م Mim
Muhakkak durmalıdır. Durmak vâcibdir, durulmayıp geçilirse anlam bozulur.
ط Tı
Durmak gerekir.
ج Cim
Geçmek de durmak da câizdir fakat durmak daha iyidir.
ز Ze
Geçmek de durmak da câizdir fakat geçmek daha iyidir.
ق Gaf
Geçmek de durmak da câizdir fakat geçmek daha iyidir.
لا Lâmelif
Durulmaz! Bulunan yerde durulursa, önceki kelime ile birlikte tekrar okunur. Âyet-i kerime sonunda durunca, tekrar edilmez.
قف Gıf
Durmak daha iyidir.
ص Sad
Durmakta mahzur yoktur.
صلي Sad-Lam-Ya
Geçmek daha iyidir.
.:__:. Üç nokta:
Bu üç noktanın birisinde durulur. Eğer üzerinde üç nokta bulunan birinci kelimede durulursa, üç nokta olan ikinci kelimede durulmaz. Birinci kelimede durulmamışsa, ikincide durulur. Her ikisinde de durmamak veya her ikisinde de durmak câiz değildir
ع Ayn
Bazı âyet-i kerimelerin sonunda bulunur. Namazda okunursa bu işaret bulunan yerde rukûya gitmek iyi olur.
ك Kef
Kezalik demektir. Kendisinden önce hangi secavent geçmişse, bu da öyle demektir.
الجزؤ : Cüz başlarını belirtmek için yazılmıştır. 20 sayfaya bir cüz denir (son cüz olan 30. cüz, 26 sayfadır).
حزب : Her cüz 4 hizbe ayrılır, her cüzün ¼’ini gösterir (26 sayfa olan 30. cüzde de 4 hizb vardır).
سجده : Secde ayetlerini gösterir ve o ayet hizasına konur. Kuran’da şu 14 yerde secde âyeti vardır.
مد : Hangi harfin altında bulunuyorsa o harf bir elif miktarı uzatılır
قصر : Hangi harfin altında bulunuyorsa, o harf uzatılmadan okunur.
ص : Vasl hemzeleri (okunmadan geçilen hemzeler) üzerine konur.
قطع : Katı hemzeleri (muhakkak okunması gereken hemzeler) altına konur.
نِ : Sonu tenvinli kelimelerden bir sonraki kelimeye geçişi sağlar (Bu durumda tenvin tek harekeye düşer ve vasıl nun’u esreli olarak okunur).
س : Kuran’da ص harfiyle yazıldığı halde س gibi ince okunması gereken yerlerde kullanılır. Sad harfinin altına yazıldığı yerlerde “sad” harfi,“sin” gibi okunur
اماله (İmâle): Yalnızca Hud 11/41 s. 227’deki مَجْرَاهَا kelimesindeki ra’nın altında bulunur. Burada ra harfi, üstünden esreye doğru meyillendirilerek okunur.
ادغام (İdgam): Altına yazıldığı kelime, yazıldığı gibi değil de, idgam ile okunur. Yalnızca Hud 11/42 s. 227’de vardır:
تسهيل (Teshîl): Kolaylaştırmak demektir. Birbirini takip eden iki hemzenin altına yazılır. Bu iki hemzeden birincisi yerinden, ikincisi ise, he sesi karıştırılmadan, hemze tam yerine verilmeden, hemze ile elif arasında yumuşak olarak (hafifce hemzeden medde kayar gibi) okunur. Asım kıraatına göre sadece Fussilet 41/44, s. 482’de teshîl vardır ve Kuran’da bu kelimenin altında “teshîl” yazılıdır: ءَأَعْجَمِيٌّ (Fussilet 41/44, s. 482). Burada ne “ê” diyeceğiz, ne de “ee”, ikisinin arasında yumuşak bir sesle okunur.
اشمام (İşmâm): Sükûndan sonra kelimenin sonunda bulunan ötre harekesine işaret etmek için dudakların ileriye doğru toplamasına işmam denir. İşmam sadece ötrede ve aslı ötre olanda olur. Hükmü: Asım kıraatına göre Yusuf 12/11, s. 237 dışında, vacip değildir ve esas olarak sağırlar için yapılır:
لَا تَأْمَنَّا (Yusuf 12/11, s. 237). Bu kelimenin aslı: لَا تَأْمَنُنَا . Kuran’da bu kelimenin altında “işmâm” yazar. Burada işmam yapmak herkes için gerekir (aslında “bize güvenmiyorsun” anlamında olan bu ifadenin, idğamlı/gunelli oluyuştan dolayı “bize güvenme” şeklinde anlaşılmaması için).
تفخيم : Altına yazıldığı harfin kalın okunması gerektiğini gösterir. Özellikle yanılınılabilecek yerlerde kullanılır.