instagram twitter linkedin github youtube

21.4.17

LG G6 Özellikleri

Öncelikle 5.7 inç'lik ekranın, sıra dışı bir çözünürlüğe (ve orana) sahip olduğunu belirtmek lazım. 1.440 x 2.880 piksellik çözünürlük, standardın aksine, daha geniş bir görüntü anlamını taşıyor. 564ppi piksel yoğunluğu sunan ekranda, OLED yerine IPS LCD teknolojisi tercih edilmiş. Dolby Vision/HDR10 uyumlu olan ekranda, "Her zaman açık" özelliği de yerini koruyor.
İlk bakışta ekranın boyutları, etkileyici bir görünüm anlamına geliyor; orası kesin. Daha geniş bir ekran, daha fazla görüntü alanı ile eş değer. Bu da, telefonun arayüzünü çok daha etkileyici bir hale getiriyor. Ancak bu ekran oranının muhtemel bazı dezavantajları da var. Örneğin bir YouTube videosu izlerken, videonun ekranı tamamen kaplamadığını göreceksiniz. Benzer şekilde uygulamalarda da, sorun çıkması muhtemel. Ancak LG, ölçeklendirme sayesinde kullanıcıların önemli bir sorun yaşamayacağını söylüyor. Denediğimiz birkaç uygulamada, açıkçası biz de pek bir sorun görmedik. Ancak sınırsız uygulama dünyası içerisinde, G6'nın ekranının neler yapabileceğini, ancak ayrıntılı testlerimiz sonrasında söyleyebileceğiz.
Her şeye rağmen, ekranın son derece etkileyici bir görüntü sunduğunu söylemek gerek. Tabii ki OLED gibi keskin siyahlar ya da çok yüksek bir kontrast oranı söz konusu değil. Ama boyutları ve renk kalitesi ile, hiç de aşağı kalmıyor.

Tasarım

Telefonun tasarımı, sadece ama oldukça da etkileyici. Bunda, hiç kuşkusuz ekran kasa oranının rolü büyük. Ön yüze baktığınızda, çok büyük bir kısmının ekrandan oluştuğunu fark edeceksiniz. Öyle ki, alt ve üst şeritler bile beklenenden daha ince. Özellikle bir iPhone 7 Plus kullanıcısıysanız, LG G6'yı gördüğünüzde çok şaşıracağınız kesin.
Metal kenarlar, elde premium bir his yaratmak için yeterli. Aynı şekilde, arka yüzde kullanılan cam da benzer bir his yaratıyor. İlginç olan, LG'nin arka yüzdeki camda Gorilla Glass 5 kullanırken, ekranda Gorilla Glass 3'ü tercih etmiş olması.
Telefonun alt kısmında, hoparlör, mikrofon ve USB-C portuna yer verilmiş. Üst kısımda ise, bizleri bir sürpriz bekliyor: 3.5mm kulaklık girişi. Pek çok üretici kulaklık girişini kaldırmayı seçerken, LG'nin bu girişi koruması oldukça güzel bir durum.
Sol kenarda ses ayarları yer alırken, sağ kısımda kart girişine yer verilmiş. Yani LG G6'da, microSD bellek kartı kullanmanız mümkün.
Arka kısımda ise, çift kamera ve aynı zamanda güç tuşu olarak da görev yapan parmak izi okuyucu bulunuyor.
Genel olarak bakıldığında, G6 oldukça sade bir tasarıma sahip. Ancak kullanılan malzemenin kalite ve uyumu, telefonu elinize aldığınız an üst düzey bir telefon kullandığınızı hissettiriyor.

Kamera

LG G6, çift kamera trendini de devam ettiriyor. Ancak bu kez arkadaki iki kamera da 13 megapiksel çözünürlükle geliyor. Lazer oto-fokus ve LED flaş, kameranın kalitesini artırmayı amaçlıyor. Ön kısımdaki kamera ise, 5 megapiksel çözünürlüğe sahip.
13 megapiksellik çözünürlüğü bir kenara bırakırsak, G6'nın, kamera konusunda G5'den çok daha fazlasını sunduğunu söyleyemeyiz. Ama bunun kötü bir şey olmadığı da açık; G5, fotoğraf kalitesi ile zaten beğenimizi kazanmayı başarmıştı. Yaptığımız deneme çekimlerinde, fotoğrafların kaliteli göründüklerini söyleyebiliriz. Ancak bunu söylerken, telefonun ekranı ile kısıtlı kaldığımızı da hatırlatalım. Telefon test merkezimize ulaştığında, fotoğraf kalitesi hakkında çok daha ayrıntılı bilgileri sizlerle paylaşacağız.

Performans

Gelelim performans kısmına... Şaşırtıcı biçimde LG, yeni amiral gemisinde Qualcomm'un Snapdragon 821 işlemcisine yer vermiş. Başka bir deyişle, G6'da Snapdragon 835 bekleyenler için önemli bir hayal kırıklığı söz konusu. Snapdragon 821 her ne kadar iyi bir işlemci de olsa, yeni bir amiral gemisinde en son modeli görmeyi beklemek, çok da garip bir durum olmasa gerek.
4GB RAM ile gelen LG G6, genel kullanımda tabii ki iyi bir performans sunuyor. Yenilenen arayüzde herhangi bir takılma ya da yavaşlama söz konusu değil. Uygulamalarda da, Snapdragon 821 ve 4GB RAM kombinasyonunun şimdilik yeterli olduğu kesin. Ancak Samsung'un S8'de Snapdragon 835 kullanacak olması, G6'nın yarışa bir adım geride başlayacağı anlamına geliyor.
Son olarak, G6'nın suya ve toza karşı dayanıklı olduğunu da söyleyelim.

Batarya

LG G6, değiştirilebilir pili de tarihe gömmüş durumda. G5'te yer alan 2.800 mAh'lık değiştirilebilir pil, G6'da yerini 3.330mAh'lık sabit pile bırakmış.Harici pillerin iyiden iyiye yaygınlaştığı günümüzde değiştirilebilir pillerin ne kadar önemli olduğu tartışılabilir ancak halen bunun meraklıları olduğu bir gerçek. Yine de LG'nin kapasiteyi 3.300mAh'a çıkartması güzel bir gelişme.
Telefonun ABD'de satılacak modellerinde kablosuz şarj bulunacak. Ancak bize gelecek olan modellerde bu özellik ne yazık ki bulunmuyor. Yine de, Quick Charge 3.0'ın telefondaki yerini alması, güzel bir gelişme olarak kabul edilebilir.

İlk kararımız...

Kısacası G6, çok büyük yenilikler sunmasa da, oldukça iyi bir telefon gibi görünüyor. Özellikle ekranının son derece başarılı olduğunu rahatlıkla söylemek mümkün. Nispeten eski bir işlemci olan Snapdragon 821 her ne kadar G6 için dezavantaj gibi görünse de, maliyeti de düşürdüğü bir gerçek. Eğer LG, G6 için doğru bir fiyat politikası benimserse, telefonun piyasada şansı olmaması için hiç bir neden yok

Galaxy S8 özellikleri

Galaxy S8 ekran özellikleri

Galaxy S8, 5.8 inç büyüklüğünde ekran ile geliyor. Bu ekran 2960x1440 piksel çözünürlüğünde ve çizilmelere karşı Corning Gorilla Glass 5 ile korunuyor. 571 PPI değerine sahip olan ekranda; LG G6’da olduğu gibi 18:9 oranı kullanılıyor. Infinity Display olarak isimlendirilen Galaxy S8 ekranı, kullanıcılarına geniş görüntüleme açısı sunuyor. Always On Display özelliği sayesinde Galaxy S8’in ekranı sürekli açık olacak.

Galaxy S8 donanım özellikleri

Galaxy S8, gücünü 2.3 GHz hızında çalışan Snapdragon 835 yonga setinden alıyor. Grafik biriminde ise Adreno540 bulunuyor.
Ancak Galaxy S8 bazı bölgelerde Exynos 8895 yonga seti ile satışa sunulacak. Tahminlerimize göre Galaxy S8’in Türkiye’ye gelecek olan modeli Exynos 8895 yonga seti yer alacak. Cihazın RAM bölümünde ise 4 GB RAM’e yer veriliyor. 64 GB dahili depolama birimi ile gelen telefon, microSD kart slotu sayesinde 256 GB’a kadar hafıza arttırım imkanı sunuyor. İsterseniz Samsung Cloud ile bulut sistemi sayesinde ekstra depolama alanını microSD kart kullanmadan da yaratabilirsiniz.

Bluetooth 5.0 ve Wi-Fi 802.11 a/b/g/n/ac bağlantılarını destekleyen Galaxy S8, USB Type-C portu ile şarj oluyor. Şarj demişken cihazda 3.000 mAh kapasiteli bataryanın olduğunu belirtelim. Bu batarya hızlı şarj ile destekleniyor. Note7 olaylarının tekrarlanmaması için bataryanın sıkı bir denetimden geçtiği söyleniyor.
Samsung'un, 3.5mm kulaklık girişine Galaxy S8 modelinde de yer verdiğini hatırlatalım.

Galaxy S8 kamera özellikleri

Galaxy S8’de 12 Megapiksel çözünürlüğünde dual pixel arka kamera yer alıyor. Bu kameranın diyafram aralığı ise f/1.7 olarak belirlenmiş durumda.
4K çözünürlüğünde video çekebilen cihaz, 1.4 μm piksel büyüklüğü ile dikkat çekiyor. OIS ve otomatik odaklama özelliği ile donatılan Galaxy S8’in kamerası, yüz tanıtma, gülümseme algılama, ses ile kontrol ve zamanlayıcı gibi ekstra opsiyonalar sunuyor. Cihazın ön kamerası ise 8 Megapiksel çözünürlüğünde.
148,9 x 68,1 x 8.0 mm ebatlarındaki Galaxy S8 sadece 152 gram ağırlığa sahip. Android 7.0 Nougat ile kutusundan çıkacak olan telefonda Samsung UI 8.1 arayüzü yer alacak.
Galaxy S8 ayrıca Bixby adı verilen sanal asistan ile geliyor. Samsung Bixby, Apple’ın Siri’sine en büyük rakip olarak gösteriliyor.
Cihazda önyüklü olarak gelecek olan Samsung uygulamaları arasında; Connect, Cloud, Galaxy Apps, Gear, Knox, Notes, Internet, Health ve Bixby yer alıyor. Galaxy S8'de güvenlik için IRIS tarayıcının ve su geçirmezlik için IP68 sertifikasının da yer aldığını belirtelim.

Galaxy S8 fiyatı

Geldik can alıcı nokta fiyata. Galaxy S8'in fiyatı 800 Euro seviyesinde olacak ve 21 Nisan tarihinde satışa sunulacak. Tahminlerimize göre telefonun Türkiye fiyatı 4.399 TL üzerinde olacak.

papilla hissizliği (Dil Yanması)

Genel Bakış

Dil yanması sık rastlanan bir problemdir. Tipik olarak bu durum çok sıcak bir şey yemeniz veya içmenizden sonra olur. Yanıklar için standart ilk yardım tedavisi dil yanığı için de geçerlidir.
Dilin hafif bir yanığı rahatsız edici olabilir ama zamanla iyileşir. Ancak ciddi yanıklar vücudunuzun başka herhangi bir kısmındaki yanıklar gibi hemen tıbbi yardım gerektirir.
Bazı durumlarda diliniz gerçekten yanmadan bir dil yanması hissedebilirsiniz. Buna dil yanması sendromu denir.
NEDENLER

Nedenler

Buhar, sıcak yiyecek veya içeceklerin sıcaklığını olduğundan düşük zannetmek dilinizde ve ayrıca ağız veya dudaklarınızın başka bölgelerinde yanmaya neden olabilir.
Dil yanması sendromuna idiyopatik glossopirosis de denir ve burada herhangi bir belirli neden olmadan dilinizde yanma hissedersiniz.
Mayo Clinic uyarınca iki tür dil yanması sendromu vardır: primer ve sekonder. Primer ağız yanması sendromu nedeni bilinmeyen tiptir. Sekonder ağız yanması sendromu başka bir tıbbi durum nedeniyle oluşan tiptir.
Sekonder ağız yanması sendromunun nedeni şunlar olabilir:
  • ağız kuruması (sıklıkla başka bir tıbbi durumun belirtisi veya ilaçların yan etkisi)
  • pamukçuk (ağzın maya enfeksiyonu)
  • ağızda liken planus (bağışıklık sisteminin ağzın müköz membran hücrelerine saldırması sonucu oluşan, sıklıkla kronik bir ağız içi enflamasyonu)
  • coğrafi dil (dil yüzeyinin papillalar adı verilen küçük çıkıntılarından bazılarının bulunmadığı ve bunlar yerine kaybolup dilin başka yerlerinde tekrar gelişme eğilimi olan kızarık ve bazen kabarık bölgelerin bulunduğu bir durum)
  • vitamin eksiklikleri
  • anksiyete, depresyon veya aşırı endişe
  • takma dişler
  • sinir hasarı
  • bazı gıdalara alerjik reaksiyon
  • ağza gelen mide asidi (gastroözofageal reflü hastalığı veya GERD gibi durumlar nedeniyle)
  • yüksek kan basıncı için kullanılanlar gibi ilaçlar
  • diyabet, hipotiroidi ve diğer endokrin bozuklukları
  • menopoz sırasında olduğu gibi hormon dengesizliği
  • dişleri gıcırdatma, dişleri fazla sert fırçalama, çok sık gargara kullanma ve ağızla ilgili diğer sağlıksız alışkanlıklar (Mayo)
RİSKLER

Riskler

Sıcak yiyecek ve içecekleri önce sıcaklığı denemeden yemek veya içmek sizde dil yanması oluşma riskini arttırır.
Postmenopozal kadınlar dil yanması sendromunun gelişmesi açısından artmış risk altındadır. Bu, östrojen seviyelerinde azalmayla ilişkili olabilir. Bu hormon değişikliği dil tomurcuklarının hassasiyetini azaltır.
ADVERTİSEMENT
BELİRTİLER

Belirtiler

Dil yanması, yanığın derecesine bağlı olarak çeşitli şekillerde görülebilir ve hissedilebilir.
  • Birinci derece yanık dilin en dış tabakasına zarar verir. Ağrı yaşarsınız ve dil kızarık ve şiş hale gelebilir.
  • İkinci derece yanık daha ağrılıdır çünkü dilin hem en dış hem de alt tabakasını etkiler. Kabarcıklar oluşabilir ve dil kızarık ve şiş görünür.
  • Üçüncü derece yanık dilin en derin dokusunu etkiler. Bunun sonucu beyaz veya siyah yanmış cilttir. Ayrıca hissizlik veya şiddetli ağrı olabilir.
Dil kızarık veya şiş hale geldiğinde dilin üzerindeki kabarcıklar olan papillalar kaybolabilir. Bunun sonucunda dilde kabarık yerine düzgün bir yüzey oluşabilir. Papillalar dilin üst kısmının çoğunu kaplayan küçük çıkıntılardır. Bu çıkıntılar arasında tat tomurcukları vardır. Bir yanık tat duyunuzu da azaltabilir. Ancak, bu sıklıkla eğer yanık çok şiddetli değilse geçici bir yan etkidir.
Dilde bir yanma hissi dışında yanan dil sendromu belirtileri arasında şunlar vardır:
  • sabah normal gibi olan ama gün içinde kötüye giden bir dil
  • her gün yanma belirtilerinin tekrarlanması
  • yanma hissiyle birlikte metalik veya acı bir tat
  • normal tükürük üretimine rağmen ağız kuruluğu hissi
KOMPLİKASYONLAR

Komplikasyonlar

Uygun şekilde tanımlanmaz ve tedavi edilmezse şiddetli bir dil yanığıenfekte olabilir. İkinci derece ve üçüncü derece yanıklarla daima bir tıbbi uzman ilgilenmelidir.
Bir dil yanması ayrıca tat tomurcuklarını imha edip yanığın olduğu yerde his kaybına neden olabilir. Ancak, bu, sıklıkla kısa dönemli bir komplikasyondur çünkü tat tomurcuklarınız yaklaşık iki haftada bir tekrar oluşurlar.
Bir dil yanması sendromunuz varsa şiddetli ve tedavi edilemeyen ağrı bazen depresyon ve anksiyete bulgularına yol açabilir.
TANI

Tanı

Kızarıklık, şişme ve kabarcık oluşumu dil yanmasının bulgularıdır. Doktorunuz muhtemelen duruma sadece dilinizi inceleyerek tanı koyacaktır.
Dil yanması sendromuna bu hissin bir belirtisi olabileceği hastalıklar ve durumları ekarte ederek tanı konur. Doktorunuz önce herhangi bir ağız bakımı alışkanlığınızın (fazla gargara kullanma, çok sert diş fırçalama) belirtilerinize neden olup olmadığını anlamak için ağız bakımı alışkanlıklarınızı konuşmak isteyecektir.
Ayrıca başka hastalıkları ekarte etmek için şunlardan biri yapılabilir.
  • kan testleri- besin eksiklikleri, hormon dengesizliği ve endokrin (diyabet, tiroid) bozukluklarını ekarte etmek için
  • ağızdan örnek alınması- pamukçuk ve oral liken planus gibi ağız hastalıklarını ekarte etmek için
  • görüntüleme testleri- doktorunuzun şüphelenebileceği başka durumları ekarte etmek için
  • alerji testleri- dil yanması nedeniyle oluşan gıda veya katkı maddesi alerjisini ekarte etmek için
  • tükürük testi- ağız kuruluğunu ekarte etmek için
  • psikolojik taramalar- depresyon, anksiyete veya stresin neden olup olamayacağını görmek için soru formları
  • gastrik reflü testleri- sizde GERD durumu olup olmadığını görmek için
ADVERTİSEMENT
TEDAVİ

Tedavi

Bir dil yanması için başlangıç tedavisine temel ilk yardım dahil olmalıdır. İkinci derece veya üçüncü derece yanık bulgu ve belirtilerini gösteren yanıkları doktorunuz değerlendirmelidir.
Dilin birinci derece yanığında enfeksiyondan kaçınmak ve ağrıyı azaltmak için:
  • Bölgeyi birkaç dakika soğuk suyla iyice yıkayın.
  • Yanık üzerinde olabilecek herhangi bir kir veya parçacığı giderin.
  • Temiz bir bezi soğuk suyla ıslatın ve yanığın üzerine koyun.
  • Ağrıyı azaltmak için buz küpleri veya dondurma emin.
  • Soğuk su veya tuzlu suyla gargara yapın.
  • Yarayı tahriş edebilecek ılık veya sıcak sulardan kaçının.
  • Ağrı ve enflamasyon için asetaminofen veya ibuprofen alın.
  • Ağrıyı azaltmak için dil üzerine biraz toz şeker koyun.
Ağrı iyileşmez veya enfekte olursa doktor veya diş hekiminize danışın. Enfeksiyon bulguları arasında şunlar olabilir:
  • kızarıklıkta artış
  • şişme
  • püy drenajı
  • ateş
Yanan dil sendromu durumunuz varsa, birinci derece yanıkları tedavi etmek için kullanılanlarla aynı tip tedavilerden fayda görebilirsiniz. Ancak özel olarak yanan dil sendromu için tıbben onaylanmış tedavi yoktur.
Bazen sekonder yanan dil sendromuna neden olmuş olabilecek durumları tedavi etmek yardımcı olabilir. Örneğin, mevcut ilacınız ağız kuruluğuna neden oluyorsa doktorunuz başka bir reçete denemenizi isteyebilir. GERD durumunuz nedeniyle mide asidi ağzınıza geliyorsa doktorunuz midenizin asit üretimini azaltmak için omeprazol (Prilosec) gibi ilaçlar yazabilir.
BEKLENTİ

Beklenti

Çoğu dil yanması durumu iki hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak, bazı yanıklar altı haftaya kadar sürebilir.
Dil yanması sendromu aylar ve hatta yıllarca sürebilir. Cleveland Clinic uyarınca dil yanması sendromu olan kişilerin yaklaşık %30'u üç ila beş yıl içinde tedavisiz iyileşir (CC).
ÖNLEME

Önleme

Dil yanmasını herhangi bir sıcak sıvı veya gıdanın sıcaklığını ağzınıza koymadan önce test ederek önleyebilirsiniz. Mikrodalga içinde ısıtılmış yiyecekler veya içecekler eşit şekilde ısınmayabilir ve bu nedenle böyle hazırlanmış ürünler kullanılırken özellikle dikkat edilmelidir.
Dil yanması sendromunu önlemenin bilinen bir yolu yoktur.

Acı Biberin Zararları

Çok acı biber yiyorum zararı var mıdır? gibi sorular sıkça rastladığımız sorulardandır ve unutulmamalıdır ki en faydalı besinin tüketiminde de aşırıya kaçmak mutlaka zarar teşkil eder. İşte bu sebepten ötürü devamlı acı biber yemek çok da sağlıklı değildir ve pek çok hastalıkların başlangıcına neden olur. Çok acı biber yiyorum zararı var mıdır? sorusunun yanında çok baharatlı yiyorum zararı var mıdır? gibi sorular da geliyor ve bu ikisi de aynı hastalıklara sebep olur. Bu nedenle ne çok acı ne de çok baharatlı besinleri çok tüketmemek gerekir. Dengeli beslenmek her zaman sağlığınız için avantajdır.
Çok Acı Biber Yemenin Zararları
  • Mide rahatsızlıkları
  • Midede ülser ve mide yaralarına neden olabilir
  • Mide de gastrit oluşumuna sebep olur.
  • Mide kanseri oluşumunu uzun yıllar boyu tüketimi ile tetikler.
  • Bağırsaklarda delinmelere ve bağırsak yaralarına neden olup acı yaratır.
  • Basur yani hemoroit hastalığına sebep olur. Bu rahatsızlıkta bir yerden sonra kalın bağırsak ucu anüsten dışarıya çıkar ve kişinin basur ameliyatı olması gerekir. Bir süre yatarak istirahat gerektirir.
  • Ağızda ve dilde papillalarda oluşacak anlık yanmalarla hasarlara neden olabilir ya da papilla hissizliği yaratabilir.
Çok acı biber yiyorum zararı var mıdır? sorusunu soran kişilerde genelde gastrit ile rahatsızlık başlar. Bunun yanında baharatlı ve yağlı yiyecekler de tetikler. Eğer kişide ülser ya da mide rahatsızlığı varsa zaten acı yememesi gerekir bu kişinin rahatsızlığının ilerlemesine sebep olur. Bu nedenle kişinin çok fazla acı tüketmemesi gerekir. Unutmayınız ki hiç bir şey sağlığınızdan önemli değildir.

Acı yemenin yarar ve zararları nelerdir?

Acı gıdalar insanoğlunun sofrasında yüzyıllardır yer almaktadır. Bu gıdalar beslenmenin yanında tedavi amacıyla veya hastalıklardan korunmak için kullanılmışlardır. Çünkü acı gıdalarda bulunan maddeler birçok hastalığı tedavi ederken, bazı önemli hastalıklara yakalanma riskini azaltmaktadır.    Ülkemizde acı gıda dendiğinde akla acı biber, kara biber, acı turşular ve bazı acı baharat çeşitleri gelmektedir. Ülkemizde acı gıda tüketiminde başı acı biber çekmektedir. Türk damak zevkine göre neredeyse acı biberin girmediği yemek yok gibidir. Özellikle kebapların yanında közlenmiş acı biber yemek adeta bir gelenek halini almıştır. Bu kadar çok ve severek tüketilen acı biberin birçok faydası olduğu gibi, bazı zararları da bulunmaktadır.    

ACI BİBERİN YARARLARI

Acı biberin sağlık açısından birçok faydası vardır. Acı biberin içerdiği capsaicin (kapsaisin) olarak adlandırılan madde, vücutta birçok alanda etkili olduğundan genel sağlığa faydalı bir madde olarak değerlendirilir. Acı biberin faydalarını şöyle sıralayabiliriz:GRİP: Tek bir kırmızı biber bütün gün ihtiyacınız olan betakarotenin tamamını ve C vitaminini içerir. Vücut direncini artırır, grip ve soğuk algınlığına karşı koruyucu etki gösterir.DOĞAL AĞRI KESİCİ: Acı biber ısırıldığında ağzı yakan bir ısı hissedilir, ama bu acı -biraz garip gelse de- sinirleri yumuşatabilir. Yenildiğinde capsaicin beyinde endorfin salgılanmasını sağlar, endorfinin ise ağrı kesici bir etkisi vardır.KOLESTEROL: Bazı araştırmalar acı biberin trigliseritleri düşürmeye, kötü kolesterolü azaltmaya yardımcı olduğunu göstermiştir.KALP KRİZİ: Acı biber içerdiği C vitamini, betakaroten ve antioksidanlarla vücudun kansere ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır. Acı biber dolaşımı hızlandırır. Bu da kalp krizi ya da felce karşı koruma sağlar.ÜLSER: Kırmızı acı biberin midedeki mikropları özellikle helikobakter piloriyi öldürdüğü ve mide ülseri gelişimini engellediği belirlenmiştir.ZAYIFLAMA: Acı biber metabozlimayı hızlı çalıştırarak zayıflamaya yardımcı olabilir.    BRONŞİT: Balgam söktürücü özelliği vardır. Kronik bronşit ile anfizemi hafifletir; solunum zorluklarını gidermede yardımcı etki gösterir.SİNDİRİM: Bütün biber çeşitlerinde mide asidini artırma ve sindirim salgılarını çoğaltma özelliği görülür. Bu yüzden iştah açılır ve sindirim kolaylaşır.KABIZLIK: Bağırsakların çalışmasını sağlar, içerdiği lif oranıyla kabızlığa karşı etkilidir.ŞEKER: Kan şekerini dengelemede ve şekerin düşürülmesinde yardımcıdır.EKLEM İLTİHABI: Eklem iltihabı ağrılarını azaltmada etkilidir.BURKULMA: Burkulma ve zedelenmelerde şişmeyi ve morarmayı engeller, iyileşmeyi hızlandırır.    SOLUNUM: Sinüsleri dolu olanların solunum yollarının temizlenmesine yardım eder.İKTİDARSIZLIK: İktidarsızlığa karşı iyileştirme gücü vardır,ÖDEM: Vücuttaki ödemin atılmasında faydalıdır.

ACI BİBERİN ZARARLARI

Herhangi bir rahatsızlığınız yoksa acı tükettiğiniz için hastalığa yakalanmazsınız. Yani acı tüketimi başlı başına bir rahatsızlık sebebi değildir. Acı bazı durumlarda olumsuz etkiler yapabilir. Bunlar:MİDE RAHATSIZLIKLARI: Bazı mide rahatsızlıklarında acı biber tüketilmesi sakıncalıdır. Midesinde, yara, tahriş ve yanma olanların, acı biberi çiğ olarak tüketmeleri, midedeki yaranın iyileşme sürecini uzatır hatta yaranın daha da derinleşmesine ve genişlemesine neden olur. Mide rahatsızlıkları olanların, acı biberi yemeklerin içinde veya pişirerek tüketmeleri önerilir.HEMOROİD (Basur): Acı biber hemoroid kanamalarını fazlalaştırmakta ve basur memelerinde hassasiyeti artırmaktadır. Bu yüzden kronik hemoroid rahatsızlığı olanların, acı biber tüketiminden kaçınmaları gerekmektedir.ASABİYET (Sinir): Acı biberin pek bilinmeyen bir özelliği de insanlardaki sinirlilik halini artırmasıdır. Acı biberin içinde bulunan enzimler asabiyetin artmasına yol açmaktadır. Asabiyet ya da sinirlilik hormonu olarak bilinen, noradrenalin sağladığı için, acı biber tüketenler tüketmeyenlere göre, çok daha asabi oluyorlar. Türklerin Yunanların, Arapların, Akdeniz ve Güney Amerika ülkelerinde yaşayan insanların daha sinirli olmasının nedeninin, fazla miktarda acı tüketimi olduğu düşünülmektedir.Acı biber besin değerini kaybetmesin,  diyorsanız onu yağda kızartmaktan kaçının. Kızartmak, biberin içinde bulunan K, C ve B vitaminlerinin yok olmasına sebep olur. Kızartma yağlarının da mide kanserinin en önemli nedenlerinden biri olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu bakımdan, acı biber sevenlerin, acı biberi, tavada veya mangalda közleyerek tüketmeleri sağlık açısından çok daha faydalı olacaktır.    Yazımızdan da anlaşıldığı üzere acı biberin faydaları zararlarından çok daha fazladır. Faydaları çokmuş, diyerek bir gıdayı aşırı tüketmek yanlıştır. Unutmamak gerekir ki “Her şey zehirdir, mühim olan dozdur