriyi paket haline getirir. Paketleme, büyük verileri küçük verilere bölme işlemidir.

5. Katman: Oturum Katmanı
Oturum katmanı, cihazlar arasındaki bağlantıları kontrol eder. Yereldeki ve uzaktaki bağlantıları kurabilir, yönetebilir ve sonlandırabilir. Oturum katmanı mesajlaşma kurallarından(full-duplex, half-duplex, simplex), uygulamalar arasındaki mesajlaşma kontrolünden, farklı birimlere gidecek verilerin gruplanmasından, mesajlaşmaya kalınan noktadan devam edilmesinden ya da yeniden alınmasından sorumludur. Oturum katmanı çoğunlukla uzak yordam çağrısını kullanan uygulama ortamlarında kullanılır.

6. Katman: Sunum Katmanı
Sunum katmanı, uygulama katmanındaki varlıkların arasındaki ortamı kurar. Bu katman eğer sunum servisi varlıklar arasında büyük bir veri eşleme sağlıyorsa uygulama katmanındaki varlıklar farklı sözdizimi(syntax) ve semantik kullansa bile bu ortamı sağlayabilir. Eşleme mevcutsa sunum servisi verileri sarmalayarak oturum protokolü verilerine dönüştürülür ve protokol yığınına iletir.

Bu katman uygulama ve ağ formatları arasındaki dönüşüm sayesinde verinin temsil edilme biçiminden(örn: şifreleme) bağımsızdır. Sunum katmanı, verileri uygulamaların kabul edeceği hale dönüştürür. Bu katman veriyi biçimlendirip şifreleyerek ağda gönderilmesini sağlar. Bu yüzden bu katmana sözdizim(syntax) katmanı da denildiği olur.

7. Katman: Uygulama Katmanı
Uygulama katmanı son kullanıcıya en yakın olan OSI katmanıdır. Yani hem OSI uygulama katmanı hem de kullanıcı doğrudan yazılımla,uygulamayla etkileşimde bulunur. Bu katman iletişim bileşenini yürüten uygulamayla etkileşime girer. Bazı uygulamalar OSI modelin kapsamı dışına çıkabilir. Uygulama katmanı sayesinde iletişim kuran kişiler tanımlanır, kaynak kullanılabilirliğine karar verilir ve senkronize iletişim gerçekleştirilir. İletişim kuran kişiler tanımlanırken kişilerin bir uygulama üzerinden veri göndermek için gereken kimliğine ve kullanılabilirliğin yeterli olup olmadığına karar verir. Kaynak kullanılabilirliğine karar verirken, uygulama katmanı ağın yeterli olup olmadığına ya da istenilen bağlantının var olup olmadığına karar vermelidir. İletişim senkronize edilirken uygulamalar arasındaki tüm iletişim, uygulama katmanı tarafından sağlanan iş birliğine ihtiyaç duyar. Bu katman uygulama ve son kullanıcı işlemlerini destekler. İletişimde bulunan kişiler ve servis kalitesi tanımlıdır, kullanıcı yetkilendirme ve gizlilik dikkate alınır ve de verinin sözdizimi ile ilgili kısıtlamalar da yine tanımlıdır. Bu katmandaki her şey uygulamaya özgüdür.

TCP/IP ile OSI arasındaki Farklar


TCP/IP haberleşme görevini karmaşık bir iş olarak niteleyerek daha basit alt görevlere böler.Her bir alt görev diğer alt görevler için belirli servisler sunar ve diğer alt görevin servislerini kullanır. OSI modeli de aynı kavramı kullanır ,ancak OSI modelinde her bir katmandaki protokollerin özellikleri ve birbiri ile ilişkileri kesin bir dille tanımlanmıştır. Bu özellik OSI modeli ile çalışmayı daha verimli kılar.
OSI modelinde katmanların görevlerinin kesin bir şekilde belirlenmiş olması yeni bir protokol geliştirmeyi kimi zaman güçleştirebilir.
TCP/IP ise böyle bir kısıtlama getirmediğinden,gerektiğinde yeni bir protokol mevcut katmanlar arasına rahatlıkla yerleştirilebilir.

OSI modelinde gerekmeyen bir katmanın kullanılmaması gibi esnek bir yapıya izin verilmemektedir. TCP/IP ise katı kurallarla tanımlı olmadığından gereksinim duyulmayan katmanların kullanılmamasına izin verir. Örneğin uygulama katmanında olmasına rağmen doğrudan IP üzerinden kullanılabilen protokoller mevcuttur.
TCP/IP protokollere örnek olarak, dosya alma/gönderme protokolü (FTP, File Transfer Protocol), Elektronik posta iletişim protokolü (SMTP Simple Mail Transfer Protocol), TELNET protokolü (Internet üzerindeki başka bir bilgisayarda etkileşimli çalışma için geliştirilen *login* protokolü) verilebilir. Adını sıkça duyduğumuz WWW ortamında birbirine link objelerin iletilmesini sağlayan protokol ise Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) olarak adlandırılmaktadır. TCP/IP protokolü aynı zamanda, diğer iletişim ağlarında da kullanılabilir. Özellikle pek çok farklı tipte bilgisayarı veya iş istasyonlarını birbirine bağlayan yerel ağlarda (LAN) kullanımı yaygındır.