instagram twitter linkedin github youtube

7.6.20

BASEL II NEDİR?

Bankaların sermaye yeterliliklerinin ölçülmesine ve değerlendirilmesine ilişkin olarak Uluslarası Ödemeler Bankası (BIS) bünyesinde oluşturulan Basel Bankacılık Denetim Komitesi (BCBS) tarafından yayımlanan ve yakın tarihte (2007-2008 yılı başında) birçok ülkede yürürlüğe girmesi beklenen standartlar bütünüdür.

BASEL-II KRİTERLERİNİN AMACI

- Bankaların maruz kaldıkları riskleri daha iyi ölçmek ve bunu en az sermaye düzeyi ile ilişkilendirmek,

- Ulusal ve Uluslararası denetim uygulamalarını güçlendirmek,

- Şeffaf ve Uluslararası genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uyumlu finansal tablolar yolu ile piyasa disiplinini sağlamak.

BASEL II’DEN BEKLENEN
FAYDALAR

* Bankalarda risk yönetimi ve kültüründeki etkinliğin arttırılması,

* Bankaların aracılık fonksiyonlarını daha etkin bir biçimde yerine getirmesi ,

* Bankaların sermaye düzeylerinin maruz kaldıkları risklere paralel hale getirilmesi,

* Bankalar tarafından kamuya açıklanacak bilgiler aracılığıyla piyasa disiplininin arttırılması,

* Bankaların müşterileri konumundaki kişi ve kuruluşların kurumsal yönetişim yapılarının iyileştirilmesi.

BASEL II’NİN REEL SEKTÖR İLE
İLİŞKİSİ

-Bankalarda risk yönetimi ve kültürünün gelişmesini, dolaylı olarak ta, bankaların müşterisi konumunda bulunan reel sektör firmalarını olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.

-Basel-II, derecelendirme notu bulunmayan şirketler için mevcut duruma herhangi bir değişiklik getirmemektedir. Ancak, Basel-II ile birlikte yüksek derecelendirme notuna sahip şirketler diğerlerine göre daha avantajlı konuma geçecektir.

-Şirketlerde kurumsal yönetişimin artması ve kayıtdışılığın azalması yönünde doğal bir teşvik mekanizması oluşturacaktır.

-Basel II risk yönetiminde ortaya çıkan gelişmelerin, şeffaf olmayan ve yeterince kurumsallaşamayan reel sektör kuruluşlarının bankalarla yaşayabilecekleri sorunların, Basel II uygulamasından bağımsız olarak Uluslararası standartlara yükseltilmesi zorunluluğu bulunan risk yönetimi uygulamalarının doğal ve zorunlu bir sonucu olarak görülmelidir.

BASEL II KRİTERLERİNE GÖRE
KOBİ ÖLÇÜTLERİ

-250’den az işçi çalıştıran,

-Yıllık cirosu 50 milyon EUR’dan az ve

-Bilanço aktif toplamı 43 milyon EUR’dan küçük olan firmalar KOBİ (Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme) tanımına girmektedir.

Bu durumda, Ülkemizde faaliyet gösteren reel sektör kuruluşlarının istatistikleri incelendiğinde; İstanbul Sanayi Odası’nın 2004 yılı sonu rakamlarına göre ilk 1000 firmasından 660’ının, TCMB’nin bilanço verilerini topladığı 7500’ü aşkın firmanın ise 6800’ünün Basel II kriterlerine göre KOBİ sayıldığı bir ortamda ne kadar büyük bir kitlenin etki alanına girdiği ortaya çıkmaktadır.

Halen Ülkemizde değişik kuruluşların uygulamış olduğu KOBİ tanımının yeknesak hale getirilmesi, BASEL II kriterlerine ve AB normlarına uyumun gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

KOBİ’LERİN YAŞAYABİLECEĞİ
ZORLUKLAR

Şeffaflık Sorunları

- Kayıt dışı işlemlerin kayıt içine alınmasının talep edilmesi,

- Bankalar tarafından daha fazla bilgi ve belge istenerek firmaların daha yakın izlemeye alınması,

- Finansal tabloların firmaların gerçek kapasitelerini ortaya koymaktan uzak olması.

KOBİ’LERİN YAŞAYABİLECEĞİ
ZORLUKLAR

Finansman Sorunları

- KOBİ’lerin çalıştıkları bankaların değişen ve değişmekte olan kredi tahsis ve kullandırım süreçlerine uyum sağlayamamaları nedeniyle finansal olanaklarının daralması,

- Firmanın sahip olduğu işhacminin üzerinde banka ile çalışması veya tek banka ile çalışmasının getireceği sıkıntılar,

- Bilançoda yeralan aktif ve pasif kalemler arasındaki vade, döviz kuru, parite ve faiz oranı uyumsuzluğunun finans kuruluşları tarafından daha detaylı değerlendirilmesi nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunlar.

KOBİ’LERİN YAŞAYABİLECEĞİ
ZORLUKLAR

* Risk Bazlı Fiyatlama ve Teminatlandırma

* Kredi derecelendirme notuna göre faiz ve teminat verme zorunluluğu,
* Geleneksel teminatlardan müşteri çek ve senetleri ile firma ortaklarının ve grup şirketlerinin kefaletinin teminat kapsamında değerlendirilmemesi,
* Nakit, banka teminat mektupları ve gayrimenkul (İkamet amaçlı) ipoteklerinin teminat olarak bankalar tarafından talep edilmesi.

* Faaliyet gösterilen sektörler, bölgeler ve uluslararası piyasalardakigelişmeler ile sosyo-ekonomik gelişmelering gözönündebulundurulması,

* Operasyonel, bölgesel ve siyasal risklerin firmalara
getirebileceği olumsuzlukların değerlendirilmesi.

TEMİNATLAR

• Nakit, mevduat veya mevduat sertifikası

• Altın

• Borçlanma senetleri

(derecelendirme notuna veya likit ve bankalarca çıkartılmış
olmasına göre)

• Ana endeksteki (İMKB 100) hisse senetleri

• Yatırım fonları

• Ana endeks dışında, ancak organize piyasalarda işlem gören

senetler

• Ana endeks dışında, ancak organize piyasalarda işlem gören

senetleri de kapsamakta olan fonlar

• Gayrimenkul ipoteği

5.6.20

Basel III nedir?

 2008 Küresel Finansal Krizi'ninden sonra sonra Basel II uzlaşısının yetersiz yönlerini gidermek ve bankacılık sektöründe riski azaltmak üzere, finansal düzenlemeleri ve denetimini sağlamlaştırmak amacıyla Basel Komitesi tarafından hazırlanmış ek bir düzenlemedir.   

Basel III, Basel II uzlaşısının eksikliklerini tamamlamak için çıkarılmış olsa da Basel II'ye yeni yaklaşımlar ekliyor. Sermaye tanımı, karşı taraf kredi riski yaklaşımı, sermaye oranını değiştirerek sermaye tamponu tanımı Basel II'ye eklenen yeniliklerden. Bankalara etkisi de bir o kadar geniş.

BASEL III UZLAŞISININ HEDEFLERİ
Basel III uzlaşısının ulaşmak istediği hedefler;

-Basel II'nin eksikliklerini gidermek,

-Finans sektörünü güçlendirmek için sermayelerde düzenleme yapmak,

-Mikro ve makro bazda düzenlemelerle bankaların risk ortamlarına karşın dayanıklılığını artırmak,

-Bankaların şeffaflığını artırmaktır.

BU HEDEFLERE ULAŞMAK İÇİN

-Nicelik olarak asgari sermayenin artırılması,

-Nitelik olarak asgari sermaye gerekliliği standardı getirilmesi,

-Kaldıraç oranları sınırlamaları koymak ve likidite düzenlemeleri yapılması,

-Trading için sermaye yeterliliği hesaplamalarında değişiklik yapılması,

-Karşı taraf kredi riski hesaplamalarında değişiklik yapılması gerekiyor.  

BASEL III UZLAŞISININ EKONOMİYE ETKİLERİ


Basel Bankacılık Komitesi'nin hazırladığı Basel III uzlaşısının, sermaye ve likiditeye getirdiği kuralların çok sıkı olması, küresel anlamda ekonomik buhrana sebep olabileceği konusunda ülkeleri endişelendiriyor.

Döviz kurlarında, emtia fiyatlarında ve arz talep dengesinde de global anlamda bir değişiklik olması bekleniyor. Bu konuyla ilgili yapılan bazı çalışmalar ve araştırmalar sonucunda gelişmekte olan ekonomilerin, gelişmiş ekonomilerden daha fazla etkileneceği söyleniyor. Bir diğer endişe de bir ülkenin ekonomik sistemindeki zayıflamanın diğer ülkeleri de kolayca etkileyebilecek olması.

Türkiye'de ise Basel düzenlemelerini kullanırsa diğer ülkeler gibi sermaye ihtiyacıyla karşılaşmayacağı bekleniyor çünkü Türkiye'deki bankacılık sistemi, getirilen düzenlemelere, 2001'de yaşanan ekonomik kriz sonucu tekrar organize edilen sistemi sayesinde uyumlu.

BDDK tarafından Basel III Kapsamında Yapılan Düzenlemeler


Basel III düzenlmeleri kapsamında BDDK tarafından 2014 yılından itibaren geçerli olmak üzere;

  • “Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik” ile yeni Özkaynak tanımı (“Eligible Capital”) yapılmıştır,
  • “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” revize edilmiş, sermaye yeterliliği oranına ilave olarak Ana Sermaye Yeterlilik Oranı (“Tier 1 Ratio”) ve Çekirdek Sermaye Yeterlilik Oranı (“Common Equity Tier1 Ratio”, CET) tanımlanmış, bu oranlar sırasıyla sırasıyla %6 ve %4,5 olarak belirlenmiştir,
  • “Bankaların Kaldıraç Düzeyinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” ile Kaldıraç Oranı (Leverage Oranı) asgari düzeyi %3 olarak belirlenmiştir,
  • Likidite Karşılama Oranı (“Liquidity Coverage Ratio”, LCR) düzenlenmiştir.
  • Net İstikrarlı Fonlama Oranı (“Net Stable Funding Ratio”, NSFR) ile düzenleme taslağının 2015 yılında yayımlanması beklenmektedir.
Yukarıda değinilen Basel III kuralları, Basel Komitesi tarafından 2008 krizi sonrası istikrarın sağlanması amacıyla, finansal kuruluşların yüksek kalitede özkaynak ile faaliyet göstermelerini ve daha ihtiyatlı kaldıraç ve likidite oranları ile çalışmalarını sağlamayı hedeflemektedir.

31.5.20

Tomografi cihazı nedir ?

İnsan vücudundaki organların X ışınları ve bilgisayar yardımıyla görüntülenmesini sağlayan işlemdir.

Çoğu insanın bilgisayarlı tomografi olarak bildiği tomografinin günümüzde iki türü vardır. Bunlardan biri ilaçlı tomografi diğeri ise ilaçsız tomografidir.

İlaçlı tomografide hastanın şikayetinin olduğu bölgenin veya organın net olarak görüntülenebilmesi için ya anal yoldan ya da damardan enjekte yoluyla kontrast madde olarak adlandırılan bir tür ilaç verilmektedir.

İlaçsız tomografide ise kontrast ilaç verilmeden görüntü alınmaktadır.

İnsan vücudunun farklı açılardan çekilen (kemik, damar ve yumuşak doku kesitleri) ve ultraviyole ışınlarla görüntüleyerek monitöre yansıtılması ile yapılan tomografiyi radyologlar gerçekleştirir. Radyologlar, elde ettiği röntgeni tedaviyi yürüten doktora ulaştırır. Günümüzde bilgisayarlı tomografi sayesinde birçok hastalığın nedeni net bir şekilde bilinmekte ve doğru tedavisi yapılabilmektedir. Tomografi ile incelenen insan doku ve hücreleri doğru tedavinin belirlenmesinde büyük bir rol oynamaktadır.

Tomografi Nasıl Çalışır?

Kapalı bir odada dairesel bir cihaz ve hastanın yatacağı bir masadan oluşan tomografi makinesinde dönen motorlu bir alet görüntülemeyi sağlamaktadır. Bu alet vücudun farklı açılarından röntgen ışınları sayesinde görüntülediği organ, kemik veya dokuları ince bir kesit olarak gösterir. Alınan tüm kesitler birleştirilerek üç boyutlu bir görüntü elde edilir. Üç boyutlu görüntü üzerinde inceleme yapan doktorlar ister tek tek isterse birleştirilmiş olarak bu görüntüye bakarak hastanın durumu hakkında karar vermektedir.

Tomografi Neden Çekilir?


  • Kemik kırıkları, bozuklukları veya kemik tümörlerinin teşhisinde
  • İç organlardaki yaralanmalar ve iç kanamaların belirlenmesinde
  • Tümör, enfeksiyon veya kan pıhtısının vücuttaki konumunun belirlenmesinde
  • Ameliyat, biyopsi veya radyasyon tedavilerinin planlanmasında
  • Biyopsi veya iğne aspirasyonu gibi belirli girişimsel işlemlerde görüntü sağlanması,
  • Kanser, kalp hastalığı, akciğer nodülleri ve karaciğer kitleleri gibi hastalıkları belirlenmesinde
  • Kemik direncinin ölçülmesi,
  • Kanser tedavisi gibi bazı tedavilerin etkinliğinin izlenmesinde,
  • Kanser evresinin belirlenmesinde,
  • Kolorektal kanser taraşında,
  • Böbrek ve mesane taşları,
  • Ülseratif kolit ve sinüzit gibi enflamatuar hastalıklar


Tomografi Nasıl Çekilir?

Bilgisayarlı Tomografi işlemi yapılmadan birkaç saat önce yeme ve içme bırakılmalıdır.

Giysilerin bir kısmı veya tamamı çıkartılarak hastane önlüğü giyilmektedir. Bu sırada görüntü kalitesini engelleyebilecek kemer, mücevher, piercing, saç tokası, takma diş ve gözlük gibi metal nesneleri çıkartılır.

Bilgisayarlı Tomografi işlemi sırasında hasta masada yatmaktadır. Bazı Bilgisayarlı Tomografi tiplerinde hastanın yattığı masa sabit cihaz hareketliyken bazı Bilgisayarlı Tomografi tiplerinde ise hastanın yattığı masa hareketli cihaz sabit olabilmektedir. Hastanın yattığı masa dairesel şeklindeki motorlu röntgen kaynağının içinden geçmektedir. Hasta yapılacak tetkike göre masaya sırt üstü veya yüz üstü yatabilmektedir.

Bilgisayarla Tomografi işlemi sırasında hasta hareket etmeyeceği için rahat bir pozisyonda olması önemlidir. Görüntüleme sırasında hastanın hareket etmesi elde edilecek görüntülerin netliğinde sorun çıkabilmektedir. Bu yüzden işlem sırasında görüntülerin daha net olması için hastanın nefesini tutması istenebilir.

Hastanın rahat etmesi için köpüklü yastık ve kayışlar kullanılabilir.

Bilgisayarlı Tomografi görüntülemesi sırasında makineden sesler gelebilmektedir. Hastanın üzerinde bulunduğu masa görüntüleme sırasında küçük hareketler edebilir.

Bilgisayarlı Tomografi işlemi sırasında hasta odada yalnız kalmaktadır. Ancak radyoloji uzmanının hastayı görebileceği, dinleyebileceği ve konuşabileceği sistem bulunmaktadır.

Tomografi Çektirmeden Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Hamile veya hamile şüphesi olan hastaların doktoruyla bu bilgiyi paylaşması gerekmektedir. Radyoloji doktoru Bilgisayarlı Tomografi yerine başka bir görüntüleme yöntemi önerebilir.

Alerji, diyabet, tiroit veya böbrek yetmezliği gibi rahatsızlıkların bilgisi verilmelidir.

Kapalı alanda kalma korkusu varsa doktorla paylaşılmalıdır.

Kalp pili veya ilaç pompası gibi vücutta takılı olan cihazlarla ilgili bilgi verilmelidir.

Bilgisayarlı Tomografi işleminden önce aç kalınması gerekebilir. Bu konuyla ilgili doktora danışılmalıdır.

Bilgisayarlı Tomografi makinesinin dairesel bölgesi obez hastalar için dar olabilir. Bunun değerlendirmesi daha önceden yapılmalı gerekirse farklı bir alternatif seçilmelidir.

İlaçlı Tomografi nasıl çekilir?

Yumuşak dokuların daha detaylı ve net görüntülenebilmesi için bazen ilaçlı Bilgisayarlı Tomografi çekimleri yapılabilmektedir.

İlaçlı Tomografi çekimlerinde yapılacak incelemenin türüne göre hastaya ağız yoluyla veya damardan enjekte edilerek kontrast madde verilir. Bilgisayarlı Tomografide kullanılan ilaçlar genellikle iyot veya baryum içermektedir.

İlaçlar, garip sıcak bir his veya ağızda metalik bir tat hissettirebilir.

Yemek borusu veya mide taranıyorsa, kontrast madde içeren bir sıvıyı yutmanız gerekebilir.

Safra kesesi, idrar yolu, karaciğer veya kan damarlarının görüntülenmesinde koldaki damardan kontrast ajanları enjekte edilebilir.

Bağırsaklar taranması sırasında rektuma kontrast madde yerleştirilebilir.

İlaçlı tomografi çekiminin ardından hasta bir süre gözlem altında tutulmaktadır. Hastaya damar veya ağız yolundan verilen ilacın idrar yoluyla atılması beklenir. Bu esnada hasta radyoloji doktoru tarafından gözlemlenir.

İlaçlı Tomografinin Yan Etkileri Var Mıdır?

Evet vardır. Tomografi işleminde oral veya damar yoluyla kullanılan ilaçların yan etkileri hayati tehlikelere de yol açabilmektedir. Özellikle deniz ürünleri ve iyot kontrastına alerjisi olan hastalarda bu çok belirgindir. Bu sebeple hastaya kontrast verilmeden önce hastanın alerji ile ilgili bir takım testler yapılması gerekmektedir.

Genellikle;

Döküntü

Kaşıntı

Mide bulantısı

Kızarıklık gibi yan etkiler ortaya çıkmaktadır.

Nadir olarak;

Nefes darlığı

Boğazda veya vücudun farklı bölgelerinde şişlik

Böbrek problemleri gibi ciddi alerjik sorunlar yaşanabilmektedir.

Tomografinin Zararları Nelerdir?
Tomografi kullanımında hastaların en çok merak ettiği konuların başında alınan radyasyon miktarının bir soruna yol açıp açmadığıdır.

Tomografi kanama, kan pıhtıları veya kanser gibi hayati tehlike çıkartabilecek durumlarında teşhisinde hayat kurtarıcıdır. Ancak tomografi görüntüleme sırasında X ışınları kullanır ve tüm ışınları iyonlaştırıcı radyasyon üretmektedir. Tomografi cihazları detayla görüntüleme elde ettiği için radyasyon miktarı röntgen sırasında alınan radyasyondan daha fazladır.

Son dönemlerde gelişen teknoloji ile daha hızlı ve düşük dozlu radyasyon ile saniyeler içinde neredeyse tüm vücut taranabilecek cihazlar ile tomografi çekilebilmektedir. Böylece tomografi işleminden ölümcül bir kanser gelişmesi riskini ikibinde bir oranına düşürmektedir.



Tomografi Hamilelere Zarar Verir Mi?
Evet verir. Bu sebeple tomografi işleminden önce hastanın radyoloji doktoruna hamile olup olmadığını veya hamilelikle ilgili şüphelerini mutlaka söylemesi gerekir. Özellikle karın veya pelvis bölgesi ise görüntülenen bölgede bebeğin radyasyona maruz kalma riski vardır. Pelvis veya karın bölgesinin görüntülenmesi gereken durumlarda MR veya ultrason gibi seçeneklerin değerlendirilmesi gerekir. Bu hususta radyoloji doktoru gereken yönlendirmeyi mutlaka yapacaktır.

Çocuk ve Bebeklere Tomografi Çekilir Mi?
Çocuklarda ve bebeklerde tomografi çekilir. Fakat tomografi çekimlerinde vücudun hareketsiz durması gerekmektedir. Bu sebeple bebeklerde ve çocuklarda tomografi çekilecekse hastaya sakinleştirici ilaç verilip tomografi öyle çekilir.

Tomografi Bebeklere ve Çocuklara Zarar Verir Mi?
Radyasyonun tüm canlılara zarar verdiğini unutmamak gerekir. Bu sebeple, özellikle büyüme döneminde hücrelerin hızlı bölünmesi çocukları radyasyona karşı duyarlı hale getirebilmektedir. Ömür süreleri yetişkinlerden daha uzun olan çocukların radyasyona az maruz kalmaları gerekir.

Yapılan araştırmalara göre, 15 yaşından önce çoklu tomografi taraması geçirmiş çocukların 10 yıl içinde lösemi ve beyin tümörü riskinde artış olduğu belirlenmiştir. Diğer taraftan çocuklarda düşük doz kullanımlar ve ilerleyen teknoloji ile hızlı çekimler bu tarz hastalık riskini minimuma düşürmektedir.

Tomografi Çektirmek Can Acıtır Mı? Ağrılı Bir İşlem Midir?
Bilgisayarlı Tomografi tamamen ağrısız bir görüntüleme işlemidir. Tomografi çekimi sırasında hareketsiz durmak veya nefesi bir süre tutmak rahatsızlık hissi verebilir. İlaçlı tomografi çekimlerinde de kullanılan kontrast maddenin yan etkileri görülebilir.

Tomografi ve MR Arasındaki Fark Nedir?
Tomografi görüntüleme tekniğinde x ışınlarını yani radyasyonu kullanırken, Manyetik Rezonans (MR) görüntülemede manyetik alanlı radyo dalgalarını kullanır.

Manyetik Rezonans (MR) daha çok beyin omurilik hastalıkları, sporcu yaralanmaları, kas iskelet sistemi, nörolojik hastalıkları gibi rahatsızlıkların teşhisinde ön plana çıkmaktadır. Tomografi ise kesitsel 3 boyutlu görüntü almak için kullanılmaktadır.

Tomografi Manyetik Rezonans görüntülemesine göre çok daha hızlı sonuç vermektedir.

Tomografi Çektirmek Kaç Dakika Sürer?
Bilgisayarlı Tomografinin süresi taranacak alanın boyutuna bağlıdır. İlerleyen teknoloji sayesinde birçok görüntüleme saniyeler içinde bile tamamlanabilmektedir. Genel anlamda birkaç dakika ile 30 dakika arasında değişen görüntüleme süreleri bulunmaktadır.

Tomografi Zararlarını Azaltmak İçin Neler Yapılmalıdır?
Tomografi radyasyon ile görüntüle sağladığı için düşük ihtimal de olsa uzun vadede hem yetişkinlerde hem de çocuklarda kanser gibi istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Tomografinin zararlarından kurtulmak için alınabilecek bir takım önlemler bulunmaktadır.

Tedavi ve teşhisiniz için bilgisayarlı tomografi görüntülemesine alternatif başka yöntemlerin olup olmadığını araştırın.

Tomografi görüntülemesine gerek olmadığının söylendiği durumlarda ısrarcı olmayın.

Hamileyseniz veya hamile olduğunuzdan şüpheleniyorsanız bu bilgiyi doktorunuzla paslaşın.

Koruyucu bir kalkan kullanılıp kullanılmayacağını sorun. Siz veya çocuklarınız röntgen çekiyorsa, bir kurşun önlük veya başka bir kalkan kullanılıp kullanılmayacağını sorun.

Kullanılan ilaçların listesi gibi daha önce X ışınlarının kullanıldığı görüntüleme yöntemlerinin de listesini tutun.

Özellikle çocuklarda düşük doz radyasyon kullanılıp kullanılmadığını kontrol edin.

Tomografi ile taranan vücut bölgesi, en küçük gerekli alanla sınırlı olmalıdır.

Birçok teşhis için çok yüksek görüntüleme kalitesine gerek bulunmamaktadır. Yüksek görüntüleme kalitesi yüksek oranda radyasyon anlamına gelmektedir. Çoğu durumda düşük dozlu görüntüler tanı için yeterli olabilmektedir.

Tomografi Sonuçları Nasıl Okunur?
Tomografi görüntüleri elektronik veri dosyaları olarak saklanır ve genellikle bilgisayar ekranında gözden geçirilir. Radyoloji doktorları bu görüntüleri yorumlar ve rapor olarak gönderir. Doktor eldeki görüntülerde tümör, kan pıhtısı, kırık veya diğer anormallikler görmediyse tomografi sonuçları normal olarak kabul edilir. Tomografi taraması sırasında herhangi bir anormallik tespit edilirse, bulunan anormallik türüne bağlı olarak başka testlere veya tedavilere ihtiyaç duyulabilir.

30.5.20

Türkiye’deki Tüm Bankaların İban Kodları

Iban kodları Avrupa birliği ülkelerinde kullanılan bir sistem olup, daha sonra ülke olarak bizde kullanmaya başladık. Bu sistem sayesinde Banka Iban Kodları kullanmak isteyen hemen her ülke 34 basamağı geçmemek kaydıyla IBAN numarasını ayarlayıp kullanabilmektedir. Bizim ülkemizde de banka iban numaraları toplam 26 haneden oluşmaktadır. Iban numarası sayesinde hem yurt içi hem de yurt dışı para transferlerinizi kolaylıkla yapabilmektesiniz. Öncelikle Para transferlerinin güvenli ve hızlı bir şekilde yapılabilmesi için AB düzenlemeleri sonucu her hesap için özel olarak tanımlanmış numaralara IBAN denilmektedir.

IBAN’ın dilimizdeki karşılığı da Uluslararası Banka Hesap Numarası olmaktadır. Bizim ülkemizle birlikte toplamda 33 Avrupa ülkesinde de IBAN kullanılmaktadır. Bu hesap numarası sayesinde para transferleri çok hızlı ve çok güvenli bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu yazımızda Banka Iban Kodları üzerinden banka bulma nasıl gerçekleştirilir ondan bahsedeceğiz. Bankalar arası para transferleri elektronik fon transferi (EFT) sistemi sayesinde gerçekleşmektedir. Bu sebeple bütün bankalar bir EFT koduna sahip olmaktadır.

bankaların kodları bulunmaktadır. Bu kodlar IBAN numarasının 5. basamağından sonraki 5  ifade etmektedir. Kısaca bir örnek vermemiz gerekirse;

TR12 0006 7023 1234 1234 1234 12 – Yapı Kredi IBAN numarasıdır.
TR ülke kodu
12 kontrol basamağı
0006 7 banka kodu
0 rezerv alanı
2312... Hesap no

Bu sayede ibanın hangi bankaya ait olduğunu kolay bir şekilde bulabilir ve anlayabiliriz. Fakat bunun için banka kodları hakkında bilgi sahibi olmanız gerekmektedir. İşte, tüm bankaların iban banka kodları;


  • TC Merkez Bankası 00001
  • İller Bankası 00004
  • Ziraat Bankası 00010
  • Halkbank 00012
  • Vakıflar Bankası 00015
  • Kalkınma Bankası 00017
  • Birleşik Fon Bankası 00029
  • Türk Ekonomi Bankası 00032
  • Akbank 00046
  • Şekerbank 00059
  • Garanti Bankası 00062
  • İş Bankası 00064
  • Yapı ve Kredi Bankası 00067
  • ING Bank 00099
  • Adabank 00100
  • Finansbank 00111
  • HSBC 00123
  • Takasbank 00132
  • Denizbank 00134
  • Anadolu Bank 00135
  • Rabobank 00137
  • Dilerbank 00138
  • GSD Bank 00139
  • Nurol Yatırım Bankası 00141
  • Bankpozitif Kredi ve Kalkınma Bankası 00142
  • Aktif Yatırım Bankası 00143
  • Odea Bank 00146
  • Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ Turkey 00147
  • Albaraka Türk Katılım Bankası 00203
  • Kuveyt Türk Katılım Bankası 00205
  • Türkiye Finans Katılım Bankası 00206
  • Ziraat Katılım Bankası 00209
  • Vakıf Katılım Bankası 00210
  • Merkezi Kayıt Kuruluşu 00806
  • ICBC Turkey Bank 00109

28.5.20

Overclock Nedir?

Overclock ya da diğer adıyla "hız aşırtma" işlemi, işlemcinin frekansı üzerine çıkarak ek performans sağlamaya çalışması durumudur. Tüm bilgisayarlarda, verilerin hız akışını ifade edebileceğimiz overclock ya da hız aşırtma olarak tabir edilen işlemler yapılabilir. Hız aşırtma (overclock), bilgisayardan tam performans elde etmek için yaptığımız bir işlemdir. Bu işlem sayesinde bilgisayarınızın parçalarının ömrünü uzatabilirsiniz.