Bankaların sermaye yeterliliklerinin ölçülmesine ve değerlendirilmesine ilişkin olarak Uluslarası Ödemeler Bankası (BIS) bünyesinde oluşturulan Basel Bankacılık Denetim Komitesi (BCBS) tarafından yayımlanan ve yakın tarihte (2007-2008 yılı başında) birçok ülkede yürürlüğe girmesi beklenen standartlar bütünüdür.
BASEL-II KRİTERLERİNİN AMACI
- Bankaların maruz kaldıkları riskleri daha iyi ölçmek ve bunu en az sermaye düzeyi ile ilişkilendirmek,
- Ulusal ve Uluslararası denetim uygulamalarını güçlendirmek,
- Şeffaf ve Uluslararası genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uyumlu finansal tablolar yolu ile piyasa disiplinini sağlamak.
BASEL II’DEN BEKLENEN
FAYDALAR
* Bankalarda risk yönetimi ve kültüründeki etkinliğin arttırılması,
* Bankaların aracılık fonksiyonlarını daha etkin bir biçimde yerine getirmesi ,
* Bankaların sermaye düzeylerinin maruz kaldıkları risklere paralel hale getirilmesi,
* Bankalar tarafından kamuya açıklanacak bilgiler aracılığıyla piyasa disiplininin arttırılması,
* Bankaların müşterileri konumundaki kişi ve kuruluşların kurumsal yönetişim yapılarının iyileştirilmesi.
BASEL II’NİN REEL SEKTÖR İLE
İLİŞKİSİ
-Bankalarda risk yönetimi ve kültürünün gelişmesini, dolaylı olarak ta, bankaların müşterisi konumunda bulunan reel sektör firmalarını olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.
-Basel-II, derecelendirme notu bulunmayan şirketler için mevcut duruma herhangi bir değişiklik getirmemektedir. Ancak, Basel-II ile birlikte yüksek derecelendirme notuna sahip şirketler diğerlerine göre daha avantajlı konuma geçecektir.
-Şirketlerde kurumsal yönetişimin artması ve kayıtdışılığın azalması yönünde doğal bir teşvik mekanizması oluşturacaktır.
-Basel II risk yönetiminde ortaya çıkan gelişmelerin, şeffaf olmayan ve yeterince kurumsallaşamayan reel sektör kuruluşlarının bankalarla yaşayabilecekleri sorunların, Basel II uygulamasından bağımsız olarak Uluslararası standartlara yükseltilmesi zorunluluğu bulunan risk yönetimi uygulamalarının doğal ve zorunlu bir sonucu olarak görülmelidir.
BASEL II KRİTERLERİNE GÖRE
KOBİ ÖLÇÜTLERİ
-250’den az işçi çalıştıran,
-Yıllık cirosu 50 milyon EUR’dan az ve
-Bilanço aktif toplamı 43 milyon EUR’dan küçük olan firmalar KOBİ (Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme) tanımına girmektedir.
Bu durumda, Ülkemizde faaliyet gösteren reel sektör kuruluşlarının istatistikleri incelendiğinde; İstanbul Sanayi Odası’nın 2004 yılı sonu rakamlarına göre ilk 1000 firmasından 660’ının, TCMB’nin bilanço verilerini topladığı 7500’ü aşkın firmanın ise 6800’ünün Basel II kriterlerine göre KOBİ sayıldığı bir ortamda ne kadar büyük bir kitlenin etki alanına girdiği ortaya çıkmaktadır.
Halen Ülkemizde değişik kuruluşların uygulamış olduğu KOBİ tanımının yeknesak hale getirilmesi, BASEL II kriterlerine ve AB normlarına uyumun gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
KOBİ’LERİN YAŞAYABİLECEĞİ
ZORLUKLAR
Şeffaflık Sorunları
- Kayıt dışı işlemlerin kayıt içine alınmasının talep edilmesi,
- Bankalar tarafından daha fazla bilgi ve belge istenerek firmaların daha yakın izlemeye alınması,
- Finansal tabloların firmaların gerçek kapasitelerini ortaya koymaktan uzak olması.
KOBİ’LERİN YAŞAYABİLECEĞİ
ZORLUKLAR
Finansman Sorunları
- KOBİ’lerin çalıştıkları bankaların değişen ve değişmekte olan kredi tahsis ve kullandırım süreçlerine uyum sağlayamamaları nedeniyle finansal olanaklarının daralması,
- Firmanın sahip olduğu işhacminin üzerinde banka ile çalışması veya tek banka ile çalışmasının getireceği sıkıntılar,
- Bilançoda yeralan aktif ve pasif kalemler arasındaki vade, döviz kuru, parite ve faiz oranı uyumsuzluğunun finans kuruluşları tarafından daha detaylı değerlendirilmesi nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunlar.
KOBİ’LERİN YAŞAYABİLECEĞİ
ZORLUKLAR
* Risk Bazlı Fiyatlama ve Teminatlandırma
* Kredi derecelendirme notuna göre faiz ve teminat verme zorunluluğu,
* Geleneksel teminatlardan müşteri çek ve senetleri ile firma ortaklarının ve grup şirketlerinin kefaletinin teminat kapsamında değerlendirilmemesi,
* Nakit, banka teminat mektupları ve gayrimenkul (İkamet amaçlı) ipoteklerinin teminat olarak bankalar tarafından talep edilmesi.
* Faaliyet gösterilen sektörler, bölgeler ve uluslararası piyasalardakigelişmeler ile sosyo-ekonomik gelişmelering gözönündebulundurulması,
* Operasyonel, bölgesel ve siyasal risklerin firmalara
getirebileceği olumsuzlukların değerlendirilmesi.
TEMİNATLAR
• Nakit, mevduat veya mevduat sertifikası
• Altın
• Borçlanma senetleri
(derecelendirme notuna veya likit ve bankalarca çıkartılmış
olmasına göre)
• Ana endeksteki (İMKB 100) hisse senetleri
• Yatırım fonları
• Ana endeks dışında, ancak organize piyasalarda işlem gören
senetler
• Ana endeks dışında, ancak organize piyasalarda işlem gören
senetleri de kapsamakta olan fonlar
• Gayrimenkul ipoteği
BASEL-II KRİTERLERİNİN AMACI
- Bankaların maruz kaldıkları riskleri daha iyi ölçmek ve bunu en az sermaye düzeyi ile ilişkilendirmek,
- Ulusal ve Uluslararası denetim uygulamalarını güçlendirmek,
- Şeffaf ve Uluslararası genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uyumlu finansal tablolar yolu ile piyasa disiplinini sağlamak.
BASEL II’DEN BEKLENEN
FAYDALAR
* Bankalarda risk yönetimi ve kültüründeki etkinliğin arttırılması,
* Bankaların aracılık fonksiyonlarını daha etkin bir biçimde yerine getirmesi ,
* Bankaların sermaye düzeylerinin maruz kaldıkları risklere paralel hale getirilmesi,
* Bankalar tarafından kamuya açıklanacak bilgiler aracılığıyla piyasa disiplininin arttırılması,
* Bankaların müşterileri konumundaki kişi ve kuruluşların kurumsal yönetişim yapılarının iyileştirilmesi.
BASEL II’NİN REEL SEKTÖR İLE
İLİŞKİSİ
-Bankalarda risk yönetimi ve kültürünün gelişmesini, dolaylı olarak ta, bankaların müşterisi konumunda bulunan reel sektör firmalarını olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.
-Basel-II, derecelendirme notu bulunmayan şirketler için mevcut duruma herhangi bir değişiklik getirmemektedir. Ancak, Basel-II ile birlikte yüksek derecelendirme notuna sahip şirketler diğerlerine göre daha avantajlı konuma geçecektir.
-Şirketlerde kurumsal yönetişimin artması ve kayıtdışılığın azalması yönünde doğal bir teşvik mekanizması oluşturacaktır.
-Basel II risk yönetiminde ortaya çıkan gelişmelerin, şeffaf olmayan ve yeterince kurumsallaşamayan reel sektör kuruluşlarının bankalarla yaşayabilecekleri sorunların, Basel II uygulamasından bağımsız olarak Uluslararası standartlara yükseltilmesi zorunluluğu bulunan risk yönetimi uygulamalarının doğal ve zorunlu bir sonucu olarak görülmelidir.
BASEL II KRİTERLERİNE GÖRE
KOBİ ÖLÇÜTLERİ
-250’den az işçi çalıştıran,
-Yıllık cirosu 50 milyon EUR’dan az ve
-Bilanço aktif toplamı 43 milyon EUR’dan küçük olan firmalar KOBİ (Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme) tanımına girmektedir.
Bu durumda, Ülkemizde faaliyet gösteren reel sektör kuruluşlarının istatistikleri incelendiğinde; İstanbul Sanayi Odası’nın 2004 yılı sonu rakamlarına göre ilk 1000 firmasından 660’ının, TCMB’nin bilanço verilerini topladığı 7500’ü aşkın firmanın ise 6800’ünün Basel II kriterlerine göre KOBİ sayıldığı bir ortamda ne kadar büyük bir kitlenin etki alanına girdiği ortaya çıkmaktadır.
Halen Ülkemizde değişik kuruluşların uygulamış olduğu KOBİ tanımının yeknesak hale getirilmesi, BASEL II kriterlerine ve AB normlarına uyumun gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
KOBİ’LERİN YAŞAYABİLECEĞİ
ZORLUKLAR
Şeffaflık Sorunları
- Kayıt dışı işlemlerin kayıt içine alınmasının talep edilmesi,
- Bankalar tarafından daha fazla bilgi ve belge istenerek firmaların daha yakın izlemeye alınması,
- Finansal tabloların firmaların gerçek kapasitelerini ortaya koymaktan uzak olması.
KOBİ’LERİN YAŞAYABİLECEĞİ
ZORLUKLAR
Finansman Sorunları
- KOBİ’lerin çalıştıkları bankaların değişen ve değişmekte olan kredi tahsis ve kullandırım süreçlerine uyum sağlayamamaları nedeniyle finansal olanaklarının daralması,
- Firmanın sahip olduğu işhacminin üzerinde banka ile çalışması veya tek banka ile çalışmasının getireceği sıkıntılar,
- Bilançoda yeralan aktif ve pasif kalemler arasındaki vade, döviz kuru, parite ve faiz oranı uyumsuzluğunun finans kuruluşları tarafından daha detaylı değerlendirilmesi nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunlar.
KOBİ’LERİN YAŞAYABİLECEĞİ
ZORLUKLAR
* Risk Bazlı Fiyatlama ve Teminatlandırma
* Kredi derecelendirme notuna göre faiz ve teminat verme zorunluluğu,
* Geleneksel teminatlardan müşteri çek ve senetleri ile firma ortaklarının ve grup şirketlerinin kefaletinin teminat kapsamında değerlendirilmemesi,
* Nakit, banka teminat mektupları ve gayrimenkul (İkamet amaçlı) ipoteklerinin teminat olarak bankalar tarafından talep edilmesi.
* Faaliyet gösterilen sektörler, bölgeler ve uluslararası piyasalardakigelişmeler ile sosyo-ekonomik gelişmelering gözönündebulundurulması,
* Operasyonel, bölgesel ve siyasal risklerin firmalara
getirebileceği olumsuzlukların değerlendirilmesi.
TEMİNATLAR
• Nakit, mevduat veya mevduat sertifikası
• Altın
• Borçlanma senetleri
(derecelendirme notuna veya likit ve bankalarca çıkartılmış
olmasına göre)
• Ana endeksteki (İMKB 100) hisse senetleri
• Yatırım fonları
• Ana endeks dışında, ancak organize piyasalarda işlem gören
senetler
• Ana endeks dışında, ancak organize piyasalarda işlem gören
senetleri de kapsamakta olan fonlar
• Gayrimenkul ipoteği