instagram twitter linkedin github youtube

5.12.23

Android telefonlar depremi önceden nasıl tahmin etti? Android Deprem Uyarı Sistemi nasıl açılır ?

 AFAD Deprem’in açıklamasına göre merkez üssü Bursa Mudanya olan 5.1 büyüklüğündeki deprem Android işletim sistemi olan cep telefonlarına bir dakika önce bildirildi. Bu durum, Google Android Deprem Uyarı Sistemi sayesinde gerçekleşti. Bir deprem meydana geldiğinde P dalgası ve S dalgası olarak bilinen bazı titreşimler yayıyor. İlk dalgalar birçok farklı faktöre bağlı olarak insanlar tarafından hemen hissedilemiyor fakat titreşimlere duyarlı sensörler tarafından algılanabiliyor. Android Deprem Uyarı Sistemi, akıllı telefonlardaki ivmeölçer vasıtasıyla titreşimleri tespit ediyor ve çok sayıda telefonun aynı anda sarsılmasıyla depremin merkezini kabaca belirleyip sarsıntının şiddetini de tahmin edebiliyor.  Sistem, 4.5 ve üzeri büyüklükteki depremler için depremin şiddetine ve yoğunluğuna bağlı olarak “Farkında Ol” ve “Harekete Geç” olmak üzere iki tür uyarı gönderiyor. Android Deprem Uyarı Sistemi, telefonun mevcut teknolojisinden faydalanıyor, cihaz konumu ve “Deprem Uyarıları” açık olan tüm Android OS 5.0 ve üzeri tüm telefonlarda çalışıyor. Erken deprem uyarıları almak istemeyen kullanıcılar, cihaz ayarlarından “Deprem Uyarıları” seçeneğini devre dışı bırakabiliyor. Google, bu sistemi Türkiye’de de kullanıma sundu. Türkiye’nin dışında Filipinler, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’da da Android deprem uyarı sistemini bir süredir kullanabiliyor.

Google, Bir depremin büyüklüğü Richter ölçeğine göre 4.5 veya üzerindeyse, Android sistemi uyarı gönderebiliyor. “Zayıf” ve “hafif” olarak nitelendirilen sarsıntılarda bir bildirim olarak ekrana gelen uyarı, “orta” büyüklükte ya da “şiddetli” ise tüm ekranı kaplıyor ve “çök, korun ve tutun” şeklinde ifadeler ve bunu betimleyen görsellerle birlikte yüksek şiddette bir alarm çalıyor. Telefonunuz “rahatsız etme” modunda olsa bile bu uyarı otomatik olarak geliyor. 

Bu sistemi kullanıma açmak için telefonunuzun ayarlar bölümüne gelin. Arama alanına “konum” yazarak, bu sekmeyi açın.

Konum > Gelişmiş > Deprem Uyarıları’na dokunun. Açılan ekranda, “Deprem Uyarıları” ekranına basınız. Eğer açık ise deprem uyarıları kullanıma açık anlamına geliyor. Aktif değilse bu ekran aracılığıyla aktif hale getirebilirsiniz. Velhasıl yapılması gereken bir ayar daha bulunuyor. Ayarlar'da 'Şifreler & Güvenlik' sayfasında göreceğiniz 'Acil durum uyarıları' menüsüne girerek üstteki 'Uyarılara izin ver' seçeneğini aktif hale getirmeniz gerekiyor. Tüm bu ayarlar açık olsa bile şunun altını yeniden çizmek gerekir ki Google, söz konusu bildirimin tüm Android telefonlara doğru olarak iletileceğinin garantisini vermiyor.

Deprem uyarıları tüm bölgelerde desteklenmez. Her deprem algılanamaz. Şiddet ve sallantı yoğunluğu tahminlerinde hata olabilir. Sallantı başlamadan önce, sallantı sırasında veya sonrasında uyarı alabilirsiniz.

Bu uygulama ise ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) San Francisco Körfez Bölgesi'nde yaşayan Android kullanıcıları, geçtiğimiz yıl 25 Ekim'de meydana gelen depremden, saniyeler önce telefonlarına gelen bir uyarıyla haberdar oldu.  Geçtiğimiz yıl Android kullanıcılarına giden deprem uyarısı Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırmalar Kurumu'nun ShakeAlert projesinden alınan verilerle oluşturulmuştu

17.7.23

Lİ-Fİ nedir?

Li-Fi (Light Fidelity), cihazlar arasında kablosuz iletişim kurmak ve veri iletmek için LED ışıklarını kullanan kablosuz bir optik ağ teknolojisidir. Adını “Light Fidelity” kelimesinin kısaltımından alan kablosuz formdaki optik ağ teknolojisi, cihazların arasında kablosuz iletişimin sağlanması ve verinin iletimi için LED ampulleri kullanıyor. Diğer bir ifade ile, LED ışık dalgaları aracılığıyla kablosuz bir şekilde verilerin aktarılmasına olanak sağlayan bir optik ağ teknolojisi olarak ifade ediliyor. Li-Fi teknolojisi, veri sunmak için radyo sinyalleri yerine ışık dalgalarından yararlanmayı amaçlayan ışık tabanlı iletişim teknolojisidir. emel olarak Wi-Fi, veri iletmek için radyo frekansını kullanır ve sinyaller bir erişim noktası etrafında belirli bir alana yayılır. Li-Fi ise “Görünür Işık İletişim” (Visible Light Communication) sistemidir. Yani Li-Fi, veri iletmek için radyo frekansları yerine hepimizin gördüğü ampüllerdeki ışığı kullanır. Radyo frekanslarına göre ışık kullanarak iletilen sinyallerin tek bir alana odaklanması daha kolay olduğu için de Li-Fi teknolojisi Wi-Fi teknolojisinden çok daha güçlü ve hızlıdır.

Kablosuz bağlantı türü olarak da bilinen Lİ-Fİ Teknolojisi, verilerin iletilmesi bir başka ifade ile veri aktarımı için gereken sinyal gönderimini LED’leri kullanarak gerçekleştiriyor.  Veri aktarımı konusunda güvenli bir teknoloji olan Lİ-Fİ Teknolojisi, kısıtlı kapsama alanı özelliği ile de bilinmekte. Lİ-Fİ Teknolojisi verilerin aktarılması konusunda güvenilir olmasına ek olarak; kapsadığı alan itibariyle kısıtlı olması nedeniyle genellikle alternatif olarak kullanılıyor. RF ağı için tamamlayıcı şeklinde kullanılan Lİ-Fİ Teknolojisinin temeli 2011 yılında atılmıştır. İlgili teknolojiye olan ihtiyaç ise, diğer kablosuz bağlantı yöntemlerinin hem yavaş hızda kalması hem de yetersiz kapasitede olması nedeniyle ortaya çıkmıştır. 


Emsallerine kıyasla çevre dostu sayılan Lİ-Fİ Teknolojisi, karbon ayak izini azaltması nedeniyle de merak konusu oluyor. Lİ-Fİ Teknolojisi ile günümüzde sıkça duyduğumuz Wİ-Fİ arasında bazı ortak ve farklı yönler bulunuyor. Verilerin aktarılmasını sağlayan Lİ-Fİ ve Wİ-Fİ teknolojileri ilgili aktarımı elektromanyetik olarak gerçekleştiriyor. Her iki teknolojinin birbirinden farklılaştığı en önemli nokta ise, Wİ-Fİ veri aktarımı için radyo dalgalarını kullanıyor iken; Lİ-Fİ teknolojisinde verilerin iletilmesi için LED ışık dalgaları kullanılıyor. Daha net ifade etmek gerekirse, sağlıklı ve çevre dostu olması nedeniyle Lİ-Fİ teknolojisi daha çok araştırılıyor. Günümüzde ise radyo dalgalarını kullanarak verilerin iletilmesini sağlayan Wİ-Fİ’nin yerini Lİ-Fİ teknolojisinin alıp almayacağı çok konuşuluyor. İlerleyen dönemlerde yaygınlaşması beklenen Lİ-Fİ Teknolojisi ile alakalı çalışmalar ise devam etmekte. Lİ-Fİ teknolojisi, LED ışıklarını kullanarak verilerin iletilmesini sağlıyor. Çevre dostu ve sağlıklı olması nedeniyle de Wİ-Fİ kullanıcıları tarafından sıklıkla merak edilen konular arasında yer alıyor. Verilerin daha hızlı bir şekilde aktarılması, kullanıcı yoğunluğunun ve talebin artması nedeniyle Lİ-Fİ teknolojisi sıklıkla gündeme geliyor. 

İlerleyen zamanlarda yaygınlaşması beklenen Lİ-Fİ Teknolojisi ile beraber kullanıcıların yoğunluğunun azaltılması ve verilerin normalden daha hızlı aktarılması söz konusu. Radyo sinyalleri yerine ışık dalgaları yoluyla verilerin hızlı bir şekilde aktarılmasını sağlarken güvenilir bağlantı sağlaması ile de Wİ-Fİ’yi geride bırakması öngörülüyor. “Hız ve kesintisiz bağlantı benim için önemli!” diyorsanız, Lİ-Fİ Teknolojisi ışık hızında bağlantısı sayesinde verilerinizi normale göre daha hızlı iletmenize yardımcı olacak. İnternet üzerinden film izlemeyi ve film indirmeyi sevenler için de Lİ-Fİ Teknolojisi kısa süre içerisinde büyük çaplı filmleri indirebilecekleri bağlantı teknolojisi olabileceği öne çıkıyor. Li-Fi teknolojisinde veri iletiminin devam etmesi ışığa bağlıdır. Yani ışık kaynağı kapatıldığı ya da ışık duvar vb. bir engel tarafından kesildiği zaman veri iletimi otomatik olarak kesiliyor. Bu durum bağlantının belirli bir alan içerisinde kalmasını ve bilgi akışının korunmasını sağlıyor. Li-Fi teknolojisi ile birlikte ev ya da ofisinizdeki lamba, internetin sadece bu sınırlar içerisinde kalmasını sağlayacağı için hırsızlık vb. durumlardan da sizi koruyacak. Aynı zamanda Wi-Fi teknolojisinde olduğu gibi bağlantı kopmalarının Li-Fi teknolojisinde yaşanmayacak olması da verilerin güvenliği açısından önemli bir rol taşıyor.

30.5.23

ChatGPT Nedir?

ChatGPT, 30 Kasım 2022'de DALL·E 2 ve Whisper AI'ın yaratıcısı olan San Francisco merkezli OpenAI tarafından geliştirilen doğal dil işleme yeteneği sayesinde, insanların doğal dilde konuşarak veya yazarak sordukları soruları ve ifadeleri anlamak ve buna uygun cevaplar üretmek ve geniş uygulama alanıyla birçok farklı konuda sorulara yanıt verebilen, çeşitli dil seviyelerinde yazılmış metinleri anlayabilen ve hatta belirli konularda önerilerde bulabilmek tasarlanmış bir prototip yapay zekâya dayalı bir sohbet robotudur.  "ChatGPT" adı, sohbet robotu işlevine atıfta bulunan "Sohbet" ile G enerative Pre-trained Transformer anlamına gelen "GPT" yi birleştirir. , bir tür büyük dil modeli (LLM). ChatGPT, OpenAI'nin temel GPT modelleri , özellikle GPT-3.5 ve GPT-4 üzerine kurulmuştur ve ince ayar yapılmıştır.  İlk ChatGPT'nin 2018'de 117 milyon parametre ile hayatına başlamasının ardından, 2019 senesinde GPT ilk köklü geliştirmesini yaparak 1,5 milyar parametreli veri setine sahip GPT2 modeline geçti. 2020 yılında ise 175 milyarlık veri setine sahip daha gelişmiş GPT3 versiyonu devreye girdi. Ocak 2023'te ChatGPT, 100 milyondan fazla kullanıcıya ulaşarak bugüne kadarki en hızlı büyüyen tüketici uygulaması oldu. OpenAI, hizmeti daha fazla eğitmek ve ince ayar yapmak için ChatGPT kullanıcılarından veri toplar. Kullanıcılar, ChatGPT'den aldıkları yanıtlara olumlu veya olumsuz oy verebilir ve bir metin alanını ek geri bildirimle doldurabilir.  ChatGPT başlangıçta , Microsoft'un OpenAI için özel olarak oluşturduğu ve bildirildiğine göre "yüz milyonlarca dolara" mal olan Nvidia GPU'ları tarafından desteklenen bir Microsoft Azure süper bilgi işlem altyapısı kullanıyordu. ChatGPT'nin başarısının ardından Microsoft, 2023'te OpenAI altyapısını önemli ölçüde yükseltti. 

Robot, kendisine sorduğunuz soruları karşınızda bir insan varmış gibi cevaplayabiliyor. ChatGPT hangi dilde yazdığınızı anlayabiliyor, sizin için açıklayıcı yazılar oluşturabiliyor, farklı programlama dillerinde programlar yazabiliyor ve hataları dahi ayıklayabiliyor. ChatGPT, internet üzerinden öğrendiği bilgileri derleyip tatmin edici cevaplar verebiliyor. Bunlar aslında Google arama motoru üzerinden de erişilebilen cevaplar. Aralarındaki fark ise Google aranan konu ile ilgili tüm seçenekleri yani birbirinden farklı kaynakları kullanıcıya sunarken, ChatGPT bir dizi tahminde bulunarak ulaştığı tek bir cevabı çok daha hızlı bir şekilde kullanıcıya sunuyor. Tabii ki soruları cevaplarken kaynak belirtmiyor. İnternetteki bilgilerle eğitilen ChatGPT, cümleleri kelime kelime oluşturuyor ve her bir kelimeden sonra gelmesi gereken en muhtemel ifadeyi seçerek ilerliyor. ChatGPT zaman zaman yanlış bilgiler de verebiliyor. Bunun sebebi de sohbet robotunun bilgileri internet üzerinden derlemesi. ChatGPT’nin gelecekte farklı amaçlar için de kullanılması öngörülüyor. 

ChatGPT , üretken önceden eğitilmiş dönüştürücü (GPT) dil modelleri sınıfının bir üyesidir . Bu, konuşma amaçlı kullanımı hedeflemek için ince ayarı yapılmış göreve özel bir GPT'dir ve orijinal olarak OpenAI'nin GPT-3 modelinin " GPT-3.5 " olarak bilinen geliştirilmiş bir sürümü üzerine kurulmuştur. İnce ayar süreci, insan geri bildiriminden (RLHF) pekiştirmeli öğrenme adı verilen bir süreçte hem denetimli öğrenmeden hem de takviyeli öğrenmeden yararlandı . Her iki yaklaşım da modelin performansını iyileştirmek için insan eğitmenleri kullanır. Denetimli öğrenme durumunda modele, eğitmenlerin her iki tarafı da oynadığı konuşmalar sağlandı: kullanıcı ve yapay zeka asistanı. Takviyeli öğrenme adımında, insan eğiticileri önce modelin önceki bir konuşmada oluşturduğu yanıtları sıraladı.  Bu sıralamalar, birkaç yineleme kullanarak modelde daha fazla ince ayar yapmak için kullanılan "ödül modelleri" oluşturmak için kullanıldı.

ChatGPT'yi internetten alınan geniş bir metin veri kümesi üzerinde eğittiği için İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Türkçe, Rusça ve diğerleri dahil olmak üzere çok çeşitli dillerde metin oluşturabiliyor. Ancak, modelin performansının oluşturulan metnin diline ve karmaşıklığına bağlı olarak değişeceğini unutmamak gerekir. Henüz İngilizce dilindeki kadar geliştirilmemiş olsa da Türkçe olarak kullanmak istediğinizde dilimizde bir soru sormanız veya herhangi bir şey yazmanız yeterli olacaktır. Karşılık olarak Türkçe cevap vererek bu alandaki yetkinliğini gösterecektir.


ÖZELLİKLERİ

Bir sohbet robotunun temel işlevi, konuşkan bir insanı taklit etmek olsa da, ChatGPT çok yönlüdür. Bilgisayar programları yazabilir ve hata ayıklayabilir, ünlü CEO'ların tarzını taklit edebilir ve iş sunumları yazabilir, müzik, televizyon oyunları, peri masalları ve öğrenci denemeleri besteleyebilir, test sorularını yanıtlayabilir (bazen, teste bağlı olarak, bir düzeyde sınava giren ortalamanın üzerinde),  şiir ve şarkı sözü yazmak, metni tercüme etmek ve özetlemek,  bir Linux sistemini taklit etmek; tüm sohbet odalarını simüle edebilir, tic-tac-toe gibi oyunlar oynayın ve bir ATM simülasyonu yapın .  ChatGPT'nin eğitim verileri kılavuz sayfalarını içerir, ilan tahtası sistemleri gibi internet fenomenleri ve çoklu programlama dilleri hakkında bilgiler . Çoğu sohbet robotunun aksine ChatGPT, aynı görüşmede kendisine verilen sınırlı sayıda önceki istemi hatırlar. Gazeteciler, bunun ChatGPT'nin kişiselleştirilmiş bir terapist olarak kullanılmasına izin vereceğini düşünüyor. Saldırgan çıktıların ChatGPT'ye sunulmasını ve ChatGPT'den üretilmesini önlemek için, sorgular OpenAI "Moderasyon uç noktası" API'si (ayrı bir GPT tabanlı yapay zeka) aracılığıyla filtrelenir ve potansiyel olarak ırkçı veya cinsiyetçi istemler reddedilir . 

Kısaca özellikleri;

  • Soru-cevap yapabilme,
  • Matematik denklemleri çözebilme,
  • Metin oluşturabilme (akademik, edebi makalaler vb.),
  • Diller arası çeviri yapabilme,
  • Hata ayıklayabilme ve düzeltebilme,
  • Metni özetleyebilme,
  • Metinlerdeki anahtar kelimeleri bulabilme,
  • Sınıflandırma yapabilme,
  • Önerilerde bulunabilme,
  • Herhangi bir şeyin ne işe yaradığını açıklayabilme,
  • Yazılım geliştirebilme.
ChatGPT nerede kullanılır;

  • E-posta yazmak.
  • İş başvuruları yazmak.
  • Hikayeler, şiirler, şarkı sözleri veya romanlar yazmak.
  • Fıkra anlatmak.
  • Blog yazısı taslakları oluşturmak.
  • Blog fikirleri üretmek.
  • İş fikirleri üretmek.
  • İcat yaratmak.
  • Günlük işler için tavsiye istemek.
  • Fikir sormak.
  • Ödev yapmak.
  • Kod ve uygulamalar yazmak.
  • Kodda hata ayıklamak.
  • Kodun anlaşılmasına yardımcı olmak.

NASIL KULLANILIIR?

ChatGPT'yi kullanmaya başlamak için 18 yaşından büyük olmanız ve bir OpenAI hesabınızın olması gerekir. Sohbet robotunu şu anda ücretsiz olarak kullanabilirsiniz. Aşağıdaki adımları takip ederek kayıt işlemini kolayca yapabilir, OpenAI Chat GPT'yi kullanmaya başlayabilirsiniz:

  • OpenAI web sitesine gidin ve ''Introducing ChatGPT research release'' düğmesine tıklayın. Bu seçeneği web sitesi arayüzünün üst kısmında bulacaksınız.
  • Daha sonra, oturum açmanız veya kaydolmanız istenecektir. Henüz bir OpenAI hesabınız yoksa, e-posta adresinizi kullanarak ''Sign up'' bölümünden kaydolun. İçeri girmeden önce cep telefonu numaranızı da paylaşmanız gerekebilir. Bir hesabınız varsa, Log in bölümünden direkt olarak giriş yapabilirsiniz.
  • Üye olup giriş yaptığınızda, ChatGPT'nin birkaç standart yetkinliği ve sınırlamaları ile karşılaşacaksınız. Bunlar, yapay zeka eğitmenlerinin sistemin performansını değerlendirmek için ChatGPT ile etkileşiminizi gözden geçirebileceğine dair bilgiler içerir. Ne beklemeniz gerektiğine dair genel bir bakış için bu detaylara göz atmak isteyebilirsiniz. Artık ChatGPT ile etkileşime geçmeye başlayabilirsiniz. Bir konuşma başlatmak için arayüzün alt kısmında yer alan mesaj kutusunu kullanabilirsiniz.
  • ChatGPT, sorduğunuz soruya veya mesajınıza hızlı bir şekilde yanıt üretecektir. Eğer verdiği yanıttan memnun kalmazsanız, ''Try Again'' düğmesine basabilirsiniz. Bot daha sonra size farklı bir yanıt vermeye çalışacaktır.
  • Böylece, mesaj kutusunu kullanarak ChatGPT'nin mesajlarını yanıtlayarak sohbete devam edebilirsiniz. Ya da sol kenar çubuğundaki "New Thread" butonuna tıklayarak mevcut konuşmayı sıfırlayabilir ve yeni bir konuşma başlatabilirsiniz.