Kentin merkezinde yer alan Agora Açıkhava Müzesi, çok kültürlü ve çok katmanlı bir kent olan İzmir’de tarihi dokunun bir parçası olarak karşınıza çıkar. Kadifekale’den baktığınızda açıkhava müzesini, kazı alanlarını çok net bir şekilde görebilirsiniz.
Dünyada kent merkezinde bulunan büyük agoralardan biri olan Agora, üç katlı yapısıyla da dünyadaki tek örnektir. İzmir’in eski semtlerinden Namazgah’daki Agora, Roma döneminde mermer döşeli büyükçe bir avlu çevresinde sütun ve kemerler üzerine çok katlı olarak inşa edilmiş bir yapıdır. Kelime anlamı “Pazar yeri” olan Agora, politik toplantılar ve halk mahkemelerinin de yapıldığı devlete ait bir alandır. Roma döneminde yapılan Agora, M.S. 178 yılında yaşanan depremden sonra büyük bir onarım görür.
Agora’da ortaya çıkan en önemli eserlerden olan Poseidon, Demeter heykel grubu Tarih ve Sanat Müzesi’nde görülebilir. Agora’nın Batı Kapısı kemeri üzerinde bulunan İmparator Marcus Aurelius’un İzmir’i çok seven karısı Faustina’nın zarif kabartma portresi, ören yerinin girişinde gelen konukları sevgiyle selamlamaktadır.
Agora’nın Arkeoloji ve Tarih Parkı olarak düzenlenme çalışmaları sürmektedir. Agora içinde görülen büyük sarnıçlar, çeşitli kanalizasyon parçaları alanın bol suya sahip bir bölgede olduğunu göstermektedir. Bazilika girişinde bulunan kaynak suyunun ilk çağdan bu yana akmakta olduğu düşünülmektedir. Agora’da heyecan uyandıran en önemli buluntulardan biri de Roma Dönemi dükkanlarının bulunduğu bölümdeki grafitilerdir. Dünyanın en zengin Yunanca grafiti koleksiyonu olarak tanımlanan duvar yazılarında Helenistik ve Roma dönemlerindeki günlük yaşantılara ait kesitler yer almaktadır. Koruma altındaki grafitilerin M.S. 2. Yüzyıl ile 4. Yüzyıl arasında yapıldıkları öngörülmektedir. Duvarlarda iki bin yıldır kaybolmadan duran yaklaşık 1500 grafiti bulunduğu ve çizimlerin boya ya da kazıma yöntemiyle yapıldığı biliniyor.Bu grafitilerde İzmir kentine ilişkin görüşler, sevgiliye yazılmış sözler, gemi çizimleri bulunuyor.
Agora kazılarında Helenistik dönem, Roma dönemi, Bizans ve Osmanlı dönemine ait katmanları görmek mümkün. Agora’da son dönemde yapılan kazılarda ortaya çıkartılan Roma Hamamı, Mozaikli Yapı ve Kent Meclisi’nin yanı sıra kent merkezinden agoraya girişi sağlayan Bazilika Kuzeybatı Kapı ile limandan Agora’ya girişi sağlayan Faustina Caddesi ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor.
Agora ören yeri uzun yıllar Namazgah semtinde mezarlık olarak kullanılmış bir alan olduğu için çok sayıda; usta ellerde zarif bir şekilde işlenmiş mezar taşlarına da ev sahipliği yapıyor. Agora kazıları sonucu başka bir alana taşınan mezarlıktaki Osmanlı dönemine ait mezar taşları ise alanda görülebiliyor.
Agora’dan çıkartılan eserler bugün İzmir Arkeoloji Müzesi ile Tarih ve Sanat Müzesi’nde sergileniyor.
Tarihi Kemeraltı Çarşısı’na çok yakın olan ören yerini gezdikten sonra isterseniz yola devam edip Basmane’nin tarihi sokaklarını yavaş yavaş gezebilirsiniz. Yolda, kazı çalışmaları süren ve şimdilik sahne duvarları ile girişi ortaya çıkan 16 bin kişilik Antik Roma Tiyatrosu’nun bulunduğu düşünülen alandan geçip Kadifekale’ye de çıkabilirsiniz.
Dünyada kent merkezinde bulunan büyük agoralardan biri olan Agora, üç katlı yapısıyla da dünyadaki tek örnektir. İzmir’in eski semtlerinden Namazgah’daki Agora, Roma döneminde mermer döşeli büyükçe bir avlu çevresinde sütun ve kemerler üzerine çok katlı olarak inşa edilmiş bir yapıdır. Kelime anlamı “Pazar yeri” olan Agora, politik toplantılar ve halk mahkemelerinin de yapıldığı devlete ait bir alandır. Roma döneminde yapılan Agora, M.S. 178 yılında yaşanan depremden sonra büyük bir onarım görür.
Agora’da ortaya çıkan en önemli eserlerden olan Poseidon, Demeter heykel grubu Tarih ve Sanat Müzesi’nde görülebilir. Agora’nın Batı Kapısı kemeri üzerinde bulunan İmparator Marcus Aurelius’un İzmir’i çok seven karısı Faustina’nın zarif kabartma portresi, ören yerinin girişinde gelen konukları sevgiyle selamlamaktadır.
Agora’nın Arkeoloji ve Tarih Parkı olarak düzenlenme çalışmaları sürmektedir. Agora içinde görülen büyük sarnıçlar, çeşitli kanalizasyon parçaları alanın bol suya sahip bir bölgede olduğunu göstermektedir. Bazilika girişinde bulunan kaynak suyunun ilk çağdan bu yana akmakta olduğu düşünülmektedir. Agora’da heyecan uyandıran en önemli buluntulardan biri de Roma Dönemi dükkanlarının bulunduğu bölümdeki grafitilerdir. Dünyanın en zengin Yunanca grafiti koleksiyonu olarak tanımlanan duvar yazılarında Helenistik ve Roma dönemlerindeki günlük yaşantılara ait kesitler yer almaktadır. Koruma altındaki grafitilerin M.S. 2. Yüzyıl ile 4. Yüzyıl arasında yapıldıkları öngörülmektedir. Duvarlarda iki bin yıldır kaybolmadan duran yaklaşık 1500 grafiti bulunduğu ve çizimlerin boya ya da kazıma yöntemiyle yapıldığı biliniyor.Bu grafitilerde İzmir kentine ilişkin görüşler, sevgiliye yazılmış sözler, gemi çizimleri bulunuyor.
Agora kazılarında Helenistik dönem, Roma dönemi, Bizans ve Osmanlı dönemine ait katmanları görmek mümkün. Agora’da son dönemde yapılan kazılarda ortaya çıkartılan Roma Hamamı, Mozaikli Yapı ve Kent Meclisi’nin yanı sıra kent merkezinden agoraya girişi sağlayan Bazilika Kuzeybatı Kapı ile limandan Agora’ya girişi sağlayan Faustina Caddesi ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor.
Agora ören yeri uzun yıllar Namazgah semtinde mezarlık olarak kullanılmış bir alan olduğu için çok sayıda; usta ellerde zarif bir şekilde işlenmiş mezar taşlarına da ev sahipliği yapıyor. Agora kazıları sonucu başka bir alana taşınan mezarlıktaki Osmanlı dönemine ait mezar taşları ise alanda görülebiliyor.
Agora’dan çıkartılan eserler bugün İzmir Arkeoloji Müzesi ile Tarih ve Sanat Müzesi’nde sergileniyor.
Tarihi Kemeraltı Çarşısı’na çok yakın olan ören yerini gezdikten sonra isterseniz yola devam edip Basmane’nin tarihi sokaklarını yavaş yavaş gezebilirsiniz. Yolda, kazı çalışmaları süren ve şimdilik sahne duvarları ile girişi ortaya çıkan 16 bin kişilik Antik Roma Tiyatrosu’nun bulunduğu düşünülen alandan geçip Kadifekale’ye de çıkabilirsiniz.