instagram twitter linkedin github youtube

4.12.19

Portföy nedir ?

Portföy, gerçek veya tüzel kişilerin yatırım yapmak ve kazanç sağlamak amacıyla elinde bulundurduğu ve istediği gibi tasarruf ettiği para, döviz, altın, tahvil, hisse senedi, mevduat ve bono gibi yatırım araçlarının genel ismidir.

Yatırım portföyü, yatırımcıların kazanç ve risk tahminleri doğrultusunda oluşturulur. Bu zaman dilimi Portföy Yönetimi olarak adlandırılıp, yetki belgelerine sahip aracı kuruluşlar aracılığı ile işleme alınmaktadır.

Portföy Yönetimi Nedir?


Portföy Yönetimi, müşteri portföylerinin maddi bir kazanç elde etmek üzere 3. bir kişi aracılığı ile yönetilmesi işidir. Bu işlemler, aracı kuruluş ile müşteri arasında imzalanan bir portföy yönetimi sözleşmesi adı altında gerçekleştirilir. Portföy uzmanları tarafından yürütülen portföy yönetim faaliyetleri SPK bildirisi ile düzenlenmektedir..

Portföyler, yatırımcının kazanç beklentisine, vadesine ve risk profili değerlendirilerek oluşturulmalı ve yönetilmelidir. hareketler anlık olarak takip edilerek, değişen sermaye piyasalarına göre portföy yenilemeleri yapılmalıdır.

Portföy yatırımlarını tek bir yatırım aracı üzerinde değerlendirmek veya bu araçları çeşitliliğini arttırmak mümkündür. Örnek olarak, yatırımcılar sermayelerini sadece Forex piyasası üzerinde veya hem forex hem de borsa piyasası üzerinde kullanıp yatırım risklerini farklı piyasalara dağıtabilirler. Portföy yatırımı yapılacak piyasa araçları için alt ve üst limit ayarlanabileceği gibi serbest bir yönetim de izlenebiir.

Borsada Portföy Nasıl Hazırlanır?


Borsada portföy aynı hedefler doğrultusunda hazırlansa da herkesin beklentisi bir birinden farklılık gösterebilir. Elbette ki ortak amaç para kazanmaktır. Bu düşüncede olanların çoğu yatırımcı zarar etmektedir. Bunun nedeni beklentiye göre işlem yapılmamasıdır. Bu nedenle beklentilerinizi karşılayacak enstrümanlar üzerinde yoğunlaşmalısınız. Bunu en iyi demo hesaplar kullanarak anlayabilirsiniz. Enstrümanların fiyat hareketlerini izleyerek, hangisinin hedeflerinize uygun olduğuna kanaat getirebilirsiniz. Böylelikle gerçek hesapta o araçlara yönelerek hedefleriniz doğrultusunda para kazanabilirsiniz.

3.12.19

Enflasyon nedir ?

Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışını ifade eden bir durumdur. Diğer bir tanımı nominal millî gelirin, bu gelirle satın alınan mal miktarına (gerçek millî gelire) nazaran artması yani şişmesi demektir. Deflasyonun tersidir.

İlk tanımda iki durumdan bahsedilmektedir :

Birinci olarak tek bir fiyat ya da fiyat grubu değil, fiyatlar genel seviyesi gösterge alınmaktadır.İkinci olarak artışın bir kereye ya da birkaç defaya mahsus olmadığı, sürekli olduğu vurgulanmaktadır.

Fiyatların genel seviyesi, ekonomide seçilen belli bir mal ve hizmet kümesinin (sepetinin) parasal karşılığıdır. Fiyatlar, mal ve hizmetlerle dolaşımdaki para miktarı arasındaki dengeye göre oluşur. Para miktarındaki artış (emisyon), mal ve hizmet miktarındaki artış (büyüme) ile dengeli olursa fiyatların genel seviyesi değişmez. Ama bunlardan biri diğerinden fazla üretilirse az üretilen kıymetli hale gelir.

Ekonomide enflasyon, ürün ve servis fiyatlarının genel düzeyde sürekli ve hissedilir artışını ifade eder. Genel yanılgının aksine, söz konusu olan mal ve servis fiyatlarındaki artış değil, paranın alım gücünde olan azalmadır. “Enflasyon nedir?” sorusunu daha basit ölçüde cevaplamak gerekirse; enflasyon, var olan 10 TL ile bir önceki seneye ya da döneme göre daha az ürün ve hizmet satın alınabilmesidir. Örneğin, enflasyon oranının %8 olduğu bir durumda, tanesi 1 TL olan bir çikolatanın fiyatı bir sonraki sene 1,08 TL olacaktır. 

Merkez Bankaları tarafından %2-3 arasında değişen enflasyon oranları, ekonomiyi dengede tutabilmek açısından gerekli görülüyor. Enflasyonun, ılımlı kabul edilen bu oranın çok üzerinde, ayda %50’den fazla artış göstermesi, ve kontrolün dışında yükselmesi hiperenflasyon, tam tersi bir senaryoda, enflasyon oranının sıfırın altına düşmesi ise deflasyon olarak adlandırılmaktadır. 

Enflasyonun haddinden fazla olmasının olumsuz ekonomik sonuçlarının olacağı gibi, deflasyon olmasının ekonomi üzerindeki etkisi de en az hiperenflasyon kadar kötü olabilir. Buna bağlı olarak politika oluşturucular 20. yüzyılın sonundan itibaren enflasyonu yıllık %2 oranında sabit tutmayı hedeflediler. 

ENFLASYON NASIL HESAPLANIR? 


Enflasyon hesaplamaları için resmi istatistik kurumları tarafından belirlenen ve temsili bazı malları içeren bir sepet oluşturulur. Türkiye’de TÜİK tarafından belirlenen sepet değerinin zaman içerisindeki değişimleri gözlenir. Resmi istatistik kurumları, fiyat değişimi saptamaları için her ay, muayenehaneler, benzin istasyonları, hizmet sağlayıcılar gibi birçok yeri inceler. Oluşturulan bu endeks kullanılarak “Enflasyon nasıl hesaplanır?” sorusunun birden fazla cevabı olmasına rağmen, genel olarak iki farklı şekilde hesaplanır.

TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE-CPI): tüketim malları veya hizmetlerinin (yakıt, gıda, giyim, binek araç gibi) hesaplamasında kullanılır. Tüketici bakış açısından değişimi gösteren bir endekstir.

ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (ÜFE-PPI): yurtiçinde üretilen mal ve hizmetlerden oluşturulan endekste zamanla gerçekleşen değişimleri gösterir. Bu endeks üretici bakış açısına göre yorumlanmaktadır. 

Detaylandırılan her iki kategori için de, mevsimsel (geçici) etkilerin elendiği ve Çekirdek olarak adlandırılan hesaplama yöntemleri bulunmaktadır.  

2.12.19

GPS nedir ?

GPS, Global Positioning System; Türkçesi ile küresel konumlama sistemi anlamına gelen sözcüklerin baş harflerinden oluşan kısaltmadır. GPS nedir? Sorusuna biraz daha detaylı bakarsak; Dünya üzerindeki konumunu GPS uydularından en az 3 (yükseklik bilgisi de dahil olacaksa en az 4) adedinden gelen oldukça hassas saat sinyalleri sayesinde bulabilen cihazlardır. GPS, Amerika Birleşik Devletleri’nin geliştirdiği bir küresel konumlama servisidir. GPS’in yanı sıra Rusya’nın geliştirmiş olduğu GLONASS, Hindistan’ın geliştirmiş olduğu IRNSS, Çin’in geliştirmiş olduğu BeiDou (BDS) ve Avrupa ülkelerinin geliştirdiği Galileo gibi küresel konumlama sistemleri de mevcuttur. Tüm bu sistemlere global navigation satellite system (küresel uydu seyrüsefer sistemi, GNSS)  ismi verilmektedir, fakat ilk çıkan sistem olması sebebiyle çoğu zaman bu sistemlerin tamamı GPS adıyla anılmaktadır.

Günümüz itibari ile ABD’nin GPS ve Rusya’nın GLONASS sistemleri aktif halde kullanılabilmektedir. BeiDou ve Galileo sistemleri 2020 yılında küresel çapta operasyonel olacak şekilde geliştirilmeye devam edilmektedir.

GPS’in çalışma prensibi şöyledir: Dünya yörüngesinde bulunan GPS uydularında oldukça hassas atomik saatler bulunur. Bu saatler, diğer uydular ve yeryüzünde bulunan saatler ile senkronize olarak çalışmaktadır ve herhangi bir sapma günlük olarak düzeltilmektedir. Uydular, yörüngede bulundukları konumu ve bu hassas saat bilgisini sürekli olarak Dünya’ya göndermektedirler. Dünya üzerindeki herhangi bir GPS alıcısı çalıştırıldığında, kapsama alanında bulunan GPS uydularından en az 3 tanesinden bu sinyallere ihtiyaç duyar ve gelen saat bilgilerinin mutlak zamandan ne kadar sapma yaptığını bularak her bir uydudan uzaklığını öğrenebilen GPS alıcısı, bu bilgiler ile dünya üzerindeki konumunu hesaplayabilmektedir.

Navigasyon cihazları ve cep telefonlarımız ise, bu konum bilgisini kullanarak haritada o an bulunduğumuz konumu gösterebilir ve seçtiğimiz hedefe ulaşmamız için gerekli rota bilgilerini hesaplayarak en kısa yolu, en ekonomik yolu vs. seçebilir. Bu işlem için cihaz içerisinde harita bilgisinin yüklü olması gereklidir. Cep telefonlarında ise, harita bilgisi önceden yüklenebileceği gibi, internet bağlantısı aracılığıyla en güncel harita bilgisi elde edilebilmesinin yanı sıra anlık trafik bilgisi gibi imkanlar da sunulabilmektedir.

Elektronik projelerde GPS, konum takibinde, hassas hız ölçümlerinde ve İHA (drone) projelerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Çoğu GPS alıcısı, ilk paragrafta bahsedilen diğer standartlar ile de uyumlu çalışmaktadır

1.12.19

Windows 10 Güncelleştirme Kapatma

Windows 10 işletim sistemi kurulu bilgisayarlar da her güncelleştirme geldiğinde bilgisayarınız otomatik olarak güncelleştirmeleri indirmeye başlar. Dolayısı ile aniden internetinizde yavaşlama gözlemleyebilirsiniz. Bu makalemde Windows 10 güncelleştirme kapatma işleminin nasıl yapılacağını açıklayacağım. Windows 10 update kapatma işlemini 3 farklı metot ile gerçekleştirebilirsiniz.

Windows 10’dan önceki Windows sürümlerinde bildiğiniz gibi denetim masasında “Güncelleştirmeleri hiç bir zaman denetleme”, “Güncelleştirmeleri denetle ancak karşıdan yükleme ve kurma konusundaki kararı bana bırak” gibi seçenekler bulunuyor idi.

Windows 7 Güncelleştirmeleri Kapat
Önceki Windows sürümlerindeki güncelleştirmeleri kapat seçeneği
eski Windows sürümlerinde bulunan seçenekler Windows 10’un ayarlar kısmında bulunmuyor. Bu nedenle güncelleştirmeleri kapatmak için daha farklı metotlar kullanmamız gerekiyor. O metotları aşağıda açıkladım.

1- Hizmetler’i kullanarak Windows 10 Update Kapatma

Windows 10 güncelleştirme kapatma konusunda garanti sonuç almak istiyorsanız “Hizmetler” uygulaması üzerinden güncelleme servisini devre dışı bırakmanızı öneririm.

Arama kısmına “Hizmetler” yazıp çıkan arama sonucuna tıklayın.
Öncelikle görev çubuğu üzerinde Windows logosunun yanında bulunan arama kısmına “hizmetler” yada “services” yazarak hizmetler uygulamasını açmanız gerekiyor.

Windows 10 da arka planda çalışan servisler Windows 10’nun hizmetler (services) uygulaması üzerinden kontrol edilebiliyor. Windows Update servisini, Hizmetler uygulaması üzerinden devre dışı bırakarak Windows 10 güncelleştirmelerini tamamen kapatabiliriz.

Servisler listesinden “Windows Update” servisini bulun.
Açılan pencerede Windows arka planında çalışan servisler yer alıyor. Güncelleme ile igili olan servis “Windows Update”i bulup çift tıklayarak açın.
Windows Update’i “Devre Dışı” bırak şeçeneği ile kapatın.
 öncelikle “Başlangıç türü:” kısmındanki seçeneklerden “Devre Dışı” seçeneğini seçin. Böylece Windows yeniden başlarken Windows Update servisi başlamayacak ve bilgisayarınız güncelleştirmeleri tekrar kontrol etmeyecek.

Bilgisayarınızı yeniden başlatmadan güncelleştirme servisini hemen durdurmak için  “Durdur” butonunu tıklamanız gerekiyor.

Windows 10 güncelleştirme kapatma için Windows Update servisini devre dışı bıraktıktan sonra bilgisayarınız güncelleştirme denetlemeyi ve indirmeyi durduracaktır. Bundan sonra Windows 10 ayarlarında bulunan “Güncelleştirmeleri Denetle” kısmında hata uyarısı alacaksınız.

Windows 10’a gelen güvenlik güncelleştirmelerini ve yeni özellikleri edinmeniz için güncelleştirmeleri dönem dönem yapmanızı öneririm. Devre dışı bıraktığınız güncelleştirmeleri tekrar edinmek için Windows Update servisi “Başlangıç Türü:” kısmından “Otomatik” seçeneğini seçmenizi daha sonrada “Başlat” butonuna tıklayarak Windows 10 otomatik güncelleştirme servisini tekrar aktif edebilirsiniz.


2- Tarifeli Bağlantı ile Windows 10 Otomatik Güncelleme Kapatma

Kullanıcıların Windows 10 otomatik güncelleme kapatma istemelerindeki asıl amaçlardan birisi güncelleştirmelerin indirilmesi sırasında internet hızının yavaşlaması. Ayrıca kotalı internet kullanıcıları bazen büyük boyuttaki güncelleştirmeleri aldıklarında kota sorunu yaşayabiliyorlar.

Windows 10 ile birlikte “Tarifeli Bağlantı” seçeneği geldi. Microsoft’un bu özelliği Windows 10’a eklemesin deki asıl amaç kota sorunu yaşayan kullanıcıların daha az veri kullanmasını sağlamak.

“Tarifeli Bağlantı” özelliğini aktif ettiğiniz zaman bilgisayarınız kritik olarak sınıflandırılan güvenlik güncelleştirmelerini indirecek ancak Windows 10’a eklenen yeni özellikler yada sürücü güncelleştirmeleri gibi verileri indirmeyecek. Böylece her güncelleştirmeyi edinmemiş olacaksınız.

“Tarifeli Bağlantı” özelliğini aktif etmek için:

Windows 10’un ayarlar menüsünü açın. (başlat menüsündeki arama kısmına “ayarlar” yazıp sonucu tıklayabilirsiniz. Yada Win + I tuş kombinasyonu ile ayarlara hızlı bir şekilde erişebilirsiniz.
“Ağ ve İnternet” ayarlarına tıklayın.
“WiFi” kısmına sonrasında ise “Gelişmiş Ayarlar” a tıklayın. Buradan “Tarifeli Bağlantı” seçeneğini “Açık” hale getirebilirsiniz.
NOT:  “Tarifeli Bağlantı” seçeneğinin Windows 10 yıl dönümü güncellemesi sonrasında bulunduğu yer değişti. Eğer bu seçeneği yukarıda açıkladığım şekilde bulamazsanız “WiFi” kısmına geldikten sonra bağlı bulunduğunuz wifi ağının üzerine tıklayın.

Tarifeli bağlantı seçeneği yalnızca kablosuz olarak internete bağlandığınız durumlar için geçerlidir. Eğer kablo ile internete bağlanıyorsanız bu özellik işinize yaramayacaktır. WiFi modun da iken bilgisayarınız bir çok güncelleştirmeyi almayacaktır. Ancak kabloyu taktığınızda almadığı güncelleştirmeler tekrar bilgisayarınıza indirilecektir.

3- Yapılandırma Ayarlarını Değiştirerek Windows 10 Güncelleştirme Kapatma 

Güncelleştirmeler ile ilgili yapılandırma ayarlarını değiştirerek te Windows 10 Update kapatma işlemini gerçekleştirebilirsiniz.

Bu metodu Windows 10’a uyguladığınız zaman, aynı daha önceki Windows sürümlerinde olduğu gibi güncelleştirmeler indirilmeden ve yüklenmeden önce size sorulacaktır.

Windows 10 güncelleştirmeleri ile ilgili yapılandırma ayarlarını değiştirmek için aşağıdaki ayarları uygulamanız gerekiyor.

1- “Çalıştır” (run) uygulamasını açın. (bunun için arama kısmına çalıştır yazabilirsiniz. Yada Windows + R tuş kombinasyonunu kullanabilirsiniz.)

Windows 10 Çalıştır Uygulaması
Windows 10 “Çalıştır” Ekranı
2- Aç kısmına “gpedit.msc” yazarak “Tamam”a tıklayın.

Windows 10 Güncelleştirme Kapatma -2
Windows 10 Güncelleştirme Kapatma / Otomatik Güncelleştirmeleri Yapılandır
3- Açılan ekranda (Yerel Grup İlkesi Düzenleyicisi) sırası ile “Bilgisayar Yapılandırması -> Yönetim Şablonları -> Windows Bileşenleri -> Windows Update -> Otomatik Güncelleştirmeleri Yapılandır“ seçeneğini çift tıklayıp açın.

Windows 10 Güncelleştirme Kapatma -3
Otomatik güncelleştirmeleri yapılandır / “Otomatik karşıdan yükle ve kurma için uyar” seçeneğini seçin.
4- yapılandırma ekranı açıldığında, öncelikle mevcut durumu “Etkin” hale getirmeniz gerekir. Etkin hale getirdikten sonra seçenekler kısmından “2- Karşıdan yükleme ve kurma için uyar” seçeneğini seçin. “Tamam” tıklayarak ayarları kaydedin.

5- “Windows + I Tuş kombinasyonu” -> “Güncelleştirme ve Güvenlik” -> “Güncelleştirmeleri Denetle” tıklayarak yeni ayarlarınızı kaydedin.

6- Bilgisayarınızı yeniden başlatın.

e-ticaret nedir ?

Elektronik ticaret ya da kısaca e-ticaret, 1995 yılından sonra İnternet kullanımının artmasıyla ortaya çıkan, ticaretin elektronik ortamda yapılması kavramıdır.

Mal ve hizmetlerin üretim, tanıtım, satış, sigorta, dağıtım ve ödeme işlemlerinin bilgisayar ağları üzerinden yapılmasıdır. Elektronik ticaret, ticari işlemlerden biri veya tamamının elektronik ortamda gerçekleştirilmesi yoluyla reklam ve pazar araştırması, sipariş ve ödeme, teslimat olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır.

Elektronik ticaret, tüm dünyada ticaretin serbestleştirilmesi eğilimi ile birlikte, 2000'li yıllardan sonra yaşanan ve bilgi iletişimini kolaylaştıran teknolojik gelişmelerin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel pazarlama yöntemlerine, İnternet olanaklarını da ekleyen kuruluşlar, sadece belirli bir kitleye satış yapabilmenin ötesine geçip, üretkenliği ve yaratıcılığı arttıran küresel e-ticaret bağlantıları kurma şansını elde edebilmeye başlamıştır. Eskiden birçok şirket televizyon, gazete, radyo gibi araçları kullanarak potansiyel müşterilerine ulaşmaya uğraşırken, bugün bunlara İnternet üzerinden reklamcılık da eklenmiştir.

Elektronik ticaretin araçları, birbirleriyle ticaret yapanların ticari işlemlerini kolaylaştıran telefon, faks, bilgisayar, elektronik ödeme ve para transfer sistemleri, elektronik veri değişimi sistemleri (Electronic Data Interchange-EDI), İnternet gibi her türlü teknolojik ürünlerdir. EDI, ticaret yapan iki kuruluş arasında, insan faktörü olmaksızın bilgisayar ağları aracılığı ile belge ve bilgi değişimini sağlayan bir sistem olarak elektronik ticaretin önemli bir aracıdır. Elektronik ticaret açısından en etkin araç olarak kabul edilen yeni İnternet teknolojileri ise ses, görüntü ve yazılı metni aynı anda, daha hızlı ve güvenli bir şekilde ilettiğinden, İnternet üzerinden yapılan bu işlemlerin maliyeti diğer araçlara oranla hayli düşüktür.

Geçmişte bir ölçüye kadar kapalı bilgisayar ağları üzerinden gerçekleştirilen elektronik ticaret uygulamaları, güvenli olmakla birlikte maliyeti yüksek sistemlerdir. Günümüzde, açık bilgisayar ağı olan internet, elektronik ticaret için çok daha uygun bir altyapıdır. İnternet aracılığıyla, artık kapalı yapıdan açık yapıya geçerek küreselleşen ağların getireceği avantajlardan yararlanılmaktadır. Bu da özellikle KOBİ'lerin (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin) dünya ticaretinde daha fazla yer almalarına olanak sağlamaktadır. Elektronik ticaret, özellikle KOBİ'ler için çok uygun bir ticaret şeklidir. Elektronik ticaret, ürün seçeneklerinin artmasını, ürünlerin kalitesinin yükselmesini ve daha hızlı bir şekilde ödenerek teslim alınmasını sağlamaktadır. Potansiyel tüketicilerin dünyanın her yanında pazara arz edilen ürünler hakkında bilgi sahibi olmalarına ve yeni üreticilerin dünya pazarlarına girmelerine imkân vermektedir. Daha düşük fiyatlı ve kaliteli ürünlerin pazara girmesi üreticiler arasında rekabetin artmasına ve tüm ticari işlemlerin maliyetinin düşmesine neden olmaktadır.

Elektronik ticaret, üretici ve tüketicileri, özellikle KOBİ'leri geleneksel ticaret engelleri olan pazara uzaklık, bilgi eksikliği ve talebe uygun üretim yapılamayışı gibi dezavantajlardan kurtarabildiği ölçüde yararlı olacaktır. Ancak, elektronik ticaret ülkelerin tüm ticari sorunlarını (örneğin ulusal tedarik zincirindeki halkaları) çözemez. Elektronik ticaret konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan ülkeler ilk aşamada interneti sadece reklam veya pazar araştırması amacıyla kullanabilirler.

E-ticareti bu kadar gözde kılan unsurlar arasında; e-ticaretin, şirket ile hedef kitlesi arasındaki doğrudan ilişki sağlaması, pazarlamacılara istedikleri bilgileri sunması, hızlı ve düşük maliyetli olması ve tüm bunların elektronik ortamda yapılıyor olması sayılabilir. Diğer olumlu unsurlar arasında ise dağıtımda kolaylık ve ucuzluk, tüketici ile daha rahat etkileşim, anında geri dönüş, dikkat çekicilik, küresel pazarla tanışma, 24 saat hizmet ve anında satış yer alır.

Normal koşullarda ortalama 10 yıl alan markalaşma süreci, elektronik ticaret sayesinde 2 yıla inmiş durumdadır. Bugün "Dünyanın en büyük 500" şirketi listesinde bundan birkaç yıl önce kurulmuş olan onlarca e-şirket yer alıyor.

Etkisi küresel olan İnternet ekonomisi, hem ticaret hem de siyaseti etkiler. Tüm dünya çapında, iş dünyasının önderleri, kendi şirketlerinin ayakta kalma ve rekabet edebilme yetilerinde internetin oynadığı rolü kabul etmektedir. Şirketlerin, bu yeni ekonomide rekabet edebilmek için internetin gücünden yararlanma gereksinimi ortaya çıkmıştır.

2017 yılında, iki milyar insan mobil bir e-ticaret işlemi gerçekleştirdi.

Dünyada 2001 yılında yapılan e-ticaretin hacmi 65 milyar dolar iken, 2007 yıl sonu beklentisi bu rakamın 233 milyar dolara ulaşması yönünde. Türkiye'deki altyapı yetersizlikleri, bilgisayar ve internet kullanımındaki düşük düzey, internete olan güvensizlik ve yüksek fiyatlardan dolayı e-ticaret beklenildiği kadar gelişmiş değil. 2007 yılı BKM verilerine bakıldığında Türkiye'de e-ticaret cirosu 5.537,17 YTL'dir. Bu rakam 2008 yılı Ağustos ayı ile birlikte 6.208,5; 2009 yılı Ağustos ayı itibarıyla 10.541,6 seviyesine ulaşmıştır.

BKM tarafından açıklanan verilere göre, 2009 yılında Türkiye’deki e-ticaret hacmi 10 milyar TL seviyesini geçti. Başka herhangi bir kurum resmi olarak sektör verilerini açıklamadığı için bu rakam baz alınarak Türkiye’deki Online perakende sektörü hakkında bir değerlendirme yapılması yanlış olacaktır çünkü BKM'nin açıkladığı veriler sanal POS cihazları üzerinden geçen toplam ticareti ölçüyor. Türkiye genelinde satış veya bayilik ağı bulunan birçok firma, merkeze geçilen siparişleri sanal POS'lar üzerinden işleme alıyor. Örneğin mağazada kontör satışı yapan bir mobil operatör bayisinin talebi veya bir seyahat acentesından alınan uçak biletleri veya tatil paketleri sanal POS üzerinden sisteme giriliyor. Bu nedenle online ticarete ait olmasa da ciddi bir ticaret hacmi, BKM rakamları içerisinde yer alıyor. Kısaca Türkiye'de resmi olarak açıklanan tek e-ticaret verisi kabul edilen BKM sanal POS işlem ve hacimleri aslında büyük oranda elektronik olmayan ticareti içeriyor.

Bankalararası Kart Merkezi'nin (BKM) resmi verilerine göre 2012 yılı Temmuz ayında Türkiye e-ticaret sektöründe yaratılan hacim 3 milyar 186 milyon TL'ye ulaştı. Söz konusu dönemde gerçekleşen işlem adediyse 14 milyon 393 bin olarak kayıtlardaki yerini aldı. 2016 yılında Türk e-ticaret sektörünün aylık hacmi 5 milyon TL'nin üzerindedir.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de e-ticaret sektörünün gelişimini destekleyen başlıca unsurlar genç ve dinamik nüfus ile artan internet, mobil cihaz ve kredi kartı kullanımıdır. İnternetten alışverişin demografik yapısı incelendiğinde, çoğunlukta genç nüfus ve kadın kullanıcı sayısının kayda değer ölçüde arttığı görülmektedir. Türkiye’de internet kullanıcı sayısı ve buna bağlı olarak e-ticarete olan ilgi giderek artmaktadır. BKM verilerine göre Türkiye’de e-ticaret hacmi 2015 yılında %35 büyüyerek 54 milyar TL seviyesine ulaşmıştır ve tahminlere göre 2016 yılını 72 milyar TL seviyesinde kapatması beklenmektedir. Ayrıca e-ticaretin büyümesinde bir gösterge olarak kabul edilen internetten yapılan kartlı ödemelerde, Avrupa ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke Türkiye olmuştur. . Çok kanallı uygulamalar ile de online perakendenin, toplam perakende pazarı içerisinde %2’lik bir dilimi elde edeceği hesaplanıyor. Ayrıca Positive firmasının “Digital Approach” raporunda Türkiye’deki süpermarketlerin 4’te 3’ünün henüz e-ticarete geçmediği tespiti yapılmıştır.

B2C,B2B ve B2E

B2B: Business to Business kelimesinden türemiş olan bu yöntemde Türkçe karşılığı firmadan firmaya anlamına denk gelmektedir. Diğer bir deyişle 2 firma arasında gerçekleşen alışveriş türüdür.
B2C: Business to Costumer kelimesinin kıslatılmış halidir. Türkçe karşılığı firmadan perakende müşterisine ya da firmadan tüketiciye şeklinde çevrilebilir. En popüler e-ticaret yöntemi olmasından dolayı örnek olarak neredeyse tüm e-ticaret şirketleri verilebilir.

B2E: Business to Employee kelimesinin kısaltılmış halidir. Türkçede bilinen tabiri ile,firmadan firma çalışanlarına özel sunulan indirimli yahut kampanyalı ürünlerin satıldığı şirket içi bir e-ticaret modelidir. Türkiye'de çok fazla kullanılmasa da bir takım örnekleri mevcuttur.

C2C: Customer to Customer kelimesinin kısaltılmış hali olan C2C ticaret modeli tüketicilerin tüketicilere satış yapabildiği e-ticaret modelidir. GittiGidiyor gibi e-ticaret siteleri bu modele örnekler gösterilebilir.

Perakende sektöründe E-Ticaret

Perakende sektörü değişen tüketici taleplerine zamanında ve doğru bir şekilde cevap verebilmek için hızlı olmak ve farklı satış kanallarını koordineli bir şekilde yürütmek zorundadır. Bu nedenle bilgi teknolojileri ve gerekli alt yapı yatırımları hayati önem taşımaktadır. Elektronik ortamda yapılan alışverişlerin artması ilk bakışta fiziksel mağaza satışlarına bir tehdit olarak görülse de fiziksel mağazaların tamamen ortadan kalkması gibi bir sonuç doğurmayacaktır . Aksine yaşatılacak benzersiz müşteri deneyimi ile markaya olan sadakati güçlendirecek ve fiziksel mağazalardan yapılan alışverişlere de olumlu katkı yapacaktır.

İnternetten yapılan ticaret işlemleri arasında özellikle perakende e-ticaret, dünyada ve ülkemizde sahip olduğu potansiyel ile önemli bir büyüme hızı yakalamıştır.


Müşteri temelli elektronik ortamda alışveriş modelleri

Kredi kartı ile alışveriş modeli; bu iş için mal ve hizmet verenlerin ticari kuruluş olma şartları aranmaktadır.
EFT ticari boyutta işletme olmayan daha çok bireysel alış veriş karşılıklı değiş tokuş maksatıyla işlemlerde kullanılmaktadır.
EFT uygulamasında hukuki açıdan elektronik ticaret olarak tam dikkate alınmaz çünkü tek taraflı para gönderimi sonrası karşı taraf bana olan borcunu yolladı diyerekten kendini savunabilir. Bu durumun alternatifi olarak EFT'yi aracı bir hesaba aktarılması yani havuzda onay bekletme modeli bazı sitelerde kullanılır. Aracı tarafsız bir ticari kuruluş tarafından bu yöntem sıkça kullanılmaktadır.